İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

7 Mart 2017 Salı

HZ. LUT VE LUT KAVMİ VE HZ. EYÜP



IX. TARİH VE KISSALAR


B.  PEYGAMBER KISSALARI-10

8. HZ. LUT VE LUT KAVMİ


a) Kavram olarak, Tarih ve Kıssalar, Peygamber Kıssaları, Hz. Lut ve Lut Kavmi



Lût kavmi de uyarıları yalanladı. Biz de üzerlerine çakıl taşları fırlatan bir rüzgâr gönderdik. Sadece Lût'un ailesini, seher vakti kurtarmıştık, Katımızdan bir nimet olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz biz. Yemin olsun, Lût onları bizim yakalayışımız hakkında uyarmıştı da onlar, uyarılarla ilgili olarak kuşkulanıp çekişmişlerdi. Yemin olsun, Lût'un misafirlerinden nefislerini tatmin etmek istemişlerdi de onların gözlerini silme kör etmiştik. Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı? Yemin olsun, sabahleyin erkenden, kararlı ve oturaklı bir azap yakaladı onları. Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı! 54. sure (KAMER) 33-39. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)
Semûd, Lût kavmi, o sık ağaçları besleyen su kaynağının sahipleri Eykeliler de. İşte onlar da böyle hiziplerdi. 38. sure (SÂD) 13. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

Ve Lut... Toplumuna şöyle demişti: "Sizden önce alemlerden hiçbirinin yapmadığı bir iğrençliğe mi girişiyorsunuz?" "Siz, kadınları bırakıp şehvetiniz yüzünden erkeklere gidiyorsunuz. Doğrusu siz sınır tanımayan bir topluluksunuz." Toplumunun cevabı sadece şunu söylemeleri oldu: "Çıkarın şunları kentimizden. Çünkü onlar, temizlik tutkunu insanlardır." Biz de onu ve ailesini kurtardık karısı müstesna. O, yere geçenlerden oldu. Üzerlerine bir de yağmur indirdik. Bak nasıl oldu suçluların sonu! 7. sure (A'RAF) 80-84. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Lût kavmi de hak elçilerini yalanladı. Kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: "Hâlâ sakınmıyor musunuz?" "Ben size gelen emin bir elçiyim." "Artık Allah'tan sakının da bana itaat edin." "Ben bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim yalnız âlemlerin Rabbi'ndendir." "Âlemlerin içinden erkeklere gidiyor da, Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor musunuz? Doğrusu siz haddi aşmış bir kavimsiniz." Dediler: "Eğer bu tavrını sona erdirmezsen, ey Lût, yemin olsun bu topraktan sürülenlerden olacaksın." Lût dedi: "Ben sizin şu yaptığınıza öfkelenenlerdenim." "Rabbim, beni ve ailemi bunların yaptıklarından koru." Bunun üzerine biz onu ve ailesini toplu halde kurtardık. Ancak geridekiler arasında bir kocakarı kaldı. Sonra ötekileri mahvedip batırdık. Üzerlerine bir de yağmur yağdırdık. Ne de kötüymüş uyarılanların yağmuru! Elbette bunda bir ayet var ama onların çoğu müminler değildi. Ve senin Rabbin mutlak Azîz, mutlak Rahîm... 26. sure (ŞUARA) 160-175. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
Lût'u da resul olarak gönderdik. Toplumuna şöyle dedi: "Gözünüz göre göre şu iğrençliği yapıyorsunuz ha!" "Siz, şehvetinizi tatmin için kadınları bırakıp da erkeklere mi gidiyorsunuz? Doğrusu siz cehalete saplanmış bir topluluksunuz." Toplumunun cevabı sadece şunu söylemek oldu: "Çıkarın şu Lût ailesini kentinizden; bunlar temizlik tutkunu olmuş kişilerdir." Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardık. Karısı hariç. Onu, arkada kalanlardan biri olarak takdir etmiştik. Üzerlerine bir de yağmur yağdırdık. Uyarılmış olanlar üzerine inen yağmur da ne kötüdür! 27. sure (NEML) 54-58. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
İbrahim'den korku gidip yerine müjde gelince, Lût kavmi hakkında bizimle tartışır oldu. İbrahim, gerçekten yufka yürekli bir insandı; herkes için ah eder, içini çekerdi, yalvarıp yakarırdı. "Ey İbrahim! Bu halinden vazgeç. Rabbinin emri gelmiştir. Geri çevrilemez bir azap onların enselerine binecektir." Elçilerimiz Lût'a geldiğinde onlar için kaygılanmış, göğsü daralmış da şöyle demişti: "Bu, zorlu bir gün!" Lût'un kavmi koşarak onun yanına geldi. Bunlar daha önce de kötülükler yapmışlardı. Lût dedi ki: "Ey toplumum! İşte şunlar kızlarım. Onlar sizin için daha temiz. Allah'tan korkun da misafirlerim önünde beni rezil etmeyin. İçinizde olgun bir adam yok mu?" Dediler ki: "Senin kızlarında hakkımız olmadığını çok iyi biliyorsun. Ne istediğimizi de çok iyi biliyorsun." Dedi: "Ah, size karşı koyacak bir gücüm olsaydı yahut sağlam bir kaleye sığınabilseydim." Melekler dediler: "Biz senin Rabbinin elçileriyiz. Sana asla el süremezler. Gecenin bir yerinde aileni götür. İçinizden hiç kimse geri kalmasın; karın müstesna. O, ötekilere çatan belaya çarptırılacaktır. Onların azap vakti, sabah vaktidir. Sabah da ne kadar yakın, değil mi?" Nihayet emrimiz gelince oranın üstünü altına getirdik. Ve üzerlerine, pişirilmiş çamurdan yapılıp istif edilmiş taş yağdırdık. Rabbin katında damgalanmış taşlar. Zalimlerden çok uzak değildir bu. 11. sure (HÛD) 74-83. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
"Yalnız Lût'un ailesi suçlu değildir. Biz onların hepsini kurtaracağız." "Lût'un karısı hariç. O günahkârlarla geriye kalacaktır. Öyle takdir ettik." Elçiler Lût ailesine geldiklerinde, Lût: "Siz tanınmayan kimlersiniz." dedi. Dediler: "Gerçek şu ki biz, günahkârların, hakkında kuşku edip durdukları şeyi sana getirdik." "Sana gerçeği getirdik. Biz, özü, sözü doğru olanlarız." "Gecenin bir yerinde aileni yola çıkar. Sen de arkalarından onları izle. Hiçbiriniz geri dönüp bakmasın. Emredildiğiniz yere kadar gidin." Ona şu emri bir hüküm olarak ilettik: Şunlar, kökleri kesilmiş olarak sabahlayacaklardır. Şehir halkı, elçileri duymanın sevinci içinde geldi. Lût dedi: "Bunlar benim konuklarımdır, aman beni utandırmayın!" "Allah'tan korkun, beni rezil etmeyin." Dediler: "Seni el âlemin işiyle uğraşmaktan men etmemiş miydik?" Lût dedi: "Eğer bir şey yapacaksanız, işte kızlarım!" Senin ömrüne yemin olsun ki onlar, kendi sersemlikleri içinde bocalıyorlardı. Nihayet o korkunç titreşimli ses, onları güneş doğarken yakaladı. O kentin üstünü altına getirdik/üst düzeydekileri alt düzeye indirdik. Ve üzerlerine pişmiş çamurdan taşlar yağdırdık. Hiç kuşkusuz, bunda, işaretlerden anlam çıkaranlar için ibretler vardır. O kentin izleri/işaretleri, hâlâ işleyen bir yol üzerindedir. İnananlar için bunda elbette bir ibret vardır. 15. sure (HİCR) 59-77. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

Hiç kuşkusuz, Lût da peygamberlerdendi. Onu ve ailesini toptan kurtarmıştık biz. Ancak terk edilenler içinde kalan kocakarı hariç. Sonra ötekileri yerle bir ettik. Kuşkusuz ki, siz onların yanından sabahları geçiyorsunuz. Geceleyin de. Hâlâ aklınızı işletmeyecek misiniz? 37. sure (SÂFFÂT) 133-138. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Biz onu da Lût'u da kurtarıp içinde âlemlere bereketler sakladığımız toprağa ulaştırdık. 21. sure (ENBİYÂ) 71. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Lût'a da hükümranlık ve ilim verdik. Onu, pislikler üretip duran bir kentten kurtardık. O kent halkı yoldan çıkmış kötü bir kavimdi. Onu rahmetimizin içine soktuk. O, hak ve barış için çalışanlardandı. 21. sure (ENBİYÂ) 74-75. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
O'na Lût iman etti. Ve dedi: "Ben Rabbime hicret edeceğim. Kuşkusuz, O, mutlak Azîz, mutlak Hakîm'dir." 29. sure (ANKEBÛT) 26. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Lût'u da gönderdik. Toplumuna şöyle demişti o: "Öyle bir iğrençliğe bulaşıyorsunuz ki, sizden önce âlemlerden bir tek kişi bunu yapmamıştır." "Erkeklere gidiyorsunuz, yol kesiyorsunuz, toplantılarınızda çirkinlikler sergiliyorsunuz, öyle mi?" Toplumunun cevabı sadece şunu söylemek oldu: "Eğer doğru sözlülerdensen, hadi getir bize Allah'ın azabını!" Lût dedi: "Rabbim, şu bozguncular topluluğuna karşı bana yardım et." Elçilerimiz, İbrahim'e müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: "Biz şu kentin halkını helâk edeceğiz. Çünkü ora halkı zalim oldular." İbrahim dedi: "Ama orada Lût var." Dediler: "Orada kim olduğunu biz daha iyi biliyoruz. Elbette ki onu ve ailesini kurtaracağız. Karısı hariç. O, geride kalanlardan olacak." Elçilerimiz Lût'a gelince, onlar yüzünden fenalaştı, eli kolu birbirine dolandı. "Korkma, tasalanma dediler, biz seni de aileni de kurtaracağız. Ama karın, azaba terk edilenlerden olacaktır." "Şu kent halkı üstüne, yaptıkları fenalıklardan ötürü gökten bir felaket indireceğiz." Yemin olsun, biz o kentten, aklını işleten bir topluluk için geriye apaçık bir işaret bıraktık. 29. sure (ANKEBÛT) 28-35. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
İsmail, Elyesa', Yûnus ve Lût... Hepsini âlemlere üstün kıldık. 6. sure (EN'ÂM) 86. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

İbrahim'in kavmi de Lût'un kavmi de... 22. sure (HAC) 43. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Semûd, Lût kavmi, o sık ağaçları besleyen su kaynağının sahipleri Eykeliler de. İşte onlar da böyle hiziplerdi. 38. sure (SÂD) 13. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

Âd, Firavun ve Lût'un halkı da... 50. sure (KAF) 13. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

Allah, küfre sapanlarla ilgili olarak Nûh'un karısı ile Lût'un karısını örnek verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki barışçı kulun nikâhı altında idiler, onlara hıyanet ettiler de eşleri, Allah'tan onlara gelecek olanı hiçbir şeyle geri çeviremediler. Şöyle dendi onlara: "Girin ateşe diğer gireceklerle birlikte!" 66. sure (TAHRÎM) 10. ayet (Resmi: 66/İniş:106/Alfabetik:97)


 9. 
HZ. EYÜP


a) Kavram olarak, Tarih ve Kıssalar, Peygamber Kıssaları, Hz. Eyüp



Kulumuz Eyyûb'u da an! Hani, Rabbine şöyle seslenmişti: "Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu." "Ayağını yere vur! İşte yıkanacak bir yer, işte içilecek soğuk bir su!..." dedik. Ona bizden bir rahmet ve özü temizlere bir hatırlatma olarak, ailesini ve beraberlerinde, benzerlerini bağışladık. "Eline bir demet sap al da onunla vur ve yeminine ters düşmüş olma!" dedik. Biz onu sabırlı bulduk. Ne güzel kuldu o! Bize yönelen, yakaran biriydi o. 38. sure (SÂD) 41-44. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
Biz ona İshak'ı ve Yakub'u hediye ettik. Hepsini doğruya ve güzele kılavuzladık. Daha önce Nûh'a ve onun soyundan olan Dâvud'a, Süleyman'a, Eyyûb'e, Yûsuf'a, Mûsa'ya, Hârun'a da kılavuzluk etmiştik. Güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz biz. 6. sure (EN'ÂM) 84. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik:20)

Ve Eyyûb... Rabbine şöyle yakarmıştı: "Dert gelip çattı bana; sen, rahmet edenlerin en merhametlisisin." Hemen cevap verdik ona, kendisindeki derdi kaldırdık. Tarafımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir hatırlatma olarak, ona ailesini ve beraberinde benzerlerini de verdik. 21. sure (ENBİYÂ) 83-84. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Biz, tıpkı Nûh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Biz İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyûb'e, Yûnus'a, Hârun'a, Süleyman'a da vahyettik. Dâvud'a da Zebur'u verdik. 4. sure (NİSA) 163. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82) 



RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder