İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

12 Ekim 2016 Çarşamba

HABER




                        
II. BİLGİ


H.  BİLGİNİN GETİRDİĞİ SORUMLULUKLAR - 5


7. HABER


a) Haber, Peygamberler aracılığı ile Allah'tan gelen gerçek, Hak / doğru bilgi


Şu bir gerçek ki, insanların İbrahim'e gönülce en yakın olanları, elbette ona uyanlar, bu peygamber, bir de iman sahipleridir. Allah, müminlerin Velî'sidir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 68. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Toplumunun kibre saplanmış kodamanları, içlerinden inanıp da baskı altında tutularak ezilenlere şöyle dediler: "Siz Salih'in gerçekten Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz?" Onlar: "Onun aracılığıyla gönderilene gerçekten inanıyoruz." dediler. 7. sure (A'RAF) 75. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir. Sonra da hem derileri hem de kalpleri, Allah'ın Zikri / Kur'an'ı karşısında yumuşar. Bu, Allah'ın kılavuzudur ki, onunla dilediğini / dileyeni hidayete erdirir. Allah'ın saptırdığına gelince, ona kılavuzluk edecek yoktur. 39. sure (ZÜMER) 23. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Akıl ve gönül sahipleri için bir yol gösterici, bir hatırlatıcıdır o. 40. sure (MÜ'MİN) 54. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

İnananlar için hâlâ vakti gelmedi mi ki, kalpleri Allah'ın zikri/Kur'an'ı ve Hak'tan inen için ürpersin de daha önce kendilerine kitap verilmiş, sonra üzerlerinden uzun zaman geçmiş de kalpleri kaskatı kesilmiş kimseler gibi olmasınlar. Onların çoğu yoldan çıkmıştır. 57. sure (HADÎD) 16. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)

b) Haber, Allahtan gelen davet, Resuller / Peygamberlerin sorumluluğu haberi duyurmaktır, uymak ve uygulamak insanların kişisel sorumluluğu ve sınavıdır


Seninle kanıt yarıştırmaya girerlerse şöyle söyle: "Ben yüzümü Allah'a teslim ettim. Bana uyanlar da." Kitap verilenlerle ümmîlere de sor: "Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer teslim olurlarsa doğruya ve güzele kılavuzlanmışlardır. Yüz çevirirlerse sana düşen sadece tebliğ etmektir. Allah, kullarını görmektedir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 20. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe hayırda erginliğe/dürüstlüğe asla ulaşamazsınız. İnfak etmekte olduğunuz her şeyi, Allah çok iyi bilmektedir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 92. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)

Şunu da söyle: "Ey Ehlikitap! Neden iman edenleri Allah yolundan alıkoyuyorsunuz? Gözünüzle gördüğünüz halde, Allah yolunu neden çarpıtmak istiyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 99. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Resule düşen, tebliğden başka bir şey değildir. Allah sizin açığa vurduklarınızı da gizlediklerinizi de bilir. 5. sure (MÂİDE) 99. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

İşte böyleleri, Allah'ın yol gösterdiği kimselerdir. Sen de onların yolunu izle ve şöyle söyle: "Ben şu yaptığıma karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O sadece âlemlere bir öğüttür." 6. sure (EN'ÂM) 90. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Onlara bir ayet geldiğinde şöyle demişlerdi: "Allah resullerine verilenin tıpkısı bize de verilmedikçe asla inanmayacağız." Allah resullük görevini nereye vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere, oynadıkları oyunlar yüzünden Allah katında bir küçüklük ve şiddetli bir azap öngörülmüştür. 6. sure (EN'ÂM) 124. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Ya onlara vaat ettiğimiz şeylerin bir kısmını sana gösteririz yahut da seni vefat ettiririz. O halde tebliğ etmek sana, hesap sormak bize düşer. 13. sure (RA'D) 40. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik: 85)

Ortak koşanlar dediler ki: "Eğer Allah isteseydi ne biz ne de atalarımız Allah dışında bir şeye kulluk/ibadet etmez, O'na rağmen hiçbir şeyi haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de aynen böyle yaptılar. Resullere düşen, açık bir tebliğden başkası değildir. 16. sure (NAHL) 35. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Yine de yüz çevirirlerse artık sana düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir. 16. sure (NAHL) 82. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

De ki: "Allah'a da itaat edin, resule de. Eğer yüz çevirirseniz/yüz çevirirlerse, onun görevi ona yükletilen, sizin göreviniz de size yükletilendir. Eğer ona itaat ederseniz yolu bulursunuz. Resule düşen, açık bir tebliğden başkası değildir." 24. sure (NÛR) 54. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik: 84)

"Eğer yalanlarsanız bilin ki, sizden önceki ümmetler de yalanlamıştı. Resule de düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir." 29. sure (ANKEBÛT) 18. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Onlar ki Allah'ın mesajlarını tebliğ edip O'ndan korkarlar, Allah'tan gayrı hiç kimseden korkmazlar. Hesap sorucu olarak Allah yeter. 33. sure (AHZÂB) 39. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

"Bize düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir." 36. sure (YÂSÎN) 17. ayet (Resmi: 36/İniş:41/ Alfabetik:108)

Yüz çevirirlerse, biz seni onlar üzerine bekçi göndermemişiz. Sana düşen, tebliğden başkası değildir. Biz insana, bizden bir rahmet tattırdığımızda, onunla sevinip şımarır. Kendi ellerinin hazırladığından bir kötülük başlarına sarılınca, bakarsın insan, alabildiğine nankörleşmiştir. 42. sure (ŞÛRÂ) 48. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Dedi: "İlim, ancak Allah katındadır. Ben size, bana vahyedileni tebliğ ediyorum. Fakat sizin, cahillik edip duran bir toplum olduğunuzu görüyorum." 46. sure (AHKAF) 23. ayet (Resmi: 46/İniş:66/ Alfabetik:3)

Allah'a itaat edin, resule de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz resulümüze düşen, apaçık bir tebliğden başkası değildir. 64. sure (TEĞÂBÜN) 12. ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)

"Ancak Allah'tan bir tebliğ ve O'nun mesajlarından bir şeyler sunabilirim." Allah'a ve O'nun resulüne isyan edenler için cehennem ateşi vardır. Sürekli içinde kalacaklardır. 72. sure (CİN) 23. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)

Ki onların, Rablerinin elçiliklerini hedefine tam ulaştırdıklarını bilsin. Allah, onların katında bulunan şeyleri kuşatmış ve her şeyi inceden inceye sayıya bağlamıştır. 72. sure (CİN) 28. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)

Öğüt ulaştıranlara/Kur'an'ı ulaştıranlara, 77. sure (MÜRSELÂT) 5. ayet (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik:73)

c) Haber,  Allah'tan gelen öğüt, uymayan zarardadır, azaptadır


Öğütlenmeye çağırıldıkları şeyi unutunca, her şeyin kapılarını üzerlerine açıverdik. Nihayet, kendilerine verilenle sevinç şımarıklığına daldıkları bir sırada, ansızın onları yakaladık. Tüm ümitlerini bir anda yitirdiler. 6. sure (EN'ÂM) 44. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
 
Kendilerine verilen öğüdü unuttuklarında, kötülükten alıkoyanları kurtarıp zulme sapanları, yoldan çıkmalarından ötürü, acı bir azapla yakalayıverdik. 7. sure (A'RAF) 165. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik:9)

İnfaklarının onlardan kabul edilmesini engelleyen sadece şudur: Onlar, Allah'a ve resulüne nankörlük ettiler. Namaza ancak üşene üşene gelirler, infak edip dağıttıklarını da içlerinden gelmeyerek verirler. 9. sure (TEVBE) 54. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Sizden öncekilerin, Nûh kavminin, Âd'ın, Semûd'un ve onlardan sonrakilerin haberleri ulaşmadı mı size? Allah'tan başkası bilmez onları. Peygamberleri onlara açık deliller getirmişti de onlar ellerini ağızlarına itip şöyle demişlerdi: "Biz size gönderileni kesinlikle tanımıyoruz ve biz sizin çağırdığınız şey konusunda karmaşa ve çıkmaza iten bir kuşku içindeyiz." 14. sure (İBRÂHİM) 9. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Biz bir ülkeyi/medeniyeti mahvetmek istediğimizde, onun servet ve nimetle şımarmış elebaşlarına emirler yöneltiriz/onları yöneticiler yaparız da onlar, orada bozuk gidişler sergilerler. Böylece o ülke/medeniyet aleyhine hüküm hak olur; biz de onun altını üstüne getiririz. 17. sure (İSRÂ) 16. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Şimdi sen, bu söze inanmazlarsa, belki de arkalarından kendini eritircesine üzüleceksin.   18. sure (KEHF) 6. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Benliğini, sabah akşam yüzünü isteyerek rablerine yalvaranlarla beraber tut. İğreti dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırıp uzaklaştırma. Ve sakın, kalbini bizim zikrimizden / Kur'anımızdan gafil koyduğumuz, boş arzularına uymuş kişiye boyun eğme. Böylesinin işi hep aşırılıktır. 18. sure (KEHF) 28. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Kim benim zikrimden/Kur'an’ımdan yüz çevirirse onun için zor, sıkıcı bir hayat şekli/dar bir geçim vardır; kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz. 20. sure (TÂHÂ) 124. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

O küfredenler seni gördüklerinde, seni şu şekilde alaya almaktan başka birşey yapmazlar: "İlahlarınızı diline dolayan bu mu?" Ama Rahman'ın zikrini/Kur'an'ı bizzat onlar örtüp inkâr ediyorlar. 21. sure (ENBİYÂ) 36. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

De ki: "Sizi gece ve gündüz Rahman'dan kim koruyabilir?" Hayır, hayır! Onlar, Rablerinin zikrinden/Kur'an'ından yüz çeviriyorlar. 21. sure (ENBİYÂ) 42. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Siz onları alaya aldınız. Öyle ki, zikrimi/Kur'anımı size unutturdular. Siz onlara hep gülüyordunuz. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 110. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

Derler ki: "Tespih ederiz seni; seni bırakıp da başka dostlar edinmek bize yaraşmazdı. Ama sen onları ve atalarını öylesine nimetlendirdin ki, zikiri / Kur'an'ı unuttular ve helâke giden bir topluluk oldular." İşte haklarında söz söyledikleriniz de sizi yalanladılar. Artık ne azabı savabilirsiniz ne de yardımcı olabilirsiniz. Zulmedenlerinize zorlu bir azap tattıracağız.  25. sure (FURKÂN) 18-19. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Allah'ın, göğsünü İslam'a açtığı kimse, Rabbinden bir ışık üzerinde olmaz mı? Allah'ın Zikri'ne/Kur'an'a karşı kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte onlardır, açık sapıklık içindekiler. 39. sure (ZÜMER) 22. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Bekçiler derler ki: "Resulleriniz size açık seçik mesajlar getirmezler miydi?" Derler ki: "Elbette getirirlerdi!" Bekçiler: "O halde yalvarın durun; inkârcıların yakarışları çıkmazda kalıp gitmiştir." diye cevap verirler. 40. sure (MÜ'MİN) 50. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

Kitap'ı ve resullerimiz aracılığıyla gönderdiğimizi yalanlayanlar, yakında bilecekler! 40. sure (MÜ'MİN) 70. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

Dediler ki: "Bizi çağırdığı o şeye karşı kalplerimiz kılıflar içinde; kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir perde var. O halde, sen işini yap, muhakkak biz de işimizi yapacağız." 41. sure (FUSSİLET) 5. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Uyarıcı dedi: "Peki, ben size, atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha iyi yol göstereni getirmiş olsam da mı?" Dediler: "Doğrusu, biz seninle gönderilen şeyi tanımıyoruz." 43. sure (ZUHRUF) 24. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

O küfre sapanlar, Zikir'i/Kur'an'ı işittiklerinde az kalsın gözleriyle seni devireceklerdi. "Bu tam bir cinlidir." diyorlardı. 68. sure (KALEM) 51. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)

Ki onları, onun içinde imtihan edelim. Kim Rabbinin zikrinden/Kur'an'dan yüz çevirirse Rabbi onu, gittikçe yükselen bir azaba sokar. 72. sure (CİN) 17. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)

d) Haber, Allah'tan gelen uyarı, çağrı, uyanlar kazançlıdır doğru yoldadır


İşte böyleleri, Allah'ın yol gösterdiği kimselerdir. Sen de onların yolunu izle ve şöyle söyle: "Ben şu yaptığıma karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O sadece âlemlere bir öğüttür." 6. sure (EN'ÂM) 90. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları ümmi peygambere uyarlar; o onlara iyiliği emreder, kötü ve çirkinden onları alıkoyar. Güzel şeyleri onlara helal kılar, pis şeyleri onlara yasaklar. Sırtlarından ağırlıklarını indirir, üzerlerindeki zincirleri, bağları söküp atar. Ona inanan, onu destekleyen, ona yardım eden, onunla indirilen ışığa uyan kişiler, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. 7. sure (A'RAF) 157. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Bu Kur'an, Allah'ın berisinden birilerince yalan isnatlarla oluşturulmuş değildir. O, kendinden öncekinin tasdiki ve Kitap'ın ayrıntılı kılınmasıdır. Kuşku ve çelişme yoktur onda. Âlemlerin Rabbi'ndendir o. 10. sure (YÛNUS) 37. ayet (Resmi: 10/İniş:51/ Alfabetik:109)

Sen, bu tebliğin için onlardan bir ücret istemiyorsun. O, bütün âlemler için bir hatırlatmadan başka şey değildir. 12. sure (YÛSUF) 104. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

Yoksa O'nun dışında bazı ilahlar mı edindiler? De ki: "Susturucu delilinizi getirin! Benimle beraber olanların da benden öncekilerin de Zikir'i budur. Ne yazık ki onların çokları hakkı bilmezler; bu yüzden de yüz çevirirler." 21. sure (ENBİYÂ) 24. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

O, elbette ki öncekilerin kitaplarında da var. 26. sure (ŞUARA) 196. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

Bu, âlemler için bir Zikir'den başka şey değildir. 38. sure (SÂD) 87. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

Gerçek şu: Bu Kur'an sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı / bir düşündürücü / bir şeref / bir öğüttür. Bundan sorumlu tutulacaksınız. 43. sure (ZUHRUF) 44. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

De ki: "Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Bana vahyedilenden başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim." 46. sure (AHKAF) 9. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

Allah onlar için şiddetli bir azap hazırladı. Artık Allah'tan korkun, ey iman etmiş akıl ve gönül sahipleri! Allah size bir Zikir/bir uyarıcı/bir düşündürücü indirmiştir. 65. sure (TALÂK) 10. ayet (Resmi: 65/İniş:100/Alfabetik:98)

Oysaki o Zikir/Kur'an âlemler için bir öğütten başka şey değildir. 68. sure (KALEM) 52. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)

O, âlemlere bir öğütten başka şey değildir. 81. sure (TEKVÎR) 27. ayet (Resmi: 81/İniş:7/Alfabetik:103)

e) Haber, hakka / doğruya uyan-seçen iyiye / güzele, Batıla / yanlışa uyan-seçen kötüye / pişmanlığa varır


O gün zalim, ellerini ısırarak diyecek ki: "Ne olurdu, resulle birlikte bir yol tutsaydım." 25. sure (FURKÂN) 27. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

"Ah, ne olurdu, falancayı dost edinmeseydim.” "Zikir/Kur'an bana geldikten sonra, o saptırdı beni ondan. Şeytan, insan için bir rezil edicidir." 25. sure (FURKÂN) 28-29. ayet (Resmi: 25/İniş:42/ Alfabetik:29)

f) Haber, 'Hiç kuşkusuz, o Zikir'i / Kur'an'ı biz indirdik, biz, her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz'


Hiç kuşkusuz, o zikiri/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz. 15. sure (HİCR) 9. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

g) Haber, Sadece Hak / gerçek, 'Hak / gerçek'tir ve tektir, inkâr eden zarardadır. Hakkın / gerçeğin dışındakiler batıldır / yanlıştır işe yaramazlar


Ölçülüp tartılacak şeyleri hafif kalanlara gelince, işte onlar, ayetlerimize karşı zalimce davranışlar sergilemiş oldukları için, öz benliklerini hüsrana itmiş olacaklar. 7. sure (A'RAF) 9. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Gerçek dua yalnız O'na/hak davet yalnız O'nun için yapılır. O'nun dışında yalvarıp davet ettikleri ise onlara hiçbir şekilde cevap veremezler. Onlar, ağzına ulaşsın diye iki avucunu suya doğru açan ama suya ulaşamayan birinden başkasına benzemiyorlar. Küfre sapanların dua ve davetleri, şaşkınlığa dalmaktan başka bir işe yaramaz. 13. sure (RA'D) 14. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)


 İkinci kitabın sonu. Nasipse RESUL KUR’AN’IN TEBLİĞİ, KUR'AN MESAJI - III. DİN E- Kitabı ile devam edecek.


RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder