İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

2 Eylül 2016 Cuma

DAĞLAR, KAYALAR, TOPRAK


TABİAT (GÖKLER VE YER)


2.  TABİATIN DÜZENİ - 3


d) Dağlar


(1) Dağlar, Üzerine Kur’an İndirilseydi Çatlayıp Yarılırdı

Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, her halde sen onu huşû ile boynunu bükmüş, çatlayıp yarılmış görürdün. Biz bu örnekleri insanlara hep veriyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler. 59. sure (HAŞR) 21. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35


 (2) Dağlar, Allah Tecelli Edince Paramparça Oldular,

Musa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisiyle konuşunca şöyle konuştu: "Rabbim, göster bana kendini, göreyim seni." Dedi: "Asla göremezsin beni. Ama şu dağa bak. Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni görebileceksin." Rabbi dağa tecelli edince onu parça parça etti. Ve Musa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: "Tespih ederim o yüce varlığını, tövbe edip sana yöneldim. İman edenlerin ilkiyim ben." 7. sure (A'RAF) 143. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Biz emâneti göklere, yere, dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok zalim ve çok cahil olduğu halde onu yüklendi. 33. sure (AHZÂB) 72. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

(3) Dağlar, Kıyamette Yürütülecek, Paramparça Edilecek,

Gün olur, dağları yürütürüz de yeryüzünü çırılçıplak görürsün. İnsanları huzurumuzda toplamış, içlerinden hiçbirisini hesap dışı bırakmamışızdır. 18. sure (KEHF) 47. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Sana dağlardan soruyorlar. De ki: "Rabbim onları un ufak edecektir." 20. sure (TÂHÂ) 105. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Ve dağlar bir yürüyüşle yürür. 52. sure (TÛR) 10. ayet (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106)

Dağlar bir serpilişle serpildiğinde, 56. sure (VÂKIA) 5. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)

Yer ve dağlar yükletilip birbirine bir çarpılışla parça parça edildiğinde, 69. sure (HÂKKA) 14. ayet (Resmi: 69/İniş:78/Alfabetik:34)

Dağlar, atılmış, renkli yün gibi olur. 70. sure (MEÂRİC) 9. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)

O günde ki yer ve dağlar sarsılır ve dağlar eriyip akan bir kum yığınına dönüşür. 73. sure (MÜZZEMMİL) 14. ayet (Resmi: 73/İniş:3/Alfabetik:74)

Dağlar un ufak edilip savrulduğunda, 77. sure (MÜRSELÂT) 10. ayet (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik:73)

Dağlar yürütülmüş, bir serap oluvermiştir. 78. sure (NEBE) 20. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)

Dağlar yürütüldüğünde, 81. sure (TEKVÎR) 3. ayet (Resmi: 81/İniş:7/Alfabetik:103)

Dağlar, didilmiş renkli yün gibi olur. 101. sure (KAARİA) 5. ayet (Resmi: 101/İniş:30/Alfabetik:47)

 (4) Dağları Yerinden Oynatacak Tuzaklar

Tuzaklarını kurmuşlardı ama Allah katında da onlar için tuzak var. Zaten onların tuzakları dağları yerinden oynatacak türden olsa neye yarar! 14. sure (İBRÂHİM) 46. ayet (Resmi: 14/İniş:72/ Alfabetik:40)


 (5) Dağların Üzerinde-İçlerinde, Ev-Barınak Yapmak

"Hatırlayın ki, Allah sizi Ad'dan sonra halefler yaptı ve yeryüzünde sizi yerleştirdi. O'nun düzlüklerinde saraylar kuruyorsunuz, dağlarını yontup ev yapıyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini anın da fesat çıkararak yeryüzünü berbat etmeyin." 7. sure (A'RAF) 74. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Dağlardan güvenli güvenli evler yontuyorlardı. 15. sure (HİCR) 82. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

Rabbin, balarısına şöyle vahyetti: "Dağlardan evler edin, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan da..." 16. sure (NAHL) 68. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler oluşturdu. Dağlardan sizin için sığınak evler yaptı. Sizin için, sıcaktan koruyacak elbiselerle savaşta koruyacak elbiseler de yaptı. İşte nimetini üzerinizde böyle tamamlıyor ki, O'na teslim olup esenliğe ulaşabilesiniz. 16. sure (NAHL) 81. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

"Keyif içinde, dağlardan evler yontuyorsunuz." 26. sure (ŞUARA) 149. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik: 94)

6) Dağlarda Deliller, İzler, İşaretler, İbretler Vardır

Yeri uzatıp döşeyen ve onda oturaklı dağlar ve nehirler vücuda getiren O'dur. Bütün meyvalardan kendi içlerinde ikişer çift yaratmıştır O. Geceyi gündüze sarıp bürümektedir O. Bütün bunlarda derin derin düşünecek bir topluluk için elbette ayetler vardır. 13. sure (RA'D) 3. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Kendisiyle, dağların yürütüldüğü yahut yerkürenin parçalandığı yahut ölülerin konuşturulduğu bir Kur'an mı olsaydı! Hayır, iş ve oluşun tümü Allah'ındır. İman edenler hâlâ ümidi kesip anlamadılar mı ki, Allah dileseydi elbette insanlara tümden hidayet verirdi. O küfre sapanlara gelince, sanayi olarak ürettiklerinin sonucu halinde başlarına gülle, tokmak türünden belalar inmeye devam edecek yahut o belalar onların yurtlarının yakınına konacak. Ta, Allah'ın vaadi gelinceye değin. Allah, vaadine asla ters düşmez. 13. sure (RA'D) 31. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Yeryüzünde kasılıp kabararak yürüme! Çünkü sen, yeri asla yırtamazsın, uzunlukça da dağlara ulaşamazsın. 17. sure (İSRÂ) 37. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Bu söz yüzünden neredeyse gökler çatlayacak, yer parçalanacak, dağlar yıkılıp çökecek; 
19. sure (MERYEM) 90. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Yoksa yeri bir karargâh yapıp şurasına burasına nehirler serpiştiren, üzerine dayanaklı dağlar konduran ve iki deniz arasına bir engel yerleştiren mi hayırlı? İlah mı var Allah'ın yanında!? Hayır! Ama onların çokları ilimden nasipsizliği sürdürüyorlar. 27. sure (NEML) 61. ayet (Resmi: 27/ İniş:48/Alfabetik:81)

Sen dağlara bakar da onları donuk, durgun görürsün. Oysaki onlar, bulutların dolaştığı gibi dolaşmaktadır. Her şeyi güzel ve mükemmel yapan Allah'ın sanatıdır bu. Yaptıklarınızdan gereğince haberdardır O. 27. sure (NEML) 88. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Görmedin mi, Allah, gökten bir su indirdi. Onunla, renkleri çeşit çeşit meyveler çıkardık. Dağlardan da yollar var; beyaz, kırmızı, değişik renklerde. Ve simsiyah yollar da var. 35. sure (FATIR) 27. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Yeryüzünü de biz uzatıp yaydık; denge noktaları yerleştirdik ona ve bitirdik onda, bakanları hayran bırakan her türlü çifti. 50. sure (KAF) 7. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

Orada oturaklı, başını yücelere kaldırmış dağlar oluşturduk. Ve size tatlı bir su içirdik. 77. sure (MÜRSELÂT) 27. ayet (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik:73)

Dağları birer kazık yapmadık mı? 78. sure (NEBE) 7. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)

Dağları, demir atmış gibi oturttu; 79. sure (NÂZİÂT) 32. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)

Ve dağlara ki, nasıl dikildi! 88. sure (ĞÂŞİYE) 19. ayet (Resmi: 88/İniş:68/Alfabetik:31)

7) Dağlar Hz.Davud’un Emrine Verildi

Onu Süleyman'a derhal kavrattık. Her birine hükümdarlık ve bilgi verdik. Dâvud'a dağları boyun eğdirdik. Kuşlarla beraber tespih ediyorlardı. Yapmak isteyince yapanlarız biz. 21. sure (ENBİYÂ) 79. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Yemin olsun, biz, Dâvud'a katımızdan bir lütufta bulunduk. "Ey dağlar, onunla birlikte tespih edin ve ey kuşlar siz de." dedik. Ve onun için demiri yumuşattık. 34. sure (SEBE') 10. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Dağları onunla birlikte buyruk altına almıştık: Akşam sabah birlikte tespih ederlerdi. 38. sure (SÂD) 18. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

(8) Dağlar Allaha Secde Eder, Emaneti Yüklenmek İstemediler

Görmedin mi göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, Güneş, Ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyor. Birçoğunun da üzerine azap hak olmuştur. Allah'ın hakir kıldığına ikramda bulunan olmaz. Allah, dilediğini yapar. 22. sure (HAC) 18. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Biz emâneti göklere, yere, dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok zalim ve çok cahil olduğu halde onu yüklendi. 33. sure (AHZÂB) 72. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

e) Kayalar


Eğer yapamazsanız - ki asla yapamayacaksınız - korkun o ateşten ki yakıtı insanlarla taşlardır. Küfre sapanlar için hazırlanmıştır o. 2. sure (BAKARA) 24. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Bir zamanlar Mûsa, toplumu için su istemişti de biz, "Değneğinle şu taşa vur!" demiştik. Taştan hemen on iki göze fışkırmıştı. Her bölük insan kendilerine özgü su kaynağını bilmişti. "Allah'ın rızkından yiyin, için; yeryüzünde bozgunculuk yaparak şuna buna saldırmayın." demiştik. 2. sure (BAKARA) 60. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Sonra bunun ardından kalpleriniz yine kaskatı kesildi. Taş gibidir o. Belki daha da katıdır. Taşların bazıları var ki, ondan ırmaklar fışkırır. Bazıları var ki, çatır çatır yarılır da içinden su çıkar. Öylesi var ki, Allah korkusundan aşağılara düşer. Allah, yapıp durduklarınızdan gafil değildir. 2. sure (BAKARA) 74. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Ey iman sahipleri! Allah'a ve âhıret gününe inanmadığı halde, insanlara riya için malını infak eden kişi gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve eza etmek suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak varken tepesine şiddetli bir yağmur inip kendisini cascavlak bırakmış yalçın bir kayanın haline benzer. Böyleleri, kazandıklarından hiç bir şey elde edemezler. Allah, küfre sapan bir topluluğu doğruya ve güzele kılavuzlamaz. 2. sure (BAKARA) 264. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

Biz onları, on iki torun kabileye ayırdık. Toplumu kendisinden su istediğinde de Musa'ya, "asanı taşa vur" diye vahyettik. Taştan, on iki göze fışkırdı. Her oymak, su içeceği yeri belledi. Onların üzerlerine bulutları gölgelik yaptık, kendilerine kudret helvası ve bıldırcın indirdik. "Yiyiniz size verdiğimiz rızıkların temizlerinden!" onlar bize zulmetmediler, ama öz benliklerine zulmediyorlardı. 7. sure (A'RAF) 160. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Şunu da söylemişlerdi: "Allah’ımız! Eğer bu, senin katından gelmiş gerçeğin kendisiyse, gökten üstümüze taş yağdır. Yahut bize korkunç bir azap musallat et." 8. sure (ENFÂL) 32. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

Nihayet emrimiz gelince oranın üstünü altına getirdik. Ve üzerlerine, pişirilmiş çamurdan yapılıp istif edilmiş taş yağdırdık. 11. sure (HÛD) 82. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Rabbin katında damgalanmış taşlar. Zalimlerden çok uzak değildir bu. 11. sure (HÛD) 83. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

O kentin üstünü altına getirdik/üst düzeydekileri alt düzeye indirdik. Ve üzerlerine pişmiş çamurdan taşlar yağdırdık. 15. sure (HİCR) 74. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
De ki: "İster taş olun ister demir!" 17. sure (İSRÂ) 50. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Genç adam dedi: "Bak sen şu işe, hani kayaya sığınmıştık ya, işte o sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı bana unutturan, şeytandan başkası değildi. Balık, denizin içinde acaip bir biçimde yolunu tuttu." 18. sure (KEHF) 63. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

"Oğulcuğum, şu bir gerçek ki, yaptığın, bir hardal dânesi ağırlığında olsa, bir kayanın bağrına veya göklere, yahut yerin bağrına konsa, Allah onu yine de ortaya getirir. Çünkü Allah Latif'tir, lütfu sınırsızdır; Habîr'dir, her şeyden haberdardır." 31. sure (LOKMAN) 16. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Erimiş maden misali, karınlarda kaynar. 44. sure (DUHÂN) 45. ayet (Resmi: 44/İniş:64/ Alfabetik:19)

"Üzerlerine çamurdan taş atalım diye." 51. sure (ZÂRİYÂT) 33. ayet (Resmi: 51/İniş:67/ Alfabetik:111)

Biz de üzerlerine çakıl taşları fırlatan bir rüzgâr gönderdik. Sadece Lût'un ailesini, seher vakti kurtarmıştık, 54. sure (KAMER) 34. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)

Ey iman sahipleri! Kendilerinizi ve ailelerinizi öyle bir ateşten koruyun ki, yakıtı insanlarla taşlardır. O ateşin başında çok katı, çok sert melekler vardır. Onlar, kendilerine emir verdiği konuda Allah'a isyan etmezler ve emredildikleri şeyi yaparlar. 66. sure (TAHRÎM) 6. ayet (Resmi: 66/İniş:106/Alfabetik:97)

O gün gök, erimiş bir maden gibi olur. 70. sure (MEÂRİC) 8. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)

Ve ne yaptı vadide kayaları oyan Semûd kavmine? 89. sure (FECR) 9. ayet (Resmi: 89/İniş:10/ Alfabetik:25)

Atıyorlardı onlara kurumuş çamurdan damgalı taş. 105. sure (FÎL) 4. ayet (Resmi: 105/İniş:19/ Alfabetik:28)


f) Toprak


(1) Toprak, Genel

Ey iman sahipleri! Allah'a ve âhıret gününe inanmadığı halde, insanlara riya için malını infak eden kişi gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve eza etmek suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak varken tepesine şiddetli bir yağmur inip kendisini cascavlak bırakmış yalçın bir kayanın haline benzer. Böyleleri, kazandıklarından hiç bir şey elde edemezler. Allah, küfre sapan bir topluluğu doğruya ve güzele kılavuzlamaz. 2. sure (BAKARA) 264. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak ve öz benliklerindekini kökleştirmek için infakta bulunanlara gelince, onların durumu kendisine bol yağmur isabet edip de ürününü iki kat veren bir bahçenin durumuna benzer. Böyle bir bahçeye bol yağmur düşmese de bir çisenti, bir nem bile yetişir. Allah, yapmakta olduklarınızı tam bir biçimde görmektedir. 2. sure (BAKARA) 265. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Ey iman edenler! Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüpken de -yolculuk halinde olmanız müstesna- boy abdesti alıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hastalanırsanız yahut yolculuk halinde bulunursanız yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, bütün bu durumlarda su da bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yani yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Allah Afüvv'dür, günahları affeder, Gafûr'dur, hataları bağışlar. 4. sure (NİSA) 43. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Ey iman sahipleri! Namaza duracağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı meshedin/yahut yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin! Hasta yahut yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz. 5. sure (MÂİDE) 6. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Derken, Allah, kardeşinin cesedini nasıl saklayacağını ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. O dedi ki: "Vay be! Şu karga kadar bile olamıyor muyum ki, kardeşimin cesedini saklayayım." Bu arada, pişmanlık duyanlardan olmuştu. 5. sure (MÂİDE) 31. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Gaybın anahtarları O'nun yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde olanı da bilir. O'nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. Toprağın karanlıklarındaki bir dâne, yaş ve kuru her şey apaçık bir Kitap'ın içindedir. 6. sure (EN'ÂM) 59. ayet (Resmi: 6/İniş:55/

Güzel ve temiz beldenin bitkisi Rabbinin izniyle çıkar. Pis ve çorak beldeden ise zararlı bitkiden başkası çıkmaz. Şükreden bir topluluk için ayetleri işte böyle çeşitli şekillerde sergiliyoruz. 7. sure (A'RAF) 58. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Pis bir söz de gövdesi toprağın üstünde destek bulmuş bir ağaca benzer, dayanağı yoktur onun. 14. sure (İBRÂHİM) 26. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Göklerde, yerde, onların arasında, toprağın bağrında ne varsa O'nundur. 20. sure (TÂHÂ) 6. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Şöyle dediler: "Toprakta kaybolup gittiğimiz zaman mı, o zaman mı yeni bir yaratılış içinde olacağız!" Gerçek şu ki, onlar her şeyden önce, Rablerinin huzuruna varmayı inkâr ediyorlar. 32. sure (SECDE) 10. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)

Allah odur ki, rüzgârları gönderdi. Rüzgârlar bir bulut kaldırır. Derken onu ölü bir beldeye sevk ettik de ölümünden sonra toprağa onunla hayat verdik. İşte ölümünden sonra dirilme de böyledir. 35. sure (FATIR) 9. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Sonra yeryüzünü yardık da yardık. 80. sure (ABESE) 26. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)

 (2) Allah İnsanı İlk Olarak Topraktan Yarattı
 
Allah katında İsa'nın durumu, Âdem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "Ol!" dedi. Artık o, olur. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 59. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Kendisiyle konuşan arkadaşı ona dedi ki: "Sen, seni topraktan, sonra meniden yaratıp sonra da bir adam olarak biçimlendiren kudrete nankörlük mü ettin?" 18. sure (KEHF) 37. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Ey insanlar! Ölümden sonra dirilme konusunda kuşku içinde olabilirsiniz. Ama şu bir gerçek ki, biz sizi bir topraktan, sonra bir spermden, sonra bir embriyodan/döllenmiş bir karışımdan, sonra ne olduğu kısmen belirli, kısmen belirsiz bir et parçasından yarattık ki, size açık seçik beyanda bulunalım. Ve sizi rahimlerde, belirlenen bir süreye kadar dilediğimiz şekilde bekletiyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz. Daha sonra da tam kuvvetinize ulaşmanızı sağlıyoruz. Bununla birlikte içinizden bir kısmı öldürülüyor, yine içinizden bir kısmı ilimden sonra bir şey bilmesin diye ömrün en basit ve düşük noktasına geri gönderiliyor. Yeryüzünü de sönmüş kül halinde görürsün. Nihayet onun üzerine suyu indirdiğimizde titrer, kabarır ve her güzel/bereketli çiftten bir şeyler bitirir. 22. sure (HAC) 5. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Onun ayetlerinden biri de sizi, topraktan yaratmış olmasıdır. Sonra siz bir insan türü oldunuz, her tarafa yayılıyorsunuz. 30. sure (RÛM) 20. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Allah sizi bir topraktan, sonra bir spermden yarattı; sonra sizi çiftler haline getirdi. O'nun ilmi dışında, bir dişi ne hamile olur ne de doğurur. Yaşayan bir varlığa daha çok ömür verilmesi de onun ömründen biraz azaltılması da mutlaka bir Kitap'ta yazılıdır. Bu, Allah için gerçekten çok kolaydır. 35. sure (FATIR) 11. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

O, O'dur ki; sizi önce topraktan, sonra bir spermden, sonra bir embriyodan yarattı. Sonra sizi bebek olarak annelerinizin karnından çıkarıyor, sonra güçlü çağınıza ulaşasınız ve nihayet ihtiyarlar olasınız diye sizi yaşatıyor. İçinizden bir kısmı daha önce vefat ettiriliyor. Tüm bunlar, belirlenen bir süreye ulaşasınız ve aklınızı işletesiniz diyedir. 40. sure (MÜ'MİN) 67. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)


(3) İnsan Ölünce Bedeni Tekrar Toprak Olacak ve Ahirette oradan haşrolunacak


Eğer şaşıyorsan, esas şaşılacak olan onların şu sözüdür: "Biz toprak olunca mı ve gerçekten mi yeni bir yaratılış içinde bulunacağız?" Bunlar Rablerini inkâr edenlerdir. Ve bunlar boyunlarına bukağılar vurulanlardır. Bunlar ateşe dost olanların ta kendileridir; orada sürekli kalacaklardır. 13. sure (RA'D) 5. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

"Size, ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra tekrar meydana çıkarılacağınızı mı vaat ediyor?" 23. sure (MÜ'MİNÛN) 35. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

Dediler ki: "Ölüp, toprak ve kemik haline geldiğimiz zaman mı, gerçekten o zaman mı diriltileceğiz?" 23. sure (MÜ'MİNÛN) 82. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

İnkârcılar dediler ki: "Biz ve atalarımız toprak olduktan sonra, gerçekten biz bundan sonra ortaya mı çıkarılacağız?" 27. sure (NEML) 67. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

"Öldüğümüz, toprak ve kemik haline geldiğimiz zaman mı? Biz gerçekten diriltilecek miyiz?" 37. sure (SÂFFÂT) 16. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

"Biz, ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra, gerçekten cezalandırılacak mıyız?"  37. sure (SÂFFÂT) 53. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Ölünce mi, biz toprak olunca mı? Çok uzak bir dönüştür bu." 50. sure (KAF) 3. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

Ve şöyle derlerdi: "Ölünce mi, toprak ve kemik haline gelince mi, sahi o zaman mı yeniden diriltileceğiz?" 56. sure (VÂKIA) 47. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)

Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. Bir gündedir ki o, kişi kendi ellerinin önden gönderdiğine bakar ve küfre sapan şöyle der: "Keşke toprak olsaydım!" 78. sure (NEBE) 40. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)

RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder