İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

6 Haziran 2016 Pazartesi

IV. B. 3. a.) KAVRAM OLARAK ALLAH'IN SIFATLARI (NE OLDUĞU, NELER YAPTIĞI) -7


IV. İTİKAT. 2

B. ALLAH.. 2

3. ALLAH'IN SIFATLARI (NE OLDUĞU, NELER YAPTIĞI). 2

a) Kavram Olarak, İtikat, Allah, Allah'ın Sıfatları (Ne Olduğu, Neler Yaptığı) -7. 2

Dipnot: 2/117*: Göklerin Yaratılışı. Bak: 2/164; 3/190; 6/1, 14, 73, 79, 101; 7/54; 10/3, 6; 11/7; 13/2; 15/85; 17/99; 18/51; 21/16, 30; 23/17; 25/59; 30/8; 31/10; 38/27; 40/57; 46/3, 33; 57/4. 2

Dipnot: 2/255*: Allah'ın Selbi (Tenzihi) Sıfatları: (Allah İçin Tersi İmkânsız / Muhal Olan Sıfatlar): Allah Ezelîdir (Kıdem). Bak: 57/3. 5

2/255**:Allah'ın Selbi (Tenzihi) Sıfatları: (Allah İçin Tersi İmkânsız / Muhal Olan Sıfatlar): Allah Ebedîdir (Baka). Bak: 25/58; 28/88; 55/26; 57/3. 5

2/255***: Allah'ın Selbi (Tenzihi) Sıfatları: (Allah İçin Tersi İmkânsız / Muhal Olan Sıfatlar): Allah Kendiliğinden Vardır. 6

2/255****: Allah'ın Zati veya Subiti Sıfatları: (Kemal İfade Eden Sıfatlar): Allah Diridir (Hayat): Hayy: Sürekli diri. Hayatın kaynağı. Kendisi için ölüm söz konusu edilemeyen Allah. Bak: 3/2; 20/111; 40/65. 6

2/255*****: Kavram olarak, Bilgi: İlahi Bilgi. Bak: 5/97; 6/38, 59; 7/6-7, 89; 8/68; 10/61; 11/6; 13/1, 39; 17/4, 58; 20/52-53, 98, 110; 22/20; 27/75; 29/45; 30/56; 31/27; 34/3; 35/11; 41/47; 43/2-4; 50/4; 56/77-80; 57/22; 64/4; 67/26; 85/21-22. 7

2/255******: Bilginin Getirdiği Sorumluluklar. Bilgi, Hak / Gerçek İlim Allah Katındandır: Allah'ın ilmi / bilgisi her şeyi kuşatmıştır, Peygamberlere ve peygamberler vasıtasıyla / sebepler yoluyla insanlara hikmet ve bilgiyi veren / öğreten Rab'dir. Bak: 12/22, 68; 16/70; 17/55; 18/65; 20/114; 21/74, 79; 27/15. 10

2/255*******: İtikat: Ahiret: Genel Olarak Ahiret Hayatı: + İtikat: Ahiret: Cezalandırma ve Ödüllendirme: Azap ve Nimet Mutlak Olarak Sonsuz mu? Ancak ve Yalnız Allah Mutlak Hayy ve Mutlak Baki'dir, O'nun Dışında Tüm Varlıklar, Mahlûk ve Sonludur. Bak: 3/2; 20/111; 25/58; 28/88; 40/65; 55/26-27; 57/3. 11

2/255********: İtikat: Ahiret: Yargılanma (Hesap): Şefaat (Aracılık): Şefaatçiler / Aracılar: Allah'ın İzni Olmadan Hiçbir Şefaatçi / Aracı Devreye Giremez. Bak: 10/3. 12

Dipnot: *3/1: Başlangıç harfleri:  Kuran'ın matematiksel mucizesinin bir parçası olan bu harfler hakkında detaylı bilgi için 2/1 ayetinin dipnotuna bakınız. 12

*2/1: Kur'an'sal baş harfler (mukatta'a harfleri) hakkında kişisel bir yorum. 13

**2/1:  Başlangıç harflerinin Kur'an'andaki 19 kodu üzerine kurulu matematiksel sistemin parçası olduğu hakkındaki görüş ve kabul. 13


 IV. B. 3. a.) KAVRAM OLARAK ALLAH'IN SIFATLARI (NE OLDUĞU, NELER YAPTIĞI) -7

IV: İTİKAT

B. ALLAH

3. ALLAH'IN SIFATLARI (NE OLDUĞU, NELER YAPTIĞI)

a) Kavram Olarak, İtikat, Allah, Allah'ın Sıfatları (Ne Olduğu, Neler Yaptığı) -7


 
2. sure (BAKARA) 117. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Y.N. Öztürk :
Gökleri ve yeri, güzelliklerle donatarak yaratan Bedî, O'dur. Bir şeyin olmasına karar verdi mi ona sadece "Ol'" der. Artık o, oluverir.


Dipnot: 2/117*: Göklerin Yaratılışı. Bak: 2/164; 3/190; 6/1, 14, 73, 79, 101; 7/54; 10/3, 6; 11/7; 13/2; 15/85; 17/99; 18/51; 21/16, 30; 23/17; 25/59; 30/8; 31/10; 38/27; 40/57; 46/3, 33; 57/4.


 2/117*: GÖKLERİN YARATILIŞI:
 Gökleri ve yeri, güzelliklerle donatarak yaratan Bedî, O'dur. Bir şeyin olmasına karar verdi mi ona sadece 'Ol'' der. Artık o, oluverir. 2/117.
 Şu bir gerçek ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanların yararı için denizde yüzüp giden gemilerde, Allah'ın gökten suyu indirip onunla, ölümünden sonra toprağı dirilterek üzerine tüm canlılardan yaymasında, rüzgârların bir düzen içinde yönden yöne çevrilmesinde, gök ve yer arasında bir hizmete memur edilen bulutlarda, aklını işleten bir topluluk için sayısız izler-işaretler-ibretler vardır. 2/164.
 Şu bir gerçek ki, göklerin ve yerin yaratılışında, geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, aklını ve gönlünü işletenler için çok ibretler vardır. 3/190.
 Hamd Allah'adır! O ki gökleri ve yeri yaratmış, karanlıklara ve nura vücut vermiştir. Sonra, gerçeği örtenler bunları Rablerine denk tutuyorlar. 6/1.
 De ki: 'Göklerin ve yerin Fâtır'ı olan o yaratıcıdan, o yedirip doyuran ama kendisi yedirilip beslenmeyen Allah'tan başkasını mı velî edineyim?' De ki: 'Bana, İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçenlerin ilki olmam emredildi.' Ve sakın şirke sapanlardan olma! 6/14.
 Gökleri ve yeri hak olarak yaratan da O'dur. 'Ol!' dediği gün, hemen oluverir. Sözü haktır O'nun. Sûra üfleneceği gün de mülk ve yönetim O'nundur. Âlim'dir, görünmeyeni de görüneni de bilen O'dur. O'dur Hakîm, O'dur Habîr. 6/73.
 'Ben bir hanîf olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.' 6/79.
 Gökleri ve yeri yaratıp donatan Bedî' O'dur! Nasıl çocuğu olur O'nun, kendisinin bir eşi olmadı ki! Her şeyi O yarattı ve her şeyi en iyi şekilde bilen de O'dur! 6/101.
 Rabbiniz o Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmış, sonra da arş üzerinde egemenlik kurmuştur. Geceyi gündüze bürüyüp örter. O bunu, bu da onu aralıksız ve titiz bir biçimde kovalar durur. Güneş, Ay, yıldızlar O'nun emrine boyun eğmiş. Gözünüzü açın; yaratış da O'nundur, emir veriş de/yaratış da O'nun içindir, emir veriş de. Âlemlerin Rabbi olan Allah çok yücedir. 7/54.
 Şu bir gerçek ki, sizin Rabbiniz gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arş üzerine Egemenlik kurup iş ve oluşu çekip çeviren Allah'tır. O'nun izni olmadıkça hiçbir şefaatçi devreye giremez. İşte bu Allah'tır sizin Rabbiniz. Artık O'na kulluk/ibadet edin. Düşünüp anlamıyor musunuz? 10/3.
 Şu bir gerçek ki, geceyle gündüzün birbiri ardınca değişip durmasında, Allah'ın göklerde ve yerde vücut verdiği şeylerde, sakınan bir topluluk için sayısız ayetler vardır. 10/6.
 O, odur ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır. O'nun arşı da su üzerinde idi. Böyle yapması, iş ve davranış yönünden hanginizin daha güzel olduğunu belirlemek için sizi denemeye yöneliktir. Sen, 'Kuşkusuz, sizler ölümden sonra diriltileceksiniz!' dediğinde, küfre batanlar hemen ve kesinlikle şöyle derler: 'Bu apaçık bir büyüden başka şey değildir.' 11/7.
 Allah odur ki, gökleri direksiz yükseltmiştir; görüyorsunuz onları... Sonra arş üzerine egemen olmuştur. Güneş'i ve Ay'ı da boyun eğdirmiştir. Bunların tümü belirlenmiş bir vakte kadar akar dururlar. Oluşu yönlendirir, çekip çevirir O... Ayetleri birer birer gözler önüne serer ki, Rabbinize kavuşacağınıza açık seçik inanasınız. 13/2.
 Biz gökleri, yeri ve bunların arasındakileri hak olarak yarattık. O saat elbette gelecektir. Şimdi sen, uzanan elleri tut, güzel davran. 15/85.
 Görmediler mi ki, o, gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerlerini yaratmaya da Kaadir'dir. Onlar için bir süre belirlemiştir, bunda kuşku yok. Ama zalimler, inkârdan başka bir şeyde direnmiyorlar. 17/99.
 Ben onları ne göklerle yerin yaratılmasına, hatta ne kendilerinin yaratılmasına tanık tuttum. Ben, sapıp gitmişleri yardımcı edinecek değilim. 18/51.
 Biz, gökleri de yeri de bunlar arasındakileri de eğlenip eğlendirelim diye yaratmadık. 21/16.
 O küfre sapanlar görmediler mi ki gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık. Her canlı şeyi sudan oluşturduk. Hâlâ iman etmeyecekler mi? 21/30.
 Yemin olsun, biz sizin üstünüzde yedi yol yarattık! Ve biz yaratılıştan / yaratılmışlardan gafil de değiliz. 23/17.
 Gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yaratıp sonra arş üzerinde egemenlik kuran O'dur. 25/59.
 Kendi benliklerinin içinde olup bitenleri de mi düşünmediler! Allah gökleri, yeri ve bu ikisi arasındakileri ancak hak üzere ve belirlenmiş bir süreye bağlı olarak yaratmıştır. Şu da bir gerçek ki, insanlardan çokları Rablerine kavuşmayı gerçekten inkâr ediyorlar. 30/8.
 Gökleri direksiz, desteksiz yarattı; görüyorsunuz onları. Ve yeryüzüne, sizi çalkalayıp sendeletmesin diye ağırlıklar, dayanaklar bıraktı ve orada her çeşit hayvanı yaydı. Gökten bir su indirdik de orada her türlü cömert ve bereketli çifti filizlendirdik. 31/10.
 Biz şu göğü ve yeri ve ikisi arasındakileri boşuna yaratmadık. Böyle düşünmek, küfre sapanların sanısıdır. Vay hallerine o inkârcıların, ateş yüzünden! 38/27.
 Göklerin ve yerin yaratılışı / yarattıkları, insanların yaratılışından/insanlar âleminden elbette daha büyüktür. Ne var ki insanların çokları bilmiyorlar. 40/57.
 Gökleri ve yeri ve ikisi arasındakileri hak olarak ve belirlenmiş bir süre için yarattık biz. Küfre batanlarsa uyarılmış oldukları şeyden yüz çevirmektedirler. 46/3.
 Görmediler mi ki; gökleri ve yeri yaratan, bunları yaratmakla yorgunluğa düşmeyen Allah, ölüleri diriltmeye de kadirdir. Evet, O her şeye kadirdir. 46/33.
 O, odur ki, göklerle yeri altı günde yarattı, sonra arş üzerinde egemenlik kurdu. Yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve onda yükseleni bilir. O, nerede olursanız olun sizinle beraberdir. Allah, işleyip üretmekte olduklarınızı en iyi şekilde görmektedir. 57/4.

MKA.
 
2. sure (BAKARA) 255. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Y.N. Öztürk :
Allah'tan başka ilâh yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nun dur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azîm'dir O, büyüklüğü sınırsızdır.



Dipnot: 2/255*: Allah'ın Selbi (Tenzihi) Sıfatları: (Allah İçin Tersi İmkânsız / Muhal Olan Sıfatlar): Allah Ezelîdir (Kıdem). Bak: 57/3.


 2/255*: ALLAH EZELÎDİR (KIDEM):

 Allah ezelidir, varlığının başlangıcı yoktur.
 'Allah'tan başka ilâh yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nun dur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azîm'dir O, büyüklüğü sınırsızdır.' 2/255.
 'Evvel'dir O, başlangıcı yoktur; Âhir'dir O, sonu yoktur; Zâhir'dir O, her şeyde belirir; Bâtın'dır O, gözlerden gizlenmiştir. Her şeyi en güzel biçimde bilendir o.' 57/3.

MKA.

 

2/255**:Allah'ın Selbi (Tenzihi) Sıfatları: (Allah İçin Tersi İmkânsız / Muhal Olan Sıfatlar): Allah Ebedîdir (Baka). Bak: 25/58; 28/88; 55/26; 57/3.



 2/255**: ALLAH EBEDÎDİR (BAKA):

 Allah ebedidir, varlığının sonu yoktur.
 'Allah'tan başka ilâh yok. Hayy'dır O, sürekli diridir….' 2/255.
 'O hiç ölmeyecek diriye, o Hayy olana dayanıp güven, O'nu överek tespih et. Kullarının günahlarından O'nun haberdar olması yeter.' 25/58.
 'Allah'ın yanında diğer bir tanrıya daha kulluk etme. İlah yok O'ndan başka. O'nun yüzü dışında her şey helâk olacaktır. Hüküm yalnız O'nundur ve O'na döndürüleceksiniz.' 28/88.
 'Evvel'dir O, başlangıcı yoktur; Âhir'dir O, sonu yoktur; Zâhir'dir O, her şeyde belirir; Bâtın'dır O, gözlerden gizlenmiştir. Her şeyi en güzel biçimde bilendir o.' 57/3.

MKA.

 

2/255***: Allah'ın Selbi (Tenzihi) Sıfatları: (Allah İçin Tersi İmkânsız / Muhal Olan Sıfatlar): Allah Kendiliğinden Vardır.



 2/255***: ALLAH KENDİLİĞİNDEN VARDIR (KIYAM Bİ ZATİHİ):

 Allah, varlığı için başka bir şeye muhtaç değildir.
 'Allah'tan başka ilâh yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nun dur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azîm'dir O, büyüklüğü sınırsızdır.' 2/255.
 'Allah'tır; Samed'dir / tüm ihtiyaçların, niyetlerin, övgülerin, yakarışların yöneldiği tek kuvvettir!' 112/2.

MKA.

 

2/255****: Allah'ın Zati veya Subiti Sıfatları: (Kemal İfade Eden Sıfatlar): Allah Diridir (Hayat): Hayy: Sürekli diri. Hayatın kaynağı. Kendisi için ölüm söz konusu edilemeyen Allah. Bak: 3/2; 20/111; 40/65.



 2/255****: ALLAH'IN ZATİ (SUBUTİ) SIFATLARI (KEMÂL İFADE EDEN SIFATLAR)

 a) GENEL

Allah'ın Kemâl ifade eden (noksanlık bulunmayan) sıfatları, Allah'ın zati (subuti) sıfatlarıdır ki bunlar, ezeli ve ebedi sıfatlar olup, Allah'ın zatı ile (kendisi ile) kaimdir, her zaman vardır.

'Allah'ın sıfatları, zatının (kendisinin) aynı değildir ama gayrı da değildir.' Nasıl ki, Güneş deyince ışığından ayrı düşünülemez ama ışık güneşin kendisi (zatı) değil, bir özelliği, bir sıfatı ise; Bu sıfatlar da , Allah'ın ne zatından ayrı düşünülebilir ne de Allah'ın zatının (kendisinin) aynı sayılabilir.

Allah zamandan ve mekândan münezzehtir. (temizlenmiş, arınmıştır, uzaktır.)

Allah hiçbir şeye benzemez.(42/11; 112/4.) Allah'ın zatını bilmek mümkün değildir. Biz ancak yapıp ettiklerinden, her varlıkta, yarattığı her şeyde tecelli eden (ortaya çıkan, görünen) Allah'ın özelliklerinden, sıfatlarından, Allah'ı tanıyabiliriz.

 b) ALLAH DİRİDİR (HAYAT):
 'Allah'tan başka ilâh yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nun dur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azîm'dir O, büyüklüğü sınırsızdır.' (2/255.)
 'Allah... İlâh yok O'ndan başka... Hayy'dır O, Kayyûm'dur.' (3/2.)
'Bütün yüzler o Hayy ve Kayyûm önünde yere inmiştir. Zulüm taşıyan perişan olup gitmiştir.' (20/111.)

'Hayy O'dur! Tanrı yoktur O'ndan başka. Dini kendisine özgüleyerek dua edin O'na. Hamt olsun âlemlerin Rabbi'ne!' (40/65.)

MKA.

 

2/255*****: Kavram olarak, Bilgi: İlahi Bilgi. Bak: 5/97; 6/38, 59; 7/6-7, 89; 8/68; 10/61; 11/6; 13/1, 39; 17/4, 58; 20/52-53, 98, 110; 22/20; 27/75; 29/45; 30/56; 31/27; 34/3; 35/11; 41/47; 43/2-4; 50/4; 56/77-80; 57/22; 64/4; 67/26; 85/21-22.



 2/255*****: KAVRAM OLARAK, İLAHİ BİLGİ:
 İş onların iddialarının aksinedir! O, çok yüce bir Kur'an'dır. Korunmuş bir levhada/Levh-i Mahfûz'dadır. 85/21-22.
 Toprağın onlardan neyi eksilttiğini pekiyi bilmişizdir biz. Her şeyi saklayıp koruyan bir Kitap var katımızda. 50/4.
 Allah sizi bir topraktan, sonra bir spermden yarattı; sonra sizi çiftler haline getirdi. O'nun ilmi dışında, bir dişi ne hamile olur ne de doğurur. Yaşayan bir varlığa daha çok ömür verilmesi de onun ömründen biraz azaltılması da mutlaka bir Kitap'ta yazılıdır. Bu, Allah için gerçekten çok kolaydır. 35/11.
 'Onlara ilişkin bilgi, Rabbim katında bir Kitap'tadır. Rabbim ne şaşırır ne de unutur.' Yeryüzünü size beşik yapan, onda sizin için yollar açan, gökten su indiren O'dur. Biz o suyla çeşitli bitkilerden çiftler çıkardık. 20/52-53.
 Gerçek olan şu ki, sizin ilahınız kendisinden başka hiçbir tanrı olmayan Allah'tır. O, ilim bakımından her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. 20/98.
 Onların önden gönderdiklerini de arkada bıraktıklarını da bilir, ama onlar O'nu ilimle kuşatamazlar. 20/110.
 O, kesinlikle şerefli bir Kur'an'dır. Titizlikle saklanan bir Kitap'tadır. Ona, arındırılmışlardan başkası dokunmaz. Âlemlerin Rabbi'nden indirilmiştir. 56/77-80.
 Yerde ve gökte hiçbir gayb yoktur ki, açıklayıcı bir Kitap'ta olmasın. 27/75.
 Biz, Beniisrail'e Kitap'ta şu yolda bir yargıda bulunduk: Siz yeryüzünde muhakkak iki kez bozgun vücuda getireceksiniz ve muhakkak büyük bir kibirle böbürleneceksiniz. 17/4.
 Hiçbir kent/medeniyet dışta kalmamak üzere, kıyamet gününden önce hepsini ya helâk edeceğiz yahut da şiddetli bir azapla azaplandıracağız. İşte bu, Kitap'ta satır satır yazılmış bulunuyor. 17/58.
 Bir iş ve oluşta bulunsan, Kur'an'dan bir şey okusan; herhangi bir iş yapsanız, siz ona dalıp gitmişken biz üstünüzde mutlaka tanıklarız. Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey, ondan daha küçüğü de daha büyüğü de Rabbinden uzakta/gizli kalmaz; tümü apaçık bir Kitap'tadır. 10/61.
 Yerde hiçbir debelenen yoktur ki, rızkı Allah'ın üzerinde olmasın. O, onun karar kıldığı noktayı da bilir, emanet edildiği yeri de. Her şey, apaçık bir Kitap'tadır. 11/6.
 Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu Kitap'ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler. 6/38.
 Gaybın anahtarları O'nun yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde olanı da bilir. O'nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. Toprağın karanlıklarındaki bir dâne, yaş ve kuru her şey apaçık bir Kitap'ın içindedir. 6/59.
 Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa, deniz de arkasında yedi deniz daha katılarak yardımcı olsa, Allah'ın kelimeleri tükenmez. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 31/27.
 Küfre sapanlar şöyle dediler: 'Kıyamet saati bize gelmez!' De ki: 'Hayır, öyle değil! Gaybı bilen Rabbime yemin olsun ki, o size mutlaka ve mutlaka gelecektir! Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile Rabbimden gizli kalmaz.' Zerreden daha küçük veya daha büyük hiçbir istisna olmamak üzere, her şey apaçık bir Kitap'ta belirlenmiştir. 34/3.
 Düşün özünde apaçık olan ve hakikati bütün açıklığıyla ortaya seren bu ilahi fermanı! Biz onu akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an yaptık. Ve o, bizim katımızdaki ana Kitap'ta çok yüce, çok hikmetlidir. 43/2-4.
 İlim ve iman verilenler ise şöyle dediler: 'Yemin olsun, siz, Allah'ın Kitabı gereğince yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz daha önceden bilmiyordunuz.' 30/56.
 Yeryüzünde ve kendi benliklerinizde meydana gelen hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir Kitap'ta belirlenmiş olmasın. Bu, Allah için çok kolaydır. 57/22.
 Allah dilediğini silip yok eder, dilediğini sâbit tutar. Kitap'ın anası/ana Kitap O'nun katındadır. 13/39.
 Bilmedin mi ki; Allah gökte ne var, yerde ne varsa hepsini bilir. Bunların tümü bir Kitap'tadır. Bütün bunlar Allah için çok kolaydır. 22/70.
 Allah'tan başka ilâh yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nun dur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azîm'dir O, büyüklüğü sınırsızdır. 2/255.
 Allah Kâbe'yi, o saygıya layık evi, o saygıya layık 'ay'ı, o kurbanlık hediyeleri ve gerdanlıkları insanlar için bir dayanak, bir ayağa kalkış aracı kıldı. Böyle yaptı ki, Allah'ın göklerde olanı da yerde olanı da bildiğini, Allah'ın her şeyi bilici olduğunu siz de bilesiniz. 5/97.
 Yemin olsun, kendilerine elçi gönderilenleri muhakkak hesaba çekeceğiz; gönderilen elçileri de mutlaka hesaba çekeceğiz. Onlara bir ilmin tanıklığında bütün serüveni mutlaka anlatacağız. Biz olup bitenlerden habersiz değildik. 7/6.
 'Allah bizi, milletimizden kurtardıktan sonra tekrar ona dönersek yalan düzüp Allah'a iftira etmiş oluruz. Rabbimiz Allah istemediği sürece, sizin milletinize dönmemiz söz konusu edilemez. Rabbimiz, bilgice her şeyi kuşatmıştır. Allah'a dayanıp güvendik biz. Ey Rabbimiz! Toplumumuzla bizim aramızda hak ile hükmet. Sen, çözüm getirenlerin en hayırlısısın.' 7/89.
 Eğer Allah'tan bir yazı önden gelmemiş olsaydı, aldığınız fidyeden ötürü size büyük bir azap dokunurdu. 8/68.

Kitap'tan sana vahyedileni oku! Namazı da kıl! Çünkü namaz, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki Allah'ın zikri/Kur'an'ı daha büyüktür! Allah, neler yaptığınızı biliyor. 29/45.
 Kıyamet saatine ilişkin bilgi, Allah'a bırakılır. Onun ilmi dışında ne meyveler kabuğundan çıkar ne de bir dişi gebe kalır veya doğurur. 'Ortaklarım nerede?' diye seslendiği gün, şöyle diyeceklerdir: 'Bizden hiçbir tanık olmadığını sana arz ederiz.' 41/47.
 O bilir, göklerde ne var, yerde ne var! Ve bilir sizin gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da. Allah, göğüslerin özünü çok iyi bilir. 64/4.
 De ki: 'Bilgi Allah'ın katındadır. Bana gelince, ben ancak açıkça uyaran biriyim.' 67/26.
 Elif, Lâm, Mîm, Râ. O Kitap'ın ayetleridir bunlar. Ve sana Rabbinden indirilen, haktır. Ne var ki, insanların çokları iman etmezler. 13/1.

MKA.

 

2/255******: Bilginin Getirdiği Sorumluluklar. Bilgi, Hak / Gerçek İlim Allah Katındandır: Allah'ın ilmi / bilgisi her şeyi kuşatmıştır, Peygamberlere ve peygamberler vasıtasıyla / sebepler yoluyla insanlara hikmet ve bilgiyi veren / öğreten Rab'dir. Bak: 12/22, 68; 16/70; 17/55; 18/65; 20/114; 21/74, 79; 27/15.



 2/255******: ALLAH'IN İLMİ / BİLGİSİ HER ŞEYİ KUŞATMIŞTIR, PEYGAMBERLERE VE PEYGAMBERLER VASITASIYLA / SEBEPLER YOLUYLA İNSANLARA HİKMET VE BİLGİYİ VEREN / ÖĞRETEN RAB'DİR:
 Allah'tan başka ilâh yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nun dur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azîm'dir O, büyüklüğü sınırsızdır. 2/255. 

 Yûsuf gerekli olgunluğa ulaşınca ona hükmetme yeteneği ve ilim verdik. Güzel düşünüp güzel davrananları biz işte böyle ödüllendiririz. 12/22.
 Babalarının emrettiği yerlerden kente girdiklerinde, bu onlardan Allah'ın herhangi bir takdirini uzak tutmamıştı; sadece Yakub'un içindeki bir isteği gerçekleştirmişti. Yakub, bizim ona öğretmemizden dolayı bilgi sahibi idi. Ama halkın çoğu bunu bilmezdi. 12/68.
 Allah sizi yarattı, sonra sizi vefat ettirecek. İçinizden bazıları, ömrün en basit ve düşük noktasına geri çevirilir ki, bir ilimden sonra hiçbir şey bilmez olsun. Allah Alîm'dir, Kadîr'dir. 16/70.
 Rabbin, göklerdeki ve yerdeki kimseleri de daha iyi bilir. Yemin olsun biz, peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kılmışızdır. Davûd'a da Zebur'u verdik. 17/55.
 Orada, kullarımızdan öyle bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, lütfumuzdan bir ilim öğretmiştik. 18/65.
 O Melik/o hak hükümdar olan Allah, yüceler yücesidir. Sana vahyi tamamlanmadan önce, Kur'an hakkında aceleci olma. Şöyle de:'Rabbim, ilmimi artır!' 20/114.
 Lût'a da hükümranlık ve ilim verdik. Onu, pislikler üretip duran bir kentten kurtardık. O kent halkı yoldan çıkmış kötü bir kavimdi. 21/74.
 Onu Süleyman'a derhal kavrattık. Her birine hükümdarlık ve bilgi verdik. Dâvud'a dağları boyun eğdirdik. Kuşlarla beraber tespih ediyorlardı. Yapmak isteyince yapanlarız biz. 21/79.
 Yemin olsun, biz, Davûd'a da Süleyman'a da bir ilim verdik. Onlar şöyle dediler: 'Bizi, mümin kullarının birçoğundan üstün kılan Allah'a hamd olsun.' 27/15.

MKA.

 

2/255*******: İtikat: Ahiret: Genel Olarak Ahiret Hayatı: + İtikat: Ahiret: Cezalandırma ve Ödüllendirme: Azap ve Nimet Mutlak Olarak Sonsuz mu? Ancak ve Yalnız Allah Mutlak Hayy ve Mutlak Baki'dir, O'nun Dışında Tüm Varlıklar, Mahlûk ve Sonludur. Bak: 3/2; 20/111; 25/58; 28/88; 40/65; 55/26-27; 57/3.


 2/255*******: ANCAK VE YALNIZ ALLAH MUTLAK HAYY VE MUTLAK BAKİ'DİR, O'NUN DIŞINDA TÜM VARLIKLAR, MAHLÛK VE SONLUDUR:
 Allah'tan başka ilâh yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nun dur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azîm'dir O, büyüklüğü sınırsızdır. 2/255.
 Allah... İlâh yok O'ndan başka... Hayy'dır O, Kayyûm'dur. 3/2.
 Bütün yüzler o Hayy ve Kayyûm önünde yere inmiştir. Zulüm taşıyan perişan olup gitmiştir. 20/111.
 O hiç ölmeyecek diriye, o Hayy olana dayanıp güven, O'nu överek tespih et. Kullarının günahlarından O'nun haberdar olması yeter. 25/58.
 Allah'ın yanında diğer bir tanrıya daha kulluk etme. İlah yok O'ndan başka. O'nun yüzü dışında her şey helâk olacaktır. Hüküm yalnız O'nundur ve O'na döndürüleceksiniz. 28/88.
 Hayy O'dur! Tanrı yoktur O'ndan başka. Dini kendisine özgüleyerek dua edin O'na. Hamd olsun âlemlerin Rabbi'ne! 40/65.
 Göklerde ve yerde var olan her şey yok olup gitmeye mahkumdur; Sadece o bağış ve celal sahibi Rabbinin yüzü kalacaktır. 55/26-27.
 Evvel'dir O, başlangıcı yoktur; Âhir'dir O, sonu yoktur; Zâhir'dir O, her şeyde belirir; Bâtın'dır O, gözlerden gizlenmiştir. Her şeyi en güzel biçimde bilendir o. 57/3

MKA.

 


2/255********: İtikat: Ahiret: Yargılanma (Hesap): Şefaat (Aracılık): Şefaatçiler / Aracılar: Allah'ın İzni Olmadan Hiçbir Şefaatçi / Aracı Devreye Giremez. Bak: 10/3.



 2/255********: ALLAH'IN İZNİ OLMADAN HİÇBİR ŞEFAATÇİ / ARACI DEVREYE GİREMEZ:
 Allah'tan başka ilâh yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nun dur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azîm'dir O, büyüklüğü sınırsızdır. 2/255.
 Şu bir gerçek ki, sizin Rabbiniz gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arş üzerine egemenik kurup iş ve oluşu çekip çeviren Allah'tır. O'nun izni olmadıkça hiçbir şefaatçi devreye giremez. İşte bu Allah'tır sizin Rabbiniz. Artık O'na kulluk / ibadet edin. Düşünüp anlamıyor musunuz? 10/3.

MKA.


3. sure (ÂLİ IMRÂN) 1. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Y.N. Öztürk :
Elif, Lâm, Mîm.



Dipnot: *3/1: Başlangıç harfleri:  Kuran'ın matematiksel mucizesinin bir parçası olan bu harfler hakkında detaylı bilgi için 2/1 ayetinin dipnotuna bakınız.



Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.


 *2/1: Kur'an'sal baş harfler (mukatta'a harfleri) hakkında kişisel bir yorum.



 Kur'an'sal baş harfler (mukatta'a harfleri) / Başlangıç harfleri, Allah Katında ve Levh-i Mahfuz'da' (85/21-22 = İş onların iddialarının aksinedir! O, çok yüce bir Kur'an'dır. Korunmuş bir levhada / Levh-i Mahfûz'dadır. ) olan Asl-ı Kitap (El Kitap)'ın (43/4 = Ve o, bizim katımızdaki ana Kitap'ta çok yüce, çok hikmetlidir.) içindeki, indirilen Kur'an surelerinin orjinalinin bulunduğu bölümlerine ve veya içerdiği konulara bir işaret de olabilir.

Gerçeği Allah bilir.


MKA.


 **2/1:  Başlangıç harflerinin Kur'an'andaki 19 kodu üzerine kurulu matematiksel sistemin parçası olduğu hakkındaki görüş ve kabul.


 **2/1: Bu başlangıç harfleri, 14 yüzyıl, Allah tarafından korunan bir sır olarak kaldı. Binlerce müslüman ve oryantalist bilgin onların anlamını çözmek için boşuna çaba harcadı. Yüce Allah, bu harflerin gizeminin deşifresini belli bir yere, belli bir zamana ve belli bir kişiye sakladı.

 Şimdi biz bu başlangıç harflerini, 74. Surede sözü edilen 19 kodu üzerine kurulu matematiksel yapının önemli bir parçası olarak tanıyoruz. Bu ve daha birçok gizemin açığa çıkması, Kuran'da vadedilen yepyeni bir çağın başladığını ve İslam'da reformun gerçekleşeceğini göstermektedir.

19 kodu üzerine kurulu matematiksel sistemin deşifre edildiği tarih ilginçtir. 19 sayısının yanına bu sayının söz edildiği surenin numarası olan 74'ü koyduğunuz vakit 1974 sayısını elde edersiniz. Bu sayı, Dr. Reşad Halife tarafından matematiksel mucizenin keşfedildiği yıldır.

19 sayısını 74 ile çarptığınızda elde edeceğiniz 1406 sayısı ise Kuran'ın indiği tarih ile mucizenin keşfedildiği tarih arasındaki kameri yılların sayısına denktir.

 Başlangıç harflerinin, matematiksel yapı içindeki olağanüstü rolü üzerinde düşünülürse, yedi surenin ilk ayetlerinde yer alan 'Bunlar bu hikmetli Kitab'ın mucizeleridir' ifadesinin sürekli Başlangıç Harflerinden sonra gelmesinin anlamı rahatlıkla anlaşılır.

A.L.M. harflerinin amacı 2. ayette bildirilir. Bu üç harf 3, 29, 30, 31 ve 32. surelerin başında da bulunur ve başlarında bulundukları surelerdeki tekrar sayılarıyla Kuran'daki matematiksel sistemin bir parçasıdır.

Bu harflerin ikinci anlamları için 15/87 (=Yemin olsun ki, biz sana ikişerlerden / ikililerden / iç içe kıvrımlar halindeki çift mânalılardan yedi taneyi ve şu büyük Kur'an'ı verdik.)ayetine bakınız.

74/30: 'Üzerinde ondokuz vardır onun.'

Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder