İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

29 Mayıs 2016 Pazar

IV. B. 2. b) BİRLİK (ALLAH'IN) – 5



IV. İTİKAT. 1

B. ALLAH.. 1

2. ALLAH'IN BİRLİĞİ (TEVHİD) 1

b) Birlik (Allah'ın) – 5. 1

Dipnot: 7/54*: Yaratılışta Sünnetullah: Allah Gökleri ve Yeri Altı Günde (evrede) Yaratmıştır. Bak: 10/3; 11/7; 25/59; 32/4-5; 41/9-12; 50/38; 57/4. 1

*7/54: Kurandaki gün kavramı, mecazi (değişmeceli) bir birimdir. Altı günde (evrede / aşamada -MKA) yaratma olayı yaradılıştaki evrimi ve dört günde yaratıldığı belirtilen yeryüzünün yapısının göreli karmaşıklığını yansıtan mecazi (değişmeceli) bir birimdir. Bak 41/10. 2

Dipnot: *59/22-24: Dili ne olursa olsun tüm güzel isimler, Allah'ındır. Bak: 7/180; 17/110; 20/8; 59/22-24; 26/198- 200; 41/44. 4

EN GÜZEL İSİMLER ALLAH'INDIR.. 4

KURAN TÜM DÜNYA DİLLERİNE ÇEVRİLMELİDİR.

GERÇEĞİ ONAYLAYANLAR, DOĞRU ÇEVİRİ İLE YANLIŞ ÇEVİRİ ARASINDAKİ FARKI, TANRI VERGİSİ AKILLARINI KULLANARAK, KARŞILAŞTIRIP TARTIŞARAK RAHATLIKLA GÖREBİLİRLER.


KURAN'IN ASIL ÖĞRETMENİ TANRI'DIR. (55/1-2). 


KUR'AN (VE ÇEVİRİLERİ) HANGİ DİLLE KONUŞURSA KONUŞSUN, TÜM İNSANLIK İÇİN TANRISAL BİR MESAJDIR, BİR ELÇİDİR.  

KURAN'IN AYETLERDE VE ARALARINDAKİ İLİŞKİLERDE VERİLEN DETAYLAR.

KURAN'IN AÇIKLAMADIKLARI DİN DIŞI ALANDIR

KURAN ve ÇEVİRİLERİ, 'Rahman tarafından öğretildiği için (55/2), hangi dille konuşursa konuşsun / HANGİ DİLLE OKUNURSA OKUNSUN, TÜM İNSANLIK İÇİN ALLAH'TAN BİR MESAJDIR. KIYAMETE KADAR HER ZAMAN İÇİN VE HER TOPLUMA ÖNGÖRÜLMÜŞ OLAN BİR ELÇİDİR / RESULDÜR - MKA.


IV. İTİKAT

B. ALLAH

 2. ALLAH'IN BİRLİĞİ (TEVHİD)

b) Birlik (Allah'ın) – 5



 
7. sure (A'RAF) 54. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Y.N. Öztürk :
Rabbiniz o Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmış, sonra da arş üzerinde egemenlik kurmuştur. Geceyi gündüze bürüyüp örter. O bunu, bu da onu aralıksız ve titiz bir biçimde kovalar durur. Güneş, Ay, yıldızlar O'nun emrine boyun eğmiş. Gözünüzü açın; yaratış da O'nundur, emir veriş de/yaratış da O'nun içindir, emir veriş de. Âlemlerin Rabbi olan Allah çok yücedir.




 Dipnot: 7/54*: Yaratılışta Sünnetullah: Allah Gökleri ve Yeri Altı Günde (evrede) Yaratmıştır. Bak: 10/3; 11/7; 25/59; 32/4-5; 41/9-12; 50/38; 57/4.



7/54*: ALLAH GÖKLERİ VE YERİ ALTI GÜNDE (EVREDE) YARATMIŞTIR:


 'Rabbiniz o Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmış, sonra da arş üzerinde egemenlik kurmuştur. Geceyi gündüze bürüyüp örter. O bunu, bu da onu aralıksız ve titiz bir biçimde kovalar durur. Güneş, Ay, yıldızlar O'nun emrine boyun eğmiş. Gözünüzü açın; yaratış da O'nundur, emir veriş de / yaratış da O'nun içindir, emir veriş de. Âlemlerin Rabbi olan Allah çok yücedir.' 7/54.
 'Şu bir gerçek ki, sizin Rabbiniz gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arş üzerine Egemenlik kurup iş ve oluşu çekip çeviren Allah'tır. O'nun izni olmadıkça hiçbir şefaatçi devreye giremez. İşte bu Allah'tır sizin Rabbiniz. Artık O'na kulluk/ibadet edin. Düşünüp anlamıyor musunuz?' 10/3.
 'O, odur ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır. O'nun arşı da su üzerinde idi. Böyle yapması, iş ve davranış yönünden hanginizin daha güzel olduğunu belirlemek için sizi denemeye yöneliktir. Sen, 'Kuşkusuz, sizler ölümden sonra diriltileceksiniz!' dediğinde, küfre batanlar hemen ve kesinlikle şöyle derler: 'Bu apaçık bir büyüden başka şey değildir.' 11/7.
 'Gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yaratıp sonra arş üzerinde egemenlik kuran O'dur.' 25/59.
 'Allah'tır ki gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yaratmış, sonra arş üzerinde egemenlik kurmuştur. O'nun dışındakilerden size ne bir dost vardır ne de bir şefaatçi. Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?' 'İş ve oluşu gökten yere doğru çekip çevirir; sonra o O'na yükselip çıkar: Bir günde ki, süresi, sizin saymakta olduğunuz günlerden bin yıla denktir.' 32/4-5.
 'De ki: 'Siz, yerküreyi iki günde yaratana gerçekten nankörlük edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? Âlemlerin Rabbi'dir O.' O, yeryüzüne, denge ve dayanıklılık sağlayan dağları üstünden yerleştirdi. Onda bereketlere vücut verdi. Ve onda, azıklarını dört günde takdir edip düzenledi. İsteyip duranlar için eşit miktarda olmak üzere... Sonra buhar/duman halindeki göğe yöneldi de ona ve yerküreye şöyle seslendi: 'İsteyerek veya istemeyerek gelin!' Onlar şöyle dediler: 'İsteyerek geldik!' Böylece onları, iki günde yedi gök halinde takdir edip her göğe kendi iş ve oluşunu vahyetti. Ve biz, arza en yakın göğü kandillerle ve bir korumayla donattık. İşler bunlar Azîz ve Alîm olanın takdiridir. 41/9-12.
 'Yemin olsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.' 50/38.
 'O, odur ki, göklerle yeri altı günde yarattı, sonra arş üzerinde egemenlik kurdu. Yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve onda yükseleni bilir. O, nerede olursanız olun sizinle beraberdir. Allah, işleyip üretmekte olduklarınızı en iyi şekilde görmektedir.' 57/4.

MKA.

 

 *7/54: Kurandaki gün kavramı, mecazi (değişmeceli) bir birimdir. Altı günde (evrede / aşamada -MKA) yaratma olayı yaradılıştaki evrimi ve dört günde yaratıldığı belirtilen yeryüzünün yapısının göreli karmaşıklığını yansıtan mecazi (değişmeceli) bir birimdir. Bak 41/10.


 Bak 41/10 : 'O, yeryüzüne, denge ve dayanıklık sağlayan dağları üstünden yerleştirdi. Onda bereketlere vücut verdi. Ve onda, azıklarını dört günde takdir edip düzenledi. İsteyip duranlar için eşit miktarda olmak üzere... '

Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.


 
10. sure (YÛNUS) 63. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Y.N. Öztürk :
Onlar inanmış, takvaya sarılmışlardır.
 
10. sure (YÛNUS) 105. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Y.N. Öztürk :
Şu da emredildi: "Yüzünü, bir hanîf olarak dine çevir. Sakın müşriklerden olma!"
 
28. sure (KASAS) 70. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Y.N. Öztürk :
O, Allah'tır! Tanrı yoktur O'ndan başka. İlkte de sonda da hamt yalnız O'nadır. Hüküm de yalnız O'nundur / O'nun içindir. Ve siz yalnız O'na döndürüleceksiniz.
 
24. sure (NÛR) 27. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

Y.N. Öztürk :
Ey iman edenler! Kendi evleriniz dışındaki evlere, sahipleriyle kaynaşıp izin almadan, bir de ev sakinlerine selam vermeden girmeyin. Düşünüp taşınmanızı sağlamada bu sizin için daha hayırlıdır.
 
37. sure (SÂFFÂT) 4. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Y.N. Öztürk :
Ki sizin ilahınız hiç kuşkusuz bir ve tektir.
 
39. sure (ZÜMER) 4. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Y.N. Öztürk :
Eğer Allah bir çocuk edinmek isteseydi, yaratmakta olduklarından dilediğini seçerdi. Böyle birşeyden arınmıştır O. Allah'tır, Vahid'dir, Kahhar'dır O.
 
39. sure (ZÜMER) 14. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Y.N. Öztürk :
De ki: "Ben, dinimi yalnız kendisine özgüleyerek, Allah'a ibadet ediyorum."
 
40. sure (MÜ'MİN) 3. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

Y.N. Öztürk :
Ğafir'dir, günahı affedendir. Tövbeyi kabul eden, azabı çetin, lütfu bol olandır O. İlah yoktur O'ndan gayrı. Yalnız O'nadır varış ve dönüş.
 
40. sure (MÜ'MİN) 16. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

Y.N. Öztürk :
O gün onlar ortaya çıkarlar. Hiçbir şeyleri Allah'a gizli kalmaz. Kimindir bugün mülk/saltanat? O Vâhid ve Kahhâr olan Allah'ın!
 
43. sure (ZUHRUF) 84. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

Y.N. Öztürk :
Göklerde ilah olan da O, yerde ilah olan da O. O'dur Hakîm, O'dur Alîm.
 
59. sure (HAŞR) 22. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)

Y.N. Öztürk :
Öyle Allah ki O, tanrı yok O'ndan başka. Gaybı da görünen âlemi de bilen O! Rahman O, Rahîm O.


 Dipnot: *59/22-24: Dili ne olursa olsun tüm güzel isimler, Allah'ındır. Bak: 7/180; 17/110; 20/8; 59/22-24; 26/198- 200; 41/44.


 *59/22-24: Dili / lisanı ne olursa olsun tüm güzel isimler, Allah'ındır. 'İsim' kelimesi 'smy' kökünden türemekte olup 'niteleme' anlamına gelir. Dili ne olursa olsun tüm güzel nitelemeler Rabbimiz için kullanılabilir. Tanrı'nın tüm elçileri Araplardan gelmedi, tüm ilahi kitaplar da Arapça inmedi. Bak: 7/180; 17/110; 20/8; 59/22-24; 26/198- 200; 41/44.

Allah, daha doğrusu Ellah kelimesi Arapça 'El' belirtme ön takısıyla 'elah/ilah' kelimesinin kaynaşmış biçimidir. Nasıl ki 'Pazar' ve 'ertesi' kelimeleri dilimizde bir 'e' harfi düşmesiyle 'Pazartesi'ne dönüşüyorsa, 'El' ve 'ilah' kelimeleri de Arapça'da 'Ellah' (O tanrı veya Tanrı) kelimesine dönüşmüştür.

Kuran, ilah (tanrı) kelimesini birçok ayette Allah (Tanrı) için de kullanıyor. Örneğin, Kuran'ın son suresinde Rabb'imiz (efendimiz), 'ilahin nas' (halkın tanrısı) olarak tanımlanıyor. 'La ilahe illa Allah' ifadesi 'Bilinen Tanrıdan başka tanrı yoktur' biçiminde Türkçe'ye çevrilebilir.

 

 EN GÜZEL İSİMLER ALLAH'INDIR


 Bak: 7/180: 'En güzel isimler Allah'ındır; O'na onlarla dua edin. O'nun isimlerinde ters bir tutum izleyenleri bırakın. Yapıp ettiklerinin cezasını çekeceklerdir.'
 17/110: 'De ki: 'İster Allah diye yakarın, ister Rahman diye yakarın. Hangisiyle yakarırsanız yakarın, en güzel isimler / Esmâül Hüsna O'nundur. Namazında sesini yükseltme, kısma da. İkisi ortası bir yol tut.'
 20/8: 'Allah'tır O. İlah yok O'ndan başka. Esmaül Hüsna, en güzel isimler O'nundur.'
 59/22-24: 'Öyle Allah ki O, tanrı yok O'ndan başka. Gaybı da görünen âlemi de bilen O! Rahman O, Rahîm O. + Öyle Allah ki O, ilah yok O'ndan gayrı! Melik, Kuddûs, Selâm, Mümin, Müheymin, Azîz, Cebbâr, Mütekebbir. Allah, onların ortak koşmalarından yücedir, arınmıştır + Allah'tır O! Haalik, Bâri', Musavvir'dir O! En güzel isimler/Esmâül Hüsna O'nundur. Göklerde ne var, yerde ne varsa O'nu tespih eder. Azîz'dir O, Hakîm'dir.'

[Anlamları için bak: ESMAÜL HÜSNA LİSTESİ (Yalnız tek kelimelik İsim-Sıfatlar). MKA]
 *41/44: Kuran tüm dünya dillerine çevrilmelidir (26/198-200; 41/44). Gerçeği onaylayanlar, doğru çeviri ile yanlış çeviri arasındaki farkı, Tanrı vergisi akıllarını kullanarak, karşılaştırıp tartışarak rahatlıkla görebilirler. Kuran'ın asıl öğretmeni Tanrı'dır (55/1-2). Bak: 43/3; 11/1.

 KURAN TÜM DÜNYA DİLLERİNE ÇEVRİLMELİDİR:

 26/198 -200: 'Biz onu Arapça konuşmayanlardan birine indirseydik de, + O onu onlara okusaydı, yine de ona inanmayacaklardı. + Biz onu suçluların kalplerine işte böyle yolladık.'
 41/44: 'Eğer biz onu yabancı dilde bir Kur'an yapsaydık, elbette şöyle diyeceklerdi: 'Ayetleri ayrıntılı kılınmalı değil miydi? / Arap'a yabancı dil mi? / ister yabancı dilde, ister Arapça!' De ki: 'O, iman edenler için bir kılavuz, bir şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur'an, onlar için bir körlüktür. Böylelerine, çok uzak bir mekândan seslenilmektedir.' 


 GERÇEĞİ ONAYLAYANLAR, DOĞRU ÇEVİRİ İLE YANLIŞ ÇEVİRİ ARASINDAKİ FARKI, TANRI VERGİSİ AKILLARINI KULLANARAK, KARŞILAŞTIRIP TARTIŞARAK RAHATLIKLA GÖREBİLİRLER.


 KURAN'IN ASIL ÖĞRETMENİ TANRI'DIR. (55/1-2).
 55/1-2: 'O Rahman, + Öğretti Kur'an'ı,' 


 KUR'AN (VE ÇEVİRİLERİ) HANGİ DİLLE KONUŞURSA KONUŞSUN, TÜM İNSANLIK İÇİN TANRISAL BİR MESAJDIR, BİR ELÇİDİR. Bak 43/3; 11/1. 


*43/3: Bir Arap peygambere 'kusursuz, mükemmel' bir Arapça ile nazil olan Kuran, Rahman tarafından öğretildiği için (55/1-2 ), hangi dille konuşursa konuşsun, tüm insanlık için Tanrısal bir mesajdır, bir elçidir. Bak: 13/37; 16/103; 43/3;

Kuran'ın dışındaki mukaddes kitaplar kısmen tahrife uğramışlardır. Kuran'ı mevcut Tevrat ve İncil çevirileriyle karşılaştırırsak Kuran'ın orijinalliği ortaya çıkar. Örneğin, Tevrat'ın Çıkış 32:20 ayetiyle Kuran'ın 2/93 ayetini karşılaştırınız.

Dr. Maurice Bucaille'nin 'The Bible, the Quran and Science' (Tevrat-İncil, Kuran ve Bilim) adlı kitabı bu konuda bir klasiktir. Bu ayetin son bölümü şu biçimde de anlaşılabilir: 'Amaçladıkları kişinin dili anlaşılmaz bir dil, bu ise mükemmeldir, apaçıktır.' Bak 13/37; 16/103; 43/3;
 13/37: İşte biz o Kur'an'ı Arapça bir hüküm kaynağı olarak indirdik. Eğer sana gelen ilimden sonra onların keyiflerine uyarsan, Allah'tan sana ne bir dost nasip olur ne de bir koruyucu.
 16/103: 'Yemin olsun ki, biz, onların, 'Kur'an'ı ona bir insan öğretiyor' demekte olduklarını biliyoruz. Nispet etmeye uğraştıkları adamın dili yabancıdır. Oysaki bu, apaçık Arapça bir dildir.'
 43/3: 'Biz onu akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an yaptık.' Bu ayetin farklı bir anlamı için bak: 13/37.

'Arabiy' (Arapça) kelimesinin kökü olan A'RB, Arapçada, 'kusursuz, mükemmel' anlamına gelir.

Kuran'ın mesajı tüm insanlığa gönderildiğinden, Arapça olan orijinal Kuran'ın dilinin anlaşılması onun Arapça oluşundan değil, Arapçasının gerçekten A'RB, yani 'mükemmel' oluşundan kaynaklanıyor.

Bir başka deyişle, bu ayette kastedilen anlam, özel isim olarak Arapça değil, onun kelime anlamıdır. Her Adil, adaletli olmayabildiği gibi, her Zeki zeki, her Arap arap (mükemmel) olmayabilir.

Aynı şekilde her Arapça metin arapça (mükemmelce) olmayabilir! Kuran'ın dili arapçadır, kusursuzdur, mükemmeldir.

Bir Arap peygambere mükemmel bir Arapça ile nazil olan Kuran, Rahman tarafından öğretildiği için (
55/1-2 = O Rahman, + Öğretti Kur'an'ı,), hangi dille konuşursa konuşsun, tüm insanlık için Tanrısal bir mesajdır, bir elçidir. 


 KURAN'IN AYETLERDE VE ARALARINDAKİ İLİŞKİLERDE VERİLEN DETAYLAR.


*11/1 Kuran'ın ayetlerde ve aralarındaki ilişkilerde verilen detaylar o kadar çok ki, sürekli olarak yenilerini keşfediyoruz.

11/1:
Elif, Lâm, Râ. Hakîm ve Habîr olandan bir kitaptır ki bu, ayetleri önce muhkem kılınmış, sonra ayrıntılı hale getirilmiştir.

Örneğin, 46/15; 31/:14; 22/5; 23/14; 16/:58-59 ve 17/31 ayetleri doğadaki ayetler ışığında incelediğinde kürtaj gibi bir konuya aydınlık getiriyor.

Hırsızların 'ellerinin kesilmesini' öğütleyen ayet
(5/38), 'kesmek' kelimesinin kullanıldığı diğer ayetlerin ışığında değerlendirildiğinde esnek bir ceza hukuku ile karşılaşılır.

Din adamları tarafından hep 'kadınları dövün' biçiminde anlaşılan ayet
Kuran'ın kendi açıklamasıyla incelendiği vakit farklı bir tablo çıkarıyor.

'Gizlenen' adlı suredeki 74/30 ayetinin işaret ettiği matematiksel ve linguistik (dilbilimci-MKA) detaylar kitaplar dolduracak boyutta....
Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.


 KURAN'IN AÇIKLAMADIKLARI DİN DIŞI ALANDIR


Yukarıdaki ayetlerden Kuran'ın detaylı, etraflıca, türlü türlü şekillerde gerekli açıklamaları yaptığını Kuran'ın kendisinin söylediğini görüyoruz. Ayetlerde Kuran'ın etraflıca, türlü türlü şekillerde, detaylı bir biçimde açıklamalar yaptığını vurgulayan kelimelerin Arapçasını parantez içinde verdik. 'Kuran başka kitaplara gönderme yapar, Kuran ana kitaptır, detayları başka kitaplardan öğreniriz.' demek tüm bu ayetlere karşı çıkmak, bu ayetleri yok saymak demektir.

Aynı şekilde 'Kuran'ı biz anlayamayız' tipi izahlar da Kuran ile çelişir.

Kuran'ın izahlarına göre iman edenler Kuran'ı anlar.

Kuran'ı anlamamak iman etmeyenlerin bir özelliğidir.


Kuran'ı incelediğimizde gerekli tüm teferruatların Kuran'da yer aldığını görürüz.

Örneğin Kuran, zorda kalıp başka yiyecek bir şey bulamayanların aşırıya gitmemek kaydıyla haram olan leş, kan, domuz eti ve Allah'tan başkası adına kesilen hayvanları yiyebileceğini söyler.

Hacca giderken başında hastalık olduğu için saçını kısaltanların ne yapması gerektiği de Kuran'da geçer.

Teyze ve anne ile evlenmenin haram olduğu da Kuran'da vardır.

Peygamber'in sırf kendisine farz olan gece ibadeti de Kuran'da geçer.

Ebu Leheb'in Müslüman olmayacağı, Rumların yakın zamanda savaşı kazanacakları tipinde ancak Peygamber'imiz döneminde gözlenebilecek olaylara da Kuran değinir.

Yukarıdaki örnekler ve daha birçok örnek, Kuran'ın tüm teferruatları verdiğinin delilidir.

Kaç kişi domuz, leş gibi yiyecekler ile baş başa kalıp başka hiçbir helal gıda bulamayacak kadar zor durumda kalıp, bunları yemek zorunda kalacaktır? Hacdayken hastalığı yüzünden saçını kısaltacak olan kişi sayısı binde bir bile değildir. Yani her bin kişiden birinin hayatta bir kere rastlaması ihtimali bile zor olacak bir detay Kuran'da vardır. Teyze ve anne ile evlenmeye kalkmanın çirkin olduğu aşağı yukarı herkesin bildiği, on-binde bir insanın bile kalkışmayacağı bir iğrençliktir.

Kuran bu konu zaten bilinir dememiş, bunu da açıklamıştır. Yahudilere Cumartesi yasağı gibi yasakların da koyulduğunu belirten Kuran, hiç mümkün müdür ki inananlarına tüm yasakları belirtmesin?

Hiç mümkün müdür ki Hacda saçını kısaltan adama yol göstersin de, kıyafet ve diğer hususlarda bir yasak varsa bunu kadınlara açıklamasın?

Hiç mümkün müdür ki zorda kalana yukarıda belirttiğimiz izni açıklasın da midye, karides diye bir yasak varsa bunun açıklamasını başka kaynaklara bıraksın?

Hiç mümkün müdür ki Peygamber'e özel farz ibadet açıklansın da tüm Müslümanlara farz olan tüm namazlar Kuran'da yer almasın?


Allah'ın gönderdiği bir kitap var ve onun din adına tüm bilgileri içermediğini iddia edenler var. Allah'ın eksik ve başka kaynaklara ihtiyacı olan bir kaynak göndermesi mümkün mü?

Allah'tan olanın, insanın yazacağı kitaplardaki açıklamalara, tefsirlere muhtaç olduğu hiç düşünülebilir mi?

Eğer ki din adına Kuran'ın hacminden fazla bilgilere ihtiyacımız olsaydı Allah, Kuran'ı 2-3 kat daha kalın yapabilirdi. Böylece bizi yine başka kaynaklara muhtaç etmezdi. Kuran eğer ki dini açıklamada yetersizse niye indirildi? Allah dinin sadece bir kısmını açıkladı da, diğer kısmı için başkalarına mı muhtaç kaldık?

Allah'ın kelimeleri tükenmez, Allah kelime sıkıntısı çekmez. Allah hiç kimsenin mezhebine, hadisine ihtiyaç kalmaksızın dinini tam olarak açıklamıştır.

Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa ve deniz de arkasından yedi deniz daha katılarak kullanılsa; yine de Allah'ın kelimeleri tükenmez. Allah üstündür, bilgedir.
31-Lokman Suresi 27

Uydurulan Din, Kuran'daki Din E - Kitap



 KURAN ve ÇEVİRİLERİ, 'Rahman tarafından öğretildiği için (55/2), hangi dille konuşursa konuşsun / HANGİ DİLLE OKUNURSA OKUNSUN, TÜM İNSANLIK İÇİN ALLAH'TAN BİR MESAJDIR. KIYAMETE KADAR HER ZAMAN İÇİN VE HER TOPLUMA ÖNGÖRÜLMÜŞ OLAN BİR ELÇİDİR / RESULDÜR - MKA.

 
59. sure (HAŞR) 23. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)

Y.N. Öztürk :
Öyle Allah ki O, ilah yok O'ndan gayrı! Melik, Kuddûs, Selâm, Mümin, Müheymin, Azîz, Cebbâr, Mütekebbir. Allah, onların ortak koşmalarından yücedir, arınmıştır.
 
59. sure (HAŞR) 24. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)


Y.N. Öztürk :
Allah'tır O! Haalik, Bâri', Musavvir'dir O! En güzel isimler/Esmâül Hüsna O'nundur. Göklerde ne var, yerde ne varsa O'nu tespih eder. Azîz'dir O, Hakîm'dir.







RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder