İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

7 Ekim 2016 Cuma

BİLGİ VASITALARINI ETKİN KULLANMAMAK


II. BİLGİ  


G. BİLGİ EDİNME YOLLARI


Ayrıca Bakınız: Bu konu, III. B.  İNSANIN İKİ TEMEL TERCİHİ: İMAN VE KÜFÜR konusu;  IV. A.  İMAN ESASLARI konusu ve IV. E. BATIL İNANAÇLAR konusu ile doğrudan ilişkilidir.


2.  BİLGİSİZLİĞİN (CEHALET) KAYNAKLARI -2


Ayrıca Bakınız: Bu konu, III. B. 2. b. İNANMAYANLAR (KÂFİRLER)  VE ÖZELLİKLERİ ve IV. E. BATIL İNANAÇLAR konusu ile doğrudan ilişkilidir.


b) Bilgi Vasıtalarını Etkin Kullanmamak


(1) Zanna Uymak
 
(a)  Kavram olarak, Bilgi, Bilgi Edinme Yolları, Cehalet kaynakları, Bilgi vasıtalarını etkin kullanmamak, Zanna uymak

Neniz var sizin, nasıl hüküm veriyorsunuz? Yoksa sizin bir kitabınız var da ondan ders mi görüyorsunuz? Onda, keyfinize uyan her şeyi rahatça buluyorsunuz. Yoksa sizin lehinize üzerimizde kıyamete kadar uzanacak yeminler mi var da siz ne hükmederseniz oluverecek! Sor onlara: "Böyle bir şeye hangisi kefil?" Yoksa kendilerinin ortakları mı var? Eğer doğru sözlüler iseler, çağırıversinler ortaklarını! 68. sure (KALEM) 36-41. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)
Şöyle dedi: "Bu, rivayet edilerek gelen bir büyüden başka şey değil." "İnsan sözünden başka bir şey değil bu." 74. sure (MÜDDESSİR) 24-25. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)
Bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka şeyler değildir. Onlar hakkında Allah bir kanıt indirmemiştir. Onlar, sadece sanıya, bir de nefislerin hoşlandığı şeylere uyuyorlar. Yemin olsun, onlara hidayet Rablerinden gelmiştir. 53. sure (NECM) 23. ayet (Resmi: 53/İniş:23/ Alfabetik:80)

O âhirete inanmayanlar, meleklere mutlaka dişilerin adlarını takarlar. Onların bu konuda hiçbir bilgisi yoktur. Yalnızca sanıya uyuyorlar. Sanı ise haktan hiçbir şey kazandırmaz.  53. sure (NECM) 27-28. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)
Biz şu göğü ve yeri ve ikisi arasındakileri boşuna yaratmadık. Böyle düşünmek, küfre sapanların sanısıdır. Vay hallerine o inkârcıların, ateş yüzünden! 38. sure (SÂD) 27. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

Onların çoğu sanıdan başka bir şeyin ardınca gitmiyor. Doğrusu da şu ki sanı, haktan hiçbir şey ifade etmez. Allah, onların yaptıklarını iyice bilmektedir. 10. sure (YÛNUS) 36. ayet (Resmi: 10/ İniş:51/Alfabetik:109)

Gözünüzü açın! Göklerde kim var yerde kim varsa Allah'ındır! Allah'ın yanında başka şeylere yalvaranlar, ortak koştuklarına uymuyorlar / Allah'ın yanında ortaklara yalvaranlar neyin ardı sıra gidiyorlar? Onlar sadece sanıya uyuyorlar ve onlar sadece saçmalıyorlar. 10. sure (YÛNUS) 66. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

"Allah çocuk edindi!" dediler. Hâşâ! Allah bundan arınmıştır! O Ganî'dir, hiçbir şeye muhtaç olmaz! Göklerdekiler de yerdekiler de O'nundur. Elinizde, söylediğinize ilişkin hiçbir kanıt yok. Allah hakkında bilmediğiniz şeyi mi söylüyorsunuz? 10. sure (YÛNUS) 68. ayet (Resmi: 10/ İniş:51/Alfabetik:109)

Yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar. 6. sure (EN'ÂM) 116. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Şirke batanlar şöyle diyecekler: "Allah dileseydi, ne biz şirke sapardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi haram da yapmazdık." Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar bu şekilde yalanlamışlardı. De ki: "Yanınızda, önümüze çıkaracağınız bir ilminiz var mı? Zandan başka bir şeye uymuyorsunuz. Sadece saçmalıyorsunuz siz." 6. sure (EN'ÂM) 148. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Bir de dediler ki: "Rahman dileseydi, onlara tapınmazdık." Bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Sadece saçmalıyorlar. 43. sure (ZUHRUF) 20. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
 
Dediler ki: "Şu dünya hayatımızdan başkası yok. Ölüyoruz, diriliyoruz. Bizi zamandan başkası helâk etmiyor." Onların bu konuda hiçbir bilgisi yoktur. Sadece sanıda bulunuyorlar. 45. sure (CÂSİYE) 24. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında üzerinize kısas yazılmıştır. Hür kişiye karşılık hür, köleye karşılık köle, dişiye karşılık dişi... Kim kardeşi tarafından herhangi bir şekilde affa uğrarsa, bu durumda örfü izlemek ve affedene en güzel biçimde bir ödeme yapmak gerekir. İşte bu, Rabb'inizden size bir hafifletme ve bir rahmettir. Kim bundan sonra azgınlık ve düşmanlık ederse onun için korkunç bir azap vardır. 2. sure (BAKARA) 178. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

"Üç kişiydiler, dördüncüleri köpekleriydi." diyecekler. Şunu da diyecekler: "Beş kişiydiler, altıncıları köpekleriydi." Gaybı taşlamaktır/bilinmeyen şey hakkında atıp tutmaktır bu. Şöyle de derler: "Yedi kişidirler, sekizincileri de köpekleridir." De ki: "Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan, çok azdır." O halde, onlar hakkında yüzeysel bir tartışma dışında hiçbir çekişmeye girme. Onlar hakkında, konuşup duranlardan hiç kimseye bir şey sorma. 18. sure (KEHF) 22. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

İşte Meryem'in oğlu İsa budur! Hakkında kuşku ve çelişmeye düştükleri şeyin doğrusu bu sözdür. 19. sure (MERYEM) 34. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Daha önce inkâr etmişlerdi onu. Gayba taş atıp duruyorlardı o uzak yerden. 34. sure (SEBE') 53. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

 (b)  Zannın ardından gitme

Yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar. 6. sure (EN'ÂM) 116. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Şirke batanlar şöyle diyecekler: "Allah dileseydi, ne biz şirke sapardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi haram da yapmazdık." Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar bu şekilde yalanlamışlardı. De ki: "Yanınızda, önümüze çıkaracağınız bir ilminiz var mı? Zandan başka bir şeye uymuyorsunuz. Sadece saçmalıyorsunuz siz." 6. sure (EN'ÂM) 148. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Gözünüzü açın! Göklerde kim var yerde kim varsa Allah'ındır! Allah'ın yanında başka şeylere yalvaranlar, ortak koştuklarına uymuyorlar / Allah'ın yanında ortaklara yalvaranlar neyin ardı sıra gidiyorlar? Onlar sadece sanıya uyuyorlar ve onlar sadece saçmalıyorlar. 10. sure (YÛNUS) 66. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

"Üç kişiydiler, dördüncüleri köpekleriydi." diyecekler. Şunu da diyecekler: "Beş kişiydiler, altıncıları köpekleriydi." Gaybı taşlamaktır/bilinmeyen şey hakkında atıp tutmaktır bu. Şöyle de derler: "Yedi kişidirler, sekizincileri de köpekleridir." De ki: "Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan, çok azdır." O halde, onlar hakkında yüzeysel bir tartışma dışında hiçbir çekişmeye girme. Onlar hakkında, konuşup duranlardan hiç kimseye bir şey sorma. 18. sure (KEHF) 22. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

İşte Meryem'in oğlu İsa budur! Hakkında kuşku ve çelişmeye düştükleri şeyin doğrusu bu sözdür. 19. sure (MERYEM) 34. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Daha önce inkâr etmişlerdi onu. Gayba taş atıp duruyorlardı o uzak yerden. 34. sure (SEBE') 53. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Bir de dediler ki: "Rahman dileseydi, onlara tapınmazdık." Bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Sadece saçmalıyorlar. 43. sure (ZUHRUF) 20. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

(c)  Kitapta olmayan zandır

İçlerinde ümmî olanlar da vardır ki Kitap'ı bilmezler, sadece hayal ve kuruntu bilirler. Onlar yalnız sanıya saplanırlar. 2. sure (BAKARA) 78. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

 (2) Aklın Arzuların Güdümüne Girmesi (Arzulara Uymak)

(a)  Kavram olarak, Bilgi, Bilgi Edinme Yolları, Cehalet kaynakları, Bilgi vasıtalarını etkin kullanmamak, Aklın Arzuların Güdümüne Girmesi / Arzulara uymak

"Şunlar mıydı o, 'Allah kendilerini hiçbir rahmete erdirmeyecek' diye yemin ettikleriniz?" Ey cennetlikler! Siz de girin cennete. Ne bir korku var size ne de kederleneceksiniz. Ateş halkı, cennet halkına seslenir: "Şu sudan yahut Allah'ın sizi rızıklandırdığından biraz da bize akıtın!" Şu cevabı verirler: "Allah, o ikisini de küfre sapanlara haram kılmıştır." Onlar kendi dinlerini eğlence ve oyun haline getirdiler, iğreti hayat onları aldattı. Onlar bugüne kavuşacaklarını unutmuşlardı. Ayetlerimize karşı direniyorlardı. Bugün de biz onları unutuyoruz. 7. sure (A'RAF) 49-51. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar. 7. sure (A'RAF) 179. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Bunun üzerine sana cevap veremezlerse bil ki, onlar sadece iğreti arzularına uyuyorlar. Allah'tan bir kılavuzluk olmaksızın, kendi arzularına uyandan daha sapık kim vardır! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. 28. sure (KASAS) 50. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

İçlerinde sana kulak verenler de vardır. Peki, sağırlara sen mi işittireceksin? Hele bir de akıllarını kullanmıyorlarsa! Onlardan sana bakanlar da vardır. Peki, körlere sen mi kılavuzluk edeceksin? Hele, kalp gözleriyle de görmüyorlarsa! 10. sure (YÛNUS) 42-43. ayet (Resmi: 10/İniş:51/ Alfabetik:109)

Allah'ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır. 10. sure (YÛNUS) 100. ayet (Resmi: 10/İniş:51/ Alfabetik:109)

Allah'a bir de cinleri/gözle görülmeyen yaratıkları ortak koştular. Oysaki, onları O yaratmıştır. Bilgisizce O'na oğullar ve kızlar isnat etme saçmalığını gösterdiler. Şanı yücedir O'nun! Onların nitelemelerinin ötesindedir O! 6. sure (EN'ÂM) 100. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Size ne oluyor da üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yemiyorsunuz? Zorda kalışınız dışında üzerinize haram kıldığını bizzat kendisi size ayrıntılı olarak açıklamıştır. Birçokları ilimsiz bir biçimde kendi keyiflerine uyarak halkı şaşırtıyorlar. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin sınır tanımaz azgınları çok iyi bilmektedir. 6. sure (EN'ÂM) 119. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Yemin olsun, onlara, size vermediğimiz imkân ve kudreti vermiştik. Onlar için işitme gücü, gözler ve gönüller oluşturmuştuk. Fakat, işitme güçleri de gözleri de gönülleri de kendilerine hiçbir yarar sağlamadı/kendilerinden hiçbir şeyi uzaklaştıramadı; çünkü ayetlerimize karşı direniyorlardı. Ve alaya aldıkları şey, onları kuşatıp sardı. 46. sure (AHKAF) 26. ayet (Resmi: 46/ İniş:66/Alfabetik:3)

Acaba bunu onlara hayalleri mi emrediyor yoksa bunlar azmış bir topluluk mu? 52. sure (TÛR) 32. ayet (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106)

Zulme sapanlarsa ilimsiz bir biçimde keyiflerine uymuşlardır. Allah'ın saptırdığına kim yol gösterecek? Böylelerinin yardımcıları yoktur. 30. sure (RÛM) 29. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Rabbinden açık bir kanıt üzere olan, amelinin çirkinliği kendisine süslü gösterilip de boş arzularına uyanlara benzer mi? 47. sure (MUHAMMED) 14. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

İçlerinden bir kısmı seni dinler, sonra senin yanından çıktıklarında, kendilerine ilim verilmiş olanlara şöyle sorarlar: "Az önce ne söyledi?" İşte bunlar, Allah'ın, kalplerine mühür bastığı kimselerdir, boş arzularının ardına düşmüşlerdir. 47. sure (MUHAMMED) 16. ayet (Resmi: 47/İniş:99/ Alfabetik:64)

Peki bunlar, Kur'an'ın anlamını inceden inceye düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri üzerinde kilitler mi var? 47. sure (MUHAMMED) 24. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

Yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı ki, kalpleri olsun da onunla akıllarını çalıştırsınlar, kulakları olsun da onlarla duysunlar. Şu bir gerçek ki, kafadaki gözler kör olmaz ama göğüslerin içindeki gönüller körleşir. 22. sure (HAC) 46. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Allah onların kalpleri, kulakları üzerine mühür basmıştır. Onların kafa gözleri üstünde de bir perde vardır. Onlar için korkunç bir azap öngörülmüştür. 2. sure (BAKARA) 7. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

"Kalplerimiz kabuk tutmuştur." dediler. Hayır öyle değil. Küfürleri yüzünden Allah onları lanetlemiştir de çok az bir kısmı iman eder. 2. sure (BAKARA) 88. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Peygamberleri onlara dedi ki: "Allah, Tâlût'u size kral gönderdi." Şöyle konuştular: "O bizim üzerimizde nasıl saltanat kurabilir? Yönetimde biz ondan daha çok hak sahibiyiz. Ona bir mal genişliği de verilmemiştir." Peygamber dedi ki: "Allah onu seçip size üst olarak gönderdi. Onu bilgi ve beden gücü yönünden üstün kıldı." Allah, mülkünü dilediğine verir. Allah, mülkü genişletendir, her şeyi bilendir. 2. sure (BAKARA) 247. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Başlarına gelenler; ahitlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve "kalplerimiz kılıflıdır" demeleri yüzündendir. Doğrusu, Allah küfürleri yüzünden kalpleri üzerine mühür basmıştır da pek azı müstesna, iman etmezler. 4. sure (NİSA) 155. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
 
De ki: "Düşünün bakalım; Allah, işitme gücünüzü, gözlerinizi alsa, kalpleriniz üzerine mühür bassa, Allah'tan başka hangi ilah onları size geri verecek?" Bak nasıl türlü türlü açıklıyoruz ayetleri, yine de yüz çeviriyorlar! 6. sure (EN'ÂM) 46. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Biz onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz, ilk seferinde buna iman etmedikleri gibi bırakırız kendilerini de azgınlıkları içinde körü körüne bocalar dururlar. 6. sure (EN'ÂM) 110. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
 
Başlarını dikerek koşuşurlar. Bakışları kendilerine dönmez. Yürekleri tamamen boşalmıştır. 14. sure (İBRÂHİM) 43. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Yaratan, yaratmayana benzer mi? Hiç düşünmüyor musunuz? 16. sure (NAHL) 17. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Biz, gerçeği, Kur'an'da türlü biçimlerde ifade ettik ki, düşünüp anlayabilsinler. Fakat bu onların sadece kaçışlarını artırıyor. 17. sure (İSRÂ) 41. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
 
Kalpleri üzerine, onu anlamamaları için kabuklar geçiririz, kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Rabbini yalnız Kur'an'da andığın zaman, nefretle geriye dönüp kaçarlar. 17. sure (İSRÂ) 46. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Sâmirî dedi: "Onların görmediklerini gördüm. Resulün izinden bir avuç avuçladım da onu attım. Nefsim bana böylesini hoş gösterdi." 20. sure (TÂHÂ) 96. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
 
Kalpleri hep oyun ve oyalanmada. O zulüm sergileyenler, şu yolda bir fısıldaşmayı iyice koyulaştırdılar: "Bu adam, sizin gibi bir insandan başkası değil. Gözünüz baka baka büyüye mi gidiyorsunuz!" 21. sure (ENBİYÂ) 3. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Biz hiçbir benliğe yaratılış kapasitesinin üstünde görev yüklemeyiz. Bizim katımızda, hakkı söyleyen bir kitap vardır. Onlara haksızlık edilmez. Fakat onların kalpleri bundan gaflet içindedir. Onların bundan başka da işleri vardır ki, hep o işler için çalışmaktadırlar. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 62. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Sonra ona bir biçim verdi ve onun içine kendi ruhundan üfledi. Sizin için, işitme gücü, gözler ve gönüller vücuda getirdi. Ne kadar da az şükredersiniz! 32. sure (SECDE) 9. ayet (Resmi: 32/İniş:75/ Alfabetik:92)

Dediler ki: "Bizi çağırdığı o şeye karşı kalplerimiz kılıflar içinde; kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir perde var. O halde, sen işini yap, muhakkak biz de işimizi yapacağız." 41. sure (FUSSİLET) 5. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Kendisinin ilahı olarak kendi duygu ve arzusunu almış kişiyi gördün mü? Allah onu bir ilim üzerine saptırmış, kulağı ve kalbi üzerine mühür basmış, gözünün üstüne de bir perde çekmiştir. Allah'tan sonra ona kim kılavuzluk edecektir. Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz? 45. sure (CÂSİYE) 23. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

Bu durumun sebebi şudur: Onlar iman ettiler, sonra küfre saptılar da kalpleri üzerine mühür basıldı. Artık onlar incelikleri anlamazlar. 63. sure (MÜNÂFİKÛN) 3. ayet (Resmi: 63/İniş:103/Alfabetik:72)

(b)  Yaptıkları süslü, güzel / doğru gösterilenler

İğreti/sefil hayat küfre sapanlara süslü gösterilmiştir; onlar, iman sahipleriyle alay ederler. Takvaya sarılanlar, kıyamet günü onların tepelerinde olacaktır. Allah, dilediğini hesapsız bir biçimde rızıklandırır. 2. sure (BAKARA) 212. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Kadınlara, oğullara, altın ve gümüşten oluşturulmuş yığınlara, salma atlara, davarlara ve ekinlere tutkunlukların sevgisi, insanlar için süslenip püslenmiştir. Tüm bunlar geçici-iğreti hayatın nimetidir. Allah'a gelince, varılacak yerin en güzeli onun yanındadır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 14. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Zorluğumuz kendilerine gelip çattığında bir sığınabilselerdi! Ne yazık ki kalpleri katılaştı; şeytan, yapmakta olduklarını onlara süslü-püslü gösterdi. 6. sure (EN'ÂM) 43. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Onların Allah dışında dua ettiklerine / çağrıda bulunduklarına sövmeyin. Yoksa onlar da düşmanlıkla ve bilgisizce Allah'a söverler. Biz her ümmete yaptığı işi bu şekilde süslü gösterdik. Sonra hepsinin dönüşü Rablerinedir. O, onlara, yapmakta olduklarını haber verecektir. 6. sure (EN'ÂM) 108. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Bir ölü iken kendisine hayat verdiğimiz, insanlar içinde yürümesi için kendisine bir ışık tuttuğumuz kişinin durumu, karanlıklar içinde kalmış, bir türlü ondan çıkamayan kişininki gibi olur mu? İşte böyle! Küfre sapanlara, yapmakta oldukları süslü-püslü gösterilmiştir.  6. sure (EN'ÂM) 122. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Şeytan onlara, yaptıklarını süslü gösterip şöyle demişti: "Bugün size galip gelecek kimse yok, ben yanınızdayım." Fakat iki topluluk yan yana gelince iki topuğu üstüne çark edip şöyle dedi: "Ben sizden uzağım. Ben sizin görmediklerinizi görüyorum, ben Allah'tan korkarım. Allah'ın cezası çok şiddetlidir." 8. sure (ENFÂL) 48. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

Haram ayları ertelemek, küfürde bir artırmadır ki, onunla inkâr edenler saptırılır. Onu bir yıl helal sayarlar, bir yıl haramlaştırırlar ki, Allah'ın yasakladığının sayısını denkleştirip Allah'ın haram kıldığını helalleştirsinler. Amellerinin kötülüğü kendilerine süslü gösterilmiştir. Allah, küfre batan bir topluluğu iyiye ve güzele kılavuzlamaz. 9. sure (TEVBE) 37. ayet (Resmi: 9/İniş:113/ Alfabetik:104)

İnsanlara zorluk dokunduğu zaman; yan yatarken, otururken, ayaktayken bize yalvarır. Ama sıkıntısını çözdüğümüzde, kendisine dokunan bir zorluk yüzünden bize hiç yalvarmamış gibi çekip gider. Haksızlığa/aşırılığa sapanlara, yapmakta oldukları, işte böyle süslü gösterilmiştir. 10. sure (YÛNUS) 12. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Allah'a ortaklar tanıdılar. Peki, her benliğin yaptığı işin başında duranla bunlar bir mi? De ki: "Onları isimlendirin. Yoksa siz Allah'a, yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? Yoksa, anlamsız bir laf mı ediyorsunuz?" Hayır, küfre sapanlara, tuzakları süslü gösterildi de yoldan döndürüldüler. Allah'ın şaşırttığına kılavuzluk edecek yok. 13. sure (RA'D) 33. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Yemin olsun Allah'a ki, senden önceki ümmetlere de elçiler gönderdik de şeytan onlara amellerini süslü gösterdi. O, bugün de onların dostudur/ o gün de onların dostu idi. Onlar için acıklı bir azap var. 16. sure (NAHL) 63. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Şu bir gerçek ki, âhirete inanmayanların amellerini biz, kendileri için süsleyip püsledik. Bu yüzden onlar kalpleri körelmiş olarak şaşkınlık içinde bocalar dururlar. 27. sure (NEML) 4. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

"Onu ve toplumunu, Allah'ı bırakıp güneş'e secde eder buldum. Şeytan onlara, yapıp ettiklerini süslü gösterip onları yoldan saptırmış. Artık doğruyu bulamazlar." 27. sure (NEML) 24. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Âd'ı, Semûd'u da böyle yaptık. Bu, onların yurtlarından / meskenlerinden açıkça belli olmaktadır. Şeytan onlara amellerini süsleyip püslemişti de kendilerini yoldan çıkarmıştı. Oysaki, bakıp görebilen insanlardı. 29. sure (ANKEBÛT) 38. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Ya o kişi? Yaptıklarının kötülüğü kendisine allanıp pullanmış da onu güzel görüvermiş. Doğrusu şu: Allah dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. O halde canın onlar için üzüntülere dalmasın. Hiç kuşkusuz, Allah onların ürettiklerini/ortaya koydukları oyunları çok iyi bilmektedir. 35. sure (FATIR) 8. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Firavun dedi ki: "Ey Hâmân, sebeplere ulaşabilmem için bana yüksek bir kule yap!" "Göklerin sebeplerine ulaşırsam, Mûsa'nın tanrısına, da ulaşırım. Ben onun yalancı biri olduğunu düşünüyorum." Firavun'a, yaptığı işin kötülüğü bu şekilde süslü gösterildi de yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı hep kayıptadır. 40. sure (MÜ'MİN) 36.-37 ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik: 69)
Rabbinden açık bir kanıt üzere olan, amelinin çirkinliği kendisine süslü gösterilip de boş arzularına uyanlara benzer mi? 47. sure (MUHAMMED) 14. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

(c)  Kalpleri mühürlenenler

Şu bir gerçek ki, o küfre batmış olanları sen korkutsan da korkutmasan da onlar için aynıdır; iman etmezler. Allah onların kalpleri, kulakları üzerine mühür basmıştır. Onların kafa gözleri üstünde de bir perde vardır. Onlar için korkunç bir azap öngörülmüştür. 2. sure (BAKARA) 6-7. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Tüm bu olanlar, eski sahiplerinden sonra yeryüzüne mirasçı olanlara şunu göstermedi mi: Dilersek onları günahları yüzünden belaya çarptırırız, kalpleri üzerine mühür basarız da artık söz dinleyemez olurlar. İşte o kentler / medeniyetler! Haberlerinden bir kısmını anlatıyoruz sana. Andolsun, resulleri onlara açık-seçik deliller getirmişti. Ama daha önce yalanlamış oldukları için inanmadılar. Küfre sapanların kalplerini Allah işte böyle mühürler. Onların birçoğunda ahde vefadan eser bulamadık. Onların birçoğunu, tam fasıklar olarak bulduk. 7. sure (A'RAF) 100-102. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

"Allah'a inanın, O'nun resulüyle beraber savaşa çıkın" anlamında bir sure indirildiği zaman, onların imkân ve servet sahibi olanları, senden izin isteyerek şöyle demişlerdi: "Bırak bizi, oturanlarla beraber olalım." Geride kalan kadınlarla beraber olmayı yeğlediler. Kalpleri üzerine mühür basılmıştır. Artık anlayıp kavrayamazlar. 9. sure (TEVBE) 86-87. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Ancak şu kimseler aleyhine yol vardır: Zengin oldukları halde senden izin isterler. Arkada kalan kadınlarla beraber oturmaya razı olmuştur bunlar. Ve Allah, kalplerine mühür basmıştır, artık bilemezler. 9. sure (TEVBE) 93. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Nûh'un ardından birçok resulleri daha toplumlarına gönderdik. Onlara açık seçik kanıtlar getirdiler. Ama onlar daha önceden yalanladıkları şeye bir türlü inanmadılar. Azgınlığa sapanların kalplerini biz, işte böyle mühürleriz. 10. sure (YÛNUS) 74. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik: 109)

Mûsa şöyle dedi: "Rabbimiz! Sen, Firavun ve kodamanlarına şu geçici hayatta debdebe verdin, mallar verdin. Rabbimiz! Senin yolundan saptırsınlar diye mi? Rabbimiz! Onların mallarını sil süpür, kalplerini şiddetle sık ki, acıklı azabı görünceye kadar inanmasınlar." 10. sure (YÛNUS) 88. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Bu böyledir, çünkü, onlar şu iğreti hayatı âhirete tercih etmişlerdir. Ve Allah, küfre sapanlar topluluğunu doğruya kılavuzlamaz. Bunlar, Allah'ın; kalpleri, kulakları ve gözleri üstüne mühür bastığı insanlardır. Gaflete saplananlar da bunların ta kendileridir. Hiç kuşkusuz, âhirette hüsrana uğrayacaklar da bunlardır. 16. sure (NAHL) 107-109. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik: 75)
Yemin olsun ki, biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü örneği verdik. Sen onlara bir mucize getirsen, o inkâr edenler mutlaka şöyle diyeceklerdir: "Siz, eskiyi hükümsüz kılanlardan başkası değilsiniz." İlimden nasipsizlerin kalpleri üzerine Allah işte böyle mühür basıyor. 30. sure (RÛM) 58-59. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
Kendilerine gelmiş bir kanıt olmaksızın Allah'ın ayetleri hakkında mücadele edenlerin durumu, hem Allah katında hem de inananların katında büyük bir öfke konusu olmuştur. Allah, tüm zorba, kibirli kalpler üzerine işte böyle mühür basıyor. 40. sure (MÜ'MİN) 35. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
İçlerinden bir kısmı seni dinler, sonra senin yanından çıktıklarında, kendilerine ilim verilmiş olanlara şöyle sorarlar: "Az önce ne söyledi?" İşte bunlar, Allah'ın, kalplerine mühür bastığı kimselerdir, boş arzularının ardına düşmüşlerdir. 47. sure (MUHAMMED) 16. ayet (Resmi: 47/İniş:99/ Alfabetik:64)

Peki bunlar, Kur'an'ın anlamını inceden inceye düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri üzerinde kilitler mi var? 47. sure (MUHAMMED) 24. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

Başlarına gelenler; ahitlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve "kalplerimiz kılıflıdır" demeleri yüzündendir. Doğrusu, Allah küfürleri yüzünden kalpleri üzerine mühür basmıştır da pek azı müstesna, iman etmezler. 4. sure (NİSA) 155. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

De ki: "Düşünün bakalım; Allah, işitme gücünüzü, gözlerinizi alsa, kalpleriniz üzerine mühür bassa, Allah'tan başka hangi ilah onları size geri verecek?" Bak nasıl türlü türlü açıklıyoruz ayetleri, yine de yüz çeviriyorlar! 6. sure (EN'ÂM) 46. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Kendisinin ilahı olarak kendi duygu ve arzusunu almış kişiyi gördün mü? Allah onu bir ilim üzerine saptırmış, kulağı ve kalbi üzerine mühür basmış, gözünün üstüne de bir perde çekmiştir. Allah'tan sonra ona kim kılavuzluk edecektir. Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz? 45. sure (CÂSİYE) 23. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

Münafıklar sana geldiklerinde: "Senin kesinlikle Allah'ın elçisi olduğuna tanıklık ederiz." derler. Senin kesinlikle O'nun elçisi olduğunu Allah zaten biliyor. Ve Allah tanıklık eder ki, münafıklar kesinlikle yalancıdırlar. Yeminlerini bir kalkan edinip Allah'ın yolundan alıkoydular. Onların yapmakta oldukları ne kötüdür! Bu durumun sebebi şudur: Onlar iman ettiler, sonra küfre saptılar da kalpleri üzerine mühür basıldı. Artık onlar incelikleri anlamazlar. 63. sure (MÜNÂFİKÛN) 1-3. ayet (Resmi: 63/İniş:103/Alfabetik:72)

d)  Dilsiz, sağır ve körler

Onların durumu şu kişinin durumuna benzer: Bir ateş tutuşturmak istedi. Ateş, çevresindekileri aydınlattığında, Allah onların ışığını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı; artık görmezler. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler. 2. sure (BAKARA) 17-18. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
O küfre sapanların durumu, bağırıp çağırma dışında bir şeyi işitmeyen varlıklara haykıranın durumuna benzer. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bu yüzden akıllarını işletemez onlar. 2. sure (BAKARA) 171. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Yemin olsun ki biz, İsrailoğullarının kesin sözlerini almış da onlara resuller göndermiştik. Ne zaman bir resul onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyi getirdiyse bir kısmını yalanladılar; bir kısmını da öldürüyorlardı. Bir fitne kopmayacak sandılar. Kör oldular, sağır kesildiler. Derken Allah tövbelerini kabul etti. Sonra yine birçokları körleştiler, sağırlaştılar. Allah, onların yaptıklarını ayan-beyan görür. 5. sure (MÂİDE) 70-71. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

İçlerinden sana kulak verenler vardır; ama biz onu gereğince anlamamaları için kalplerine kılıflar geçirmiş, kulaklarına bir ağırlık koymuşuzdur. Tüm mucizeleri görseler de onlara inanmazlar. Nihayet sana gelip seninle çekişerek söyle derler küfre sapanlar: "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir." 6. sure (EN'ÂM) 25. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar. 7. sure (A'RAF) 179. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Allah dışında yakardıklarınız sizin gibi kullardır. Eğer iddianızda haklıysanız, hadi çağırın onları da size cevap versinler. Ayakları mı var onların ki, onlarla yürüsünler; elleri mi var onların ki onlarla tutsunlar; gözleri mi var onların ki, onlarla görsünler; kulakları mı var onların ki, onlarla işitsinler. De ki: "Ortaklarınızı çağırıp bana tuzak kurun. Hadi, göz açtırmayın bana!" 7. sure (A'RAF) 194-195. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Kur'an okuduğunda, seninle, âhirete inanmayanlar arasına gizli bir perde çekeriz. Kalpleri üzerine, onu anlamamaları için kabuklar geçiririz, kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Rabbini yalnız Kur'an'da andığın zaman, nefretle geriye dönüp kaçarlar. 17. sure (İSRÂ) 45-46. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Allah kime hidayet verirse doğru olan yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, böyleleri için O'nun dışında dostlar bulamazsın. Kıyamet günü böylelerini kör, dilsiz ve sağır bir halde yüzleri üstüne sürerek haşrederiz. Varacakları yer cehennemdir ki, alevi dindikçe kızgın ateşini körükleyiveririz. 17. sure (İSRÂ) 97. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldığı halde, onlardan yüz çeviren ve iki elinin hazırlayıp önden gönderdiği şeyleri unutandan daha zalim kim olabilir? Şu bir gerçek ki, biz onların kalpleri üzerine onu anlamamaları için kabuklar geçirdik, kulakları içine de ağırlıklar koyduk. Onları hidayete çağırsan da bu durumda hidayete asla ulaşamazlar. 18. sure (KEHF) 57. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

O gün, cehennemi, inkârcılara öyle bir sunmuşuzdur ki!... Onlar, gözleri benim zikrim / Kur'anım karşısında perde içinde olan insanlardı. Dinlemeye dayanamıyorlardı. 18. sure (KEHF) 100-101. ayet (Resmi: 18/İniş:69/ Alfabetik:54)
De ki: "Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum." Ama sağırlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler ki! 21. sure (ENBİYÂ) 45. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Sen, ölülere işittiremezsin. Eğer dönüp giderlerse, sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. Ve sen, düştükleri sapıklıktan körleri de çıkaramazsın. Teslim olmuş kişiler halinde ayetlerimize inananlardan başkasına sesini duyuramazsın. 27. sure (NEML) 80-81. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Artık sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri takdirde sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. Ve sen körleri de sapıklıklarından aydınlığa çıkaramazsın. Sen ancak, ayetlerimize iman edenlere dinletirsin de onlar müslüman oluverirler. 30. sure (RÛM) 52-53. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
Ayetlerimiz ona okunduğunda, böbürlenerek yüzünü çevir. Sanki onları hiç işitmemiştir, sanki kulaklarında bir ağırlık vardır. İşte böylesini, korkunç bir azapla muştula. 31. sure (LOKMAN) 7. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Dilesek, gözlerini siler, onları elbette kör ederiz. O zaman yola koyulmak isterler ama nasıl görecekler? 36. sure (YÂSÎN) 66. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Dediler ki: "Bizi çağırdığı o şeye karşı kalplerimiz kılıflar içinde; kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir perde var. O halde, sen işini yap, muhakkak biz de işimizi yapacağız." 41. sure (FUSSİLET) 5. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Sen şimdi sağırlara söz mü duyuracaksın; yoksa körlere, apaçık sapıklığa dalmışlara kılavuzluk mu edeceksin?! 43. sure (ZUHRUF) 40. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

Demek iş başına gelecek olsanız/savaştan geri kalacak olsanız, ülkede fesat çıkarıp rahimleri parçalayacaksınız. İşte bunlardır, Allah'ın kendilerine lanet edip kulaklarını sağır, gözlerini de kör ettiği kimseler... Peki bunlar, Kur'an'ın anlamını inceden inceye düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri üzerinde kilitler mi var? 47. sure (MUHAMMED) 22-24. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)
Nûh şöyle yakardı: "Ey Rabbim! Ben toplumumu gece ve gündüz davet ettim." "Fakat çağrım, onların kaçışlarını artırmaktan başka bir işe yaramadı." "Ben onları, sen kendilerini affedesin diye çağırdıkça, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiseleriyle sarılıp sarmalandılar, inat ve ısrar ettiler ve kibirlendikçe kibirlendiler." 71. sure (NÛH) 5-7. ayet (Resmi: 71/İniş:71/Alfabetik:83)
Hiç işitmedikleri halde, "İşittik!" diyenler gibi olmayın. Çünkü yeryüzünde debelenenlerin Allah katında en kötüsü, akıllarını işletmeyen sağır dilsizlerdir. 8. sure (ENFÂL) 21-22. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

(e)  Ego, şehvet, tamah ve aşırılık

(I)  Ego (heva, nefis),aşırı içgüdüler /duygular /hisler:


Hani Mûsa, toplumuna demişti ki: "Ey toplumum, buzağıyı tanrı edinmenizle öz benliklerinize zulmettiniz. Hadi, yaratıcınıza, Bâri'nize tövbe edin; egolarınızı öldürün. Böyle yapmanız yaratıcınız katında sizin için daha iyidir; O sizin tövbelerinizi kabul eder. Hiç kuşkusuz O, evet O, tövbeleri çok kabul edendir, rahmeti sonsuz olandır." 2. sure (BAKARA) 54. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

"Nefsimi ak pak gösteremem. Çünkü nefs, Rabbimin merhamet ettiği durumlar hariç, olanca gücüyle kötülüğü emreder. Ama Rabbim çok affedici, çok esirgeyicidir. 12. sure (YÛSUF) 53. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

Ey Davûd, seni yeryüzünde bir halife yaptık. Artık insanlar arasında hakla hükmet; geçici hevese uyma ki, seni Allah yolundan saptırmasın. Allah yolundan sapanlar için, hesap gününü unutmuş olmaları yüzünden şiddetli bir azap vardır. 38. sure (SÂD) 26. ayet (Resmi: 38/İniş:38/ Alfabetik:88)

Yemin olsun ki, Mûsa'ya Kitap'ı verdik. Ve arkasından da resuller gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da açık-seçik deliller verdik ve kendisini Ruhulkudüs'le güçlendirdik. Bir resulün size, nefislerinizin hoşlanmadığı bir şey getirdiği her seferinde büyüklük taslamadınız mı? Bir kısmını yalanladınız, bir kısmını da öldürüyorsunuz. 2. sure (BAKARA) 87. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

Nihayet nefsi onu kardeşini öldürmeye ısındırdı, o da onu öldürdü. Böylece hüsrana uğramışlardan oldu. 5. sure (MÂİDE) 30. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

İğreti arzusunu ilah edinen kişiyi gördün mü? Şimdi ona sen mi vekil olacaksın? 25. sure (FURKÂN) 43. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Kendisinin ilahı olarak kendi duygu ve arzusunu almış kişiyi gördün mü? Allah onu bir ilim üzerine saptırmış, kulağı ve kalbi üzerine mühür basmış, gözünün üstüne de bir perde çekmiştir. Allah'tan sonra ona kim kılavuzluk edecektir. Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz? 45. sure (CÂSİYE) 23. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

Rabbinden açık bir kanıt üzere olan, amelinin çirkinliği kendisine süslü gösterilip de boş arzularına uyanlara benzer mi? 47. sure (MUHAMMED) 14. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

İçlerinden bir kısmı seni dinler, sonra senin yanından çıktıklarında, kendilerine ilim verilmiş olanlara şöyle sorarlar: "Az önce ne söyledi?" İşte bunlar, Allah'ın, kalplerine mühür bastığı kimselerdir, boş arzularının ardına düşmüşlerdir. 47. sure (MUHAMMED) 16. ayet (Resmi: 47/İniş:99/ Alfabetik:64)


(II)  Şehvet, aşırı dünya ve dünyalık sevgisi / düşkünlüğü:


Kadınlara, oğullara, altın ve gümüşten oluşturulmuş yığınlara, salma atlara, davarlara ve ekinlere tutkunlukların sevgisi, insanlar için süslenip püslenmiştir. Tüm bunlar geçici-iğreti hayatın nimetidir. Allah'a gelince, varılacak yerin en güzeli onun yanındadır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 14. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
 
Allah sizin tövbenizi kabul etmek istiyor. Şehvetlerine uyanlarsa sizin büyük bir sapışla sapmanızı isterler. 4. sure (NİSA) 27. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82)

Senin ömrüne yemin olsun ki onlar, kendi sersemlikleri içinde bocalıyorlardı. 15. sure (HİCR) 72. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

Ama arkalarından öyle bir nesil geldi ki; namazı yitirdiler, şehvetlere uydular. Bunlar, azgınlıklarının cezasını bulacaklardır. 19. sure (MERYEM) 59. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
 
Cinsiyet organlarını/ırzlarını koruyanlardır onlar. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 5. ayet (Resmi: 23/İniş:74/ Alfabetik:70)

Mümin erkeklere söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Kuşkusuz, Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır. 24. sure (NÛR) 30. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü sözü doğru erkekler, özü sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler, Allah'ı çok anan kadınlar. 33. sure (AHZÂB) 35. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

Bunlar, cinsiyet organlarını titizlikle korurlar. 70. sure (MEÂRİC) 29. ayet (Resmi: 70/İniş:79/ Alfabetik:62)

Rabbinin yüceliğinden korkup nefsini boş heveslerden yasaklamış olan içinse, 79. sure (NÂZİÂT) 40. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)


 (III) Tamah, aşırı elde etme hırsı


Kaba/obur, bütün bunlardan sonra da soyu bozuk, kötülükle damgalı.  68. sure (KALEM) 13. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)

Tüm bunlardan sonra hırs ile daha da artırmamı istiyor. 74. sure (MÜDDESSİR) 15. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)


(IV) Aşırılık


Sana uyuşturucuyu/şarabı ve kumarı sorarlar. De ki: "Bu ikisinde büyük bir günah vardır; insanlar için çıkarlar da vardır. Ama onların kötülüğü yararlarından çok daha büyüktür." Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: "Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin." İşte Allah, ayetleri size böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz. 2. sure (BAKARA) 219. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Akrabaya hakkını ver. Çaresize, yolda kalana da. Fakat saçıp savurma. 17. sure (İSRÂ) 26. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Elini bağlayıp boynuna asma. Ama onu büsbütün de salıverme. Sonra kınanır, hasret içinde bir köşede büzülür kalırsın. 17. sure (İSRÂ) 29. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Allah'ın saygıya layık kıldığı cana haklı bir sebep yokken kıymayın. Kim haksızlıkla öldürülürse, onun velisine yetki/söz hakkı vermişizdir. Ama o da öldürmede sınır tanımazlık etmesin. Çünkü kendisine yardım edilmiştir. 17. sure (İSRÂ) 33. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Artık nikâh arzuları kalmamış, hayızdan ve evlattan kesilen kadınların, süslerini göstermek için ortalıkta dolaşmamaları şartıyla dış giysilerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur. Ama sakınmak için titiz davranmaları, onlar için daha hayırlıdır. Allah, herşeyi işitir, her şeyi bilir. 24. sure (NÛR) 60. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

Eğer onları isteyip bunun için sizi zorlasaydı, cimrilik ederdiniz, böylece Allah şiddetli kinlerinizi ortaya çıkarırdı. 47. sure (MUHAMMED) 37. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

 (f)  Cahil, cehalet, cahiliye ve iflah etmezler

(I) Cahil, bilmeyen / bilgisiz / ilimsiz olanlar


Mûsa, toplumuna dedi ki: "Allah size, bir inek kesmenizi emrediyor." Dediler ki: "Sen bizimle alay mı ediyorsun?" Dedi ki: "Cahillerden biri olmaktan Allah'a sığınırım." 2. sure (BAKARA) 67. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Eğer yüz çevirip gitmeleri sana ağır geldiyse, haydi gücün yetiyorsa, yerin içinde bir delik yahut gökte bir merdiven ara da onlara bir mucize getir. Allah dileseydi onları doğru ve güzelde birleştirirdi. Artık cahillerden olma. 6. sure (EN'ÂM) 35. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı ve herşeyi toplayıp karşılarına dikseydik, Allah'ın dilemesi dışında, yine de inanmazlardı. Ne var ki, çokları cehalet sergiliyorlar. 6. sure (EN'ÂM) 111. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Allah'ın yol gösterdiği, gerçeğe varmıştır; saptırdıkları ise hüsrana batıp kalmıştır. 7. sure (A'RAF) 178. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Affetmeyi esas al. İyiyi ve güzeli emret, cahillerden yüz çevir. 7. sure (A'RAF) 199. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Çöl Arapları; küfür, parçalanma/ikiyüzlülük yönünden daha şiddetli; Allah'ın resulüne indirdiği şeylerin sınırlarını tanımamaya daha yatkındırlar. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. 9. sure (TEVBE) 97. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

"Hem ben sizden buna karşı bir mal da istemiyorum. Benim ücretim Allah'tandır. Ama ben iman edenleri paylayıp kovamam. Çünkü onlar Rablerine varacaklar. Ama sizin cehalete batmış bir toplum olduğunuzu görüyorum." 11. sure (HÛD) 29. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Allah buyurdu: "Ey Nûh! O, senin ailenden değildi. Yaptığı, iyi olmayan bir işti. Hakkında bilgin olmayan şeyi benden isteme. Cahillerden olmaman hususunda seni uyarırım." 11. sure (HÛD) 46. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Yûsuf dedi: "Rabbim! Zindan benim için bunların beni çağırdığı şeyden daha sevimlidir. Eğer onların oyununu benden uzak tutmazsan onlara meyleder de cahillerden olurum." 12. sure (YÛSUF) 33. ayet (Resmi: 12/İniş:53/ Alfabetik:110)
 
Dedi: "O cahil zamanınızda Yûsuf'a ve kardeşinize ne yaptığınızı biliyorsunuz değil mi?" 12. sure (YÛSUF) 89. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

Rahman'ın kulları, yeryüzünde böbürlenmeden/rahatsız etmeden yürüyen kişilerdir. Cahiller onlara hitap edince, "selam" derler. 25. sure (FURKÂN) 63. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

"Siz, şehvetinizi tatmin için kadınları bırakıp da erkeklere mi gidiyorsunuz? Doğrusu siz cehalete saplanmış bir topluluksunuz." 27. sure (NEML) 55. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Boş lakırdıyı duyduklarında, ondan yüz çevirir şöyle derler: "Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size. Selam olsun hepinize. Biz cahilleri önemsemeyiz." 28. sure (KASAS) 55. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

De ki: "Bana, Allah'tan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz, ey cahiller!?" 39. sure (ZÜMER) 64. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Dedi: "İlim, ancak Allah katındadır. Ben size, bana vahyedileni tebliğ ediyorum. Fakat sizin, cahillik edip duran bir toplum olduğunuzu görüyorum." 46. sure (AHKAF) 23. ayet (Resmi: 46/İniş:66/ Alfabetik:3)


(II) Cehalet, bilgisizlik / ilimsizlik


Allah yolunda öldürülenler için "ölüler" demeyin. Tam aksine, onlar dirilerdir ama siz farkında olmazsınız. 2. sure (BAKARA) 154. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Allah'ın, kabulünü üstlendiği tövbe, bilgisizlikle kötülük işleyip de çok geçmeden tövbe edenler içindir. Allah, işte böylelerinin tövbesini kabul eder. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. 4. sure (NİSA) 17. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Yoksa cahiliye devrinin hükmünü mü arıyorlar? Gerçeği görebilen bir toplum için, Allah'tan daha güzel hüküm veren kim vardır? 5. sure (MÂİDE) 50. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Ayetlerimize iman edenler sana geldiğinde şöyle söyle: "Selam size! Rabbiniz, benliği üzerine rahmeti yazmıştır. İçinizden her kim bilgisizlikle bir kötülük işler de ardından tövbe edip halini düzeltirse, hiç kuşkusuz, Allah çok affedici, çok merhametlidir." 6. sure (EN'ÂM) 54. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Onların Allah dışında dua ettiklerine/çağrıda bulunduklarına sövmeyin. Yoksa onlar da düşmanlıkla ve bilgisizce Allah'a söverler. Biz her ümmete yaptığı işi bu şekilde süslü gösterdik. Sonra hepsinin dönüşü Rablerinedir. O, onlara, yapmakta olduklarını haber verecektir. 6. sure (EN'ÂM) 108. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Şu bir gerçek ki, ilimsizlik yüzünden öz evlatlarını beyinsizce katledenlerle Allah'ın kendilerine verdiği rızıkları, Allah'a iftira ederek haramlaştıranlar gerçekten hüsrana uğramışlardır. İnan olsun, sapıtmışlardır onlar; hiçbir zaman doğruyu ve güzeli bulamazlar. 6. sure (EN'ÂM) 140. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Şunun için ki onlar, kıyamet günü kendi günahlarını tamamen yüklendikten başka, ilimsizlik yüzünden saptırdıkları kişilerin günahlarının bir kısmını da yüklenecekler. Bakın, ne kötü şey yükleniyorlar! 16. sure (NAHL) 25. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Şu da var: Rabbin, bilgisizlik yüzünden kötülük işleyip de bunun ardından tövbe edip hallerini düzeltenler lehindedir. Sonra senin Rabbin gerçekten Gafûr ve Rahîm'dir. 16. sure (NAHL) 119. ayet (Resmi: 16/İniş:70/ Alfabetik:75)

Evlerinizde de vakarlı oturun. İlk cahiliye teşhirciliği gibi kendinizi teşhir etmeyin. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Allah sizden kiri / lekeyi gidermek istiyor ey Ehlibeyt, sizi tam bir biçimde temizlemek istiyor. 33. sure (AHZÂB) 33. ayet (Resmi: 33/İniş:97/ Alfabetik:4)

Biz emâneti göklere, yere, dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok zalim ve çok cahil olduğu halde onu yüklendi. 33. sure (AHZÂB) 72. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

İnkâr edenler, kalplerine öfkeli taassubu, o cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah ise huzur ve mutluluğunu resulünün, inananların üstüne indirmişti. Onları, takva kelimesine bağlı tutmuştu. Zaten onlar buna layık ve ehil idiler. Allah her şeyi çok iyi bilmektedir. 48. sure (FETİH) 26. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)

Ey iman sahipleri! Özü sözü bozuk birisi size bir haber getirdiğinde, hemen araştırıp inceleyin/delil arayın! Yoksa bilgisizlikle bir topluluğu suçlar da yapmış olduğunuza pişmanlık duyar hale gelirsiniz. 49. sure (HUCURÂT) 6. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)


(III) Cahiliye


İnkâr edenler, kalplerine öfkeli taassubu, o cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah ise huzur ve mutluluğunu resulünün, inananların üstüne indirmişti. Onları, takva kelimesine bağlı tutmuştu. Zaten onlar buna layık ve ehil idiler. Allah her şeyi çok iyi bilmektedir. 48. sure (FETİH) 26. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)

(IV) İflah etmezler, kurtuluşa eremezler



Yalan düzerek Allah'a iftira eden yahut onun ayetlerini yalanlayan kişiden daha zalim kim var? Şu bir gerçek ki, suçlular iflah etmezler. 10. sure (YÛNUS) 17. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

De ki: "Allah hakkında yalan düzüp iftira edenler iflah etmeyeceklerdir!" 10. sure (YÛNUS) 69. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Yûsuf'un, evinde kaldığı kadın, onun nefsinden gönlünü tatmin etmek istedi. Kapıları kilitledi, "Hadi gel!" dedi. Yûsuf: "Allah'a sığınırım, Rabbim beni güzel bir barınağa kavuşturmuştur. Zalimler iflah etmez." dedi. 12. sure (YÛSUF) 23. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

Yalan düzerek Allah'a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle "Şu helaldir, şu da haramdır!" demeyin. Yalan düzerek Allah'a iftira edenler kurtulamazlar. 16. sure (NAHL) 116. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Mûsa onlara dedi ki: "Yazıklar olsun size, yalan düzerek Allah'a iftira etmeyin! Yoksa bir azap ile kökünüzü kurutur. İftira eden, perişan olmuştur." 20. sure (TÂHÂ) 61. ayet (Resmi: 20/İniş:45/ Alfabetik:96)

"Sağ elindekini yere bırak! Onların, sanayi olarak ortaya çıkardıklarını yalayıp yutsun. Onların sanayi olarak ürettikleri sadece bir büyücünün hilesidir. Büyücü ise nereye gitse iflah etmez." 20. sure (TÂHÂ) 69. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Kim Allah'ın yanında, hakkında hiçbir kanıt olmayan bir başka ilaha yakarır/davet ederse, onun hesabı rabbi katındadır. Hiç kuşkusuz, küfre sapanlar iflah etmezler. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 117. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70) 
RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder