İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

28 Ocak 2017 Cumartesi

ZİNA İFTİRASI (KAZİF) CEZASI



VII. TOPLUMSAL DÜZEN VE HUKUK


B. HUKUK

2. KAMU HUKUKU


a)  Ceza Hukuku-5

(7) Zina İftirası (Kazif) Cezası

(a) Kavram olarak, Toplumsal Düzen ve Hukuk, Hukuk, Kamu Hukuku, Ceza hukuku, Zina    İftirası (Kazif) Cezası


İffetli kadınlara iftira atıp da dört tanık getirmeyenlere gelince, onlara hemen seksen vuruş vurun. Ve onların tanıklıklarını ebediyen kabul etmeyin. Onlar, sapmışların ta kendileridir. Bu suçtan sonra tövbe edip iyi hal sergileyenler müstesna. Şu bir gerçek ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. 24. sure (NÛR) 4-5. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
O bir şeyden habersiz iffetli mümin kadınlara iftira atanlar, dünyada da âhirette de lanete çarptırılmışlardır. Büyük bir azap vardır onlar için. Gün gelecek onların kendi dilleri, kendi elleri, kendi ayakları, yapıp ettikleri işler hakkında kendi aleyhlerine tanıklık edecektir. O gün Allah, onlara hak ettikleri cezayı tam verecek ve Allah'ın apaçık Hak olduğunu bilecekler. 24. sure (NÛR) 23-25. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
 (b) Bu konu, VI. C. 2. c. İftira konusu ile doğrudan ilişkilidir:  İftira

(
I) 
Kavram olarak, Ahlak, İnsanın Kendisine ve Çevresine Karşı Ahlaki Sorumlulukları, Kötü ve Yerilen Tutum ve Davranışlar, İftira


Mümin erkeklerle mümin kadınları, yapmadıkları bir şeyden dolayı rahatsız edenler, bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir. 33. sure (AHZÂB) 58. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

Kim bir hata yahut günah işler de sonra onunla bir suçsuzu itham ederse hiç kuşkusuz, büyük bir iftira ve açık bir günah yüklenmiş olur. 4. sure (NİSA) 112. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

O bir şeyden habersiz iffetli mümin kadınlara iftira atanlar, dünyada da âhirette de lanete çarptırılmışlardır. Büyük bir azap vardır onlar için. Gün gelecek onların kendi dilleri, kendi elleri, kendi ayakları, yapıp ettikleri işler hakkında kendi aleyhlerine tanıklık edecektir. 24. sure (NÛR) 23-24. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

 İffetli kadınlara iftira atıp da dört tanık getirmeyenlere gelince, onlara hemen seksen vuruş vurun. Ve onların tanıklıklarını ebediyen kabul etmeyin. Onlar, sapmışların ta kendileridir. 24. sure (NÛR) 4. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84) 



(II) Allah'a ve İnsanlara yapılan İftiralar ve İftira atanların durumları

(a) Genel olarak Allah'a ve İnsanlara yapılan İftiralar


"Allah çocuk edindi." dediler. Haşâ! Böyle bir şeyden arınmıştır O! Tam aksine, göklerdekiler de yerdekiler de O'na aittir. Bunların tümü O'nun önünde boyun bükmektedir. 2. sure (BAKARA) 116. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Şu bir gerçek ki, Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez, bunun dışında kalanı / bundan az olanı dilediği kişi için affeder. Allah'a şirk koşan, gerçekten büyük bir günah işlemiştir. 4. sure (NİSA) 48. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Kim bir hata yahut günah işler de sonra onunla bir suçsuzu itham ederse hiç kuşkusuz, büyük bir iftira ve açık bir günah yüklenmiş olur. 4. sure (NİSA) 112. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Yemin olsun ki, "Allah Meryem'in oğlu Mesih'tir" diyenler küfre batmışlardır. De ki: "Allah; Meryem'in oğlu Mesih'i, annesini ve yeryüzündeki insanların hepsini helâk etmek istese Allah'a karşı kimin elinde bir güç vardır!" Hem göklerin hem yerin hem de bunlar arasındakilerin mülk ve yönetimi Allah'ındır. Dilediğini yaratır. Allah her şeye Kadîr'dir. Yahudiler ve Hıristiyanlar dediler ki, biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz. De ki: "O halde niçin size günahlarınız yüzünden azap ediyor?" Hayır, siz de O'nun yarattıklarından birer insansınız. Dilediğini affeder O, dilediğine azap eder. Hem göklerin hem yerin hem de bunlar arasındakilerin mülk ve yönetimi Allah'ındır. Dönüş de O'nadır. 5. sure (MÂİDE) 17-18. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Yahudiler dediler ki: "Allah'ın eli bağlıdır." Kendi elleri bağlandı / elleri bağlanasıcalar! Söylemiş oldukları yüzünden lanetlendiler. Söylediklerinin aksine, Allah'ın iki eli de alabildiğine açıktır; dilediği gibi bağışta bulunur. İnan olsun ki, Rabbinden sana indirilen, küfür ve taşkınlık yönünden onları iyice azdıracaktır. Onların arasına, ta kıyamet gününe kadar düşmanlık ve nefret atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür de onlar yeryüzünde yine bozgunculuğa koşarlar. Ama Allah, bozguncuları sevmez. 5. sure (MÂİDE) 64. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Yemin olsun ki, "Allah, Meryem'in oğlu Mesih'in ta kendisidir!" diyenler küfre batmışlardır. Mesih şöyle demişti: "Ey İsrailoğulları, hem sizin Rabbiniz hem de benim Rabbim olan Allah'a kulluk / ibadet edin! Gerçek olan şu ki, Allah'a ortak koşana Allah, cenneti haram kılmıştır. Varacağı yer ateştir onun. Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır." Yemin olsun ki, "Allah, üçün üçüncüsüdür!" diyenler de küfre batmıştır. Bir tek Tanrı dışında hiçbir ilah yoktur. Bu söyleyegeldiklerine son vermezlerse, onların küfre sapanlarına korkunç bir azap mutlaka gelip çatacaktır. 5. sure (MÂİDE) 72-73. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
Onların Allah dışında dua ettiklerine / çağrıda bulunduklarına sövmeyin. Yoksa onlar da düşmanlıkla ve bilgisizce Allah'a söverler. Biz her ümmete yaptığı işi bu şekilde süslü gösterdik. Sonra hepsinin dönüşü Rablerinedir. O, onlara, yapmakta olduklarını haber verecektir. 6. sure (EN'ÂM) 108. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Kendi kuruntularına uygun olarak şöyle dediler: "Şunlar, dokunulmaz hayvanlar ve ekinlerdir. Bizim dilediğimizden başkası yiyemez bunları." Hayvanlar var, sırtlarına binmek yasaklanmıştır; hayvanlar var, Allah'a iftira yüzünden üzerlerine Allah'ın adını anmıyorlar. Allah onları üretmekte oldukları iftiralar yüzünden cezalandıracaktır. 6. sure (EN'ÂM) 138. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, bu haram dediklerinizi yiyecek birine yasaklanmış bir şey bulamıyorum. Yalnız şunlardan biri olursa başka: leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o bir pisliktir- Allah'tan başkası adına boğazlanmış bir murdar." Iztırar haline düşen, başkasının hakkına dokunmamak, zorunluluk sınırını da aşmamak şartıyla bunlardan yiyebilir. Çünkü senin Rabbin çok bağışlayıcı, çok merhametlidir. 6. sure (EN'ÂM) 145. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

"Allah bizi, milletimizden kurtardıktan sonra tekrar ona dönersek yalan düzüp Allah'a iftira etmiş oluruz. Rabbimiz Allah istemediği sürece, sizin milletinize dönmemiz söz konusu edilemez. Rabbimiz, bilgice her şeyi kuşatmıştır. Allah'a dayanıp güvendik biz. Ey Rabbimiz! Toplumumuzla bizim aramızda hak ile hükmet. Sen, çözüm getirenlerin en hayırlısısın." 7. sure (A'RAF) 89. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

"Şu gördüklerinizin, içinde bulundukları din çökmüştür. Yapmakta oldukları da boşa çıkacaktır." 7. sure (A'RAF) 139. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Yahudiler: "Uzeyr, Allah'ın oğludur." dediler; Hıristiyanlar da: "Mesih, Allah'ın oğludur." dediler. Kendi ağızlarının sözüdür bu. Kendilerinden önce inkâr edenlerin sözlerine benzetme yapıyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da yüz geri çevriliyorlar! 9. sure (TEVBE) 30. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Haram ayları ertelemek, küfürde bir artırmadır ki, onunla inkâr edenler saptırılır. Onu bir yıl helal sayarlar, bir yıl haramlaştırırlar ki, Allah'ın yasakladığının sayısını denkleştirip Allah'ın haram kıldığını helalleştirsinler. Amellerinin kötülüğü kendilerine süslü gösterilmiştir. Allah, küfre batan bir topluluğu iyiye ve güzele kılavuzlamaz. 9. sure (TEVBE) 37. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

"Allah çocuk edindi!" dediler. Hâşâ! Allah bundan arınmıştır! O Ganî'dir, hiçbir şeye muhtaç olmaz! Göklerdekiler de yerdekiler de O'nundur. Elinizde, söylediğinize ilişkin hiçbir kanıt yok. Allah hakkında bilmediğiniz şeyi mi söylüyorsunuz? 10. sure (YÛNUS) 68. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Rabbiniz, oğulları seçip size özgüledi de kendisi meleklerden kızlar mı edindi? Gerçekten siz çok dehşet verici bir söz söylüyorsunuz! 17. sure (İSRÂ) 40. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Ona ilişkin ne kendilerinin bir ilmi vardır ne de atalarının. Söz olarak ne büyüktür ağızlarından çıkıveren! Onlar bir yalandan başka şey söylemiyorlar. 18. sure (KEHF) 5. ayet (Resmi: 18/İniş:69/ Alfabetik: 54)

"Rahman çocuk edindi." dediler. Yemin olsun ki siz, çok çirkin bir iddiada bulundunuz. 19. sure (MERYEM) 88-89. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
 Küfre batanlar dediler ki: "Bu, onun uydurduğu bir düzmeceden başka şey değildir. Ve bu düzmecede ona, başka bir topluluk da yardım etmiştir." Yemin olsun ki, bunu söyleyenler bir zulüm, günah ve iftira sergilemişlerdir. 25. sure (FURKÂN) 4. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Bize kavuşmayı ummayanlar dediler ki: "Üstümüze melekler inse, yahut Rabbimizi görsek olmaz mı?" Yemin olsun ki, kendi benliklerinde büyüklük kuruntusuna düştüler ve korkunç bir biçimde azdılar. 25. sure (FURKÂN) 21. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Mümin erkeklerle mümin kadınları, yapmadıkları bir şeyden dolayı rahatsız edenler, bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir. 33. sure (AHZÂB) 58. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

Şimdi sor şunlara: "Kızlar Rabbinin de oğlanlar onların mı?" Yoksa biz, melekleri, bunların tanıklık ettikleri bir sırada, dişiler olarak mı yarattık? Dikkat edin, onlar, iftiralarının bir eseri olarak mutlaka şöyle diyecekler: "Allah doğurdu!" Vallahi onlar yalancıdırlar. Allah, kızları oğlanlara tercih mi etmiş? Ne oluyor size, o nasıl hüküm veriyorsunuz? Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz? Yoksa apaçık bir kanıtınız mı var? Eğer doğru sözlülerseniz, hadi getirin kitabınızı! Allah'la cinler arasında bir nesep oluşturdular. Yemin olsun, cinler de bilmiştir kendilerinin Allah huzuruna mutlaka getirileceklerini  / cinler de bilmiştir, bunların Allah'ın huzuruna mutlaka çıkarılacaklarını. Allah arınmıştır bunların nitelemelerinden. Allah'ın samimi, seçkin kulları, bunların yaptıklarından uzaktır. Siz ve kulluk ettiğiniz şeyler, O'na karşı kimseyi fitneye düşüremezsiniz. Cehenneme salınacak olan müstesna. 37. sure (SÂFFÂT) 149-163. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka şeyler değildir. Onlar hakkında Allah bir kanıt indirmemiştir. Onlar, sadece sanıya, bir de nefislerin hoşlandığı şeylere uyuyorlar. Yemin olsun, onlara hidayet Rablerinden gelmiştir. 53. sure (NECM) 23. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)

O büyük günah üzerinde ısrar edip dururlardı. Ve şöyle derlerdi: "Ölünce mi, toprak ve kemik haline gelince mi, sahi o zaman mı yeniden diriltileceğiz?"  56. sure (VÂKIA) 46 -47. ayet (Resmi: 56/İniş:46 / Alfabetik:107)

İçinizden, kadınlarına zıhar edenlerin, o kadınlar anneleri değildir. Onların anneleri ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Böyleleri, kabul edilemez bir söz ve boş bir lakırdı sarf ediyorlar. Bununla birlikte Allah, gerçekten çok affedici, çok bağışlayıcıdır. 58. sure (MÜCÂDİLE) 2. ayet (Resmi: 58/İniş:104/Alfabetik:66)

"Rabbimizin adı / kudreti / işi / gayreti çok yücedir. O, ne bir dişi dost edinmiştir ne de bir çocuk." "Doğrusu, bizim beyinsiz, Allah hakkında saçma lakırdı ediyormuş." "Biz sanmıştık ki, ne insanlar ne de cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler." 72. sure (CİN) 3-5. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)


(b) İftira atanların durumları, konumları ve halleri


Kim bir hata yahut günah işler de sonra onunla bir suçsuzu itham ederse hiç kuşkusuz, büyük bir iftira ve açık bir günah yüklenmiş olur. 4. sure (NİSA) 112. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Küfürleri yüzünden, Meryem aleyhinde büyük bir yalan söylemeleri yüzünden... 4. sure (NİSA) 156. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

İffetli kadınlara iftira atıp da dört tanık getirmeyenlere gelince, onlara hemen seksen vuruş vurun. Ve onların tanıklıklarını ebediyen kabul etmeyin. Onlar, sapmışların ta kendileridir. Bu suçtan sonra tövbe edip iyi hal sergileyenler müstesna. Şu bir gerçek ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. Kendi eşlerine bir zina isnat edip de kendilerinden başka tanıkları olmayanların her birinin tanıklığı, kendisinin kesinlikle doğru sözlülerden olduğu hususunda Allah'a yeminden ibaret dört kez tanıklık ikrarıdır. Beşincide, eğer yalancılardansa, Allah'ın laneti üzerine olsun diye söz söyler. İtham edilen eşin, itham eden kocanın kesinlikle yalancılardan olduğuna ilişkin, Allah adına dört kez yemin şeklindeki tanıklığı, ondan cezayı düşürür. Bu durumda kadının beşinci sözü, suçlayan erkek doğru söyleyenlerdense, "Allah'ın gazabının kendisi üzerine olması"nı söylemekten ibarettir. 24. sure (NÛR) 4-9. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

 O ifki / yalan haberi / iftirayı getirenler, içinizden bir gruptur. Onu sizin için şer sanmayın. Aksine o, sizin için bir hayırdır. Onlardan her kişiye o günahtan kazandığı vardır. Onların, günahın büyüğünü yönetenine de büyük bir azap vardır. Onu işittiğinizde, erkek ve kadın müminlerin birbirleri için iyi zanda bulunup, "Bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?" Ona dört tanık getirselerdi ya! Mademki, tanıkları getiremediler, o halde Allah katında onlar yalancılardır. Eğer dünya ve âhirette Allah'ın lütfu üzerinizde olmasaydı, içine daldığınız o yaygarada size mutlaka büyük bir azap dokunurdu. O zaman siz, onu dillerinizle birbirinize yetiştiriyordunuz ve ağızlarınızla, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyi söylüyor, üstelik bunu önemsiz sanıyordunuz. Oysaki Allah katında o, çok büyük bir günahtı. Onu duyduğunuzda, "Bu konuda söz söylememiz bize yakışmaz; hâşâ, bu büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi? Eğer iman sahipleri iseniz, Allah sizi böyle bir şeye bir daha asla dönmemeniz hususunda uyarıyor. Allah size ayetleri iyice açıklıyor. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. İman edenler içinde edepsizliğin yayılmasını arzu edenler var ya, onlar için dünyada da âhirette de korkunç bir azap öngörülmüştür. Allah bilir ama siz bilmezsiniz. Ya Allah'ın lütfu ve rahmeti üzerinizde olmasaydı! Allah Raûf'tur, Rahîm'dir. Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını izlemeyin. Kim şeytanın adımlarını izlerse, şeytan ona iğrençlikleri ve kötülüğü emreder. Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, içinizden tek kişi bile sonsuza dek temize çıkamazdı. Ama Allah dilediğini arındırıp temizliyor. Allah her şeyi işitiyor, her şeyi biliyor. Sizin lütuf ve imkân sahibi olanlarınız; akrabaya, çaresizlere, Allah yolunda hicret edenlere bir şey vermemeye yemin etmesinler, affetsinler, hoş görsünler. Allah'ın sizi affetmesini istemez misiniz? Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. O bir şeyden habersiz iffetli mümin kadınlara iftira atanlar, dünyada da âhirette de lanete çarptırılmışlardır. Büyük bir azap vardır onlar için. Gün gelecek onların kendi dilleri, kendi elleri, kendi ayakları, yapıp ettikleri işler hakkında kendi aleyhlerine tanıklık edecektir. O gün Allah, onlara hak ettikleri cezayı tam verecek ve Allah'ın apaçık Hak olduğunu bilecekler. Murdar karılar murdar erkeklere, murdar erkekler de murdar karılara... Temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara... Bunlar, ötekilerin söylediklerinden arınmışlardır. Bunlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır. 24. sure (NÛR) 11-26. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

O bir şeyden habersiz iffetli mümin kadınlara iftira atanlar, dünyada da âhirette de lanete çarptırılmışlardır. Büyük bir azap vardır onlar için. 24. sure (NÛR) 23. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

 Alaycı / gammaz, koğuculuk için dolaşıp duran, 68. sure (KALEM) 11. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)

 Yazıklar olsun arkadan çekiştirenlerin, kaş göz işareti yapıp alay edenlerin tümüne! 104. sure (HÜMEZE) 1. ayet (Resmi: 104/İniş:32/Alfabetik:39)


(III) Kasıtlı / bilerek ve isteyerek yalan yere yemin, Allah'a iftiradır / küfürdür


Allah sizi, dil sürçmesi sonucu lağv olarak yaptığınız yeminlerinizden sorumlu tutmaz; ama O sizi kalplerinizin kazandığından hesaba çeker. Allah Gafûr'dur, çok affeder; Halîm'dir, çok yumuşak davranır. 2. sure (BAKARA) 225. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Allah sizi yeminlerinizdeki boş lakırdıdan ötürü hesaba çekmez, ama bilinçli olarak gerçekleştirdiğiniz yeminlerden sizi sorumlu tutar. Böyle bir yeminin keffâreti, ailenize yedirmekte olduğunuzun orta derecesinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek, yahut da özgürlüğünden yoksun kalmış bir benliği özgürlüğüne kavuşturmaktır. Bunlara imkân bulamayan üç gün oruç tutar. Yemin ettiğinizde yeminlerinizin keffâreti işte budur. Yeminlerinizi koruyun. Allah size ayetlerini böyle açıklar ki şükredebilesiniz. 5. sure (MÂİDE) 89. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Allah ne bahîre yapmıştır ne sâibe ne vasîle ne de hâm. Ne var ki küfre sapanlar yalan uydurarak Allah'a iftira ediyorlar ve çokları da akıl erdiremiyorlar. 5. sure (MÂİDE) 103. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)

İşte bu yol, tanıklığı gereğince yerine getirmelerine, yemin etmelerinden sonra yeminlerinin reddedileceğinden korkmalarına en yarayışlı olandır. Allah'tan korkun ve söylenene kulak verin. Allah, sapıklar topluluğunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz. 5. sure (MÂİDE) 108. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)

Eğer verdikleri ahitten sonra yeminlerini bozar, dininize saldırırlarsa, o zaman küfrün elebaşlarını öldürün. Çünkü onların yeminleri yoktur. Böyle yaparsanız hal ve gidişlerine son verebilirler. 9. sure (TEVBE) 12. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Antlaşma yaptığınızda, Allah'a verdiğiniz söze vefa gösterin. Bağlayıp pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Çünkü, kendinize Allah'ı kefil yapmış durumdasınız. Allah, yaptıklarınızı biliyor. Yeminleri bozmada, ipliğini kuvvetle büktükten sonra bozup parçalayan karı gibi olmayın. Bir topluluk ötekinden daha zengin ve kalabalık çıktığı için yeminlerinizi aranızda bir hile aracı yapıyorsunuz. Allah sizi bununla imtihan ediyor; ihtilafa düştüğünüz şeyleri kıyamet günü size açık bir biçimde elbette gösterecektir. Allah dileseydi, elbette ki sizi bir tek ümmet yapardı. Ama O, dilediğini saptırıyor, dilediğini de iyiye ve güzele kılavuzluyor. Yapıp ettiklerinizden mutlaka sorgu-suale çekileceksiniz. Yeminlerinizi aranızda hile ve aldatma aracı yapmayın; aksi halde, ayak sağlam bastıktan sonra kayar ve Allah yolundan alıkoyduğunuz için acıyı tadarsınız. Üstelik büyük bir azaba da uğrarsınız. Allah'a verdiğiniz sözü basit bir ücret karşılığı satmayın. Eğer bilirseniz, Allah katında olan, sizin için daha hayırlıdır. 16. sure (NAHL) 91-95. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Kendi eşlerine bir zina isnat edip de kendilerinden başka tanıkları olmayanların her birinin tanıklığı, kendisinin kesinlikle doğru sözlülerden olduğu hususunda Allah'a yeminden ibaret dört kez tanıklık ikrarıdır. Beşincide, eğer yalancılardansa, Allah'ın laneti üzerine olsun diye söz söyler. İtham edilen eşin, itham eden kocanın kesinlikle yalancılardan olduğuna ilişkin, Allah adına dört kez yemin şeklindeki tanıklığı, ondan cezayı düşürür. Bu durumda kadının beşinci sözü, suçlayan erkek doğru söyleyenlerdense, "Allah'ın gazabının kendisi üzerine olması"nı söylemekten ibarettir. 24. sure (NÛR) 6-9. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
İş onların sandığı gibi değil! Yıldızların doğup batma, kayıp düşme noktalarına yemin ediyorum.  Ve eğer bilirseniz, gerçekten büyük bir yemindir bu. 56. sure (VÂKIA) 75-76. ayet (Resmi: 56/İniş:46/ Alfabetik: 107)

Yeminlerini kalkan edinip Allah'ın yolundan alıkoydular. Küçük düşürücü bir azap var onlar için. 58. sure (MÜCÂDİLE) 16. ayet (Resmi: 58/İniş:104/Alfabetik:66)

Yeminlerini bir kalkan edinip Allah'ın yolundan alıkoydular. Onların yapmakta oldukları ne kötüdür! 63. sure (MÜNÂFİKÛN) 2. ayet (Resmi: 63/İniş:103/Alfabetik:72)
Allah size, yeminlerinizi çözmeyi farz kılmıştır. Ve Allah, sizin Mevlâ'nızdır. Alîm'dir O, her şeyi bilir; Hakîm'dir O, hikmetleri sonsuzdur. 66. sure (TAHRÎM) 2. ayet (Resmi: 66/İniş:106/Alfabetik:97)

Yemin olsun tan yerinin ağarma vaktine, On geceye, Çifte ve teke, Yola koyulduğu zaman geceye. Nasıl, bunlarda akıl sahibi için bir yemin var mı? 89. sure (FECR) 1-5. ayet (Resmi: 89/İniş:10/Alfabetik:25)

(IV) Kamçılama

Zina eden kadınla zina eden erkek... Yüz vuruş vurun her birinin ciltlerine... Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini konusunda bunlara acıma duygusu sizi yakalamasın. Müminlerden bir grup da bunların cezalarına tanık olsun. 24. sure (NÛR) 2. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)


İffetli kadınlara iftira atıp da dört tanık getirmeyenlere gelince, onlara hemen seksen vuruş vurun. Ve onların tanıklıklarını ebediyen kabul etmeyin. Onlar, sapmışların ta kendileridir. 24. sure (NÛR) 4. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84) 



RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder