İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

10 Nisan 2017 Pazartesi

KADERİ DOĞRU ANLAMAK


KONUK YAZAR
İBRAHİM SENGİR
Emekli İmam
Malatya Kur'an Halkaları

Kaderi Doğru Anlamak
 24.5.16  kader , kavram , kuran , makale


"Şüphe yok ki, her şeyi bir kaderle yaratan biziz." (Kamer 49)

"Allah her şeyi yaratandır. Ve O her şeyin üzerinde ki tek otoritedir." (Zümer 62)

"O (Allah) ki, göklerin ve yerin hakimiyeti yalnızca O'na aittir; O çocuk edinmemiştir, hakimiyetinde O'na herhangi bir ortak da bulunmamaktadır: zira her şeyi O yaratmış ve (bütün bunları) ölçüsünü kendi koyduğu yasalara bağlamıştır." (Furkan 2)


Kur'an-ı Kerim kaderi; ölçü, düzen, disiplin, ahenk, kanun ve takdir anlamında kullanmaktadır. Buna göre kader yüce Allah'ın yaratmış olduğu işlerin lüzumsuz, manasız ve gelişigüzel olmadığı, bilakis bir nizam ve intizam içinde olduğu, belli bir ölçü ve hikmetle yaratıldığı ifade edilmektedir. Bu anlamda kader iman meselesidir.

 Kadere iman demek yaratılmış olan her şeyin bir düzen içinde yaratıldığına ve yaratılan her şeyin bir gayesinin olduğuna inanmaktır.

 Her yaratılan varlığın bir kaderi hatta bir kaç kaderi vardır. Güneşin kaderi ısı ve ışık vermek iken, arının kaderi de bal vermektir. Kar ve yağmurun kaderi su vermek iken, ağaçların kaderi de meyve ve yeşillik vermektir. Meleklerin kaderi itaat etmek iken, insanın kaderi de ölmektir.


Yüce Allah hiç bir surette imanı yahut şirki bir kimseye takdir etmedi. Eğer böyle bir dayatma (kader) olsaydı hiç kimse bunun dışına çıkamazdı. 

"De ki: “Hak Rabbinizdendir.” Bundan sonra artık dileyen inansın ve dileyen inkâr etsin." (kehf 29)

Ama ne acıdır ki, tarihi süreç içerisinde bir çok suçlar mazeret olarak kadere yüklenmiştir. Öyle ki Hz. Resul'ün torunu Hüseyin'i şehit edenler bile bu işi kadere fatura etmişlerdir. Demek ki Hüseyin'in kaderi böyleydi, "-Ne yapalım? biz öldürmeseydik başkaları öldürürdü." demeye getirdiler.

Bazı insanlarda tembellik ve miskinliklerini kadere yüklemektedirler. Başaramadıkları, ezildikleri ve zavallı hale düştükleri zamanlarda hep kader demişlerdir. 

 Halbuki Yüce Rabbimiz:

"Ey imanda sebat edenler! Siz Allah'ın davasına yardım ederseniz O da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit tutar." (Muhammed 7)

 Yine Yüce Rabbimiz : 

"Mü'minlere yardım etmek Allah'a borçtur." (Rum 47)

Öyleyse hiç kimse tembelliğini, miskinliğini ve başarısızlığını Allah'a fatura etmemelidir. 


Kur'an: 

"İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır." (Necm 39)

Temel ilkeyi koyarak hiçbir şekilde çalışmaları karşılıksız bırakmamıştır. Bu Sünnetullahtır. Allah'ın değişmez yasası ve kaderidir. 

İslam tarihinde buna bir örnek verecek olursak Hz. Peygamber hiçbir savaşta veya hiçbir konuda ortaya çalışma koymadan Allah'a tevekkül etmemiştir. Mesela Hendek savaşında "Ey ashabım Mekkeden üstümüze düşman gelmektedir. Haydi gelin el açıp dua edelim de hepsi yolda helak olsun ve böylece onlardan kurtulmuş olalım." demedi. Bilakis onlarla istişare yaptı sonuçta hendek kazmaya karar verildi. Başta kendisi olmak üzere hendek kazmaya başladılar. Onun için hiç kimse çalışmadan, gayret göstermeden ve sebeplere sarılmadan bir şey beklememelidir.


En çok etrafında konuşulup tartışılan Kelami mezheplerin sahasına giren kader, insan fiillerinin Allah tarafından önceden belirlenmiş olmasıdır.

 Kelamlara göre dünyaya gelen bir çocuğun mümin mi olacağı - kafir mi olacağı, zengin veya fakir olacağı, kiminle evleneceği gibi insan fiilleri Allah tarafından önceden yazılmıştır. Kelam ve fıkıh kitaplarının üzerinde durduğu bu kader anlayışı Kuranın konu aldığı kader anlayışı değildir. Kuranın konu aldığı kader, hayatın ve kainatın kanunları çevresindedir. Öyle ise insan fiillerinin kaderle alakası yoktur. (Dip nota bakınız. MKA)

 Şunu açıkça belirtmek gerekir ki, insan yaratılmadan önce onun hakkında yazılmış çizilmiş bir liste (kader) yoktur. Allah yaratmış olduğu varlığa akıl, irade din vererek sorumlu tutmuştur. Allah hiç kimseye gücünün yetmediği şeyi yüklemez. Yine Peygamberler göndermedikçe sorumlu tutmaz. Netice olarak insanın tek bir kaderi vardır ki, bundan asla kurtulamaz ÖLÜM.

Rad suresi 39. ayeti "Allah dilediğini siler ve dilediğini tespit eder. Ana kitap onun yanındadır." Buyurmakla, insanın fiilleri hakkında o değişmez yazılı kader anlayışını silmektedir.

Ruhi ve ahlaki olarak insanlar dilediğini yapmaya kadirdirler. Ama bu yapıp ettiklerinin bir faturası vardır. O faturayı bir gün ödemek zorunda kalacaklardır.

"Allah yarattı sonra serbest bıraktı." (Haşa emekli oldu) mantığı Aristo mantığıdır. 

Halbuki Allah Hallak (sürekli yaratan) tır. O yaratıcılığını, terbiye ediciliğini, kemale erdiriciliğini hep sürdürmektedir. O her an Yeni bir iştedir. O sürekli yaratmaktadır.


Kader hususunda anlaşılması güç olan hususlardan biri de şu ayette geçen ifadedir. 

"Ne yeryüzünün ne de sizin başınıza, daha önceden kayıt altına aldığımız bir yasa olmadıkça asla bir musibet gelmez: şüphesiz bu Allah için pek kolaydır." (Hadid 20). 

 Bu ayet yeryüzüne veya bütün insanlığa yahut yalnız olarak herhangi bir kimseye tabi yahut beşeri ürünü ani alt üst oluş ve çöküşü hastalıktan ahlaki maddi yoksulluktan doğan münferit sıkıntılara işaret eder. (M. Esed C.3/1116)

 Kul bir şeyi yapmak ister, onun için güç ve çaba sarf eder dua ederek Allah'tan o işin olmasını ister, Allah da izin verip onaylarsa o iş oluverir.

 Allah adildir ve kullarının yaptıklarına göre karşılık vereceğini bildiriyor. Kitabında sık sık dile getirdiği aklı kullanmaya, düşünmeye,  ibret almaya teşvik etmesine de gerek yoktu.

"Biz ona (insana) iki de yol gösterdik." (Beled 10) buyruluyor Kuran'da.

 

Sonucuna katlanmak şartıyla dileyen dilediği yoldan gidebilir ve o gittiği yol işte o insanın kaderidir. Tercih ettiği yolun sonunda ya cenneti ya da cehennemi bulacak.

"Başına ne iyilik gelirse Allah'tan, ne musibet gelirse sendendir.(Nisa79) 

"Başınıza ne musibet gelirse bilin ki yaptıklarınızın yüzündedir."(Şura 30)

           
           
İbrahim SENGİR
Emekli İmam
Malatya Kuran Halkaları

DİP NOT:
KONU İLE İLGİLİ OLARAK AŞAĞIDAKİ İSLAM DİNİNDE KADER VE KAZA E – KİTAP (MKA) İNDİR LİNKİ TIKLAYARAK ULAŞABİLECEĞİNİZ, ÖZGÜN YAZILARI DA OKUMANIZI, İNCELEYİP DEĞERLENDİRMENİZİ ÖNERİRİM- MKA:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder