İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

17 Mayıs 2016 Salı

IV. B. 1. a) KAVRAM OLARAK, ALLAH'IN VARLIĞI VE VARLIĞININ DELİLLERİ - 2





IV. İTİKAT

B. ALLAH

1. ALLAH'IN VARLIĞI VE VARLIĞININ DELİLLERİ

a) KAVRAM OLARAK, ALLAH'IN VARLIĞI VE VARLIĞININ DELİLLERİ - 2
  

Dipnot: *27/93: Yanlışlanabilir ve sınanabilir fiziksel deliller Kuran'ın Tanrı sözü olduğuna dair bilimsel deliller ve belgeler sağlar. Bak 41/53; 74/30-35. 2

*74/30 -37: 'Kuran, 19 kodu üzerine kurulu bir matematiksel yapıyla örülmüş müdür?' 3

ÖNEMLİ BİR HATIRLATMA: 4

UYARI: 6

''KUR'AN'IN BÜTÜNÜNÜ BİLMEDEN BİR KISMINI, BİR AYETİNİ İHMAL EDEREK DE DİĞER AYETLERİNİ DOĞRU ANLAYAMAYIZ.'' 6

VE.. 6

''KUR'AN'A NİSPET ETTİĞİMİZ SINIRLI ANLAYIŞIMIZ VEYA KUR'AN'DAN ANLADIĞIMIZ, KUR'AN'IN MUTLAK MANASI VE HÜKMÜ OLARAK GÖSTERİLEMEZ.''-MKA   6

Dipnot: 41/37*: Secde ayeti + İbadet /Allah'a Kulluk: Secde Etmek: Allah'a kulluk edenler, Allah'ın yarattıkları varlıklara değil, varlıkları yaratan Allah'a secde ederler. 7

Dipnot: *41/53: Yanlışlanabilir ve sınanabilir fiziksel deliller Kuran'ın Tanrı sözü olduğuna dair bilimsel deliller ve belgeler sağlar. 4/82; 74/30. 7

**41/53: KİTAP: 9

Dipnot: *45/6-9: Geleceği bilen Allah, Hadis, Sünnet ve İcma denilen üçlemeyi Kuran'a şirk koşanları her yönüyle mahkûm etmektedir. Bak: 33/38; 39/18; 45/6-9; 66/3. 10

KURAN'DAN SONRA HANGİ HADİSE İMAN EDİYORLAR?. 12



IV. İTİKAT

B. ALLAH

1. ALLAH'IN VARLIĞI VE VARLIĞININ DELİLLERİ

a) KAVRAM OLARAK, ALLAH'IN VARLIĞI VE VARLIĞININ DELİLLERİ - 2
 
26. sure (ŞUARA) 7. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

Y.N. Öztürk :
Bakmadılar mı yere, neler fışkırtmışız onda cömert ve bereketli her çiftten.
 
26. sure (ŞUARA) 8. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

Y.N. Öztürk :
Bunda elbette bir mucize var, fakat onların çoğu mümin değiller.
 
27. sure (NEML) 93. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Y.N. Öztürk :
Ve şöyle yakar: "Hamt olsun Allah'a! O size ayetlerini gösterecek de siz onları tanıyacaksınız. Senin Rabbin, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir."


Dipnot: *27/93: Yanlışlanabilir ve sınanabilir fiziksel deliller Kuran'ın Tanrı sözü olduğuna dair bilimsel deliller ve belgeler sağlar. Bak 41/53; 74/30-35.


 27/93: "Ve şöyle yakar: "Hamt olsun Allah'a! O size ayetlerini gösterecek de siz onları tanıyacaksınız. Senin Rabbin, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir."

 41/53: "Onlara ayetlerimizi ufuklarda ve öz benliklerinin içinde göstereceğiz. Ta ki, onun hak olduğu kendilerine ayan beyan belli olsun. Kendisinin her şey üzerinde bir tanık oluşu, senin Rabbine yetmez mi?"

*41/53: Yanlışlanabilir ve sınanabilir fiziksel deliller Kuran'ın Tanrı sözü olduğuna dair bilimsel deliller ve belgeler sağlar. 4/82; 74/30.

4/82: 'Kur'an'ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başka birinin katından gelseydi, elbette ki onun içinde birçok ihtilaf bulacaklardı.'

Kuran'da İç Çelişki Yoktur. Kuran Gerçekle Çelişmez. 


 Hadis ve Sünneti Kuran'a eş koşanlar, 2/106 (= 'Biz bir ayeti siler, unutturur veya ertelersek ondan daha iyisini veya onun bir benzerini getiririz. Allah'ın her şeye gücü yeter olduğunu bilmedin mi?') ayetinin anlamı tahrif ederek, Kuran'da 'nasih-mensuh' olduğunu ileri sürerek bu ayeti (4/82) inkâr etmektedirler. 

 Ayrıca, 2/85 ayetinde anlatılan sapkınlığı aynen tekrar eden Müslümanlar hakkında müthiş bir öngörü (Onlar ki Kur'an'ı parça parça / bölük bölük / falcılık aracı yaptılar.) için 15:91-93 ayetlerine bakınız. 

 2/85 ' Şimdi siz Kitap'ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? İçinizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezillikten başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise böyleleri azabın en şiddetlisine itilir. Allah, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir.'

 15 /91-93 (Onlar ki Kur'an'ı parça parça / bölük bölük / falcılık aracı yaptılar. + Rabbine yemin olsun ki, biz onları toplu halde sorgu suale çekeceğiz/hepsinden mutlaka hesap soracağız; + Yapıp ettiklerinden...'

 Hurafe ve mitolojilerin yaygın ve etkin olduğu bir çağda gelmesine rağmen Kuran'ın hiç bir saçmalık ve yanlışlığı içermemesi de ayrı bir kanıttır. Kuran'ın inişinden yaklaşık iki yüz yıl sonra yazılan hadis kitaplarını veya yüzyıllar sonra yazılan Kurtubi, İbni Kesir, Taberi, Nesefi gibi Kuran tefsirlerini düşünün. 

Kuran'ın birçok bilimler ile ilgili verdiği bilgiler yüzyıllar sonra o bilimler tarafından doğrulanmış veya daha iyi anlaşılmalarına neden olmuştur.

Örneğin: Tanrı bizi bir embriyodan yarattı (96:2),
Yer yumurta gibi yuvarlaktır (10:24; 39:5; 79:30),
Tüm evren bir tek nokta halindeydi ve aniden patladı (21:30),
Evrenimiz içindeki galaksilerle birlikte sürekli olarak genişlemekte (51:47),
Yıldızlar ve gezegenler gazdan yaratıldılar (41:11),
Zaman görelidir (70:4; 22:47),
Evren altı evrede yaratıldı ve dünya gezegeni üzerinde hayatı mümkün kılan koşullar son dört evrede oluştu (50:38; 41:10),
Dünya bir yörüngede yüzmektedir (27:88; 21:33),
Dünya atmosferi içindeki canlı hayatı koruyucu bir özelliğe sahiptir (21:32),
Rüzgarlar aşılayıcıdır (15:22),
Canlı varlıkların yaratılışı bir evrimsel sisteme göredir (15:28-29; 24:45; 32:7-9; 71:14-17),
Biyolojik hayatın ilk mikro örnekleri balçığın esnek moleküler yapısının oluşturduğu katmanlar arasında başladı (15:26),
Ne biyolojik ömürümüz genlerimizde kaydedilmiştir (35:11),
Atomlar daha küçük parçalardan oluşurlar (10:61),
Fotosentez, daha sonra diriltilebilecek özellikte olan kimyasal yolla depolanmış bir enerjidir (36:77-81),
Demir elementinin atom numarası, atom ağırlığı ve tüm izotoplarının nötron sayıları bildirilir (57:25),
Toprağı oluşturan elementlerin atomları maksimum yedi enerji yörüngesine sahiptir (65:12),
Su ve hurma (oksitoksin) doğum sancılarını hafifletir (19:24-25),
Tüm dünyadaki yıllık yağmur miktarı değişmez (43:11; 15:21),
Bu dünyanın ötesinde hayat vardır (42:29),
Ay toprağı yarılacaktır (54:1-2).
Kuran, mucizeler yoluyla bilim adamlarına ufuk açar. Örneğin, madde ışık hızında nakledilebilir (27:38-40),
Koku uzaklara yayımlanabilir (12:94),
Hayvanlarla iletişim kurulabilir (27:16-17),
Belli koşullarda uyumak metabolizmayı yavaşlatabilir ve ömrü uzatabilir (18:25),
Körler görme duyularına kavuşabilir, ölüler diriltilebilir (3:49)...

*74/30 -37: 'Kuran, 19 kodu üzerine kurulu bir matematiksel yapıyla örülmüş müdür?'



74/30-37 :
74/30: 'Üzerinde ondokuz vardır onun.+
74/31: Biz, cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; 'Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?' desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini / dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir.+
74/32: Hayır, sandıkları gibi değil! Yemin olsun Ay'a, +
74/33: Yemin olsun geceye, sırtını döndüğünde; +
74/34: Yemin olsun sabaha, ağarıp ışıdığında +
74/35: Ki o gerçekten en büyüklerden biridir.+
74/36: İnsan için bir uyarıcıdır. +
74/37: Sizden, öne geçmek yahut arkaya kalmak/erken davranmak yahut gecikmek isteyen için.' 


 Kuran'ın Tanrı sözü olduğuna dair, herkese açık fiziksel bir kanıt sağlayan bu büyük mucizenin bazı detaylarını 'Üzerinde 19 var' adlı kitapta sergiledik. Bu çevirinin sonundaki Notlar bölümünde bazı örnekleri bulabilirsiniz. 

 Ama dilerseniz, bu konuda araştırma yapmış olanlar tarafından yazılmış hiçbir makale veya kitaba bakmadan, sıfırdan başlayarak, 'Kuran, 19 kodu üzerine kurulu bir matematiksel yapıyla örülmüş müdür?' sorusunun cevabını kendiniz araştırabilirsiniz: Araştırmayı objektif olarak yaparsanız, şu ana kadar keşfedilen nice örneği aynen bulacağınızdan hiç kuşkum yok.

 Matematikten ve olasılık hesaplarından pek anlamayan bazı saf kişiler; rakamları yan yana koyarak, ekleyip bölerek manipülasyonlarla sözde 'mucizeler' bulabildiği gibi; inkârcı bağnazlıktan ötürü Kuran'da mevcut olan matematiksel sistemi görmek istemeyenler de vardır.

Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.

 

ÖNEMLİ BİR HATIRLATMA:



LÜTFEN AŞAĞIDAKİ ALINTILARIN YAPILDIĞI, 'RESUL KUR'AN'IN KUR'AN TEFSİRİ E-KİTAP (MKA)' NIN 'ÖNSÖZ'ÜNÜN TAMAMINI ŞİMDİ TEKRAR OKUYUNUZ.


 4. RESUL KUR’AN’NIN KUR’AN TEFSİRİ OLAN DİP NOTLARIN ALTINDAKİ İLAVE DİP NOTLAR, KUR’AN’DAKİ DİN İLE UYDURULAN DİN ARASINDAKİ O KONUDAKİ FARKIN SERGİLENMESİ İÇİNDİR:


               a. Ayetlerin altındaki, Resul Kur’an’ın, Kur’an’ı tefsir ettiği / açıkladığı bu ayet ve ayet gruplarının bazılarının altındaki ilave dipnotlarda, o ayetin konusuyla ilgili bir alt başlık için, değişik kişilerin dip not açıklamaları, yorum ve yazıları, kaynak gösterilerek verilmiş olup, bunlar sadece kaynaktaki şahısları bağlar, okura görmesi ve düşünmesi için, “yol” ların gözüktüğü “pencereler” açar; (yukarıda 2. maddede anlatılan) Resul Kur’an’ın, Kur’an’ı tefsirini bağlamaz.

                    b. Bu ilave Dip notlar (ve altındaki yazılar), Resul Kur’an’ın Kur’an Tefsiri olan “Kur’an’daki Din” ile Sonuçları Kur’an’a fatura edilen, yozlaştırılarak hurafelerle doldurulmuş “Uydurulan Din” arasındaki farklılıkları, Kur’an beyyinelerinin (kesin delillerin)  tanıklığında sergileyen yorumlar ve açıklamalar olduğu için,  çoğunlukla ve özellikle Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından ve Uydurulan Din, Kuran'daki Din E – Kitap’tan alıntılanmıştır- MKA

D. KURANDAKİ İSLAM'DA RUHBAN SINIFI VE RUHBANLIK MÜESSESESİ HAKKINDA:

 

Kurandaki İslam'da Ruhban sınıfı ve ruhbanlık müessesesi yoktur. Bu sebeple, Kur'an mesajı ışığında, diyanetin yorum ve uygulamaların, 'ilim sahibi' herhangi bir müminin yorum ve uygulamalarından farklı üstünlüğü tartışılabilir ama her ikisinin de diğer müminler üzerinde bağlayıcılığı ve sultası (otoritesi) yoktur.

Bunlar, Bilgi edinme yollarıdır. Sorumluluğu kendileri üstlense bile, kişilerin sorumluluğunu kaldıramazlar. Nereden edinilirse edinilsin, çeşitli bilgilerden hareketle seçim, tercih ve sorumluluk kişinin bizzat kendindedir.

“Fetva”,  bazı konularda irşad (doğru yolda aydınlatma) amaçlı, şura (danışma) için bir anlam taşır. “Fetva” yı kim veya hangi makam verirse versin, “fetva ya uymak”, Allah katında hesaba çekilişte kişisel sorumluluğu kaldırmaz ve kişiyi kurtarmaz. Fetva sahibine de ilave sorumluluk yükler.

Kur'an'a göre: Allah'ın insana verdikleri (Akıl, idrak, duyular vs) ile ' Allah'a teslim olan herkesin / Müslümanların, Kur'an'ı (Allah'ın indirdiğini), kendinin anlaması ve tefsir etmesi (yorumlaması) gerekir. Bu sebeple,  “Başkaları fetva verse de, sen fetvayı kalbine sor.”

Hiçbir kişi, kurum ve kuruluşun, Allah’ın hak ve hükmüne ortak olarak başka kişilerin “iman” imanlarını yargılayıp, “tekfir” etmeye (Müslüman olduğu bilinen / müslüman olduğunu söyleyen bir kişiyi, inkâr özelliği taşıyan inanç, söz veya davranışından ötürü “kâfir” saymaya ve mürted / dinden çıkan ilan etmeye) hakkı ve yetkisi yoktur.

Elbette kendi irade ve ifadesi ile islamdan ayrılma (irtidad / dinden dönme)olaylarında da kişisel iman / inanç değişikliğini yargılama ve hüküm,  müeyyide (yaptırım) kullanma hakkı da Allah’ındır.

Kişilerin, Allah ve Resulüne de -ki bu ikisi uyulma / itaat bakımından iki ayrı kaynak değildir- anladığınca iman etmesi icap eder. Birileri öyle diyor veya istiyor diye değil…

Bunun beyyineleri / kesin delilleri olan ayetler, çok muhkem (açık ve sağlam) ve kesindir.

İman ve İmana uygun tutum bir davranış konusunda, Hâdi (doğru yola kılavuzlayan, imana erdirici) olan, Sünnetullah (Allah'ın yol ve yasaları) gereğince, insanın seçim ve tercihlerine bağlı olarak, sadece ve ancak Allah'tır. Allah öğretir. Allah mutlak adildir ve hiç kimseden verdiğinden fazlasını istemez. Allah'a ulaşan yollar bu sebeple kulları adedincedir.

Yüzünü Allah'a dönüp de O'na teslim olanlar (Müslümanlar), Kur'an'ı (Arapça bilmeyenler, kendi dillerinde çevirilerini) anlamak için 'oku' duklarında, elbet ki, 'âlim' bildikleri diğer ilim/ bilgi sahibi müminlerin (ruhban değil), yorumlarını / tefsirlerini / açıklamalarını /eserlerini de inceleyebilirler ve doğrusu da bunları da inceleyip değerlendirmeleridir. Öğrenmeleridir.

Ama sonuçta Allah'ın verdikleriyle, samimi olarak kendilerinin o konuda, anlayıp inandığı ve kalbinin tasdik ettiği neyse, onun o konuyla ilgili imanı da imanı odur.

Kur'an'a göre bir kişi: Kalbi tasdik etmeden inandım diyorsa mümin değil, münafıktır / ikiyüzlüdür (Riyakârdır) .

Kur'an'a göre:

Bir kişinin, Kur'an'dan inceleyip değerlendirdiği, kendi anlayışına göre inandığı (kalbinin öyle onayladığı) bir ayeti, mümin veya değil her kim olursa olsun, başka biri / birileri veya herhangi bir dünyevi kurum / kuruluş / teşkilat yetkilisi, o kişinin anladığından (inandığından) başka olarak söyleyebilir.

Bu durumda o kişi, tekrar düşünüp onlar gibi anlayıp, inanmadan (kalben onaylamadan), zaruret hali hariç, her ne sebeple olursa olsun, sadece onların söylemesi nedeniyle diliyle onların inandığı gibi inandığını ifade ederse, işte o zaman, şirke düşmüş / onları Allah'a eş (ortak) tutmuş / onları kendine 'put' yapmış olur.

Bütün bunlar zan ( kişisel kanaate dayalı algılama ve yorum) değildir. Kur'an'da beyyine (kesin kanıt / delil olan) ayetleri vardır. Arayan bulur. Bir bilen 'mümin'e sorarsa gösterilir. Kuran Mümini için bunun aksi muhaldir. (Olmaz. Olamaz. İmkânsızdır).

İnanmak veya inanmamaya karar vermek ve inandığının (kalbinin onayladığının) ne olması gerektiğine gelince: İşte bunda kişisel sorumluluk vardır.

'Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır' 17/36.

'Onlara ayetlerimizi ufuklarda ve öz benliklerinin içinde göstereceğiz. Ta ki, onun hak olduğu kendilerine ayan beyan belli olsun. Kendisinin her şey üzerinde bir tanık oluşu, senin Rabbine yetmez mi?' 41/53.

Allah ve resulünden (zamanımızda Kur'an ve anadile yapılmış çevirilerinden) başka birine uymak, bu kişisel sorumluluğu kaldırmaz. İşte bu, insanların dünya hayatındaki sınavının en önemli kısmıdır.

Her kişi böyle veya farklı inanır veya inanmaz. Bu doğrudur. Gerçek ise, nasıl inanırsa inansın veya inanmasın hiç kimsenin, bunun aksine olan, Kur'an'dan bir beyyine (kesin kanıt) gösteremeyecek olduğudur

İşte bunun içindir ki, İMAN Allah'la kul arasındadır ve Kur'an' da:'Hüküm yalnız Allah'ındır. Allah, hükmüne kimseyi ortak etmez' buyrulmuştur.

'Allah'a inanıp O'na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır.' 4/175.

 

UYARI:

''KUR'AN'IN BÜTÜNÜNÜ BİLMEDEN BİR KISMINI, BİR AYETİNİ İHMAL EDEREK DE DİĞER AYETLERİNİ DOĞRU ANLAYAMAYIZ.''
VE
''KUR'AN'A NİSPET ETTİĞİMİZ SINIRLI ANLAYIŞIMIZ VEYA KUR'AN'DAN ANLADIĞIMIZ, KUR'AN'IN MUTLAK MANASI VE HÜKMÜ OLARAK GÖSTERİLEMEZ.''-MKA
 
10. sure (YÛNUS) 6. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Y.N. Öztürk :
Şu bir gerçek ki, geceyle gündüzün birbiri ardınca değişip durmasında, Allah'ın göklerde ve yerde vücut verdiği şeylerde, sakınan bir topluluk için sayısız ayetler vardır.
 
31. sure (LOKMAN) 31. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Y.N. Öztürk :
Size, ayetlerinden göstermek için, Allah'ın nimetleriyle gemilerin denizde akıp gidişini görmedin mi? Kuşkusuz, bunda gereğince sabreden, gereğince şükreden herkes için kesin ibretler vardır.
 
39. sure (ZÜMER) 21. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Y.N. Öztürk :
Görmedin mi, Allah gökten bir su indirdi de onu toprak içindeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla çeşitli renklerde ekinler çıkarıyor. Sonra ekin kurur da sen onu sararmış görürsün. Sonra da onu kuru ufantı haline getirir. İşte bunda, akıl ve gönül sahipleri için mutlak bir ibret var.
 
40. sure (MÜ'MİN) 81. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

Y.N. Öztürk :
Allah size ayetlerini gösteriyor. Allah'ın ayetlerinden hangisini inkâr ediyorsunuz?
 
41. sure (FUSSİLET) 37. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Y.N. Öztürk :
Gece ve gündüz, Güneş ve Ay onun ayetlerindendir. Eğer sadece Allah'a kulluk/ibadet ediyorsanız, Güneş'e, Ay'a secde etmeyin; onları yaratan Allah'a secde edin!


Dipnot: 41/37*: Secde ayeti + İbadet /Allah'a Kulluk: Secde Etmek: Allah'a kulluk edenler, Allah'ın yarattıkları varlıklara değil, varlıkları yaratan Allah'a secde ederler.



 41/37*: ALLAH'A KULLUK EDENLER, ALLAH'IN YARATTIKLARI VARLIKLARA DEĞİL, VARLIKLARI YARATAN ALLAH'A SECDE EDERLER:

 Gece ve gündüz, Güneş ve Ay onun ayetlerindendir. Eğer sadece Allah'a kulluk / ibadet ediyorsanız, Güneş'e, Ay'a secde etmeyin; onları yaratan Allah'a secde edin! 41/37.

MKA.
 
41. sure (FUSSİLET) 39. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Y.N. Öztürk :
Sen, toprağı huşû halinde boynu bükük görüyorsun ya, işte o da Allah'ın ayetlerindendir. Onun üzerine suyu indirdiğimizde, o titrer ve kabarır. Hiç kuşkusuz, onu dirilten Muhyi ölüleri de mutlaka diriltecektir. O, her şey üzerinde güç sahibidir.
 
41. sure (FUSSİLET) 53. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Y.N. Öztürk :
Onlara ayetlerimizi ufuklarda ve öz benliklerinin içinde göstereceğiz. Ta ki, onun hak olduğu kendilerine ayan beyan belli olsun. Kendisinin her şey üzerinde bir tanık oluşu, senin Rabbine yetmez mi?

Dipnot: *41/53: Yanlışlanabilir ve sınanabilir fiziksel deliller Kuran'ın Tanrı sözü olduğuna dair bilimsel deliller ve belgeler sağlar. 4/82; 74/30.


 4/82: 'Kur'an'ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başka birinin katından gelseydi, elbette ki onun içinde birçok ihtilaf bulacaklardı.'

Kuran'da İç Çelişki Yoktur. Kuran Gerçekle Çelişmez.


 Hadis ve Sünneti Kuran'a eş koşanlar, 2/106 (= 'Biz bir ayeti siler, unutturur veya ertelersek ondan daha iyisini veya onun bir benzerini getiririz. Allah'ın her şeye gücü yeter olduğunu bilmedin mi?') ayetinin anlamı tahrif ederek, Kuran'da 'nasih-mensuh' olduğunu ileri sürerek bu ayeti (4/82) inkâr etmektedirler.

 Ayrıca, 2/85 ayetinde anlatılan sapkınlığı aynen tekrar eden Müslümanlar hakkında müthiş bir öngörü (Onlar ki Kur'an'ı parça parça / bölük bölük / falcılık aracı yaptılar.) için 15/91-93 ayetlerine bakınız. 

 2/85 ' Şimdi siz Kitap'ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? İçinizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezillikten başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise böyleleri azabın en şiddetlisine itilir. Allah, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir.'

 15 /91-93 (Onlar ki Kur'an'ı parça parça / bölük bölük / falcılık aracı yaptılar. + Rabbine yemin olsun ki, biz onları toplu halde sorgu suale çekeceğiz/hepsinden mutlaka hesap soracağız; + Yapıp ettiklerinden...'

 Hurafe ve mitolojilerin yaygın ve etkin olduğu bir çağda gelmesine rağmen Kuran'ın hiç bir saçmalık ve yanlışlığı içermemesi de ayrı bir kanıttır. Kuran'ın inişinden yaklaşık iki yüz yıl sonra yazılan hadis kitaplarını veya yüzyıllar sonra yazılan Kurtubi, İbni Kesir, Taberi, Nesefi gibi Kuran tefsirlerini düşünün.

Kuran'ın birçok bilimler ile ilgili verdiği bilgiler yüzyıllar sonra o bilimler tarafından doğrulanmış veya daha iyi anlaşılmalarına neden olmuştur.

Örneğin: Tanrı bizi bir embriyodan yarattı (96:2),
Yer yumurta gibi yuvarlaktır (10:24; 39:5; 79:30),
Tüm evren bir tek nokta halindeydi ve aniden patladı (21:30),
Evrenimiz içindeki galaksilerle birlikte sürekli olarak genişlemekte (51:47),
Yıldızlar ve gezegenler gazdan yaratıldılar (41:11),
Zaman görelidir (70:4; 22:47),
Evren altı evrede yaratıldı ve dünya gezegeni üzerinde hayatı mümkün kılan koşullar son dört evrede oluştu (50:38; 41:10),
Dünya bir yörüngede yüzmektedir (27:88; 21:33),
Dünya atmosferi içindeki canlı hayatı koruyucu bir özelliğe sahiptir (21:32),
Rüzgarlar aşılayıcıdır (15:22),
Canlı varlıkların yaratılışı bir evrimsel sisteme göredir (15:28-29; 24:45; 32:7-9; 71:14-17),
Biyolojik hayatın ilk mikro örnekleri balçığın esnek moleküler yapısının oluşturduğu katmanlar arasında başladı (15:26),
Ne biyolojik ömürümüz genlerimizde kaydedilmiştir (35:11),
Atomlar daha küçük parçalardan oluşurlar (10:61),
Fotosentez, daha sonra diriltilebilecek özellikte olan kimyasal yolla depolanmış bir enerjidir (36:77-81),
Demir elementinin atom numarası, atom ağırlığı ve tüm izotoplarının nötron sayıları bildirilir (57:25),
Toprağı oluşturan elementlerin atomları maksimum yedi enerji yörüngesine sahiptir (65:12),
Su ve hurma (oksitoksin) doğum sancılarını hafifletir (19:24-25),
Tüm dünyadaki yıllık yağmur miktarı değişmez (43:11; 15:21),
Bu dünyanın ötesinde hayat vardır (42:29),
Ay toprağı yarılacaktır (54:1-2).
Kuran, mucizeler yoluyla bilim adamlarına ufuk açar. Örneğin, madde ışık hızında nakledilebilir (27:38-40),
Koku uzaklara yayımlanabilir (12:94),
Hayvanlarla iletişim kurulabilir (27:16-17),
Belli koşullarda uyumak metabolizmayı yavaşlatabilir ve ömrü uzatabilir (18:25),
Körler görme duyularına kavuşabilir, ölüler diriltilebilir (3:49)...

74/30: 'Üzerinde ondokuz vardır onun.'

Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.

 

**41/53: KİTAP:



 Kendisi de ayetler topluluğu ve inananlar için bir kılavuz olan Kuran, içinde kuşku ve çelişkinin olmadığı 'Kitap' tır.(2/2) 

 Diğer peygamberlere gelen Zebur, Tevrat, İncil ve İlâhi vahiylerin genel adı da 'Kitap' tır.

 İnananlar için bizatihi kendisi kılavuz olan 'Vahiy Kitabı' Kuran, aynı zamanda, Allah'ın insanın önüne 'oku' ması için koyduğu 'Kâinat Kitabı' ile 'İnsan Kitabı' nın gereğince okunup değerlendirilmesini kolaylaştıran bir ışıktır, nurdur:

 'Göklerin ve yerin melekûtuna (Kâinat ve insan kitaplarındaki ayetlere), Allah'ın yarattığı herhangi bir şeye bakmadılar mı; ecellerinin gerçekten yaklaşmış olabileceğini düşünmediler mi? Peki, bu Kur'an'dan sonra hangi hadise/söze iman ediyorlar?' (7/185) 

 'Onlara ayetlerimizi ufuklarda (kâinat kitabı) ve öz benliklerinin içinde (insan kitabı) göstereceğiz. Ta ki, onun hak olduğu kendilerine ayan beyan belli olsun. Kendisinin her şey üzerinde bir tanık oluşu, senin Rabbine yetmez mi?' (41/53)

MKA
 
42. sure (ŞÛRÂ) 29. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Y.N. Öztürk :
Gökleri ve yeri ve bu ikisi içinde yaydığı canlıları yaratması da O'nun ayetlerindendir. O, dilediği zamanda onları biraraya getirmeye kadirdir.
 
42. sure (ŞÛRÂ) 32. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Y.N. Öztürk :
Denizde o dağlar gibi akıp giden gemiler de O'nun ayetlerindendir.
 
42. sure (ŞÛRÂ) 33. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Y.N. Öztürk :
Dilerse rüzgârı durdurur da o akıp giden gemiler denizin sırtında donmuş gibi kalırlar. Gereğince sabreden, gereğince şükreden herkes için bütün bunlarda elbette ki ibretler vardır.
 
42. sure (ŞÛRÂ) 34. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Y.N. Öztürk :
Yahut onları, içindekilerin kazançları yüzünden mahveder. Ama birçoğunu affediyor;
 
45. sure (CÂSİYE) 3. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

Y.N. Öztürk :
Kuşkusuz, göklerde ve yerde, iman sahipleri için sayısız ayetler vardır.

45. sure (CÂSİYE) 4. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)


Y.N. Öztürk :
Ve sizin yaratılışınızda, her yana yaydığı canlılarda, kesinliği yakalayan bir topluluk için ibretler, işaretler vardır.

 
45. sure (CÂSİYE) 5. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

Y.N. Öztürk :
Geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, Allah'ın gökten bir rızık indirip de onunla yerküreyi ölümünden sonra hayata kavuşturmasında, rüzgârların her bir yana sevkedilişinde de aklını çalıştıran bir topluluk için izler, işaretler vardır.
 
45. sure (CÂSİYE) 6. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)


Y.N. Öztürk :
İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah'tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar?!


Dipnot: *45/6-9: Geleceği bilen Allah, Hadis, Sünnet ve İcma denilen üçlemeyi Kuran'a şirk koşanları her yönüyle mahkûm etmektedir. Bak: 33/38; 39/18; 45/6-9; 66/3.


 66/3: Hani, Peygamber, eşlerinden birine bir sözü gizlice söylemişti. Sonra eşi bu sözü duyurup Allah da onu Peygamber'e bildirince, Peygamber sözün bir kısmını açıklamış, bir kısmından vazgeçmişti. Peygamber, sözü eşine bildirdiğinde o: 'Bunu sana kim haber verdi?' demişti. Peygamber de: 'O her şeyi bilen, her şeyden haberi olan bana bildirdi.' diye cevaplamıştı.

 Peygamberle ilişkili olarak 'Hadis' (söz) kelimesi iki kez kullanılır. Biri burada (66/3) diğeri ise, 33/53 ayetindedir. 

Burada (66/3), Peygamberden işitilen Hadisin başkalarına yayılması eleştiriliyor, 33/53 ayetinde ise, Hadislerin dinlenilmesi eleştiriliyor. 

Geleceği bilen Allah, Hadis, Sünnet ve İcma denilen üçlemeyi Kuran'a şirk koşanları her yönüyle mahkûm etmektedir. Bak 33/38; 45/6.

Bak: 

33/38: Allah'ın kendisine farz kıldığı şeyde peygambere hiçbir vebal yoktur. Daha önce gelip geçmişlerde de Allah'ın yolu, yöntemi buydu. Allah'ın emri, belirlenmiş bir kaderdir / ölçüdür.

Kuran, 'Hadis' (söz) kelimesini Tanrı'nın sözlerinden farklı sözler için kullandığında genellikle kötü bir anlamda kullanır (12/111; 31/6; 33/53; 45/6; 52/34; 66/3). 

Peygambere yakıştırılan yalanların 'Hadis ve Sünnet' adıyla anılacağını önceden bilen Tanrı 'Sünnet' (yasa) kelimesini de sürekli 'Tanrı'nın Sünneti' (Sünnetullah) olarak kullanmıştır (33/38, 62; 35/43; 40/85; 48/23). 

Tanrı'nın Sünnetine (Sünnetullah'a) karşı putlaştırdıkları Muhammed peygamberin Sünnetini uyduranlar, 35/43'te sözü edilen Sünnete mahkûm olacaklardır.

İşin daha da ilginci, Hadis ve Sünnet'in yanında uydurulan üçüncü öğreti olan İcma (toplu karar) kelimesi de Allah hariç kimin için kullanılmışsa olumsuz bir anlamla mahkûm edilir. (20/60; 70/18; 104/2; 3/173; 3/157; 10/58; 43/32; 26/38; 12/15; 10/71; 20/64; 17/88; 22/73; 54/45; 28/78; 7/48; 26/39; 26/56; 54/44).

Tüm bunlar bir rastlantı mı? Bak: 39/18; 66/3. (yukarıda);

Bak: 

 39/18: 'Onlar ki, sözü dinler de en güzeline uyarlar. İşte bunlardır, Allah'ın kılavuzladıkları; işte bunlardır, akıl ve gönül sahipleri.' 

 Kuran'ı terk edenlerin Muhammed peygamberden sonra Hadis, Sünnet, icma diye adlandırdıkları kaynakları Kuran'a eş koşacaklarını bilen Tanrı, bu üç kelimeye, Tanrı ve Kuran için kullanılmaları dışında sürekli olarak olumsuz anlam yükler. 

 Farklı sözleri dinlememizi öğütleyen bu ayet, (39/18) ilginçtir ki, 'Hadis' değil 'kavl' kelimesi kullanmıştır. Hadisleri ortak koşanlara istismar edecekleri bir örnek vermemek için! Bak: 33/38 (yukarıda) ; 66/3 (yukarıda).

 45/6 -9: 'İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah'tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise / söze inanıyorlar?! + Yazıklar ve azaplar olsun günaha batmış her yalancı iftiracıya + Ki Allah'ın ayetlerinin kendisine okunuşunu dinler, sonra böbürlenmiş olarak inadında devam eder. Sanki hiç duymamıştır onları. Artık acıklı bir azapla muştula böylesini! + Ayetlerimizden bir şeyin bilgisine ulaşınca, alaya aldı onu. İşte onlar içindir horlayıp yere batıran bir azap.'

 Allah'ı ve ayetlerini yetersiz görenler bu (45/6 ayetindeki ) soruya, Hadis kitaplarını sayarak cevap vermektedirler. Bak: 6/112-114; 12/111; 33/38.

Bak: 

 6/112-113: 'İşte böyle, biz peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın yaldızlısını fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Bırak onları, düzdükleri iftiralarla baş başa kalsınlar + Ki âhirete inanmayanların gönülleri ona ısınsın, ondan hoşlansınlar, elde ettikleri şeylere sahip olmaya devam etsinler.'

 Peygambere yakıştırılarak insanlara 'vahiy' adı altında sunulan yaldızlı sözlere, ahiret hayatına gerçekten inanmamış olanlar ( ahireti akıl ve bilgiye dayanarak onaylamamış olanlar) inanır.

 
İsa'yı Tanrı'nın oğlu olarak putlaştıranlar aslında İsa'nın baş düşmanlarıdır. 

 
Nitekim Buhari başta olmak üzere diğer hadis kitaplarını Kuran ile karşılaştırarak incelediğinizde, o kitapları derleyenlerin aslında peygamberin baş düşmanı olduğunu göreceksiniz

 6/114: 'Allah size Kitap'ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onun, Rabbinden hak olarak indirildiğini biliyorlar. Sakın kuşkuya düşenlerden olma.' 

 Bir önceki ayetlerde peygamber düşmanlarının peygambere yakıştırdıkları iftiralarını yaldızlı sözler olarak birbirlerine ilettiklerini bildiren Tanrı, şimdi Muhammed peygamberin ağzından onlara üç maddeden oluşan en güzel cevabı veriyor:

1) Biricik yasa kaynağı Allah'tır.
2) Allah'ın yasası Kuran'dadır.
3) Kuran detaylıdır.


 Nitekim Hadis, Sünnet ve mezhep öğretilerini dinin diğer kaynakları olarak kabul edenler birinci ve üçüncü maddeyi direkt olarak, ikinci maddeyi de Kuran'daki yasaya isyan ederek inkâr etmektedirler

 12/111: Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur'an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir. Bak 31/6; 33/38 (yukarda); 45/6 (yukarda).

 Bak 31/6; İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak için hadis / laf eğlencesi satın alır ve onu alay konusu edinir. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır.

Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.

KURAN'DAN SONRA HANGİ HADİSE İMAN EDİYORLAR?


 Bu alt başlığımız 7- Araf suresinin 185. ayetidir. Ayetin Türkçe çevirilerinde hadis kelimesinin yerine söz dendiğine de şahit olabilirsiniz. Bu çeviri de tabi ki doğrudur; çünkü Arapça hadis kelimesi Türkçe söz kelimesinin karşılığıdır. 

Bu ayette ve diğer ayetlerde hadis kelimesinin kullanımı ve Kuran'a eş kaynaklar olarak uydurulan sözlere hadis denmesi, Kuran'ın bir mucizesidir. Kuran dinin başına bela olacak, Peygamber'e atfedilecek, dinin tek kaynağını yüzlere çıkaracak hadislere mucizevi bir tarzda işaret etmiştir. 

Peygamber'e birçok yalanı atfeden hadisçiler, agval=sözler, ahber=haberler, hikem=hikmetler veya başka bir Arapça kelimeyi Peygamber'in sözlerini belirtmek için kullanabilirlerdi. Her hususta çelişen hadisçilerin bu sözlere oy birliğiyle hadis deyip, Kuran'ın bu ayetlerinin işaretine girmeleri, Kuran'ın sayısız mucizelerinden biridir.

 Bu Kuran uydurulacak bir hadis (söz) değildir. Aksine o önündekini tasdikleyici, her şeyi detaylandırıcıdır. İnanan bir topluluk için kılavuz ve rahmettir.
12- Yusuf Suresi 111


 Allah, Kuran'ın uydurulan bir hadis olmadığını söylediği bu ayette, kitabın detaylandırıldığı gibi geleneksel İslamcıların bir türlü anlayamadıkları bir gerçeği de vurgular. 

Oysa gelenekçiler kitabın detaylı olduğunu görmezlikten gelip hadisleri, gelenekleri, şahsi görüşlerini Kuran'ın detayları yetersizmiş gibi dine sokarlar. Bunlarda da hadisler başroldedir. 

Oysa aynı ayet Kuran'ın uydurulmuş bir hadis olmadığını söyleyerek, anlamaya niyeti olana mucizesini sergiler.

 Şimdi sen bu hadise (söze) inanmazlarsa, belki de arkalarından kendini eritircesine üzüleceksin.
18- Kehf Suresi 6


 Ayetten, Peygamber'in insanlar inanmıyor diye üzüldüğü yegane hadisin (sözün) Kuran olduğunu anlıyoruz.

Peygamber Kuran dışında bir hadise kimseyi davet etmemiştir.


Hiç kimsenin kendi hadislerini yazmasını da söylememiştir. 


Eğer Peygamber'in kendi hadisleri de dinin kaynağı olsaydı Peygamber'imiz onları da yazdırırdı, insanlar o hadislere inanmadığı için de kendisini eritircesine üzülürdü.

Peygamberimiz'in uğrunda mücadele verdiği tek hadis Kuran'dır. Kuran'ın hadis kelimesiyle belirtip uymamızı istediği tek hadis de Kuran'dır. Kuran kendisi dışında uymamız gereken hiçbir hadise işaret etmez.

Eğer Peygamber'in hadisleri (sözleri) de Kuran dışında dinin bir kaynağı olsalardı, Kuran bunu bir çok ayetle belirtirdi. Bu konuda tek bir ayet olmaması ve hadis kelimesinin Kuran'da gösterdiğimiz şekliyle kullanımı, günümüzdeki hadis kavramının sonradan uydurulduğunun açık bir delilidir.

 İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir ki, onları sana gerçek olarak okuyoruz. Hal böyleyken Allah'tan ve ayetlerinden sonra hangi hadise inanıyorlar?

45- Casiye Suresi 6


 Allah ayette böyle sormaktadır. Geleneksel İslam savunucuları, Sunni ve Şii mezheplerinin taklitçilerinin hareket tarzlarından çıkan cevap ise şöyledir: Buhari'ye, Müslim'e, Oniki İmamın hadislerine (sözlerine), Ebu Davud'a, İbni Mace'ye inanıyoruz.

 Kimin hadisi(sözü) Allah'tan daha doğru olabilir?
4- Nisa Suresi 87


Eğer doğru sözlüler iseler onun benzeri bir hadis getirsinler.
52- Tur Suresi 34


Kuran'ın bu izahına karşı Ebu Davud adlı meşhur hadis kitabında Peygamber'in kendisine, Kuran ve benzeri hadis verildiği söylenerek hadisler kurtarılmaya çalışılır. Oysa bu söz hadisleri kurtarmaya yetmez. Çünkü hadisler Kuran kadar değil, Kuran'ın hacminden kat kat fazladır. 

Üstelik bu gelenekçi zihniyeti ifade eden hadis, Kuran'ın benzeri bir hadis olamayacağını söyleyen yukarıdaki ayetle çelişmektedir.

İnsanlardan öyleleri vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak ve o yolu oyalanma aracı yapmak için hadis eğlencesi satın alırlar. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır.
31- Lokman Suresi 6


 Aynı surenin 7. ayetinde, ayetler bu şahıslara okunduğunda yüz çevirdiklerini görüyoruz. Ne yazık ki sadece Kuran'a dayandırarak bir hükmü söylediğimizde, mezhep taassubu yüzünden ayetleri görmezlikten gelenler, bu ayetleri sadece musikisi için değil, anlamak için de okurlarsa açıklamaya çalıştıklarımızı daha iyi kavrayacaklardır. (26. Bölümdeki Recm konusu, Kuran'a rağmen hadisi Kuran'ın önüne geçirenlere iyi bir örnektir.)

Kuran'da Peygamberimiz'le ilişkili olarak hadis kelimesi sadece iki defa ve aşağıdaki şekliyle kullanılmıştır:


 Ey inananlar yemeğe çağırılmadan Peygamber'in evlerine girmeyiniz... Yemeği yiyince dağılın, bir hadise dalmayın.
Böyle davranmanız Peygamber'i rahatsız eder.

33- Ahzab Suresi 53


 Hani Peygamber eşlerinden birine gizli bir hadis söylemişti. Derken o bunu haber verip, Allah da ona bunu açığa vurunca, o da bir kısmını açıklamış bir kısmından vazgeçmişti.
66- Tahrim Suresi 3


 Görüldüğü gibi hadis kelimesi Peygamberimizle ilişkili olarak iki defa geçer. Oysa buradaki kullanımın Sunni ve Şii mezhepçi görüşle hiçbir alakası yoktur. Hadis kelimesini Hz. Muhammed Peygamberimiz'in sözleri olarak kullanan iki ayetin işareti, tartışmamız açısından çok önemlidir. Geleceği bilen Allah, hadis kelimesini Sunnilerin ve Şiilerin iddia ettikleri gibi dini öğretiler için değil, Peygamber'in kişisel sözleri için kullanır.

Üstelik her iki yerde de hadis kelimesi olumsuz bir bağlamda kullanılır. 


 Sünnet kelimesi ise Kuran'da tek geçerli sünnetin Sünnetullah (Allah'ın sünneti, Allah'ın adeti) olduğu şeklinde geçer. (16. Bölümde göreceğiz.)

 İslam'ın diğer kaynaklarından biri olarak gösterilen icma kelimesi ve türevlerinin Kuran'daki geçişi de sürekli olumsuzdur. 

 Bu, Kuran'ın hadis ve sünnet kavramları gibi, icmayı da mucizevi bir şekilde mahkum ettiğini gösterir. (İcma kelimesi ve türevleri için bakınız 20- Taha 60, 70-Mearic 18, 104- Hümeze 2, 3-Ali İmran 173, 3-Ali İmran 157, 10-Yunus 58, 43-Zuhruf 32, 26-Şuara 38, 12-Yusuf 19, 10-Yunus 71, 20-Taha 64, 17-İsra 88, 22-Hac 73, 54-Kamer 45, 28-Kasas 78, 7-Araf 48, 26-Şuara 39, 26-Şuara 56, 54-Kamer 44)

Uydurulan Din, Kuran'daki Din E – Kitap



RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder