İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

22 Ekim 2016 Cumartesi

İNANANLAR (MÜMİNLER) VE ÖZELLİKLERİ


III. DİN


B. İNSANIN İKİ TEMEL TERCİHİ: İMAN VE KÜFÜR

2.  İKİ TEMEL İNANÇ GURUBU -1


a) İnananlar (Müminler) ve Özellikleri


Ayrıca Bakınız: Bu Konu, IV.D.5.b. Cennet ve Cennetlikler Konusu İle Doğrudan İlişkilidir

Ayrıca Bakınız: VI. B. 1. Ahlak, insanın Allah'a VI. C. 1. kendisine ve çevresine karşı, iyi ve öğülen tutum ve davranışları

Ayrıca Bakınız: II. G. 1. Bilgi, Bilgi Edinme Yolları, Doğru Bilginin (İlim) Kaynakları Konusu.

(1) Kavram Olarak, Din, İnsanın İki Temel Tercihi: İman ve Küfür, İki Temel İnanç Gurubu, İnananlar (Müminler) ve Özellikleri:

Kim verir ve sakınırsa, Ve güzeli doğrularsa, Biz ona, en kolay olanı kolaylayacağız. 92. sure (LEYL) 5-7. ayet (Resmi: 92/İniş:9/Alfabetik:58)
O Kaaria, o şiddetli ses çıkararak çarpan. Nedir Kaaria? Kaaria'nın ne olduğunu sana bildiren nedir? 101. sure (KAARİA) 1-3. ayet (Resmi: 101/İniş:30/Alfabetik:47)
Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları ümmi peygambere uyarlar; o onlara iyiliği emreder, kötü ve çirkinden onları alıkoyar. Güzel şeyleri onlara helal kılar, pis şeyleri onlara yasaklar. Sırtlarından ağırlıklarını indirir, üzerlerindeki zincirleri, bağları söküp atar. Ona inanan, onu destekleyen, ona yardım eden, onunla indirilen ışığa uyan kişiler, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. 7. sure (A'RAF) 157. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Rahman'ın kulları, yeryüzünde böbürlenmeden/rahatsız etmeden yürüyen kişilerdir. Cahiller onlara hitap edince, "selam" derler. Geceleri, Rableri huzurunda secde ederek, ayakta durarak geçirirler. Ve şöyle yakarırlar: "Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzak tut. Doğrusu, onun azabı inatçı ve yapışkandır." Ne kötü bir durak yeridir o, ne kötü bir dinlenme yeri! Onlar harcadıkları zaman ne savurganlığa saparlar ne de cimrilik ederler. O ikisi arasında bir dengededir bu. Onlar Allah'ın yanında bir başka ilaha yakarmazlar/davet etmezler. Allah'ın saygıya layık kıldığı canı haksız yere almazlar. Zina etmezler. Bunları yapan cezaya çarpılır. Kıyamet günü azap kendisi için kat kat artırılır da hor ve ezik halde onun içinde sürekli kalır. 25. sure (FURKÂN) 63-69. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Allah'ın Kitabı'nı okuyanlar, namazı kılanlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık infak edenler, asla batmayacak bir ticaret umabilirler. 35. sure (FATIR) 29. ayet (Resmi: 35/İniş:43/ Alfabetik:24)

Müminlere bir kılavuz ve muştudur o. O müminler ki, namazı kılar, zekâtı verirler. Ve âhirete tam bir biçimde inananlar da onlardır. 27. sure (NEML) 2-3. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Ondan önce kendilerine kitap verdiklerimiz, ona da iman ederler. O, onlara okunduğu zaman şöyle derler: "İnandık buna, Rabbimizden gelmiş haktır o. Biz, ondan önce de müslümanlardık." İşte böylelerine ödülleri, sabrettikleri için iki kez verilir. Onlar, kötülüğü güzellikle karşılayıp savarlar. Ve onlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler. Boş lakırdıyı duyduklarında, ondan yüz çevirir şöyle derler: "Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size. Selam olsun hepinize. Biz cahilleri önemsemeyiz." 28. sure (KASAS) 52-55. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
De ki: "İster inanın ona, ister inanmayın. O, kendilerine daha önce ilim verilmiş olanlara okunduğunda, onlar, çeneleri üstü secdelere kapanıyorlar." Ve diyorlar: "Rabbimizin şanı yücedir, Rabbimizin vaadi mutlaka gerçekleşecektir!" Ağlayarak çeneleri üstü kapanıyorlar; o onların huşûunu artırıyor. 17. sure (İSRÂ) 107-109. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Böyleleri şu kimse gibi olur mu: Rabbinden bir beyyine üzerinedir, O'ndan bir tanık da kendisini izler. Tanıktan önce de bir kılavuz ve rahmet olarak Mûsa'nın kitabı var. Onlar ona inanırlar. Hiziplerden onu inkâr edenin varış yeri ateştir. Ondan asla kuşkuya düşme; o Rabbinden bir haktır ama insanların çokları inanmıyorlar. 11. sure (HÛD) 17. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yaparak Rablerine içten bir bağlılıkla boyun eğenlere gelince, onlar cennet halkıdırlar. Sürekli kalacaklardır orada. 11. sure (HÛD) 23. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Biz o gönderilen elçileri, müjdeciler ve uyarıcılar olmaktan öte bir şey için göndermiyoruz. İman edip hayrı ve barışı yerleştirenlere korku yoktur. Tasalanmayacaklardır onlar. 6. sure (EN'ÂM) 48. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

İman edip de imanlarını herhangi bir zulümle kirletmeyenler var ya, güvende olma/güvenilir olma işte onların hakkıdır; doğruyu ve güzeli yakalayanlar da onlardır. 6. sure (EN'ÂM) 82. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Ki onlar namazı kılarlar, zekâtı verirler. Ve onlar âhirete de gözle görmüşçesine inanırlar. İşte onlardır Rablerinden bir kılavuzlanma üzere olanlar; işte onlardır gerçek kurtuluşu bulanlar. 31. sure (LOKMAN) 4-5. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)
Doğruyu getirene ve onu tasdikleyene gelince, işte böyleleri, korunanların ta kendileridir. Rableri katında onlar için diledikleri her şey vardır. İşte güzel düşünüp güzel davrananların ödülü budur. Böylece, Allah onların yaptıklarının en kötülerini örtecek, ödüllerini, yaptıklarının en güzeliyle verecek. 39. sure (ZÜMER) 33-35. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Allah'a çağırıp / yakarıp hayra ve barışa yönelik iş yapan ve "Ben, Müslümanlardanım / Allah'a teslim olanlardanım" diyen kimseden daha güzel sözlü kim vardır?! 41. sure (FUSSİLET) 33. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Size verilen şeyler, şu iğreti hayatın nimetidir. İnanıp Rablerine tevekkül edenler için Allah katında bulunan ise daha hayırlı, daha kalıcıdır. Onlar, günahın büyüklerinden ve tüm iğrençliklerinden uzak dururlar. Öfkelendikleri zamansa, affedenler onlar olur. Rablerinin çağrısına cevap verirler, namazı kılarlar. İşleri/yönetimleri, aralarında bir şûra'dır. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak ederler. Kendilerine zulüm ve haksızlık gelip çattığında, yardımlaşırlar. 42. sure (ŞÛRÂ) 36-39. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
Şu da bir gerçek ki, sakınıp korunanlar bahçelerde ve pınar başlarındadır; Rablerinin kendilerine verdiğini almış kişiler olarak. Doğrusu, onlar bundan önce de iyilik ve güzellik sergilemekteydiler. Gecenin pek azında uyumaktaydılar. Seher vakitlerinde af dilemekteydi onlar. İhtiyaç sahibi için, yoksul için bir hak vardı mallarında onların. 51. sure (ZÂRİYÂT) 15-19. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)
Korunup sakınanlara, "Rabbiniz ne indirdi" dendiğinde şöyle dediler: "Hayır indirdi." Bu dünyada güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik vardır. Sonsuzluk yurdu elbette ki daha hayırlıdır. Gerçekten ne güzelmiş takva sahiplerinin yurdu! 16. sure (NAHL) 30. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Hiç kuşku yok, kurtulmuştur müminler. Namazlarında huşû sahipleridir onlar. Boş ve lüzumsuz sözden yüz çevirmişlerdir onlar. Zekâtı vermek için faaliyettedir onlar. Cinsiyet organlarını/ırzlarını koruyanlardır onlar. Eşleri yahut akitleri aracılığıyla sahip bulundukları müstesnadır. Bu durumda kınanmış değillerdir onlar. Kim bundan ötesini isterse, işte onlar, sınırı aşanlardır. O müminler, emanetlerine, ahitlerine saygı duyup sahip çıkanlardır. Namazlarını korumaya devam ederler onlar. İşte bunlardır mirasçı olanlar; Ki, Firdevs cennetine mirasçı olurlar, onda sonsuza dek kalırlar. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 1-11. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Onlar ki, Rablerine saygıdan titrerler, Onlar ki, Rablerinin ayetlerine iman ederler, Onlar ki, Rablerine ortak koşmazlar, Onlar ki, verdiklerini, Rablerine dönecekleri için kalpleri ürpererek verirler; İşte bunlar, hayırlarda yarışırlar. Ve hayırlarda önde gidenler de onlardır. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 57-51. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Namaz kılıp dua edenler müstesna. Bunlar, namazlarında süreklidirler. Bunların mallarında belirli bir hak vardır: Yoksul ve yoksun için. Bunlar, din gününü içtenlikle doğrularlar. Bunlar, yalnız Rablerinin azabından ürperirler. Gerçekten de Rablerinin azabı emin olunmayacak bir azaptır. Bunlar, cinsiyet organlarını titizlikle korurlar. Ancak onlar, eşleriyle, imkânlarının sahip olduğu şeyler konusunda kınanamazlar. Kim bunun ötesini isterse, işte böyleleri sınırı aşanların ta kendileridir. Bunlar, kendilerindeki emanetlere ve ahitlerine sadık kalırlar. Bunlar, tanıklıklarını tam yaparlar. Ve bunlar, namazlarını / dualarını korurlar. İşte bunlar cennetlerde ikram göreceklerdir. 70. sure (MEÂRİC) 22-35. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar müstesnadır. Onlar için kesintisiz bir ödül vardır. 84. sure (İNŞIKAK) 25. ayet (Resmi: 84/İniş:83/Alfabetik:44)

İman edip hayra ve barışa yönelik eylemler sergileyenlere gelince, biz onları elbette ki barışseverler arasına koyacağız. 29. sure (ANKEBÛT) 9. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Onlar o kişilerdir ki eğer kendilerini yeryüzünde imkân ve güç sahibi yapsak namazı kılarlar, zekâtı verirler, iyiliğe özendirirler, kötülükten sakındırırlar. Tüm iş ve oluşlar Allah'a varır. 22. sure (HAC) 41. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

İnanıp hicret eden ve Allah yolunda uğraşıp didinenlere gelince, onlar Allah'ın rahmetini umarlar. Allah çok affedici, çok merhametlidir. 2. sure (BAKARA) 218. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Eğer boşamaya kesin karar vermişlerse, şüphesiz Allah çok iyi işiten, çok iyi bilendir. 2. sure (BAKARA) 227. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Ki onlar, gayba inananlar, namazı kılanlardır. Ve kendilerine rızk olarak verdiklerimizden, başkalarına pay çıkaranlardır. Hem sana vahyedilene hem de senden önce vahyedilene inananlardır onlar. Âhıreti gereğince kavrayıp anlayanlar da onlardır. İşte bunlardır Rablerinden bir hidayet üzere olanlar, işte bunlardır gerçek anlamda kurtuluşu bulanlar. 2. sure (BAKARA) 3-5. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sabîlerden Allah'a ve âhıret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar. 2. sure (BAKARA) 62. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar ise cennetin dostudurlar. Onlar da orada sürekli kalacaklardır. 2. sure (BAKARA) 82. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İnanmış olanlar ancak o kişilerdir ki, Allah anıldığında yürekleri ürperip titrer ve onlara Allah'ın ayetleri okunduğunda, bu onların imanlarını artırır. Ve onlar yalnız Rablerine güvenip dayanırlar. Namazı dosdoğru kılarlar onlar. Ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden bol bol dağıtırlar. Gerçek anlamda müminler, işte bunlardır. Rableri katında dereceler, bağışlanma ve bol bir rızık var onlar için. 8. sure (ENFÂL) 2-4. ayet (Resmi: 8/İniş:93/ Alfabetik:22)
İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır. Kendilerine açık-seçik kanıtlar geldikten sonra, çekişmeye girip fırkalar halinde parçalananlar gibi olmayın. Böyle olanlar için çok büyük bir azap vardır. Gün gelir bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara şöyle denir: "İmanınızdan sonra küfre mi düştünüz? Hadi, saptığınız küfür yüzünden tadın azabı!" 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 104-106. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ama hepsi bir değildir. Ehlikitap içinden Allah için baş kaldıran/Allah huzurunda el bağlayan/hak ve adaleti ayakta tutan/kalkınıp yükselen bir zümre de vardır; gece saatlerinde secdelere kapanmış olarak Allah'ın ayetlerini okurlar. Allah'a ve âhiret gününe inanırlar, iyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırlar. Hayır işlerde yarışırcasına koşarlar. İşte bunlar hayra ve barışa yönelik hizmet üretenlerdendir. Yapmakta oldukları/yapacakları hiçbir hayır, nankörlükle karşılanmayacak/karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takva sahiplerini çok iyi bilmektedir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 113-115. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Onlar bollukta ve darlıkta infak ederler. Öfkelerini yutanlardır onlar, insanları affedenlerdir. Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever. Onlar, çirkin bir iş yaptıklarında yahut öz benliklerine zulmettiklerinde, Allah'ı hatırlar da günahları için af dilerler. Günahları Allah'tan başka kim affeder ki? Ve onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler. İşte bunların ödülleri Rablerinden bir bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan cennetler olacaktır. Sürekli kalacaklardır orada. İş yapıp değer üretenlerin ücreti ne güzeldir! 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 134-136. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)
Kullar ki şöyle derler: "Ey Rabbimiz, kuşkusuz olarak sana inandık. Bağışla günahlarımızı, ateş azabından koru bizi." Kullar ki sabredenlerdir, özü-sözü doğru olanlardır, ilahî huzurda duranlardır, nimet ve imkânlardan başkalarını yararlandıranlardır; seherlerde, bağışlanmak için yakaranlardır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 16-17. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Rableri onlara cevap verdi: "Ben sizden, erkek-kadın hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkenceye uğratılanlar, çarpışıp da öldürülenler var ya, onların kötülüklerini yemin olsun örteceğim. Ve yemin olsun ki onları, Allah katından bir karşılık olarak, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım." Allah katındandır karşılıkların en güzeli. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 195. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Ama Rablerinden korkanlar için altlarından ırmaklar akan cennetler var. Allah katından bir konukseverlikle sürekli kalıcıdırlar orada. Allah katındaki ödüller iyiler için daha hayırlıdır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 198. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü sözü doğru erkekler, özü sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler, Allah'ı çok anan kadınlar. 33. sure (AHZÂB) 35. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

Allah'a ve O'nun resullerine iman edip onlardan birini ötekilerden ayırmayanlara gelince, Allah böylelerinin ödüllerini yakında kendilerine verecektir. Allah, Gafûr'dur, Rahîm'dir. 4. sure (NİSA) 152. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Ama onların ilimde derinleşmiş olanları ve müminler, sana indirelene de senden önce indirilene de inanırlar. Namazı kılıcıdırlar, zekâtı vericidirler, Allah'a ve âhiret gününe inanırlar. İşte bunlara yakında büyük bir ödül vereceğiz. 4. sure (NİSA) 162. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Allah'a inanıp O'na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır. 4. sure (NİSA) 175. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82)

Allah'a ve resule itaat eden kişilere gelince, bunlar, Allah'ın kendilerine nimet verdikleriyle beraberdirler. Peygamberlerle, hak dostlarıyla, şehitlerle, hayır ve barışı sevenlerle. Ne güzel dosttur bunlar! Böylesi bir beraberlik Allah'ın lütfudur. Her şeyi bilici olarak Allah yeter. 4. sure (NİSA) 69-70. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Kılavuzlarını bulmuş olanlara gelince, Allah onların hidayetini artırmış ve korunma imkânlarını kendilerine vermiştir. 47. sure (MUHAMMED) 17. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kişi, kör olan biriyle aynı mıdır? Sadece aklı ve gönlü işleyenler düşünüp ibret alır. İşte bunlardır, Allah'a verdikleri söze sadık kalanlar ve antlaşmayı bozmayanlar. Onlar, Allah'ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi ulaştırırlar, Rablerinden korkarlar ve hesabın kötüsünden ürperti duyarlar. Onlar, Rablerinin yüzünü arzulayarak sabrederler, namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık dağıtırlar ve kötülüğü güzellikle savarlar. İşte bunlar içindir ölümsüz yurt. Adn cennetleri bunlar içindir. Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden hayra ve barışa hizmet etmiş olanlarla birlikte girerler oraya. Meleklerse her kapıdan yanlarına sokulurlar. "Selam size, sabrettiğiniz için! Ne güzeldir şu sonsuzluk yurdu!" derler. 13. sure (RA'D) 19-24. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
İman edip hak ve barış uğruna iyi işler yapanlara mutluluk ve müjde var, güzel bir gelecek var. 13. sure (RA'D) 29. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

İman edip hayra ve barışa yönelik fiiller sergileyenlere gelince, işte onlardır yaratılmışların en hayırlısı. Onların, Rableri katındaki ödülleri, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri/sürekli yeşilliklerdeki temizlik/bereketli bahçelerdir. Sonsuza dek kalacaklardır orada. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte bu, içi ürpererek Rabbine saygı duyan kişi içindir. 98. sure (BEYYİNE) 7-8. ayet (Resmi: 98/İniş:101/Alfabetik:13)
Onlardan önce yurda konmuş ve imana sarılmış olanlar, kendilerine hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden ötürü göğüslerinde bir ihtiyaç duymazlar. Kendilerinin ihtiyaçları olsa bile, ötekileri kendi nefslerine tercih ederler. Nefsinin cimriliğinden/doymazlığından korunanlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. Onlardan sonra gelenler de şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi affet; kalplerimizde, inananlara karşı bir düşmanlık bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin!" 59. sure (HAŞR) 9-10. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)
Allah'a ve aralarında hüküm vermek üzere O'nun resulüne çağrıldıklarında, müminlerin sözleri sadece şunu söylemeleridir: "İşittik, itaat ettik." İşte bunlardır kurtuluşa erenler. Allah'a ve O'nun resulüne itaat eden, Allah'a saygı duyan ve O'ndan korkan kişiler, zafere ulaşanların ta kendileridir. 24. sure (NÛR) 51-52. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Allah'a ve âhiret gününe inanan bir topluluğun, Allah'a ve resulüne karşı çıkanlarla sevgiye dayalı bir dostluk kurduğunu göremezsin. Bunlar onların ister babaları olsun, ister çocukları olsun, ister kardeşleri olsun, ister akrabaları olsun. Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendisinden bir ruhla desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır; sürekli kalacaklardır orada. Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. Allah'ın hizbi işte bunlardır. Dikkat edin, Allah'ın hizbi, başarıya ulaşanların ta kendileridir! 58. sure (MÜCÂDİLE) 22. ayet (Resmi: 58/İniş:104/Alfabetik:66)

Allah'ın, üzerinizdeki nimetini ve sizi bağladığı mîsakını unutmayın. Hani, "İşittik, boyun eğdik!" demiştiniz. Allah'tan korkun. Allah, göğüslerin içindekini çok iyi bilir. 5. sure (MÂİDE) 7. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Allah, müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlar da öldürürler, öldürülürler. Allah'ın; Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kendi üzerine hak olarak yazdığı bir vaattır bu. Ahdine, Allah'tan daha vefalı kim var? Perçinlediğiniz bu antlaşmanızdan ötürü müjdeler olsun size. İşte budur o büyük başarının ta kendisi. Tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, seyahat ederken oruç tutanlar, rükû edenler, secdeye kapananlar, iyiliğe özendirip kötülükten sakındıranlar, Allah'ın sınırlarını koruyanlar... Müjdele o müminleri! 9. sure (TEVBE) 111-112. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Allah'a ve âhiret gününe iman edenler; mallarıyla, canlarıyla cihat edecekleri için senden izin istemezler. Allah, takva sahiplerini iyice bilmektedir. 9. sure (TEVBE) 44. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyilik ve güzelliği belirlenene özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındırırlar. Namazı kılarlar, zekâtı verirler. Allah'a ve resulüne itaat ederler. Allah bunlara rahmet edecektir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. Allah, mümin erkeklerle mümin kadınlara, altından ırmaklar akan cennetler vaat etmiştir. Sürekli kalacaklardır orada. Adn cennetlerinde de tertemiz barınaklar vaat etmiştir. Allah'ın bir hoşnutluğu ise hepsinden büyüktür. İşte budur o büyük başarı/o büyük kurtuluş. 9. sure (TEVBE) 71-72. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)  
Fakat resul ve onunla birlikte iman edenler, mallarıyla, canlarıyla didindiler. İşte bunlarındır tüm hayırlar. İşte bunlardır tam kurtulanlar. Allah onlar için, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Sürekli kalacaklardır orada. İşte budur büyük başarı. 9. sure (TEVBE) 88-89. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

 (2) Müminler

(a) Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, kötülüklerden en çok korunanınızdır'

Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır. 49. sure (HUCURÂT) 13. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)

 (b) Müminlerin genel olarak özellikleri

Ki onlar, gayba inananlar, namazı kılanlardır. Ve kendilerine rızk olarak verdiklerimizden, başkalarına pay çıkaranlardır. Hem sana vahyedilene hem de senden önce vahyedilene inananlardır onlar. Âhıreti gereğince kavrayıp anlayanlar da onlardır. İşte bunlardır Rablerinden bir hidayet üzere olanlar, işte bunlardır gerçek anlamda kurtuluşu bulanlar. 2. sure (BAKARA) 3-5. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sabiîlerden Allah'a ve âhıret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar. 2. sure (BAKARA) 62. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
 
Ey iman sahipleri, Allah'tan korkun. Ve eğer inanıyorsanız ribadan geri kalanı bırakın. 2. sure (BAKARA) 278. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Resul, Rabb'inden kendisine indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına, resullerine inanmışlardır. Allah'ın resullerinden hiç birini ötekinden ayırmayız. Şöyle demişlerdir: "Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabb'imiz. Dönüş yalnız sanadır." 2. sure (BAKARA) 285. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Kullar ki sabredenlerdir, özü-sözü doğru olanlardır, ilahî huzurda duranlardır, nimet ve imkânlardan başkalarını yararlandıranlardır; seherlerde, bağışlanmak için yakaranlardır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 17. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Müminler, müminleri bırakıp da küfre sapanları gönül dostu edinmesinler. Kim bunu yaparsa Allah'la ilişiği kesilir. Ancak bir sakınma ile onlardan korunmanız müstesna. Allah sizi kendisinden sakınmaya çağırır. Ve dönüş yalnız Allah'adır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 28. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, Allah onlara ödüllerini tam olarak verecektir. Allah zalimleri sevmez. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 57. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Onlar bollukta ve darlıkta infak ederler. Öfkelerini yutanlardır onlar, insanları affedenlerdir. Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever. Onlar, çirkin bir iş yaptıklarında yahut öz benliklerine zulmettiklerinde, Allah'ı hatırlar da günahları için af dilerler. Günahları Allah'tan başka kim affeder ki? Ve onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 134-135. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
O müminler ki, kendilerine yara isabet ettikten sonra bile Allah'ın ve resulün çağrısına cevap verdiler. Onlar içinden, güzel işler yapıp takvaya sarılanlara büyük bir ödül vardır. O müminler ki, insanlar kendilerine, "Halk size karşı bir araya gelmiş, korkun onlardan!" dediklerinde, bu onların imanını artırdı da şöyle söylediler: "Allah bize yeter. Ne güzel Vekîl'dir O!" 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 172-173. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Aklı ve gönlü işletenler o kişilerdir ki, ayakta, otururken, yan yatarken hep Allah'ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler: "Ey Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Şanın yücedir senin. Ateş azabından koru bizi." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 191. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Ey iman sahipleri! Sabredin, sabır yarışı yapın, nöbet tutarak savaşa hazırlıklı bulunun ve Allah'tan korkun ki, kurtuluşa erebilesiniz. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 200. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

İçine ürperti düşenlerden, Allah'ın nimet verdiği iki adam dedi ki: "Onların içine kapıdan girin. Oraya girdiğinizde galip geleceksiniz. Eğer inananlar iseniz yalnız Allah'a güvenin." 5. sure (MÂİDE) 23. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Ey inananlar! İçinizden kim dininden dönerse şunu bilsin: Allah, yakında, kendilerini sevdiği ve kendisini seven, müminlere karşı boynu bükük, kâfirlere karşı başı dik bir topluluk getirecektir. Bunlar Allah yolunda savaşırlar, hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu, Allah'ın, dilediğine yönelttiği bir lütuftur. Allah, yaratılışı ve yarattıklarını genişletir, her şeyi bilir. 5. sure (MÂİDE) 54. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara; bundan böyle korunup iman ederek iyi işler yaptıkları, sonra takvaya sarılıp imanda kemale erdikleri, sonra bir mertebe daha korunup güzellikler sergiledikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından ötürü hiçbir günah yoktur. Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever. 5. sure (MÂİDE) 93. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

İnanmış olanlar ancak o kişilerdir ki, Allah anıldığında yürekleri ürperip titrer ve onlara Allah'ın ayetleri okunduğunda, bu onların imanlarını artırır. Ve onlar yalnız Rablerine güvenip dayanırlar. Namazı dosdoğru kılarlar onlar. Ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden bol bol dağıtırlar. Gerçek anlamda müminler, işte bunlardır. Rableri katında dereceler, bağışlanma ve bol bir rızık var onlar için. 8. sure (ENFÂL) 2-4. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
O inanıp hicret edenler, Allah yolunda didinenler, o barındırıp yardımcı olanlar var ya, gerçek müminler işte onlardır! Bir bağışlanma var onlar için, bol bir rızık var. 8. sure (ENFÂL) 74. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyilik ve güzelliği belirlenene özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındırırlar. Namazı kılarlar, zekâtı verirler. Allah'a ve resulüne itaat ederler. Allah bunlara rahmet edecektir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 9. sure (TEVBE) 71. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Allah, müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlar da öldürürler, öldürülürler. Allah'ın; Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kendi üzerine hak olarak yazdığı bir vaattır bu. Ahdine, Allah'tan daha vefalı kim var? Perçinlediğiniz bu antlaşmanızdan ötürü müjdeler olsun size. İşte budur o büyük başarının ta kendisi. Tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, seyahat ederken oruç tutanlar, rükû edenler, secdeye kapananlar, iyiliğe özendirip kötülükten sakındıranlar, Allah'ın sınırlarını koruyanlar... Müjdele o müminleri! 9. sure (TEVBE) 111-112. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kişi, kör olan biriyle aynı mıdır? Sadece aklı ve gönlü işleyenler düşünüp ibret alır. İşte bunlardır, Allah'a verdikleri söze sadık kalanlar ve antlaşmayı bozmayanlar. Onlar, Allah'ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi ulaştırırlar, Rablerinden korkarlar ve hesabın kötüsünden ürperti duyarlar. Onlar, Rablerinin yüzünü arzulayarak sabrederler, namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık dağıtırlar ve kötülüğü güzellikle savarlar. İşte bunlar içindir ölümsüz yurt. 13. sure (RA'D) 19-22. ayet (Resmi: 13/İniş:87/ Alfabetik:85)
Hiç kuşku yok, kurtulmuştur müminler. Namazlarında huşû sahipleridir onlar. Boş ve lüzumsuz sözden yüz çevirmişlerdir onlar. Zekâtı vermek için faaliyettedir onlar. Cinsiyet organlarını/ırzlarını koruyanlardır onlar. Eşleri yahut akitleri aracılığıyla sahip bulundukları müstesnadır. Bu durumda kınanmış değillerdir onlar. Kim bundan ötesini isterse, işte onlar, sınırı aşanlardır. O müminler, emanetlerine, ahitlerine saygı duyup sahip çıkanlardır. Namazlarını korumaya devam ederler onlar. İşte bunlardır mirasçı olanlar; Ki, Firdevs cennetine mirasçı olurlar, onda sonsuza dek kalırlar. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 1-11. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Rahman'ın kulları, yeryüzünde böbürlenmeden/rahatsız etmeden yürüyen kişilerdir. Cahiller onlara hitap edince, "selam" derler. Geceleri, Rableri huzurunda secde ederek, ayakta durarak geçirirler. Ve şöyle yakarırlar: "Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzak tut. Doğrusu, onun azabı inatçı ve yapışkandır." Ne kötü bir durak yeridir o, ne kötü bir dinlenme yeri! Onlar harcadıkları zaman ne savurganlığa saparlar ne de cimrilik ederler. O ikisi arasında bir dengededir bu. Onlar Allah'ın yanında bir başka ilaha yakarmazlar/davet etmezler. Allah'ın saygıya layık kıldığı canı haksız yere almazlar. Zina etmezler. Bunları yapan cezaya çarpılır. Kıyamet günü azap kendisi için kat kat artırılır da hor ve ezik halde onun içinde sürekli kalır. Tövbe ederek inanan ve barışa yönelik iyi bir iş yapan müstesna. Allah, böylelerinin kötülüklerini güzelliğe dönüştürür. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. Kim tövbe edip hayra ve barışa yönelik iş yaparsa, hiç kuşkusuz tövbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner. Onlar yalana tanıklık etmezler/yalan söze kulak vermezler. Boş lakırdıya rastladıklarında soylu bir tavırla geçip giderler. Rablerinin ayetleri kendilerine hatırlatıldığında, kör ve sağırlar gibi onlar üzerine kapanmazlar. Onlar şöyle yakarırlar: "Rabbimiz, eşlerimizden ve çocuklarımızdan bize göz aydınlığı bağışla. Bizi takvaya sarılanlara önder kıl." İşte bunlar, sabretmiş olmalarına karşılık yüksek konaklarla ödüllendirilirler. Ve o konaklarda sağlık dileğiyle ve selamla karşılanırlar. Orada sürekli kalacaklardır. Ne güzel konak yeri, ne güzel dinlenme yeri!" 25. sure (FURKÂN) 63-76. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
"Yavrucuğum; namazı kıl, iyilik ve güzelliği belirlenene özendir, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındır, başına gelene sabret. Çünkü bunu yapabilmek, zorlu/önemli işlerdendir." "Kibirlenerek insanlardan yüzünü çevirme, yeryüzünde kasılarak yürüme. Çünkü Allah, kurula kurula kendini övenlerin hiçbirini sevmez." "Yürüyüşünde doğal ol, sesini alçalt. Şu bir gerçek ki, seslerin en çirkini eşeklerin sesidir." 31. sure (LOKMAN) 17-19. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)
Bizim ayetlerimize o kimseler inanır ki, onlarla kendilerine öğüt verildiğinde, secdelere kapanırlar ve hiç böbürlenmeyerek Rablerine hamd ile tespih ederler. Yanları yataklarından uzaklaşır; korku ve ümitle Rablerine dua ederler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da dağıtırlar. 32. sure (SECDE) 15-16. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)
Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü sözü doğru erkekler, özü sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler, Allah'ı çok anan kadınlar. 33. sure (AHZÂB) 35. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

Böyle birisi; gece saatlerinde secde ederek, ayakta durarak ibadet eden, ahiretten korkan, Rabbinin rahmetini uman biri gibi midir? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Ancak gönül ve akıl sahipleri düşünüp ibret alır." 39. sure (ZÜMER) 9. ayet (Resmi: 39/İniş:59/ Alfabetik:114)

Tağuttan, ona kulluk etmekten kaçınıp Allah'a yönelenlere müjde var. Muştula kullarıma! Onlar ki, sözü dinler de en güzeline uyarlar. İşte bunlardır, Allah'ın kılavuzladıkları; işte bunlardır, akıl ve gönül sahipleri. 39. sure (ZÜMER) 17-18. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Allah'ın, göğsünü İslam'a açtığı kimse, Rabbinden bir ışık üzerinde olmaz mı? Allah'ın Zikri'ne/Kur'an'a karşı kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte onlardır, açık sapıklık içindekiler. Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir. Sonra da hem derileri hem de kalpleri, Allah'ın Zikri/Kur'an'ı karşısında yumuşar. Bu, Allah'ın kılavuzudur ki, onunla dilediğini/dileyeni hidayete erdirir. Allah'ın saptırdığına gelince, ona kılavuzluk edecek yoktur. 39. sure (ZÜMER) 22-23. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Doğruyu getirene ve onu tasdikleyene gelince, işte böyleleri, korunanların ta kendileridir. Rableri katında onlar için diledikleri her şey vardır. İşte güzel düşünüp güzel davrananların ödülü budur. Böylece, Allah onların yaptıklarının en kötülerini örtecek, ödüllerini, yaptıklarının en güzeliyle verecek. 39. sure (ZÜMER) 33-35. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Onlar, günahın büyüklerinden ve tüm iğrençliklerinden uzak dururlar. Öfkelendikleri zamansa, affedenler onlar olur. Rablerinin çağrısına cevap verirler, namazı kılarlar. İşleri/yönetimleri, aralarında bir şûra'dır. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak ederler. Kendilerine zulüm ve haksızlık gelip çattığında, yardımlaşırlar. Bir kötülüğün cezası, tıpkısı bir kötülüktür. Fakat affedip barışmayı esas alanın ücretini bizzat Allah verir. O, zalimleri hiç sevmez. Zulme uğratılışı ardından kendini savunana gelince, böyleleri aleyhine yol aranamaz. 42. sure (ŞÛRÂ) 37-41. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
Korunup sakınanlar, güvenli bir makamdadır; Bahçelerde, pınar başlarında. İnce ipekten, parlak atlastan giymiş olarak, karşılıklı oturmaktadırlar. İşte böyle! Onları iri gözlü hurilerle de eşleştirmişizdir. Orada, güvenli bir biçimde her türlü meyveyi isterler. Orada, ilk ölüm dışında ölüm tatmazlar. Allah onları cehennem azabından korumuştur. Rabbinden bir lütuf olarak böyledir. İşte budur o büyük başarı. 44. sure (DUHÂN) 51-57. ayet (Resmi: 44/İniş:64/Alfabetik:19)
İman edenlere söyle: "Allah'ın günlerini ummayanları affetsinler ki, O, bir toplumu kazandıklarıyla cezalandırsın." 45. sure (CÂSİYE) 14. ayet (Resmi: 45/İniş:65/ Alfabetik:15)
 
Muhammed, Allah'ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok merhametlidirler. Sen onları rükû eder, secdeye kapanır halde görürsün. Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar. Görünüşlerine gelince, yüzlerinde secde eseri/izi vardır. Bu onların Tevrat'taki nitelikleri. İncil'deki nitelikleri de şöyle: Tıpkı bir ekin ki filizini çıkarmış, o filizi kuvvetlendirmiş. Filiz kalınlaştı, gövdesi üzerine dikildi. Ziraatçıları da imrendirir/hayran bırakır bu ekin. Allah böyle yapar ki, onlar sayesinde, inkâr edenleri öfkelendirsin. Allah onlardan iman edip hayra ve barışa yönelik işlen yapanlara bir bağışlanma ve büyük bir ödül vaat etmiştir. 48. sure (FETİH) 29. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)

Ey iman edenler! Allah'ın ve resulünün önüne geçmeyin! Allah'tan korkun! Allah gerçekten çok iyi duyan ve gereğince bilendir. Ey iman edenler! Seslerinizi o Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin! Kiminizin kiminize bağırarak konuştuğu gibi, onun huzurunda sözü yükseltmeyin! Yoksa siz hiç farkında olmadan amelleriniz eriyip gider. Allah resulünün huzurunda seslerini alçaltanlar var ya, onlar Allah'ın, gönüllerini takva için imtihan ettiği kişilerdir. Bir bağışlanma vardır onlar için, bir büyük ödül vardır. Hücrelerin arkasından sana seslenenlere gelince, onların çoğu aklını çalıştırmamaktadır. Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya dek sabretmiş olsalardı, kendileri için elbette daha hayırlı olurdu. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. Ey iman sahipleri! Özü sözü bozuk birisi size bir haber getirdiğinde, hemen araştırıp inceleyin/delil arayın! Yoksa bilgisizlikle bir topluluğu suçlar da yapmış olduğunuza pişmanlık duyar hale gelirsiniz. 49. sure (HUCURÂT) 1-6. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)
Ey inananlar! Bir topluluk başka bir toplulukla alay etmesin! Olabilir ki, alay ettikleri topluluk kendilerinden hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Alay ettikleri, kendilerinden hayırlı olabilir. Öz benliklerinizi ayıplamayın/kendi nefislerinizde ayıplar aramayın; birbirinize lakaplar yakıştırmayın. İmandan sonra sapıklıkla adlanmak ne kötü şeydir! Kim ki tövbe etmez, işte böyleleri zalimlerdir. 49. sure (HUCURÂT) 11. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)
 
Allah'a ve âhiret gününe inanan bir topluluğun, Allah'a ve resulüne karşı çıkanlarla sevgiye dayalı bir dostluk kurduğunu göremezsin. Bunlar onların ister babaları olsun, ister çocukları olsun, ister kardeşleri olsun, ister akrabaları olsun. Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendisinden bir ruhla desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır; sürekli kalacaklardır orada. Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. Allah'ın hizbi işte bunlardır. Dikkat edin, Allah'ın hizbi, başarıya ulaşanların ta kendileridir! 58. sure (MÜCÂDİLE) 22. ayet (Resmi: 58/İniş:104/Alfabetik:66)

Ey inananlar! Cuma günü, namaz için çağrı yapıldığında, Allah'ı anmaya/Allah'ın Zikri'ne koşun! Alışverişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. 62. sure (CUMUA) 9. ayet (Resmi: 62/İniş:96/Alfabetik:17)

Namaz kılıp dua edenler müstesna. Bunlar, namazlarında süreklidirler. Bunların mallarında belirli bir hak vardır: Yoksul ve yoksun için. Bunlar, din gününü içtenlikle doğrularlar. Bunlar, yalnız Rablerinin azabından ürperirler. Gerçekten de Rablerinin azabı emin olunmayacak bir azaptır. Bunlar, cinsiyet organlarını titizlikle korurlar. Ancak onlar, eşleriyle, imkânlarının sahip olduğu şeyler konusunda kınanamazlar. Kim bunun ötesini isterse, işte böyleleri sınırı aşanların ta kendileridir. Bunlar, kendilerindeki emanetlere ve ahitlerine sadık kalırlar. Bunlar, tanıklıklarını tam yaparlar. Ve bunlar, namazlarını / dualarını korurlar. İşte bunlar cennetlerde ikram göreceklerdir. 70. sure (MEÂRİC) 22-35. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)

 (c) İnananların ruhları ve halleri:

İman edip hayra ve barışa yönelik değerler üretenlere şunu müjdele: Kendileri için, altlarından ırmaklar akan cennetler olacaktır. Onlardaki herhangi bir meyvadan bir rızk olarak her nasiplendirildiklerinde, şöyle diyeceklerdir: "İşte bu, daha önce rızklandırıldığımız şey!" Bu rızk onlara buna benzer şekilde verilmişti. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada sürekli kalacaklardır. 2. sure (BAKARA) 25. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Allah yolunda öldürülenler için "ölüler" demeyin. Tam aksine, onlar dirilerdir ama siz farkında olmazsınız. 2. sure (BAKARA) 154. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Allah yolunda öldürülmüş olanları ölüler sanma sakın. Hayır! Onlar diridirler. Rablerinin katında rızıklandırılıyorlar. Allah'ın, lütfundan kendilerine verdiğiyle sevinçlidirler. Ve arkada kalıp kendilerine katılmamış olanlara şunu müjdeliyorlar: Onlar için korku yoktur; tasalanmayacaklardır onlar. Allah'tan bir nimeti, bir lütfu ve Allah'ın müminlerin ödülünü vermezlik etmeyeceğini de müjdelerler. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 169-171. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
O, odur ki, geceleyin sizi öldürür. Gün boyunca neler yapıp neler kazandığınızı bilir. Sonra, belirlenmiş süre işletilip tamamlansın diye, gün içinde sizi diriltir. Nihayet O'nadır dönüşünüz. Sonra, yapıp ettiklerinizi size haber verecektir. Kulları üzerinde egemenlik sahibi Kaahir'dir O. Üzerinize koruyucular gönderir. Nihayet ölüm birinize geldiğinde, elçilerimiz onu vefat ettirirler. Ne vaktinden önce iş yaparlar onlar ne de vaktinden sonra. Nihayet onlar gerçek Mevlâ'ları olan Allah'a götürülürler. Gözünüzü açın! Hüküm yalnız O'nundur. Ve hesap görenlerin en süratlisi de O'dur. 6. sure (EN'ÂM) 60-62. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Ey iman sahipleri! Sizi, size hayat verecek şeye çağırdığında, Allah'a da resule de "Buyur deyin!" Şunu da bilin ki, Allah kişi ile kalbinin arasına sokulur ve bilin ki en son O'nun huzurunda haşredileceksiniz. 8. sure (ENFÂL) 24. ayet (Resmi: 8/İniş:93/ Alfabetik:22)
 
Korunup sakınanlara, "Rabbiniz ne indirdi" dendiğinde şöyle dediler: "Hayır indirdi." Bu dünyada güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik vardır. Sonsuzluk yurdu elbette ki daha hayırlıdır. Gerçekten ne güzelmiş takva sahiplerinin yurdu! Adn cennetleri... Girecekler içlerine. Altlarından ırmaklar akacak. Orada diledikleri şey kendilerinin olacak. Allah, korunup sakınanları işte böyle ödüllendirir. Melekler, canlarını temiz insanlar olarak aldıklarına şöyle derler: "Selam size, yapıp ettiklerinize karşılık olarak girin cennete." 16. sure (NAHL) 30-32. ayet (Resmi: 16/İniş:70/ Alfabetik:75)
Allah yolunda hicret edip sonra da öldürülen yahut ölenleri, Allah güzel bir rızıkla mutlaka rızıklandıracaktır. Allah, rızık verenlerin elbette ki en hayırlısıdır. 22. sure (HAC) 58. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

"Gir cennete!" denildi. Dedi: "Kavmim bir bilebilseydi? Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram edilenlerden kıldı." 36. sure (YÂSÎN) 26-27. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
Orada, ilk ölüm dışında ölüm tatmazlar. Allah onları cehennem azabından korumuştur. 44. sure (DUHÂN) 56. ayet (Resmi: 44/İniş:64/Alfabetik:19)

Kötülüklere cesaretle dalanlar sanıyorlar mı ki, biz kendilerini, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlarla aynı tutacağız. Hayatları ve ölümleri onlarla aynı mı olacak?! Ne kötü hüküm veriyorlar bunlar! 45. sure (CÂSİYE) 21. ayet (Resmi: 45/İniş:65/ Alfabetik:15)

Yemin olsun, rahatça, incitmeden çekenlere/düğümü hünerle çözenlere/bir yerden bir yere gidenlere/coşkuyla iç çekenlere, 79. sure (NÂZİÂT) 2. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)

Ey sükûna kavuşmuş benlik! Dön Rabbine, razı etmiş ve razı edilmiş olarak! Gir kullarımın arasına! Gir cennetime! 89. sure (FECR) 27-30. ayet (Resmi: 89/İniş:10/Alfabetik:25)

 (d) Müminler sadece kardeştirler. Kardeşleriniz arasında barışı sağlayın ve Allah'tan korkun

Müminlerden iki zümre çarpışırlarsa, onların aralarında hemen barışı kurun! Eğer onlardan biri öteki aleyhine sınır tanımazlık edip saldırırsa, azgınlık edenle, Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer vazgeçerse, yine ikisi arasını adalet ve dürüstlükle sulh edin. Kuşkusuz, Allah adalette titiz davrananları sever. Şu bir gerçek ki, müminler sadece kardeştirler. O halde kardeşleriniz arasında barışı sağlayın ve Allah'tan sakının ki, size merhamet edilebilsin. 49. sure (HUCURÂT) 9-10. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)

 (e) İnanan ve inanmayan benzeşmez. Dünya sınavı ile belirlenirler

Allah şöyle bir örnekleme yaptı: Hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının eşyası durumunda bir kul/köle ile bizden bir güzel rızıkla rızıklandırdığımız ve ondan gizli açık dağıtan bir kişi. Bunlar aynı olur mu?! Bütün övgüler Allah'adır ama onların çokları bilmiyorlar. 16. sure (NAHL) 75. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

İşte orada müminler belaya uğratılarak imtihan edilmişler ve şiddetli bir zelzeleyle sarsılmışlardı. 33. sure (AHZÂB) 11. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

 (f) Müminler, sonuçta kazanacaklar

Mûsa'dan sonra İsrailoğulları'nın kodamanlar meclisini görmedin mi? Kendilerine gelen bir peygambere şöyle demişlerdi: "Bize bir kral gönder, Allah yolunda çarpışalım." Peygamber dedi ki: "Üstünüze savaş yazılır da savaşmazsanız ne olacak?" Dediler ki: "Nasıl olur da Allah yolunda savaşmayız? Yurtlarımızdan çıkarıldık, oğullarımızdan uzak düşürüldük." Nihayet, üzerlerine savaş yazıldığında pek azı hariç yüz çevirdiler. Allah, zalimleri çok iyi bilir. Peygamberleri onlara dedi ki: "Allah, Tâlût'u size kral gönderdi." Şöyle konuştular: "O bizim üzerimizde nasıl saltanat kurabilir? Yönetimde biz ondan daha çok hak sahibiyiz. Ona bir mal genişliği de verilmemiştir." Peygamber dedi ki: "Allah onu seçip size üst olarak gönderdi. Onu bilgi ve beden gücü yönünden üstün kıldı." Allah, mülkünü dilediğine verir. Allah, mülkü genişletendir, her şeyi bilendir. Nebileri onlara şöyle söyledi: "Onun mülk ve saltanatının belirtisi o Tâbûtun size gelmesidir. Onun içinde Rabb'inizden bir huzur, Hârun hanedanının, Mûsa hanedanının bıraktığından bir kalıntı vardır, Onu melekler taşır. Eğer iman sahipleri iseniz, bunda sizin için elbette bir ibret vardır." Tâlût, askerleriyle yola çıkınca dedi ki: "Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. O halde, ondan içen benden değildir. Ama onu tatmayan bendendir. Eliyle bir avuç alan kişi başka." Bunun ardından, pek azı müstesna olmak üzere ondan içtiler. Nihayet o ve onunla beraber iman edenler ırmağı geçtiklerinde şöyle dediler: "Bugün bizim Câlût'a ve ordusuna karşı hiç bir gücümüz yoktur." Allah'a kavuşacaklarını düşünenler ise şöyle konuştular: "Sayıca az nice topluluk vardır ki, sayıca çok nice topluluğa Allah'ın izniyle galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir." Câlût ve ordusuyla karşılaştıklarında şöyle yakardılar: "Ey Rabb'imiz, üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımızı yere sağlam bastır. Ve küfre sapanlara karşı bize yardım et." Nihayet Allah'ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Ve Dâvud Câlût'u öldürdü. Ve Allah, Dâvud'a mülk/saltanat ve hikmet verdi. Ve ona dilediği şeylerden öğretti. Eğer Allah'ın, bazı insanları diğer bazılarıyla savması olmasaydı, yeryüzü bozguna uğrardı. Ama Allah âlemlere karşı çok lütufkardır. 2. sure (BAKARA) 246-251. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Gevşemeyin, tasalanmayın. Eğer inanıyorsanız üstün olan sizsiniz. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 139. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Allah size yardım ederse hiç kimse size galip gelemez. Eğer sizi yüzüstü bırakırsa O'ndan başka size kim yardım edebilir? Artık müminler yalnız Allah'a güvenip dayansınlar. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 160. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onları altından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Hep orada kalacaklardır, sonsuza dek. Orada kendileri için tertemiz eşler de olacaktır. Ve onları, en güzel biçimde serinleten bir gölgeye kavuşturacağız. 4. sure (NİSA) 57. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Andolsun ki biz, Nuh'u toplumuna gönderdik de o şöyle dedi: "Ey toplumum! Allah'a kulluk ve ibadet edin. Sizin ondan başka tanrınız yok. Üstünüze çok büyük bir azabın inmesinden korkuyorum." Toplumunun kodamanları dediler ki: "Vallahi biz seni açık bir sapıklık içinde görüyoruz." Nuh dedi: "Ey toplumum! Sapıklık falan yok bende. Tam aksine ben, alemlerin Rabbi'nden bir resulüm." "Size Rabbimin vahiylerini tebliğ ediyorum, size öğüt veriyorum. Allah'ın yardımıyla, sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum." "Korunmanız, rahmet bulmanız için sizi uyarmak üzere bir adam aracılığıyla Rabbinizden bir öğüt gelmesine şaştınız mı?" Onu yalanladılar. Bunun üzerine biz onu beraberindekileri gemi içinde kurtardık, ayetlerimizi yalanlayanları boğduk. Gözleri görmez bir topluluktu onlar. 7. sure (A'RAF) 59-64. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Fakat ardından onu inkâr ettiler. Yakında bilecekler. Yemin olsun, elçi olarak gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz hükümleşmişti: Onlar, yardım görenlerin ta kendileri olacaklar. Ordularımız, galip gelenlerin ta kendileri olacaklar. 37. sure (SÂFFÂT) 170-173. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Şu bir gerçek ki, biz, resullerimize ve iman edenlere, hem dünya hayatında hem de tanıkların ayağa kalkacakları gün mutlaka yardım edeceğiz. 40. sure (MÜ'MİN) 51. ayet (Resmi: 40/İniş:60/ Alfabetik:69)
 
Şu bir gerçek ki, "Rabbimiz Allah'tır!" deyip sonra hiç şaşmadan yol alanlar üzerine, melekler ha bire iner de şöyle derler: "Korkmayın, üzülmeyin! Size vaat edilen cennetle sevinin." "Biz sizin, dünya hayatında da âhirette de dostlarınızız. Cennette sizin için nefislerinizin arzuladığı her şey var. Orada sizin için istediğiniz her şey var. "Gafûr ve Rahîm Allah'tan bir ikram olarak..." 41. sure (FUSSİLET) 30-32. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Gevşemeyin, üstün durumda olduğunuz halde antlaşmaya davet etmeyin! Allah sizinledir; amellerinizi asla yitirmeyecektir. 47. sure (MUHAMMED) 35. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

(g) Zina edeni zina eden birinden veya putperest birinden başkası nikâhlamaz. Müminlere bu, haram kılınmıştır

Zina eden erkeği zina eden bir kadın veya putperest bir kadından başkası nikâhlamaz. Zina eden kadına gelince, onu da zina eden bir erkek veya putperest bir erkekten başkası nikâhlamaz. Müminlere bu, haram kılınmıştır. 24. sure (NÛR) 3. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84) 


RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder