İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

29 Aralık 2016 Perşembe

YENİ YIL MESAJI: ATATÜRKÇÜLÜK DEĞİL, ATATÜRKÇÜLER SUÇLU...



TÜRKİYE'NİN BÖLÜNMESİNE HAYIR

Tek Vatan, Tek Bayrak, Tek Millet.



Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir... 

​Mustafa Kemal Atatürk​



2016 dan 2017 yılına girerken, "Geçmişin muhasebesi, geleceğin planlanması" çerçevesinde aşağıdaki alıntı yazıyı dikkat ve değerlendirmenize sunar, Yeni yılınızı, Allah'tan ülkemize aydınlık, size, ailenize, sevdiklerinize, milletimize,  huzur ve mutluluk getirmesi niyazımla kutlarım. M. Kemal Adal

Satır içi resim 1

ATATÜRKÇÜLÜK DEĞİL, ATATÜRKÇÜLER SUÇLU

Tam bağımsızlığı, özgürlüğü, ulusal egemenliği, çağdaşlaşmayı amaçlayarak başarılan Ulusal Kurtuluş Savaşı’ ndan sonra bilimin  ve teknolojinin  son gereklerine göre kurulan yepyeni Türkiye Cumhuriyeti’ ni  laik, demokrat ve sosyal bir hukuk  devleti olarak tüm öğeleriyle donatarak sonsuza değin yaşatmak için öngörülen ilkeler dizini (Kemalizm) Atatürkçülüktür.

Günün koşullarına uyarak kendini sürekli yenileyen, evrensel değerlere koşut  ilerici ilkeler, Türkiyemize özgü atılım  izlencesini oluşturmaktadır. 

Amaçlı, bilgi yoksunu kimiler Türkiye ve Atatürk karşıtları nedeniyle yaşam felsefemiz olan bu ilkeleri kötülemekte, Osmanlı’nın yıkıntıları ve külleri temizlenerek gelinen düzeyi eleştirmektedirler.

Özellikle 1950 sonrasının  halk dalkavukluğu,  inanç sömürüsü ve şamata ile yürütülen siyasetinin ilkelerden  ödün verdiğini, kendi iktidarları için ülke temelinin yıkılmasına göz yumduklarını unutmaktadırlar.

Kuralları uygulayanların, kurumlarını yönetenlerin kusurlarını ilkelere  yüklemek kolaylığı, tembelliği yeğleyenlerin yöntemidir. Oysa Atatürk, ulusal değerlerimizin simgesi, Türkiye’mizle özdeşleşerek  kurumlaşmış en büyük Türk, Türkiye aydınlanmasının kaynağı, Türk Devrimi’nin temeli olan ilkelerin özüdür. Yurdumuzu ve ulusumuzu kurtarmış,  demokrasiyi amaçlayan cumhuriyeti kurarak yurtseverliğin gereklerini yerine getirmiştir. Bunları yaptığı için suçlu sayanlar, bu ülkenin yurttaşı ve insan olamazlar.
 
Koşullanmış, önyargılı, bağımlı, değerbilmez, yurt, ulus, devlet, hukuk, insanlık, din, laiklik, demokrasi, cumhuriyet, devrim, anayasa kurum ve kavramlarını  anlayamamış, kişisel bozukluklar taşıyan  Atatürk düşmanlarının ve Atatürkçü görünerek ya da Atatürkçü  olduğunu sanıp söyleyerek her tür aykırılık ve kötülüğü yapan- yaptıran sahte Atatürkçülerin ne olduklarını  göstermeyen, onları engellemeyen, ilgisiz ve tepkisiz kalan, özelliklerini  ve düşünce  özgürlüklerini koruyarak kendi aralarında anlaşamayan, birleşemeyen, bencil, birbirleriyle kavga eden, kendisiyle barışık olmayan, özlenen örnek davranışları sergileyemeyen özverisiz Atatürkçüler suçludur.

Kanımca bunlar sözde Atatürkçüdür ve sözde milliyetçilerden, sözde demokratlardan, sözde dindarlardan, sözde ilericilerden hiçbir ayrılıkları yoktur.
 
Bunlar  kendilerine yaraşır olanları, kendilerinden  beklenenleri  yapsalardı bugün yakındığımız durumlara düşmez, onurumuzla bağdaşmayan, utandıran olumsuzlukları  yaşamazdık.
 
Bir araya gelebilseler, etkin bir güç oluştursalar, ün, san, mevki- makam, çıkar peşinde koşmasalar, gösterişe kaçmasalar, Atatürk’ü tanıtsalar, Atatürkçülüğü anlatsalar, güven verseler, insanımızın  gülmeyi unutan yüzünde mutluluk çiçekleri açardı.

Ne yazık ki aralarından ikiyüzlüler, yalancılar, korkaklar, çıkarcılar, dönekler çıktığına rastlanmaktadır.

Kimi tören ve toplantı Atatürkçüleri de bunlardandır. Oysa, rozet takmakla, nutuk atmakla ve resim asmakla  asla Atatürkçü olunamaz. Atatürkçü derneklere  üye olmakla da yetmez. 

Atatürkçülük bir yürek ve beyin işidir , bu onuru her omuz kaldıramaz.

 
Laik Türkiye Cumhuriyeti karşıtlarının yönetimindeki siyaset gemisi, zikzaklarla sarsılıp savrularak, karaya oturmadan dalgalar arasında parçalanıp batmak tehlikesiyle  karşı karşıyadır.



...Görünen budur. Geleceğe ilişkin umut verici bir belirti yoktur. Karamsar olmamakla birlikte gerçekçiliğimizin verdiği kanı budur.

Atatürk olmasaydı ulus, devlet, cumhuriyet ve demokrasi olmazdı. Demokrasi olmasaydı günümüzün hakları ve özgürlükleri olmazdı. Atatürkçüler gerçek Atatürkçü olsaydı, (Nadir Nadi’nin “ Ben Atatürkçü Değilim” ve Ahmet Taner Kışlalı’nın “ Ben Demokrat Değilim” sözlerini anımsamamak olanaksız ) günümüzün aykırılıklarını, çelişkilerini yaşar mıydık ?

Sonuç : Hepimiz, herkes sorumludur. Gerçek Atatürkçü, gerçek aydındır. Ülkesini kimsenin çiftliği  ve çöplüğü yaptırmaz.  Küreselleşme dişlileri, AB ve ABD zincirlerinde kıyıma uğrayınca mı birleşilir ?

Tekelci emperyalizm, tekelci medya ne derse desin tarikat, aşiret, ağa düzenine, beylik yapısına, tüm kötülüklere karşı savaşım için  dayanışma ve kaynaşma gerekir. Değil mi ? Atatürkçülerin dağınıklığı ve yavaşlığı karşıtlarının umudu ve gücü olmaktadır. 

Düşünelim ve çalışalım.

Yekta Güngör ÖZDEN
Cumhuriyet 
13 Mart 2003

ALINTIDIR

Sayın Yekta Güngör Özden'in yazısının tamamı için gazetedeki köşe yazısı okunmalıdır.


DİP NOT:



GELEN GİDENİ ARATMASIN İNŞALLAH…

(YENİ YIL MESAJI)

Haksızlıkların, yolsuzlukların, hukuksuzlukların, rüşvetçiliğin, adam kayırmaların, hırsızlıkların, yoksullukların, yoksunlukların, her türlü maddi ve manevi baskıların, dayatmaların,  T.C. - Türk – Atatürk – Asker – Vatan ve Millet düşmanlıklarının, her türlü terörün ve bölücülüğün, Din ve İslam yozlaştırmaların ve istismarlarının, mağdurların ve mazlumların çekmekte oldukları ızdırapların, hayâsızca sürdürülen çifte standartların, vs. saymakla bitmez tüm sömürü, kötülük ve çirkinliklerin, tek kelime ile:

 SÜREGELEN ZULÜMLERİN, GİDEN 2016 YILI İLE BİRLİKTE SON BULMASI ARZU VE UMUDUYLA;

Vatan bütünlüğünde, hak ve adaleti yeniden tesis etmek, karanlıktan aydınlığa çıkmak, Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk milletin selametini ve ulusal devletin bekasını sağlamak,  iyi ve güzel müşterek bir gelecek için:

YENİ YILIN, YENİ / HAYIRLI BİR BAŞLANGIÇ VESİLESİ OLMASI ÖZLEMİ VE BEKLENTİSİYLE;

2017 YILININ, AİLENİZ VE SEVDİKLERİNİZLE BİRLİKTE SİZE, MİLLETİMİZE VE TÜM HAKSEVER, ADİL, DÜRÜST İNSANLARA, ESENLİK, HUZUR VE MUTLULUK GETİRMESİNİ, YOLUNUZUN AYDINLIK, OLACAK HER ŞEYİN DE GÖNLÜNÜZE GÖRE, GÜZEL VE HAYIRLI OLMASINI,

ALLAH’TAN DİLERİM.

ALLAH, DİLEYENE DİLEDİĞİNİ DİLEDİĞİNCE VERSİN İNŞALLAH.

ELBET DE Kİ / ŞÜPHESİZDİR Kİ, TÜM DİLEKLERİMİZ İÇİN GAYRET BİZDEN, YARDIM ALLAH’TANDIR. ÇÜNKÜ BU KONUDA SÜNNETULLAH / İLAHİ TAKDİR - YASA / İLAHİ ÖLÇÜ / KADER ŞUDUR:

"Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur" (53 / NECM  / 39)

Korunup sakınanları Allah, kendi başarıları yüzünden kurtarır..“ (39 / ZÜMER / 61)

“…Gerçek şu ki Allah, bir toplumun mâruz kaldığı şeyleri, onlar, birey olarak içlerindekini / birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmez…” (13 / RA'D /  11)

Bu böyledir. Çünkü Allah bir topluma lütfettiği nimeti, o toplum birey olarak içlerindekini / birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmemiştir…  “ (8 / ENFAL / 53)

 Şu bir gerçek kiAllah size emanetleri, onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor.” (4 / NİSA / 58)

Gün gelecek, her benlik, hayırdan işlediğini önünde bulacaktır. Kötülükten işlediğini de... “ (3 / ALİ İMRAN / 30)

'' BU YILI İYİ GEÇİRDİNİZ Mİ?"

VE

ÇOCUKLARINIZ / TORUNLARINIZ İÇİN NASIL BİR "TÜRKİYE" İSTERSİNİZ?

ÖYLEYSE:

"DÜŞÜNELİM VE ÇALIŞALIM"


Selam...

 T.C. / M. Kemal Adal 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder