İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

16 Mayıs 2016 Pazartesi

IV. B. 1. a) KAVRAM OLARAK, ALLAH'IN VARLIĞI VE VARLIĞININ DELİLLERİ - 1



IV. İTİKAT. 1

B. ALLAH.. 1

1. ALLAH'IN VARLIĞI VE VARLIĞININ DELİLLERİ. 1

a) KAVRAM OLARAK, ALLAH'IN VARLIĞI VE VARLIĞININ DELİLLERİ - 1

Dipnot: *36/37: Bu (69/7) ayetteki "yedi gece ve sekiz gündüz" ifadesi kesintisiz bir zaman dilimini ifade eder. Bu ayete göre Kuran'ın kabul ettiği gün, Yahudi geleneğindeki gibi gece ile değil gündüz ile başlar. Bak: 91/3-4; 36/40; 2/187; 3/27; 17/12; 10/67; 25/62; 36/37. 2

Dipnot: *36/40: Güneşin, ayın ve dünyanın dairesel / elipsoit yörüngelerindeki hareketleri. Bak: 21/33; 36/40; 72/1; Ayrıca bak: 4/82. 3

**36/40: Bu (69/7) ayetteki 'yedi gece ve sekiz gündüz' ifadesi kesintisiz bir zaman dilimini ifade eder. Bu ayete göre Kuran'ın kabul ettiği gün, Yahudi geleneğindeki gibi gece ile değil gündüz ile başlar. Bak: 91/3-4; 36/40; 2/187; 3/27; 17/12; 10/67; 25/62; 36/37. 6

Dipnot: *35/27: Kuran'ın muhatabı herkestir. Herkesin de algılama ve anlaması farklıdır. Ayetteki simsiyah yollar, o bölgede "Petrol" olduğunun işareti olabilir mi?. 7

Dipnot: 35/28*: Tabiatın (gökler ve yerin) İnsan Hizmetine Verilmesi: Hayvanlar: 
Hayvanlar, Davarlar ve İnsanlardan Çeşitli Renklerde Olanları Vardır. 8

35/28**: Yaratılış ve Varlıklar: İnsanlar: İnsanlar, Çeşitlidir / Sorumlu Varlıklardır, Dünya ve Ahirette Başıboş Bırakılmayacaklardır. Bak: 75/3, 36. 8


IV. İTİKAT

B. ALLAH

1. ALLAH'IN VARLIĞI VE VARLIĞININ DELİLLERİ

a) KAVRAM OLARAK, ALLAH'IN VARLIĞI VE VARLIĞININ DELİLLERİ - 1

36. sure (YÂSÎN) 33. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Y.N. Öztürk :
Ölü toprak onlar için bir mucizedir. Onu dirilttik, ondan dâne çıkardık; bak işte ondan yiyorlar.

36. sure (YÂSÎN) 34. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Y.N. Öztürk :
Onda hurmalardan, üzümlerden bahçeler oluşturduk, ondan pınarlar fışkırttık;
 
36. sure (YÂSÎN) 35. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Y.N. Öztürk :
Ki onun ürününden ve ellerinin yapıp ettiğinden yesinler. Hâlâ şükretmiyorlar mı?
 
36. sure (YÂSÎN) 36. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)


Y.N. Öztürk :
Şanı yücedir o Allah'ın ki toprağın bitirdiklerinden, onların öz benliklerinden ve nice bilmediklerinden bütün çiftleri yaratmıştır.

 
36. sure (YÂSÎN) 37. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)


Y.N. Öztürk :
Gece de onlar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup alırız da onlar karanlığa gömülüverirler.


Dipnot: *36/37: Bu (69/7) ayetteki "yedi gece ve sekiz gündüz" ifadesi kesintisiz bir zaman dilimini ifade eder. Bu ayete göre Kuran'ın kabul ettiği gün, Yahudi geleneğindeki gibi gece ile değil gündüz ile başlar. Bak: 91/3-4; 36/40; 2/187; 3/27; 17/12; 10/67; 25/62; 36/37.


 *69/7: "Onu, onların üzerine yedi gece, sekiz gün hiç ara vermeden saldı. Topluluğu orada yerlere serilmiş görürsün. İçleri boşaltılmış hurma kütükleri gibidirler." 


 Bu (67/7) ayetteki "yedi gece ve sekiz gündüz" ifadesi kesintisiz bir zaman dilimini ifade eder. Bu ayete göre Kuran'ın kabul ettiği gün, Yahudi geleneğindeki gibi gece ile değil gündüz ile başlar.



Gece (leyl) kelimesinin Kuran'da gündüz (nehar) kelimesinden önce kullanılmasını delil olarak kabul eden geleneksel anlayış, gece ile gündüzü tanımlayan 91/3-4 (=Onu iyice açtığı vakit gündüze + Ve onu sarıp sarmaladığı zaman geceye.) ayetleriyle çelişir. 


Gecenin gündüzü geçemeyeceğini ifade eden 36/40 (=Güneş'in Ay'a ulaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.) ayeti bu açıdan ilginçtir.

 2/187(= Tan yerinin beyaz ipliği siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonra da orucu gece oluncaya değin tamamlayın)ayeti de gündüz ile gecenin ne zaman başlayacağını bildirir. 

 3/27 (=Geceyi gündüzün içine sokarsın, gündüzü de gecenin içine sokarsın) ; 17/12 (
=Biz, geceyi ve gündüzü iki ayet yaptık; sonra gecenin ayetini silip gündüzün ayetini gösterici yaptık ki, Rabbinizden bir lütuf isteyesiniz, yılların sayısını ve hesabı bilesiniz. Biz her şeyi ayrıntılı bir biçimde açıkladık.) ayetleri gece ile gündüzün karıştığı sabah ve akşam saatlerini anlatır. 

Bu ayetlere göre, gece güneş batımı ile başlar ve gündüz ise güneş batımından kısa bir süre sonra aydınlık çizginin kaybolduğu zamanda biter. 

Aynı şekilde, gündüz, güneş daha doğmadan kısa bir süre önce başlar ve gece ise güneşin doğumuyla biter.

Gündüz ve gece için ayrıca bak: 10/67; 25/62; 36/37.


 10/67: "O, odur ki, içinde durup dinlenesiniz diye sizin için geceye vücut verdi, gündüzü de aydınlık kıldı. Hiç kuşkusuz, bunda, dinleyecek bir topluluk için ibretler vardır."


 25/62: "Geceyle gündüzü, öğüt almak isteyenlerle şükretmek isteyenler için, birbirini izler hale getiren O'dur."


 36/37: "Gece de onlar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup alırız da onlar karanlığa gömülüverirler."

Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.
 
36. sure (YÂSÎN) 38. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Y.N. Öztürk :
Güneş, kendine özgü bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Azîz, Alîm olanın takdiridir bu.
 
36. sure (YÂSÎN) 39. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Y.N. Öztürk :
Ay'a gelince, biz onun için de bir takım durak noktaları/birtakım evreler belirledik. Nihayet o, eski hurma sapının eğrilmişi gibi geri döner.
 
36. sure (YÂSÎN) 40. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Y.N. Öztürk :
Güneş'in Ay'a ulaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.


Dipnot: *36/40: Güneşin, ayın ve dünyanın dairesel / elipsoit yörüngelerindeki hareketleri. Bak: 21/33; 36/40; 72/1; Ayrıca bak: 4/82.


 *36/40: Güneşin, ayın ve dünyanın yörüngelerindeki hareketlerinden söz eden bu ayetteki 'küllün fi felekin (her biri bir yörüngede)' ifadesini oluşturan harfler (K, L, F, Y, F, L, K), tersinden okunduğu zaman da değişmeyen bu simetrik yapısıyla, gök cisimlerinin dairesel / elipsoit yörüngelerini sembolize ediyor. Aynı ifade 21/33 ve 36/40 ayetinde geçer. 


 21/33: 'O odur ki, geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı yarattı. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.' 


 36/40: 'Güneş'in Ay'a ulaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.'

Kuran ilginç detaylarla doludur (72/1).


 72/1: 'De ki: 'Cinlerden bir topluluğun dinleyip şunu söyledikleri bana vahyolundu: 'Gerçekten biz, hayranlık verici bir Kur'an dinledik.'

Bak: 


 4/82: 'Kur'an'ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başka birinin katından gelseydi, elbetteki onun içinde birçok ihtilaf bulacaklardı.'

*4/82: Kuran'da İç Çelişki Yoktur. Kuran Gerçekle Çelişmez. Bak: *2/106.

*2/106: Nasih-Mensuh konusu ve Ayet ile ayetler kelimelerinin anlamı


Hadis ve Sünneti Kuran'a eş koşanlar, 2/106 (
  'Biz bir ayeti siler, unutturur veya ertelersek ondan daha iyisini veya onun bir benzerini getiririz. Allah'ın her şeye gücü yeter olduğunu bilmedin mi?' ) ayetinin anlamı tahrif ederek, Kuran'da 'nasih-mensuh' (Kuran'da birbirini iptal eden ayetler ve hatta bazı ayetlerin Hadislerle iptal edildiği biçimindeki sapkınca inanç) olduğunu ileri sürerek, bu ayeti (4/82) inkâr etmektedirler. 

 'Ayet' sözcüğü tekil olarak kullanıldığı 84 yerin hiçbirinde Kuran ayetleri için kullanılmaz; tekil olarak kullanıldığı zaman sürekli olarak 'işaret, delil, mucize' anlamlarına gelir. 

 Ne var ki çoğul hali olan 'Ayaat' (ayetler) ise, tekil anlamına ek olarak Kuran ayetleri için de kullanılır. 


 Nitekim Kuran'ın her bir 'ayeti' daha doğrusu bir birimi / ifadesi tek başına mucizevî bir özelliğe sahip değildir. Örneğin bir veya iki kelimeden oluşan birimler var ve bunlar, Kuran'ın tanımladığı ayet (mucize) özelliğini göstermez. Bazı kısa ifadeler Kuran'ın inişinden önce günlük konuşmada, kitaplarda ve şiirlerde kullanılan / kullanılabilen ifadelerdir. Örneğin bak 55/3; 69/1; 74/4; 75/8; 80/28; 81/26. 


 Mucizelik özelliğini gösteren minimum ölçü bir sure (
 10/38 = Yoksa 'onu uydurdu' mu diyorlar! De ki: 'Eğer doğru sözlüler iseniz Allah dışında, elinizin yettiklerini de çağırın da onun benzeri bir sure ortaya çıkarın.' ) olup en kısa sure de 3 ayettir (103/Asr; 108/Kevser; 110/Nasr). 

 Besmele, tek bir birim olduğu için kendi başına bir mucize değildir; ancak Kuran'ın bütününü saran matematiksel örgü içinde mucizelik özelliğini kazanır. Ayetlerin (mucizevî özelliğe sahip olan ifadelerin) bir parçası olduğu için Besmele'den ayet diye söz edilebilir; ancak şunu unutmamak gerekir ki Tanrı, tekil olan 'ayet' kelimesini Kuran'ın ayetleri için kullanmayarak, sadece mucizelerden söz etmeyi sağlamıştır. 

Ayrıca, 2/85 ayetinde anlatılan sapkınlığı aynen tekrar eden Müslümanlar hakkında müthiş bir öngörü (
 Onlar ki Kur'an'ı parça parça / bölük bölük / falcılık aracı yaptılar.) için 15/91-93 ayetlerine bakınız. 

 2/85 ' Şimdi siz Kitap'ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? İçinizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezillikten başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise böyleleri azabın en şiddetlisine itilir. Allah, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir.'

 15 /91-93: 'Onlar ki Kur'an'ı parça parça / bölük bölük / falcılık aracı yaptılar. + Rabbine yemin olsun ki, biz onları toplu halde sorgu suale çekeceğiz/hepsinden mutlaka hesap soracağız; + Yapıp ettiklerinden...'

 Hurafe ve mitolojilerin yaygın ve etkin olduğu bir çağda gelmesine rağmen Kuran'ın hiç bir saçmalık ve yanlışlığı içermemesi de ayrı bir kanıttır. Kuran'ın inişinden yaklaşık iki yüz yıl sonra yazılan hadis kitaplarını veya yüzyıllar sonra yazılan Kurtubi, İbni Kesir, Taberi, Nesefi gibi Kuran tefsirlerini düşünün.

Kuran'ın birçok bilimler ile ilgili verdiği bilgiler yüzyıllar sonra o bilimler tarafından doğrulanmış veya daha iyi anlaşılmalarına neden olmuştur.

Örneğin: Tanrı bizi bir embriyodan yarattı (96:2),
Yer yumurta gibi yuvarlaktır (10:24; 39:5; 79:30),
Tüm evren bir tek nokta halindeydi ve aniden patladı (21:30),
Evrenimiz içindeki galaksilerle birlikte sürekli olarak genişlemekte (51:47),
Yıldızlar ve gezegenler gazdan yaratıldılar (41:11),
Zaman görelidir (70:4; 22:47),
Evren altı evrede yaratıldı ve dünya gezegeni üzerinde hayatı mümkün kılan koşullar son dört evrede oluştu (50:38; 41:10),
Dünya bir yörüngede yüzmektedir (27:88; 21:33),
Dünya atmosferi içindeki canlı hayatı koruyucu bir özelliğe sahiptir (21:32),
Rüzgarlar aşılayıcıdır (15:22),
Canlı varlıkların yaratılışı bir evrimsel sisteme göredir (15:28-29; 24:45; 32:7-9; 71:14-17),
Biyolojik hayatın ilk mikro örnekleri balçığın esnek moleküler yapısının oluşturduğu katmanlar arasında başladı (15:26),
Ne biyolojik ömürümüz genlerimizde kaydedilmiştir (35:11),
Atomlar daha küçük parçalardan oluşurlar (10:61),
Fotosentez, daha sonra diriltilebilecek özellikte olan kimyasal yolla depolanmış bir enerjidir (36:77-81),
Demir elementinin atom numarası, atom ağırlığı ve tüm izotoplarının nötron sayıları bildirilir (57:25),
Toprağı oluşturan elementlerin atomları maksimum yedi enerji yörüngesine sahiptir (65:12),
Su ve hurma (oksitoksin) doğum sancılarını hafifletir (19:24-25),
Tüm dünyadaki yıllık yağmur miktarı değişmez (43:11; 15:21),
Bu dünyanın ötesinde hayat vardır (42:29),
Ay toprağı yarılacaktır (54:1-2).
Kuran, mucizeler yoluyla bilim adamlarına ufuk açar. Örneğin, madde ışık hızında nakledilebilir (27:38-40),
Koku uzaklara yayımlanabilir (12:94),
Hayvanlarla iletişim kurulabilir (27:16-17),
Belli koşullarda uyumak metabolizmayı yavaşlatabilir ve ömrü uzatabilir (18:25),
Körler görme duyularına kavuşabilir, ölüler diriltilebilir (3:49)...

Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.

 

**36/40: Bu (69/7) ayetteki 'yedi gece ve sekiz gündüz' ifadesi kesintisiz bir zaman dilimini ifade eder. Bu ayete göre Kuran'ın kabul ettiği gün, Yahudi geleneğindeki gibi gece ile değil gündüz ile başlar. Bak: 91/3-4; 36/40; 2/187; 3/27; 17/12; 10/67; 25/62; 36/37.


 *69/7: 'Onu, onların üzerine yedi gece, sekiz gün hiç ara vermeden saldı. Topluluğu orada yerlere serilmiş görürsün. İçleri boşaltılmış hurma kütükleri gibidirler.'


 Bu (67/7) ayetteki "yedi gece ve sekiz gündüz" ifadesi kesintisiz bir zaman dilimini ifade eder. Bu ayete göre Kuran'ın kabul ettiği gün, Yahudi geleneğindeki gibi gece ile değil gündüz ile başlar. 


Gece (leyl) kelimesinin Kuran'da gündüz (nehar) kelimesinden önce kullanılmasını delil olarak kabul eden geleneksel anlayış, gece ile gündüzü tanımlayan 91/3-4 (=Onu iyice açtığı vakit gündüze + Ve onu sarıp sarmaladığı zaman geceye.) ayetleriyle çelişir. 


Gecenin gündüzü geçemeyeceğini ifade eden 36/40 (=Güneş'in Ay'a ulaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.) ayeti bu açıdan ilginçtir.

 2/187(= Tan yerinin beyaz ipliği siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonra da orucu gece oluncaya değin tamamlayın)ayeti de gündüz ile gecenin ne zaman başlayacağını bildirir.  3/27 (=Geceyi gündüzün içine sokarsın, gündüzü de gecenin içine sokarsın) ve 17/12 (
=Biz, geceyi ve gündüzü iki ayet yaptık; sonra gecenin ayetini silip gündüzün ayetini gösterici yaptık ki, Rabbinizden bir lütuf isteyesiniz, yılların sayısını ve hesabı bilesiniz. Biz her şeyi ayrıntılı bir biçimde açıkladık.) ayetleri gece ile gündüzün karıştığı sabah ve akşam saatlerini anlatır. 

Bu ayetlere göre, gece güneş batımı ile başlar ve gündüz ise güneş batımından kısa bir süre sonra aydınlık çizginin kaybolduğu zamanda biter.


Aynı şekilde, gündüz, güneş daha doğmadan kısa bir süre önce başlar ve gece ise güneşin doğumuyla biter.

Gündüz ve gece için ayrıca bak: 10/67; 25/62; 36/37.
 10/67: "O, odur ki, içinde durup dinlenesiniz diye sizin için geceye vücut verdi, gündüzü de aydınlık kıldı. Hiç kuşkusuz, bunda, dinleyecek bir topluluk için ibretler vardır." 25/62: "Geceyle gündüzü, öğüt almak isteyenlerle şükretmek isteyenler için, birbirini izler hale getiren O'dur." 36/37: "Gece de onlar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup alırız da onlar karanlığa gömülüverirler."

Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.


 
36. sure (YÂSÎN) 41. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Y.N. Öztürk :
Zürriyetlerini o dopdolu gemilerde taşımamız da onlar için bir ayettir.
 
36. sure (YÂSÎN) 42. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Y.N. Öztürk :
Onlar için gemilere benzer, binecekleri başka şeyler de yarattık.
 
36. sure (YÂSÎN) 43. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Y.N. Öztürk :
Eğer dilersek onları boğarız. Bu durumda ne kendileri için feryat eden olur ne de kurtarılırlar.
 
36. sure (YÂSÎN) 44. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Y.N. Öztürk :
Ancak bizden bir rahmet olarak bir süreye kadar daha nimetlensinler diye kurtarılırlar.
 
35. sure (FATIR) 27. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Y.N. Öztürk :
Görmedin mi, Allah, gökten bir su indirdi. Onunla, renkleri çeşit çeşit meyveler çıkardık. Dağlardan da yollar var; beyaz, kırmızı, değişik renklerde. Ve simsiyah yollar da var.


Dipnot: *35/27: Kuran'ın muhatabı herkestir. Herkesin de algılama ve anlaması farklıdır. Ayetteki simsiyah yollar, o bölgede "Petrol" olduğunun işareti olabilir mi?


 *35/027. Ayetteki kuzguni-siyah ( YNÖ. ve ME. Çevirilerinde: Simsiyah Yollar - Çizgiler) ifadesini siyah karga olarak anlamıştım yıllar önce. Kafamda soru işaretleri bırakan o anlayışımı Mesaj'ın daha önceki baskılarında şöyle ifade etmiştim:

"Kuran'ın muhatabı herkestir. Dağın eteğindeki bir çiftçi için yollar ve toprağın rengi oraya neyi ve nasıl ekeceği konusunda önemli bilgi verir.

Öğrenim görmüş birisi için renkli yollar, değişik jeolojik katmanlara ve arkeolojik kalıntılara bir işarettir.

Bir ressam için böyle bir manzara tuval üzerine konup duvara asılacak bir sanat eseridir.

Bir madenci için ise toprağın rengi altın ile taş arasındaki fark kadar büyük bir öneme sahiptir.

Bir başkası içinse dağın eteğine eğretice konan siyah karganın hikmeti en az diğerleri kadar önemlidir. 20/114." 


 20/114: "O Melik/o hak hükümdar olan Allah, yüceler yücesidir. Sana vahyi tamamlanmadan önce, Kur'an hakkında aceleci olma. Şöyle de:"Rabbim, ilmimi artır!"

Beni bir zamanlar merakta bırakan hayali karga yerine simsiyah bir katman, muhtemelen petrol bırakıp uçtu!

Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.


İnsanın Donanımı: 35/28

Bilginin Getirdiği Sorumluluklar:  35/28

35. sure (FATIR) 28. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Y.N. Öztürk :
Aynı şekilde, insanlardan, hayvanlardan, davarlardan da çeşitli renklerde olanlar var. Kulları içinde Allah'tan ancak bilginler ürperir. Allah Azîz'dir, Gafûr'dur.


Dipnot: 35/28*: Tabiatın (gökler ve yerin) İnsan Hizmetine Verilmesi: Hayvanlar: Hayvanlar, Davarlar ve İnsanlardan Çeşitli Renklerde Olanları Vardır.



 35/28*: HAYVANLAR, DAVARLAR VE İNSANLARDAN ÇEŞİTLİ RENKLERDE OLANLARI VARDIR:

Aynı şekilde, insanlardan, hayvanlardan, davarlardan da çeşitli renklerde olanlar var. Kulları içinde Allah'tan ancak bilginler ürperir. Allah Azîz'dir, Gafûr'dur. 35/28.

MKA.

35/28**: Yaratılış ve Varlıklar: İnsanlar: İnsanlar, Çeşitlidir / Sorumlu Varlıklardır, Dünya ve Ahirette Başıboş Bırakılmayacaklardır. Bak: 75/3, 36.



 35/28**: ) İNSANLAR, ÇEŞİTLİDİR / SORUMLU VARLIKLARDIR, DÜNYA VE AHİRETTE BAŞIBOŞ BIRAKILMAYACAKLARDIR:

 Aynı şekilde, insanlardan, hayvanlardan, davarlardan da çeşitli renklerde olanlar var. Kulları içinde Allah'tan ancak bilginler ürperir. Allah Azîz'dir, Gafûr'dur. 35/28.

 İnsan, kendisinin kemiklerini asla bir araya toplamayacağımızı mı sanıyor? 75/3. 

 İnsan, başıboş bırakılacağını mı sanıyor? 75/36.

MKA.

RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder