İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

17 Temmuz 2016 Pazar

ÇAKMA ABD DARBESİ İLE...


Ahmet TAKAN
17 Temmuz 2016 Pazar 00:00


Vatana, millete, devlete bu ihaneti kim tezgahladıysa... Kimlerin veya hangi yapılanmaların bu alçaklıkta en küçük bir payı varsa Rabbim onları kahretsin.

 30 yılı aşkın meslek hayatımda çok kriz günleri, çok can sıkıcı gündemler yaşadım. Fakat hiçbiri önceki gece yaşadıklarımızın kenarından bile geçemez. O, Irak'ı, Libya'yı, Suriye'yi andıran dehşet gecesinin Ankara versiyonunu andıran görüntülerini tekrarlamayacağım. Olup bitenlerin bir bölümüne, televizyon ekranlarından gazete sayfalarından şahit oldunuz. Şimdilik, gördüklerinizin ve bildiklerinizin, göremedik ve bilmediklerinizin çok azı olduğuna inanın yeter!..

 Biliyorum; sabırlı olmalıyım.

 Biliyorum; 3-5 gün daha dişlerimi sıkıp olayların sıcaklığının geçmesini beklemeliyim. O yüzden genel bir değerlendirme ile kendimi tutmaya çalışıyorum.


15 Temmuz Cuma gecesi olup bitenin adı; yine senaryosu ABD'de yazılmış, buralarda birilerinin, piyonların eline tutuşturulmuş çakma darbedir

 Bu sözlerimden darbe yanlısı falan olduğumu çıkarmayın!.. Rahmetli Alparslan Türkeş'in de dediği gibi; en kötü demokrasi en iyi ihtilalden daha iyidir. Onun için çok uyanık kalmalıyız. 

 Televizyonlardan seyrettiğim, o Mehmetçiklerimizin yere yatırılışları, eller yukarıda teslim alınışları, vatandaşlar ve polislerimiz tarafından yerlerde tekmelenişleri, çıplak halde polis otolarına kafalarına vurularak bindirilmeleri ciğerimi dağladı. 

 Hele bugüne kadar, her ne şartta olursa olsun onu gözünden bile sakınan Türk insanının Mehmetçiği linç edercesine dövmesi yok mu... Sözün bittiği yere bir kez daha geldik. Bu millet ilk kez Mehmetçiğini dövdü... İlk kez ona tokat attı... Ne için?.. 


Ne acı, ne kadar büyük bir acı!.. Ne hale getirildiğimizin farkında mısınız?..

 Bu alçak darbe girişimine kalkışan, şerefsiz, haysiyetsiz dangalaklar da acaba nasıl bir oyunun piyonu olduklarının farkında mıdırlar?.. Neye ve nereye hizmet ettiklerini, uşaklık ettiklerini hiç mi düşünmediler?..

 Şehit düşmesin diye tankın üzerinde yaralı polis arkadaşının üstüne yatıp kendini siper eden Mehmetçik'ten nerelere geldik... O gün bu görüntü ile ne kadar da haklı olarak övünüp gurur duymuş, hainlere karşı daha da kenetlenmiştik. Kardeş kardeşi vurdu ve öldürdü. Bölücü hainlere karşı omuz omuza çarpışırken şehadet şerbeti içen kahraman polis ve askerlerimizin birbirine silah çektirilip, düşman edildiği ve çok tehlikeli bir kamplaşmanın  tezgahına oturtulduk.


Hani, Türkiye'nin itibarıydı?..

 Televizyonlardan ve gazetelerden bu sefer ambargolanmayan, mahkeme kararı ile yayın yasağı getirilmeyen görüntülerin kimleri sevindirdiğini düşünebiliyor musunuz?

 PKK/PYD'yi, IŞİD'i, ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya'yı... Barzani'yi, Öcalan'ı, Cemil Bayık'ı, Karayılan'ı...

Türk milleti 20 yaşındaki Mehmet'ini tokatlarken!..


Öncekilerinden farklı bu seferki çakma ABD darbesi başarısız değil başarılı oldu!.. 

 Akıl ve zekamızla alay edercesine kurgulanan bir senaryo ile Türk milletine Muhammed'in askerini dövdürdüler. Ergenekon, Balyoz, Casusluk, kadın pazarlamacılığı gibi davalarla TSK'yı itibarsızlaştırmayı hedefleyenlerce  Türk milletine bitirici darbe vuruldu. 


 Türk milletinin bel kemiği olan ordu-millet anlayışına suikast yapıldı. 

 Siyasetçilerin akıl almaz gazına kapılanlar ise önüne ardına bakmadan gitti Mehmetçiğini dövdü, hakaret etti. Suçlu ile suçsuzun ayıklanması beklenemedi.

Esasında olması gereken, bugünün darbecilerini o makamlara, rütbelere getirip terfi ettiren siyasi iradenin, o isimleri tutup kulaklarından yargının önüne getirmesinin beklenmesi değil miydi?.. 

Aynı zaman da siyasi iktidara, "darbecileri bu makamlara niye getirdiniz" sorusunun sorulması lazım değil miydi?.. 

Kumpas itiraflarının ardından onca zaman geçti, niye gereken tedbirler alınmamış ve gerekenler yapılmamıştı?.. 


Evet!.. Çakma darbe başarılı oldu... 

 Bu hain, piyon dangalaklar yüzünden yarım yamalak, kör topal giden demokrasimiz esas şimdi askıya alındı. 

 Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetinin rejiminin değiştirilmesi için çalışanlara ve bir türlü yeterli desteği bulamayanlara büyük bir mağduriyet alanı açıldı. Yeni kahramanlık (!) meydanlarına servis yapıldı. 

 Ülkenin kötü gidişatının önüne geçmek için -az bir şey- demokrasi ile çıkış yolumuz vardı onu da kapattılar.


AKP saltanatının emellerinde başarılı olması için ellerine verilen yeni mağduriyet alanı ile eskisinden daha ceberut olacağını tahmin etmek için kâhin olmaya gerek var mı?..

 Olup bitenleri çok iyi okuyup ders almazsak, 27 Nisan e-muhtırası ile 15 Temmuz çakma ABD darbesinin benzerliklerinin sonuçlarını yine çok acı bedeller ödeyerek yaşarız.

 Baş rol oyuncularına, figüranlara ve yardımcılarına bakın. Onlar hep aynı... Sadece senaryolar güncelleniyor!..

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ sitesinden 17.07.2016 tarihinde yazdırılmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder