İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

8 Haziran 2016 Çarşamba

IV. B. 3. a.) KAVRAM OLARAK ALLAH'IN SIFATLARI (NE OLDUĞU, NELER YAPTIĞI) -9


IV. İTİKAT. 1

B. ALLAH.. 1

3. ALLAH'IN SIFATLARI (NE OLDUĞU, NELER YAPTIĞI). 1

a) Kavram Olarak, İtikat, Allah, Allah'ın Sıfatları (Ne Olduğu, Neler Yaptığı) -9. 1


Dipnot: 33/54*: Allah O'dur Ki: Allah, Gizleneni de Açığa Vurulanı da Bilir. Bak: 60/1; 64/4; 67/13. 2

Dipnot: 4/87*: İtikat: Ahiret: Yargılanma (Hesap): Allah'ın Bağışlaması (Af): Allah'ın İnananlar için kendi üzerine yazdığı bir vaadidir ve Allah'ın vaadi Hak'tır / Gerçektir ve O vaadine asla ters düşmez.+ Allah O'dur Ki: Allah'ın sözü / vaadi haktır / kesin gerçektir, mutlak doğrudur. Bak: 4/122; 6/73; 9/111; 10/55; 11/45; 16/38; 18/98; 24/55; 25/16; 30/60; 31/8-9, 33; 35/5; 40/5, 55, 77; 46/17; 50/31-35; 51/4-6; 2

Dipnot: 13/41*: Mucize Beyan: Kendi ekseni etrafında dönen cisim kutuplarında basıklaşır. Bak: 21/44  5

Dipnot: 13/8*: İnsanın Yaratılış Aşamaları: Hamilelik. Bak: 2/228; 13/8; 22/2; 31/14, 35/11; 64/4, 6; 77/20-23. 6

Dipnot: *54/27-29: İmtihan aracı olarak mucize /deve. Bak: 26/155; 54/27-29. 8

Dipnot: *59/22-24: Dili ne olursa olsun tüm güzel isimler, Allah'ındır. Bak: 7/180; 17/110; 20/8; 59/22-24; 26/198- 200; 41/44. 9

EN GÜZEL İSİMLER ALLAH'INDIR. 9

KURAN TÜM DÜNYA DİLLERİNE ÇEVRİLMELİDİR: 10

KURAN'IN AYETLERDE VE ARALARINDAKİ İLİŞKİLERDE VERİLEN DETAYLAR. 11


 IV. B. 3. a.) KAVRAM OLARAK ALLAH'IN SIFATLARI (NE OLDUĞU, NELER YAPTIĞI) -9

IV. İTİKAT

B. ALLAH

3. ALLAH'IN SIFATLARI (NE OLDUĞU, NELER YAPTIĞI)

a) Kavram Olarak, İtikat, Allah, Allah'ın Sıfatları (Ne Olduğu, Neler Yaptığı) -9


 
33. sure (AHZÂB) 54. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

Y.N. Öztürk :
Siz birşeyi açıklasanız da gizleseniz de Allah bunların tümünü bilmektedir.


Dipnot: 33/54*: Allah O'dur Ki: Allah, Gizleneni de Açığa Vurulanı da Bilir. Bak: 60/1; 64/4; 67/13.



 33/54*: ALLAH, GİZLENENİ DE AÇIĞA VURULANI DA BİLİR:

 'Siz bir şeyi açıklasanız da gizleseniz de Allah bunların tümünü bilmektedir.' 33/54.

 'Ey iman sahipleri! Düşmanımı ve düşmanınızı dostlar yerine tutmayın! Onlar, size Hak'tan geleni inkâr ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınız için Peygamber'i ve sizi yurdunuzdan çıkardıkları halde, siz onlara sevgi sunuyorsunuz. Benim yolumda gayret sarf etmek, benim hoşnutluğumu kazanmak için seferber olduğunuz halde, içinizde onlara sevgi gizliyorsunuz. Sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da en iyi ben bilirim. Sizden kim bunu yaparsa denge yolundan sapmış olur.' 60/1.

 'O bilir, göklerde ne var, yerde ne var! Ve bilir sizin gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da. Allah, göğüslerin özünü çok iyi bilir.' 64/4.

 'Sözünüzü ister gizleyin ister onu açıklayın; şu bir gerçek ki O, göğüslerin özünü çok iyi bilir.' 67/13.

MKA.


4. sure (NİSA) 87. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Y.N. Öztürk :
Allah'tır O, ilah yoktur O'ndan başka. Hakkında hiçbir kuşku bulunmayan kıyamet gününde, hepinizi muhakkak bir araya toplayacaktır. Hadis/söz bakımından, Allah'tan daha sadık kim olabilir?

Dipnot: 4/87*: İtikat: Ahiret: Yargılanma (Hesap): Allah'ın Bağışlaması (Af): Allah'ın İnananlar için kendi üzerine yazdığı bir vaadidir ve Allah'ın vaadi Hak'tır / Gerçektir ve O vaadine asla ters düşmez.+ Allah O'dur Ki: Allah'ın sözü / vaadi haktır / kesin gerçektir, mutlak doğrudur. Bak: 4/122; 6/73; 9/111; 10/55; 11/45; 16/38; 18/98; 24/55; 25/16; 30/60; 31/8-9, 33; 35/5; 40/5, 55, 77; 46/17; 50/31-35; 51/4-6;



 4/87*: ALLAH'IN SÖZÜ / VAADİ HAKTIR / KESİN GERÇEKTİR, MUTLAK DOĞRUDUR:

 Allah'tır O, ilah yoktur O'ndan başka. Hakkında hiçbir kuşku bulunmayan kıyamet gününde, hepinizi muhakkak bir araya toplayacaktır. Hadis/söz bakımından, Allah'tan daha sadık kim olabilir? 4/87. 

 İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Sonsuza değin kalacaklardır orada. Allah'ın şaşmaz vaadidir bu. Söz söyleme bakımından Allah'tan daha doğru ve tutarlı kim olabilir? 4/122. 

 Gökleri ve yeri hak olarak yaratan da O'dur. 'Ol!' dediği gün, hemen oluverir. Sözü haktır O'nun. Sûra üfleneceği gün de mülk ve yönetim O'nundur. Âlim'dir, görünmeyeni de görüneni de bilen O'dur. O'dur Hakîm, O'dur Habîr. 6/73. 

 Allah, müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlar da öldürürler, öldürülürler. Allah'ın; Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kendi üzerine hak olarak yazdığı bir vaattır bu. Ahdine, Allah'tan daha vefalı kim var? Perçinlediğiniz bu antlaşmanızdan ötürü müjdeler olsun size. İşte budur o büyük başarının ta kendisi. 9/111. 

 Gözünüzü açın, göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır! Gözünüzü açın, Allah'ın vaadi haktır! Ama onların çokları bilmiyorlar. 10/55. 

 Bu arada Nûh, Rabbine yakardı da dedi ki: 'Rabbim, oğlum benim ailemdendi! Senin vaadin elbette haktır. Sen hâkimlerin, hükmü en güzel verenisin.' 11/45. 

 Yeminlerinin tüm gücüyle, 'Allah ölen kimseyi diriltmez' diye Allah'a yemin ettiler. Hayır, öyle değil. Öleni diriltmek O'nun üzerinde hak bir vaattır, fakat insanların çokları bilmezler.
16/38. 


 Dedi: 'Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır.' 18/98. 

 Allah; sizin, iman edip hayra ve barışa yönelik iyilikler yapanlarınıza şu vaatte bulunmuştur: Onlardan öncekileri halef kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka halef kılacak. Onlar için beğenip seçtiği dinlerini yine onlar için güç kaynağı yapacak, onları korkularının arkasından mutlaka güvene ulaştıracak. Bana kulluk/ibadet edecekler, hiçbir şeyi bana ortak koşmayacaklar. Bundan sonra nankörlük edenlerse, yoldan sapanların ta kendileridir. 24/55. 

 Onlar için orada, diledikleri her şey sürekli vardır. Bu, Rabbin üzerinde sorumluluğu üstlenilen bir vaattir. 25/16. 

 O halde, sabret! Kuşkun olmasın ki, Allah'ın vaadi haktır. İmanı kemale ermemişler seni hafifliğe sevk etmesinler/seni küçümseyemeyeceklerdir. 30/60. 

 İman edip hayra ve barışa yönelik fiiller sergileyenlere gelince, onlar için nimetlerle dolu cennetler vardır. Sürekli kalacaklardır orada. Allah'ın hak vaadidir bu. Azîz'dir, Hakîm'dir O. 31/8-9.

 Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Herhangi bir şeyde babanın, evladı; evladın da babası yerine karşılık ödemeyeceği günden ürperin! Allah'ın vaadi haktır; dünya hayatı sizi sakın aldatmasın. O yaman aldatıcı, sakın sizi Allah ile aldatmasın! 31/33. 

 Ey insanlar, Allah'ın vaadi haktır! O halde iğreti dünya hayatı sizi sakın aldatmasın! O yaman aldatıcı, o çok gururlu, sizi sakın Allah ile aldatmasın. 35/5. 

 İşte böyle! Rabbinin, nankörlüğe sapanlar hakkındaki, 'onlar ateş yâranıdır' sözü tam gerçekleşti. 40/6. 

 Öyleyse sabret! Kuşkun olmasın ki, Allah'ın vaadi haktır. Günahın için af dile. Akşam ve sabah, Rabbini överek tespih et! 40/55. 

 Sen sabret! Çünkü Allah'ın vaadi haktır. Onları tehdit ettiğimiz şeyin bir kısmını belki sana gösteririz, belki de seni vefat ettiririz. Sonunda onlar bize döndürülecekler. 40/77. 

 Hani, size, 'Hiç kuşkusuz, Allah'ın vaadi haktır, kıyamet saatinde de şüphe yoktur' dendiğinde, siz şöyle demiştiniz: 'Saat nedir, bilmiyoruz. Sadece bir şeyler var sanıyoruz; kesin bir bilgimiz olmadığı için inanmıyoruz.' 45/32. 

 Birisi de ana babasına: 'Yazık size, benden önce bir yığın nesil gelip geçtiği halde, siz bana, benim diriltileceğimi mi söylüyorsunuz?' dedi. Onlarsa; Allah'a sığınarak, 'Yazıklar olsun; inansana, Allah'ın vaadi haktır' diye vahlanınca o şöyle dedi: 'Bu, öncekilerin masallarından başkası değil!' 46/17. 

 Ve cennet, takva sahiplerine yaklaştırılmıştır; hiç uzak değildir. İşte size vaat edilen budur. Allah'a sürekli yönelen, korunması gerekeni koruyan herkese... Görmediği halde Rahman'dan ürperen ve Allah'a yönelik bir kalp getiren herkese... Esenlikle girin oraya! Sonsuzlaşma günüdür bu. Orada onlar için istedikleri her şey var. Katımızda ise dahası da var. 50/31-35. 

 O iş ve oluşu bölüştürenlere yemin olsun ki, Hiç kuşkusuz, o size vaat olunan kesinlikle doğrudur. Ve din, şaşmaz bir olgudur. 51/4-6.

MKA

13. sure (RA'D) 41. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Y.N. Öztürk :
Görmüyorlar mı ki biz o yerküreye geliyor, onu uçlarından eksiltiyoruz. Allah hükmeder; O'nun hükmünü denetleyecek de yoktur. Hesabı çok çabuk görür O.

Dipnot: 13/41*: Mucize Beyan: Kendi ekseni etrafında dönen cisim kutuplarında basıklaşır. Bak: 21/44


 MUCİZE BEYAN

 13/41: Görmüyorlar mı ki biz o yerküreye geliyor, onu uçlarından eksiltiyoruz. Allah hükmeder; O'nun hükmünü denetleyecek de yoktur. Hesabı çok çabuk görür O

 21/44: Gerçek şu ki, biz onları ve atalarını, ömür kendilerine uzun gelecek kadar nimetlendirdik. Hâlâ görmüyorlar mı ki, biz yerküreye geliyor, onu uçlarından eksiltiyoruz. Galip gelenler onlar mı?

MKA
 
13. sure (RA'D) 42. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Y.N. Öztürk :
Onlardan öncekiler de tuzak kurmuştu, ama tüm tuzaklar Allah'ındır. Her benliğin ne kazandığını O bilir. Kâfirler de bilecek sonsuzluk yurdu kimindir!
 
13. sure (RA'D) 8. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Y.N. Öztürk :
Allah her dişinin neye gebe olduğunu, rahimlerin neyi eksiltip neyi artıracağı bilir. O'nun katında her şey bir ölçüye bağlıdır. 

Dipnot: 13/8*: İnsanın Yaratılış Aşamaları: Hamilelik. Bak: 2/228; 13/8; 22/2; 31/14, 35/11; 64/4, 6; 77/20-23.



 13/8*: HAMİLELİK: 

 Boşanmış kadınlar kendi başlarına üç âdet ve temizlenme süresi beklerler. Eğer Allah'a ve âhıret gününe inanmakta iseler, Allah'ın onların rahimlerinde yarattığını saklamaları kendilerine helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde herhangi bir şekilde barışmak isterlerse eşlerini geri almaya herkesten daha çok hak sahibidirler. Kadınların, örfe uygun biçimde, sorumluluklarına benzer hakları da vardır. Erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 2/228. 

 Allah her dişinin neye gebe olduğunu, rahimlerin neyi eksiltip neyi artıracağı bilir. O'nun katında her şey bir ölçüye bağlıdır. 13/8. 

 Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın, emzirdiğinden vazgeçer ve her gebe kadın, taşıdığını düşürür. Sen o gün insanları sarhoşlar halinde görürsün; oysaki onlar sarhoş değillerdir, ama Allah'ın azabı çok şiddetlidir. 22/2. 

 Biz, insana anne babasını önerdik. Annesi onu güçsüzlükle taşımıştır. Sütten kesilmesi de iki yılda olmuştur. O halde bana ve ana babana şükret. Dönüş banadır. 31/14. 

 Allah sizi bir topraktan, sonra bir spermden yarattı; sonra sizi çiftler haline getirdi. O'nun ilmi dışında, bir dişi ne hamile olur ne de doğurur. Yaşayan bir varlığa daha çok ömür verilmesi de onun ömründen biraz azaltılması da mutlaka bir Kitap'ta yazılıdır. Bu, Allah için gerçekten çok kolaydır. 35/11. 

 O bilir, göklerde ne var, yerde ne var! Ve bilir sizin gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da. Allah, göğüslerin özünü çok iyi bilir. 64/4. 

 Bu böyledir. Çünkü resulleri onlara apaçık deliller getirip dururken onlar: 'Bir insan mı bize kılavuzluk edecek?!' deyip küfre saptılar ve yüz çevirdiler. Ve Allah hiçbir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah, sınırsız zenginliğin, sonsuz övgülerin sahibidir. 64/6. 

Sizi basit bir sudan yaratmadık mı? Onu dayanıklı karargâhta tuttuk. Bilinen bir ölçüye/süreye kadar. Bir ölçüyle yaptık. Ne güzel ölçü koyanlarız biz! 77/20-23.

MKA.




 *13/8: Her dişinin neye gebe olduğunu Allah'tan başkaları bilemez anlamına gelmez. Bak 4/119. Bak 42/49 ve 31/34

 4/119: 'Yemin olsun, onları saptıracağım, onları kuruntulara/hurafelere/anlamını bilmeden okumaya mutlaka iteceğim. Onlara mutlaka emir vereceğim de davarların kulaklarını yaracaklar; onlara muhakkak emredeceğim de Allah'ın yaratışını / yarattıklarını değiştirecekler.' Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı yandaş edinirse açık bir hüsrana kesinlikle yuvarlanmış olacaktır.

(Cinsiyet belirleyerek hamileliğin, Allah'ın yaratışını değiştirmek anlamı taşıdığı ve doğanın düzenini (kız-erkek nüfusundaki ilahi dengeyi) bozacağı dikkatlerden kaçırılmamalıdır. MKA)

 42/49: Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi Allah'ındır. Dilediğini yaratır. Dilediğine kız evlat bağışlar, dilediğine erkek evlatlar armağan eder. 


 Bu ifade, 'Tanrı'dan başkası dişiyi veya erkeği belirleyemez' anlamına gelmez. Bak, 13/8; 31/34.

 13/8: Allah her dişinin neye gebe olduğunu, rahimlerin neyi eksiltip neyi artıracağı bilir. O'nun katında her şey bir ölçüye bağlıdır.

 31/34: O kıyamet saatine ilişkin bilgi Allah katındadır. Yağmuru O yağdırır. O, rahimlerde olanı da bilir. Hiçbir benlik yarın ne kazanacağını bilmez. Ve hiçbir kimse hangi yerde öleceğini bilmez. Allah Alîm'dir, Habîr'dir.

Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.
.
 
13. sure (RA'D) 9. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Y.N. Öztürk :
Gaybı da görünen âlemi de bilendir/Âlim'dir O... Kebîr, sınırsızca büyük O'dur; Müteâl, sonsuzca yüce O'dur.
 
13. sure (RA'D) 10. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Y.N. Öztürk :
Sizden, sözü saklayan da açıklayan da geceye sığınıp gizlenen de gündüz yol alan da onun için birdir.
 
54. sure (KAMER) 26. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)

Y.N. Öztürk :
Yarın bilecekler, kimmiş yalancı küstah!
 
54. sure (KAMER) 27. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)

Y.N. Öztürk :
Bir imtihan aracı olarak kendilerine dişi deveyi göndereceğiz. Artık gözetle onları ve sabret!

Dipnot: *54/27-29: İmtihan aracı olarak mucize /deve. Bak: 26/155; 54/27-29


 26/155: Dedi: "Şu bir dişi devedir. Onun su içme hakkı var. Belli bir günde su içme hakkı da sizin."

*26/155: "Elçilerin getirdikleri mucizeler, çağlarındaki insanların ilgilendikleri ve bildikleri konular cinsindendir. Hayvancılık konusunda uzman olan bir toplum matematiksel bir mucizeyi değil, iyi tanıdıkları inatçı devenin ancak bildirilen bir zamanda su içmesini daha iyi değerlendirir ve takdir ederlerdi. Tabii bizim için bunun tersi söz konusudur."

 54/27-29: "Bir imtihan aracı olarak kendilerine dişi deveyi göndereceğiz. Artık gözetle onları ve sabret! +Suyun, aralarında bölüştürüleceğini onlara bildir. Her su alış/içiş nöbetledir/içilecek her miktar hazırlanmıştır. +Arkadaşlarını çağırdılar, o da hançerini kapıp deveyi boğazladı." 

 91/14: "Fakat elçiye inanmadılar da deveyi devirip boğazladılar. Bunun üzerine, Rableri onların günahlarını kendi başlarına geçirdi de o yurdu dümdüz etti."

Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.

 
54. sure (KAMER) 28. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)

Y.N. Öztürk :
Suyun, aralarında bölüştürüleceğini onlara bildir. Her su alış/içiş nöbetledir/içilecek her miktar hazırlanmıştır.
 
59. sure (HAŞR) 1. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)

Y.N. Öztürk :
Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah'ı tespih etmiştir. Azîz'dir O, Hakîm'dir.
 
59. sure (HAŞR) 22. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)

Y.N. Öztürk :
Öyle Allah ki O, tanrı yok O'ndan başka. Gaybı da görünen âlemi de bilen O! Rahman O, Rahîm O.

Dipnot: *59/22-24: Dili ne olursa olsun tüm güzel isimler, Allah'ındır. Bak: 7/180; 17/110; 20/8; 59/22-24; 26/198- 200; 41/44.


 *59/22-24: Dili / lisanı ne olursa olsun tüm güzel isimler, Allah'ındır. 'İsim' kelimesi 'smy' kökünden türemekte olup 'niteleme' anlamına gelir. Dili ne olursa olsun tüm güzel nitelemeler Rabbimiz için kullanılabilir. Tanrı'nın tüm elçileri Araplardan gelmedi, tüm ilahi kitaplar da Arapça inmedi. Bak: 7/180; 17/110; 20/8; 59/22-24; 26/198- 200; 41/44.

Allah, daha doğrusu Ellah kelimesi Arapça 'El' belirtme ön takısıyla 'elah/ilah' kelimesinin kaynaşmış biçimidir. Nasıl ki 'Pazar' ve 'ertesi' kelimeleri dilimizde bir 'e' harfi düşmesiyle 'Pazartesi'ne dönüşüyorsa, 'El' ve 'ilah' kelimeleri de Arapça'da 'Ellah' (O tanrı veya Tanrı) kelimesine dönüşmüştür.

Kuran, ilah (tanrı) kelimesini birçok ayette Allah (Tanrı) için de kullanıyor. Örneğin, Kuran'ın son suresinde Rabb'imiz (efendimiz), 'ilahin nas' (halkın tanrısı) olarak tanımlanıyor. 'La ilahe illa Allah' ifadesi 'Bilinen Tanrıdan başka tanrı yoktur' biçiminde Türkçe'ye çevrilebilir.

 

EN GÜZEL İSİMLER ALLAH'INDIR


 Bak: 

 7/180: 'En güzel isimler Allah'ındır; O'na onlarla dua edin. O'nun isimlerinde ters bir tutum izleyenleri bırakın. Yapıp ettiklerinin cezasını çekeceklerdir.'

 17/110: 'De ki: 'İster Allah diye yakarın, ister Rahman diye yakarın. Hangisiyle yakarırsanız yakarın, en güzel isimler / Esmâül Hüsna O'nundur. Namazında sesini yükseltme, kısma da. İkisi ortası bir yol tut.'

 20/8: 'Allah'tır O. İlah yok O'ndan başka. Esmaül Hüsna, en güzel isimler O'nundur.'

 59/22-24: 'Öyle Allah ki O, tanrı yok O'ndan başka. Gaybı da görünen âlemi de bilen O! Rahman O, Rahîm O. + Öyle Allah ki O, ilah yok O'ndan gayrı! Melik, Kuddûs, Selâm, Mümin, Müheymin, Azîz, Cebbâr, Mütekebbir. Allah, onların ortak koşmalarından yücedir, arınmıştır + Allah'tır O! Haalik, Bâri', Musavvir'dir O! En güzel isimler/Esmâül Hüsna O'nundur. Göklerde ne var, yerde ne varsa O'nu tespih eder. Azîz'dir O, Hakîm'dir.'

[Anlamları için bak: ESMAÜL HÜSNA LİSTESİ (Yalnız tek kelimelik İsim-Sıfatlar). MKA]

 *41/44: Kuran tüm dünya dillerine çevrilmelidir (26/198-200; 41/44). Gerçeği onaylayanlar, doğru çeviri ile yanlış çeviri arasındaki farkı, Tanrı vergisi akıllarını kullanarak, karşılaştırıp tartışarak rahatlıkla görebilirler. Kuran'ın asıl öğretmeni Tanrı'dır (55/1-2). Bak: 43/3; 11/1.

 

KURAN TÜM DÜNYA DİLLERİNE ÇEVRİLMELİDİR:


 26/198 -200: 'Biz onu Arapça konuşmayanlardan birine indirseydik de, + O onu onlara okusaydı, yine de ona inanmayacaklardı. + Biz onu suçluların kalplerine işte böyle yolladık.'

 41/44: 'Eğer biz onu yabancı dilde bir Kur'an yapsaydık, elbette şöyle diyeceklerdi: 'Ayetleri ayrıntılı kılınmalı değil miydi? / Arap'a yabancı dil mi? / ister yabancı dilde, ister Arapça!' De ki: 'O, iman edenler için bir kılavuz, bir şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur'an, onlar için bir körlüktür. Böylelerine, çok uzak bir mekândan seslenilmektedir.'

 GERÇEĞİ ONAYLAYANLAR, DOĞRU ÇEVİRİ İLE YANLIŞ ÇEVİRİ ARASINDAKİ FARKI, TANRI VERGİSİ AKILLARINI KULLANARAK, KARŞILAŞTIRIP TARTIŞARAK RAHATLIKLA GÖREBİLİRLER.

 KURAN'IN ASIL ÖĞRETMENİ TANRI'DIR. (55/1-2).

 55/1-2: 'O Rahman, + Öğretti Kur'an'ı,'

 KUR'AN (VE ÇEVİRİLERİ) HANGİ DİLLE KONUŞURSA KONUŞSUN, TÜM İNSANLIK İÇİN TANRISAL BİR MESAJDIR, BİR ELÇİDİR. Bak 43/3; 11/1. 

*43/3: Bir Arap peygambere 'kusursuz, mükemmel' bir Arapça ile nazil olan Kuran, Rahman tarafından öğretildiği için (55/1-2 ), hangi dille konuşursa konuşsun, tüm insanlık için Tanrısal bir mesajdır, bir elçidir. Bak: 13/37; 16/103; 43/3;

 Kuran'ın dışındaki mukaddes kitaplar kısmen tahrife uğramışlardır. Kuran'ı mevcut Tevrat ve İncil çevirileriyle karşılaştırırsak Kuran'ın orijinalliği ortaya çıkar. Örneğin, Tevrat'ın Çıkış 32:20 ayetiyle Kuran'ın 2/93 ayetini karşılaştırınız. 

 Dr. Maurice Bucaille'nin 'The Bible, the Quran and Science' (Tevrat-İncil, Kuran ve Bilim) adlı kitabı bu konuda bir klasiktir. Bu ayetin son bölümü şu biçimde de anlaşılabilir: 'Amaçladıkları kişinin dili anlaşılmaz bir dil, bu ise mükemmeldir, apaçıktır.' Bak 13/37; 16/103; 43/3;

 13/37: İşte biz o Kur'an'ı Arapça bir hüküm kaynağı olarak indirdik. Eğer sana gelen ilimden sonra onların keyiflerine uyarsan, Allah'tan sana ne bir dost nasip olur ne de bir koruyucu.

 16/103: 'Yemin olsun ki, biz, onların, 'Kur'an'ı ona bir insan öğretiyor' demekte olduklarını biliyoruz. Nispet etmeye uğraştıkları adamın dili yabancıdır. Oysaki bu, apaçık Arapça bir dildir.'

 43/3: 'Biz onu akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an yaptık.' Bu ayetin farklı bir anlamı için bak: 13/37.

 'Arabiy' (Arapça) kelimesinin kökü olan A'RB, Arapçada, 'kusursuz, mükemmel' anlamına gelir.

Kuran'ın mesajı tüm insanlığa gönderildiğinden, Arapça olan orijinal Kuran'ın dilinin anlaşılması onun Arapça oluşundan değil, Arapçasının gerçekten A'RB, yani 'mükemmel' oluşundan kaynaklanıyor. 

Bir başka deyişle, bu ayette kastedilen anlam, özel isim olarak Arapça değil, onun kelime anlamıdır. Her Adil, adaletli olmayabildiği gibi, her Zeki zeki, her Arap arap (mükemmel) olmayabilir. 

Aynı şekilde her Arapça metin arapça (mükemmelce) olmayabilir! Kuran'ın dili arapçadır, kusursuzdur, mükemmeldir.

 Bir Arap peygambere mükemmel bir Arapça ile nazil olan Kuran, Rahman tarafından öğretildiği için (55/1-2 = O Rahman, + Öğretti Kur'an'ı,), hangi dille konuşursa konuşsun, tüm insanlık için Tanrısal bir mesajdır, bir elçidir.

 

KURAN'IN AYETLERDE VE ARALARINDAKİ İLİŞKİLERDE VERİLEN DETAYLAR.

 *11/1 Kuran'ın ayetlerde ve aralarındaki ilişkilerde verilen detaylar o kadar çok ki, sürekli olarak yenilerini keşfediyoruz.

 11/1: “Elif, Lâm, Râ. Hakîm ve Habîr olandan bir kitaptır ki bu, ayetleri önce muhkem kılınmış, sonra ayrıntılı hale getirilmiştir.”

Örneğin, 46/15; 31/:14; 22/5; 23/14; 16/:58-59 ve 17/31 ayetleri doğadaki ayetler ışığında incelediğinde kürtaj gibi bir konuya aydınlık getiriyor. 

Hırsızların 'ellerinin kesilmesini' öğütleyen ayet (5/38), 'kesmek' kelimesinin kullanıldığı diğer ayetlerin ışığında değerlendirildiğinde esnek bir ceza hukuku ile karşılaşılır. 

Din adamları tarafından hep 'kadınları dövün' biçiminde anlaşılan ayet Kuran'ın kendi açıklamasıyla incelendiği vakit farklı bir tablo çıkarıyor. 

'Gizlenen' adlı suredeki 74/30 ayetinin işaret ettiği matematiksel ve linguistik (dilbilimci-MKA) detaylar kitaplar dolduracak boyutta....
Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.


KURAN'IN AÇIKLAMADIKLARI DİN DIŞI ALANDIR

 Yukarıdaki ayetlerden Kuran'ın detaylı, etraflıca, türlü türlü şekillerde gerekli açıklamaları yaptığını Kuran'ın kendisinin söylediğini görüyoruz. Ayetlerde Kuran'ın etraflıca, türlü türlü şekillerde, detaylı bir biçimde açıklamalar yaptığını vurgulayan kelimelerin Arapçasını parantez içinde verdik. 'Kuran başka kitaplara gönderme yapar, Kuran ana kitaptır, detayları başka kitaplardan öğreniriz.' demek tüm bu ayetlere karşı çıkmak, bu ayetleri yok saymak demektir. 

 Aynı şekilde 'Kuran'ı biz anlayamayız' tipi izahlar da Kuran ile çelişir.

Kuran'ın izahlarına göre iman edenler Kuran'ı anlar. 

Kuran'ı anlamamak iman etmeyenlerin bir özelliğidir. 

Kuran'ı incelediğimizde gerekli tüm teferruatların Kuran'da yer aldığını görürüz. 

Örneğin Kuran, zorda kalıp başka yiyecek bir şey bulamayanların aşırıya gitmemek kaydıyla haram olan leş, kan, domuz eti ve Allah'tan başkası adına kesilen hayvanları yiyebileceğini söyler.

Hacca giderken başında hastalık olduğu için saçını kısaltanların ne yapması gerektiği de Kuran'da geçer. 

Teyze ve anne ile evlenmenin haram olduğu da Kuran'da vardır. 

Peygamber'in sırf kendisine farz olan gece ibadeti de Kuran'da geçer. 

Ebu Leheb'in Müslüman olmayacağı, Rumların yakın zamanda savaşı kazanacakları tipinde ancak Peygamber'imiz döneminde gözlenebilecek olaylara da Kuran değinir. 

Yukarıdaki örnekler ve daha birçok örnek, Kuran'ın tüm teferruatları verdiğinin delilidir. 

 Kaç kişi domuz, leş gibi yiyecekler ile baş başa kalıp başka hiçbir helal gıda bulamayacak kadar zor durumda kalıp, bunları yemek zorunda kalacaktır? Hacdayken hastalığı yüzünden saçını kısaltacak olan kişi sayısı binde bir bile değildir. Yani her bin kişiden birinin hayatta bir kere rastlaması ihtimali bile zor olacak bir detay Kuran'da vardır. Teyze ve anne ile evlenmeye kalkmanın çirkin olduğu aşağı yukarı herkesin bildiği, on-binde bir insanın bile kalkışmayacağı bir iğrençliktir.

 Kuran bu konu zaten bilinir dememiş, bunu da açıklamıştır. Yahudilere Cumartesi yasağı gibi yasakların da koyulduğunu belirten Kuran, hiç mümkün müdür ki inananlarına tüm yasakları belirtmesin?

 Hiç mümkün müdür ki Hacda saçını kısaltan adama yol göstersin de, kıyafet ve diğer hususlarda bir yasak varsa bunu kadınlara açıklamasın?

 Hiç mümkün müdür ki zorda kalana yukarıda belirttiğimiz izni açıklasın da midye, karides diye bir yasak varsa bunun açıklamasını başka kaynaklara bıraksın?

 Hiç mümkün müdür ki Peygamber'e özel farz ibadet açıklansın da tüm Müslümanlara farz olan tüm namazlar Kuran'da yer almasın? 


 Allah'ın gönderdiği bir kitap var ve onun din adına tüm bilgileri içermediğini iddia edenler var. Allah'ın eksik ve başka kaynaklara ihtiyacı olan bir kaynak göndermesi mümkün mü? 

 Allah'tan olanın, insanın yazacağı kitaplardaki açıklamalara, tefsirlere muhtaç olduğu hiç düşünülebilir mi? 


 Eğer ki din adına Kuran'ın hacminden fazla bilgilere ihtiyacımız olsaydı Allah, Kuran'ı 2-3 kat daha kalın yapabilirdi. Böylece bizi yine başka kaynaklara muhtaç etmezdi. Kuran eğer ki dini açıklamada yetersizse niye indirildi? Allah dinin sadece bir kısmını açıkladı da, diğer kısmı için başkalarına mı muhtaç kaldık? 


 Allah'ın kelimeleri tükenmez, Allah kelime sıkıntısı çekmez. Allah hiç kimsenin mezhebine, hadisine ihtiyaç kalmaksızın dinini tam olarak açıklamıştır.


 Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa ve deniz de arkasından yedi deniz daha katılarak kullanılsa; yine de Allah'ın kelimeleri tükenmez. Allah üstündür, bilgedir.
31-Lokman Suresi 27

Uydurulan Din, Kuran'daki Din E - Kitap



KURAN ve ÇEVİRİLERİ, 'Rahman tarafından öğretildiği için (55/2), hangi dille konuşursa konuşsun / HANGİ DİLLE OKUNURSA OKUNSUN, TÜM İNSANLIK İÇİN ALLAH'TAN BİR MESAJDIR. KIYAMETE KADAR HER ZAMAN İÇİN VE HER TOPLUMA ÖNGÖRÜLMÜŞ OLAN BİR ELÇİDİR / RESULDÜR - MKA.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder