İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

18 Ağustos 2016 Perşembe

TAĞUT VE HURAFELER

1. TAĞUT

Tağuttan, ona kulluk etmekten kaçınıp Allah'a yönelenlere müjde var. Muştula kullarıma! Onlar ki, sözü dinler de en güzeline uyarlar. İşte bunlardır, Allah'ın kılavuzladıkları; işte bunlardır, akıl ve gönül sahipleri. 39. sure (ZÜMER) 17-18. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Andolsun, biz her ümmette şöyle tebliğ yapan bir resul görevlendirdik: "Allah'a kulluk/ibadet edin, tağuttan kaçının. Sonra bunlardan kimine Allah kılavuzluk etti, kimine de sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde gezip dolaşın da yalanlayanların sonu nasıl olmuş görün. 16. sure (NAHL) 36. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Dinde baskı - zorlama - tiksindirme yoktur. Doğru ve güzel olan, çirkinlik ve sapıklıktan açık bir biçimde ayrılmıştır. Her kim tâğuta sırt dönüp Allah'a inanırsa hiç kuşkusuz sapasağlam bir kulpa yapışmış olur. Kopup parçalanması yoktur o kulpun. Allah, hakkıyla işiten, en iyi biçimde bilendir. Allah, iman sahiplerinin Velî'sidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Küfre sapanlara gelince, onların dostları tağuttur ki, kendilerini nurdan karanlıklara çıkarır. Bunlar cehennemin dostlarıdır. Orada sürekli kalacaklardır onlar. 2. sure (BAKARA) 256-257. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Görmedin mi şu kendilerine Kitap'tan bir pay verilmiş olanları? Puta, tâğuta inanıyorlar; küfre batmışlar için, "Bunlar inananlardan daha doğru yoldadır!" diyorlar. 4. sure (NİSA) 51. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Şunları görmedin mi? Kendilerinin, sana indirilene de senden önce indirilene de inandıklarını sanarken, inkâr etmekle emrolundukları tağutu aralarında hakem yapmak istiyorlar. Zaten şeytan da onları geri dönülmez bir sapıklıkla sersem hale getirmek istiyor. 4. sure (NİSA) 60. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

İman edenler Allah yolunda savaşırlar; küfre sapanlarsa tağut yolunda savaşırlar. O halde, şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç kuşkusuz, şeytanın tuzağı çok zayıftır. 4. sure (NİSA) 76. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

De ki: "Allah katında ceza olarak bundan daha kötüsünü size bildireyim mi? Allah'ın lanetlediği, üzerine gazap indirdiğidir o. Allah böylelerinden maymunlar, domuzlar ve tağut uşakları yapmıştır. İşte bunlardır yer bakımından daha kötü, yolun denge noktasını kaybetme bakımından daha şaşkın olanlar." 5. sure (MÂİDE) 60. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

TAĞUT: Bak: 2/256 ve dip notu.


Bak: 2/256*****: İtikat: Batıl İnançlar: Allah'a Eş Koşmak (Şirk): Putlar: Tağut. Bak: 2/256-257; 4/51, 60, 76; 5/60; 16/36; 39/17-18.

Tâgut, hakkı tanımayıp azan ve sapan her kişiye ve her güce veya Allah'tan başka tanrı edinilen şeylere verilen addır. 

Azgın ve sapkın olması sebebiyle şeytana da tâgut denilmiştir. 

Kur'ân-ı Kerîm'de tâgut kelimesi insanlar tarafından ilâh edinilmiş bütün bâtıl tanrıları; insanların Allah Teâlâ'ya isyan etmelerine sebep olan, görünür ve görünmez varlıkları; insanlık tarihi boyunca hakkı bâtıl, bâtılı hak gösterme gayretkeşliğini yansıtan, bütün küfür ve ilhâd faaliyetlerini ifade eden bir terim olarak kullanılır. 

Kur'ân-ı Kerîm'de -birinde cibt lafzıyla birlikte olmak üzere- sekiz yerde geçen bu kelimenin, tevhid akidesinin insanlar tarafından benimsenmesine engel olan insan, şeytan, kâhin ve sihirbazların hepsini; Allah Teâlâ dışında insanlarca mâbud edinilmiş bâtıl tanrıların tamamını, gerçek mabuda karşı kulluk görevlerini yerine getirmeyi engelleyen düşünce sistemlerini ve faktörleri İfade ettiği müfessirlerce kaydedilmiştir

Ali Bardakoğlu, 'Tâgut', İFAV Ans., IV, 225; bu konuda bilgi için bk. Elmalık, II, 869

AYRICA TIKLAYINIZ ve BAKINIZ:



2. HURAFELER


a)  Kavram Olarak, İtikat, Batıl İnançlar, Hurafeler


Sana, doğan aylardan sorarlar. De ki: "Onlar, insanların çeşitli yararları ve bir de hac için vakit ölçüleridir." Hayra ulaşmak evlere arkalarından girmeniz değildir. Hayra ulaşan o kişidir ki, takvaya sarılıp korunur. Evlere kapılarından girin. Allah'tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz. 2. sure (BAKARA) 189. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Allah ne bahîre yapmıştır ne sâibe ne vasîle ne de hâm. Ne var ki küfre sapanlar yalan uydurarak Allah'a iftira ediyorlar ve çokları da akıl erdiremiyorlar. 5. sure (MÂİDE) 103. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Ey iman edenler! Uyuşturucu/şarap, kumar, tapılmak için dikilen taşlar, fal okları şeytan işi birer pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. 5. sure (MÂİDE) 90. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)


b)  Uydurma


(1) Allah Adına Helal veya Haram Kılarak Din Uydurma

Tevrat indirilmeden önce İsrail'in kendi nefsine haram kıldığı şeyler dışında tüm yiyecekler İsrailoğullarına helaldi. Onlara de ki: "Tevrat'ı ortaya getirin; doğru sözlü iseniz onu okuyun." Artık bundan sonra kim yalan düzüp Allah'a iftira ederse böyleleri zalimlerin ta kendileridir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 93-94. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
Ey iman sahipleri! Allah'ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez. 5. sure (MÂİDE) 87. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
 
Allah ne bahîre yapmıştır ne sâibe ne vasîle ne de hâm. Ne var ki küfre sapanlar yalan uydurarak Allah'a iftira ediyorlar ve çokları da akıl erdiremiyorlar. 5. sure (MÂİDE) 103. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Kendi kuruntularına uygun olarak şöyle dediler: "Şunlar, dokunulmaz hayvanlar ve ekinlerdir. Bizim dilediğimizden başkası yiyemez bunları." Hayvanlar var, sırtlarına binmek yasaklanmıştır; hayvanlar var, Allah'a iftira yüzünden üzerlerine Allah'ın adını anmıyorlar. Allah onları üretmekte oldukları iftiralar yüzünden cezalandıracaktır. Şunu da söylediler: "Şu hayvanların karınlarındakiler erkeklerimize özgülenmiştir; kadınlarımıza haramdır. Yavru ölü doğarsa kadın-erkek hepsi onda hak sahibidir." Bu nitelendirmeleri yüzünden Allah cezalarını verecektir. Hakîm'dir O, Alîm'dir. Şu bir gerçek ki, ilimsizlik yüzünden öz evlatlarını beyinsizce katledenlerle Allah'ın kendilerine verdiği rızıkları, Allah'a iftira ederek haramlaştıranlar gerçekten hüsrana uğramışlardır. İnan olsun, sapıtmışlardır onlar; hiçbir zaman doğruyu ve güzeli bulamazlar. 6. sure (EN'ÂM) 138-140. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Sekiz çift: Koyundan iki, keçiden de iki. De ki "İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerinin kuşattığını mı? Eğer doğru sözlü iseniz bana ilimle haber verin." Ve deveden iki, sığırdan iki. De ki "İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerince kuşatılanı mı? Yoksa Allah size bunu önerirken siz de tanıklık mı ediyordunuz?" İlim dışı bir şekilde insanları şaşırtmak için yalan düzüp Allah'a iftira edenden daha zalim kim olabilir? Allah, zulme sapan bir topluluğa kılavuzluk etmiyor. 6. sure (EN'ÂM) 143-144. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
Şunu da söyle: "Allah şunu haram etmiştir diye tanıklık edip duran şahitlerinizi getirin." Eğer tanıklık ederlerse sakın onlarla birlikte tanıklık etme! Ayetlerimizi yalanlayanlarla âhirete inanmayanların keyifleri ardınca gitme! Onlar, kendi Rablerine başkalarını denk tutuyorlar. 6. sure (EN'ÂM) 150. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

De ki: "Allah'ın, kulları için çıkardığı süsü, güzel ve tatlı rızıkları kim haram etmiş?" De ki: "Dünya hayatında inananlar için de var. Kıyamet gününde ise yalnız inananlar içindirler." Bilgiden nasipli bir topluluk için biz, ayetleri böyle ayrıntılı kılıyoruz. De ki: "Rabbim, ancak şunları haram kıldı: İğrençlikleri -görünenini, gizli olanını- günahı, haksız yere saldırmayı, hakkında hiçbir kanıt indirmediği şeyi Allah'a ortak koşmayı, bir de Allah hakkında bilmediğiniz şeyler söylemeyi." 7. sure (A'RAF) 32-33. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Ne zaman ki, yasaklandıkları şeylerden ötürü öfkelenip başka aşırılıklar yapmaya başladılar, onlara şöyle dedik: "Aşağılık, maskara maymunlar olun!" 7. sure (A'RAF) 166. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Ortak koşanlar dediler ki: "Eğer Allah isteseydi ne biz ne de atalarımız Allah dışında bir şeye kulluk/ibadet etmez, O'na rağmen hiçbir şeyi haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de aynen böyle yaptılar. Resullere düşen, açık bir tebliğden başkası değildir. 16. sure (NAHL) 35. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Yalan düzerek Allah'a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle "Şu helaldir, şu da haramdır!" demeyin. Yalan düzerek Allah'a iftira edenler kurtulamazlar. 16. sure (NAHL) 116. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Hamd Allah'adır! O ki gökleri ve yeri yaratmış, karanlıklara ve nura vücut vermiştir. Sonra, gerçeği örtenler bunları Rablerine denk tutuyorlar. 6. sure (EN'ÂM) 1. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik: 20)
 (2) Yalan Düzerek, Allah'a İftira Ederek, Uydurma
 
Yalan düzerek Allah'a iftira eden yahut onun ayetlerini yalanlayan kişiden daha zalim kim var? Şu bir gerçek ki, suçlular iflah etmezler. 10. sure (YÛNUS) 17. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

"Şunlar, şu kavmimiz O'ndan başka ilahlar edindiler. Onlar hakkında açık bir kanıt getirselerdi ya! Yalan düzerek Allah'a iftira edenden daha zalim kim olabilir?!" 18. sure (KEHF) 15. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Yalan düzüp Allah'a iftira eden, yahut kendisine geldiği zaman hakkı yalanlayan kişiden daha zalim kim vardır? Cehennemde değil midir kâfirlerin barınağı? 29. sure (ANKEBÛT) 68. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak için hadis/laf eğlencesi satın alır ve onu alay konusu edinir. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır. 31. sure (LOKMAN) 6. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Yoksa onların, dinden, Allah'ın izin vermediği şeyi kendileri için yasalaştıran ortakları mı var? Kesin ayrıma ilişkin söz olmasaydı, aralarında hüküm mutlaka verilirdi. O zalimler var ya, onlar için acıklı bir azap öngörülmüştür. 42. sure (ŞÛRÂ) 21. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

(3) Bâhire, Hâm, Sâibe, Vâsile

(a) Genel


Allah ne bahîre yapmıştır ne sâibe ne vasîle ne de hâm. Ne var ki küfre sapanlar yalan uydurarak Allah'a iftira ediyorlar ve çokları da akıl erdiremiyorlar. 5. sure (MÂİDE) 103. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60) 


(b) Açıklaması
(I)  Bâhire: 5 kere yavrulayıp beşinci yavrusu erkek olan devenin kulağını yarıp salıvermek ve ondan artık hiç istifade etmemek

 (II)  Sâibe: Bir maksadın olması için putlara adanan ve maksat hâsıl olunca faydalanılması haram kılınarak salıverilen deve

(III)  Vâsile: Putlara tahsis edilen koyundur ki bir koyun dişi doğurursa sahibinin olur, erkek doğurursa onu putlara tahsis/kurban ederler, bir dişi bir erkek ikiz doğurursa erkek yavruyu da kurban etmezler

(IV)  Hâm: Sulbünden 10 deve doğmuş olan erkek deveyi serbest bırakıp sırtını / binmeyi, yük yüklemeyi haramlaştırmak

RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder