İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

12 Mart 2017 Pazar

HZ. MUSA-1



IX. TARİH VE KISSALAR


B. PEYGAMBER KISSALARI-15


11. 
 HZ. MUSA, HARUN VE İSRAİLOĞULLARI-4

 b) Musa-1

(1) Musa, Bebek Olarak:

Hani, annene vahyedileni şöyle vahyetmiştik: "Onu tabuta koyup ırmağa bırak! Irmak onu sahile götürsün ki, benim de düşmanım, onun da düşmanı olan biri onu alsın. Üzerine kendimden bir sevgi bıraktım ki, gözümün önünde yetiştirilesin." "Hani, kız kardeşin gidiyor, şöyle diyordu: 'Onun bakımını üstlenecek kişiyi size göstereyim mi?' Nihayet, seni annene geri döndürdük ki, gözü aydın olsun, tasalanmasın. Sen bir de adam öldürmüştün. O zaman seni gamdan kurtarmıştık. Seni iyice bir imtihana çekmiştik. Bunun ardından sen Medyen halkı arasında yıllarca kaldın. Sonra, belirlenen bir vakitte/bir kadere göre geliverdin, ey Mûsa!" "Seni kendim için seçip yetiştirdim." 20. sure (TÂHÂ) 38-41. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

 Mûsa'nın annesine şunu vahyettik: "Emzir onu! Onun aleyhinde bir korku hissedince de nehire bırakıver onu. Korkma, üzülme! Kuşkun olmasın ki, biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu resullerden biri yapacağız." Nihayet, Firavun ailesi onu kayıp bir şey olarak bulup aldı. O, kendileri için bir düşman ve tasa olacaktı. Gerçek olan şu ki Firavun, Hâman ve bunların orduları yanlış yoldaydılar. Firavun'un karısı şöyle dedi: "Benim için de senin için de bir göz aydınlığıdır bu. Öldürmeyin onu, bize yararı olabilir, yahut onu çocuk ediniriz." Onlar işin farkında olmuyorlardı. Mûsa'nın annesinin kalbi ise bomboş bir halde sabahladı. Eğer inananlardan olması için kalbine bir bağ vermeseydik, onu açığa vuracak bir durumdaydı. Annesi, Mûsa'nın kız kardeşine, "onu izle" dedi. O da onu kenardan gözledi. Onlarsa işin farkında olmuyorlardı. Biz daha önce ona, süt emziren kadınları haram kılmıştık. Bu sırada kız kardeşi dedi ki: "Onun bakımını sizin için üstlenecek, onu eğitip öğretmeyi yüklenecek bir ev halkını size tanıtayım mı?" Nihayet Mûsa'yı öz anasına geri çevirdik ki, o ananın gözü aydın olsun, kederlenmesin ve Allah'ın vaadinin hak olduğunu bilsin. Fakat çokları bunu bilmezler. Mûsa, yiğitlik çağına ulaşıp olgunlaşınca ona hikmet ve ilim verdik. Biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz. 28. sure (KASAS) 7-14. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
(2) Musa, Allah'ı Görmek İstedi
 
Musa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisiyle konuşunca şöyle konuştu: "Rabbim, göster bana kendini, göreyim seni." Dedi: "Asla göremezsin beni. Ama şu dağa bak. Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni görebileceksin." Rabbi dağa tecelli edince onu parça parça etti. Ve Musa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: "Tespih ederim o yüce varlığını, tövbe edip sana yöneldim. İman edenlerin ilkiyim ben." 7. sure (A'RAF) 143. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
(3) Musa, Kitabı
 
Böyleleri şu kimse gibi olur mu: Rabbinden bir beyyine üzerinedir, O'ndan bir tanık da kendisini izler. Tanıktan önce de bir kılavuz ve rahmet olarak Mûsa'nın kitabı var. Onlar ona inanırlar. Hiziplerden onu inkâr edenin varış yeri ateştir. Ondan asla kuşkuya düşme; o Rabbinden bir haktır ama insanların çokları inanmıyorlar. 11. sure (HÛD) 17. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
(4) Musa, Seçilmiş
 
Ehlikitap, senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Zaten onlar Mûsa'dan da bundan daha büyüğünü istemişlerdi. Demişlerdi ki: "Allah'ı bize açıktan göster." Bunun üzerine zulümlerinden ötürü kendilerini yıldırım çarpmıştı. Sonra kendilerine açık-seçik kanıtların gelişi ardından buzağıya taptılar. Biz onların bu günahını da affettik. Biz Mûsa'ya apaçık bir kanıt/bir hükmetme gücü verdik. 4. sure (NİSA) 153. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Biz ona İshak'ı ve Yakub'u hediye ettik. Hepsini doğruya ve güzele kılavuzladık. Daha önce Nûh'a ve onun soyundan olan Dâvud'a, Süleyman'a, Eyyûb'e, Yûsuf'a, Mûsa'ya, Hârun'a da kılavuzluk etmiştik. Güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz biz. 6. sure (EN'ÂM) 84. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik:20)

Allah buyurdu: "Ey Musa! Ben, gönderdiğim vahiylerle, konuşmamla seni seçip yücelttim. Sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol." 7. sure (A'RAF) 144. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Kitap'ta Mûsa'yı da an. Çünkü o, içtenlik ve dürüstlüğe erdirilmişti ve o bir resul, bir peygamberdi.Ona Tûr'un sağ tarafından seslendik. Onu, fısıldaşan kimse kadar yaklaştırdık. Rahmetimizden ona kardeşi Hârun'u bir peygamber olarak armağan ettik. 19. sure (MERYEM) 51-53. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
"Ve ben seni seçtim; o halde vahyedilecek olanı dinle!" 20. sure (TÂHÂ) 13. ayet (Resmi: 20/İniş:45/ Alfabetik:96)
Mûsa, yiğitlik çağına ulaşıp olgunlaşınca ona hikmet ve ilim verdik. Biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz. 28. sure (KASAS) 14. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

(5) 
Musa, Misakı
 
Ve unutma ki Allah, peygamberlerden mîsaklarını almış, şöyle demişti: "Size Kitap'tan ve hikmetten nasip verdim. Sonra size elinizdekini doğrulayıcı bir resul geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona muhakkak yardım edeceksiniz. Kabul ettiniz ve ağır yükümü üzerinize aldınız mı?". "Kabul ettik." dediler. "O halde tanık olun, sizinle beraber ben de tanıklardanım." dedi. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 81. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Biz, peygamberlerden mîsaklarını almıştık. Senden de mîsak aldık. Nûh'tan, İbrahim'den, Mûsa'dan, Meryem oğlu İsa'dan, bunların hepsinden kuvvetli bir sözleşmeyle mîsak aldık; 33. sure (AHZÂB) 7. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

(6) Musa, Takip Edenler, Yolundan Gidenler
 
Musa kavminden bir topluluk vardır ki, hakka kılavuzluk/hak ile kılavuzluk eder ve yalnız hakka dayanarak adaleti gözetir. 7. sure (A'RAF) 159. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

(7) Musa, Hidayet Verildi, Doğru Yol Gösterildi
 
Yemin olsun ki, Mûsa'ya o hak kılavuzu verdik ve İsrailoğullarını Kitap'a mirasçı kıldık. 40. sure (MÜ'MİN) 53. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

(8) Musa, Kitap Verildi
 
İyiye ve güzele yol bulursunuz ümidiyle Mûsa'ya Kitap'ı ve furkanı/hakla batılı ayıran mesajı vermiştik. 2. sure (BAKARA) 53. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Yemin olsun ki, Mûsa'ya Kitap'ı verdik. Ve arkasından da resuller gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da açık-seçik deliller verdik ve kendisini Ruhulkudüs'le güçlendirdik. Bir resulün size, nefislerinizin hoşlanmadığı bir şey getirdiği her seferinde büyüklük taslamadınız mı? Bir kısmını yalanladınız, bir kısmını da öldürüyorsunuz. 2. sure (BAKARA) 87. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Şöyle deyin: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, onun torunlarına indirilene, Mûsa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O'na/Allah'a teslim olanlarız." 2. sure (BAKARA) 136. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

De ki: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına indirilmiş olana, Mûsa'ya, İsa'ya ve diğer nebilere Rablerinden verilmiş bulunana inandık. Onlardan hiçbirini ötekinden ayırmayız. Biz O'na teslim olanlarız." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 84. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Allah'ı, kadrine/şanına yaraşır şekilde tanıyamadılar. Çünkü, "Allah, insana hiçbir şey vahyetmemiştir." dediler. De ki "Mûsa'nın insanlara bir ışık, bir kılavuz olarak getirdiği Kitap'ı kim indirdi? Siz o Kitap'ı birtakım parşömenler yapıp ortaya sürüyorsunuz, birçoğunu da saklıyorsunuz. Size, sizin de atalarınızın da bilmediği şeyler öğretildi." "Allah" de, sonra bırak onları saplandıkları batakta oynayadursunlar. 6. sure (EN'ÂM) 91. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Sonra, güzel davrananlara nimetimizi tamamlamak, her şeyi ayrıntılı kılmak, bir kılavuz ve rahmet olmak üzere Mûsa'ya o Kitap'ı verdik ki onlar Rablerine kavuşacaklarına inanabilsinler. 6. sure (EN'ÂM) 154. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Musa ile otuz gece için vaatleştik. Ve bunu, bir on ekleyerek tamamladık. Böylece Rabbinin belirlediği süre kırk geceye ulaştı. Musa, kardeşi Harun'a dedi ki: "Toplumum içinde benim yerime sen geç, barışçı ol, bozguncuların yolunu izleme." Musa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisiyle konuşunca şöyle konuştu: "Rabbim, göster bana kendini, göreyim seni." Dedi: "Asla göremezsin beni. Ama şu dağa bak. Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni görebileceksin." Rabbi dağa tecelli edince onu parça parça etti. Ve Musa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: "Tespih ederim o yüce varlığını, tövbe edip sana yöneldim. İman edenlerin ilkiyim ben." Allah buyurdu: "Ey Musa! Ben, gönderdiğim vahiylerle, konuşmamla seni seçip yücelttim. Sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol." Biz Musa için levhalarla her şeyi yazdık: Öğüt olarak, her şeyin ayrıntısı olarak. "Kuvvetle tut bunları ve emret toplumuna da onları en güzel şekliyle tutsunlar. Fasıklar yurdunu göstereceğim size." 7. sure (A'RAF) 142-145. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Öfke, Musa'yı rahat bırakınca, levhaları aldı. Onlardaki yazıda, yalnız Rableri karşısında ürperenler için bir rahmet ve bir kılavuz vardı. 7. sure (A'RAF) 154. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

 Yemin olsun, Mûsa'ya Kitap'ı verdik de onda da ihtilafa düşüldü. Rabbinden bir kelime, önceden gelmiş olmasaydı, aralarında iş mutlaka bitirilirdi. Onlar bunun hakkında, kafaları karıştıran bir kuşku içindedirler. 11. sure (HÛD) 110. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Yemin olsun ki, biz Mûsa'yı, "Toplumunu karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah'ın günlerini hatırlatıp bellet!" diye ayetlerimizle gönderdik. Şu bir gerçek ki, bunda iyice sabreden, çokça şükreden herkes için sayısız ayetler vardır. 14. sure (İBRÂHİM) 5. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Mûsa'ya Kitap'ı verdik ve onu, "benden başka bir vekil tutmayın" buyruğuyla Beniisrail'e bir kılavuz kıldık. 17. sure (İSRÂ) 2. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

"Böylece sana en büyük mucizelerimizden bazılarını göstereceğiz." 20. sure (TÂHÂ) 23. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Yemin olsun, biz, Mûsa'ya ve Hârun'a hak ile bâtılı ayıran, korunanlar için bir ışık ve öğüt olan furkanı verdik. 21. sure (ENBİYÂ) 48. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Yemin olsun, Mûsa'ya o Kitap'ı vermiştik ki, hidayete erebilsinler. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 49. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

Yemin olsun ki, biz Mûsa'ya Kitap verdik. Kardeşi Hârun'u da onun yanında vezir yaptık. 25. sure (FURKÂN) 35. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Yemin olsun biz, ilk nesilleri helak ettikten sonra Mûsa'ya Kitap'ı; insanlar için basîretler, kılavuz ve rahmet olarak verdik ki, düşünüp öğüt alabilsinler. Biz Mûsa'ya o emri vahyettiğimizde, sen batı tarafında değildin; olayı izleyenlerden de değildin. 28. sure (KASAS) 43-44. ayet (Resmi: 28/İniş:49/ Alfabetik:53)
Yemin olsun ki, Mûsa'ya Kitap'ı vermiştik. Böyleyken sen ona kavuşacağından kuşkuda olma! Biz onu İsrailoğullarına bir kılavuz yapmıştık. 32. sure (SECDE) 23. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)

Onlara, açık seçik bilgi sunun Kitap'ı verdik. 37. sure (SÂFFÂT) 117. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Yemin olsun, biz Mûsa'ya Kitap'ı verdik de onda ihtilafa düşüldü! Eğer Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında iş mutlaka bitirilirdi. Hiç kuşkusuz, onlar, Kur'an hakkında, sürekli işkillendiren bir kuşku içindedirler. 41. sure (FUSSİLET) 45. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Halbuki ondan önce, bir önder ve bir rahmet olarak Mûsa'nın kitabı var! Bu Kur'an da öncekileri tasdikleyen bir kitaptır. Zulmedenleri uyarsın, güzel davrananlara müjde olsun diye Arap dilindedir. 46. sure (AHKAF) 12. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

Yoksa haber verilmedi mi ona, Mûsa'nın sayfalarındakiler? 53. sure (NECM) 36. ayet (Resmi: 53/İniş:23/ Alfabetik:80)

İbrahim'in ve Mûsa'nın sayfalarında. 87. sure (A'LÂ) 19. ayet (Resmi: 87/İniş:8/Alfabetik:5)

(9) Musa İle Allah Konuştu
 
İşte resuller! Biz onların bazısını bazısına üstün kılmışızdır. Allah, onlardan bazısıyla konuşmuştur. Bazılarını da derecelerle yüceltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya açık ayetler verdik ve onu Ruhulkudüs'le güçlendirdik. Allah dileseydi, onların ardından gelenler, açık-seçik mesajlar kendilerine ulaştıktan sonra birbirlerini öldürmezlerdi. Ancak tartışmaya girdiler de içlerinden bazısı iman etti, bazısı küfre saptı. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ne var ki, Allah dilediğini yapıyor. 2. sure (BAKARA) 253. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Resuller var, hayat ve hatıralarını daha önce sana anlattık; resuller var, hayat ve hatıralarını sana anlatmadık. Allah, Mûsa'ya kelime kelime söz söylemişti. 4. sure (NİSA) 164. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82)

Musa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisiyle konuşunca şöyle konuştu: "Rabbim, göster bana kendini, göreyim seni." Dedi: "Asla göremezsin beni. Ama şu dağa bak. Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni görebileceksin." Rabbi dağa tecelli edince onu parça parça etti. Ve Musa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: "Tespih ederim o yüce varlığını, tövbe edip sana yöneldim. İman edenlerin ilkiyim ben." Allah buyurdu: "Ey Musa! Ben, gönderdiğim vahiylerle, konuşmamla seni seçip yücelttim. Sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol." 7. sure (A'RAF) 143-144. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

 Ona Tûr'un sağ tarafından seslendik. Onu, fısıldaşan kimse kadar yaklaştırdık. 19. sure (MERYEM) 52. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

 Hani, bir ateş görmüştü de ailesine şöyle demişti: "Bekleyin! Gözüme bir ateş ilişti. Olabilir ki, ondan size bir kor parçası getiririm, yahut onun üzerinde bir kılavuz bulurum." Onun yanına geldiğinde kendisine "Mûsa!" diye seslenildi. "Benim ben, senin Rabbin! Hadi, pabuçlarını çıkar; sen kutsal vadide, Tuva'dasın." "Ve ben seni seçtim; o halde vahyedilecek olanı dinle!" "Hiç kuşkulanma ki ben Allah'ım. İlah yoktur benden başka. O halde bana kulluk/ibadet et ve namazını, beni hatırlayıp anmak için yerine getir." "Kuşku duyma ki o saat gelecektir. Onu neredeyse gizleyeceğim ki, her benlik gayretinin karşılığını elde etsin." "O halde ona inanmayıp keyfi peşinde giden, seni ondan yüz geri etmesin. Yoksa perişan olursun." "Nedir o sağ elindeki ey Mûsa?" Cevap verdi: "O, benim asamdır. Ona dayanırım, onunla koyunlarıma ağaçtan yaprak indiririm. Onda, işime yarayan başka özellikler de vardır." Buyurdu: "Yere at onu ey Mûsa!" O da onu attı. Bir de ne görsün, bir yılan olmuş o, koşuyor... Buyurdu: "Al onu, korkma! Biz onu ilk görünümüne döndüreceğiz." "Bir de elini koynuna sok! Bir başka mucize olarak lekesiz, bembeyaz bir halde çıksın." "Böylece sana en büyük mucizelerimizden bazılarını göstereceğiz." "Firavun'a git; çünkü o, azdı." Mûsa dedi: "Rabbim, göğsümü açıp genişlet; İşimi bana kolaylaştır." "Dilimden düğümü çöz, Ki sözümü iyi anlasınlar." "Bana ailemden bir yardımcı ver, Kardeşim Hârun'u." "Onunla sırtımı kuvvetlendir.""Onu işime ortak kıl." "Ta ki seni çokça tespih edelim." "Seni çokça analım." "Kuşkusuz sen, bizi görmektesin." Buyurdu: "İstediğin sana verildi, ey Mûsa." "Yemin olsun, sana bir kez daha lütufta bulunmuştuk." Hani, annene vahyedileni şöyle vahyetmiştik: "Onu tabuta koyup ırmağa bırak! Irmak onu sahile götürsün ki, benim de düşmanım, onun da düşmanı olan biri onu alsın. Üzerine kendimden bir sevgi bıraktım ki, gözümün önünde yetiştirilesin." "Hani, kız kardeşin gidiyor, şöyle diyordu: 'Onun bakımını üstlenecek kişiyi size göstereyim mi?' Nihayet, seni annene geri döndürdük ki, gözü aydın olsun, tasalanmasın. Sen bir de adam öldürmüştün. O zaman seni gamdan kurtarmıştık. Seni iyice bir imtihana çekmiştik. Bunun ardından sen Medyen halkı arasında yıllarca kaldın. Sonra, belirlenen bir vakitte/bir kadere göre geliverdin, ey Mûsa!" "Seni kendim için seçip yetiştirdim." "Sen ve kardeşin, ayetlerimi götürün; beni anmakta gevşeklik etmeyin." "Firavun'a gidin, çünkü o azdı." "Ona yumuşak ve tatlı bir sözle hitap edin; belki öğüt alır, yahut ürperir." Dediler ki: "Rabbimiz, onun aleyhimizde bir taşkınlık yapmasından yahut yine azmasından korkuyoruz." Buyurdu: "Korkmayın! Ben sizinle beraberim; işitiyorum, görüyorum." "Hadi gidin ona! Deyin ki; "Biz senin Rabbinin iki resulüyüz. İsrailoğullarını bizimle gönder, onlara işkence etme! Rabbinden sana bir mucize getirdik. Selam, hidayete uyanlaradır."  20. sure (TÂHÂ) 10-47. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Hatırla o zamanı; Mûsa, ailesine şöyle demişti: "Ben bir ateş fark ettim. Ondan size bir haber getireceğim, yahut parlak bir kor getireceğim ki ateş yakıp ısınabilesiniz." Mûsa ateşe vardığında şöyle çağrıldı. "Ateşteki kimse de ateşin çevresindekiler de kutsal ve bereketli kılınmıştır. Ve âlemlerin Rabbi olan Allah, bütün eksiklik ve iğretiliklerden arınmıştır." "Ey Mûsa! Kuşkun olmasın ki ben, Allah'ım; Azîz olan, Hakîm olanım..." "Asanı bırak!" Bunun üzerine Mûsa, asayı çevik bir yılan gibi titreyip kıvrılır görünce gerisin geri kaçtı ve arkasına bakmadı. "Korkma ey Mûsa, benim. Benim huzurumda, elçi olarak gönderilenler korkmaz." "Zulme bulaşan müstesna. O da bunu kötülüğün arkasından güzelliğe çevirirse hiç kuşkusuz ben Gafûr'um, Rahîm'im." "Elini koynuna sok; Firavun ve toplumuna yönelik dokuz mucizeden biri olarak pürüzsüz ve lekesiz, bembeyaz bir biçimde çıkacaktır. O Firavun ve yandaşları sapmış bir topluluk haline geldiler." 27. sure (NEML) 7-12. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Mûsa süreyi bitirip ailesiyle yola çıkınca, Tûr tarafından bir ateş fark etti. Ailesine dedi ki: "Bekleyin, bir ateş fark ettim. Belki ondan size bir haber getiririm, belki bir ateş koru getiririm de ısınırsınız." Oraya vardığında o bereketli toprak parçasındaki vadinin sağ tarafından, bir ağaçtan şöyle seslenildi: "Ey Mûsa! Âlemlerin Rabbi Allah benim, ben!" "Asanı at!" Asanın çevik bir yılan gibi titreyip kıvrıldığını görünce gerisin geri döndü; arkaya bile bakmadı. "Geri dön ey Mûsa, korkma! Güven içinde olanlardansın." "Elini koynuna sok, lekesiz bembeyaz çıkıversin. Korkudan açılan kollarını kendine çek. İşte bunlar, Firavun ve kodamanlarına karşı Rabbinden sana güçlü iki kanıttır. Firavun ve yardakçıları yoldan çıkmış bir güruhtur." Mûsa dedi: "Rabbim, ben onlardan birini katlettim, bu yüzden beni öldürürler diye korkuyorum." "Kardeşim Hârun var ya, o benden lisanca daha etkilidir / benden daha güzel konuşur. Onu da benimle yardımcı olarak gönder ki beni tasdiklesin; beni yalanlamalarından korkuyorum." Allah buyurdu: "Pazunu kardeşinle kuvvetlendireceğiz; size öyle bir güç/kanıt vereceğiz ki size ulaşamayacaklar. Ayetlerimize yemin olsun ki, siz ve size uyanlar, galip gelenler olacaksınız." 28. sure (KASAS) 29-35. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

(10) Musa, Harun Yardımcı Olarak Bahşedildi
 
Rahmetimizden ona kardeşi Hârun'u bir peygamber olarak armağan ettik. 19. sure (MERYEM) 53. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

"Bana ailemden bir yardımcı ver, Kardeşim Hârun'u." "Onunla sırtımı kuvvetlendir.""Onu işime ortak kıl." "Ta ki seni çokça tespih edelim." "Seni çokça analım." "Kuşkusuz sen, bizi görmektesin." Buyurdu: "İstediğin sana verildi, ey Mûsa." 20. sure (TÂHÂ) 29-36. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

"Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Görev emrini Hârun'a gönder." "Hem, benim üzerimde onlar aleyhine işlenmiş bir suç var; bu yüzden beni öldürmelerinden korkuyorum." "Hayır, olmaz!" dediler. "Ayetlerimizi götürün. Biz sizinleyiz, her şeyi dinlemekteyiz." 26. sure (ŞUARA) 13-15. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
"Kardeşim Hârun var ya, o benden lisanca daha etkilidir/benden daha güzel konuşur. Onu da benimle yardımcı olarak gönder ki beni tasdiklesin; beni yalanlamalarından korkuyorum." Allah buyurdu: "Pazunu kardeşinle kuvvetlendireceğiz; size öyle bir güç/kanıt vereceğiz ki size ulaşamayacaklar. Ayetlerimize yemin olsun ki, siz ve size uyanlar, galip gelenler olacaksınız." 28. sure (KASAS) 34-35. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53) 

RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal 

https://plus.google.com/+MKemalAdal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder