İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

28 Temmuz 2016 Perşembe

CEHENNEM VE CEHENNEMLİKLER


KUR'AN’IN IŞIĞINDA AHİRET HAYATI – 16


5. CEZALANDIRMA VE ÖDÜLLENDİRME – 7

c)  Cehennem ve Cehennemlikler - 1


Ayrıca Bakınız: Bu Konu, III. B. 2. b. İnanmayanlar (Kâfirler) ve Özellikleri Konusu İle Doğrudan İlişkilidir

(1) Kavram Olarak, İtikat, Ahiret, Cezalandırma ve Ödüllendirme, Cehennem ve Cehennemlikler

Benimle, o nimete boğulmuş yalanlayıcıları baş başa bırak! Birazcık süre tanı onlara. Bizim yanımızda bukağılar var, cehennem var! Boğazdan zor geçen bir yiyecek, korkunç bir azap var, 73. sure (MÜZZEMMİL) 11-13. ayet (Resmi: 73/İniş:3/Alfabetik:74)
Onu Sekar'a fırlatacağım. Bilir misin nedir Sekar? Ortada bir şey bırakmaz, hiçbir şeyi görmezlik etmez o. İnsan için tablolar/levhalar/ekranlar sunandır o. Üzerinde on dokuz vardır onun. Biz, cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; "Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir. Hayır, sandıkları gibi değil! Yemin olsun Ay'a, Yemin olsun geceye, sırtını döndüğünde; Yemin olsun sabaha, ağarıp ışıdığında, Ki o gerçekten en büyüklerden biridir. İnsan için bir uyarıcıdır. Sizden, öne geçmek yahut arkaya kalmak/erken davranmak yahut gecikmek isteyen için. 74. sure (MÜDDESSİR) 26-37. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)
En büyük ateşe girer o. Sonra orada ne ölür ne de hayat bulur. 87. sure (A'LÂ) 12-13. ayet (Resmi: 87/İniş:8/Alfabetik:5)
O gün hiç kimse O'nun azabı gibi azap edemez. Ve hiç kimse O'nun vurduğu bağ gibi bağ vuramaz. 89. sure (FECR) 25-26. ayet (Resmi: 89/İniş:10/Alfabetik:25)
Tartıları hafif çekeninse, Anası, Hâviye'dir. Onun ne olduğunu sana bildiren nedir? Kızışmış bir ateştir o! 101. sure (KAARİA) 8-11. ayet (Resmi: 101/İniş:30/Alfabetik:47)

O gün cehenneme: "Doldun mu?" deriz. O ise: "Daha yok mu?" der. 50. sure (KAF) 30. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

Bizim ayetlerimizi tanımayanlara gelince bunlar; şomluk, uğursuzluk yâranıdır. Bunların üzerine, kilitlenecek bir ateş gelecektir. 90. sure (BELED) 19-20. ayet (Resmi: 90/İniş:35/ Alfabetik:12)
Bu, budur! Azgınlara da kötü bir gelecek vardır elbette! İçine dalacakları cehennem! Ne kötü döşektir o! İşte burada! Hadi, tatsınlar onu: Kaynar su, kokuşmuş irin. Ve o türden bir başkası daha: Çifter çifter. Şöyle denilir: "İşte sizinle birlikte direnişe geçen bir grup. 'Merhaba' yok onlara! Onlar ateşe salınıyorlar." Dediler: "Hayır, size merhaba yok. Onu siz önümüze çıkardınız. Ne kötü durak yeridir o!" Şöyle yakardılar: "Rabbimiz, bunu bizim önümüze çıkaranın ateşteki azabını bir kat daha artır." Şöyle dediler: "Şer temsilcilerinden saydığımız adamları, acaba neden görmüyoruz?" "Onları alaya alırdık; yoksa gözler onlardan kaydı mı?" İşte bu, kesin gerçektir. Ateş halkının çekişmesi gerçekleşecektir. 38. sure (SÂD) 55-64. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
Onlar için cehennemden bir döşek ve üstlerinde örtüler vardır. Zalimleri böyle cezalandırırız biz. 7. sure (A'RAF) 41. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Ateş halkı, cennet halkına seslenir: "Şu sudan yahut Allah'ın sizi rızıklandırdığından biraz da bize akıtın!" Şu cevabı verirler: "Allah, o ikisini de küfre sapanlara haram kılmıştır." Onlar kendi dinlerini eğlence ve oyun haline getirdiler, iğreti hayat onları aldattı. Onlar bugüne kavuşacaklarını unutmuşlardı. Ayetlerimize karşı direniyorlardı. Bugün de biz onları unutuyoruz. 7. sure (A'RAF) 50-51. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
 Ey günahkârlar! Bugün şöyle ayrılın! Ey âdemoğulları! Ben size, "Şeytana kulluk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi? "Bana ibadet edin, dosdoğru yol budur!" demedim mi? Yemin olsun, şeytan, içinizden birçok nesli saptırmıştı. Aklınızı hiç işletmiyor muydunuz? Alın size, tehdit edildiğiniz cehennem! İnkâr edip durmanız yüzünden dalın oraya bugün! 36. sure (YÂSÎN) 59-64. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

İş onların söyledikleri gibi değil. Onlar o kıyamet saatini yalanladılar. Ve biz, kıyamet saatini yalanlayanlara alevli bir ateş hazırlamışızdır. O, onları uzak bir yerden gördüğünde, onlar onun kaynayan öfkesini ve uğultusunu işitirler. Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıklarında, orada haykırırlar: "Nerdesin ey ölüm!" Bugün bir ölüm çağırmayın, birçok ölümü davet edin. De ki: "Bu mu daha iyi, yoksa korunanlara vaat edilen o sonsuzluk cenneti mi? O cennet de bu korunanların ödülü ve dönüş yeridir." 25. sure (FURKÂN) 11-15. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
 O yüzleri üstü cehenneme sevk edilecek olanlar, mekân bakımından en şerli, yol bakımından en sapık kişilerdir. 25. sure (FURKÂN) 34. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

İnkâr edenlere de cehennem ateşi var. Ne haklarında hüküm verilir ki ölsünler ne de azapları hafifletilir. İşte böyle cezalandırırız tüm nankörleri biz. Feryat edip dururlar orada: "Rabbimiz, çıkar bizi de önceden yaptığımızdan başka şey yapalım. Barışa ve hayra yönelik iyi bir iş yapalım." Sizi biz, öğüt alanın öğüt alacağı bir süre ömürlendirmedik mi? Uyarıcı da geldi size. Hadi, tadın bakalım azabı! Zalimler için hiçbir yardımcı yok artık. 35. sure (FATIR) 36-37. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)
Ve şomluk ve uğursuzluk yâranı. Nedir şomluk ve uğursuzluk yâranı? İliklere işleyen bir ateş ve kaynar su içinde, Simsiyah bir gölge altındadırlar. Ne serindir ne de cömert. Çünkü şomluk yâranı, bundan önce servet ve refahla şımaranlardı. O büyük günah üzerinde ısrar edip dururlardı. Ve şöyle derlerdi: "Ölünce mi, toprak ve kemik haline gelince mi, sahi o zaman mı yeniden diriltileceğiz?" "Önceki atalarımız da mı?" De ki: "Öncekiler de sonrakiler de." Bilinen bir günün buluşma vakti/buluşma yerinde mutlaka bir araya getirileceklerdir. Ve siz de ey sapık yalanlayıcılar! Zakkumdan bir ağaçtan mutlaka yiyeceksiniz/yiyecekler. Karınları dolduracaklar ondan, Üzerine içecekler kaynar sudan, Susuzluktan çıkmış develerin içişi gibi içecekler. Din gününde ağırlanışları böyledir. 56. sure (VÂKIA) 41-56. ayet (Resmi: 56/İniş:46/ Alfabetik: 107)
Eğer yalanlayan sapıklardansa; Kaynar sudan bir ziyafet, Ve cehenneme salıverilme var ona. İşte budur, o tartışmasız, o kesin gerçek! 56. sure (VÂKIA) 92-95. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)
Ardından onlar ve öteki azgınlar cehennemin içine tıkılmıştır. İblis orduları toplu haldedir. Onun içinde birbiriyle çekişirlerken şöyle derler: "Vallahi, biz açık bir sapıklığın ta içindeymişiz." "Çünkü sizi âlemlerin Rabbi'yle aynı düzeyde tutuyorduk." "Bizi saptıran, o suçlulardan başkası değildi." "Artık ne şefaatçilerimiz var, Ne sıcak, samimi bir dostumuz." "Keşke bir dönüşünüz daha olsaydı da müminlerden olabilseydik." Kuşkusuz, bütün bunlarda mutlaka bir ibret vardır. Ama onların çoğu müminler değil. Ve kuşkusuz senin Rabbindir o mutlak Azîz, mutlak Rahîm. 26. sure (ŞUARA) 94-104. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
Allah kime hidayet verirse doğru olan yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, böyleleri için O'nun dışında dostlar bulamazsın. Kıyamet günü böylelerini kör, dilsiz ve sağır bir halde yüzleri üstüne sürerek haşrederiz. Varacakları yer cehennemdir ki, alevi dindikçe kızgın ateşini körükleyiveririz. Cezaları işte budur. Çünkü ayetlerimizi inkâr ettiler ve şöyle dediler: "Biz, bir kemik yığını olduktan, unufak hale geldikten sonra mı, sahi bundan sonra mı, yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" 17. sure (İSRÂ) 97-98. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
Bahtsızlığa düşenler ateş içindedir. Çok ıstıraplı bir soluyuş ve hıçkırışları vardır orada. Rabbinin dilemesi hariç, gökler ve yer durdukça onlar orada hep kalacaklardır. Rabbin, dilediğini öyle bir yerine getirir ki!... 11. sure (HÛD) 106-107. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Buyurdu: "İşte bana varan dosdoğru yol budur." "Benim kullarım aleyhine senin elinde hiçbir güç/kanıt olmayacak. Azgınların seni izleyenleri müstesna." Cehennem onların tümünün şaşmaz buluşma yeridir. Yedi kapısı vardır onun. Her kapıya onlardan bir bölük ayrılmıştır. 15. sure (HİCR) 41-44. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
Ödül ve ikram olarak, bu mu daha hayırlı yoksa zakkum ağacı mı? O ağaç ki, zalimler için onu bir fitne yaptık. Cehennemin ta dibinden çıkan bir ağaçtır o. Tomurcukları tıpkı şeytanların başlarıdır. Onlar ondan mutlaka yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklar. Sonra onların, o yedikleri üzerine kaynar su karıştırılmış bir içecekleri vardır. Sonra onların dönüşleri doğrudan doğruya cehennemedir. 37. sure (SÂFFÂT) 62-68. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)
Allah, göklerin ve yerin gaybını bilendir/Âlim'dir. O, göğüslerin özündekini de çok iyi bilir. 35. sure (FATIR) 38. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Ey insanlar, Allah'ın vaadi haktır! O halde iğreti dünya hayatı sizi sakın aldatmasın! O yaman aldatıcı, o çok gururlu, sizi sakın Allah ile aldatmasın. 35. sure (FATIR) 5. ayet (Resmi: 35/İniş:43 / Alfabetik:24)

Onların üstlerinde ateşten gölgeler, altlarında da gölgeler vardır. İşte Allah, kullarını bundan korkmaya çağırıyor. "Ey kullarım, benden korkun!" 39. sure (ZÜMER) 16. ayet (Resmi: 39/İniş:59/ Alfabetik:114)

Allah'a yalan isnat edenleri, kıyamet günü yüzleri simsiyah halde görürsün. Kibirliler için cehennemde bir barınak mı yok! 39. sure (ZÜMER) 60. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

İnkar edenler bölük bölük cehenneme sevk edilirler. Oraya geldiklerinde onun kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle derler: "Size, içinizden resuller gelmedi mi ki, Rabbinizin ayetlerini karşınızda okusunlar ve sizi şu gününüze kavuşmanız hususunda uyarsınlar?" Onlar: "Evet, derler, geldiler ama inkarcılar hakkında azap hükmü hak oldu." Şöyle denilir: "Girin cehennemin kapılarından! Orada sürekli kalacaksınız. Büyüklük taslayanların barınağı ne de kötüymüş!" 39. sure (ZÜMER) 71-72. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)
O vakit onlar ateş içinde çekişir dururlar. Horlanan takım, böbürlenen takıma şöyle der: "Biz sizin uydularınız olmuştuk. Şimdi şu ateşin bir kısmını olsun bizden uzak tutabilir misiniz?" Böbürlenen takım şöyle konuşur: "Gerçek şu ki, hepimiz ateşin içindeyiz. Allah, kullar arasında hüküm vermiş." Ateştekiler, cehennem bekçilerine şöyle der: "Rabbinize yakarın da azabı bizden bir gün olsun hafifletsin!" Bekçiler derler ki: "Resulleriniz size açık seçik mesajlar getirmezler miydi?" Derler ki: "Elbette getirirlerdi!" Bekçiler: "O halde yalvarın durun; inkârcıların yakarışları çıkmazda kalıp gitmiştir." diye cevap verirler. 40. sure (MÜ'MİN) 47-50. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
O zaman, boyunlarında bukağılar, zincirler, sürüklenecekler, Kaynar suyun içine. Sonra da ateşte yakılacaklar. Sonra onlara şöyle denecek: "Ortak koştuklarınız nerede?" "Allah'ın berisinden taptıklarınız nerede?" Diyecekler ki: "Bizden uzaklaşıp kayboldular. Doğrusu biz, daha önce hiçbir şeye yakarmıyormuşuz." Allah, inkâr edenleri işte böyle saptırır. Bütün bunlar, yeryüzünde haksız yere sevinç şımarıklığına düşmeniz, kasılıp kabarmanız yüzündendir. Girin cehennemin kapılarından; sürekli kalacaksınız içeride. Kibirlenenlerin barınağı ne de kötüymüş! 40. sure (MÜ'MİN) 71-76. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
Gün olur, Allah'ın düşmanları, düzenli bir biçimde bir araya toplanıp ateşe sürülürler. 41. sure (FUSSİLET) 19. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

O küfre sapanlar şöyle diyecekler: "Rabbimiz, cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster ki, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağıda kalanlardan olsunlar." 41. sure (FUSSİLET) 29. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)
 
Allah'ın saptırdığına, O'ndan başka dost yoktur. Zalimlerin, azapla yüz yüze geldiklerinde, "Geri dönüşe bir yol yok mu?" diye söylendiklerini göreceksin. Ve göreceksin onları, zilletten ezilip büzülmüş halde ürkek bakışlarla bakarken, ateşe salınırlar. İnananlar şöyle derler: "Gerçek hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini hem de ailelerini perişan edenlerdir. Dikkat edin, zalimler, sürüp gidecek bir azabın içindedir." Onların Allah'tan başka kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allah'ın saptırdığı kimse için artık hiçbir yol yoktur. 42. sure (ŞÛRÂ) 44-46. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)
Orada sizin için pek çok meyve var. Onlardan yiyeceksiniz. Suçlular ise cehennem azabının içinde sürekli kalacaklardır. Azapları hafifletilmeyecektir; onun içinde ümitsiz kalacaklardır. Biz onlara zulmetmedik; onlar zalimlerin ta kendileriydi. Şöyle seslenecekler: "Ey Mâlik! Rabbin işimizi bitiriversin." O şöyle diyecek: "Hep böyle kalacaksınız!" Yemin olsun, size hakkı getirdik ama çoğunuz haktan tiksiniyorsunuz. 43. sure (ZUHRUF) 73-78. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Şu bir gerçek ki zakkum ağacı, Suçluların yemeğidir. Erimiş maden misali, karınlarda kaynar. Sıcak suyun kaynaması gibi... "Tutun onu, cehennemin tam ortasına götürün!" "Sonra başının üstüne, kaynar su azabından dökün!" "Tat bakalım! Hani sen onurluydun, seçkindin." "İşte budur o kuşkulanıp durduğunuz şey." 44. sure (DUHÂN) 43-50. ayet (Resmi: 44/İniş:64/Alfabetik:19)

Gün olur, inkâr edenler ateşe arz edilirler. Onlara denir ki: "İyiliklerinizi / nimetlerinizi, o iğreti dünya hayatınızda silip süpürdünüz, onlarla zevklenip eğlendiniz. Bugünse alçaltıcı azapla cezalandırılacaksınız. Çünkü siz, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladınız ve gerçeğe ters düştünüz." 46. sure (AHKAF) 20. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

Sorarlar: "Ne zaman o din günü?" O gün onlar ateş üzerinde deneme ve elemeye tâbi tutulacaklardır. Tadın imtihan ve ıstırabınızı. İşte budur o çarçabuk gelmesini istediğiniz! 51. sure (ZÂRİYÂT) 12-14. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)
Geldi mi sana Ğaşiye'nin/her şeyi her yandan sarıp kaplayacak olanın haberi? Yüzler vardır o gün zilletle öne eğilmiştir. Çalışmış, boşa yorulmuştur. Kızışmış bir ateşe dalarlar. Ateşimsi bir kaynaktan sulanırlar. Yırtıcı bir dikenden başka yemek yoktur onlar için. Ne semirtir ne açlıktan kurtarır. 88. sure (ĞÂŞİYE) 1-7. ayet (Resmi: 88/İniş:68/Alfabetik:31)
O gün, cehennemi, inkârcılara öyle bir sunmuşuzdur ki!... Onlar, gözleri benim zikrim / Kur'anım karşısında perde içinde olan insanlardı. Dinlemeye dayanamıyorlardı. 18. sure (KEHF) 100-101. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Ve de ki: "Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen inansın, dileyen inkâr etsin." Biz, zalimler için öyle bir ateş hazırladık ki, çadırı/duvarı/dumanı onları çepeçevre kuşatmıştır. Eğer yardım dileseler, erimiş maden gibi yüzleri pişiren bir su ile yardımlarına koşulur. O ne kötü içecek, o ne kötü sığınak/dayanak! 18. sure (KEHF) 29. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Suçlular, ateşi gördüler de onun içine düşeceklerini anladılar; fakat ondan kaçıp kurtulmaya bir yol bulamadılar. 18. sure (KEHF) 53. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

İnkâra sapıp Allah yolundan geri çevirenler var ya, bozgunculuk edip durmalarından ötürü onların azaplarına azap katmışızdır. 16. sure (NAHL) 88. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Ardından da cehennem. İrinli bir sudan içirilecekler. Onu yutmaya çalışacak ama boğazından geçiremeyecek. Ölüm her yandan üstüne gelecek de bir türlü ölmeyecek. Arkasından da dehşetli bir azap. 14. sure (İBRÂHİM) 16-17. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
Onlar için orada derin bir iç çekiş var. Ve onlar orada hiçbir şey işitmezler. 21. sure (ENBİYÂ) 100. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

O inkâr edenler, ne yüzlerinden ne sırtlarından azabı uzak tutamayacakları ve hiçbir yardım da göremeyecekleri zamanı bir bilselerdi! Doğrusu şu ki, o onlara ansızın gelecek de onları şaşkınlıktan donduracak. Artık ne onu geri çevirmeye güçleri yetecek ne de yüzlerine bakılacak. 21. sure (ENBİYÂ) 39-40. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Sapmış olanların varacakları yerse ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri çevrilirler. Ve şöyle denir onlara: "Yalanlayıp durduğunuz ateş azabını tadıverin!" 32. sure (SECDE) 20. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)

O gün cehenneme bir kakılışla kakılırlar. "İşte budur yalanlayıp durduğunuz ateş!" "Bu da mı büyü?! Yoksa siz mi görmüyordunuz?" "Dalın ona! Artık ister sabredin ister sabretmeyin. Sizin için hepsi birdir. Siz ancak yapıp ettiğiniz şeylerin karşılığıyla yüz yüze geleceksiniz." 52. sure (TÛR) 13-16. ayet (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106)
Ve Rablerine karşı nankörlük edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü bir dönüş yeridir o! Onun içine atıldıklarında, onun derinden gelen sesini işitirler. Feveran etmektedir o. Öfkesinden çatlayacak hale gelir. İçine bir güruh atıldıkça, onun bekçileri bunlara sorarlar: "Size hiçbir uyarıcı gelmedi mi?" Derler ki: "Gelmedi olur mu? Bize uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık. Ve: 'Allah bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz, başka değil!' şeklinde konuştuk." Ve derler ki: "Eğer söz dinleseydik yahut aklımızı çalıştırsaydık şu çılgın ateşin dostları arasında olmazdık." Günahlarını işte böyle itiraf ettiler. Çılgın ateşin halkına böyle kahır yaraşır. 67. sure (MÜLK) 6-11. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)
 "Tutun onu, derhal bağlayın onu!" "Sonra cehenneme sallayın onu!" "Sonra, boyu yetmiş arşın olan bir zincirde yollayın onu!" "Çünkü o, yüce Allah'a inanmıyordu." "Yoksulu doyurmaya özendirmiyordu." "Bugün onun için burada bir sıcak dost yoktur." "Yıkananların atık sularından başka yemek de yoktur." "Ki o atık suyu sadece günahkârlar yer." 69. sure (HÂKKA) 30-37. ayet (Resmi: 69/İniş:78/Alfabetik:34)

Hayır, hayır! O, alevlenen bir ateştir. Yakar kavurur deriyi/koparıp götürür kolu bacağı. Çağırır, sırtını dönüp uzaklaşanı, Toplayıp kasada yığanı/depolayanı. 70. sure (MEÂRİC) 15-18. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)
Cehennem, bir gözetleme yeri olmuştur. Azgınlar için bir barınak. Devirlerce kalacaklardır içinde. Ne bir serinlik tadacaklar ne de bir içecek. Sadece kaynar su, atık su, Çok uygun bir karşılık olarak. Doğrusu onlar böyle bir hesap ummuyorlardı. Ayetlerimizi pervasızca yalanlamışlardı. Oysaki biz, her şeyi iyiden iyiye sayıp kitaplaştırmıştık. "Hadi, tadıverin! Size azaptan başka bir şey asla artırmayacağız." 78. sure (NEBE) 21-30. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)
O gün insan, uğrunda gayret sarf ettiği şeyi hatırlar. Gören kişi için cehennem apaçık ortaya çıkarılmıştır. Artık azmış olan, Ve iğreti hayatı yeğlemiş olan için, Cehennem, barınağın ta kendisidir. 79. sure (NÂZİÂT) 35-39. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)

Kötülerse cehennemin ta ortasında. Din günü girerler oraya. Onlar ondan, görülmeyecek şekilde uzaklaşmış değillerdir. 82. sure (İNFİTÂR) 14-16. ayet (Resmi: 82/İniş:82/ Alfabetik:42)
İnkâr edip ayetlerimizi ve âhiret buluşmasını yalanlayanlara gelince, onlar azabın içinde hazır bulundurulurlar. 30. sure (RÛM) 16. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Hayır! Onlar o gün Rablerine karşı tam bir şekilde perdelenmişlerdir. Sonra onlar mutlaka cehenneme dalacaklardır. Sonra da: "İşte budur, o yalanlamakta olduğunuz şey!" denilecektir. 83. sure (MUTAFFİFÎN) 15-17. ayet (Resmi: 83/İniş:86/Alfabetik:65)
Kâfirler için hazırlanmış ateşten korkun. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 131. ayet (Resmi: 3/İniş:94/ Alfabetik:7)

Hiç kuşkusuz, Allah, inkârcıları lanetlemiş ve onlar için çılgın bir ateş hazırlamıştır. Sonsuza dek kalacaklardır onun içinde. Ne bir dost bulacaklardır ne bir yardımcı. Gün olur, yüzleri ateşin içinde evrilip çevrilir de şöyle derler: "Vay başımıza! Keşke Allah'a itaat etseydik, keşke resule itaat etseydik." Ve derler ki: "Rabbimiz biz, efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar." "Rabbimiz, onlara iki kat azap ver; onları büyük bir lanetle lanetle!" 33. sure (AHZÂB) 64-68. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)
Ayetlerimizi inkâr edenleri yakında bir ateşe yaslayacağız. Derileri piştikçe, azabı tatsınlar diye, derilerini öncekinden başka derilerle değiştireceğiz. Allah Azîz ve Hakîm'dir. 4. sure (NİSA) 56. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Gün olur, mümin erkeklerle mümin kadınları, ışıkları önlerinde ve sağ yanlarında koşar görürsün. Şöyle denilir: "Bugün size, altlarından ırmaklar akan cennetler müjdeleniyor. Sürekli kalıcısınız içlerinde." İşte büyük başarının ta kendisidir bu. O gün ikiyüzlü erkeklerle ikiyüzlü kadınlar, iman edenlere şöyle derler: "Bize bakın da ışığınızdan bir parça alalım." Şöyle denir onlara: "Arkanıza dönün de bir ışık arayın." Nihayet aralarına kapısı olan bir sur çekilir. İçinde rahmet vardır onun. Dış tarafı ise azap. Onlara seslenirler: "Biz sizinle değil miydik?" Derler ki: "Evet, bizimleydiniz. Ancak siz kendinizi yaktınız, bekleyip durdunuz, şüphe ettiniz, hayal ve kuruntular/hurafeler/anlamını bilmeden okuyuşlar sizi aldattı; nihayet Allah'ın emri geldi. O yaman aldatıcı, sizi Allah ile aldattı." Bugün artık ne sizden fidye alınır ne de küfre sapanlardan. Varacağınız yer ateştir. Odur sizin mevlânız. Ne kötü dönüş yeridir o! 57. sure (HADÎD) 12-15. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)
Suçlular, yüzlerinden tanınır da yakalanırlar perçemlerinden ve ayaklarından. Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayacaksınız yalan? İşte bu, günahkârların yalanlayıp durdukları cehennemdir. Onlar, onunla kaynar su arasında dolaşırlar. Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz? 55. sure (RAHMÂN) 41-45. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)
Biz, nankörler için zincirler, bukağılar ve kızgın bir ateş hazırladık. 76. sure (İNSÂN) 4. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)

İşte şu iki hasım, Rableri hakkında çekişip durmuşlardır. Sonuçta küfre sapanlar için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülmektedir. Bu suyla, karınlarının içindekiler ve derileri eritilir. Bunlar için bir de demirden kamçılar var. Istırap yüzünden oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri döndürülürler: "Tadın şu yangın azabını!" 22. sure (HAC) 19-22. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
Ayetlerimizi işe yaramaz kılmak için gayret gösterenlere gelince, onlar cehennemin dostlarıdır. 22. sure (HAC) 51. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
 
İnkâr edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar için aşağılayıcı bir azap öngörülmüştür.  22. sure (HAC) 57. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)
 
Ey iman sahipleri! Kendilerinizi ve ailelerinizi öyle bir ateşten koruyun ki, yakıtı insanlarla taşlardır. O ateşin başında çok katı, çok sert melekler vardır. Onlar, kendilerine emir verdiği konuda Allah'a isyan etmezler ve emredildikleri şeyi yaparlar. Ey küfre sapanlar! Özür dilemeyin bugün! Çünkü siz yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak cezalandırılıyorsunuz. 66. sure (TAHRÎM) 6-7. ayet (Resmi: 66/İniş:106/Alfabetik:97)
Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar, içinde sürekli kalacakları ateşin dostlarıdır. Ne kötü dönüş yeridir orası! 64. sure (TEĞÂBÜN) 10. ayet (Resmi: 64/İniş:107/Alfabetik:101)

Ateşten çıkmak isterler ama ondan çıkamayacaklardır. Onlar için tepelerinden hiç inmeyecek bir azap vardır. 5. sure (MÂİDE) 37. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
 
Gün olur, cehennem ateşinde onların üzerine lav dökülür de bununla onların alınları, böğürleri, sırtları dağlanır: "İşte egolarınız için yığdıklarınız. Hadi tadın biriktirmiş olduklarınızı!" 9. sure (TEVBE) 35. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

İkiyüzlülerin erkekleri de kadınları da birbirinin aynıdır: Kötülüğe özendirirler, iyilikten alıkoyarlar, harcamamak için ellerini sıkarlar. Onlar Allah'ı unuttular, Allah da onları unuttu. İkiyüzlüler, yoldan sapmışların ta kendileridir. Allah, erkek münafıklara da kadın münafıklara da küfre sapanlara da içinde sürekli kalacakları cehennem ateşini vaat etmiştir. O yeter onlara. Allah lanet etmiştir onlara. Sonu gelmez bir azap var onlar için. 9. sure (TEVBE) 67-68. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
Şu bir gerçek ki, Rabbinin huzuruna suçlu olarak gelen için cehennem vardır. Orada ne ölür ne de hayat bulur. 20. sure (TÂHÂ) 74. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Yazıklar olsun arkadan çekiştirenlerin, kaş göz işareti yapıp alay edenlerin tümüne! O ki, mal biriktirdi, onu saydı da saydı, Sanır ki, malı sonsuzlaştıracaktır kendisini. Hayır, iş, sandığı gibi değil! Yemin olsun ki fırlatılıp atılacaktır o kırıp geçirene, yalayıp yutana/Hutame'ye. Hutame'nin ne olduğunu sana öğreten nedir? Allah'ın, tutuşturulmuş ateşidir o, Ki tırmanıp işler yüreklere. O, onların üzerine kilitlenecektir. Uzatılmış sütunlar arasında... 104. sure (HÜMEZE) 1-9. ayet (Resmi: 104/İniş:32/Alfabetik:39)

 (2) Azap Küfre Sapanadır

(a) Azap Küfre Sapan İçindir

İnanır şükrederseniz, Allah size azabı ne yapacak? Allah da teşekkür eder, O her şeyi gereğince bilir. 4. sure (NİSA) 147. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

İşte böyle! Nankörlük ettikleri için onları cezalandırdık. Nankörden başkasına ceza verir miyiz hiç! 34. sure (SEBE') 17. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Yoksa biz, iman edip hakka ve barışa yönelik işler yapanları, yeryüzünde fesat çıkaranlarla aynı mı tutacağız? Yoksa takva sahiplerini, arsız sapıklar gibi mi yapacağız? 38. sure (SÂD) 28. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

Dostlar o gün birbirine düşman kesilirler. Ancak takvaya sarılanlar böyle değildir. "Ey kullarım! Bugün size korku yok; sizler tasalanmayacaksınız da! 43. sure (ZUHRUF) 67-68. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Soran birisi, geleceği kuşkusuz azabı sordu. Küfre sapanlar içindir o. Yoktur onu savacak. Yükselme boyutlarının / derecelerinin sahibi Allah'tandır o. 70. sure (MEÂRİC) 1-3. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)

(b) Allah'ın Lütfu Olmaksızın Öz Kazancına Teslim Edilenler Cehennemde Azaptadır

Dinlerini oyun ve eğlence haline getirmiş, dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak da o Kur'an ile şunu hatırlat: Bir kişi, kendi elinin üretip kazandığına teslim edilirse onun, Allah dışında ne bir dostu kalır ne de şefaatçısı. Her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez. İşte bunlar, kazandıklarına teslim edilmişlerdir. Nankörlük ettiklerinden ötürü onlar için kaynar sudan bir içki ve korkunç bir azap vardır. 6. sure (EN'ÂM) 70. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Allah, erkek münafıklara da kadın münafıklara da küfre sapanlara da içinde sürekli kalacakları cehennem ateşini vaat etmiştir. O yeter onlara. Allah lanet etmiştir onlara. Sonu gelmez bir azap var onlar için. 9. sure (TEVBE) 68. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını izlemeyin. Kim şeytanın adımlarını izlerse, şeytan ona iğrençlikleri ve kötülüğü emreder. Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, içinizden tek kişi bile sonsuza dek temize çıkamazdı. Ama Allah dilediğini arındırıp temizliyor. Allah her şeyi işitiyor, her şeyi biliyor. 24. sure (NÛR) 21. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

 (3) Azap ve Nimet Mutlak Olarak Sonsuz mu?

(a) Herkesin Öz Kazancına Göre Dereceleri ve Bu Derecelere Göre de Cehennem veya Cennette Yerleri Vardır

Allah'ın hoşnutluğunu izleyen kişi, Allah'ın gazabına uğrayan ve barınağı cehennem olan kişiyle aynı mıdır? Ne kötü varış yeridir o! Onlar, Allah katında derece derecedirler. Allah, yapmakta olduklarını iyice görmektedir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 162-163. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)
 
İnananların; özür sahibi olmaksızın oturanlarıyla, Allah yolunda malları ve canlarıyla didinip gayret gösterenleri aynı değildir. Allah, malları ve canlarıyla gayret gösterenleri oturanlara derece bakımından üstün kılmıştır. Allah hepsine güzellik vaat etmiştir ama cihat edenleri, çok büyük bir ödülle, oturanlardan üstün kılmıştır. Allah katından dereceler, bir bağışlanma, bir rahmet... Allah çok affedici çok merhametlidir. 4. sure (NİSA) 95-96. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Her birinin, yapıp ettiklerinden kaynaklanan dereceleri vardır. Rabbin onların işlediklerinden gafil değildir. 6. sure (EN'ÂM) 132. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Sizi yeryüzünde öncekilere halefler yapan O'dur. Verdiği nimetlerle sizi denemek için kiminizi kiminiz üzerine derecelerle yükseltmiştir. Rabbin ceza verdiğinde çok süratli verir. Ama O, gerçekten çok affedici, çok merhametlidir. 6. sure (EN'ÂM) 165. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik:20)

Bunun üzerine Yûsuf öz kardeşinin heybesinden önce, öteki kardeşlerin heybelerini aramaya başladı. Nihayet su kabını, öz kardeşinin heybesinden çıkardı. Yûsuf'a böyle bir tuzak öğretmiştik. Yoksa Yûsuf, Allah'ın dilemesi dışında, kralın dinine göre öz kardeşini alamazdı. Dilediklerimizi derece derece yükseltiriz biz. Her bilgi sahibinin üstünde bir başka bilen vardır. 12. sure (YÛSUF) 76. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

Bak nasıl, kimini kimine üstün kıldık! Ama âhiret, dereceler bakımından elbette daha büyük, lütuflandırma bakımından daha yücedir. 17. sure (İSRÂ) 21. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Ve onların kimini kimine derecelerle üstün kıldık ki, bazısı bazısını tutup çalıştırsın. Rabbinin rahmeti, onların derleyip topladıklarından daha hayırlıdır. 43. sure (ZUHRUF) 32. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
 
Ve sizler, üç çift/sınıf oluvermişsinizdir. İşte uğur ve mutluluk yâranı. Nedir uğur ve mutluluk yâranı? İşte şomluk ve bunalım yâranı. Nedir şomluk ve bunalım yâranı? Ve oluşta önde gidenler, yarışta önde gidenler... 56. sure (VÂKIA) 7-10. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)
Allah yolunda harcama yapmanıza engel ne var ki?.. Göklerin ve yerin mirası zaten Allah'ındır. Sizin, Fetih'ten önce infakta bulunan ve çarpışmaya gireniniz, bunu yapmayanlarla aynı değildir. Onlar, derece yönünden Fetih'ten sonra infakta bulunup çarpışmaya girenlerden çok daha üstündür. Allah hepsine güzellik vaat etmiştir. Allah, işleyip ürettiklerinizi en iyi biçimde haber almaktadır. 57. sure (HADÎD) 10. ayet (Resmi: 57/İniş:112/ Alfabetik: 33)

(b) Cennettekiler İçin Sonsuzluk

Güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik var. Dahası da var. Onların yüzlerine kara da bulaşmaz, zillet de... Cennetin dostlarıdır onlar; sürekli kalıcıdırlar orada. 10. sure (YÛNUS) 26. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Mutluluğa erdirilenlere gelince, onlar cennettedirler. Rabbinin dilemesi hariç, gökler ve yer durdukça onlar, hep orada kalacaklardır. Kesintisiz bir lütuf olarak... 11. sure (HÛD) 108. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Orada kendilerine zahmet/yorgunluk dokunmaz. Oradan çıkarılmazlar da. 15. sure (HİCR) 48. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

Hiç kuşku yok, kurtulmuştur müminler. Namazlarında huşû sahipleridir onlar. Boş ve lüzumsuz sözden yüz çevirmişlerdir onlar. Zekâtı vermek için faaliyettedir onlar. Cinsiyet organlarını/ırzlarını koruyanlardır onlar. Eşleri yahut akitleri aracılığıyla sahip bulundukları müstesnadır. Bu durumda kınanmış değillerdir onlar. Kim bundan ötesini isterse, işte onlar, sınırı aşanlardır. O müminler, emanetlerine, ahitlerine saygı duyup sahip çıkanlardır. Namazlarını korumaya devam ederler onlar. İşte bunlardır mirasçı olanlar; Ki, Firdevs cennetine mirasçı olurlar, onda sonsuza dek kalırlar. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 1-11. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Orada, ilk ölüm dışında ölüm tatmazlar. Allah onları cehennem azabından korumuştur. 44. sure (DUHÂN) 56. ayet (Resmi: 44/İniş:64/Alfabetik:19)

(c) Cehennemdekiler İçin Sonsuzluk

(I)  Öz kazancının derecesine göre cehennemdekiler


Kim de Allah'a ve onun resulüne isyan eder, Allah'ın sınırlarını da aşarsa, Allah onu, içinde sürekli kalıcı olarak ateşe sokar. Artık onun için yere batırıcı bir azap vardır. 4. sure (NİSA) 14. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Bir mümini kasten öldürene gelince, onun cezası içinde sürekli kalmak üzere cehennemdir. Allah gazap etmiştir böylesine, lanetlemiştir onu; çok büyük bir azap hazırlamıştır ona. 4. sure (NİSA) 93. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Ateşten çıkmak isterler ama ondan çıkamayacaklardır. Onlar için tepelerinden hiç inmeyecek bir azap vardır. 5. sure (MÂİDE) 37. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Ayetlerimizi yalanlayan ve onlar karşısında büyüklük taslayanlar var ya, gök kapıları açılmayacaktır onlar için ve deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete giremeyeceklerdir onlar. Suçluları böyle cezalandırırız biz. 7. sure (A'RAF) 40. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Kötülük kazananlara ise kötülüğün miktarınca karşılık vardır. Ama yüzlerini bir zillet de kaplar. Onları Allah'tan kurtaracak kimse yoktur. Yüzleri gece parçalarından karanlıklarla kaplanmış gibidir. Ateşin dostlarıdır bunlar. Sürekli kalıcıdırlar içinde. 10. sure (YÛNUS) 27. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Şu bir gerçek ki, Rabbinin huzuruna suçlu olarak gelen için cehennem vardır. Orada ne ölür ne de hayat bulur. 20. sure (TÂHÂ) 74. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)


(II)  Cehennemdekiler için ümit


Gün olur şöyle diyerek onları huzurunda toplar: "Ey cinler/görünmez varlıklar topluluğu! Şu insanlara gerçekten çok ettiniz/insanların birçoğuna göz diktiniz." Onların insanlardan olan dostları şöyle derler: "Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlanmıştı. Bizim için belirlediğin sürenin sonuna geldik." Buyurur ki: "Barınağınız ateştir. Dilediğim zamanlar hariç orada süreklisiniz." Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir. 6. sure (EN'ÂM) 128. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik: 20)

Bahtsızlığa düşenler ateş içindedir. Çok ıstıraplı bir soluyuş ve hıçkırışları vardır orada. Rabbinin dilemesi hariç, gökler ve yer durdukça onlar orada hep kalacaklardır. Rabbin, dilediğini öyle bir yerine getirir ki!... 11. sure (HÛD) 106-107. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
Cehennem, bir gözetleme yeri olmuştur. Azgınlar için bir barınak. Devirlerce kalacaklardır içinde. 78. sure (NEBE) 21-23. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)

(III)  TE'BİD ve HÛLUD mutlak sonsuzluk değil uzun çağlar- devirler anlamındadır, uzun çağlar-devirlerce kalacaklar


Ayetlerimizi yalanlayan ve onlar karşısında büyüklük taslayanlar var ya, gök kapıları açılmayacaktır onlar için ve deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete giremeyeceklerdir onlar. Suçluları böyle cezalandırırız biz. 7. sure (A'RAF) 40. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Kim bir güzellikle gelirse ona, getirdiğinin on katı var. Kötülükle gelene ise yaptığının kadarından fazla ceza verilmez. Onlar, haksızlığa uğratılmayacaklardır. 6. sure (EN'ÂM) 160. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

İyilik ve güzellik getirene, getirdiğinden daha hayırlısı vardır. Onlar o gün korkudan güvene çıkmışlardır. Kötülük getirenlerin ise yüzleri ateşte sürtülür. Sadece yapıp ettiklerinizle cezalandırılırsınız. 27. sure (NEML) 89-90. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
İyilik / güzellik getirene ondan daha hayırlısı var. Kötülük getirenlere gelince, kötülükleri yapanlar yapmış olduklarından fazlasıyla cezalandırılmayacaklardır. 28. sure (KASAS) 84. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Bugün her benlik kazandığıyla cezalandırılır. Zulüm yok bugün! Allah, hesabı çabucak görür. 40. sure (MÜ'MİN) 17. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)



(IV)  Cehennemdekiler, uzun çağlar-devirlerce kalacaklar ama Allah mutlak Âlim ve mutlak Hâkim'dir, kullarına asla zulmetmez


Korkun o günden ki, onda Allah'a döndürüleceksiniz. Sonra her benliğe kazanmış olduğu tam bir biçimde verilecektir. Onlar hiç bir zulme uğratılmayacaklardır. 2. sure (BAKARA) 281. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Bu, kendi, ellerinizin üretip önden gönderdiği yüzündendir. Allah, kullara asla zulmedici değildir. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 182. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Allah zerre kadar zulüm yapmaz. Küçücük bir iyilik olsa onu kat kat artırır ve kendi katından da büyük bir ödül verir. 4. sure (NİSA) 40. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Gün olur, herkes kendi nefsi için mücadele eder ve herkese, yaptığının karşılığı tam tamına ödenir; onlar asla zulme uğratılmazlar. 16. sure (NAHL) 111. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Kitap ortaya konulmuştur. Günahkârların, onun içindekilerden korkup ürpererek şöyle dediklerini görürsün: "Vay başımıza! Ne biçim kitap bu! Ne küçük bırakmış ne büyük. Hepsini sayıp dökmüş!" Yapıp ettiklerini hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmiyor. 18. sure (KEHF) 49. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Kıyamet günü için adalet terazilerini kuracağız / adaleti terazilere koyacağız. Hiç kimseye zerre kadar zulüm edilmeyecek. Hardal tanesi kadar bir şey olsa onu ortaya getiririz. Hesapçılar olarak biz yeteriz! 21. sure (ENBİYÂ) 47. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Biz hiçbir benliğe yaratılış kapasitesinin üstünde görev yüklemeyiz. Bizim katımızda, hakkı söyleyen bir kitap vardır. Onlara haksızlık edilmez. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 62. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

O gün hiçbir canlıya, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Sizler, sadece yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak cezalandırılırsınız. 36. sure (YÂSÎN) 54. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Yeryüzü, Rabbinin nuruyla parıldamış, Kitap ortaya konmuş, peygamberler, tanıklar getirilip aralarında hakla hüküm verilmiştir. Onlar asla haksızlığa uğratılmazlar. 39. sure (ZÜMER) 69. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Allah buyurdu: "Huzurumda çekişmeyin! Ben size uyarıyı çok önceden göndermiştim." "Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara asla zulmetmem." 50. sure (KAF) 28-29. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

(d) Ancak ve Yalnız Allah Mutlak Hayy ve Mutlak Baki'dir, O'nun Dışında Tüm Varlıklar, Mahlûk ve Sonludur

Allah'tan başka ilâh yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nun dur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azîm'dir O, büyüklüğü sınırsızdır. 2. sure (BAKARA) 255. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

Allah... İlâh yok O'ndan başka... Hayy'dır O, Kayyûm'dur. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 2. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Bütün yüzler o Hayy ve Kayyûm önünde yere inmiştir. Zulüm taşıyan perişan olup gitmiştir. 20. sure (TÂHÂ) 111. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

O hiç ölmeyecek diriye, o Hayy olana dayanıp güven, O'nu överek tespih et. Kullarının günahlarından O'nun haberdar olması yeter. 25. sure (FURKÂN) 58. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Allah'ın yanında diğer bir tanrıya daha kulluk etme. İlah yok O'ndan başka. O'nun yüzü dışında her şey helâk olacaktır. Hüküm yalnız O'nundur ve O'na döndürüleceksiniz. 28. sure (KASAS) 88. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Hayy O'dur! Tanrı yoktur O'ndan başka. Dini kendisine özgüleyerek dua edin O'na. Hamd olsun âlemlerin Rabbi'ne! 40. sure (MÜ'MİN) 65. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

Göklerde ve yerde var olan her şey yok olup gitmeye mahkumdur; Sadece o bağış ve celal sahibi Rabbinin yüzü kalacaktır. 55. sure (RAHMÂN) 26-27. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)
Evvel'dir O, başlangıcı yoktur; Âhir'dir O, sonu yoktur; Zâhir'dir O, her şeyde belirir; Bâtın'dır O, gözlerden gizlenmiştir. Her şeyi en güzel biçimde bilendir o. 57. sure (HADÎD) 3. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)

(e) Ahiret Hayatı Gaybdır, Gayba İnanırız, Gerçeği Allah Bilir

De ki: "Göklerde ve yerde, Allah'tan başka hiç kimse gaybı bilmez. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler." 27. sure (NEML) 65. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Yerde ve gökte hiçbir gayb yoktur ki, açıklayıcı bir Kitap'ta olmasın. 27. sure (NEML) 75. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)


RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...


​ T.C. / M. Kemal Adal 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder