İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI-2



21 Ağustos 2016 Pazar


VARLIĞIN YÖNETİMİ (MÜLK)

 1. KAVRAM OLARAK, VARLIĞIN YÖNETİMİ (MÜLK)





Sonrası da öncesi de sadece bizimdir. 92. sure (LEYL) 13. ayet (Resmi: 92/İniş:9/Alfabetik:58)

Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır! Melekler ve Rûh, Rablerinin izniyle o gecede her iş için iner de iner! Bir esenlik ve huzur vardır; sürüp gider o, tan yeri ağarıncaya kadar! 97. sure (KADİR) 3-5. ayet (Resmi: 97/İniş:25/Alfabetik:48)

Biz, evet biz hayat veriyoruz, biz öldürüyoruz. Ve dönüş yalnız bizedir. 50. sure (KAF) 43. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
Emrimiz bir tektir, bir göz kırpma gibidir. 54. sure (KAMER) 50. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)
"Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin Rabbi'dir O. Azîz ve Gaffâr..." 38. sure (SÂD) 66. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

De ki: "Ey insanlar! Ben sizin üstünüze Allah'ın resulüyüm. Göklerin ve yerin mülkü o Allah'ındır. İlah yoktur O'ndan başka. O diriltir, O öldürür. O halde Allah'a ve resulüne iman edin; Allah'a ve onun sözlerine inanan o ümmi peygambere iman edip uyun ki, doğruya ve güzele ulaşabilesiniz." 7. sure (A'RAF) 158. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Rabbiniz o Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmış, sonra da arş üzerinde egemenlik kurmuştur. Geceyi gündüze bürüyüp örter. O bunu, bu da onu aralıksız ve titiz bir biçimde kovalar durur. Güneş, Ay, yıldızlar O'nun emrine boyun eğmiş. Gözünüzü açın; yaratış da O'nundur, emir veriş de/yaratış da O'nun içindir, emir veriş de. Alemlerin Rabbi olan Allah çok yücedir7. sure (A'RAF) 54. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

"Ve biz şunu sezdik: "Biz yeryüzünde Allah'ı asla âciz bırakamayız; kaçarak da onu âciz bırakamayız." 72. sure (CİN) 12. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)
Her şeyin kaynağı/egemenliği elinde olan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüleceksiniz. 36. sure (YÂSÎN) 83. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Şanı yücedir o kudretin ki, hakla bâtılı ayıran o Furkan'ı, bütün âlemler için bir uyarıcı olsun diye kuluna indirdi. Göklerin ve yerin mülk ve saltanatı yalnız O'nundur. Çocuk edinmemiştir O. Mülk ve saltanatında ortak yoktur O'na. Her şeyi yaratmış ve her şeye bir ölçü ve oluş tarzı takdir etmiştir. 25. sure (FURKÂN) 1-2. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.
*****

22 Ağustos 2016 Pazartesi


IŞIK (NUR) ve AYDINLATMA, AYETLER, BEYYİNE (DELİL / KANIT)

IŞIK (NUR)


a) İman veya Küfrü Seçme ve Tercihe Göre Işık


Onların durumu şu kişinin durumuna benzer: Bir ateş tutuşturmak istedi. Ateş, çevresindekileri aydınlattığında, Allah onların ışığını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı; artık görmezler. 2. sure (BAKARA) 17. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Şimşek, neredeyse gözlerini çarpıp götürüverecek. Kendilerine her aydınlık sunduğunda, orada yürürler. Üzerlerine karanlık binince çakılıp kalırlar. Eğer Allah dileseydi, işitme güçlerini de gözlerini de elbette alıp götürürdü. Çünkü Allah her şeye Kadîr'dir. 2. sure (BAKARA) 20. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kim?" De ki: "Allah." De ki: "O'nun yanında başka evliya mı/destekçiler mi edindiniz? Bunlar kendilerine bile yarar sağlayıp zarar verme gücünde değiller." De ki: "Körle gören yahut karanlıklarla ışık bir olur mu? Yoksa Allah'a, tıpkı O'nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da yaratış/yaratılanlar kendileri için benzeşir hale mi geldi?" De ki: "Allah'tır her şeyi yaratan, O'dur Vâhid ve Kahhâr olan."13. sure (RA'D) 16. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Onların amelleri, engin denizdeki karanlıklara da benzer. Üst üste dalgaların kapladığı bir deniz. Daha üstünde de bulutlar var. Birbiri üstüne karanlıklar... Elini çıkarsa göremeyecek halde. Allah'ın ışık vermediği kişiye hiçbir ışık bulunamaz. 24. sure (NÛR) 40. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

De ki: "Söyleyin bakalım, Allah geceyi, kıyamet gününe kadar üzerinizde sürekli kılsa, Allah'tan başka hangi ilah size ışık getirebilir? Hâlâ dinlemeyecek misiniz?" 28. sure (KASAS) 71. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve onun resulüne inanın ki size rahmetinden iki nasip versin: Size, kendisiyle yol açacağınız bir ışık lütfetsin ve sizi affetsin. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. 57. sure (HADÎD) 28. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)

b) Hakkı Gerçeği Gösteren Işık


Allah, göklerin ve yerin Nur'udur. Onun nurunun örneği, içinde çerağ bulunan bir kandile benzer. Kandil, bir sırça içerisindedir. Sırça, inciden bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nispeti olmayan bereketli bir zeytin ağacından yakılır. Bu ağacın yağı, neredeyse ateş dokunmasa bile ışık saçar. Nur üzerine nurdur o. Allah, dilediğini kendi nuruna kılavuzlar. Allah, insanlara örnekler verir. Allah her şeyi bilmektedir. 24. sure (NÛR) 35. ayet (Resmi: 24/ İniş:102/Alfabetik:84)

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ



*****

23 Ağustos 2016 Salı



KARANLIK ve GÜÇ (KUDRET)

KARANLIK

a) Karanlıktan Aydınlığa Çıkaran Allah’r


O, odur ki sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye size acıyor/destek veriyor. Melekleri de öyle yapıyor. Zaten O, inananlara karşı çok merhametlidir. 33. sure (AHZÂB) 43. ayet (Resmi: 33/ İniş:97/Alfabetik:4)

b) İnanmayanlar Tağut’a / Şeytana Uyup  Karanlığa girer,  İnananları Allah Kılavuzlayıp Aydınlığa  Çıkarır


Onların durumu şu kişinin durumuna benzer: Bir ateş tutuşturmak istedi. Ateş, çevresindekileri aydınlattığında, Allah onların ışığını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı; artık görmezler. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler. Yahut gökten boşalan bir yağmur haline benzer ki onda karanlıklar var, bir gök gürlemesi var, bir şimşek var. Yıldırımlar yüzünden ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Allah Muhît'dir, küfre sapanları çepeçevre kuşatmıştır. Şimşek, neredeyse gözlerini çarpıp götürüverecek. Kendilerine her aydınlık sunduğunda, orada yürürler. Üzerlerine karanlık binince çakılıp kalırlar. Eğer Allah dileseydi, işitme güçlerini de gözlerini de elbette alıp götürürdü. Çünkü Allah her şeye Kadîr'dir. 2. sure (BAKARA) 17-20. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Allah, iman sahiplerinin Velî'sidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Küfre sapanlara gelince, onların dostları tağuttur ki, kendilerini nurdan karanlıklara çıkarır. Bunlar cehennemin dostlarıdır. Orada sürekli kalacaklardır onlar. 2. sure (BAKARA) 257. ayet (Resmi: 2/ İniş:92/Alfabetik:11)

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.



*****

24 Ağustos 2016 Çarşamba



GERÇEK

 

GERÇEK


 
a) 
Gerçek, Yazılmış Kaderdir, Gözcüler ve İnsanın Kendi Buna Şahittir


Yeryüzünde ve kendi benliklerinizde meydana gelen hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir Kitap'ta belirlenmiş olmasın. Bu, Allah için çok kolaydır. 57. sure (HADÎD) 22. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)

İnsan üzerinden, henüz anılan bir şey olmadığı bir süre geçmedi mi zamandan? 76. sure (İNSÂN) 1. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)

Ve şu kuşkusuz ki, sizin üzerinizde koruyucular, bekçiler var. 82. sure (İNFİTÂR) 10. ayet (Resmi: 82/İniş:82/Alfabetik:42)

Ve kendisi de buna iyiden iyiye tanıktır. 100. sure (ÂDİYÂT) 7. ayet (Resmi: 100/İniş:14/ Alfabetik:2)

b) Gerçeği Gizlemek


Hakkı batılla/saçmalık ve tutarsızlıkla kirletmeyin. Bilip durduğunuz halde gerçeği gizliyorsunuz. 2. sure (BAKARA) 42. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Yoksa siz, "İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunları Yahudi yahut Hıristiyanlardı" mı diyorsunuz? Söyle onlara: "Siz mi daha bilgilisiniz yoksa Allah mı?" Allah'tan kendine ulaşmış bir tanıklığı gizleyenden daha zalim kim vardır! Allah, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir. 2. sure (BAKARA) 140. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Bununla birlikte, içlerinden bir zümre, bilip durdukları halde gerçeği gizliyorlar. 2. sure (BAKARA) 146. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
İndirdiğimiz açık-seçik delillerle, kılavuz mesajı; biz onu Kitap'ta insanlara ayan-beyan gösterdikten sonra gizleyenlere, işte onlara, hem Allah lanet eder hem de diğer lanet okuyanlar lanet eder. 2. sure (BAKARA) 159. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Allah'ın Kitap'tan indirdiği şeyi gizleyip onu basit bir ücret karşılığı satanlar, karınlarında ateşten başka bir şey yemiş olmazlar, Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacaktır, onları arındırmayacaktır da... Onlar için korkunç bir azap vardır. 2. sure (BAKARA) 174. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.


*****

25 Ağustos 2016 Perşembe



KOLAYLIK ve ALLAH’IN KOYDUĞU SINIR


KOLAYLIK


a) Her Şey Allah’a Kolaydır


Kim düşmanlık ve zulümle intihar günahını işlerse onu ateşe sokacağız. Bu, Allah için çok da kolaydır. 4. sure (NİSA) 30. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Cehennem yolu hariç! Sonsuza dek kalacaklardır orada. Allah için çok kolaydır bu.  4. sure (NİSA) 169. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Allah'ın gökleri ve yeri hak olarak yarattığını görmedin mi? Dilerse sizi yok eder, yepyeni bir halk getirir. Bu, Allah'a hiç de zor gelmez. 14. sure (İBRÂHİM) 19-20. ayet (Resmi: 14/İniş:72/ Alfabetik: 40)

Bilmedin mi ki; Allah gökte ne var, yerde ne varsa hepsini bilir. Bunların tümü bir Kitap'tadır. Bütün bunlar Allah için çok kolaydır. 22. sure (HAC) 70. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Hiç görmediler mi, Allah, yaratmayı nasıl başlatıyor, sonra onu tekrarlıyor/yeni baştan yapıyor. Kuşkusuz bu, Allah için çok kolaydır. 29. sure (ANKEBÛT) 19. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik: 8)

Yaratmaya ilk başlayan/yaratılanları ilk yaratan O'dur. Sonra onları çevirip yeniden yaratacaktır. Bu O'nun için çok da kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce örnekler/en yüce sıfatlar O'nundur. O'dur Azîz, O'dur Hakîm... 30. sure (RÛM) 27. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)


DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.



*****

26 Ağustos 2016 Cuma

TUZAK ve KORUMA / KORUNMA


TUZAK


 
a) 
Tuzak Kuran Kendine Kurar, Allah Boşa Çıkarır


Onlar tuzak kurdular, Allah da tuzak kurdu. Ve Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.3. sure (ÂLİ IMRÂN) 54. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Ve işte böylece her ülkenin önde gelenlerini, hile ve entrika peşinde koşan suçlular durumuna sokarız: ama çevirdikleri entrikalar yalnız kendi aleyhlerine olur; ve onu da anlamazlar. Onlara bir ayet geldiğinde şöyle demişlerdi: "Allah resullerine verilenin tıpkısı bize de verilmedikçe asla inanmayacağız." Allah resullük görevini nereye vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere, oynadıkları oyunlar yüzünden Allah katında bir küçüklük ve şiddetli bir azap öngörülmüştür. 6. sure (EN'ÂM) 123-124. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Küfre sapanlar, seni tutup bağlamaları yahut öldürmeleri ya da yurdundan çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kurarlar, Allah da tuzak kurar. Ama Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır. 8. sure (ENFÂL) 30. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

b) Allah’ın Azabından Emin Olma


Allah'ın tuzağından emin mi idiler? Hüsrana uğrayan topluluktan başkası Allah'ın tuzağından emin olamaz. 7. sure (A'RAF) 99. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Yeryüzünde kibirlendi ve kötülük tezgâhladılar. Oysaki tezgâhlanan kötülük, sahibinden başkasını kuşatmaz. Öncekilerin başına gelenlerden başkasını mı bekliyorlar? Allah'ın yol ve yönteminde değişme asla bulamazsın! Allah'ın yol ve yönteminde döneklik de bulamazsın! 
35. sure (FATIR) 43. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

c) Tuzak Kuranlara Allah Hemen Karşılık Verir




















































​DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.



*****

27 Ağustos 2016 Cumartesi


KAVRAM OLARAK TABİATIN YARATILIŞI VE GÖKLER, GÖKYÜZÜ



TABİAT (GÖKLER VE YER)

 

1.  TABİATIN YARATILIŞI -1

 

a) Kavram Olarak, Tabiatın Yaratılışı


Yemin olsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı. 50. sure (KAF) 38. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
Bakmadılar mı üstlerindeki göğe ki nasıl kurduk onu, nasıl süsleyip nakışladık?! Yırtığı, çatlağı da yoktur onun. Yeryüzünü de biz uzatıp yaydık; denge noktaları yerleştirdik ona ve bitirdik onda, bakanları hayran bırakan her türlü çifti. İbretle bakılası, gönüller açıcı şeyler olarak; hakka yönelen her kula öğüt olarak. Gökten, kutlu ve bereketli bir su indirdik de onunla bahçeler yeşerttik, hasatlanacak daneler yetiştirdik. Yüksek yüksek hurma ağaçları büyüttük. Birbirine girmiş kümeler halinde tomurcukları vardır onların. Kullara rızık olsun diye. Ve o suyla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte böyledir topraktan fışkırış. 50. sure (KAF) 6-11. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)
Şanı yücedir o kudretin ki; gökte burçlar yarattı, orada bir kandil ve ışık yansıtıcı bir ay oluşturdu. 25. sure (FURKÂN) 61. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
Biz gökleri, yeri ve bunların arasındakileri hak olarak yarattık. O saat elbette gelecektir. Şimdi sen, uzanan elleri tut, güzel davran. 15. sure (HİCR) 85. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu Kitap'ta, herhangi birşeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler. 6. sure (EN'ÂM) 38. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Karanın ve denizin karanlıklarında, kendileriyle yol bulmanız için yıldızları hizmetinize veren O'dur! Bilgiden nasipli bir topluluk için ayetleri gerçekten ayrıntılı kılmışızdır.  6. sure (EN'ÂM) 97. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Size gökten su indiren de O'dur! Biz o suyla her şeyin bitkisini çıkardık. Ondan da bir yeşillik çıkardık. O yeşillikten birbiri üzerine binmiş dâneler çıkardık. Hurma ağacının da tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzümlerden bağlar, zeytin, nar çıkardık. Birbirine benzeyeni var, benzemeyeni var. Meyve verdiğinde ve meyveler olgunlaştığında bir bakın onun ürününe! Bu size gösterilenlerde, iman eden bir topluluk için, çok ibret vardır!6. sure (EN'ÂM) 99. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Gökleri direksiz, desteksiz yarattı; görüyorsunuz onları. Ve yeryüzüne, sizi çalkalayıp sendeletmesin diye ağırlıklar, dayanaklar bıraktı ve orada her çeşit hayvanı yaydı. Gökten bir su indirdik de orada her türlü cömert ve bereketli çifti filizlendirdik. İşte Allah'ın yaratışı / yarattıkları! Hadi gösterin bana onun dışındakiler ne yaratmıştır? Hayır, hayır, zalimler açık bir sapıklık içindedirler. 31. sure (LOKMAN) 10-11. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)
Biz, gökleri de yeri de bunlar arasındakileri de eğlenip eğlendirelim diye yaratmadık. Eğer bir eğlence edinmek isteseydik onu kendi katımızdan edinirdik. Ama böyle yapanlar değildik / yapsaydık öyle yapardık. 21. sure (ENBİYÂ) 16-17. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.
*****

28 Ağustos 2016 Pazar



GÜNEŞ, AY VE YILDIZLAR İLE BURÇLAR

TABİAT (GÖKLER VE YER)

1.  TABİATIN YARATILIŞI -2

d) Güneş, Ay ve Yıldızlar


(1) Güneş

Allah kendisine mülk ve saltanat verdiği için, Rabb'i hakkında İbrahim'le çekişeni görmedin mi? İbrahim şöyle demişti: "Benim Rabb'im odur ki, hayat verir ve öldürür." O da şöyle demişti: "Ben de hayat veririm, hem de öldürürüm." İbrahim, "Allah, güneşi doğudan getiriyor, hadi sen onu batıdan getir" deyince, küfre sapan o adam apışıp kalmıştı. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz2. sure (BAKARA) 258. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu gördüğünde, "Benim Rabbim bu, bu daha büyük!" dedi. O da batıp gidince şöyle seslendi: "Ortak koştuğunuz şeylerden uzağım ben." 6. sure (EN'ÂM) 78. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Güneş'i görüyorsun: Doğduğu vakit mağaralarından sağ tarafa kayar, battığı vakit ise onları sol tarafa doğru makaslayıp geçer. Böylece onlar mağaranın geniş boşluğu içindedirler. Bu, Allah'ın mucizelerindendir. Allah'ın kılavuzluk ettiği, doğruyu bulmuştur. Şaşırttığına gelince, sen ona yol gösteren bir velî asla bulamazsın. 18. sure (KEHF) 17. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Bir süre sonra, Güneş'in doğduğu yere varınca onu, ona karşı kendilerine bir siper yapmadığımız bir topluluğun üzerine doğar buldu. 18. sure (KEHF) 90. ayet (Resmi: 18/İniş:69/ Alfabetik:54)

Görmedin mi Rabbini, nasıl uzatmıştır gölgeyi? Eğer dileseydi, onu elbette hareketsiz kılardı. Sonra nasıl Güneş'i ona delil yapmışız! 25. sure (FURKÂN) 45. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

"Onu ve toplumunu, Allah'ı bırakıp güneş'e secde eder buldum. Şeytan onlara, yapıp ettiklerini süslü gösterip onları yoldan saptırmış. Artık doğruyu bulamazlar." 27. sure (NEML) 24. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Güneş, kendine özgü bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Azîz, Alîm olanın takdiridir bu. 36. sure (YÂSÎN) 38. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ. 



*****

29 Ağustos 2016 Pazartesi



DÜNYA (YER) GEÇİCİ-İĞRETİ HAYAT



TABİAT (GÖKLER VE YER)

 

1.  TABİATIN YARATILIŞI -3

f) Dünya (Yer) Geçici-İğreti Hayat


(1) 
Dünya (Yer) Geçici-İğreti Hayat,Geçici Sınav-İmtihan Âlemidir

Gün olur, inkâr edenler ateşe arz edilirler. Onlara denir ki: "İyiliklerinizi / nimetlerinizi, o iğreti dünya hayatınızda silip süpürdünüz, onlarla zevklenip eğlendiniz. Bugünse alçaltıcı azapla cezalandırılacaksınız. Çünkü siz, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladınız ve gerçeğe ters düştünüz." 46. sure (AHKAF) 20. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

(2) Dünya (Yer) Geçici-İğreti Hayatta Ne Varsa Hepsi Allah’ındır

"Allah çocuk edindi." dediler. Haşâ! Böyle bir şeyden arınmıştır O! Tam aksine, göklerdekiler de yerdekiler de O'na aittir. Bunların tümü O'nun önünde boyun bükmektedir.2. sure (BAKARA) 116. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)


Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi örteriz ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız. Allah'ın, bir kısmınıza bir kısmınızdan farklı olarak lütfettiği şeyleri isteyip durmayın. Erkeklere kendi kazandıklarından bir pay var; kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay var. Allah'tan, O'nun lütfunu isteyin! Allah, her şeyi iyice bilmektedir. 4. sure (NİSA) 31-32. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Sor: "Kimindir gökler ve yer?" Cevap ver: "Allah'ındır." O Allah ki, rahmeti öz benliği üzerine yazmıştır. O sizi, varlığında hiç kuşku bulunmayan kıyamet gününde bir araya mutlaka toplayacaktır. Benliklerini hüsrana yuvarlamış kişiler var ya, onlar iman etmezler. 6. sure (EN'ÂM) 12. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Gözünüzü açın, göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır! Gözünüzü açın, Allah'ın vaadi haktır! Ama onların çokları bilmiyorlar. 10. sure (YÛNUS) 55. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Gözünüzü açın! Göklerde kim var yerde kim varsa Allah'ındır! Allah'ın yanında başka şeylere yalvaranlar, ortak koştuklarına uymuyorlar/Allah'ın yanında ortaklara yalvaranlar neyin ardı sıra gidiyorlar? Onlar sadece sanıya uyuyorlar ve onlar sadece saçmalıyorlar.10. sure (YÛNUS) 66. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

"Allah çocuk edindi!" dediler. Hâşâ! Allah bundan arınmıştır! O Ganî'dir, hiçbir şeye muhtaç olmaz! Göklerdekiler de yerdekiler de O'nundur. Elinizde, söylediğinize ilişkin hiçbir kanıt yok. Allah hakkında bilmediğiniz şeyi mi söylüyorsunuz? 10. sure (YÛNUS) 68. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Göklerde, yerde, onların arasında, toprağın bağrında ne varsa O'nundur. 20. sure (TÂHÂ) 6. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

(3) Dünya (Yer) Geçici-İğreti Hayatta Dağların Parçalanması

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ. 


*****


30 Ağustos 2016 Salı



ARZ; DOĞU- BATI; ZAMAN-SÜRE- VAKİT





TABİAT (GÖKLER VE YER)

 

1.  TABİATIN YARATILIŞI -4

g) Arz


(1) Arz, Varis Kılınan Topraklar

"Ey toplumum! Allah'ın sizin için yazdığı kutsal toprağa girin, arkanıza dönmeyin; yoksa hüsrana uğramışlar durumuna düşersiniz." 5. sure (MÂİDE) 21. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Ezilip itilmekte olan topluluğu da içine bereketler doldurduğumuz toprağın doğularına ve batılarına mirasçı kıldık. Rabbinin, İsrailoğullarına verdiği güzel söz, sabretmeleri yüzünden hedefine vardı. Firavun ve toplumunun sanayi olarak meydana getirdiklerini de dikip yükselttikleri sarayları da yere geçirdik. 7. sure (A'RAF) 137. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

"Ve onların ardından o toprağa mutlaka sizi yerleştireceğiz. Bu, makamımdan korkan, tehdidimden korkan için böyledir." 14. sure (İBRÂHİM) 14. ayet (Resmi: 14/İniş:72/ Alfabetik:40)

Sizi onların yerlerine, yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığımız bir toprağa mirasçı kıldı. Allah'ın her şeye gücü yeter. 33. sure (AHZÂB) 27. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

(2) Arz için Yıldızlar

Ve nice işaretler! Yıldızla da onlar, yol ve yön doğrulturlar. 16. sure (NAHL) 16. ayet (Resmi: 16/ İniş:70/Alfabetik:75)

 (3) Arzda Deliller, İzler, İşaretler, İbretler Vardır

Şu bir gerçek ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanların yararı için denizde yüzüp giden gemilerde, Allah'ın gökten suyu indirip onunla, ölümünden sonra toprağı dirilterek üzerine tüm canlılardan yaymasında, rüzgarların bir düzen içinde yönden yöne çevrilmesinde, gök ve yer arasında bir hizmete memur edilen bulutlarda, aklını işleten bir topluluk için sayısız izler-işaretler-ibretler vardır. 2. sure (BAKARA) 164. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.

*****

31 Ağustos 2016 Çarşamba


KAVRAM OLARAK, TABİATIN DÜZENİ

TABİAT (GÖKLER VE YER)


2.  TABİATIN DÜZENİ - 1


a) Kavram Olarak, Tabiatın Düzeni


Benimle, yarattığım kişiyi baş başa bırak! Hesapsız bir mal verdim ona. Göz doyurucu oğullar verdim. Alabildiğine imkânlar döşedim onun için. 74. sure (MÜDDESSİR) 11-14. ayet (Resmi: 74/İniş:4/ Alfabetik:67)
O ki yarattı, düzene koydu, O ki miktarını, şeklini belirledi, yolunu çizip aydınlattı. 87. sure (A'LÂ) 2-3. ayet (Resmi: 87/İniş:8/Alfabetik:5)
Hayır, hayır! O, O'nun kendisine emrettiğini hiç yerine getirmedi. Hadi, bakıversin insan, kendi yiyeceğine! Biz suyu döktük de döktük. Sonra yeryüzünü yardık da yardık. Ardından orada dâneler bitirdik. Üzümler, yoncalar, Zeytinlikler, hurmalıklar, Gür çimenli, bol ağaçlı bahçeler, Meyve, otlak/sebze. Sizin ve hayvanlarınızın yararına. 80. sure (ABESE) 23-32. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)
Yeri, bir toplanma zemini yapmadık mı? Diriler bakımından da ölüler bakımından da. Orada oturaklı, başını yücelere kaldırmış dağlar oluşturduk. Ve size tatlı bir su içirdik. 77. sure (MÜRSELÂT) 25-27. ayet (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik:73)
Bakmadılar mı üstlerindeki göğe ki nasıl kurduk onu, nasıl süsleyip nakışladık?! Yırtığı, çatlağı da yoktur onun. 50. sure (KAF) 6. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

Şu bir gerçek ki, biz her şeyi bir ölçüye göre/bir kaderle yarattık. Emrimiz bir tektir, bir göz kırpma gibidir. 54. sure (KAMER) 49-50. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)  

Andolsun, sizi yeryüzünde yerleştirdik ve sizin için orada, geçiminize yarayacak nimet ve imkanlara vücut verdik. Ne de az şükrediyorsunuz! 7. sure (A'RAF) 10. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik: 9)

Ey ademoğulları! Size, çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve süs kıyafeti indirdik. Ama takva giysisi en hayırlısıdır. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Düşünüp öğüt almaları umuluyor. 7. sure (A'RAF) 26. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Görmediler mi, ellerimizin yapıp ettiklerinden, kendileri için nice hayvanlar yarattık da onlar, bu hayvanlara sahip oluyorlar. O hayvanları bunlara boyun eğdirdik. Onlardan binekleri vardır ve onlardan bir kısmını da yiyorlar. O hayvanlarda bunlar için birçok yararlar var, içecekler var. Hâlâ şükretmiyorlar mı? 36. sure (YÂSÎN) 71-73. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Görmedin mi Rabbini, nasıl uzatmıştır gölgeyi? Eğer dileseydi, onu elbette hareketsiz kılardı. Sonra nasıl Güneş'i ona delil yapmışız! Sonra nasıl tutup onu ağır ağır kendimize çekmişiz! O'dur sizin için geceyi elbise, uykuyu dinlence yapan. Gündüzü, dağılıp yayılma zamanı yapan da O'dur. O gönderdi rüzgârı bir müjde olarak rahmetinin önünden. Biz indirdik gökten tertemiz bir su. Ki onunla ölü bir beldeyi diriltelim ve onunla, yarattıklarımızdan bir takım hayvanları ve birçok insanları suvaralım. Yemin olsun, onu aralarında çeşitli biçimlerde ifade ettik ki öğüt alabilsinler. Ama insanların çoğu sadece nankörlükte ısrar etmektedir. 25. sure (FURKÂN) 45-50. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Şanı yücedir o kudretin ki, hakla bâtılı ayıran o Furkan'ı, bütün âlemler için bir uyarıcı olsun diye kuluna indirdi. Göklerin ve yerin mülk ve saltanatı yalnız O'nundur. Çocuk edinmemiştir O. Mülk ve saltanatında ortak yoktur O'na. Her şeyi yaratmış ve her şeye bir ölçü ve oluş tarzı takdir etmiştir. 25. sure (FURKÂN) 1-2. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)


















































































*****

1 Eylül 2016 Perşembe



SABAH, AKŞAM VE GÜNDOĞUMU, GÜNBATIMI VE GECE

 TABİAT (GÖKLER VE YER)


2.  TABİATIN DÜZENİ - 2


b) Sabah, Akşam ve Gündoğumu, Günbatımı 


(1) Sabah

Ehlikitap'tan bir zümre şöyle dedi: "Şu iman edenlere indirilene günün başlangıcında inanın, günün sonunda karşı çıkın. Belki onları döndürebilirsiniz; 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 72. ayet (Resmi: 3/ İniş:94/Alfabetik:7)

Şafağı yarıp sabahı ortaya çıkaran/Fâlık O'dur! Geceyi dinlenme zamanı yaptı; Güneş'i ve Ay'ı hesap aracı. İşte budur ölçülendirmesi o Azîz'in, o Alîm'in! 6. sure (EN'ÂM) 96. ayet (Resmi: 6/ İniş:55/Alfabetik:20)

Melekler dediler: "Biz senin Rabbinin elçileriyiz. Sana asla el süremezler. Gecenin bir yerinde aileni götür. İçinizden hiç kimse geri kalmasın; karın müstesna. O, ötekilere çatan belaya çarptırılacaktır. Onların azap vakti, sabah vaktidir. Sabah da ne kadar yakın, değil mi?" 11. sure (HÛD) 81. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Ona şu emri bir hüküm olarak ilettik: Şunlar, kökleri kesilmiş olarak sabahlayacaklardır. 15. sure (HİCR) 66. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

Korkunç titreşimli ses onları da sabaha girecekleri sırada yakaladı. 15. sure (HİCR) 83. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

Kentte, korku içinde sabahladı, göz kulak kesiliyordu. Bir de baktı ki, dün ondan yardım isteyen adam yine onu yardıma çağırıyor. Mûsa ona dedi ki: "Anlaşıldı, sen, tam azmış bir adamsın." 28. sure (KASAS) 18. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

O halde tespih Allah için. Akşama erdiğinizde de sabaha erdiğinizde de... 30. sure (RÛM) 17. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir edecek. Sonunda o hale geldiler ki, konutlarından başka hiçbir şey görünmüyordu. Suçlular topluluğunu işte böyle cezalandırırız biz. 46. sure (AHKAF) 25. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

Yemin olsun, sabahleyin erkenden, kararlı ve oturaklı bir azap yakaladı onları. 54. sure (KAMER) 38. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)

Biz onları, o bahçe sahiplerini belalandırdığımız gibi belalandırdık. Hani, onlar sabaha çıktıklarında, bahçeyi mutlaka kesip biçeceklerine yemin etmişlerdi. 68. sure (KALEM) 17. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)

O, simsiyah kesiliverdi. Sabaha çıktıklarında birbirlerine seslendiler: 68. sure (KALEM) 20-21. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)

Yemin olsun sabaha, ağarıp ışıdığında, 74. sure (MÜDDESSİR) 34. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)

Gecesini kararttı, kuşluğunu ortaya çıkardı. 79. sure (NÂZİÂT) 29. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)

Ve soluyarak açıldığı zaman sabaha, 81. sure (TEKVÎR) 18. ayet (Resmi: 81/İniş:7/Alfabetik:103)

Sabahleyin akın edenlere/baskın yapıp toprak fethedenlere, 100. sure (ÂDİYÂT) 3. ayet (Resmi: 100/ İniş:14/Alfabetik:2)

(2) Akşam

Ehlikitap'tan bir zümre şöyle dedi: "Şu iman edenlere indirilene günün başlangıcında inanın, günün sonunda karşı çıkın. Belki onları döndürebilirsiniz; 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 72. ayet (Resmi: 3/ İniş:94/Alfabetik:7)

Göklerde ve yerde Hamd da O'na; gün sonunda da öğleye erdiğinizde de. 30. sure (RÛM) 18. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ



*****

2 Eylül 2016 Cuma



DAĞLAR, KAYALAR, TOPRAK


TABİAT (GÖKLER VE YER)


2.  TABİATIN DÜZENİ - 3


d) Dağlar


(1) Dağlar, Üzerine Kur’an İndirilseydi Çatlayıp Yarılırdı

Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, her halde sen onu huşû ile boynunu bükmüş, çatlayıp yarılmış görürdün. Biz bu örnekleri insanlara hep veriyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler. 59. sure (HAŞR) 21. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35


 (2) Dağlar, Allah Tecelli Edince Paramparça Oldular,

Musa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisiyle konuşunca şöyle konuştu: "Rabbim, göster bana kendini, göreyim seni." Dedi: "Asla göremezsin beni. Ama şu dağa bak. Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni görebileceksin." Rabbi dağa tecelli edince onu parça parça etti. Ve Musa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: "Tespih ederim o yüce varlığını, tövbe edip sana yöneldim. İman edenlerin ilkiyim ben." 7. sure (A'RAF) 143. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Biz emâneti göklere, yere, dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok zalim ve çok cahil olduğu halde onu yüklendi. 33. sure (AHZÂB) 72. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4) 

(3) Dağlar, Kıyamette Yürütülecek, Paramparça Edilecek,

Gün olur, dağları yürütürüz de yeryüzünü çırılçıplak görürsün. İnsanları huzurumuzda toplamış, içlerinden hiçbirisini hesap dışı bırakmamışızdır. 18. sure (KEHF) 47. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Sana dağlardan soruyorlar. De ki: "Rabbim onları un ufak edecektir." 20. sure (TÂHÂ) 105. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Ve dağlar bir yürüyüşle yürür. 52. sure (TÛR) 10. ayet (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106)

Dağlar bir serpilişle serpildiğinde, 56. sure (VÂKIA) 5. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)

Yer ve dağlar yükletilip birbirine bir çarpılışla parça parça edildiğinde, 69. sure (HÂKKA) 14. ayet (Resmi: 69/İniş:78/Alfabetik:34)

Dağlar, atılmış, renkli yün gibi olur. 70. sure (MEÂRİC) 9. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)

O günde ki yer ve dağlar sarsılır ve dağlar eriyip akan bir kum yığınına dönüşür. 73. sure (MÜZZEMMİL) 14. ayet (Resmi: 73/İniş:3/Alfabetik:74)

Dağlar un ufak edilip savrulduğunda, 77. sure (MÜRSELÂT) 10. ayet (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik:73)

Dağlar yürütülmüş, bir serap oluvermiştir. 78. sure (NEBE) 20. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)

Dağlar yürütüldüğünde, 81. sure (TEKVÎR) 3. ayet (Resmi: 81/İniş:7/Alfabetik:103)

Dağlar, didilmiş renkli yün gibi olur. 101. sure (KAARİA) 5. ayet (Resmi: 101/İniş:30/Alfabetik:47) 

 (4) Dağları Yerinden Oynatacak Tuzaklar

Tuzaklarını kurmuşlardı ama Allah katında da onlar için tuzak var. Zaten onların tuzakları dağları yerinden oynatacak türden olsa neye yarar! 14. sure (İBRÂHİM) 46. ayet (Resmi: 14/İniş:72/ Alfabetik:40) 


 (5) Dağların Üzerinde-İçlerinde, Ev-Barınak Yapmak

"Hatırlayın ki, Allah sizi Ad'dan sonra halefler yaptı ve yeryüzünde sizi yerleştirdi. O'nun düzlüklerinde saraylar kuruyorsunuz, dağlarını yontup ev yapıyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini anın da fesat çıkararak yeryüzünü berbat etmeyin." 7. sure (A'RAF) 74. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Dağlardan güvenli güvenli evler yontuyorlardı. 15. sure (HİCR) 82. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

Rabbin, balarısına şöyle vahyetti: "Dağlardan evler edin, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan da..." 16. sure (NAHL) 68. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)


DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.


*****

3 Eylül 2016 Cumartesi



DENİZLER, DALGALAR, TUZ, DEPREM, FIRTINA-KASIRGA, ŞİMŞEK;GÖLGE.

TABİAT (GÖKLER VE YER)


2.  TABİATIN DÜZENİ - 4


g) Denizler


(1) Denizler, Genel

Gaybın anahtarları O'nun yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde olanı da bilir. O'nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. Toprağın karanlıklarındaki bir dâne, yaş ve kuru her şey apaçık bir Kitap'ın içindedir. 6. sure (EN'ÂM) 59. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Şunu sor: "Bizi bu durumdan kurtarırsa andolsun şükredenlerden olacağız' diye boyun büküp ürpererek O'na yakardığınızda, karanın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarıyor?"6. sure (EN'ÂM) 63. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Karanın ve denizin karanlıklarında, kendileriyle yol bulmanız için yıldızları hizmetinize veren O'dur! Bilgiden nasipli bir topluluk için ayetleri gerçekten ayrıntılı kılmışızdır. 6. sure (EN'ÂM) 97. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)  
O yürütüyor sizi karada ve denizde. Diyelim, gemidesiniz: Gemiler, içindekileri latîf bir rüzgârla götürüyorlar. İçerdekiler ferah ve sevinç duymaktalar. Birden korkunç bir kasırga geliverdi. Her taraftan dalgalar üzerlerine çullandı. Çepeçevre kuşatıldıklarını düşünüp dini yalnız Allah'a özgüleyerek duaya koyuldular: "Eğer bizi şu durumdan kurtarırsan, yemin olsun, sana şükredenlerden olacağız." 10. sure (YÛNUS) 22. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Yemin olsun, biz, âdemoğullarını onur ve üstünlükle donattık, onları karada ve denizde binitlerle yükledik. Onları, güzel ve temiz rızıklarla besledik. Ve onları, yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık. 17. sure (İSRÂ) 70. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Yoksa size karanın ve denizin karanlıkları içinde yol gösteren ve rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci gönderen mi hayırlı? Allah'ın beraberinde bir ilah daha mı var? Allah, onların ortak tuttuklarından uzaktır, arınmıştır. 27. sure (NEML) 63. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

İnsanların ellerinin kazanmış oldukları yüzünden denizde ve karada bozgun çıktı. Allah onlara, yaptıklarının bir kısmını tattırıyor ki geri dönebilsinler. 30. sure (RÛM) 41. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

O'nun ayetlerindendir ki, size rahmetinden tattırsın; gemiler, buyruğu ile akıp gitsin. Lütfundan nasip arayasınız ve şükredebilesiniz diye, rüzgârları müjdeciler olarak gönderir.  30. sure (RÛM) 46. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

İki deniz birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu giderir, içimi hoş ve rahattır; şu tuzludur, acıdır. Ama hepsinden de taze et yersiniz; giyip takınacağınız bir süs çıkarırsınız. Allah'ın lütfundan nasip aramanız ve şükredebilmeniz için, gemilerin denizi yara yara gittiğini görürsün. 35. sure (FATIR) 12. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.



*****

4 Eylül 2016 Pazar



KAVRAM OLARAK, TABİATIN İNSAN HİZMETİNE VERİLMESİ VE RÜZGÂRLAR


TABİAT (GÖKLER VE YER)


3.  TABİATIN İNSAN HİZMETİNE VERİLMESİ -1


a) Kavram Olarak, Tabiatın İnsan Hizmetine Verilmesi


Benimle, yarattığım kişiyi baş başa bırak! Hesapsız bir mal verdim ona. Göz doyurucu oğullar verdim. Alabildiğine imkânlar döşedim onun için. 74. sure (MÜDDESSİR) 11-14. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)
Hayır, hayır! O, O'nun kendisine emrettiğini hiç yerine getirmedi. Hadi, bakıversin insan, kendi yiyeceğine! Biz suyu döktük de döktük. Sonra yeryüzünü yardık da yardık. Ardından orada dâneler bitirdik. Üzümler, yoncalar, Zeytinlikler, hurmalıklar, Gür çimenli, bol ağaçlı bahçeler, Meyve, otlak/sebze. Sizin ve hayvanlarınızın yararına. 80. sure (ABESE) 23-32. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)
Yeri, bir toplanma zemini yapmadık mı? Diriler bakımından da ölüler bakımından da. Orada oturaklı, başını yücelere kaldırmış dağlar oluşturduk. Ve size tatlı bir su içirdik. 77. sure (MÜRSELÂT) 25-27. ayet (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik:73)
Andolsun, sizi yeryüzünde yerleştirdik ve sizin için orada, geçiminize yarayacak nimet ve imkanlara vücut verdik. Ne de az şükrediyorsunuz! 7. sure (A'RAF) 10. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik: 9)
Ey ademoğulları! Size, çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve süs kıyafeti indirdik. Ama takva giysisi en hayırlısıdır. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Düşünüp öğüt almaları umuluyor. 7. sure (A'RAF) 26. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Görmediler mi, ellerimizin yapıp ettiklerinden, kendileri için nice hayvanlar yarattık da onlar, bu hayvanlara sahip oluyorlar. O hayvanları bunlara boyun eğdirdik. Onlardan binekleri vardır ve onlardan bir kısmını da yiyorlar. O hayvanlarda bunlar için birçok yararlar var, içecekler var. Hâlâ şükretmiyorlar mı? 36. sure (YÂSÎN) 71-73. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
 Görmedin mi Rabbini, nasıl uzatmıştır gölgeyi? Eğer dileseydi, onu elbette hareketsiz kılardı. Sonra nasıl Güneş'i ona delil yapmışız! Sonra nasıl tutup onu ağır ağır kendimize çekmişiz! O'dur sizin için geceyi elbise, uykuyu dinlence yapan. Gündüzü, dağılıp yayılma zamanı yapan da O'dur. O gönderdi rüzgârı bir müjde olarak rahmetinin önünden. Biz indirdik gökten tertemiz bir su. Ki onunla ölü bir beldeyi diriltelim ve onunla, yarattıklarımızdan bir takım hayvanları ve birçok insanları suvaralım. Yemin olsun, onu aralarında çeşitli biçimlerde ifade ettik ki öğüt alabilsinler. Ama insanların çoğu sadece nankörlükte ısrar etmektedir. 25. sure (FURKÂN) 45-50. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

İki deniz birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu giderir, içimi hoş ve rahattır; şu tuzludur, acıdır. Ama hepsinden de taze et yersiniz; giyip takınacağınız bir süs çıkarırsınız. Allah'ın lütfundan nasip aramanız ve şükredebilmeniz için, gemilerin denizi yara yara gittiğini görürsün. 35. sure (FATIR) 12. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ



*****


5 Eylül 2016 Pazartesi



SU, DÜNYA PINARLARI, BULUT VE YAĞMUR

TABİAT (GÖKLER VE YER)


3.  TABİATIN İNSAN HİZMETİNE VERİLMESİ -2


c) Su


(1) Suyu Gökten Allah İndirir, Diri Olan Her Şey Sudan Yaratılmıştır.
Size gökten su indiren de O'dur! Biz o suyla her şeyin bitkisini çıkardık. Ondan da bir yeşillik çıkardık. O yeşillikten birbiri üzerine binmiş dâneler çıkardık. Hurma ağacının da tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzümlerden bağlar, zeytin, nar çıkardık. Birbirine benzeyeni var, benzemeyeni var. Meyve verdiğinde ve meyveler olgunlaştığında bir bakın onun ürününe! Bu size gösterilenlerde, iman eden bir topluluk için, çok ibret vardır!6. sure (EN'ÂM) 99. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

O, odur ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır. O'nun arşı da su üzerinde idi. Böyle yapması, iş ve davranış yönünden hanginizin daha güzel olduğunu belirlemek için sizi denemeye yöneliktir. Sen, "Kuşkusuz, sizler ölümden sonra diriltileceksiniz!" dediğinde, küfre batanlar hemen ve kesinlikle şöyle derler: "Bu apaçık bir büyüden başka şey değildir." 11. sure (HÛD) 7. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

O küfre sapanlar görmediler mi ki gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık. Her canlı şeyi sudan oluşturduk. Hâlâ iman etmeyecekler mi? 21. sure (ENBİYÂ) 30. ayet (Resmi: 21/İniş:73/ Alfabetik: 21)

Allah, tüm canlıları sudan yarattı. Onlardan kimileri karnı üzerinde yürür, kimileri iki ayak üstünde yürür, kimileri de dört ayak üstünde... Allah dilediğini yaratıyor, Allah her şeye kadirdir. 24. sure (NÛR) 45. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Sudan bir insan yaratıp, onu nesep ve sıhriyet akrabaları halinde oluşturan O'dur. Rabbin çok güçlüdür. 25. sure (FURKÂN) 54. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Salmıştır iki denizi; buluşup kucaklaşıyorlar. 55. sure (RAHMÂN) 19. ayet (Resmi: 55/İniş:89/ Alfabetik:86)

(2)Suda Deliller, İzler, İşaretler, İbretler Vardır.

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.

*****


7 Eylül 2016 Çarşamba


AĞAÇLAR, OTLAK VE ÇİÇEKLER, HURMA, İNCİR VE BAL, ÜRÜN



TABİAT (GÖKLER VE YER)

3.  TABİATIN İNSAN HİZMETİNE VERİLMESİ -4


i) Ağaçlar, Otlak ve Çiçekler


(1) Ağaçlar

Ve Âdem'e şöyle buyurmuştuk: "Ey Âdem, sen ve eşin cennete yerleşin ve ondan dilediğiniz yerde, bol bol yiyin. Ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zulme sapanlardan olursunuz." 2. sure (BAKARA) 35. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Size gökten su indiren de O'dur! Biz o suyla her şeyin bitkisini çıkardık. Ondan da bir yeşillik çıkardık. O yeşillikten birbiri üzerine binmiş dâneler çıkardık. Hurma ağacının da tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzümlerden bağlar, zeytin, nar çıkardık. Birbirine benzeyeni var, benzemeyeni var. Meyve verdiğinde ve meyveler olgunlaştığında bir bakın onun ürününe! Bu size gösterilenlerde, iman eden bir topluluk için, çok ibret vardır!6. sure (EN'ÂM) 99. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, sebzeleri, zeytinleri, narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde oluşturan O'dur. Her birinin meyvesinden, olgunlaştığı zaman yiyin ve hasat gününde onun hakkını da verin. İsraf etmeyin, Allah israf edenleri sevmez. 6. sure (EN'ÂM) 141. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik:20)

"Ey Adem! Sen ve eşin cennette oturun, dilediğiniz yerden yiyin ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikiniz de zalimlerden olursunuz." Derken, şeytan, kendilerinden gizlenmiş çirkin yerlerini onlara açmak için ikisine de vesvese verdi. Dedi: "Rabbinizin sizi şu ağaçtan uzak tutması, iki melek olmayasınız yahut ölümsüzler arasına katılmayasınız diyedir." Ve onlara, "ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti. Nihayet onları kandırarak aşağı çekti. O ikisi ağaçtan tadınca çirkin yerleri kendilerine açıldı. Bahçenin yapraklarından yamalar yapıp üzerlerine örtmeye başladılar. Rableri onlara seslendi: "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Ben size, şeytan sizin için açık bir düşmandır demedim mi?" 7. sure (A'RAF) 19-22. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Yeryüzünde birbirine sırt vermiş komşu kıtalar, üzümlerden bahçeler, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki, bir tek suyla sulanırlar. Biz bunların, yemişlerde bir kısmını diğer bir kısmına üstün kıldık. Bütün bunlarda aklını çalıştıran bir topluluk için elbette ki ibretler vardır. 13. sure (RA'D) 4. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Görmedin mi Allah nasıl bir örnekleme yaptı: Güzel söz; kökü yerde, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzer. 14. sure (İBRÂHİM) 24. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Pis bir söz de gövdesi toprağın üstünde destek bulmuş bir ağaca benzer, dayanağı yoktur onun. 14. sure (İBRÂHİM) 26. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

O sizin için gökten bir su indirdi; ondan bir içecek var. Kendisinden hayvanlarınıza yedirdiğiniz ağaç da ondan oluşmaktadır. 16. sure (NAHL) 10. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

8 Eylül 2016 Perşembe


HAYVANLAR VE BÖCEKLER

TABİAT (GÖKLER VE YER)


3.  TABİATIN İNSAN HİZMETİNE VERİLMESİ -5


m) Hayvanlar


(1) Hayvanların İnsanlarla Karşılaştırılması, İlişkisi

Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar. 7. sure (A'RAF) 179. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Kendilerine ait bir takım yararlara tanık olsunlar. Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerinde belirli günlerde Allah'ın adını ansınlar. İşte bunlardan yiyin, sıkıntı içindeki fakiri de doyurun. 22. sure (HAC) 28. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Yoksa sen bunların çoğunun işittiğini, akledip düşündüğünü mü sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, hatta yolca, hayvanlardan da şaşkındırlar. 25. sure (FURKÂN) 44. ayet (Resmi: 25/İniş:42/ Alfabetik:29)

Ve sizin yaratılışınızda, her yana yaydığı canlılarda, kesinliği yakalayan bir topluluk için ibretler, işaretler vardır. 45. sure (CÂSİYE) 4. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

(2) Hayvanlar, Davarlar ve İnsanlardan Çeşitli Renklerde Olanları Vardır

Aynı şekilde, insanlardan, hayvanlardan, davarlardan da çeşitli renklerde olanlar var. Kulları içinde Allah'tan ancak bilginler ürperir. Allah Azîz'dir, Gafûr'dur. 35. sure (FATIR) 28. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

(3) Hayvanlar, Hz. Süleyman'ın Ölümünü Değneğini Yiyen Dabbetül Arz/Ağaç Kurtçuğundan Başkası Göstermedi

Sonunda, Süleyman için ölüm hükmünü verdiğimizde, onun ölümünü, değneğini yiyen dâbbetül arzdan/ağaç kurtçuğundan başkası onlara göstermedi. Süleyman yere yığılınca, açıkça anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, o alçaltıcı azap içinde bekleyip durmazlardı. 34. sure (SEBE') 14. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

(4) Hayvanlar, Her Türden İki Çiftin Hz. Nuh'un Gemisine Alınması Vahyedildi

Bunun üzerine biz, Nûh'a şöyle vahyettik: "Gözlerimizin önünde ve vahyimize uygun olarak gemiyi yap. Emrimiz gelip tandır kaynayınca, ailenle birlikte her türden iki çifti gemiye sok. İçlerinden, haklarında daha önce hüküm verilmiş olanları dışta bırak. Zulmetmiş olanlar hakkında bana yakarıp durma. Onlar kesinlikle boğulacaklardır." 23. sure (MÜ'MİNÛN) 27. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

(5) Hayvanlardan Haram Olanlar

Allah size leşi, kanı, domuz etini, Allah'tan başkası adına kesileni haram kılmıştır. Ama zorda kalanın, sınırı aşmadan, şuna-buna haksızlık ve tecavüze gitmeden yemesinde kendisi için günah yoktur. Allah çok affedici, çok merhametlidir. 2. sure (BAKARA) 173. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

Şunlar size haram kılınmıştır: Boğazlanmayarak ölmüş hayvanın eti, kan, domuz eti, üzerine Allah'tan başkasının adı anılmış, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, canı üzerineyken yetişip kestikleriniz müstesna olmak üzere canavar tarafından yırtılmış ve dikili adak taşları üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve bir de fal oklarıyla kısmet paylaşmanız... Bütün bunlar birer sapıştır. Küfre batmış olanlar bugün dininizden ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçtim. Şu da var ki, her kim ciddi bir açlıkla yüz yüze gelir de günaha kaçmak maksadı olmaksızın onlardan yemek zorunda kalırsa, elbette Allah Gafûr ve Rahîm'dir. 5. sure (MÂİDE) 3. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)






































































































​DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.​



*****

9 Eylül 2016 Cuma


YÜN, DEMİR VE KATRAN, GEMİ, RENKLER, ATEŞ


TABİAT (GÖKLER VE YER)


3.  TABİATIN İNSAN HİZMETİNE VERİLMESİ -6


o) Yün, Demir ve Katran


(1) Yün

Allah size, evlerinizden huzur ve sükûn yeri yaptı. Hayvan derilerinden size, gerek göç gününüzde gerek konduğunuz sırada rahatça taşıyacağınız evler yaptı. Ayrıca, hayvanların; yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından belli bir süreye kadar kullanabileceğiniz giyimlikler, döşemelikler ve kullanım eşyası verdi. 16. sure (NAHL) 80. ayet (Resmi: 16/İniş:70/ Alfabetik: 75)

Dağlar, atılmış, renkli yün gibi olur. 70. sure (MEÂRİC) 9. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)

Dağlar, didilmiş renkli yün gibi olur. 101. sure (KAARİA) 5. ayet (Resmi: 101/İniş:30/Alfabetik:47)

 (2) Demir

De ki: "İster taş olun ister demir!" 17. sure (İSRÂ) 50. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

"Bana demir kütleleri getirin!" İki ucu tam denkleştirince, "Körükleyin!" dedi. Onu ateş haline koyunca da "Getirin bana, üzerine erimiş bakır/katran dökeyim!" diye seslendi. 18. sure (KEHF) 96. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Bunlar için bir de demirden kamçılar var. 22. sure (HAC) 21. ayet (Resmi: 22/İniş:88/ Alfabetik:32)

Yemin olsun, biz, Dâvud'a katımızdan bir lütufta bulunduk. "Ey dağlar, onunla birlikte tespih edin ve ey kuşlar siz de." dedik. Ve onun için demiri yumuşattık. 34. sure (SEBE') 10. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Yemin olsun, biz, resullerimizi açık seçik delillerle gönderdik ve onlarla birlikte Kitap'ı ve ölçüyü de indirdik ki, insanlar adaleti ayakta tutsunlar/adaletle doğrulsunlar. Ve demiri de indirdik. Onda zorlu bir kuvvet ve insanlar için birçok yarar vardır. Allah bu sayede, kendisine ve resullerine, gayba inanarak kimin yardım edeceğini bilecektir. Allah Kavî'dir, Azîz'dir. 57. sure (HADÎD) 25. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)

 (3) Katran

 Gömlekleri katrandandır. Yüzlerini ateş bürümüştür. 14. sure (İBRÂHİM) 50. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

"Bana demir kütleleri getirin!" İki ucu tam denkleştirince, "Körükleyin!" dedi. Onu ateş haline koyunca da "Getirin bana, üzerine erimiş bakır/katran dökeyim!" diye seslendi. 18. sure (KEHF) 96. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

p) Gemi


(1) 
Allah'ın Gözetiminde ve Vahyine Göre Yapılan Gemi ve Sandıklar:

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.



*****

10 Eylül 2016 Cumartesi


KAVRAM OLARAK, İNSANIN YARATILIŞI



İNSAN  


 1. 
 İNSANIN YARATILIŞI -1


a) Kavram Olarak, İnsanın Yaratılışı


Yaratan Rabbinin adıyla oku/çağır! İnsanı, embriyodan/ilişip yapışan bir sudan/sevgi ve ilgiden/husûmetten yarattı. 96. sure (ALAK) 1-2. ayet (Resmi: 96/İniş:1/Alfabetik:6)
Hiç kuşkusuz, iki çifti, erkeği ve dişiyi yaratan O'dur; Meni halinde atıldığı zaman bir spermden... 53. sure (NECM) 45-46. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)
Hangi şeyden yarattı onu? Bir spermden! Yarattı onu, ölçülendirip biçimlendirdi onu. Sonra, yolu kolaylaştırdı ona, 80. sure (ABESE) 18-20. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)
O, dökülen meniden bir sperm değil miydi? Sonra o, bir çiğnem et oldu da Allah onu yarattı, ardından düzgün bir şekle ulaştırdı. Nihayet ondan iki çifti, erkeği ve dişiyi vücuda getirdi.  75. sure (KIYÂMET) 37-39. ayet (Resmi: 75/İniş:31/Alfabetik:56)
Sizi basit bir sudan yaratmadık mı? Onu dayanıklı karargâhta tuttuk. Bilinen bir ölçüye/süreye kadar. Bir ölçüyle yaptık. Ne güzel ölçü koyanlarız biz! 77. sure (MÜRSELÂT) 20-23. ayet (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik:73)
Yemin olsun ki, insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biliriz. Biz ona, şah damarından daha yakınız. 50. sure (KAF) 16. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

İnsan, neden yaratılmış olduğuna bir baksın! Fırlayan bir suyun bir parçacığından yaratıldı o. Bel ile kaburgalar arasından çıkar o su. 86. sure (TÂRIK) 5-7. ayet (Resmi: 86/İniş:36/Alfabetik:99)
Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: "Ben çamurdan bir insan yaratacağım." "Onu kıvama erdirip içine ruhumdan üflediğimde, önünde secde ederek eğilin!" Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde etmişlerdi. İblis etmemişti. O, kibre sapmış ve inkârcılardan olmuştu. 38. sure (SÂD) 71-74. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
Andolsun ki sizi yarattık, sonra sizi biçimlendirdik, sonra da meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. Onlar da secde ettiler. Ama İblis etmedi, secde edenlerden olmadı o.7. sure (A'RAF) 11. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

O, odur ki, sizi bir tek canlıdan yarattı, eşini de ondan vücuda getirdi ki, gönlü buna ısınsın. Eşini sarıp kucaklayınca o, hafif bir yük yüklendi de bir süre onu gezdirdi. Ağırlaştığında ikisi birden Rablerine şöyle dua ettiler: "Bize iyi huylu, yakışıklı bir çocuk verirsen yemin ederiz, şükredenlerden olacağız." 7. sure (A'RAF) 189. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Sudan bir insan yaratıp, onu nesep ve sıhriyet akrabaları halinde oluşturan O'dur. Rabbin çok güçlüdür. 25. sure (FURKÂN) 54. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Allah sizi bir topraktan, sonra bir spermden yarattı; sonra sizi çiftler haline getirdi. O'nun ilmi dışında, bir dişi ne hamile olur ne de doğurur. Yaşayan bir varlığa daha çok ömür verilmesi de onun ömründen biraz azaltılması da mutlaka bir Kitap'ta yazılıdır. Bu, Allah için gerçekten çok kolaydır. 35. sure (FATIR) 11. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)



DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ


*****

11 Eylül 2016 Pazar


İNSANIN YARATILIŞ SEBEBİ VE YARATILIŞ AŞAMALARI



İNSAN  


 1.
  İNSANIN YARATILIŞI -2



b) İnsanın Yaratılış Sebebi ve Yaratılış Aşamaları


(1) Yaratılış, Sebebi, (İnsan ve Cinlerin):

Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar. 7. sure (A'RAF) 179. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Allah'tan hak bir vaat olarak hepinizin dönüşü yalnız O'nadır. Yaratılışı başlatır, sonra yarattıklarını varlık alanına ardarda çıkarır ki, iman edip hayra ve barışa yönelik amelleri yerli yerince sergileyenleri ödüllendirsin. Küfre dalanlara gelince, onlar için, nankörlük edip gerçeği örtmeleri yüzünden, kaynar sudan bir içki ve acıklı bir azap öngörülmüştür.10. sure (YÛNUS) 4. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Sonra onların ardından yeryüzünde sizi halefler kıldık ki, nasıl iş yapacağınızı görelim. 10. sure (YÛNUS) 14. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

O, odur ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır. O'nun arşı da su üzerinde idi. Böyle yapması, iş ve davranış yönünden hanginizin daha güzel olduğunu belirlemek için sizi denemeye yöneliktir. Sen, "Kuşkusuz, sizler ölümden sonra diriltileceksiniz!" dediğinde, küfre batanlar hemen ve kesinlikle şöyle derler: "Bu apaçık bir büyüden başka şey değildir." 11. sure (HÛD) 7. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Eğer Rabbin dileseydi insanları elbette bir tek ümmet yapardı. Ama birbiriyle tartışmaya devam edeceklerdir. Rabbinin rahmet ettikleri müstesna. O, onları işte bunun için yaratmıştır. Rabbinin, "Yemin olsun ben cehennemi, tümden insanlar ve cinlerle dolduracağım!" sözü tamamlanacaktır. 11. sure (HÛD) 118-119. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Biz, yeryüzündeki şeyleri ona bir süs yaptık ki, insanları, içlerinden hangisi amel yönünden daha güzeldir diye imtihan edelim. 18. sure (KEHF) 7. ayet (Resmi: 18/İniş:69/ Alfabetik:54)

"Sizi, boş yere yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?" 23. sure (MÜ'MİNÛN) 115. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de mutlaka yemek yiyorlar, sokaklarda yürüyorlardı. Biz sizi birbiriniz için imtihan aracı yaptık. Sabrediyor musunuz? Rabbin her şeyi görmektedir. 25. sure (FURKÂN) 20. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Ve Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Ta ki her benlik, kazancının karşılığıyla, hiç kimse zulme uğratılmaksızın, yüz yüze getirilsin. 45. sure (CÂSİYE) 22. ayet (Resmi: 45/İniş:65/ Alfabetik:15)

Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır. 49. sure (HUCURÂT) 13. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)

Ben, cinleri ve insanları bana ibadet etmeleri/benim için iş yapıp değer üretmeleri dışında bir şey için yaratmadım. 51. sure (ZÂRİYÂT) 56. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)
Göklerde ne var yerde ne varsa Allah'ındır. Bu, Allah'ın; yaptıklarıyla kötülük sergileyenleri cezalandırması, güzel davranıp güzel düşünenleri de güzellikle ödüllendirmesi içindir. Öyle kişilerdir ki onlar, günahın büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınırlar. Bazı küçük sürçmeler hariç. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin affı geniş olandır. Sizi en iyi bilen O'dur: Hem sizi topraktan oluşturduğu zaman hem de annelerinizin karınlarında ceninler halinde bulunduğunuz zaman. O halde kendi kendinizi temize çıkmış göstermeyin; kimin sakındığını en iyi bilen O'dur. 53. sure (NECM) 31-32. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)
Hanginizin daha güzel iş yapacağını belirlemek için sizi imtihana çekmek üzere ölümü ve hayatı yaratan O'dur. Azîz'dir O, Gafûr'dur. 67. sure (MÜLK) 2. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)

Doğrusu, biz insanı karışım olan bir spermden yarattık. Halden hale geçiririz onu. Sonunda onu işitici, görücü yaptık. Biz onu yola kılavuzladık. Artık ya şükredici olur ya nankör. 76. sure (İNSÂN) 2-3. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)
Ve doğurana ve doğurduğuna da yemin olsun ki, Biz insanı gerçekten bir sıkıntı ve zorluk içinde yarattık. O sanıyor mu ki, hiç kimse ona asla güç yetiremeyecektir! "Yığınlarla mal telef ettim!" diyor. Hiç kimsenin kendisini görmediğini mi sanıyor? Biz ona vermedik mi iki göz, Bir dil, iki dudak? Kılavuzladık onu iki tepeye. 90. sure (BELED) 3-10. ayet (Resmi: 90/İniş:35/ Alfabetik:12)

(2) Allah İnsana Kendi Öz Ruhundan Üfledi















































































































​DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.​



*****


12 Eylül 2016 Pazartesi



İNSANLAR

 


İNSAN  


 1. 
 İNSANIN YARATILIŞI -3


c) İnsanlar


(1) İnsanlar, Önündekini (Sonsuz Geleceği) de Fücur İle/Suç, Günah İşleyerek Rezillikle Sürdürmek İster:

Fakat insan kendi önünde rezillik sergilemeyi ister. 75. sure (KIYÂMET) 5. ayet (Resmi: 75/İniş:31/ Alfabetik:56)

(2) İnsanlar, Sınanmak/Denenmek Üzere Varlıklar Âleminde Yaratılmıştır

Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır. 49. sure (HUCURÂT) 13. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)

"İnsan sözünden başka bir şey değil bu." 74. sure (MÜDDESSİR) 25. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)

Biz insanı gerçekten bir sıkıntı ve zorluk içinde yarattık. 90. sure (BELED) 4. ayet (Resmi: 90/İniş:35/ Alfabetik:12)

(3) İnsanlar, Cinler Gökler ve Yeri Yaratan Allah'tır

De ki: "Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler şu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere bir araya toplansalar, birbirlerine de destek olsalar, onun bir benzerini yine de ortaya getiremezler." 17. sure (İSRÂ) 88. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Göklerin ve yerin yaratılışı/yarattıkları, insanların yaratılışından/insanlar âleminden elbette daha büyüktür. Ne var ki insanların çokları bilmiyorlar. 40. sure (MÜ'MİN) 57. ayet (Resmi: 40/İniş:60/ Alfabetik:69)

Allah odur ki, yeryüzünü sizin için durulacak yer, göğü bir bina yaptı; sizi yaratıp donattı ve görünüşünüzü güzel yaptı, sizi temiz ve güzel nimetlerle rızıklandırdı. İşte bu Allah'tır sizin Rabbiniz! Âlemlerin Rabbi olan Allah ne kadar yücedir! 40. sure (MÜ'MİN) 64. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

O, O'dur ki; sizi önce topraktan, sonra bir spermden, sonra bir embriyodan yarattı. Sonra sizi bebek olarak annelerinizin karnından çıkarıyor, sonra güçlü çağınıza ulaşasınız ve nihayet ihtiyarlar olasınız diye sizi yaşatıyor. İçinizden bir kısmı daha önce vefat ettiriliyor. Tüm bunlar, belirlenen bir süreye ulaşasınız ve aklınızı işletesiniz diyedir.40. sure (MÜ'MİN) 67. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

(4) İnsanlar, Çeşitlidir / Sorumlu Varlıklardır, Dünya ve Ahirette Başıboş Bırakılmayacaklardır

Aynı şekilde, insanlardan, hayvanlardan, davarlardan da çeşitli renklerde olanlar var. Kulları içinde Allah'tan ancak bilginler ürperir. Allah Azîz'dir, Gafûr'dur. 35. sure (FATIR) 28. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

İnsan, kendisinin kemiklerini asla bir araya toplamayacağımızı mı sanıyor? 75. sure (KIYÂMET) 3. ayet (Resmi: 75/İniş:31/Alfabetik:56)

İnsan, başıboş bırakılacağını mı sanıyor? 75. sure (KIYÂMET) 36. ayet (Resmi: 75/İniş:31/ Alfabetik:56)

(5) İnsanlar Ahirette Gerçeği Görecekler

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.


*****

13 Eylül 2016 Salı


ERKEKLER



İNSAN  


 1. 
 İNSANIN YARATILIŞI -4


d) Erkekler


(1) Erkekler, Genel

Onu doğurunca -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bildiği halde- şöyle dedi: "Rabbim, onu kız olarak doğurdum ve erkek, kız gibi değildir. Adını Meryem koydum onun. Onu ve soyunu, kovulmuş şeytandan sana sığındırıyorum." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 36. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)

Rableri onlara cevap verdi: "Ben sizden, erkek-kadın hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkenceye uğratılanlar, çarpışıp da öldürülenler var ya, onların kötülüklerini yemin olsun örteceğim. Ve yemin olsun ki onları, Allah katından bir karşılık olarak, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım." Allah katındandır karşılıkların en güzeli. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 195. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Allah size çocuklarınızla ilgili olarak şunu öneriyor: Erkek için, iki dişinin payı kadar. İkiden fazla kadın iseler ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer çocuk sadece bir kadınsa, mirasın yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığından ana-babanın her biri için altıda bir hisse olacaktır. Ölenin çocuğu yoksa ve kendisine ana-babası mirasçı olmuşsa bu durumda anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının payı, yapacağı vasiyetten ve borcundan arta kalanın altıda biridir. Babalarınız var, oğullarınız var. Siz bunlardan hangisinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Allah'tan bir buyruğu önemseyin. Hiç kuşkusuz Allah herşeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir. 4. sure (NİSA) 11. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Allah'ın, bir kısmınıza bir kısmınızdan farklı olarak lütfettiği şeyleri isteyip durmayın. Erkeklere kendi kazandıklarından bir pay var; kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay var. Allah'tan, O'nun lütfunu isteyin! Allah, her şeyi iyice bilmektedir. 4. sure (NİSA) 32. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah'ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yalnız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın/bulundukları yerden başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür. 4. sure (NİSA) 34. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Erkek veya kadın, inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işler yapanlar cennete gireceklerdir. Ve zerre kadar zulme uğratılmayacaklardır. 4. sure (NİSA) 124. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)





































































​DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.​



*****

14 Eylül 2016 Çarşamba



KADINLAR

 

İNSAN  


1. 
 İNSANIN YARATILIŞI -5


e) Kadınlar


 (1) İffetsizlik, Sevicilik-Lezbiyenlik, Zina, Zina İftirası

Kadınlarınızdan eşcinsellik/sevicilik yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin; eğer tanıklık ederlerse o kadınları, ölüm canlarını alıncaya ya da Allah kendileri için bir yol açıncaya kadar evlerde tutun. 4. sure (NİSA) 15. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

İnanmış hür kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlarından biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir. 4. sure (NİSA) 25. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

İffetli kadınlara iftira atıp da dört tanık getirmeyenlere gelince, onlara hemen seksen vuruş vurun. Ve onların tanıklıklarını ebediyen kabul etmeyin. Onlar, sapmışların ta kendileridir. 24. sure (NÛR) 4. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

(2) Kadınlar, Temiz, İffetli, Mümin

Bir de melekler şöyle demişlerdi: "Ey Meryem, Allah seni seçti. Seni tertemiz kıldı ve seni âlemlerin kadınları üstüne yüceltti." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 42. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)

Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyilik ve güzelliği belirlenene özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındırırlar. Namazı kılarlar, zekâtı verirler. Allah'a ve resulüne itaat ederler. Allah bunlara rahmet edecektir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. Allah, mümin erkeklerle mümin kadınlara, altından ırmaklar akan cennetler vaat etmiştir. Sürekli kalacaklardır orada. Adn cennetlerinde de tertemiz barınaklar vaat etmiştir. Allah'ın bir hoşnutluğu ise hepsinden büyüktür. İşte budur o büyük başarı/o büyük kurtuluş. 9. sure (TEVBE) 71-72. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Onu işittiğinizde, erkek ve kadın müminlerin birbirleri için iyi zanda bulunup, "Bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?" 24. sure (NÛR) 12. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

O bir şeyden habersiz iffetli mümin kadınlara iftira atanlar, dünyada da âhirette de lanete çarptırılmışlardır. Büyük bir azap vardır onlar için. 24. sure (NÛR) 23. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Süslerini/ziynetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar. Örtülerini/başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler: Kocaları yahut babaları yahut kocalarının babaları yahut oğulları yahut kocalarının oğulları yahut kardeşleri yahut kardeşlerinin oğulları yahut kendi kadınları yahut ellerinin altında bulunanlar yahut ihtiyaç içinde olmayan erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar yahut kadınların kaygı duyulacak yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar. Süslerinden, gizlemiş olduklarının bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, Allah'a topluca tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz! 24. sure (NÛR) 31. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)



​DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.



*****


15 Eylül 2016 Perşembe


EŞİTLİK; İNSAN VE SÜSLER, ZİYNETLER

 

İNSAN  


 1. 
 İNSANIN YARATILIŞI -6


f) Eşitlik


(1) Eşitlik, Eyleme-Amele göre

Rableri onlara cevap verdi: "Ben sizden, erkek-kadın hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkenceye uğratılanlar, çarpışıp da öldürülenler var ya, onların kötülüklerini yemin olsun örteceğim. Ve yemin olsun ki onları, Allah katından bir karşılık olarak, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım." Allah katındandır karşılıkların en güzeli. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 195. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

İnanmış hür kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlarından biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir. 4. sure (NİSA) 25. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

İnananların; özür sahibi olmaksızın oturanlarıyla, Allah yolunda malları ve canlarıyla didinip gayret gösterenleri aynı değildir. Allah, malları ve canlarıyla gayret gösterenleri oturanlara derece bakımından üstün kılmıştır. Allah hepsine güzellik vaat etmiştir ama cihat edenleri, çok büyük bir ödülle, oturanlardan üstün kılmıştır. 4. sure (NİSA) 95. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik: 82)
Erkek veya kadın, inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işler yapanlar cennete gireceklerdir. Ve zerre kadar zulme uğratılmayacaklardır. 4. sure (NİSA) 124. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

İkiyüzlülerin erkekleri de kadınları da birbirinin aynıdır: Kötülüğe özendirirler, iyilikten alıkoyarlar, harcamamak için ellerini sıkarlar. Onlar Allah'ı unuttular, Allah da onları unuttu. İkiyüzlüler, yoldan sapmışların ta kendileridir. Allah, erkek münafıklara da kadın münafıklara da küfre sapanlara da içinde sürekli kalacakları cehennem ateşini vaat etmiştir. O yeter onlara. Allah lanet etmiştir onlara. Sonu gelmez bir azap var onlar için.9. sure (TEVBE) 67-68. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyilik ve güzelliği belirlenene özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındırırlar. Namazı kılarlar, zekâtı verirler. Allah'a ve resulüne itaat ederler. Allah bunlara rahmet edecektir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. Allah, mümin erkeklerle mümin kadınlara, altından ırmaklar akan cennetler vaat etmiştir. Sürekli kalacaklardır orada. Adn cennetlerinde de tertemiz barınaklar vaat etmiştir. Allah'ın bir hoşnutluğu ise hepsinden büyüktür. İşte budur o büyük başarı/o büyük kurtuluş. 9. sure (TEVBE) 71-72. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Hiç, bir mümin, bir sapık gibi olur mu? Hayır, eşit olmazlar. 32. sure (SECDE) 18. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)

Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü sözü doğru erkekler, özü sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler, Allah'ı çok anan kadınlar. 33. sure (AHZÂB) 35. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır. 49. sure (HUCURÂT) 13. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)

(2) Eşitlik, Eşit olmayanlar

Hiç, bir mümin, bir sapık gibi olur mu? Hayır, eşit olmazlar. 32. sure (SECDE) 18. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)

Körle gören, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlarla kötülük üretenler bir olmaz. Ne kadar da az düşünüyorsunuz! 40. sure (MÜ'MİN) 58. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

Ateşin dostlarıyla cennetin dostları bir olmaz. Cennetin dostları, kurtuluşu/zaferi elde edenlerin ta kendileridir. 59. sure (HAŞR) 20. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)

(3)Eşitlik, Allah katında

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.



*****

16 Eylül 2016 Cuma



KAVRAM OLARAK İNSANIN YETENEKLERİ, KULAKLAR VE GÖZLER


İNSAN  

2.  İNSANIN DONANIMI -1

a) İnsanın Yetenekleri

(1) Kavram Olarak, İnsanın Yetenekleri

Yemin olsun bürüyüp örttüğü zaman geceye, Ve parıldadığı zaman gündüze, Yemin olsun erkeği de dişiyi de yaratana, Ki sizin emek ve gayretiniz mutlaka dağınık ve parça parçadır. 92. sure (LEYL) 1-4. ayet (Resmi: 92/İniş:9/Alfabetik:58)
Yemin olsun Güneş'e ve ışığının parladığı kuşluk vaktine, Onu izlediğinde Ay'a, Onu iyice açtığı vakit gündüze, Ve onu sarıp sarmaladığı zaman geceye. Göğe ve onu kurana, Yere ve onu döşeyene. Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirene. Ardından da ona bozukluğunu ve takvasını ilham edene ki, Benliği temizleyip arındıran, gerçekten kurtulmuştur. 91. sure (ŞEMS) 1-9. ayet (Resmi: 91/İniş:26/Alfabetik:93)
Yemin olsun incire, zeytine, Tûr-i Sîna'ya, Ve şu güvenli kente ki, Biz insanı, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık. Sonra da onu düşüklerin en düşüğüne / aşağıların en aşağısına çevirip attık. İman edip hayra ve barışa yönelik iş üretenler müstesna. Bunlar için kesintisiz bir ödül vardır. 95. sure (TÎN) 1-6. ayet (Resmi: 95/İniş:28/ Alfabetik:105)
Yemin ederim bu kente ki, iş onların sandığı gibi değildir! Sen bu kente mahremsin/bu kente gireceksin. Ve doğurana ve doğurduğuna da yemin olsun ki, Biz insanı gerçekten bir sıkıntı ve zorluk içinde yarattık. 90. sure (BELED) 1-4. ayet (Resmi: 90/İniş:35/Alfabetik:12)
Allah odur ki; sizin için işitme gücü, gözler ve gönüller oluşturdu. Ne kadar da az şükrediyorsunuz! 23. sure (MÜ'MİNÛN) 78. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
O, odur ki, yarattığı her şeyi güzel yarattı. Ve insanın yaratılışına çamurdan başladı. Sonra onun neslini bir üsareden, hor görülen bir sudan oluşturdu. Sonra ona bir biçim verdi ve onun içine kendi ruhundan üfledi. Sizin için, işitme gücü, gözler ve gönüller vücuda getirdi. Ne kadar da az şükredersiniz! 32. sure (SECDE) 7-9. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)
De ki: "Sizi oluşturan O'dur. O size, işitme gücü, gözler ve gönüller verdi. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!" 67. sure (MÜLK) 23. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)

Ve Âdem'e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere göstererek şöyle buyurdu: "Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz." 2. sure (BAKARA) 31. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Biz emâneti göklere, yere, dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok zalim ve çok cahil olduğu halde onu yüklendi. 33. sure (AHZÂB) 72. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

Doğrusu, biz insanı karışım olan bir spermden yarattık. Halden hale geçiririz onu. Sonunda onu işitici, görücü yaptık. Biz onu yola kılavuzladık. Artık ya şükredici olur ya nankör. 76. sure (İNSÂN) 2-3. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)

(2) Kulaklar

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.



*****


17 Eylül 2016 Cumartesi



AĞIZ, AKIL



İNSAN  


2.  İNSANIN DONANIMI -2


a) İnsanın Yetenekleri



(4) Ağız

(a) Diliyle söylediği, kalbindeki ve hak / gerçek olmayan, bir dil iki dudak ağızlar

Onların ahdine nasıl güvenilebilir! Eğer üzerinizde egemenlik kurarlarsa, sizinle ilgili ne bir antlaşmaya saygı duyarlar ne de bir yemine. Ağızlarıyla size hoşnutluk sunarlar, fakat kalpleri inat eder durur. Ve onların çoğu gerçeğe uzak düşmüş sapıklardır. 9. sure (TEVBE) 8. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Yahudiler: "Uzeyr, Allah'ın oğludur." dediler; Hıristiyanlar da: "Mesih, Allah'ın oğludur." dediler. Kendi ağızlarının sözüdür bu. Kendilerinden önce inkâr edenlerin sözlerine benzetme yapıyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da yüz geri çevriliyorlar! 9. sure (TEVBE) 30. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Bir dil, iki dudak? 90. sure (BELED) 9. ayet (Resmi: 90/İniş:35/Alfabetik:12)

(b) Kâfir ve münafık ağızlar

Ey iman sahipleri! Kendi dışınızdakilerden/seviyenizin altındakilerden bir kimseyi sırdaş edinmeyin. Sizi sarpa sardırıp perişan etmekten çekinmezler. Size sıkıntı verecek şeyi pek severler. Ağızlarından nefret ve öfke taşmaktadır. Göğüslerinin saklamakta olduğu ise daha büyüktür. Eğer aklınızı işletirseniz Allah size ayetlerini açık-seçik göstermiştir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 118. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Ve ikiyüzlülük yapan münafıkları bilsin diye. Onlara, "Hadi gelin, Allah yolunda çarpışın yahut savunma yapın!" dendiğinde: "Savaştan haberimiz olsaydı sizi elbette izlerdik." dediler. O gün onlar, imandan çok küfre yakın idiler. Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlar. Allah, onların gizlemekte oldukları şeyi çok iyi bilmektedir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 167. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Ey resul! Kalpleri inanmamış olduğu halde ağızlarıyla "inandık" diyenlerin küfürde yarışırcasına koşanları seni üzmesin. Yahudilerden bazıları yalancılık etmek için dinlerler; huzuruna çıkmamış olan başka bir topluluk için dinlerler. Yerlerine oturmuş kelimeleri, yapılarını bozup değiştirirler. "Size şu verilirse alın, eğer o verilmezse çekinin." derler. Allah birini fitneye çarptırmak isterse sen onun için Allah karşısında hiçbir şey yapamazsın. Bunlar o kişilerdir ki, Allah kalplerini temizlemek istemiyor. Dünyada bir rezillik vardır onlar için; âhirette de büyük bir azap var onlara. 5. sure (MÂİDE) 41. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Yahudiler: "Uzeyr, Allah'ın oğludur." dediler; Hıristiyanlar da: "Mesih, Allah'ın oğludur." dediler. Kendi ağızlarının sözüdür bu. Kendilerinden önce inkâr edenlerin sözlerine benzetme yapıyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da yüz geri çevriliyorlar! 9. sure (TEVBE) 30. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Allah ise kâfirler hoşlanmasa da nurunu tamamlamaktan başka bir şey istemiyor. 9. sure (TEVBE) 32. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Gerçek dua yalnız O'na/hak davet yalnız O'nun için yapılır. O'nun dışında yalvarıp davet ettikleri ise onlara hiçbir şekilde cevap veremezler. Onlar, ağzına ulaşsın diye iki avucunu suya doğru açan ama suya ulaşamayan birinden başkasına benzemiyorlar. Küfre sapanların dua ve davetleri, şaşkınlığa dalmaktan başka bir işe yaramaz. 13. sure (RA'D) 14. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Sizden öncekilerin, Nûh kavminin, Âd'ın, Semûd'un ve onlardan sonrakilerin haberleri ulaşmadı mı size? Allah'tan başkası bilmez onları. Peygamberleri onlara açık deliller getirmişti de onlar ellerini ağızlarına itip şöyle demişlerdi: "Biz size gönderileni kesinlikle tanımıyoruz ve biz sizin çağırdığınız şey konusunda karmaşa ve çıkmaza iten bir kuşku içindeyiz." 14. sure (İBRÂHİM) 9. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Ona ilişkin ne kendilerinin bir ilmi vardır ne de atalarının. Söz olarak ne büyüktür ağızlarından çıkıveren! Onlar bir yalandan başka şey söylemiyorlar. 18. sure (KEHF) 5. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

O zaman siz, onu dillerinizle birbirinize yetiştiriyordunuz ve ağızlarınızla, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyi söylüyor, üstelik bunu önemsiz sanıyordunuz. Oysaki Allah katında o, çok büyük bir günahtı. 24. sure (NÛR) 15. ayet (Resmi: 24/İniş:102/ Alfabetik:84)

O gün, ağızlarını mühürleyeceğiz. Bize elleri konuşacak, ayakları da kazanmış olduklarına tanıklık edecek. 36. sure (YÂSÎN) 65. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

İstiyorlar ki, ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürsünler. Ama Allah, küfre batanlar hoş görmeseler de nurunu tamamlayacaktır. 61. sure (SAFF) 8. ayet (Resmi: 61/İniş:108/Alfabetik:89)

(5) Akıl

(a) İman veya küfrü seçmek üzere, hak veya batıl /iyi veya kötü için çalıştırılan, kısas doğuran akıl
​DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.​
https://kemaladal.blogspot.com.tr/2016/09/agiz-akil.html
*****

18 Eylül 2016 Pazar


KALPLER




İNSAN  


2.  İNSANIN DONANIMI -3


a) İnsanın Yetenekleri


(6) Kalpler

(a) İnanan-mümin-iyi kalpler

Hayır, Rabbine yemin olsun ki iş, onların sandığı gibi değil. Onlar, aralarında çıkan karmaşık işlerde seni hakem yapıp verdiğin hükümle ilgili olarak, içlerinde hiçbir burukluk duymadan tam bir teslimiyete ulaşmadıkça iman etmiş olamazlar. 4. sure (NİSA) 65. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82)

Göğüslerinde düşmanlıktan ne varsa söküp atmışızdır. Irmaklar akar altlarından. Şöyle derler: "Hamdolsun bizi buraya ulaştıran Allah'a. Eğer Allah bize kılavuzluk etmeseydi, biz buraya ulaşamazdık. Andolsun ki, Rabbimizin resulleri gerçeği getirmişler." Şöyle seslenilir: "İşte size, yaptıklarınıza karşılık mirasçı kılındığınız cennet."7. sure (A'RAF) 43. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

İnanmış olanlar ancak o kişilerdir ki, Allah anıldığında yürekleri ürperip titrer ve onlara Allah'ın ayetleri okunduğunda, bu onların imanlarını artırır. Ve onlar yalnız Rablerine güvenip dayanırlar. 8. sure (ENFÂL) 2. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

O zaman sizi, Allah'tan bir güven olmak üzere hafif bir uyku bürüyordu; sizi onunla temizlemek, şeytanın pisliğini sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak, ayaklarınızı sağlam bastırmak için üzerinize gökten bir su indiriyordu. 8. sure (ENFÂL) 11. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, inananlara bir kılavuz ve bir rahmet geldi. 10. sure (YÛNUS) 57. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Böyleleri, inanan ve gönülleri Allah'ın zikriyle/Kur'an'ıyla tatmin bulan kişilerdir. Gözünüzü açın! Gönüller yalnız Allah'ın zikriyle/Kur'an'la tatmin bulur. 13. sure (RA'D) 28. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
Göğüslerindeki düşmanlığı çekip almışızdır. Köşkler/divanlar üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olmuşlardır. 15. sure (HİCR) 47. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

İşte böyle. Kim Allah'ın kutsallık nişanı yaptığı şeyleri yüceltirse bu yaptığı, gönüllerin takvasındandır. 22. sure (HAC) 32. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Onlar öyle insanlardır ki, Allah anıldığında kalpleri titrer; başlarına gelene sabrederler, namazı gözetirler. Ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak ederler. 22. sure (HAC) 35. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Kendilerine ilim verilenler onun, senin Rabbinden bir hak olduğunu bilsinler, ona inansınlar da kalpleri ona saygı duysun diye böyle yapılmıştır. Şu bir gerçek ki Allah Hâdî'dir, iman edenleri dosdoğru yola mutlaka ulaştıracaktır. 22. sure (HAC) 54. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

İşte böyle. Kim uğratıldığı cezanın aynısıyla ceza edip de zulüm ve saldırganlığa uğrarsa, Allah ona mutlaka yardım edecektir. Allah, elbette ki Afüvv'dür, Gafûr'dur. 22. sure (HAC) 60. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

"Yalnız temiz bir kalple Allah'a varan kurtulur." 26. sure (ŞUARA) 89. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

Allah'ın, göğsünü İslam'a açtığı kimse, Rabbinden bir ışık üzerinde olmaz mı? Allah'ın Zikri'ne/Kur'an'a karşı kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte onlardır, açık sapıklık içindekiler. 39. sure (ZÜMER) 22. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

O odur ki, müminlerin gönüllerine, imanları beraberinde iman geliştirsinler diye, mutluluk ve huzur indirdi. Yalnız Allah'ındır göklerin ve yerin orduları. Alîm'dir Allah, Hakîm'dir. 48. sure (FETİH) 4. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)

Allah resulünün huzurunda seslerini alçaltanlar var ya, onlar Allah'ın, gönüllerini takva için imtihan ettiği kişilerdir. Bir bağışlanma vardır onlar için, bir büyük ödül vardır.49. sure (HUCURÂT) 3. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)

Allah'a ve âhiret gününe inanan bir topluluğun, Allah'a ve resulüne karşı çıkanlarla sevgiye dayalı bir dostluk kurduğunu göremezsin. Bunlar onların ister babaları olsun, ister çocukları olsun, ister kardeşleri olsun, ister akrabaları olsun. Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendisinden bir ruhla desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır; sürekli kalacaklardır orada. Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. Allah'ın hizbi işte bunlardır. Dikkat edin, Allah'ın hizbi, başarıya ulaşanların ta kendileridir! 58. sure (MÜCÂDİLE) 22. ayet (Resmi: 58/İniş:104/Alfabetik:66)

Onlardan önce yurda konmuş ve imana sarılmış olanlar, kendilerine hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden ötürü göğüslerinde bir ihtiyaç duymazlar. Kendilerinin ihtiyaçları olsa bile, ötekileri kendi nefslerine tercih ederler. Nefsinin cimriliğinden/doymazlığından korunanlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. Onlardan sonra gelenler de şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi affet; kalplerimizde, inananlara karşı bir düşmanlık bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin!" 59. sure (HAŞR) 9-10. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)

(b) Çevrilen-değişen kalpler

Biz onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz, ilk seferinde buna iman etmedikleri gibi bırakırız kendilerini de azgınlıkları içinde körü körüne bocalar dururlar. 6. sure (EN'ÂM) 110. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Ve yüreklerinin öfkesini gidersin. Allah dilediğine tövbe nasip eder. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. 9. sure (TEVBE) 15. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104) 


(c) İnanmayan-kâfir-kötü kalpler


Allah onların kalpleri, kulakları üzerine mühür basmıştır. Onların kafa gözleri üstünde de bir perde vardır. Onlar için korkunç bir azap öngörülmüştür. 2. sure (BAKARA) 7. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
*****

19 Eylül 2016 Pazartesi


ELLER, PARMAKLAR, AYAK.

İNSAN  


2.  İNSANIN DONANIMI -4


a) İnsanın Yetenekleri



 (7) Eller

(a) 'Çıkarın canlarınızı' diyerek meleklerin uzattığı eller

Yalan düzüp Allah'a iftira eden veya kendine bir şey vahyedilmediği halde "Bana vahyedildi" diyen kişi ile, "Allah'ın ayet indirdiği gibi ben de indireceğim" diyen kimseden daha zalim kim vardır? Bir görsen o zalimleri ölüm dalgaları içindeyken. Melekler ellerini uzatmış, "Çıkarın canlarınızı!" diye! "Bugün zillet azabıyla cezalandırılacaksınız; çünkü Allah'a karşı gerçek dışı şeyler söylüyorsunuz ve çünkü O'nun ayetlerine karşı büyüklük taslıyordunuz." 6. sure (EN'ÂM) 93. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik:20)

(b) Allah'ın, hayır rızık can veren, âlemlerin mülk ve hükümranlığını güç ve kudreti tutan elleri

Şöyle yakar: "Ey mülkün Mâlik'i, sahibi olan Allah’ım! Sen mülk ve saltanatı dilediğine verir, mülk ve saltanatı dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini yüceltip aziz edersin, dilediğini alçaltıp zelil kılarsın. İmkân, mal ve nimet senin elindedir. Sen,her şeye kadirsin." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 26. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Yahudiler dediler ki: "Allah'ın eli bağlıdır." Kendi elleri bağlandı/elleri bağlanasıcalar! Söylemiş oldukları yüzünden lanetlendiler. Söylediklerinin aksine, Allah'ın iki eli de alabildiğine açıktır; dilediği gibi bağışta bulunur. İnan olsun ki, Rabbinden sana indirilen, küfür ve taşkınlık yönünden onları iyice azdıracaktır. Onların arasına, ta kıyamet gününe kadar düşmanlık ve nefret atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür de onlar yeryüzünde yine bozgunculuğa koşarlar. Ama Allah, bozguncuları sevmez. 5. sure (MÂİDE) 64. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Rüzgarları, rahmetinin önünden müjdeci gönderen O'dur. Nihayet onlar, yüklerle ağırlaşmış bulutları yüklenince onu ölü bir beldeye göndeririz; onunla su indiririz de o suyla her türlü meyveyi çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle çıkarırız. Düşünüp ibret almanız umuluyor. 7. sure (A'RAF) 57. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Şunu da sor: "Eğer biliyorsanız söyleyin. Kimdir o, her şeyin melekûtu / aslı esası elinde olan? O koruyup gözeten ama korunup gözetilmeyen?" 23. sure (MÜ'MİNÛN) 88. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

Görmediler mi, ellerimizin yapıp ettiklerinden, kendileri için nice hayvanlar yarattık da onlar, bu hayvanlara sahip oluyorlar. 36. sure (YÂSÎN) 71. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Allah dedi: "Ey İblis, iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan neydi? Burnu büyüklük mü ettin, yoksa yücelenlerden mi oldun?" 38. sure (SÂD) 75. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

Allah'ı, kadrine/şanına yaraşır şekilde tanıyamadılar. Oysaki kıyamet günü, yeryüzü tamamen O'nun avucudur/avucundadır; gökler de O'nun sağ elinde/kudretinde dürülmüş haldedir. Şanı yücedir O'nun; arınmıştır onların ortak koştuklarından. 39. sure (ZÜMER) 67. ayet (Resmi: 39/İniş:59/ Alfabetik:114)

O seninle el tutuşup sözleşenler var ya, onlar gerçekte Allah ile bey'atleşiyorlar. Allah'ın eli onların ellerinin üstündedir. Kim ahdi bozar, döneklik ederse kendi aleyhine döneklik etmiş olur. Ve kim Allah'a verdiği sözde vefalı davranırsa, Allah ona büyük bir ödül verecektir. 48. sure (FETİH) 10. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)

Göğe gelince, onu biz ellerimizle kurduk. Hiç kuşkusuz, biz, genişleticileriz. 51. sure (ZÂRİYÂT) 47. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)

Böylece, Ehl-i Kitap, Allah'ın lütfundan hiçbir şeyi kotarma gücünde olmadıklarını bilsinler. Lütuf, Allah'ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah, büyük lütfun sahibidir. 57. sure (HADÎD) 29. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)

Mülk ve yönetim elinde bulunan o Allah ne yücedir! O, her şeye Kadîr'dir. 67. sure (MÜLK) 1. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)

(c) İyi ve kötüyü üreten eller





































































































*****


21 Eylül 2016 Çarşamba



KAVRAM OLARAK İNSANIN ECELİ VE ÖLÜM


İNSAN  


3.  İNSANIN ECELİ VE ÖLÜM -1


a) Kavram Olarak, İnsanın Eceli ve Ölüm


Sonra öldürdü onu, kabre koydurdu onu. Sonra dilediği zaman diriltip ortaya çıkardı onu. 80. sure (ABESE) 21-22. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)
İş, onların sandığı gibi değil! Can, köprücüklere dayandığında, "Kim var okuyup üfleyecek?" denilir! Sezinlemiştir ki odur ayrılık. Dolaşmıştır el ayak/kol bacak. Rabbine doğrudur o gün sevkiyat. 75. sure (KIYÂMET) 26-30. ayet (Resmi: 75/İniş:31/Alfabetik:56)
Ölüm sarhoşluğu hak olarak geldi. İşte bu, senin kaçıp durduğun şeydir. 50. sure (KAF) 19. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

Kimi uzun ömürlü kılarsak, onu yaratılışta gerisin geri çeviririz. Hâlâ akıllarını işletmiyorlar mı? 36. sure (YÂSÎN) 68. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Allah sizi bir topraktan, sonra bir spermden yarattı; sonra sizi çiftler haline getirdi. O'nun ilmi dışında, bir dişi ne hamile olur ne de doğurur. Yaşayan bir varlığa daha çok ömür verilmesi de onun ömründen biraz azaltılması da mutlaka bir Kitap'ta yazılıdır. Bu, Allah için gerçekten çok kolaydır. 35. sure (FATIR) 11. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Ölümü aranızda biz takdir ettik. Biz önüne geçilecekler değiliz. 56. sure (VÂKIA) 60. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)

Yerinize diğer benzerlerinizi getireceğiz ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden oluşturacağız. 56. sure (VÂKIA) 61. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)

Sizi bir balçıktan yaratmış olan O'dur. Sonra hüküm verip bir süre belirlemiştir. Belirlenmiş başka bir süre de onun katındadır. Bütün bunlardan sonra siz hâlâ kuşkulanıp duruyorsunuz. 6. sure (EN'ÂM) 2. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Kulları üzerinde egemenlik sahibi Kaahir'dir O. Üzerinize koruyucular gönderir. Nihayet ölüm birinize geldiğinde, elçilerimiz onu vefat ettirirler. Ne vaktinden önce iş yaparlar onlar ne de vaktinden sonra. Nihayet onlar gerçek Mevlâ'ları olan Allah'a götürülürler. Gözünüzü açın! Hüküm yalnız O'nundur. Ve hesap görenlerin en süratlisi de O'dur. 6. sure (EN'ÂM) 61-62. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)


​DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.



*****

22 Eylül 2016 Perşembe


HAYAT





İNSAN 


3. 
 İNSANIN ECELİ VE ÖLÜM -2


b) Hayat




(1) Hayat bir sınavdır, Denemedir, İmtihandır,

Yemin olsun ki sizi korku, açlık; mallardan-canlardan-meyvalardan eksiltme türünden bir şeyle mutlaka imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele. 2. sure (BAKARA) 155. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İğreti/sefil hayat küfre sapanlara süslü gösterilmiştir; onlar, iman sahipleriyle alay ederler. Takvaya sarılanlar, kıyamet günü onların tepelerinde olacaktır. Allah, dilediğini hesapsız bir biçimde rızıklandırır. 2. sure (BAKARA) 212. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Her benlik ölümü tadacaktır. Hak ettiğiniz karşılıklar size, kıyamet günü, eksiksiz bir biçimde mutlaka verilecektir. Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan kesinlikle kurtulmuş olacaktır. İğreti-sefil hayat aldatıcı bir yararlanmadan başka şey değildir. Yemin olsun ki, mallarınızda da canlarınızda da imtihan edileceksiniz. Ve yemin olsun ki, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden de şirke batanlardan da incitici çok şey dinleyeceksiniz. Sabreder, takvaya sarılırsanız işte bu, iş ve oluşların en zorlularındandır.3. sure (ÂLİ IMRÂN) 185-186. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Şu iğreti, basit hayat bir oyun ve eğlenceden başka şey değildir. Sakınıp korunanlar için âhiret yurdu elbette ki daha iyidir. Hâlâ aklınızı işletemeyecek misiniz? 6. sure (EN'ÂM) 32. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Onların malları da evlatları da seni imrendirmesin. İş sadece şudur: Allah onlara şu iğreti hayatta azap etmeyi ve canlarının küfre sapmış bir halde çıkmasını istiyor. 9. sure (TEVBE) 55. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Allah, dilediği kimse için rızkı alabildiğine açar da sınırlayıp kısar da. İğreti dünya hayatıyla sevinip şımardılar. Oysaki dünya hayatı, âhirete oranla sadece küçük bir nimetlenme. 13. sure (RA'D) 26. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Benliğini, sabah akşam yüzünü isteyerek rablerine yalvaranlarla beraber tut. İğreti dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırıp uzaklaştırma. Ve sakın, kalbini bizim zikrimizden / Kur'anımızdan gafil koyduğumuz, boş arzularına uymuş kişiye boyun eğme. Böylesinin işi hep aşırılıktır. 18. sure (KEHF) 28. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Onlardan bazı çiftlere, kendilerini imtihan etmek için iğreti hayatın süsü olarak verdiğimiz nimetlere gözlerini dikme! Rabbinin rızkı hem daha hayırlı hem daha süreklidir. 20. sure (TÂHÂ) 131. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Bilmiyorum, belki de o, sizin için bir fitnedir. Belirli bir süreye kadar bir nimetlendirmedir. 21. sure (ENBİYÂ) 111. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Şu iğreti dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan başka şey değil. Âhiret yurduna gelince, asıl hayat işte odur. Ah, bilebilselerdi! 29. sure (ANKEBÛT) 64. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Şu iğreti dünya hayatı, sadece bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder korunursanız, Allah, ödüllerinizi verecek ve sizden mallarınızı istemeyecektir. 47. sure (MUHAMMED) 36. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

Bilin ki, şu iğreti dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden, bir süsten, aranızda bir övünmeden, mallarda ve evlatlarda çoğalma yarışından başka şey değildir. Bir yağmur misali ki, çıkardığı bitkiler çiftçilerin hoşuna gider. Ama biraz sonra o ot kurur, sapsarı kesildiğini görürsün. Nihayet bir ot ufantısı haline gelir. Âhirette şiddetli bir azap var, Allah'tan bir af ve hoşnutluk da var. Dünya hayatı bir aldanış/gurur aracından başka şey değildir. 57. sure (HADÎD) 20. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)

Hanginizin daha güzel iş yapacağını belirlemek için sizi imtihana çekmek üzere ölümü ve hayatı yaratan O'dur. Azîz'dir O, Gafûr'dur. 67. sure (MÜLK) 2. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)

Kötülüklere cesaretle dalanlar sanıyorlar mı ki, biz kendilerini, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlarla aynı tutacağız. Hayatları ve ölümleri onlarla aynı mı olacak?! Ne kötü hüküm veriyorlar bunlar! 45. sure (CÂSİYE) 21. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

(2) Dünya’da hayatı kötü-çirkin olanın Ahiret hayatı da öyledir

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.


*****


23 Eylül 2016 Cuma


ÖLÜM

İNSAN         


3. İNSANIN ECELİ VE ÖLÜM -3


c) Ölüm


(1) Ölüm, İman edenler Müslüman olarak can verdiklerinde Allah'ın dilemesiyle kurtulmuşlardır

Ey iman edenler! Allah'tan, kendisinden korkmaya yaraşır biçimde korkun. Müslümanlar olmanın/Allah'a teslim olmanın dışında bir hal üzere sakın can vermeyin. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 102. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
"Sen bizden, sırf Rabbimizin ayetleri bize gelince, onlara iman ettiğimizden ötürü intikam alıyorsun. Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır. Canımızı müslümanlar olarak al."7. sure (A'RAF) 126. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Kötülüklere cesaretle dalanlar sanıyorlar mı ki, biz kendilerini, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlarla aynı tutacağız. Hayatları ve ölümleri onlarla aynı mı olacak?! Ne kötü hüküm veriyorlar bunlar! 45. sure (CÂSİYE) 21. ayet (Resmi: 45/İniş:65/ Alfabetik:15)

(2) Ölüm, gelip çattığında Dünya hayatı geriye dönüş engellenerek son bulur, Ölüm Ruh ve bedene, Dünya ve Ahiret âlemleri/hayatları arasında perdedir/berzahtır

Yoksa siz, Yakub'a ölümün gelip çatışına tanıklar mıydınız? Hani, oğullarına şunu sormuştu: "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" Cevapları şu olmuştu: "Senin ilâhına, ataların İbrahim'in, İsmail'in, İshak'ın ilâhına, tek ve biricik olan ilâha kulluk edeceğiz; biz yalnız O'na teslim olanlarız." 2. sure (BAKARA) 133. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Sonunda onlardan birine ölüm geldiğinde şöyle der: "Rabbim, beni geri döndürün; Döndürün ki, o arkada bıraktığım yerde iyi bir iş yapayım." Hayır, bir kelime ki bu, o söyler onu. Ötelerinde, dirilecekleri güne kadar bir berzah vardır. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 99-100. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

(3) Ölüm, Allah diriden ölüyü de -ölüden diriyi de çıkartır, bir âlemde öldürdüğünü diğer âlemde diriltir

Allah'a nasıl nankörlük ediyorsunuz?! Siz ölülerdiniz, O sizi diriltti. Sizi yine öldürecek ve sonra diriltecektir. Nihayet O'na döndürüleceksiniz. 2. sure (BAKARA) 28. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

"Geceyi gündüzün içine sokarsın, gündüzü de gecenin içine sokarsın. Diriyi ölüden çıkarırsın, ölüyü diriden çıkarırsın. Dilediğini hesapsızca rızıklandırırsın." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 27. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Gün olur, onları bir araya toplayıp haşrederiz. Sonra, şirke batanlara sorarız: "Nerededir o bir şey zannedip durduğunuz ortaklarınız?" 6. sure (EN'ÂM) 22. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

De ki: "Ortak tuttuklarınız içinde, yaratışa başlayan, sonra, yarattığını çevirip bir daha yaratan kim var?" De ki: "Allah! Yaratışı başlatır, sonra onu çevirip yeniden yaratır. O halde nasıl oluyor da başka bir yöne döndürülüyorsunuz?" 10. sure (YÛNUS) 34. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik: 109)

Diriyi ölüden çıkarır O, ölüyü diriden çıkarır. Ölümünün ardından toprağa hayat verir. Siz de işte böyle çıkarılacaksınız. 30. sure (RÛM) 19. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.



*****

24 Eylül 2016 Cumartesi


KAVRAM OLARAK, MELEKLER



I. YARATILIŞ VE VARLIKLAR

E.  MELEKLER -1

1. KAVRAM OLARAK, MELEKLER


Üzerinde on dokuz vardır onun. Biz, cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; "Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir. 74. sure (MÜDDESSİR) 30-31. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)
Göklerde nice melekler var ki, şefaatler hiçbir işe yaramaz. Allah'ın, dilediği ve hoşnut olduğu kimseler için izin vermesinden sonraki durum müstesna. 53. sure (NECM) 26. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)
Kuvvetleri çok müthiş olan belletip öğretti onu ona. Akıl, güzellik ve güç sahibidir. Doğrulup dikildi. En yüksek ufuktadır o. Sonra iyice yaklaştı ve sarktı, İki yayın beraberliği gibi, belki ondan da yakındı. Böylece vahyetti kuluna vahyettiğini. Kalp yalanlamadı gördüğünü. Onun gördüğü şey hakkında kuşkuya düşüp onunla çekişiyor musunuz? Yemin olsun ki onu bir başka inişte de görmüştü. Son sınır ağacı, Sidretül Münteha yanında. 53. sure (NECM) 5-14. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)

Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır! Melekler ve Rûh, Rablerinin izniyle o gecede her iş için iner de iner! Bir esenlik ve huzur vardır; sürüp gider o, tan yeri ağarıncaya kadar! 97. sure (KADİR) 3-5. ayet (Resmi: 97/İniş:25/Alfabetik:48)
Rabbinin katında olanlar, büyüklük taslayıp O'na kulluktan yüz çevirmezler; O'nu tespih ederler ve yalnız O'na secde ederler. 7. sure (A'RAF) 206. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik:9)
Hamd, Fâtır olan Allah'adır; gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan O'dur. Yaratışta/yaratılmışlarda dilediğini artırır O. Hiç kuşkusuz, Allah her şeye gücü yetendir. 35. sure (FATIR) 1. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Bizim, istisnasız her birimizin bilinen bir makamı vardır. O saf saf dizilenler elbette biziz. O durmadan tespih edenler elbette biziz. 37. sure (SÂFFÂT) 164-166. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Melekleri de arşın çevresini kuşatarak Rablerinin hamdiyle tespih eder halde görürsün. Aralarında hakla hüküm verilmiştir. Nihayet şöyle denir: "Hamd alemlerin Rabbi'ne özgüdür!" 39. sure (ZÜMER) 75. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Arşı yüklenip taşıyanlar ve onun çevresindeki şuurlular Rablerinin hamdi ile tespih ederler ve ona inanırlar. İman sahipleri için de şöyle af dilerler: "Rabbimiz! Sen her şeyi rahmet ve ilim halinde kuşattın. Tövbe edip senin yoluna uymuş olanları bağışla. Ve onları cehennem azabından koru!" "Ey Rabbimiz, onları kendilerine vaat etmiş olduğun Adn cennetlerine koy! Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden barışa yönelenleri de. Azîz ve Hakîm olan, hiç kuşkusuz sensin, sen!" "Koru onları kötülüklerden! O gün kötülüklerden koruduğuna mutlaka rahmet etmişsindir sen. İşte budur o en büyük kurtuluş ve eriş." 40. sure (MÜ'MİN) 7-9. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Şu bir gerçek ki, "Rabbimiz Allah'tır!" deyip sonra hiç şaşmadan yol alanlar üzerine, melekler ha bire iner de şöyle derler: "Korkmayın, üzülmeyin! Size vaat edilen cennetle sevinin." "Biz sizin, dünya hayatında da âhirette de dostlarınızız. Cennette sizin için nefislerinizin arzuladığı her şey var. Orada sizin için istediğiniz her şey var.













































































*****

25 Eylül 2016 Pazar



MELEKLERLE İLGİLİ VAHİY HABERLERİ-DOĞRU BİLGİLER


                                                            
   
 
                          

I. YARATILIŞ VE VARLIKLAR

E.  MELEKLER -2


2. MELEKLERLE İLGİLİ VAHİY HABERLERİ-DOĞRU BİLGİLER


a) Meleklere İman


Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz zafer ve mutluluğa ermek değildir. Zafer ve mutluluğa ermek o kişinin hakkıdır ki, Allah'a, âhıret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı kılar, zekatı öder. Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar. Ve işte bunlardır korunan takva sahipleri. 2. sure (BAKARA) 177. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Resul, Rabb'inden kendisine indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına, resullerine inanmışlardır. Allah'ın resullerinden hiç birini ötekinden ayırmayız. Şöyle demişlerdir: "Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabb'imiz. Dönüş yalnız sanadır." 2. sure (BAKARA) 285. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Ey iman edenler! Allah'a, onun resulüne, resulüne indirmiş olduğu Kitap'a, daha önce indirmiş olduğu Kitap'a inanın. Kim Allah'ı, O'nun meleklerini, kitaplarını, resullerini ve âhiret gününü inkâr ederse geri dönüşü olmayan bir sapıklığa gömülmüş olur. 4. sure (NİSA) 136. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

b) Allah’ın İzin Vermediği Melekler Şefaat Edemezler


Göklerde nice melekler var ki, şefaatler hiçbir işe yaramaz. Allah'ın, dilediği ve hoşnut olduğu kimseler için izin vermesinden sonraki durum müstesna. 53. sure (NECM) 26. ayet (Resmi: 53/İniş:23/ Alfabetik:80)

c) Allah’ın İzin Verdiği Melekler Şefaatçidir


"Rahman çocuk edindi" dediler. Hâşâ, bundan arınmıştır O! Onlar, lütuflandırılmış kullardır. Onlar O'nun sözünün önüne geçmezler; onlar yalnız O'nun emriyle iş yaparlar. O, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Onlar, O'nun hoşnutluk verdiklerinden başkasına da şefaat etmezler. Ve onlar O'nun korkusundan titrerler. 21. sure (ENBİYÂ) 26-28. ayet (Resmi:

O, odur ki sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye size acıyor/destek veriyor. Melekleri de öyle yapıyor. Zaten O, inananlara karşı çok merhametlidir. 33. sure (AHZÂB) 43. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4) 


d) Melekler İnananlar İçin Dua Ederler


DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.




*****

26 Eylül 2016 Pazartesi



GENEL OLARAK CİNLER






I. YARATILIŞ VE VARLIKLAR


F.  CİNLER  - 1


1. GENEL OLARAK CİNLER

                     

a) Kavram Olarak, Genel Olarak Cinler

 

De ki: "Cinlerden bir topluluğun dinleyip şunu söyledikleri bana vahyolundu: 'Gerçekten biz, hayranlık verici bir Kur'an dinledik." "Doğruya ve hayra kılavuzluyor. Biz de inandık ona. Artık Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız." "Rabbimizin adı/kudreti/işi/gayreti çok yücedir. O, ne bir dişi dost edinmiştir ne de bir çocuk." "Doğrusu, bizim beyinsiz, Allah hakkında saçma lakırdı ediyormuş." "Biz sanmıştık ki, ne insanlar ne de cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler." "Gerçek şu ki, insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere / cinlerin şerrinden bazı erkeklere sığınırlardı da onların şımarıklık ve azgınlığını artırırlardı." "Onlar, tıpkı sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi asla diriltmeyeceğini / peygamber göndermeyeceğini sanmışlardı." "Biz göğe gerçekten dokunduk da onu titiz ve güçlü bekçilerle ve kayıp giden ışınlarla/alevlerle doldurulmuş bulduk." "Biz eskiden, onun, dinlemek için oturulan yerlerinde otururduk. Ama şu anda kim dinlemeye kalksa kendisini gözetleyen bir alev/ışık bulur." "Doğrusu, bilmiyoruz, yeryüzündeki şuurlulara şer mi istendi, yoksa Rableri onlar için doğru ve güzel olanı mı istemiştir." "Şu da bir gerçek ki, bizden hayra yönelenler/barışçılar vardır; ama bizden, başka türlü olanlar da vardır. Dilim dilim yollar olmuşuz biz." "Ve biz şunu sezdik: "Biz yeryüzünde Allah'ı asla âciz bırakamayız; kaçarak da onu âciz bırakamayız." "Biz, doğruya ve güzele kılavuzlayanı dinleyince, ona inandık. Rabbine inanan kişi ne hakkının eksik verilmesinden korkar ne de tecavüze uğrayıp kuşatılmaktan." "Nihayet, bizden Allah'a teslim olanlar da var, haksızlığa sapıp çizgiden çıkanlar da var. Allah'a teslim olanlar, işte onlar, doğruyu ve hayrı aramışlardır. "Haksızlığa sapanlar ise cehenneme odun olmuşlardır." 72. sure (CİN) 1-15. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)
Cinlerden, insanlardan ve kuşlardan orduları, Süleyman'ın huzurunda bir araya getirildi. Onlar, düzenli bir biçimde sevk ediliyorlardı. 27. sure (NEML) 17. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Cinlerden bir ifrit şöyle dedi: "Sen daha makamından kalkmadan, onu sana getirebilirim. Ben bunu yapacak güçteyim ve gerçekten güvenilir biriyim." 27. sure (NEML) 39. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Yemin olsun, biz gökte burçlar oluşturduk ve onu/onları, seyredenler için süsledik. Ve onu / onları, her kovulup taşlanmış şeytandan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı eden olur; onun peşine de parlak bir ateş alevi düşer. 15. sure (HİCR) 16-18. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

Cini/İblis'i de daha önce kavurucu ateşten yaratmıştık. 15. sure (HİCR) 27. ayet (Resmi: 15/İniş:54/ Alfabetik:36)

Allah'a bir de cinleri/gözle görülmeyen yaratıkları ortak koştular. Oysaki, onları O yaratmıştır. Bilgisizce O'na oğullar ve kızlar isnat etme saçmalığını gösterdiler. Şanı yücedir O'nun! Onların nitelemelerinin ötesindedir O! 6. sure (EN'ÂM) 100. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

İşte böyle, biz peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın yaldızlısını fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Bırak onları, düzdükleri iftiralarla baş başa kalsınlar; 6. sure (EN'ÂM) 112. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Gün olur şöyle diyerek onları huzurunda toplar: "Ey cinler/görünmez varlıklar topluluğu! Şu insanlara gerçekten çok ettiniz/insanların birçoğuna göz diktiniz." Onların insanlardan olan dostları şöyle derler: "Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlanmıştı. Bizim için belirlediğin sürenin sonuna geldik." Buyurur ki: "Barınağınız ateştir. Dilediğim zamanlar hariç orada süreklisiniz." Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir. İşte biz, zalimlerin bir kısmını bir kısmına, kazanır oldukları şeyler yüzünden bu şekilde dost/yardımcı/yönetici/önder yaparız. Ey cinler ve insanlar topluluğu! İçinizden, size ayetlerimi anlatan ve şu gününüzle yüz yüze geleceğiniz hususunda sizi uyaran resuller gelmedi mi? "Kendi aleyhimize tanıklık ettik." dediler. İğreti hayat onları aldattı da küfre saptıklarına ilişkin, öz benlikleri aleyhinde tanıklık ettiler. 6. sure (EN'ÂM) 128-130. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Biz o yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsleyip donattık. Ve her türlü inatçı, âsi şeytandan koruduk. Onlar ne kadar çırpınsalar da o yüce konseyi dinleyemezler. Ve her taraftan atışa tutulurlar; Kovulurlar. Ve onlar için, yakalarını bırakmayan bir azap vardır. Yüce konseyden bir söz çalıp çarpan olabilirse de onun peşine hemen delici, alevli bir yıldız takılır. 37. sure (SÂFFÂT) 6-10. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Allah'la cinler arasında bir nesep oluşturdular. Yemin olsun, cinler de bilmiştir kendilerinin Allah huzuruna mutlaka getirileceklerini/cinler de bilmiştir, bunların Allah'ın huzuruna mutlaka çıkarılacaklarını. 37. sure (SÂFFÂT) 158. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Süleyman için de sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay olan rüzgârı görevlendirdik. Onun için erimiş katran/bakır kaynağını sel gibi akıttık. Cinlerden öylesi vardı ki, Rabbinin izniyle onun önünde iş yapardı. Onlardan hangisi buyruğumuzdan yan çizse, alevli ateş azabını kendisine tattırdık. Onlar Süleyman için, mihraplardan/kalelerden, heykellerden, havuzlar gibi çanaklardan, yerinden kaldırılamaz kazanlardan ne dilerse yaparlardı. Ey Davûd ailesi, şükür olarak iş yapın! Kullarım içinden şükredenler o kadar az ki! Sonunda, Süleyman için ölüm hükmünü verdiğimizde, onun ölümünü, değneğini yiyen dâbbetül arzdan/ağaç kurtçuğundan başkası onlara göstermedi. Süleyman yere yığılınca, açıkça anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, o alçaltıcı azap içinde bekleyip durmazlardı. 34. sure (SEBE') 12-14. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
Melekler derler ki: "Tespih ederiz seni! Bizim Velî'miz sendin, onlar değil. Doğrusu şu ki, onlar cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu cinlere iman etmekteydi." 34. sure (SEBE') 41. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.


*****

27 Eylül 2016 Salı



İBLİS (ŞEYTAN) - 1





I. YARATILIŞ VE VARLIKLAR


F. CİNLER  -2


                                  

2.  İBLİS (ŞEYTAN)  - 1


a) Kavram Olarak, İblis (Şeytan)


Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: "Ben çamurdan bir insan yaratacağım." "Onu kıvama erdirip içine ruhumdan üflediğimde, önünde secde ederek eğilin!" Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde etmişlerdi. İblis etmemişti. O, kibre sapmış ve inkârcılardan olmuştu. Allah dedi: "Ey İblis, iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan neydi? Burnu büyüklük mü ettin, yoksa yücelenlerden mi oldun?" İblis dedi: "Ben ondan hayırlıyım! Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın." Buyurdu: "Hadi, çık oradan! Sen kovulmuş birisin." "Din gününe kadar lanetim üzerinedir." Dedi: "Rabbim, o halde insanların diriltileceği güne kadar bana süre ver." Buyurdu: "Peki, süre verilenlerdensin." "O bilinen güne kadar." Dedi: "Kudret ve şerefine yemin olsun ki, onların tümünü azdıracağım." "İçlerinden sadece samimi, seçkin kullar dışta kalacaktır." Buyurdu: "İşte bu doğru! Ben de yalnız doğruyu söylerim." "Gerçek şu ki, ben cehennemi seninle ve onlardan sana uyanlarla tamamen dolduracağım." 38. sure (SÂD) 71-85. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
Andolsun ki sizi yarattık, sonra sizi biçimlendirdik, sonra da meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. Onlar da secde ettiler. Ama İblis etmedi, secde edenlerden olmadı o. Allah buyurdu: "Sana emrettiğimde secde etmeni engelleyen neydi?" İblis dedi: "Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın." Buyurdu: "O halde in oradan. Senin haddine mi orada büyüklük taslamak! Hadi çık! Sen alçaklardansın." Dedi: "İnsanların diriltileceği güne kadar bana süre ver." Buyurdu: "Süre verilenlerdensin." Dedi: "Beni azdırmana yemin ederim ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım." "Sonra onlara; önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından musallat olacağım. Bir çoklarını şükreder bulamayacaksın." Allah buyurdu: "Çık oradan, yenik düşmüş ve kovulmuş olarak. Onlardan sana uyan olursa yemin olsun ki, cehennemi tamamen sizden dolduracağım." "Ey Adem! Sen ve eşin cennette oturun, dilediğiniz yerden yiyin ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikiniz de zalimlerden olursunuz." Derken, şeytan, kendilerinden gizlenmiş çirkin yerlerini onlara açmak için ikisine de vesvese verdi. Dedi: "Rabbinizin sizi şu ağaçtan uzak tutması, iki melek olmayasınız yahut ölümsüzler arasına katılmayasınız diyedir." Ve onlara, "ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti. Nihayet onları kandırarak aşağı çekti. O ikisi ağaçtan tadınca çirkin yerleri kendilerine açıldı. Bahçenin yapraklarından yamalar yapıp üzerlerine örtmeye başladılar. Rableri onlara seslendi: "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Ben size, şeytan sizin için açık bir düşmandır demedim mi?" "Ey Rabbimiz, dediler, öz benliklerimize zulmettik. Eğer bizi affetmez, bize acımazsan elbette ki hüsrana uğrayanlardan olacağız." Buyurdu: "Kiminiz kiminize düşman olarak inin. Yeryüzünde belirli bir süreye kadar mekan tutmanız ve nimetlenmeniz öngörülmüştür." Buyurdu: "Orada hayat bulacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan çıkarılacaksınız." 7. sure (A'RAF) 11-25. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Ey ademoğulları! Şeytan, ana-babanızı, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, size de bir fitne musallat etmesin. Çünkü o ve kabilesi sizi, onları göremeyeceğiniz yerden görürler. Biz o şeytanları, inanmayanlara dostlar yaptık. 7. sure (A'RAF) 27. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.

*****

28 Eylül 2016 Çarşamba


İBLİS (ŞEYTAN) - 2







I. YARATILIŞ VE VARLIKLAR


F. CİNLER  -3


                                  

2.  İBLİS (ŞEYTAN)  - 2


d) Düşmanlar


(1) Düşmanlar, Şeytan Düşmandır

Bunun üzerine şeytan onların ayaklarını kaydırdı da onları içinde bulundukları yerden çıkardı. Biz de şöyle buyurduk: "Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak aşağıya inin. Belli bir süreye kadar yeryüzünde sizin için bir bekleme yeri, bir nimet / bir yararlanma imkânı olacaktır. 2. sure (BAKARA) 36. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Ey insanlar! Yeryüzündeki nimetlerden temiz ve helal olmak şartıyla yiyin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o size açık bir düşmandır. 2. sure (BAKARA) 168. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Ey iman sahipleri! Hepiniz toptan barış içine girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. 2. sure (BAKARA) 208. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İşte böyle, biz peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın yaldızlısını fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Bırak onları, düzdükleri iftiralarla baş başa kalsınlar; 6. sure (EN'ÂM) 112. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Hayvanlardan yük taşıyanı da yaygı/döşek yapılanı da yaratan yine O'dur. Allah'ın size verdiği rızıklardan yiyin, şeytanın adımlarını izlemeyin! Çünkü o sizin için açık bir düşmandır. 6. sure (EN'ÂM) 142. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Nihayet onları kandırarak aşağı çekti. O ikisi ağaçtan tadınca çirkin yerleri kendilerine açıldı. Bahçenin yapraklarından yamalar yapıp üzerlerine örtmeye başladılar. Rableri onlara seslendi: "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Ben size, şeytan sizin için açık bir düşmandır demedim mi?" 7. sure (A'RAF) 22. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Buyurdu: "Kiminiz kiminize düşman olarak inin. Yeryüzünde belirli bir süreye kadar mekan tutmanız ve nimetlenmeniz öngörülmüştür." 7. sure (A'RAF) 24. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

"Yavrucuğum, dedi, rüyanı kardeşlerine anlatma; sonra sana bir oyun oynarlar. Hiç kuşkusuz şeytan, insan için açık bir düşmandır." 12. sure (YÛSUF) 5. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

Kullarıma de ki: En güzel olan neyse onu söylesinler. Çünkü şeytan, aralarına yamukluk sokar. Şeytan, insan için apaçık bir düşmandır. 17. sure (İSRÂ) 53. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Bunun üzerine biz şöyle demiştik: "Ey Âdem! Şu, senin de eşinin de düşmanıdır, dikkat et de sizi cennetten çıkarmasın; sonra bedbaht olursun." 20. sure (TÂHÂ) 117. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Allah dedi: "İkiniz birlikte inin oradan! Birbirinize düşmansınız. Benden size bir hidayet geldiğinde, benim o hidayetime uyan artık ne sapar ne de bedbaht olur." 20. sure (TÂHÂ) 123. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Halkının habersiz olduğu bir sırada kente girdi. Orada iki adam buldu, dövüşüyorlardı. Bu, Mûsa'nın halkından, şu da düşmanlarındandı. Kendi halkından olan, düşmanından olana karşı Mûsa'dan yardım istedi. Mûsa ona bir yumruk indirip işini bitirdi. Dedi: "Bu yaptığım, şeytanın amellerindendir. İnsanı saptıran açık bir düşmandır o." 28. sure (KASAS) 15. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Mûsa, ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince o şöyle dedi: "Dün bir adamı öldürdüğün gibi, bugün de beni mi öldürmek istiyorsun? Sen yeryüzünde zorba olmaktan başka bir şey istemiyorsun. Barışseverlerden olmak gibi bir niyetin yok." 28. sure (KASAS) 19. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Şu bir gerçek ki, şeytan sizin için bir düşmandır. O halde siz de onu düşman tutun. Hiç kuşkusuz, o kendi hizbini cehennem yâranından olmaları için çağırır durur. 35. sure (FATIR) 6. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Ey âdemoğulları! Ben size, "Şeytana kulluk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi? 36. sure (YÂSÎN) 60. ayet (Resmi: 36/İniş:41/ Alfabetik:108)

Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesilmiştir o. 36. sure (YÂSÎN) 77. ayet (Resmi: 36  İniş:41/Alfabetik: 108)  

Bu şeytanlar onları yoldan saptırırlar. Onlarsa kendilerinin hâlâ hidayet üzere olduklarını sanırlar. 43. sure (ZUHRUF) 37. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

Sakın şeytan sizi geri çevirmesin. O, sizin için açık bir düşmandır. 43. sure (ZUHRUF) 62. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

İnsanlar, haşredilmek üzere toplandığında, o taptıkları onlara düşman olurlar; onların ibadetlerini de inkâr ederler. 46. sure (AHKAF) 6. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3) 


 (2) Düşmanlar, Allah’ın Düşman Dedikleri
DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.



*****

29 Eylül 2016 Perşembe


İLAHİ BİLGİ





II. BİLGİ


A. İLAHİ BİLGİ

 

1. KAVRAM OLARAK, İLAHİ BİLGİ


İş onların iddialarının aksinedir! O, çok yüce bir Kur'an'dır. Korunmuş bir levhada / Levh-i Mahfûz'dadır. 85. sure (BÜRÛC) 21-22. ayet (Resmi: 85/İniş:27/Alfabetik:14)
Toprağın onlardan neyi eksilttiğini pek iyi bilmişizdir biz. Her şeyi saklayıp koruyan bir Kitap var katımızda. 50. sure (KAF) 4. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

Allah sizi bir topraktan, sonra bir spermden yarattı; sonra sizi çiftler haline getirdi. O'nun ilmi dışında, bir dişi ne hamile olur ne de doğurur. Yaşayan bir varlığa daha çok ömür verilmesi de onun ömründen biraz azaltılması da mutlaka bir Kitap'ta yazılıdır. Bu, Allah için gerçekten çok kolaydır. 35. sure (FATIR) 11. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

"Onlara ilişkin bilgi, Rabbim katında bir Kitap'tadır. Rabbim ne şaşırır ne de unutur." Yeryüzünü size beşik yapan, onda sizin için yollar açan, gökten su indiren O'dur. Biz o suyla çeşitli bitkilerden çiftler çıkardık. 20. sure (TÂHÂ) 52-53. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Gerçek olan şu ki, sizin ilahınız kendisinden başka hiçbir tanrı olmayan Allah'tır. O, ilim bakımından her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. 20. sure (TÂHÂ) 98. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Onların önden gönderdiklerini de arkada bıraktıklarını da bilir, ama onlar O'nu ilimle kuşatamazlar. 20. sure (TÂHÂ) 110. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

O, kesinlikle şerefli bir Kur'an'dır. Titizlikle saklanan bir Kitap'tadır. Ona, arındırılmışlardan başkası dokunmaz. Âlemlerin Rabbi'nden indirilmiştir. 56. sure (VÂKIA) 77-80. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)
Yerde ve gökte hiçbir gayb yoktur ki, açıklayıcı bir Kitap'ta olmasın. 27. sure (NEML) 75. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Biz, Beniisrail'e Kitap'ta şu yolda bir yargıda bulunduk: Siz yeryüzünde muhakkak iki kez bozgun vücuda getireceksiniz ve muhakkak büyük bir kibirle böbürleneceksiniz. 17. sure (İSRÂ) 4. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Hiçbir kent / medeniyet dışta kalmamak üzere, kıyamet gününden önce hepsini ya helâk edeceğiz yahut da şiddetli bir azapla azaplandıracağız. İşte bu, Kitap'ta satır satır yazılmış bulunuyor. 17. sure (İSRÂ) 58. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Bir iş ve oluşta bulunsan, Kur'an'dan bir şey okusan; herhangi bir iş yapsanız, siz ona dalıp gitmişken biz üstünüzde mutlaka tanıklarız. Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey, ondan daha küçüğü de daha büyüğü de Rabbinden uzakta/gizli kalmaz; tümü apaçık bir Kitap'tadır. 10. sure (YÛNUS) 61. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Yerde hiçbir debelenen yoktur ki, rızkı Allah'ın üzerinde olmasın. O, onun karar kıldığı noktayı da bilir, emanet edildiği yeri de. Her şey, apaçık bir Kitap'tadır. 11. sure (HÛD) 6. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.



*****

30 Eylül 2016 Cuma


HİKMET BİLGİSİ








II. BİLGİ




B.  HİKMET BİLGİSİ




1. KAVRAM OLARAK, HİKMET BİLGİSİ



Saat yaklaştı, Ay yarıldı. Bir ayet/alâmet görseler yüz çeviriyorlar ve şöyle diyorlar: "Sürüp giden bir büyüdür bu!" Yalanladılar; kendi heves ve kuruntularına uydular. Oysaki her iş ve oluş karara, ölçüye ve düzene bağlanmıştır. Yemin olsun ki, onlara haberlerden, içinde ihtar, sakındırma ve tehdit bulunanı gelmiştir. Doruk noktaya çıkmış, isabeti tartışmasız bir hikmettir o. Ama uyarılar yarar sağlamıyor. 54. sure (KAMER) 1-5. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)

"Ey Yahya! Kitap'ı kuvvetle tut." Biz ona daha sabi iken hikmet verdik. Katımızdan bir kalp yumuşaklığı, bir temizlik verdik. Korunan biriydi o. Ana-babasına iyilik eden biriydi; zorba, isyancı biri değil. 19. sure (MERYEM) 12-14. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
Rabbin şöyle hükmetti: O'ndan başkasına kulluk / ibadet etmeyin, anaya babaya çok iyi davranın: Onlardan birisi yahut her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına gelirse sakın onlara "Öf!" bile deme; onları azarlama, onlara tatlı, iltifatlı söz söyle. Rahmetten yerlere eğilme kanadını onlar için indir ve de ki: "Rabbim, merhametli davran onlara, tıpkı küçüklüğümde beni koruyup büyüttükleri gibi." Benliklerinizin içindekini Rabbiniz daha iyi bilir. Eğer siz barışsever/iyi kişiler olursanız O, tövbeye sarılanları affeder. Akrabaya hakkını ver. Çaresize, yolda kalana da. Fakat saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleri olurlar. Ve şeytan, kendi Rabbine nankörlük etmiştir. Eğer onlardan, Rabbinden ümit ettiğin bir rahmeti bekleme yüzünden yüz çevirecek olursan, o zaman onlara yumuşak/tatlı bir söz söyle. Elini bağlayıp boynuna asma. Ama onu büsbütün de salıverme. Sonra kınanır, hasret içinde bir köşede büzülür kalırsın. Şüphesiz dilediğine rızkı bolca, dilediğine de ölçülü, idareli veren senin Rabbin'dir. Ve kullarının durumunu bütün açıklığıyla görerek haberdar olan da O'dur. Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da sizi de biz rızıklandırıyoruz. Kuşkusuz, onları öldürmek büyük bir günahtır. Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o iğrenç bir iştir; yol olarak da çok kötüdür. Allah'ın saygıya layık kıldığı cana haklı bir sebep yokken kıymayın. Kim haksızlıkla öldürülürse, onun velisine yetki/söz hakkı vermişizdir. Ama o da öldürmede sınır tanımazlık etmesin. Çünkü kendisine yardım edilmiştir. Yetimin malına yaklaşmayın. Ancak rüştüne erişinceye kadar, güzel bir yolla ilgilenebilirsiniz. Ahdinize vefalı olun çünkü verilen söz sorumluluk gerektirir. Ölçtüğünüz zaman tam ve dürüst ölçün. Hilesiz teraziyle tartın. Bu, hem hayırlı hem de sonuç bakımından güzeldir. Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır. Yeryüzünde kasılıp kabararak yürüme! Çünkü sen, yeri asla yırtamazsın, uzunlukça da dağlara ulaşamazsın. Bütün bu sayılanların kötü olanları, Rabbin katında çirkin görülmüştür. Bunlar, Rabbinin sana, hikmetten vahyetmiş olduklarıdır. Allah'ın yanına başka tanrı koyma ki, kınanmış ve kovulmuş bir halde cehenneme atılmayasın. 17. sure (İSRÂ) 23-39. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
İşte bunlardır kendilerine kitap, hükmetme gücü ve peygamberlik verdiklerimiz. Şimdi şu insanlar bütün bunları inkâr ederlerse biz, bunları inkâr etmeyecek bir topluluğu onlara vekil ederiz. 6. sure (EN'ÂM) 89. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

İşte sana, o hikmetlerle dolu Kitap'ın ayetleri. 31. sure (LOKMAN) 2. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Yemin olsun, biz Lukman'a şu yolda hikmet verdik: "Allah'a şükret." Şükreden kendisi lehine şükreder. Nankörlük edense şunu bilmeli: Allah Ganî'dir, Hamîd'dir. 31. sure (LOKMAN) 12. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Ve o, bizim katımızdaki ana Kitap'ta çok yüce, çok hikmetlidir. 43. sure (ZUHRUF) 4. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

İsa, açık seçik kanıtlarla geldiğinde şöyle demişti: "Ben size hikmet getirdim ve tartışıp durduğunuz şeylerin bir kısmını size açıklayayım diye geldim. O halde, Allah'tan korkun ve bana itaat edin!"   43. sure (ZUHRUF) 63. ayet (Resmi: 43/İniş:63/ Alfabetik:113)

Yemin olsun, biz, İsrailoğullarına Kitap'ı, hükmetme gücünü, peygamberliği verdik, onları temiz yiyeceklerden rızıklandırdık ve kendilerini âlemler üzerine imtiyazlı kıldık.45. sure (CÂSİYE) 16. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et ve onlarla, en güzel olan neyse o yolla mücadele et. Şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. Ve O, gerçeğe kılavuzlananları da en iyi bilendir. 16. sure (NAHL) 125. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.


































































































*****

1 Ekim 2016 Cumartesi



GAYB BİLGİSİ



II. BİLGİ


C.  GAYB BİLGİSİ


1. KAVRAM OLARAK, GAYB BİLGİSİ


Yoksa gayb, yanlarında da onlar mı yazıyorlar? 68. sure (KALEM) 47. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik: 51)

"Onlar tartışırlarken, o yüce konsey hakkında benim hiçbir bilgim yoktu." "Bana, sadece açık bir uyarıcı olduğum vahyediliyor." 38. sure (SÂD) 69-70. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

Ne zaman gelip çatacak diye kıyamet saatini soruyorlar sana. De ki: "Ona ilişkin bilgi Rabbim katındadır. Onu, vakti geldiğinde belirginleştirecek olan yalnız O'dur. Göklere de yere de ağır gelmiştir o. O size ansızın gelecektir, başka değil." Sen onu iyice biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: "O'na ilişkin bilgi Allah katındadır, fakat insanların çokları bilmiyorlar." De ki: "Ben kendi nefsime, Allah'ın dilediğinden başka ne bir yarar sağlayabilirim ne de bir zarar verebilirim. Eğer gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapardım. Ama bana kötülük dokunmamıştır bile. Ben, inanan bir topluluk için bir uyarıcı ve müjdeciden başkası değilim." 7. sure (A'RAF) 187-188. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Gaybı bilendir O. Gaybı konusunda hiç kimseyi yardımcı yapmıyor. Seçtiği bir elçi müstesna. Çünkü O, resulünün önünden ve arkasından gözetleyiciler yürütür. Ki onların, Rablerinin elçiliklerini hedefine tam ulaştırdıklarını bilsin. Allah, onların katında bulunan şeyleri kuşatmış ve her şeyi inceden inceye sayıya bağlamıştır. 72. sure (CİN) 26-28. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)
"Biz göğe gerçekten dokunduk da onu titiz ve güçlü bekçilerle ve kayıp giden ışınlarla/alevlerle doldurulmuş bulduk." "Biz eskiden, onun, dinlemek için oturulan yerlerinde otururduk. Ama şu anda kim dinlemeye kalksa kendisini gözetleyen bir alev/ışık bulur." "Doğrusu, bilmiyoruz, yeryüzündeki şuurlulara şer mi istendi, yoksa Rableri onlar için doğru ve güzel olanı mı istemiştir." 72. sure (CİN) 8-10. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)
Allah, göklerin ve yerin gaybını bilendir/Âlim'dir. O, göğüslerin özündekini de çok iyi bilir. 35. sure (FATIR) 38. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
De ki: "Göklerde ve yerde, Allah'tan başka hiç kimse gaybı bilmez. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler." 27. sure (NEML) 65. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Biz Mûsa'ya o emri vahyettiğimizde, sen batı tarafında değildin; olayı izleyenlerden de değildin. 28. sure (KASAS) 44. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Ancak biz, birçok nesil oluşturduk da bunlar üzerinden ömürler akıp gitti. Sen Medyen halkı içinde oturarak onlara ayetlerimizi okuyor değildin. Biz, peygamberler gönderiyoruz, hepsi bu.Ve sen, biz seslendiğimizde, Tûr tarafında da değildin. Sen, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarmak için Rabbinden bir rahmetsin. Bu sayede onların düşünüp öğüt almaları umuluyor. 28. sure (KASAS) 45-46. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Hayır, düşündükleri gibi değil. Onlar, ilmini kuşatamadıkları ve yorumu kendilerine hiç gelmemiş bir şeyi yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamıştı. Bak da gör nasıl olmuştur zalimlerin sonu! 10. sure (YÛNUS) 39. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

İşte bunlar, sana vahyetmekte olduğumuz gayb haberlerindendir. Bundan önce onları sen de bilmiyordun, toplumun da... Artık sabırlı ol! Sonuç, takvaya sarılanlarındır. 11. sure (HÛD) 49. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Biz bu Kur'an'ı sana vahyederek, hikâyelerin en güzelini anlatıyoruz. Oysaki sen, bundan önce bunlardan tamamen habersiz olanlardandın. 12. sure (YÛSUF) 3. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik: 110)

Gaybın anahtarları O'nun yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde olanı da bilir. O'nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. Toprağın karanlıklarındaki bir dâne, yaş ve kuru her şey apaçık bir Kitap'ın içindedir. 6. sure (EN'ÂM) 59. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik: 20)


DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.


*****

2 Ekim 2016 Pazar


BÜYÜ-SİHİR BİLGİSİ




II. BİLGİ




D.  BÜYÜ-SİHİR BİLGİSİ




1. KAVRAM OLARAK BÜYÜ-SİHİR BİLGİSİ


De ki: "Yarılan karanlıktan çıkan sabahın Rabbine/yarılışlardan fışkıran oluşun Rabbine sığınırım! Yarattıklarının şerrinden, Çöktüğü zaman karanlığın/gelip çattığı zaman göz perdelenmesinin/tutulduğu zaman Ay'ın/battığı zaman Güneş'in/taştığı zaman şehvetin /soktuğu zaman yılanın/ümit kırdığı zaman musibetin şerrinden! Düğümlere üfleyip tüküren üfürükçülerin şerrinden! Kıskandığı zaman hasetçinin şerrinden..." 113. sure (FELAK) 1-5. ayet (Resmi: 113/İniş:20/Alfabetik:26)
Dediler ki: "Onu kardeşiyle birlikte alıkoy. Ve şehirlere, toplayıcılar gönder." "Tüm bilgili büyücüleri sana getirsinler." Büyücüler Firavun'a gelip dediler ki: "Eğer galip gelen biz olursak bize iyi bir ödül var mı?" "Evet, dedi, ayrıca siz benim en yakınlarımdan olacaksınız." Sihirbazlar şöyle dediler: "Ey Musa! Sen mi hünerini ortaya atacaksın yoksa biz mi hünerlerimizi sergileyelim?" "Siz sergileyin." dedi. Hünerlerini ortaya atınca, halkın gözlerini büyülediler, onları dehşete düşürdüler. Çok büyük bir büyü sergilediler. Biz de Musa'ya şöyle vahyettik: "Hadi at asanı!" Bir de ne görsünler, asa, onların ortaya getirdikleri şeyleri yalayıp yutuyor. Böylece hak ortaya çıktı, onların yapıp ettikleri, işe yaramaz hale geldi. Orada mağlup oldular, küçük düştüler. Ve büyücüler secdeye kapandılar. 7. sure (A'RAF) 111-120. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
"Gerçek şu ki, insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere/cinlerin şerrinden bazı erkeklere sığınırlardı da onların şımarıklık ve azgınlığını artırırlardı." "Onlar, tıpkı sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi asla diriltmeyeceğini / peygamber göndermeyeceğini sanmışlardı." 72. sure (CİN) 6-7. ayet (Resmi: 72/İniş:40/ Alfabetik:16)
Dediler: "Ey Mûsa, ya hünerini ortaya at yahut da ilk hüner sergileyen biz olacağız." Mûsa dedi: "Hayır, siz atın!" Bir de ne görsün! Onların ipleri, sopaları, yaptıkları büyüler yüzünden, kendisine gerçekten koşuyorlarmış hayalini verdi. Mûsa birdenbire içinde bir korku duydu. Şöyle dedik: "Korkma, üstün gelecek olan sensin!" "Sağ elindekini yere bırak! Onların, sanayi olarak ortaya çıkardıklarını yalayıp yutsun. Onların sanayi olarak ürettikleri sadece bir büyücünün hilesidir. Büyücü ise nereye gitse iflah etmez." Bunun üzerine büyücüler secdelere kapanıp şöyle seslendiler: "Hârun'un ve Mûsa'nın Rabbine inandık!" 20. sure (TÂHÂ) 65-70. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Süleyman'ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı. Ve Babil'de Hârût ve Mârût adlı iki melek üzerine indirileni öğretiyorlardı. Oysa ki o iki melek, "Biz bir imtihan aracıyız, sakın küfre sapma!" demedikçe hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. İnsanlar onlardan erkekle eşinin arasını açacakları şeyi öğreniyorlardı. Ne var ki, onlar onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine zarar vereni, yarar vermeyeni öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu satın alanın âhırette hiç bir nasibi olmayacağını açıkça bilmişlerdir. Öz benliklerini sattıkları şey ne kötüdür! Bir bilebilselerdi... Eğer onlar iman edip sakınsalardı, Allah katından bir sevap elbette daha kıymetli olurdu. Keşke bilebilselerdi.2. sure (BAKARA) 102-103. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

2. BU KONU, VI. C. 2. s. BÜYÜCÜLÜK VE BÜYÜYE BAŞVURMAK KONUSU İLE DOĞRUDAN İLİŞKİLİDİR



(Kavram olarak, Ahlak, İnsanın Kendisine ve Çevresine Karşı Ahlaki Sorumlulukları, Kötü ve Yerilen Tutum ve Davranışlar, Büyücülük ve Büyüye Başvurmak)


​DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.


*****

3 Ekim 2016 Pazartesi


ŞİİR VE ŞAİRLER; RÜYA YORUMU


II. BİLGİ


E.  ŞİİR VE ŞAİRLER


1. KAVRAM OLARAK ŞİİR VE ŞAİRLER


Şöyle de dediler: "Saçma sapan rüyalar bunlar! Belki de uydurduğu bir yalandır. Belki de bir şairdir o. Hadi bir mucize getirsin bize, öncekilere gönderildiği gibi..." 21. sure (ENBİYÂ) 5. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Şairlere gelince, onlara da çapkınlar, sapkınlar uyar. 26. sure (ŞUARA) 224. ayet (Resmi: 26/İniş:47/ Alfabetik:94)

Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/layık olamaz da. Ona vahyedilen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değildir; 36. sure (YÂSÎN) 69. ayet (Resmi: 36/İniş:41/ Alfabetik:108)

Ve şöyle diyorlardı: "Mecnun bir şair yüzünden ilahlarımızı mı terk edeceğiz?" 37. sure (SÂFFÂT) 36. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Yoksa şöyle mi diyorlar: "O bir şairdir. Zamanın ölüm getiren felaketine çarpılmasını bekliyoruz." 52. sure (TÛR) 30. ayet (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106)

Bir şairin sözü değildir o. Ne kadar da az inanıyorsunuz? 69. sure (HÂKKA) 41. ayet (Resmi: 69 /İniş:78/Alfabetik:34)

2. ŞİİR


Haber vereyim mi size şeytanların kime iner olduğundan? Her bir dönek/iftiracı günahkâr üzerine iner onlar. Kulak kabartırlar ama çoğu yalancılardır onların. Şairlere gelince, onlara da çapkınlar, sapkınlar uyar. Görmez misin onları ki, her vadide şaşkın, tutkun dolaşırlar. Ve onlar, yapmayacakları şeyleri söyleyip dururlar. İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar, Allah'ı çok ananlar ve zulme uğratıldıktan sonra başarıya ulaşanlar böyle değillerdir. Zulmedenler, hangi devrime uğrayıp baş aşağı döneceklerini yakında bilecekler. 26. sure (ŞUARA) 221-227. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/layık olamaz da. Ona vahyedilen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değildir; 36. sure (YÂSÎN) 69. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

3. ŞAİRLER































































​DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.​


*****


4 Ekim 2016 Salı

BİLGİ KAYNAĞI OLARAK VAHİY


II. BİLGİ


G. BİLGİ EDİNME YOLLARI


Ayrıca Bakınız: Bu konu, III. B.  İNSANIN İKİ TEMEL TERCİHİ: İMAN VE KÜFÜR konusu;  IV. A.  İMAN ESASLARI konusu ve IV. E. BATIL İNANAÇLAR konusu ile doğrudan ilişkilidir.

 

1. DOĞRU BİLGİNİN (İLİM) KAYNAKLARI - 1


Ayrıca Bakınız: Bu konu, III. B. 2. a. İNANANLAR (MÜMİNLER)  VE ÖZELLİKLERİ ve IV. A.  İMAN ESASLARI konusu ile doğrudan ilişkilidir.)


a)  Bilgi Kaynağı Olarak Vahiy  


Bu Konu  IV. C. 2. VAHİY Konusu İle Doğrudan İlişkilidir    


(1) Kavram Olarak, Bilgi Kaynağı olarak Vahiy


Oku! Rabbin Ekrem'dir/en büyük cömertliğin sahibidir. O'dur kalemle öğreten! İnsana bilmediğini öğretti. 96. sure (ALAK) 3-5. ayet (Resmi: 96/İniş:1/Alfabetik:6)
Toprağın onlardan neyi eksilttiğini pek iyi bilmişizdir biz. Her şeyi saklayıp koruyan bir Kitap var katımızda. 50. sure (KAF) 4. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

Kutsal / bereketli bir Kitap bu; sana indirdik ki onu, ayetlerini derin derin düşünsünler ve öğüt alabilsin temiz özlüler. 38. sure (SÂD) 29. ayet (Resmi: 38/İniş:38/ Alfabetik:88)

Bir kitaptır bu; sana indirildi, onunla uyarıda bulunasın diye ve inananlar için bir öğüt ve düşündürme olarak... O halde, bundan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın. 7. sure (A'RAF) 2. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

O Melik / o hak hükümdar olan Allah, yüceler yücesidir. Sana vahyi tamamlanmadan önce, Kur'an hakkında aceleci olma. Şöyle de:"Rabbim, ilmimi artır!" 20. sure (TÂHÂ) 114. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Yemin olsun, biz, Davûd'a da Süleyman'a da bir ilim verdik. Onlar şöyle dediler: "Bizi, mümin kullarının bir çoğundan üstün kılan Allah'a hamd olsun." 27. sure (NEML) 15. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Mûsa, yiğitlik çağına ulaşıp olgunlaşınca ona hikmet ve ilim verdik. Biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz. 28. sure (KASAS) 14. ayet (Resmi: 28/İniş:49/ Alfabetik:53)

Rabbin, göklerdeki ve yerdeki kimseleri de daha iyi bilir. Yemin olsun biz, peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kılmışızdır. Davûd'a da Zebur'u verdik. 17. sure (İSRÂ) 55. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

De ki: "Ey insanlar! Şu bir gerçek ki hak size Rabbinizden gelmiştir. Artık doğruya yönelen kendi benliği için yönelir; sapan da kendi benliği aleyhine sapar. Ben sizin üzerinize vekil değilim." 10. sure (YÛNUS) 108. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.


*****

5 Ekim 2016 Çarşamba

BİLGİ KAYNAKLARINI ETKİN KULLANMAK



II. BİLGİ 

G. BİLGİ EDİNME YOLLARI


Ayrıca Bakınız: Bu konu, III. B.  İNSANIN İKİ TEMEL TERCİHİ: İMAN VE KÜFÜR konusu;  IV. A.  İMAN ESASLARI konusu ve IV. E. BATIL İNANAÇLAR konusu ile doğrudan ilişkilidir.

1. DOĞRU BİLGİNİN (İLİM) KAYNAKLARI - 2


Ayrıca Bakınız: Bu konu, III. B. 2. a. İNANANLAR (MÜMİNLER)  VE ÖZELLİKLERİ ve IV. A.  İMAN ESASLARI konusu ile doğrudan ilişkilidir.)

b)  Bilgi Kaynaklarını Etkin Kullanmak


Kavram Olarak, Bilgi Kaynaklarını Etkin Kullanmak


Hayır, iş, sandıkları gibi değil! O bir öğüt verici/bir düşündürücüdür. Dileyen düşünür onu, öğüt alır. 74. sure (MÜDDESSİR) 54-55. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)
Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?54. sure (KAMER) 17,22,32,40. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)

Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır. 17. sure (İSRÂ) 36. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Ancak gereğince dinleyenler çağrıya cevap verir. Ölülere gelince, Allah onları diriltecektir, sonra O'na döndürülecekler. 6. sure (EN'ÂM) 36. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
De ki: "Düşünün bakalım; Allah, işitme gücünüzü, gözlerinizi alsa, kalpleriniz üzerine mühür bassa, Allah'tan başka hangi ilah onları size geri verecek?" Bak nasıl türlü türlü açıklıyoruz ayetleri, yine de yüz çeviriyorlar! 6. sure (EN'ÂM) 46. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyarım ben!" Sor onlara: "Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?" 6. sure (EN'ÂM) 50. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik:20) 
Tağuttan, ona kulluk etmekten kaçınıp Allah'a yönelenlere müjde var. Muştula kullarıma! Onlar ki, sözü dinler de en güzeline uyarlar. İşte bunlardır, Allah'ın kılavuzladıkları; işte bunlardır, akıl ve gönül sahipleri. 39. sure (ZÜMER) 17-18. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Yaratan, yaratmayana benzer mi? Hiç düşünmüyor musunuz? 16. sure (NAHL) 17. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Allah sizi annelerinizin karınlarından çıkardı, hiçbir şey bilmiyordunuz; şükredebilesiniz diye size işitme gücü, gözler ve gönüller verdi. 16. sure (NAHL) 78. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Ve Âdem'e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere göstererek şöyle buyurdu: "Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz." Dediler ki: "Yücedir şanın senin. Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim. Sen, yalnız sen Alîm'sin, her şeyi en iyi şekilde bilirsin; Hakîm'sin, her şeyin bütün hikmetlerine sahipsin." Allah buyurdu: "Ey Âdem, haber ver onlara onların adlarını." Adem onlara onların adlarını haber verince, Allah şöyle buyurdu: "Dememiş miydim ben size! Ki ben, göklerin ve yerin gaybını en iyi bilenim. Ve ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim." 2. sure (BAKARA) 31-34. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
O, hikmeti dilediğine verir. Ve kendisine hikmet verilmiş olana çok büyük bir hayır verilmiş demektir. Gönlünü ve aklını çalıştıranlardan başkası düşünüp anlayamaz. 2. sure (BAKARA) 269. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Onlara, güven yahut korkuya ilişkin bir haber ulaştığında onu hemen yaydılar. Oysaki, onu resule ve içlerindeki sorumluluk sahiplerine götürmüş olsalardı, aralarındaki okuyup araştırarak hüküm çıkaranlar, onu elbette bileceklerdi. Eğer Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, pek azınız/pek az işiniz hariç şeytanın ardı sıra giderdiniz.4. sure (NİSA) 83. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Ey iman sahipleri! Özü sözü bozuk birisi size bir haber getirdiğinde, hemen araştırıp inceleyin/delil arayın! Yoksa bilgisizlikle bir topluluğu suçlar da yapmış olduğunuza pişmanlık duyar hale gelirsiniz. 49. sure (HUCURÂT) 6. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)

Akıl ve Düşünmek 

​DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ.

https://kemaladal.blogspot.com.tr/2016/10/bilgi-kaynaklarini-etkin-kullanmak.html






*****

RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARININ DİĞER YAZILARINA BLOG ARŞİVİNDEN ULAŞABİLİRSİNİZ. (MKA)

*****

























































































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder