İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

9 Temmuz 2016 Cumartesi

NEDEN BARIŞIYORUZ?

Armağan KULOĞLU

09 Temmuz 2016 Cumartesi 00:00

Dış politikadaki radikal değişikliklerin bundan sonra da devam edeceği anlaşılmaktadır. Ülkelerle olan ilişkilerimizin neden sorunlu duruma geldiği, sonra da neden düzeltilmesine çalışıldığının değerlendirilmesinde yarar görülmektedir.


 İsrail'le ilişkiler

İsrail'le ilişkilerin bozulmasının sebebi, "one minute" ile başlayan, "Mavi Marmara"yla tırmanan süreçte, iç kamuoyunun önemli bir kesimindeki İsrail hoşnutsuzluğundan istifade ederek, kendi seçmeni nezdinde prim yapmak ve ayrıca bu yolla yeni seçmen kitlesi yaratmak olarak değerlendirilebilir. Bu davranışta, Arap dünyasının İsrail düşmanlığını istismar ederek etkinlik sağlayıp, bölge lideri olma düşüncesinin de bulunduğu söylenebilir.

Uzun süren bu dönemde, diplomatik ilişkiler donmuş, dış dünyada zaman zaman lehimize hareket eden Yahudi lobisinin, tam tersine aleyhimize çalışıldığı görülmüştür. Diğer taraftan İsrail'le Kıbrıs arasındaki sahada çıkan doğal gazın pazarlanmasında düşünülen Türkiye güzergâhının yaratacağı karşılıklı çıkar da, önemli bir faktör olarak ortaya çıkmıştır.

Alt seviyede yapılan görüşmeler, şartların elverişli duruma gelmesiyle üst seviyeye intikal etmiş ve ilişkilerin düzeltilmesi yolunda adımlar atılmaya başlanmıştır. Bu müthiş "U" dönüşün yarattığı tepkiyi hafifletmek, hatta tamamen gidermek için günah keçisi bulmakta zorluk çekilmediği, algı operasyonlarıyla ve toplumun önemli bir kesiminin de dış politikadaki değerlendirme eksikliğinden istifadeyle sonuç alınmaya çalışıldığı kıymetlendirilmektedir.


 Rusya'yla ilişkiler

Suriye politikasındaki görüş ayrılığı, ilişkilerimizi etkilese de, ekonomik konular bundan fazla zarar görmemiştir. Ancak önce diklenerek savunulan, sonra yumuşatılmaya çalışılan "uçak krizi", zaman içinde Türkiye ekonomisini derinden zorlamıştır. Buna, ilişkilerin bozulmasından dolayı bölge politikalarının olumsuz etkilenmesi de eklenince, mevcut durumun sürdürülebilir olamayacağı anlaşılmış ve düzeltilmesi için Rusya nezdinde ardı ardına teşebbüslerde bulunulmuştur.

Son yazılan özür mahiyetindeki mektup, ilişkilerin düzelmesi yönünde adımlara yol açmıştır. IŞİD ve kuzeydeki Kürt oluşumunun, Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehdit etmesindeki ortak nokta ve karşılıklı ekonomik çıkarlar, ilişkilerde ilerleme kaydedilmesini mümkün kılabilir.


 Suriye'yle ilişkiler

Suriye'yle ilişkiler, ortak bakanlar kurulu toplantısı yapacak kadar ileri düzeydeyken, Arap Baharı'nın Suriye'ye dayanmasıyla değişime uğramıştır. Önce Esad'ı ikna ederek Suriye üzerinde etkinlik sağlayıp Batı nezdinde prim yapmak için adımlar atılmış, bunlar sonuç vermeyince, yönetimin yıkılması için çaba gösterilmiştir. Bu durum, Suriye'yle birlikte onun desteğindeki Rusya ve İran'la olan ilişkileri de zedelemiş, Suriye yönetiminin ülkedeki kontrolü kaybetmesi, IŞİD tehdidinin büyümesini, Kuzeyde Kürt kontrolünün oluşmasını da beraberinde getirmiştir.

IŞİD tehdidi ve Kuzeydeki Kürt oluşumu, Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehlikeye atmaktadır. Bu ortak nokta, yakın gelecekte bir "U" dönüşle Esad'lı Suriye'yle de iş birliği yapılabileceği ihtimalini artırmaktadır.


 Mısır'la ilişkiler

İlişkilerin bozulmasının sebebi, Müslüman Kardeşler ve Mursi iktidarına, askeri darbeyle son verilmesidir. Bunun kabulü, yatıp kalkıp darbe söylemleriyle güç kazanmaya çalışan iktidar için çelişki teşkil ettiğinden, hatta örnek kabul edileceği çekincesi yarattığından bugüne kadar ilişkiler düzeltilmemiştir.

Ancak dünyanın kabul ettiği bir yönetimi tanımamanın verdiği sıkıntı, yakın zamanda bu politikadan da bir "U" dönüş olabileceği ihtimalini artırmaktadır.


Görüldüğü üzere, hesapsızca atılan adımların sonucunun hüsran olduğu açıkça görülmektedir. Bilgisizlik ve öngörüsüzlüğün faturalarını Türk Milleti ödemektedir. Bu örneklere içeriden PKK ve Cemaat de eklense yanlış olmaz. Şimdiki politikalar doğrudur. Ancak uğranan itibar kaybının yeniden kazanılmasının zor olduğu değerlendirilmektedir. İç kamuoyunu ikna etmek, algı operasyonlarıyla mümkün olabilir. Ancak dış kamuoyunda???

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ sitesinden 09.07.2016 tarihinde yazdırılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder