İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

15 Ağustos 2016 Pazartesi

ALLAH'A EŞ KOŞMA (ŞİRK)-1

E. BATIL İNANÇLAR -1


Ayrıca bakınız: Bu konu, III. B. İNSANIN İKİ TEMEL TERCİHİ: İMAN VE KÜFÜR ve II. G. 2. BİLGİSİZLİĞİN (CEHALET)KAYNAKLARI konuları ile doğrudan ilişkilidir


1. ALLAH'A EŞ KOŞMA (ŞİRK) -1


a) Kavram Olarak, İtikat, Batıl İnançlar, Allah'a Eş Koşma (Şirk)

                                       
Derin derin düşündü o; ölçtü biçti. Kahrolası, nasıl bir ölçü kullandı! Bir kez daha kahrolası, nasıl bir ölçü kullandı?! Sonra baktı. Sonra yüzünü buruşturdu, kaşlarını çattı. Sonra arkasını döndü ve böbürlendi. Şöyle dedi: "Bu, rivayet edilerek gelen bir büyüden başka şey değil." "İnsan sözünden başka bir şey değil bu." 74. sure (MÜDDESSİR) 18-25. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)
O ağacın yanındadır sığınılacak bahçe. O vakit kuşatıp sarıyordu Sidre'yi kuşatıp saran, Göz ne kayıp şaştı ne azıp haddi aştı. Yemin olsun ki Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü. Gördünüz mü Uzza'yı, Lât'ı. Ve ötekini, üçüncüsü olan Menât'ı. Erkek size, dişi Allah'a mı? İşte bu, insafsız bir bölüştürme. Bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka şeyler değildir. Onlar hakkında Allah bir kanıt indirmemiştir. Onlar, sadece sanıya, bir de nefislerin hoşlandığı şeylere uyuyorlar. Yemin olsun, onlara hidayet Rablerinden gelmiştir. 53. sure (NECM) 15-23. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)
O, odur ki, sizi bir tek canlıdan yarattı, eşini de ondan vücuda getirdi ki, gönlü buna ısınsın. Eşini sarıp kucaklayınca o, hafif bir yük yüklendi de bir süre onu gezdirdi. Ağırlaştığında ikisi birden Rablerine şöyle dua ettiler: "Bize iyi huylu, yakışıklı bir çocuk verirsen yemin ederiz, şükredenlerden olacağız." Allah onlara ruhta, bedende güzel bir çocuk verince, kendilerine verdiği nimete ikisi birden Allah'a ortak koşmaya başladılar. Allah onların ortak koştuğu şeylerden arınmıştır. Hiçbir şey yaratmayan, bizzat kendileri yaratılmış olan şeyleri/kişileri mi ortak koşuyorlar? Onlar, ne bunlara bir yardım sağlayabilirler ne de kendi benliklerine yardımcı olabilirler. Onları, iyiye ve güzele çağırsanız sizi izlemezler. Ha onlara dua etmişsiniz ha sus-pus oturmuşsunuz. Sizin için birdir. Allah dışında yakardıklarınız sizin gibi kullardır. Eğer iddianızda haklıysanız, hadi çağırın onları da size cevap versinler. Ayakları mı var onların ki, onlarla yürüsünler; elleri mi var onların ki onlarla tutsunlar; gözleri mi var onların ki, onlarla görsünler; kulakları mı var onların ki, onlarla işitsinler. De ki: "Ortaklarınızı çağırıp bana tuzak kurun. Hadi, göz açtırmayın bana!" "Benim Veli'm, o Kitap'ı indiren Allah'tır. O, hayır ve barış seven kulları koruyup gözetir." O'nun dışında yakardıklarınız, size yardım edemezler. Kendilerine de yardımcı olamazlar. Onları, hidayete çağırsanız, duymazlar. Onların sana baktıklarını sanırsın. Oysaki, onlar görmezler. 7. sure (A'RAF) 189-198. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Hiç kuşkusuz, mescitler / secdeler Allah içindir. O halde, Allah ile birlikte bir başkasına yakarmayın / Allah'ın yanında bir başkası için çağrıda bulunmayın. 72. sure (CİN) 18. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)

Kendilerine yardım edilir ümidiyle Allah'tan başka ilahlar edindiler. Oysaki, o ilahlar bunlara yardım edemezler. Tam aksine, bunlar, o ilahlara hizmet eden ordular durumundadır. 36. sure (YÂSÎN) 74-75. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
Böyleyken O'nun dışında bir takım ilahlar edindiler. Hiçbir şey yaratamaz bunlar. Kendileri yaratılmışlardır zaten... Kendi benlikleri için bile ne bir zarara güç yetirebilirler ne bir yarara. Ne bir ölüme güçleri yeter ne bir dirime ne de kabirden çıkarıp hesap sormaya. 25. sure (FURKÂN) 3. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

İğreti arzusunu ilah edinen kişiyi gördün mü? Şimdi ona sen mi vekil olacaksın? 25. sure (FURKÂN) 43. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneş'i ve Ay'ı buyruk altına almıştır. Her biri belirlenen bir süreye kadar akıp gidiyor. İşte Rabbiniz Allah bu; mülk ve yönetim O'nundur. Onun berisinden yakardıklarınız ise bir çekirdek zarına bile hükmedemezler. Onlara çağırsanız, çağrınızı duymazlar. Duysalar da size cevap veremezler. Kıyamet günü de sizin onları ortak koştuğunuzu inkâr ederler. Hiç kimse sana, Habîr olan Allah'ın verdiği gibi haber veremez. 35. sure (FATIR) 13-14. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
De ki: "Allah'ın berisinden yakardığınız şu ortaklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana topraktan neyi yarattı onlar!" Yoksa göklerde bir ortaklıkları mı var? Yoksa onlara bir kitap verdik de kendileri o kitaptan bir kanıt üzerinde midirler? Hayır, zalimler birbirlerine aldanıştan/aldatıştan başka hiçbir şey vaat etmezler. 35. sure (FATIR) 40. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Kendilerine onur ve destek olsunlar diye Allah dışında ilahlar edindiler. Hayır, hayır! Onlar, onların ibadetlerini inkâr edecekler ve onların aleyhinde düşman kesilecekler. 19. sure (MERYEM) 81-82. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
"Rahman çocuk edindi." dediler. Yemin olsun ki siz, çok çirkin bir iddiada bulundunuz. Bu söz yüzünden neredeyse gökler çatlayacak, yer parçalanacak, dağlar yıkılıp çökecek; Rahman için çocuk iddia ettiklerinden ötürü. Rahman'a çocuk edinmek yakışmaz. Göklerde ve yerde bulunan herkes, Rahman'a kul olarak gelecektir. Yemin olsun, O onların hepsini kuşatmış ve tamamını tek tek saymıştır. 19. sure (MERYEM) 88-94. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)
O halde, Allah'ın yanında bir başka ilaha daha yalvarma/davet etme. Yoksa azaba uğratılanlardan olursun. 26. sure (ŞUARA) 213. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
 
De ki: "Hamd Allah'a, selam O'nun seçip yücelttiği kullarına! Allah mı hayırlı, yoksa onların ortak tuttukları mı?" Yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten size bir su indiren mi hayırlı? Biz o suyla sizin için gözler gönüller açan bahçeler bitirdik. Sizin, onların bir tek ağacını bitirmeniz mümkün değildi. Allah'ın yanında bir ilah mı var? Hayır! Ama onlar döneklik eden bir topluluktur. Yoksa yeri bir karargâh yapıp şurasına burasına nehirler serpiştiren, üzerine dayanaklı dağlar konduran ve iki deniz arasına bir engel yerleştiren mi hayırlı? İlah mı var Allah'ın yanında!? Hayır! Ama onların çokları ilimden nasipsizliği sürdürüyorlar. Yoksa zorda kalan yalvardığında, onun imdadına yetişip sıkıntı ve kaderi kaldıran, sizi yeryüzünün hükmedenleri kılan mı hayırlı? Allah'ın yanında bir ilah daha var mı? Ne kadar da az ibret alıyorsunuz! Yoksa size karanın ve denizin karanlıkları içinde yol gösteren ve rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci gönderen mi hayırlı? Allah'ın beraberinde bir ilah daha mı var? Allah, onların ortak tuttuklarından uzaktır, arınmıştır. Yoksa yaratmaya başlayıp sonra tekrar tekrar yaratan ve sizi gözeten ve yerden rızıklandıran mı hayırlı? Allah'ın yanında bir ilah mı var? De ki: "Getirin susturucu kanıtınızı, eğer doğru sözlüler iseniz." 27. sure (NEML) 59-64. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
De ki: "Söyleyin bakalım, Allah geceyi, kıyamet gününe kadar üzerinizde sürekli kılsa, Allah'tan başka hangi ilah size ışık getirebilir? Hâlâ dinlemeyecek misiniz?" De ki: "Söyleyin bakalım, eğer Allah kıyamet gününe kadar, gündüzü üzerinizde sürekli tutsa, Allah'tan başka hangi tanrı, içinde sükûnet bulacağınız bir gece verebilir size? Hâlâ görmeyecek misiniz?" 28. sure (KASAS) 71-72. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)
Allah'ın yanına başka bir ilah koyma ki, yapayalnız ve horlanmış olarak oturup kalmayasın.
17. sure (İSRÂ) 22. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Rabbiniz, oğulları seçip size özgüledi de kendisi meleklerden kızlar mı edindi? Gerçekten siz çok dehşet verici bir söz söylüyorsunuz! 17. sure (İSRÂ) 40. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

De ki: "Eğer onların dediği gibi Allah'la beraber ilahlar olsaydı, o zaman onlar arşın sahibine varmak için elbette bir yol ararlardı." 17. sure (İSRÂ) 42. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
 
De ki: "O'nun berisinden bel bağladıklarınızı çağırın; onlar, başınızdaki zorluk ve sıkıntıyı ne kaldırabilirler ne de değiştirebilirler." O yakarıp durduklarının kendileri, en çok yakınlık kazanmışları da dahil, Rablerine varmaya vesîle ararlar; O'nun rahmetini umarlar, O'nun azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı gerçekten korkulasıdır. 17. sure (İSRÂ) 56-57. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Allah'ın yanında bir de kendilerine zarar veremeyen, yarar sağlayamayan şeylere kulluk ediyorlar ve şöyle diyorlar: "Bunlar bizim Allah katındaki şefaatçılarımızdır." De onlara: "Allah'a, göklerde ve yerde bilmediği şeyleri mi haber veriyorsunuz?" Şanı yücedir O'nun, ortak koştuklarından arınmıştır O. 10. sure (YÛNUS) 18. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
 
De ki: "Ortak tuttuklarınız içinde, yaratışa başlayan, sonra, yarattığını çevirip bir daha yaratan kim var?" De ki: "Allah! Yaratışı başlatır, sonra onu çevirip yeniden yaratır. O halde nasıl oluyor da başka bir yöne döndürülüyorsunuz?" Şunu da söyle: "Ortak tuttuklarınızdan kim var hakka götüren?" De ki: "Allah götürür hakka. Hakka götürebilen mi izlenmeye daha layıktır yoksa kılavuzlanmadıkça yolu bulamayan mı? Peki, ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz siz?" Onların çoğu sanıdan başka bir şeyin ardınca gitmiyor. Doğrusu da şu ki sanı, haktan hiçbir şey ifade etmez. Allah, onların yaptıklarını iyice bilmektedir. 10. sure (YÛNUS) 34-36. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)
Gözünüzü açın! Göklerde kim var yerde kim varsa Allah'ındır! Allah'ın yanında başka şeylere yalvaranlar, ortak koştuklarına uymuyorlar/Allah'ın yanında ortaklara yalvaranlar neyin ardı sıra gidiyorlar? Onlar sadece sanıya uyuyorlar ve onlar sadece saçmalıyorlar. 10. sure (YÛNUS) 66. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

"Allah çocuk edindi!" dediler. Hâşâ! Allah bundan arınmıştır! O Ganî'dir, hiçbir şeye muhtaç olmaz! Göklerdekiler de yerdekiler de O'nundur. Elinizde, söylediğinize ilişkin hiçbir kanıt yok. Allah hakkında bilmediğiniz şeyi mi söylüyorsunuz? 10. sure (YÛNUS) 68. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Şunların kulluk etmekte oldukları şeyler yüzünden bir kuşku içine girme. Daha önce atalarının kulluk ettikleri gibi kulluk ediyorlar, hepsi bu. Biz onların da nasiplerini hiç eksiltmeden elbette vereceğiz. 11. sure (HÛD) 109. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

"Ey benim zindan arkadaşlarım! Parçalara bölünüp fırkalaşmış rabler mi daha hayırlıdır, Vâhid ve Kahhâr olan Allah mı?" "O'nun yanında nelere kulluk ediyorsunuz? Sadece bir takım isimlere ki, adlarını siz ve atalarınız koymuştur. Onlar hakkında Allah, hiçbir kanıt indirmemiştir. Hüküm yalnız Allah'ındır. O, yalnız ve yalnız kendisine kulluk etmenizi emretti. Eskimez ve pörsümez din işte budur. Ama insanların çokları bilmiyorlar." 12. sure (YÛSUF) 39-40. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

Hamd Allah'adır! O ki gökleri ve yeri yaratmış, karanlıklara ve nura vücut vermiştir. Sonra, gerçeği örtenler bunları Rablerine denk tutuyorlar. 6. sure (EN'ÂM) 1. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik: 20)

Allah'a bir de cinleri/gözle görülmeyen yaratıkları ortak koştular. Oysaki, onları O yaratmıştır. Bilgisizce O'na oğullar ve kızlar isnat etme saçmalığını gösterdiler. Şanı yücedir O'nun! Onların nitelemelerinin ötesindedir O! 6. sure (EN'ÂM) 100. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
De ki: "Bir düşünün bakalım! Allah'ın azabı yakanıza yapışsa yahut o saat gelip çatsa, Allah'tan başkasına mı yakarırsınız? Doğru sözlü iseniz söyleyin!" Hayır, yalnız O'na yakarırsınız da O dilerse yakındığınız belayı uzaklaştırır. Ve siz, ortak koştuklarınızı unutuverirsiniz. 6. sure (EN'ÂM) 40-41. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)
De ki: "Allah'ın berisinden, bize yarar da zarar da veremeyecek şeylere mi yakaralım? Allah bize kılavuzluk ettikten sonra ökçelerimiz üstüne geri mi döndürelim? O kişi gibi, şeytanlar kendisini ayartıp yeryüzünde şaşkın dolaşır hale getirmişlerdir. Oysaki onun, "Bize gel!" diye doğruya ve güzele çağıran arkadaşları vardır." De ki: "Allah'ın kılavuzluğudur gerçek kılavuzluk. Âlemlerin Rabbi Allah'a teslim olmakla emrolunduk biz." 6. sure (EN'ÂM) 71. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Şimdi sor şunlara: "Kızlar Rabbinin de oğlanlar onların mı?" Yoksa biz, melekleri, bunların tanıklık ettikleri bir sırada, dişiler olarak mı yarattık? Dikkat edin, onlar, iftiralarının bir eseri olarak mutlaka şöyle diyecekler: "Allah doğurdu!" Vallahi onlar yalancıdırlar. Allah, kızları oğlanlara tercih mi etmiş? Ne oluyor size, o nasıl hüküm veriyorsunuz? Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz? Yoksa apaçık bir kanıtınız mı var? Eğer doğru sözlülerseniz, hadi getirin kitabınızı! Allah'la cinler arasında bir nesep oluşturdular. Yemin olsun, cinler de bilmiştir kendilerinin Allah huzuruna mutlaka getirileceklerini/cinler de bilmiştir, bunların Allah'ın huzuruna mutlaka çıkarılacaklarını. Allah arınmıştır bunların nitelemelerinden. Allah'ın samimi, seçkin kulları, bunların yaptıklarından uzaktır. Siz ve kulluk ettiğiniz şeyler, O'na karşı kimseyi fitneye düşüremezsiniz. Cehenneme salınacak olan müstesna. 37. sure (SÂFFÂT) 149-163. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Babasına ve toplumuna sormuştu: "Siz neye kulluk/ibadet ediyorsunuz?" "Allah'ı bırakıp da birtakım uydurma ilahları mı istiyorsunuz?" "Âlemlerin Rabbi hakkında düşünceniz nedir?" Bu arada İbrahim yıldızlara bir göz attı, Şöyle dedi: "Ben hastayım!" Bunun üzerine ondan gerisin geri kaçtılar. O da onların ilahlarının yanına sokulup dedi: "Bir şey yemez misiniz?" "Neniz var ki, konuşmuyorsunuz!" İyice yanlarına sokulup sağ eliyle bir darbe indirdi. Bir süre sonra, halkı koşarak İbrahim'e geldi. İbrahim dedi: "Elinizle yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?" "Oysaki sizi de yaptığınız şeyleri de Allah yaratmıştır." 37. sure (SÂFFÂT) 85-96. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Gökleri direksiz, desteksiz yarattı; görüyorsunuz onları. Ve yeryüzüne, sizi çalkalayıp sendeletmesin diye ağırlıklar, dayanaklar bıraktı ve orada her çeşit hayvanı yaydı. Gökten bir su indirdik de orada her türlü cömert ve bereketli çifti filizlendirdik. İşte Allah'ın yaratışı/yarattıkları! Hadi gösterin bana onun dışındakiler ne yaratmıştır? Hayır, hayır, zalimler açık bir sapıklık içindedirler. 31. sure (LOKMAN) 10-11. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)
Hani, Lukman, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: "Oğulcuğum, Allah'a ortak koşma! Çünkü Allah'a ortak koşmak, gerçekten büyük bir zulümdür." 31. sure (LOKMAN) 13. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Görmediniz mi, Allah, göklerde ve yerde bulunan şeyleri sizin emrinize verdi ve görünür görünmez nimetlerini üstünüze saçtı. İnsanlardan öylesi var ki, Allah uğrunda ilimsiz, kılavuzsuz ve aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın mücadele eder. 31. sure (LOKMAN) 20. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Eğer onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorarsan yemin olsun, "Allah" derler. De ki: "Hamd Allah'adır!" Ama onların çokları bilmiyorlar. 31. sure (LOKMAN) 25. ayet (Resmi: 31/İniş:57/ Alfabetik:59)

De ki: "Allah dışındaki o bir şey sandıklarınızı çağırın/onlara yalvarın! Ama onlar, göklerde de yerde de zerre kadar bir şeye sahip olamazlar. O göklerde ve yerde onların ortaklığı da yoktur. Ve O'nun onlardan bir destekçisi de yoktur." 34. sure (SEBE') 22. ayet (Resmi: 34/İniş:58/ Alfabetik:91)


De ki: "Göklerden ve yerden sizi kim rızıklandırıyor?" De ki: "Allah! O halde biz yahut siz ya tam hidayet üzerindeyiz yahut açık bir sapıklık içinde." 34. sure (SEBE') 24. ayet (Resmi: 34/İniş:58/ Alfabetik:91)

De ki: "Ortaklar olarak O'nun yanına koymaya kalktıklarınızı bana gösterin! Hayır, iş sandığınız gibi değil! O, Allah'tır; Azîz'dir, Hakîm'dir." 34. sure (SEBE') 27. ayet (Resmi: 34/ İniş:58/Alfabetik:91)

Gün olur, onların hepsini bir yere toplar, sonra meleklere sorar: "Şunlar, sadece size mi kulluk/ibadet ediyorlardı?" Melekler derler ki: "Tespih ederiz seni! Bizim Velî'miz sendin, onlar değil. Doğrusu şu ki, onlar cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu cinlere iman etmekteydi." Artık o gün, birinizin diğerine yarar sağlamaya da zarar vermeye de gücü yetmez. Zulme sapanlara şöyle deriz: "O kendisini yalanlayıp durduğunuz ateş azabını tadın!" 34. sure (SEBE') 40-42. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı duru din yalnız ve yalnız Allah'ındır! O'ndan başkasını veliler edinerek, "biz onlara, bizi Allah'a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk etmiyoruz." diyenlere gelince, hiç kuşkusuz Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz. Eğer Allah bir çocuk edinmek isteseydi, yaratmakta olduklarından dilediğini seçerdi. Böyle bir şeyden arınmıştır O. Allah'tır, Vahid'dir, Kahhar'dır O. 39. sure (ZÜMER) 3-4. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Yoksa Allah'tan başka şefaatçılar mı edindiler? De ki: "Onlar hiçbir şeye sahip olmayan/hiçbir şeye gücü yetmeyen, aklını da işletmeyen varlıklar olsalar da mı?" De ki: "Şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi O'nundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz." 39. sure (ZÜMER) 43-44. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
Hatırlamıyor mu insan; o daha önce hiçbir şey değilken, onu biz yarattık. 19. sure (MERYEM) 67. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

"Siz beni, Allah'a nankörlük etmeye ve hakkında hiçbir bilgim olmayan şeyi O'na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Bense sizi o Azîz ve Gaffâr olana davet ediyorum." 40. sure (MÜ'MİN) 42. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
 
Sonra onlara şöyle denecek: "Ortak koştuklarınız nerede?" "Allah'ın berisinden taptıklarınız nerede?" Diyecekler ki: "Bizden uzaklaşıp kayboldular. Doğrusu biz, daha önce hiçbir şeye yakarmıyormuşuz." Allah, inkâr edenleri işte böyle saptırır. 40. sure (MÜ'MİN) 73-74. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Kıyamet saatine ilişkin bilgi, Allah'a bırakılır. Onun ilmi dışında ne meyveler kabuğundan çıkar ne de bir dişi gebe kalır veya doğurur. "Ortaklarım nerede?" diye seslendiği gün, şöyle diyeceklerdir: "Bizden hiçbir tanık olmadığını sana arz ederiz." Daha önce yakarıp durdukları, onlardan uzaklaşıp kaybolmuştur. Kaçacak hiçbir yerleri olmadığını anlamışlardır. 41. sure (FUSSİLET) 47-48. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
Dikkat edin, onlar Rablerine kavuşma konusunda bir şüphe içindedirler. Gözünüzü açın! Allah Muhît'tir, her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. 41. sure (FUSSİLET) 54. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

De ki: "Siz, yerküreyi iki günde yaratana gerçekten nankörlük edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? Âlemlerin Rabbi'dir O." 41. sure (FUSSİLET) 9. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Kullarından O'na bir pay çıkardılar/bir parça isnat ettiler. Hiç kuşkusuz, insan apaçık bir nankördür. Yoksa Allah, yarattıklarından kızları kendine ayırdı da oğullarla seçkinleşmeyi size mi bıraktı? Onlardan biri, Rahman'a benzer gösterdiği/Rahman'a isnat ettiği kız evlatla müjdelendiğinde, yüzü simsiyah kesilir de öfkeden yutkunur durur. Süs içinde yetiştirilen, fakat çekişme ve savaşta yetersiz kalanı, öyle mi? Rahman'ın kulları olan melekleri, dişiler saydılar. Onların yaratılışına tanık mıydılar? Tanıklıkları yazılacak ve sorguya çekilecekler. 43. sure (ZUHRUF) 15-19. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Allah'ın yanında yakınlık sağlamak için edindikleri ilahlar, onlara yardım etseydi ya! Tam aksine, onlardan uzaklaşıp kayboldular. Bu, onların yalanları, uydurup durduklarıydı. 46. sure (AHKAF) 28. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

De ki: "Allah dışında yakarmakta olduklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana, yerden neyi yarattılar onlar? Yoksa göklerde bir ortaklıkları mı var? Eğer doğru sözlü kişiler iseniz bundan önceki bir kitap, yahut bir bilgi kalıntısı getirin bana!" Kıyamet gününe kadar kendisine cevap vermeyecek birilerine, Allah'ın berisinden yalvarıp durandan daha sapık kim vardır? Ve o yalvardıkları, onların yakarışından habersizdirler. 46. sure (AHKAF) 4-5. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)
Kalpleriyle aramızda bir bağ kurduk/kalplerini dayanıklı kıldık. Kalkıp şöyle dediler: "Rabbimiz, göklerin ve yerin rabbidir. O'ndan başka hiçbir ilaha yakarmayız. Aksini yaparsak saçma söz söylemiş oluruz." 18. sure (KEHF) 14. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Yaratan, yaratmayana benzer mi? Hiç düşünmüyor musunuz? 16. sure (NAHL) 17. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Hayır, biz hakkı, bâtılın üzerine fırlatırız da o, onun beynini parçalar. Bir de bakarsın o yok olup gitmiştir. Yakıştırdığınız niteliklerden ötürü yazıklar olsun size! 21. sure (ENBİYÂ) 18. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Yoksa yerden bazı ilahlar edindiler de topraktan çıkarıp diriltme işini onlar mı yapacak? Eğer, yerde gökte Allah'tan başka tanrılar olsaydı, o ikisi de mutlaka fesada uğrardı. Arşın Rabbi o Allah, onların nitelendirmelerinden yücedir, uzaktır. O, yaptığından hesaba çekilmez ama onlar hesaba çekilirler. Yoksa O'nun dışında bazı ilahlar mı edindiler? De ki: "Susturucu delilinizi getirin! Benimle beraber olanların da benden öncekilerin de Zikir'i budur. Ne yazık ki onların çokları hakkı bilmezler; bu yüzden de yüz çevirirler." 21. sure (ENBİYÂ) 21-24. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
İçlerinden her kim, "Ben O'nun dışında bir ilahım" derse böylesini cehennemle cezalandırırız. Zalimleri işte böyle cezalandırırız biz. 21. sure (ENBİYÂ) 29. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Siz ve Allah'ın berisinden, kulluk/kölelik ettikleriniz, cehennem odunusunuz. Hepiniz oraya gireceksiniz. Eğer onlar ilah olsalardı, oraya girmezlerdi. Oysaki, hepsi orada sürekli kalacaklardır. 21. sure (ENBİYÂ) 98-99. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
Kim Allah'ın yanında, hakkında hiçbir kanıt olmayan bir başka ilaha yakarır/davet ederse, onun hesabı rabbi katındadır. Hiç kuşkusuz, küfre sapanlar iflah etmezler. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 117. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

De ki: "Eğer biliyorsanız, yeryüzü ve içindekiler kimindir?" "Allah'ındır!" diyecekler. De ki: "Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz?" Sor: "Yedi göklerin Rabbi ve o büyük arşın Rabbi kimdir?" "Allah'tır!" diyecekler. De ki: "Hâlâ benden sakınmıyor musunuz?" Şunu da sor: "Eğer biliyorsanız söyleyin. Kimdir o, her şeyin melekûtu / aslı esası elinde olan? O koruyup gözeten ama korunup gözetilmeyen?" "Allah'tır!" diyecekler. De ki: "Nasıl oluyor da büyüleniyorsunuz?" Hayır, hayır! Biz onlara hakkı getirdik ama onlar tam anlamıyla yalancıdırlar. Allah, çocuk filan edinmemiştir. O'nunla beraber herhangi bir ilah da yoktur. Eğer böyle olsaydı, her ilah kendi yarattığını yok ederdi ve mutlaka biri ötekine üstün gelmeye çalışırdı. Allah'ın şanı onların nitelendirmelerinden yücedir, arınmıştır. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 84-91. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Yoksa kızlar O'na, oğullar size mi? 52. sure (TÛR) 39. ayet (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106)

Yoksa Allah'tan başka bir ilahları mı var? Uzaktır Allah, onların ortak koştuklarından. 52. sure (TÛR) 43. ayet (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106)

İnsanlara bir zorluk dokunduğunda, Rablerine yönelerek O'na yakarırlar. Sonra onlara bir rahmet tattırınca bakarsın ki, içlerinden bir grup Rablerine ortak koşuyor. Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler diye. Haydi, yararlanın/zevklenin! Yakında bileceksiniz... Yoksa onlara kesin bir kanıt mı indirdik de onlara Allah'a ortak koşmalarını söylüyor! İnsanlara bir rahmet tattırdığımızda, onunla ferahlar, şımarırlar. Kendi ellerinin hazırladıkları yüzünden kendilerine bir kötülük gelip çatsa, hemencecik ümitsizliğe düşerler. 30. sure (RÛM) 33-36. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
Allah'tır ki sizi yaratmış, sonra rızıklandırmıştır. Sonra sizi öldürüyor, sonra diriltiyor. Peki, ortak koştuklarınızdan biri var mı, bunlardan bir şeyi yapabilecek? Yücedir, arınmıştır onların ortak koştuklarından O. 30. sure (RÛM) 40. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Onların o evdeki namazı; ıslık çalmak, el çırpmak/engel olmaktan başka bir şey değildir. O halde, inkâr etmekte olduğunuz için tadın azabı. 8. sure (ENFÂL) 35. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
 
Allah, kendisine ortak koşulmasını affetmez ama bunun dışında kalanı/bundan az olanı dilediği kişi için affeder. Allah'a şirk koşan, dönüşü olmayan bir sapıklığa dalıp gitmiştir.
4. sure (NİSA) 116. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Şu bir gerçek ki, Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez, bunun dışında kalanı/bundan az olanı dilediği kişi için affeder. Allah'a şirk koşan, gerçekten büyük bir günah işlemiştir. 4. sure (NİSA) 48. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kim?" De ki: "Allah." De ki: "O'nun yanında başka evliya mı/destekçiler mi edindiniz? Bunlar kendilerine bile yarar sağlayıp zarar verme gücünde değiller." De ki: "Körle gören yahut karanlıklarla ışık bir olur mu? Yoksa Allah'a, tıpkı O'nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da yaratış/yaratılanlar kendileri için benzeşir hale mi geldi?" De ki: "Allah'tır her şeyi yaratan, O'dur Vâhid ve Kahhâr olan." 13. sure (RA'D) 16. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Allah'a ortaklar tanıdılar. Peki, her benliğin yaptığı işin başında duranla bunlar bir mi? De ki: "Onları isimlendirin. Yoksa siz Allah'a, yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? Yoksa, anlamsız bir laf mı ediyorsunuz?" Hayır, küfre sapanlara, tuzakları süslü gösterildi de yoldan döndürüldüler. Allah'ın şaşırttığına kılavuzluk edecek yok. 13. sure (RA'D) 33. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Evet böyledir! Çünkü Allah Hakk'ın ta kendisidir. O'nun berisinden yalvarıp çağırdıkları ise bâtılın ta kendisidir. Hiç kuşkusuz, Allah Aliyy'dir, Kebîr'dir. 22. sure (HAC) 62. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
 
Allah'tan ayrı olarak, hakkında O'nun hiçbir kanıt indirmediği şeye kulluk ediyorlar. Kendilerinin de onunla ilgili bir ilmi yoktur. O zalimlerin yardımcısı olmayacaktır. 22. sure (HAC) 71. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Söyle onlara: "Allah'ın yanında bir de, size zarar yahut yarar sağlama gücü olmayan şeylere mi kölelik/kulluk ediyorsunuz? Allah, en iyi duyan, en iyi bilenin ta kendisidir." 5. sure (MÂİDE) 76. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Yahudiler: "Uzeyr, Allah'ın oğludur." dediler; Hıristiyanlar da: "Mesih, Allah'ın oğludur." dediler. Kendi ağızlarının sözüdür bu. Kendilerinden önce inkâr edenlerin sözlerine benzetme yapıyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da yüz geri çevriliyorlar! Allah'ın yanında hahamlarını ve ruhbanlarını da rabler edindiler. Meryem oğlu Mesih'i de öyle. Oysa kendilerine, tek olan Allah'tan başkasına ibadet/kulluk etmemeleri emredilmişti. İlah yok o tek Allah'tan başka. Onların ortak koştuklarından arınmıştır O. 9. sure (TEVBE) 30-31. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Allah dışında yakardıklarınız hiçbir şey yaratamazlar; onların kendileri yaratılmaktadır.
16. sure (NAHL) 20. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Ey insanlar, Allah'ın, üzerinizdeki nimetini anın! Allah'tan başka yaratıcı mı var? Sizi gökten ve yerden rızıklandırır. O'ndan başka ilah yoktur. Hal böyle iken nasıl oluyor da yüz geri çevriliyorsunuz? 35. sure (FATIR) 3. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

​ T.C. / M. Kemal Adal 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder