İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

3 Nisan 2016 Pazar

YOL İÇİN SÜNNETULLAH



YOL VE ŞERİATTA SÜNNETULLAH - 1

I.        YOL, DOĞRU YOLDA HİDAYETTE  VE ŞERİATTA SÜNNETULLAH:

A.      YOL İÇİN SÜNNETULLAH:

1.       Allah'ın ve Resullerinin gösterdiği / öğütlediği doğru yol

2.       Farklı yol - farklı tercih

3.       Doğru yol üzerinde olmak

4.       Kim doğru yolu seçerse kendi lehinedir kim saparsa kendi aleyhinedir, yolun tercih  ve sorumlusu insanın kendisidir, peygamberin işi sadece tebliğdir.

5.       Doğru yola ileten yalnız ve ancak Allah'tır, resullerin sorumluluğu duyurmaktır.

6.       Allah doğru yolun bulunması için Resullerine / Peygamberlerine Kitap indirmiştir

7.       İman yerine Küfrü seçenler doğru yolu bulamazlar

8.       Hak ve batıl yolları / yolu gösteren Allah’tır. (Ya Allah’ı ya şeytan’ı dost edinirsin de yol bulursun)

9.       Doğru / Hak yol yalnız ve ancak Allah'a kulluk etmektir

10.        Doğru / Hak yol Allah'ın gösterdiği, İnananların ve küfre sapmayanların yoludur

11.        Doğru / Hak yol peygamberlerin davet ettiği yoldur, Allah'a ortak koşulanların yolu batıldır

12.        Batıl yoldakiler Doğru / hak yoldan saptırmak ister

13.        İmanı küfürle değiştirmeye kalkan,  yolun dosdoğrusunu saptırmış olur

14.        Küfrü seçip Batıl yola sapanlar Allah'ın yolundan geri çevirip yolun eğri-büğrüsünü isterler

15.        Küfre sapıp Doğru / Hak yoldan çıkanların yapıp ettikleri kendilerine yararsız hale gelir. Allah onların amellerini boşa çıkartır

16.        "Herkes bekleyip gözetlemede, hadi siz de bekleyip gözetleyin! Yakında bileceksiniz dosdoğru yolu izleyenler kimlermiş, hidayete eren kimmiş!"

17.        Erdirici kılavuzluk kendisine ayan-beyan geldikten sonra, küfrü sapıp doğru yoldan çıkanlar yöneldiğiyle kaynaştırılır, sonra da cehenneme sokulur

18.        Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir. Bu, Allah'ın (Doğru / Hak yolu gösteren) kılavuzudur ki, onunla dilediğini / dileyeni hidayete erdirir

19.        Allah'ın Doğru / hak yolunda gayret gösteren kurtuluşa erer

20.        Allah'ın Dünyada yarattığı Yollar




 YOL VE ŞERİATTA SÜNNETULLAH - 1

I.                    YOL, DOĞRU YOLDA HİDAYETTE  VE ŞERİATTA SÜNNETULLAH:


A.                 YOL İÇİN SÜNNETULLAH:


1.                  Allah'ın ve Resullerinin gösterdiği / öğütlediği doğru yol



Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa, hiç kuşkusuz iyiyi ve güzeli bulmuş olurlar; eğer sırt dönerlerse artık onlar şıkak içindedirler  /parçalanmış olurlar. Onlara karşı sana Allah yeter. En iyi işiten, en güzel bilendir O. 2. sure (BAKARA) 137. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Dedi: "Ey toplumum! Ya ben Rabbimden bir beyyine üzerindeysem, bana lütfundan güzel bir rızık vermişse!... Size yasakladığım şeylerde, size söylediğimin aksine davranmak istemiyorum. Gücüm ölçüsünde barış ve iyilikten başka bir şey de istemiyorum. Başarım ancak Allah'ın desteğiyledir. Yalnız O'na güvendim ben, yalnız O'na yöneliyorum." 11. sure (HÛD) 88. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Kendisiyle, dağların yürütüldüğü yahut yerkürenin parçalandığı yahut ölülerin konuşturulduğu bir Kur'an mı olsaydı! Hayır, iş ve oluşun tümü Allah'ındır. İman edenler hâlâ ümidi kesip anlamadılar mı ki, Allah dileseydi elbette insanlara tümden hidayet verirdi. O küfre sapanlara gelince, sanayi olarak ürettiklerinin sonucu halinde başlarına gülle, tokmak türünden belalar inmeye devam edecek yahut o belalar onların yurtlarının yakınına konacak. Ta, Allah'ın vaadi gelinceye değin. Allah, vaadine asla ters düşmez. 13. sure (RA'D) 31. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Yolu doğrultup denge noktasını bulmak Allah'ın işidir. Ondan sapan da var. Allah dileseydi, sizi toptan hidayete erdirirdi. 16. sure (NAHL) 9. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Allah dileseydi, elbette ki sizi bir tek ümmet yapardı. Ama O, dilediğini saptırıyor, dilediğini de iyiye ve güzele kılavuzluyor. Yapıp ettiklerinizden mutlaka sorgu-suale çekileceksiniz.     16. sure (NAHL) 93. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Mûsa dedi: "Rabbimiz, her şeye yaratılışını lütfeden, sonra da yol yordam gösteren kudrettir." 20. sure (TÂHÂ) 50. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Biz onu, böylece açık seçik ayetler halinde indirdik. Kuşkusuz, Allah, dilediğine / dileyene kılavuzluk eder. 22. sure (HAC) 16. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Zulme sapanlarsa ilimsiz bir biçimde keyiflerine uymuşlardır. Allah'ın saptırdığına kim yol gösterecek? Böylelerinin yardımcıları yoktur. 30. sure (RÛM) 29. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Biz dileseydik, her benliğe hidayetini elbette verirdik. Fakat benden şu yolda söz hak olmuştur: "Yemin olsun, cehennemi tamamıyla cinlerden ve insanlardan dolduracağım." 32. sure (SECDE) 13. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)

Allah, kuluna Kafi değil mi, yetmiyor mu? Seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah kimi saptırırsa artık ona kılavuzluk edecek yoktur. 39. sure (ZÜMER) 36. ayet (Resmi: 39/İniş:59/ Alfabetik:114)

"Bir gündür ki o, sırtınızı dönerek kaçmaya çalışırsınız fakat Allah'a karşı sizi koruyacak kimse olmaz. Allah'ın saptırdığının, yol göstereni yoktur." 40. sure (MÜ'MİN) 33. ayet (Resmi: 40/ İniş:60/Alfabetik:69)

Sizin için, dinden, Nûh'a önerdiğini, sana vahyettiğini, İbrahim'e, Mûsa'ya ve İsa'ya önerdiğimizi şöyle diyerek kanunlaştırdı: "Dini dosdoğru tutun; onda bölünüp fırkalara ayrılmayın!" Onları çağırdığın bu tutum, şirke bulaşanlara çok ağır gelmiştir. Allah, dilediğini kendisi için seçer ve hakka yönelenleri kendisine iletir. 42. sure (ŞÛRÂ) 13. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Biz, cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; "Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini / dileyeni saptırır, dilediğini / dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir. 74. sure (MÜDDESSİR) 31. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)
 
Yemin olsun, doğruya ve güzele kılavuzlamak sadece bizim işimizdir. 92. sure (LEYL) 12. ayet (Resmi: 92/İniş:9/Alfabetik:58)

2.                 Farklı yol - farklı tercih



De ki: "Herkes, kendi varlık yapısına uygun iş görür. Yolca daha doğru gidenin kim olduğunu Rabbiniz daha iyi bilir." 17. sure (İSRÂ) 84. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Peki, yüzüstü kapanarak yürüyen mi daha düzgün gider yoksa dosdoğru yol üzerinde dik ve düzgün yürüyen mi? 67. sure (MÜLK) 22. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)

3.                  Doğru yol üzerinde olmak



Dosdoğru giden yola ilet bizi...   1. sure (FÂTİHA) 6. ayet (Resmi: 1/İniş:5/Alfabetik:23)
 
İşte bunlardır Rablerinden bir hidayet üzere olanlar, işte bunlardır gerçek anlamda kurtuluşu bulanlar. 2. sure (BAKARA) 5. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

"Hepiniz oradan aşağı inin." dedik. Benden size bir yol gösteriş ulaşır da kim bu yol gösterişime uyarsa artık böylelerine hiç bir korku yoktur. Onlar kederle de yüz yüze gelmeyeceklerdir. 2. sure (BAKARA) 38. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Sen onların öz milletlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da senden asla hoşnut olmazlar. De ki: "Allah'ın kılavuzluğu erdirici kılavuzluğun ta kendisidir." İlimden sana ulaşan nasipten sonra bunların boş ve iğreti arzularına uyarsan, Allah katından ne bir Velî'n olur ne de bir yardımcın. 2. sure (BAKARA) 120. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

"Yahudi yahut Hıristiyan olun ki doğruya kılavuzlanasınız." dediler. De ki: "Hayır, öyle değil. Şirk ve yozlaşmadan uzak bir biçimde, İbrahim milletinden olalım. O, şirke bulaşanlardan değildi." 2. sure (BAKARA) 135. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İşte böyle! Biz sizi, insanlar üstüne tanık olasınız, resul de sizin üstünüze tanık olsun diye, orta yolu izleyen bir ümmet yaptık. Biz, eskiden üzerinde olduğunu kıble haline getirdik ki resule uyanı, ökçesi üstüne gerisin geri dönenden ayıralım. Bu, Allah'ın kılavuzluk ettikleri dışındakilere gerçekten zor gelecektir. Ama Allah imanınızı işe yaramaz hale getirmeyecektir. Şu da bir gerçek ki, Allah öncelikle insanlara karşı çok acıyıcı, çok merhametlidir. 2. sure (BAKARA) 143. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Nereden çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram'a çevir. Nerede olursanız olun, yüzünüzü ona doğru çevirin ki, insanların elinde sizin aleyhinize bir delil bulunmasın. Onların zulme sapanları müstesna. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Yüzünüzü Mescid-i Haram'a dönün ki, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım. Ve bu sayede güzeli ve iyiyi bulmanız da umulmaktadır. 2. sure (BAKARA) 150. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İşte böyleleri üzerine Rablerinden selamlar, bereketler var, bir rahmet var. İşte bunlardır iyiye ve güzele ermiş olanlar. 2. sure (BAKARA) 157. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Kullarım sana benden sorarlarsa ben Karîb'im, gerçekten çok yakınım. Dua edenin çağrısına, bana çağırıp yakardığı anda cevap veririm. Hadi onlar da bana karşılık versinler, bana inansınlar ki doğruyu ve iyiyi bulabilsinler. 2. sure (BAKARA) 186. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Rabb'inizden bir lütuf ve bereket istemenizde hiç bir sakınca yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin. O'nu, O'nun size gösterdiği gibi anın. Siz bundan önce gerçekten sapıklardan idiniz. 2. sure (BAKARA) 198. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Onların iyiyi ve güzeli bulmaları, senin üzerine bir borç değildir. Tam aksine, dilediğini / dileyeni iyiye ve güzele kılavuzlayan Allah'tır. Nimet ve imkândan başkalarına bağışladığınız, esasında sizin öz benlikleriniz lehinedir. Allah'ın yüzünü arzulama dışında bir şey için infak etmiyorsunuz. İnfak ettiğiniz her nimet size tam bir biçimde geri verilir. Ve siz, asla zulme uğratılmazsınız. 2. sure (BAKARA) 272. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Dininize uyandan başkasına inanmayın." Söyle onlara: "Hidâyet, Allah'ın kılavuzlamasıdır. Size verilenin benzeri bir başkasına veriliyor yahut Rabbinizin katında tartışarak size üstün gelecekler diye mi bütün bunlar?" De ki: "Lütuf Allah'ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah Vâsî'dir, varlığı sürekli genişletir; Alîm'dir, her şeyi en iyi şekilde bilir." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 73. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Size ne oluyor da münafıklar hakkında iki gruba ayrılıyorsunuz? Allah onları kazandıkları yüzünden baş aşağı etmişken, Allah'ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah'ın şaşırttığına sen asla yol sağlayamazsın. 4. sure (NİSA) 88. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Allah'a inanıp O'na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır. 4. sure (NİSA) 175. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82)

Allah, rızasına uyanları o Kitap'la esenlik ve barış yollarına iletir ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarıp şaşmayan ve sapmayan dosdoğru yola kılavuzlar. 5. sure (MÂİDE) 16. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

De ki: "Allah'ın berisinden, bize yarar da zarar da veremeyecek şeylere mi yakaralım? Allah bize kılavuzluk ettikten sonra ökçelerimiz üstüne geri mi döndürelim? O kişi gibi, şeytanlar kendisini ayartıp yeryüzünde şaşkın dolaşır hale getirmişlerdir. Oysaki onun, "Bize gel!" diye doğruya ve güzele çağıran arkadaşları vardır." De ki: "Allah'ın kılavuzluğudur gerçek kılavuzluk. Âlemlerin Rabbi Allah'a teslim olmakla emrolunduk biz." 6. sure (EN'ÂM) 71. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

İman edip de imanlarını herhangi bir zulümle kirletmeyenler var ya, güvende olma / güvenilir olma işte onların hakkıdır; doğruyu ve güzeli yakalayanlar da onlardır. 6. sure (EN'ÂM) 82. ayet (Resmi: 6/İniş:55 /Alfabetik:20)

Atalarından, soylarından, kardeşlerinden bir kısmını da... Onları seçtik ve onları dosdoğru bir yola kılavuzladık. Allah'ın yol göstermesidir bu. Kullarından dilediğini bununla iletir iyiye ve güzele. Eğer onlar şirke bulaşsalardı yapıp ettikleri kendilerine yararsız hale gelirdi. 6. sure (EN'ÂM) 87-88. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

İşte böyleleri, Allah'ın yol gösterdiği kimselerdir. Sen de onların yolunu izle ve şöyle söyle: "Ben şu yaptığıma karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O sadece âlemlere bir öğüttür." 
 6. sure (EN'ÂM) 90. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Allah, iyiye ve güzele götürmek istediğinin göğsünü İslam'a açar. Saptırmak dilediğinin de göğsünü öylesine daraltıp tıkar ki, o, göğe yükseliyormuş gibi olur. Allah, iman etmeyenler üzerine pisliği işte böyle atıverir. 6. sure (EN'ÂM) 125. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

De ki: "Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf olan İbrahim'in milletine. Müşriklerden değildi o." 6. sure (EN'ÂM) 161. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Göğüslerinde düşmanlıktan ne varsa söküp atmışızdır. Irmaklar akar altlarından. Şöyle derler: "Hamdolsun bizi buraya ulaştıran Allah'a. Eğer Allah bize kılavuzluk etmeseydi, biz buraya ulaşamazdık. Andolsun ki, Rabbimizin resulleri gerçeği getirmişler." Şöyle seslenilir: "İşte size, yaptıklarınıza karşılık mirasçı kılındığınız cennet." 7. sure (A'RAF) 43. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik:9)

Allah'ın yol gösterdiği, gerçeğe varmıştır; saptırdıkları ise hüsrana batıp kalmıştır. 7. sure (A'RAF) 178. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

O, resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi ki, müşrikler hoşlanmasa da o dini dinlerin tümünün üstüne çıkarsın. 9. sure (TEVBE) 33. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Allah bir topluluğa kılavuzluk ettikten sonra, sakınacakları şeyleri kendilerine ayan-beyan bildirinceye kadar, onların sapıklığına hükmetmez. Allah her şeyi hakkıyla bilendir. 9. sure (TEVBE) 115. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Allah, esenlik yurduna çağırır ve dilediğini dosdoğru bir yola kılavuzlar. 10. sure (YÛNUS) 25. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Şunu da söyle: "Ortak tuttuklarınızdan kim var hakka götüren?" De ki: "Allah götürür hakka. Hakka götürebilen mi izlenmeye daha layıktır yoksa kılavuzlanmadıkça yolu bulamayan mı? Peki, ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz siz?" 10. sure (YÛNUS) 35. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

O'nun nimetlerine şükrediyordu. Allah onu seçip yüceltti ve dosdoğru bir yola kılavuzladı.  16. sure (NAHL) 121. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Allah kime hidayet verirse doğru olan yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, böyleleri için O'nun dışında dostlar bulamazsın. Kıyamet günü böylelerini kör, dilsiz ve sağır bir halde yüzleri üstüne sürerek haşrederiz. Varacakları yer cehennemdir ki, alevi dindikçe kızgın ateşini körükleyiveririz. 17. sure (İSRÂ) 97. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Biz onların haberlerini sana doğru bir şekilde anlatacağız. Şu bir gerçek ki onlar, Rablerine iman etmiş bir yiğitler grubuydu. Ve biz de onların hidayetini artırdık. 18. sure (KEHF) 13. ayet (Resmi: 18/İniş:69/ Alfabetik:54)

Güneş'i görüyorsun: Doğduğu vakit mağaralarından sağ tarafa kayar, battığı vakit ise onları sol tarafa doğru makaslayıp geçer. Böylece onlar mağaranın geniş boşluğu içindedirler. Bu, Allah'ın mucizelerindendir. Allah'ın kılavuzluk ettiği, doğruyu bulmuştur. Şaşırttığına gelince, sen ona yol gösteren bir velî asla bulamazsın. 18. sure (KEHF) 17. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Allah, doğru yolda olanların hidayetini artırır. Barışa ve hayra yönelik kalıcı işler, Rabbin katında sevapça daha üstün, sonuç bakımından daha hayırlıdır. 19. sure (MERYEM) 76. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Mûsa dedi: "Rabbimiz, her şeye yaratılışını lütfeden, sonra da yol yordam gösteren kudrettir." 20. sure (TÂHÂ) 50. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Yemin olsun, İbrahim'e daha önceden, doğruyu bulma gücünü vermiştik. Onu bilmekteydik biz. 21. sure (ENBİYÂ) 51. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Kendilerine ilim verilenler onun, senin Rabbinden bir hak olduğunu bilsinler, ona inansınlar da kalpleri ona saygı duysun diye böyle yapılmıştır. Şu bir gerçek ki Allah Hâdî'dir, iman edenleri dosdoğru yola mutlaka ulaştıracaktır. 22. sure (HAC) 54. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Şu bir gerçek ki, sen istediğin kişiyi doğru yola iletemezsin. Ama Allah, dilediğine kılavuzluk eder. Hidayete erecekleri O daha iyi bilir. 28. sure (KASAS) 56. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Bu Kur'an'ı sana farz kılan, elbette ki seni vaat edilen yere / belirlenen sona götürecektir. De ki: "Hidayeti getireni de açık bir sapıklık içinde olanı da en iyi Rabbin bilir." 28. sure (KASAS) 85. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Bizim uğrumuzda didinenleri biz, yollarımıza elbette ulaştıracağız. Allah, güzel düşünüp güzel davrananlarla mutlaka beraberdir. 29. sure (ANKEBÛT) 69. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

İşte onlardır Rablerinden bir kılavuzlanma üzere olanlar; işte onlardır gerçek kurtuluşu bulanlar. 31. sure (LOKMAN) 5. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Ya o kişi? Yaptıklarının kötülüğü kendisine allanıp pullanmış da onu güzel görüvermiş. Doğrusu şu: Allah dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini / dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. O halde canın onlar için üzüntülere dalmasın. Hiç kuşkusuz, Allah onların ürettiklerini / ortaya koydukları oyunları çok iyi bilmektedir. 35. sure (FATIR) 8. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Her ikisini dosdoğru yola kılavuzladık. 37. sure (SÂFFÂT) 118. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Onlar ki, sözü dinler de en güzeline uyarlar. İşte bunlardır, Allah'ın kılavuzladıkları; işte bunlardır, akıl ve gönül sahipleri. 39. sure (ZÜMER) 18. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Allah'ın, göğsünü İslam'a açtığı kimse, Rabbinden bir ışık üzerinde olmaz mı? Allah'ın Zikri'ne / Kur'an'a karşı kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte onlardır, açık sapıklık içindekiler. Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir. Sonra da hem derileri hem de kalpleri, Allah'ın Zikri / Kur'an'ı karşısında yumuşar. Bu, Allah'ın kılavuzudur ki, onunla dilediğini / dileyeni hidayete erdirir. Allah'ın saptırdığına gelince, ona kılavuzluk edecek yoktur. 39. sure (ZÜMER) 22-23. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler. 39. sure (ZÜMER) 27. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Allah'ın kılavuzluk ettiğini ise saptıran olamaz. Allah Aziz ve intikam alıcı değil mi? 39. sure (ZÜMER) 37. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Kılavuzlarını bulmuş olanlara gelince, Allah onların hidayetini artırmış ve korunma imkânlarını kendilerine vermiştir. 47. sure (MUHAMMED) 17. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

O, resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi ki, o dini tüm dinlere üstün kılsın. Tanık olarak Allah yeter. 48. sure (FETİH) 28. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)

İslam'a girmelerini senin başına kakıyorlar. De ki: "İslamınızı benim başıma kakmayın! Aksine, eğer özü sözü doğru insanlarsanız, sizi imana kılavuzladığı için Allah, hepinizi minnet borcu altına sokar." 49. sure (HUCURÂT) 17. ayet (Resmi: 49/İniş:105/Alfabetik:37)

Bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka şeyler değildir. Onlar hakkında Allah bir kanıt indirmemiştir. Onlar, sadece sanıya, bir de nefislerin hoşlandığı şeylere uyuyorlar. Yemin olsun, onlara hidayet Rablerinden gelmiştir. 53. sure (NECM) 23. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)

Resulünü hidayet ve hak dini getirmek üzere o gönderdi ki, ortak koşanlar hoşlanmasa bile, onu tüm dinlerden üstün kılsın. 61. sure (SAFF) 9. ayet (Resmi: 61/İniş:108/Alfabetik:89)

Senin Rabbin, evet O'dur kendi yolundan kimin saptığını en iyi bilen. Ve O'dur kimin doğruya ve güzele kılavuzlandığını en iyi bilen. 68. sure (KALEM) 7. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)

O ki miktarını, şeklini belirledi, yolunu çizip aydınlattı. 87. sure (A'LÂ) 3. ayet (Resmi: 87/İniş:8/ Alfabetik:5)


4.                 Kim doğru yolu seçerse kendi lehinedir kim saparsa kendi aleyhinedir, yolun tercih ve sorumlusu insanın kendisidir, peygamberin işi sadece tebliğdir.



De ki: "Ey insanlar! Şu bir gerçek ki hak size Rabbinizden gelmiştir. Artık doğruya yönelen kendi benliği için yönelir; sapan da kendi benliği aleyhine sapar. Ben sizin üzerinize vekil değilim." 10. sure (YÛNUS) 108. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Kim yola gelirse kendisi için yola gelmiş olur. Sapıtan da kendi aleyhine sapıtmış olur. Hiçbir günahkâr, bir başka günahkârın yükünü taşımaz. Ve biz, bir resul göndermedikçe azap edici değiliz. 17. sure (İSRÂ) 15. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

"Ve Kur'an okumakla emrolundum. Artık kim yola gelirse kendi nefsi için gelir. Sapmışa gelince, böylesine de ki: 'Ben uyarıcılardan biriyim. Hepsi bu!" 27. sure (NEML) 92. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Kuşkusuz, bu Kitap'ı biz sana insanlar için hak olarak indirdik. Artık kim doğru yolu seçerse kendi lehinedir; kim de saparsa kendi aleyhine sapmış olur. Sen onlar üzerine vekil değilsin. 39. sure (ZÜMER) 41. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

5.                 Doğru yola ileten yalnız ve ancak Allah'tır, resullerin sorumluluğu duyurmaktır.


Onların iyiyi ve güzeli bulmaları, senin üzerine bir borç değildir. Tam aksine, dilediğini / dileyeni iyiye ve güzele kılavuzlayan Allah'tır. Nimet ve imkândan başkalarına bağışladığınız, esasında sizin öz benlikleriniz lehinedir. Allah'ın yüzünü arzulama dışında bir şey için infak etmiyorsunuz. İnfak ettiğiniz her nimet size tam bir biçimde geri verilir. Ve siz, asla zulme uğratılmazsınız. 2. sure (BAKARA) 272. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Şu bir gerçek ki, sen istediğin kişiyi doğru yola iletemezsin. Ama Allah, dilediğine kılavuzluk eder. Hidayete erecekleri O daha iyi bilir. 28. sure (KASAS) 56. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

De ki: "Ben size zarar verme gücüne de ışık ve aydınlık verme gücüne de sahip değilim." 72. sure (CİN) 21. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)

6.                  Allah doğru yolun bulunması için Resullerine / Peygamberlerine Kitap indirmiştir



İyiye ve güzele yol bulursunuz ümidiyle Mûsa'ya Kitap'ı ve furkanı / hakla batılı ayıran mesajı vermiştik
. 2. sure (BAKARA) 53. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

De ki: "Kim Cebrail'e - ki o, Allah'ın izniyle Kur'an'ı kendinden öncekini doğrulayıcı, insanlara yol gösterici ve müjde olarak senin kalbine indirmiştir - düşman kesilirse, 2. sure (BAKARA) 97. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur'an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; O sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah'ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz umulmaktadır. 2. sure (BAKARA) 185. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Bu, insanlara bir açıklama, korunup sakınanlara da bir öğüt ve kılavuzdur. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 138. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Biz indirdik Tevrat'ı, biz. İyiye ve güzele kılavuz var onda, ışık var. Allah'a teslim olmuş peygamberler, Yahudilere onunla hakemlik yaparlardı. Kendini Rabb'e adayanlarla ilim ve hikmette derinleşmiş olanlar da Allah'ın Kitabı'ndan korumakla görevli olduklarıyla hükmederlerdi. Zaten onlar Allah'ın Kitabı'na tanıklardı. Artık insanlardan korkmayın, benden korkun da ayetlerimi basit bir ücret karşılığı satmayın. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir. 5. sure (MÂİDE) 44. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Ardından o peygamberlerin izleri üzere Meryem oğlu İsa'yı gönderdik. Tevrat'tan yanında bulunanı doğruluyordu. Ona İncil'i verdik. Hidayet ve ışık vardı onda. Tevrat'tan yanında olanı tasdikleyici idi. Doğruya ve güzele kılavuzdu, takvaya sarılanlara bir öğüt. 5. sure (MÂİDE) 46. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)
 
 Allah'ı, kadrine / şanına yaraşır şekilde tanıyamadılar. Çünkü, "Allah, insana hiçbir şey vahyetmemiştir." dediler. De ki "Mûsa'nın insanlara bir ışık, bir kılavuz olarak getirdiği Kitap'ı kim indirdi? Siz o Kitap'ı birtakım parşömenler yapıp ortaya sürüyorsunuz, birçoğunu da saklıyorsunuz. Size, sizin de atalarınızın da bilmediği şeyler öğretildi." "Allah" de, sonra bırak onları saplandıkları batakta oynayadursunlar. 6. sure (EN'ÂM) 91. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik:20)

Sonra, güzel davrananlara nimetimizi tamamlamak, her şeyi ayrıntılı kılmak, bir kılavuz ve rahmet olmak üzere Mûsa'ya o Kitap'ı verdik ki onlar Rablerine kavuşacaklarına inanabilsinler. 6. sure (EN'ÂM) 154. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Şunu da söylemelisiniz: "Eğer bize Kitap indirilmiş olsaydı, onlardan daha doğru yürüyüşlü olurduk." Artık size Rabbinizden bir beyyine, bir kılavuz ve bir rahmet gelmiş bulunuyor. Allah'ın ayetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zalim kim var? Ayetlerimize sırt dönenleri, yüz çevirmeleri yüzünden azabın en acıklısıyla cezalandıracağız. 6. sure (EN'ÂM) 157. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o. 7. sure (A'RAF) 52. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Öfke, Musa'yı rahat bırakınca, levhaları aldı. Onlardaki yazıda, yalnız Rableri karşısında ürperenler için bir rahmet ve bir kılavuz vardı. 7. sure (A'RAF) 154. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Onlara bir ayet getirmediğinde, "onu da şurdan burdan derleseydin ya," diye konuşurlar. De ki: "Ben sadece Rabbimden bana vahyedilene uyuyorum. Bu, Rabbinizden gelen gönül gözleridir, doğruya kılavuzdur, iman eden bir toplum için rahmettir." 7. sure (A'RAF) 203. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, inananlara bir kılavuz ve bir rahmet geldi. 10. sure (YÛNUS) 57. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Bu Kitap'ı sana yalnız şunun için indirdik: Hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara iyice açıklayasın ve Kitap, iman eden bir topluluk için kılavuz ve rahmet olsun. 16. sure (NAHL) 64. ayet (Resmi: 16/İniş:70/ Alfabetik:75)

Gün olur, her ümmet için kendi aleyhlerine kendi içlerinden bir tanık çıkarırız. Seni de şu insanlar hakkında tanık olarak getireceğiz. Sana bu Kitap'ı indirdik ki her şey için ayrıntılı bir açıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir müjde olsun. 16. sure (NAHL) 89. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Şüpheniz olmasın ki bu Kur'an en kalıcı, en doğru olana kılavuzlar ve müminlere şu yolda müjde verir: Hayra ve barışa yönelik işler yapanlar için büyük bir ödül vardır. 17. sure (İSRÂ) 9. ayet (Resmi: 17/İniş:50/ Alfabetik:46)

Yemin olsun biz, ilk nesilleri helak ettikten sonra Mûsa'ya Kitap'ı; insanlar için basîretler, kılavuz ve rahmet olarak verdik ki, düşünüp öğüt alabilsinler. 28. sure (KASAS) 43. ayet (Resmi: 28/İniş:49/ Alfabetik:53)

De ki: "Eğer doğru sözlü iseniz, Allah katından, bu ikisinden daha aydınlık bir kitap getirin, ben ona uyayım." 28. sure (KASAS) 49. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Yemin olsun ki, Mûsa'ya o hak kılavuzu verdik ve İsrailoğullarını Kitap'a mirasçı kıldık. Akıl ve gönül sahipleri için bir yol gösterici, bir hatırlatıcıdır o. 40. sure (MÜ'MİN) 53-54. ayet (Resmi: 40/İniş:60/ Alfabetik:69)

Eğer biz onu yabancı dilde bir Kur'an yapsaydık, elbette şöyle diyeceklerdi: "Ayetleri ayrıntılı kılınmalı değil miydi? / Arap'a yabancı dil mi? / ister yabancı dilde, ister Arapça!" De ki: "O, iman edenler için bir kılavuz, bir şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur'an, onlar için bir körlüktür. Böylelerine, çok uzak bir mekândan seslenilmektedir." 41. sure (FUSSİLET) 44. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

İşte böylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle kılavuzladığımız bir nur yaptık. Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yola kılavuzluk etmektesin. 42. sure (ŞÛRÂ) 52. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Bu Kur'an, insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o. 45. sure (CÂSİYE) 20. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

7.                  İman yerine Küfrü seçenler doğru yolu bulamazlar



İşte bunlar, doğruluk ve aydınlığı verip karanlık ve sapıklığı satın aldılar da ticaretleri hiç bir kazanç sağlamadı. Bir yol yordama girebilmiş de değillerdir. 2. sure (BAKARA) 16. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

Şu bir gerçek ki Allah, bir sivrisineği hatta onun da üstündeki bir varlığı örnek göstermekten sıkılmaz. Böyle bir durumda, inananlar bilirler ki o, Rablerinden bir gerçektir. Küfre sapmışlar ise şöyle derler: "Allah, bunu örnek vermekle ne demek istedi?" Allah onunla birçoğunu saptırır, birçoğunu da onunla doğruya ve güzele kılavuzlar. Allah onunla fâsıklardan başkasını saptırmaz. 2. sure (BAKARA) 26. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İndirdiğimiz açık-seçik delillerle, kılavuz mesajı; biz onu Kitap'ta insanlara ayan-beyan gösterdikten sonra gizleyenlere, işte onlara, hem Allah lanet eder hem de diğer lanet okuyanlar lanet eder. 2. sure (BAKARA) 159. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiğinde: "Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!... 2. sure (BAKARA) 170. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İşte bunlar hidayeti satıp şaşkınlığı, affedilmeyi satıp azabı almışlardır. Ne kadar da dayanıklıdırlar ateşe!... 2. sure (BAKARA) 175. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Size ne oluyor da münafıklar hakkında iki gruba ayrılıyorsunuz? Allah onları kazandıkları yüzünden baş aşağı etmişken, Allah'ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah'ın şaşırttığına sen asla yol sağlayamazsın. 4. sure (NİSA) 88. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Erdirici kılavuzluk kendisine ayan-beyan geldikten sonra, resulden kopup müminlerin yolunun dışını izleyeni biz, yöneldiğiyle kaynaştırır, sonra da cehenneme sallarız. Ne kötü bir dönüş yeridir o! 4. sure (NİSA) 115. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları gönül dostları edinmeyin. Onlar birbirlerinin gönül dostlarıdır. Sizden kim onları gönül dostu edinirse o, onlardandır. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz. 5. sure (MÂİDE) 51. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Allah, küfre batmış topluluğa kılavuzluk etmez. 5. sure (MÂİDE) 67. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Onlara, Allah'ın indirdiğine ve resule gelin dendiğinde şöyle derler: "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter." Peki, ataları hiçbir şey bilmiyor, doğru yolu bulamıyor idiyseler de mi? 5. sure (MÂİDE) 104. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
 
İşte bu yol, tanıklığı gereğince yerine getirmelerine, yemin etmelerinden sonra yeminlerinin reddedileceğinden korkmalarına en yarayışlı olandır. Allah'tan korkun ve söylenene kulak verin. Allah, sapıklar topluluğunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz. 5. sure (MÂİDE) 108. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)

Şu bir gerçek ki, ilimsizlik yüzünden öz evlatlarını beyinsizce katledenlerle Allah'ın kendilerine verdiği rızıkları, Allah'a iftira ederek haramlaştıranlar gerçekten hüsrana uğramışlardır. İnan olsun, sapıtmışlardır onlar; hiçbir zaman doğruyu ve güzeli bulamazlar. 
6. sure (EN'ÂM) 140. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Ve deveden iki, sığırdan iki. De ki "İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerince kuşatılanı mı? Yoksa Allah size bunu önerirken siz de tanıklık mı ediyordunuz?" İlim dışı bir şekilde insanları şaşırtmak için yalan düzüp Allah'a iftira edenden daha zalim kim olabilir? Allah, zulme sapan bir topluluğa kılavuzluk etmiyor. 6. sure (EN'ÂM) 144. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları ayetlerimden uzak tutacağım: Onlar hangi mucizeyi görseler ona inanmazlar. Doğruya varan yolu görseler, onu yol edinmezler. Ama azgınlık yolunu görseler onu yol edinirler. Bu böyledir. Çünkü onlar ayetlerimizi yalanladılar ve onlara karşı kayıtsız kaldılar. 7. sure (A'RAF) 146. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Musa'nın kavmi, onun Allah'la konuşmaya gidişinden sonra, süs eşyalarından oluşmuş, böğürebilen bir buzağı heykelini ilah edinmişti. Görmediler mi ki, o onlarla ne konuşabiliyor ne de kendilerine yol gösterebiliyor? Onu benimsediler ve zalimler haline geldiler. 7. sure (A'RAF) 148. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik:9)

Allah'ın şaşırttığına kimse kılavuzluk edemez. O bırakır onları ki, kudurganlıkları içinde bocalayıp dursunlar. 7. sure (A'RAF) 186. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Onları, iyiye ve güzele çağırsanız sizi izlemezler. Ha onlara dua etmişsiniz ha sus-pus oturmuşsunuz. Sizin için birdir. 7. sure (A'RAF) 193. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Onları, hidayete çağırsanız, duymazlar. Onların sana baktıklarını sanırsın. Oysaki, onlar görmezler. 7. sure (A'RAF) 198. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Siz; hacı sakalığını, Mescid-i Haram tamirciliğini, Allah'a ve âhiret gününe inanıp Allah yolunda didinen kişinin yaptığıyla bir mi tuttunuz? Allah katında bir olmazlar bunlar. Allah, zulüm sergileyenler topluluğuna kılavuzluk etmez. 9. sure (TEVBE) 19. ayet (Resmi: 9/İniş:113/ Alfabetik:104)

De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz / menfaat çevreniz, elde ettiğiniz mallar, kesadından korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden konutlar sizin için Allah'tan, resulünden ve Allah yolunda cihattan daha sevimli ise artık Allah, emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah, yoldan ayrılmış bir topluluğu doğruya ve güzele kılavuzlamaz." 9. sure (TEVBE) 24. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Haram ayları ertelemek, küfürde bir artırmadır ki, onunla inkâr edenler saptırılır. Onu bir yıl helal sayarlar, bir yıl haramlaştırırlar ki, Allah'ın yasakladığının sayısını denkleştirip Allah'ın haram kıldığını helalleştirsinler. Amellerinin kötülüğü kendilerine süslü gösterilmiştir. Allah, küfre batan bir topluluğu iyiye ve güzele kılavuzlamaz. 9. sure (TEVBE) 37. ayet (Resmi: 9/İniş:113/ Alfabetik:104)
Kendilerine hak kılavuzcusu geldiğinde, insanların iman etmelerine, şöyle demelerinden başka bir şey engel olmadı: "Allah, bir insan mı resul gönderdi?" 17. sure (İSRÂ) 94. ayet (Resmi: 17/İniş:50/ Alfabetik:46)
Güneş'i görüyorsun: Doğduğu vakit mağaralarından sağ tarafa kayar, battığı vakit ise onları sol tarafa doğru makaslayıp geçer. Böylece onlar mağaranın geniş boşluğu içindedirler. Bu, Allah'ın mucizelerindendir. Allah'ın kılavuzluk ettiği, doğruyu bulmuştur. Şaşırttığına gelince, sen ona yol gösteren bir velî asla bulamazsın. 18. sure (KEHF) 17. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Kendilerine hidayet geldikten sonra, insanları iman etmekten, Rablerinden af dilemekten alıkoyan şey şundan başkası değildir: Evvelkilerin yol ve yöntemlerinin kendilerine de gelmesini yahut bizzat azabın karşılarına dikilivermesini beklemek. 18. sure (KEHF) 55. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldığı halde, onlardan yüz çeviren ve iki elinin hazırlayıp önden gönderdiği şeyleri unutandan daha zalim kim olabilir? Şu bir gerçek ki, biz onların kalpleri üzerine onu anlamamaları için kabuklar geçirdik, kulakları içine de ağırlıklar koyduk. Onları hidayete çağırsan da bu durumda hidayete asla ulaşamazlar. 18. sure (KEHF) 57. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

İnsanlar içinde öylesi vardır ki, Allah konusunda ilimsiz, kılavuzsuz ve aydınlık getiren bir kitaba sahip olmaksızın mücadele edip durur. 22. sure (HAC) 8. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Daha önce Allah dışında ibadet ettikleri, onu engellemişti. Çünkü o, küfre sapmış bir topluluktandı. 27. sure (NEML) 43. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Bunun üzerine sana cevap veremezlerse bil ki, onlar sadece iğreti arzularına uyuyorlar. Allah'tan bir kılavuzluk olmaksızın, kendi arzularına uyandan daha sapık kim vardır! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. 28. sure (KASAS) 50. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Görmediniz mi, Allah, göklerde ve yerde bulunan şeyleri sizin emrinize verdi ve görünür görünmez nimetlerini üstünüze saçtı. İnsanlardan öylesi var ki, Allah uğrunda ilimsiz, kılavuzsuz ve aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın mücadele eder. 31. sure (LOKMAN) 20. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Büyüklük taslayanları ise basit görülüp horlananlara şöyle derler: "Hidayet size geldikten sonra, sizi ondan biz mi geri çevirdik? Hayır, siz kendiniz günahkârlardınız!" 34. sure (SEBE') 32. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı duru din yalnız ve yalnız Allah'ındır! O'ndan başkasını veliler edinerek, "biz onlara, bizi Allah'a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk etmiyoruz." diyenlere gelince, hiç kuşkusuz Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz. 39. sure (ZÜMER) 3. ayet (Resmi: 39/İniş:59/ Alfabetik:114)

Yahut şöyle diyecektir: "Allah bana kılavuzluk etseydi elbette ben de korunanlardan olurdum." 39. sure (ZÜMER) 57. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanların dualarını O cevaplıyor, lütfundan onlara fazlasını O veriyor. İnkârcılara da şiddetli bir azap var. 42. sure (ŞÛRÂ) 26. ayet (Resmi: 42/İniş:62/ Alfabetik:95)

Uyarıcı dedi: "Peki, ben size, atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha iyi yol göstereni getirmiş olsam da mı?" Dediler: "Doğrusu, biz seninle gönderilen şeyi tanımıyoruz." 43. sure (ZUHRUF) 24. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

Bu şeytanlar onları yoldan saptırırlar. Onlarsa kendilerinin hâlâ hidayet üzere olduklarını sanırlar. 43. sure (ZUHRUF) 37. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

İyiye ve güzele bir kılavuzdur bu! Rablerinin ayetlerini inkâr edenler için, korkunç bir pislik azabı öngörülmüştür. 45. sure (CÂSİYE) 11. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

Kendisinin ilahı olarak kendi duygu ve arzusunu almış kişiyi gördün mü? Allah onu bir ilim üzerine saptırmış, kulağı ve kalbi üzerine mühür basmış, gözünün üstüne de bir perde çekmiştir. Allah'tan sonra ona kim kılavuzluk edecektir. Hâlâ düşünüp ibret almıyor musunuz? 45. sure (CÂSİYE) 23. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

Dediler ki: "Ey toplumumuz! Biz; Mûsa'dan sonra indirilen, kendinden öncekini doğrulayan, hakka ve dosdoğru yola ileten bir Kitap dinledik." 46. sure (AHKAF) 30. ayet (Resmi: 46/İniş:66/ Alfabetik:3)

Hidayet kendilerine açıkça belli olduktan sonra arkalarına dönenlere şeytan fit vermiş, sonu gelmez arzuların / ümitlerin ardına takmıştır onları. 47. sure (MUHAMMED) 25. ayet (Resmi: 47/İniş:99/ Alfabetik:64)

Nankörlüğe sapıp Allah yolundan alıkoyanlar ve hidayet kendilerine tam bir şekilde belli olduktan sonra resule kafa tutanlar, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremezler. O, onların amellerini işe yaramaz hale getirecektir. 47. sure (MUHAMMED) 32. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

İslam'a / Allah'a teslim olmaya çağrılıp durduğu halde, yalanlar düzerek Allah'a iftira edenden daha zalim kim vardır? Allah, zulme bulaşmış kişiler topluluğunu doğruya ve güzele iletmez. 61. sure (SAFF) 7. ayet (Resmi: 61/İniş:108/Alfabetik:89)

Gördün mü! Ya o iyilik ve doğruluk üzere ise?! 96. sure (ALAK) 11. ayet (Resmi: 96/İniş:1/Alfabetik:6)

8.                 Hak ve batıl yolları / yolu gösteren Allah’tır. (Ya Allah’ı ya şeytan’ı dost edinirsin de yol bulursun)


Karanın ve denizin karanlıklarında, kendileriyle yol bulmanız için yıldızları hizmetinize veren O'dur! Bilgiden nasipli bir topluluk için ayetleri gerçekten ayrıntılı kılmışızdır. 6. sure (EN'ÂM) 97. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Bir kısmını iyiye ve güzele kılavuzladı, bir kısmının üzerine de sapıklık hak oldu. Onlar, Allah'ı bırakıp şeytanları dost edinmişlerdi. Bir de kendilerinin hidayet üzere olduklarını sanırlar. 7. sure (A'RAF) 30. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

De ki: "Her kim sapıklıkta ise Rahman ona iyice süre versin. Nihayet, kendilerine vaat edileni, azabı veya kıyametin kopuşunu gördüklerinde mekânca daha kötü, taraflarca daha zayıf olanın kim olduğunu bilecekler." 19. sure (MERYEM) 75. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

9.                 Doğru / Hak yol yalnız ve ancak Allah'a kulluk etmektir



"Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir; o halde, O'na kulluk edin. İşte bu, dosdoğru bir yoldur." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 51. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Allah, rızasına uyanları o Kitap'la esenlik ve barış yollarına iletir ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarıp şaşmayan ve sapmayan dosdoğru yola kılavuzlar. 5. sure (MÂİDE) 16. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Rabbinin yolu işte budur; dosdoğru, kıvamında... Biz öğüt alan bir topluluğa ayetleri ayrıntılı bir biçimde açıkladık. 6. sure (EN'ÂM) 126. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Bu benim dosdoğru yolumdur, onu izleyin, başka yolları izlemeyin! Yoksa bu hal sizi O'nun yolundan uzaklaştırıp parçalara böler. Sakınıp korunasınız diye O bunu önermiştir size. 6. sure (EN'ÂM) 153. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Şüphesiz, Allah, benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. O halde O'na ibadet edin. Dosdoğru yol budur. 19. sure (MERYEM) 36. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

"Bana ibadet edin, dosdoğru yol budur!" demedim mi? 36. sure (YÂSÎN) 61. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Farkında olmadığınız bir sırada, azap ansızın karşınıza çıkmadan önce size Rabbinizden indirilenin en güzeline uyun! 39. sure (ZÜMER) 55. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Peki, yüzüstü kapanarak yürüyen mi daha düzgün gider yoksa dosdoğru yol üzerinde dik ve düzgün yürüyen mi? 67. sure (MÜLK) 22. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)

"Nihayet, bizden Allah'a teslim olanlar da var, haksızlığa sapıp çizgiden çıkanlar da var. Allah'a teslim olanlar, işte onlar, doğruyu ve hayrı aramışlardır. 72. sure (CİN) 14. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)

Eğer yolda, kıvamında yürüselerdi, onları bol bir su ile suvarırdık, 72. sure (CİN) 16. ayet (Resmi: 72/İniş:40/Alfabetik:16)

Kılavuzladık onu iki tepeye Akabeye, sarp yokuşa atılamadı o. Sarp yokuşun ne olduğunu sana bildiren nedir? Özgürlüğü zincirlenenin bağını çözmektir o. Yahut da açlık ve perişanlık gününde doyurmaktır o, Yakındaki bir yetimi, Yahut ezilmiş, boynu bükük bir yoksulu. Sonra da iman eden ve birbirlerine sabrı öneren, merhameti öneren kişilerden olmaktır o. 90. sure (BELED) 10-17. ayet (Resmi: 90/İniş:35/Alfabetik:12)

O yüzleri üstü cehenneme sevk edilecek olanlar, mekân bakımından en şerli, yol bakımından en sapık kişilerdir. 25. sure (FURKÂN) 34. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

"Eğer biz kendilerine bağlılıkta sabırlı olmasaydık, bu bizi ilahlarımızdan saptıracaktı." Azabı gördüklerinde, yolca kimin daha sapık olduğunu bilecekler. 25. sure (FURKÂN) 42. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

10.              Doğru / Hak yol Allah'ın gösterdiği, İnananların ve küfre sapmayanların yoludur


Dosdoğru giden yola ilet bizi... 1. sure (FÂTİHA) 6. ayet (Resmi: 1/İniş:5/Alfabetik:23)

Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlık ve şaşkınlığa saplanmamışların yoluna... 1. sure (FÂTİHA) 7. ayet (Resmi: 1/İniş:5/Alfabetik:23)

İnsanlar içinden bazı beyinsizler: "Onları, yönelmekte oldukları kıbleden ne çevirdi?" diyecekler. De ki: "Doğu da Allah'ın, batı da. O, dilediğini dosdoğru yola kılavuzlar." 2. sure (BAKARA) 142. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

İnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah, peygamberleri müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak gönderdi. Onlarla beraber, anlaşmazlığa düştükleri konularda, insanlar arasında hükmetsinler diye gerçeği taşıyan Kitap'ı hak olarak indirdi. O Kitap'ta anlaşmazlığa düşenler, o Kitap'ın bizzat muhataplarından başkası değildi. Bunlar, kendilerine açık kanıtlar geldikten sonra sırf aralarındaki kıskançlık ve azgınlık yüzünden, çekişmeye girdiler. Sonra Allah kendi izniyle, inananları, üzerinde tartışmaya girdikleri gerçeğe tekrar ulaştırdı, Allah, dilediği kişiyi / dileyeni doğru yola iletir. 2. sure (BAKARA) 213. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

Ve onları dosdoğru bir yola elbette kılavuzlardık. 4. sure (NİSA) 68. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Allah'a inanıp O'na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır. 4. sure (NİSA) 175. ayet (Resmi: 4/İniş:98/ Alfabetik:82)

Allah, rızasına uyanları o Kitap'la esenlik ve barış yollarına iletir ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarıp şaşmayan ve sapmayan dosdoğru yola kılavuzlar. 5. sure (MÂİDE) 16. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Bizim ayetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklara gömülmüş sağır ve dilsizlerdir. Allah, dilediği / dileyen kişiyi şaşırtır, dilediğini / dileyeni de dosdoğru yol üzerine koyar. 6. sure (EN'ÂM) 39. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Atalarından, soylarından, kardeşlerinden bir kısmını da... Onları seçtik ve onları dosdoğru bir yola kılavuzladık. 6. sure (EN'ÂM) 87. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

De ki: "Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf olan İbrahim'in milletine. Müşriklerden değildi o." 6. sure (EN'ÂM) 161. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Allah, esenlik yurduna çağırır ve dilediğini dosdoğru bir yola kılavuzlar. 10. sure (YÛNUS) 25. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Elif, Lâm, Râ. Bir kitaptır bu. Ki indirdik sana, çıkarasın diye insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan nura; Hamîd, Azîz olanın yoluna... 14. sure (İBRÂHİM) 1. ayet (Resmi: 14/İniş:72/ Alfabetik:40)

"O, bize yollarımızı göstermişken neden Allah'a tevekkül etmeyecekmişiz? Bize yaptığınız eziyetlere elbette sabredeceğiz. Tevekkül edenler yalnız Allah'a tevekkül etsinler." 14. sure (İBRÂHİM) 12. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Yolu doğrultup denge noktasını bulmak Allah'ın işidir. Ondan sapan da var. Allah dileseydi, sizi toptan hidayete erdirirdi. 16. sure (NAHL) 9. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

O'nun nimetlerine şükrediyordu. Allah onu seçip yüceltti ve dosdoğru bir yola kılavuzladı. 
16. sure (NAHL) 121. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

"Babacığım, bana ilimden, sana ulaşmayan bir nasip geldi. O halde bana uy ki, seni düzgün bir yola ileteyim." 19. sure (MERYEM) 43. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Sözün güzeline ve tatlısına ulaştırılmışlardır; Hamîd olan Allah'ın yoluna ulaştırılmışlardır.  22. sure (HAC) 24. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Kendilerine ilim verilenler onun, senin Rabbinden bir hak olduğunu bilsinler, ona inansınlar da kalpleri ona saygı duysun diye böyle yapılmıştır. Şu bir gerçek ki Allah Hâdî'dir, iman edenleri dosdoğru yola mutlaka ulaştıracaktır. 22. sure (HAC) 54. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Yemin olsun, biz açık seçik bilgiler veren ayetler indirdik. Allah, dilediğini / dileyeni dosdoğru yola iletiyor. 24. sure (NÛR) 46. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

De ki: "Onun karşılığında sizden bir ücret istemiyorum; ancak Rabbine varmak için bir yol tutmayı dileyenler istiyorum." 25. sure (FURKÂN) 57. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Bizim uğrumuzda didinenleri biz, yollarımıza elbette ulaştıracağız. Allah, güzel düşünüp güzel davrananlarla mutlaka beraberdir. 29. sure (ANKEBÛT) 69. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Eğer onlar, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada örfe uygun geçin; ama bana yönelenin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz banadır. Yapıp ettiklerinizi size haber vereceğim. 31. sure (LOKMAN) 15. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Kendilerine ilim verilenler, Rabbinden sana indirilenin, hakkın ta kendisi olduğunu, Hamîd ve Azîz olan Allah'ın yoluna kılavuzladığını görürler. 34. sure (SEBE') 6. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Davûd'un yanına girmişlerdi de onlardan korkmuştu. "Korkma!" dediler, "biz iki davacıyız. Birimiz ötekinin hakkını çiğnedi. Şimdi sen, aramızda hak ile hükmet, adaletsizlik etme. Bizi yolun denge noktasına ilet.!" 38. sure (SÂD) 22. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

İşte böylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle kılavuzladığımız bir nur yaptık. Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yola kılavuzluk etmektesin. 42. sure (ŞÛRÂ) 52. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Göklerde ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah'ın yoludur o. Gözünüzü açın, bütün iş ve oluşlar Allah'a varır! 42. sure (ŞÛRÂ) 53. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl! Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yol üzerindesin. 43. sure (ZUHRUF) 43. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

Dediler ki: "Ey toplumumuz! Biz; Mûsa'dan sonra indirilen, kendinden öncekini doğrulayan, hakka ve dosdoğru yola ileten bir Kitap dinledik." 46. sure (AHKAF) 30. ayet (Resmi: 46/İniş:66/ Alfabetik:3)
 
Ki Allah senin günahından geçmiş olanı da gelecek olanı da bağışlasın, nimetini senin üzerinde tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola kılavuzlasın. 48. sure (FETİH) 2. ayet (Resmi: 48/İniş:109/ Alfabetik:27)

Allah size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaat etti. Şunu da size aceleden verdi ve insanların ellerini de sizden uzak tuttu ki bu, inananlara bir ibret olsun ve Allah sizi dosdoğru yola kılavuzlasın. 48. sure (FETİH) 20. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)

11.              Doğru / Hak yol peygamberlerin davet ettiği yoldur, Allah'a ortak koşulanların yolu batıldır



De ki: "Allah'ın berisinden, bize yarar da zarar da veremeyecek şeylere mi yakaralım? Allah bize kılavuzluk ettikten sonra ökçelerimiz üstüne geri mi döndürelim? O kişi gibi, şeytanlar kendisini ayartıp yeryüzünde şaşkın dolaşır hale getirmişlerdir. Oysaki onun, "Bize gel!" diye doğruya ve güzele çağıran arkadaşları vardır." De ki: "Allah'ın kılavuzluğudur gerçek kılavuzluk. Âlemlerin Rabbi Allah'a teslim olmakla emrolunduk biz." 6. sure (EN'ÂM) 71. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

De ki: "İşte benim yolum budur. Ben, Allah'a basîret üzere çağırırım / dua ederim. Beni izleyenler de... Şanı yücedir Allah'ın! Ben müşriklerden değilim." 12. sure (YÛSUF) 108. ayet (Resmi: 12/İniş:53/ Alfabetik:110)

Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et ve onlarla, en güzel olan neyse o yolla mücadele et. Şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. Ve O, gerçeğe kılavuzlananları da en iyi bilendir. 16. sure (NAHL) 125. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Her ümmet için biz, bir ibadet şekli / bir ibadet yeri belirledik; onlar, onu izlerler. Artık bu iş konusunda seninle çekişmesinler. Sen de Rabbine davet et / dua et. Sen, elbette ki şaşırtmadan yol aldıran bir kılavuzun ardındasın. 22. sure (HAC) 67. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Şu bir gerçek ki, sen onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 73. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

Biz onu yola kılavuzladık. Artık ya şükredici olur ya nankör. 76. sure (İNSÂN) 3. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)

Sonra, yolu kolaylaştırdı ona, 80. sure (ABESE) 20. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)

12.               Batıl yoldakiler Doğru / hak yoldan saptırmak ister



Kendilerine Kitap'tan bir nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar da istiyorlar ki, siz de yolu şaşırasınız. 4. sure (NİSA) 44. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

De ki: "Ey Ehlikitap! Dininizde azgınlık edip hak dışına çıkarak aşırılığa gitmeyin. Daha önce sapmış, birçoğunu saptırmış ve yolun denge noktasından uzağa düşmüş bir topluluğun keyiflerine uymayın." 5. sure (MÂİDE) 77. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Allah'a ortaklar tanıdılar. Peki, her benliğin yaptığı işin başında duranla bunlar bir mi? De ki: "Onları isimlendirin. Yoksa siz Allah'a, yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? Yoksa, anlamsız bir laf mı ediyorsunuz?" Hayır, küfre sapanlara, tuzakları süslü gösterildi de yoldan döndürüldüler. Allah'ın şaşırttığına kılavuzluk edecek yok. 13. sure (RA'D) 33. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Bak nasıl örnekler verdiler sana, nasıl sapıttılar. Artık hiçbir yola varamazlar. 17. sure (İSRÂ) 48. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Bak da gör! Nasıl da örnekler sunuyorlar sana. Sapıttılar, artık bir daha yol bulamazlar. 25. sure (FURKÂN) 9. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Dilesek, gözlerini siler, onları elbette kör ederiz. O zaman yola koyulmak isterler ama nasıl görecekler? 36. sure (YÂSÎN) 66. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Ey Davûd, seni yeryüzünde bir halife yaptık. Artık insanlar arasında hakla hükmet; geçici hevese uyma ki, seni Allah yolundan saptırmasın. Allah yolundan sapanlar için, hesap gününü unutmuş olmaları yüzünden şiddetli bir azap vardır. 38. sure (SÂD) 26. ayet (Resmi: 38/İniş:38/ Alfabetik:88)

"Ey toplumum, bugün bu toprakta, birbirine destek veren insanlar olarak mülk ve yönetim sizin. Peki, karşımıza dikildiği zaman Allah'ın azabından bizi kim kurtaracak?" Firavun şöyle dedi: "Ben size kendi fikrimden başkasını göstermem. Ve ben, aydınlık / doğruluk yolundan başkasına da kılavuzlamam." 40. sure (MÜ'MİN) 29. ayet (Resmi: 40/İniş:60/ Alfabetik:69)

"Göklerin sebeplerine ulaşırsam, Mûsa'nın tanrısına, da ulaşırım. Ben onun yalancı biri olduğunu düşünüyorum." Firavun'a, yaptığı işin kötülüğü bu şekilde süslü gösterildi de yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı hep kayıptadır. 40. sure (MÜ'MİN) 37. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

Onların Allah'tan başka kendilerine yardım edecek velileri yoktur. Allah'ın saptırdığı kimse için artık hiçbir yol yoktur. 42. sure (ŞÛRÂ) 46. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Sonra, yolu kolaylaştırdı ona, 80. sure (ABESE) 20. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)

13.              İmanı küfürle değiştirmeye kalkan,  yolun dosdoğrusunu saptırmış olur


Yoksa siz de resulünüzden, daha önce Mûsa'dan istekte bulunulduğu gibi isteklerde bulunmak mı diliyorsunuz?! İmanı küfürle değiştirmeye kalkan,yolun dosdoğrusunu saptırmış olur. 2. sure (BAKARA) 108. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Yemin olsun ki, Allah İsrailoğullarının mîsakını almıştı da içlerinden on iki temsilci / başkan göndermiştik. Allah şöyle demişti: "Ben sizinle beraberim. Namazı kılarsanız, zekâtı verirseniz, resullerime inanır, onları desteklerseniz ve Allah'a güzel bir biçimde borç verirseniz, kötülüklerinizi elbette örteceğim ve sizi, altlarından ırmaklar akan cennetlere elbette koyacağım. Artık bundan sonra küfre gideniniz yolun denge noktasından sapmış olur."  5. sure (MÂİDE) 12. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Kendi yolundan kimin saptığını en iyi senin Rabbin bilir. Hidayete ermiş olanları en iyi bilen de O'dur. 6. sure (EN'ÂM) 117. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları ayetlerimden uzak tutacağım: Onlar hangi mucizeyi görseler ona inanmazlar. Doğruya varan yolu görseler, onu yol edinmezler. Ama azgınlık yolunu görseler onu yol edinirler. Bu böyledir. Çünkü onlar ayetlerimizi yalanladılar ve onlara karşı kayıtsız kaldılar. 7. sure (A'RAF) 146. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Senden, güzellikten önce kötülük istemede acele ediyorlar. Halbuki önlerinden pek çok örnek gelip geçti. Şu da bir gerçek ki, Rabbin insanlara karşı, zulümlerine rağmen af sahibidir. Ve Rabbinin azabı elbette çok şiddetlidir. 13. sure (RA'D) 6. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et ve onlarla, en güzel olan neyse o yolla mücadele et. Şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. Ve O, gerçeğe kılavuzlananları da en iyi bilendir. 16. sure (NAHL) 125. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Ama âhirete inanmayanlar, o yoldan hep yan çiziyorlar. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 74. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

O gün zalim, ellerini ısırarak diyecek ki: "Ne olurdu, resulle birlikte bir yol tutsaydım." 25. sure (FURKÂN) 27. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

O yüzleri üstü cehenneme sevk edilecek olanlar, mekân bakımından en şerli, yol bakımından en sapık kişilerdir. 25. sure (FURKÂN) 34. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Onların, ilimden ulaşacakları şey işte budur. Kuşkusuz, yolundan sapmış olanı Rabbin çok iyi bilir. Hidayet üzere yürüyeni de en iyi O bilir. 53. sure (NECM) 30. ayet (Resmi: 53/İniş:23/Alfabetik:80)

Ey iman sahipleri! Düşmanımı ve düşmanınızı dostlar yerine tutmayın! Onlar, size Hak'tan geleni inkâr ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınız için Peygamber'i ve sizi yurdunuzdan çıkardıkları halde, siz onlara sevgi sunuyorsunuz. Benim yolumda gayret sarf etmek, benim hoşnutluğumu kazanmak için seferber olduğunuz halde, içinizde onlara sevgi gizliyorsunuz. Sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da en iyi ben bilirim. Sizden kim bunu yaparsa denge yolundan sapmış olur. 60. sure (MÜMTEHİNE) 1. ayet (Resmi: 60/İniş:111/Alfabetik:71)

14.              Küfrü seçip Batıl yola sapanlar Allah'ın yolundan geri çevirip yolun eğri-büğrüsünü isterler



Sana haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar, De ki: "O ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, O'na ve Mescid-i Haram'a nankörlük etmek, ora halkını oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır." Fitne / baskı ve bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim irtidâd edip dininden dönerse kâfir olarak ölür. Böylelerinin amelleri dünyada da âhırette de boşa gitmiştir. Ateş ehlidir onlar. Sürekli kalacaklardır orada. 2. sure (BAKARA) 217. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Şunu da söyle: "Ey Ehlikitap! Neden iman edenleri Allah yolundan alıkoyuyorsunuz? Gözünüzle gördüğünüz halde, Allah yolunu neden çarpıtmak istiyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 99. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar. 6. sure (EN'ÂM) 116. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Dedi: "Beni azdırmana yemin ederim ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım." 7. sure (A'RAF) 16. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Onlar, Allah'ın yolundan geri çevirip yolun eğri büğrüsünü isterler. Onlar ahireti de inkar edenlerdir. 7. sure (A'RAF) 45. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

"Her yol üstünde oturup da tehdit savurarak Allah yolundan O'na inananları çevirmeyin. Yolun çarpığını isteyip durmayın. Hatırlayın ki, siz az idiniz, O sizi çoğalttı. Bir bakın, nasılmış bozguncuların sonu! 7. sure (A'RAF) 86. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

O küfre sapanlar mallarını Allah yolundan alıkoymak için harcarlar, harcayacaklardır da. Sonunda bu kendileri için bir hasret olacak, sonra da mağlup edilecekler. Küfre sapanlar doğruca cehenneme sürülecekler. 8. sure (ENFÂL) 36. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)
 
İnsanlara çalım satarak, gösteriş yaparak yurtlarından çıkan ve Allah yolundan alıkoyanlar gibi olmayın. Allah, onların yapmakta olduklarını çepeçevre kuşatmıştır. 8. sure (ENFÂL) 47. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

Allah'ın ayetlerini nasıl basit bir ücret karşılığı sattılar da Allah'ın yolundan alıkoydular. Gerçekten ne fena şeylerdir onların yapmakta oldukları. 9. sure (TEVBE) 9. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Ey iman sahipleri! Şu bir gerçek ki, hahamlardan ve rahiplerden birçoğu halkın mallarını uydurma yollarla tıka basa yerler ve Allah'ın yolundan geri çevirirler. Altını ve gümüşü depolayıp da onları Allah yolunda harcamayanlara korkunç bir azap muştula. 9. sure (TEVBE) 34. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)
 
Mûsa şöyle dedi: "Rabbimiz! Sen, Firavun ve kodamanlarına şu geçici hayatta debdebe verdin, mallar verdin. Rabbimiz! Senin yolundan saptırsınlar diye mi? Rabbimiz! Onların mallarını sil süpür, kalplerini şiddetle sık ki, acıklı azabı görünceye kadar inanmasınlar."  10. sure (YÛNUS) 88. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

O zalimler ki, Allah'ın yolundan alıkoyar, o yolu yamultmak isterler. Onlar, âhireti de inkâr ederler. 11. sure (HÛD) 19. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Onlar ki sefil ve iğreti hayatı âhirete tercih ederler ve Allah yolundan alıkoyup o yolu eğri büğrü yapmayı isterler. İşte bunlar, dönüşü olmayan bir sapıklık içindedirler. 14. sure (İBRÂHİM) 3. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Yolundan saptırmak için Allah'a eşler uydurdular. De ki: "Hadi, nimetlenin! Sonunda varacağınız yer ateştir." 14. sure (İBRÂHİM) 30. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

15.              Küfre sapıp Doğru / Hak yoldan çıkanların yapıp ettikleri kendilerine yararsız hale gelir. Allah onların amellerini boşa çıkartır



Allah'ın yol göstermesidir bu. Kullarından dilediğini bununla iletir iyiye ve güzele. Eğer onlar şirke bulaşsalardı yapıp ettikleri kendilerine yararsız hale gelirdi. 6. sure (EN'ÂM) 88. ayet (Resmi: 6/İniş:55 /Alfabetik:20)

Yemin olsun, sizi ilk yarattığımızdaki gibi yapayalnız/teker teker bize geldiniz. Size verip hayaline daldırdığımız şeyleri de sırtlarınızın arkasında bıraktınız. Sizinle ilgili hususlarda ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçılarınızı da yanınızda görmüyorsunuz. Yemin olsun, koptu aranızdaki tüm bağlar ve uzaklaşıp kayboldu yanınızdan o bir şey sandıklarınız. 6. sure (EN'ÂM) 94. ayet (Resmi: 6/İniş:55/ Alfabetik:20)

Yanını eğip bükerek uğraşır ki, Allah yolundan saptırıversin. Böyle kişiye dünyada bir yüz karası öngörülmüştür. Ve kıyamet günü biz ona, o kasıp kavuran yangının azabını tattıracağız. 22. sure (HAC) 9. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Küfre sapanlar, Allah'ın yolundan alıkoyarlar. Hem sürekli içinde kalan hem dışarıdan gelen tüm insanlar için oluşturduğumuz Mescid-i Haram'dan da geri çeviriyorlar. Kim orada zulmederek haktan sapmak isterse, biz ona acıklı bir azabı tattıracağız. 22. sure (HAC) 25. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

"Onu ve toplumunu, Allah'ı bırakıp güneş'e secde eder buldum. Şeytan onlara, yapıp ettiklerini süslü gösterip onları yoldan saptırmış. Artık doğruyu bulamazlar." 27. sure (NEML) 24. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Âd'ı, Semûd'u da böyle yaptık. Bu, onların yurtlarından / meskenlerinden açıkça belli olmaktadır. Şeytan onlara amellerini süsleyip püslemişti de kendilerini yoldan çıkarmıştı. Oysaki, bakıp görebilen insanlardı. 29. sure (ANKEBÛT) 38. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak için hadis / laf eğlencesi satın alır ve onu alay konusu edinir. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır. 31. sure (LOKMAN) 6. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

İnsana bir zarar / zorluk dokununca, Rabbine yönelerek O'na dua eder. Sonra ona bir nimet lütfettiğinde, önceden O'na yalvarmakta olduğunu unutur, O'nun yolundan saptırmak için Allah'a eşler, ortaklar isnat eder. De ki: "Birazcık nimetlen küfrünle! Hiç kuşkusuz, sen, ateş halkındansın." 39. sure (ZÜMER) 8. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Bu şeytanlar onları yoldan saptırırlar. Onlarsa kendilerinin hâlâ hidayet üzere olduklarını sanırlar. 43. sure (ZUHRUF) 37. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

Küfre saplanıp Allah'ın yolundan alıkoyanların yapıp ettiklerini O, boşa çıkarmıştır. 47. sure (MUHAMMED) 1. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

Nankörlüğe sapıp Allah yolundan alıkoyanlar ve hidayet kendilerine tam bir şekilde belli olduktan sonra resule kafa tutanlar, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremezler. O, onların amellerini işe yaramaz hale getirecektir. 47. sure (MUHAMMED) 32. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

İnkâr edip Allah yolundan döndüren, sonra da küfre saplanmış olarak ölenler yok mu, Allah onları asla affetmeyecektir. 47. sure (MUHAMMED) 34. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64)

Yeminlerini kalkan edinip Allah'ın yolundan alıkoydular. Küçük düşürücü bir azap var onlar için. 58. sure (MÜCÂDİLE) 16. ayet (Resmi: 58/İniş:104/Alfabetik:66)

Yeminlerini bir kalkan edinip Allah'ın yolundan alıkoydular. Onların yapmakta oldukları ne kötüdür! 63. sure (MÜNÂFİKÛN) 2. ayet (Resmi: 63/İniş:103/Alfabetik:72)

16.              "Herkes bekleyip gözetlemede, hadi siz de bekleyip gözetleyin! Yakında bileceksiniz dosdoğru yolu izleyenler kimlermiş, hidayete eren kimmiş!"


De ki: "Herkes bekleyip gözetlemede; hadi siz de bekleyip gözetleyin! Yakında bileceksiniz dosdoğru yolu izleyenler kimlermiş, hidayete eren kimmiş!" 20. sure (TÂHÂ) 135. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

17.              Erdirici kılavuzluk kendisine ayan-beyan geldikten sonra, küfrü sapıp doğru yoldan çıkanlar yöneldiğiyle kaynaştırılır, sonra da cehenneme sokulur



Kendilerine Kitap'tan bir nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar da istiyorlar ki, siz de yolu şaşırasınız. 4. sure (NİSA) 44. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Erdirici kılavuzluk kendisine ayan-beyan geldikten sonra, resulden kopup müminlerin yolunun dışını izleyeni biz, yöneldiğiyle kaynaştırır, sonra da cehenneme sallarız. Ne kötü bir dönüş yeridir o! 4. sure (NİSA) 115. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Onlar ki inandılar, sonra küfre saptılar; yine inandılar, tekrar küfre saptılar, sonra da küfrü artırdılar; işte Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır. 4. sure (NİSA) 137. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Onlar ki Allah'ı ve O'nun resullerini inkar ederler, Allah'la O'nun resulleri arasını açmak isterler de "bir kısmına inanırız, bir kısmını inkâr ederiz" derler; böylece imanla inkâr arasında bir yol tutmak isterler. 4. sure (NİSA) 150. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

İnkâr edip zulme sapanlar var ya, Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır. 4. sure (NİSA) 168. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

De ki: "Allah katında ceza olarak bundan daha kötüsünü size bildireyim mi? Allah'ın lanetlediği, üzerine gazap indirdiğidir o. Allah böylelerinden maymunlar, domuzlar ve tağut uşakları yapmıştır. İşte bunlardır yer bakımından daha kötü, yolun denge noktasını kaybetme bakımından daha şaşkın olanlar." 5. sure (MÂİDE) 60. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Bu benim dosdoğru yolumdur, onu izleyin, başka yolları izlemeyin! Yoksa bu hal sizi O'nun yolundan uzaklaştırıp parçalara böler. Sakınıp korunasınız diye O bunu önermiştir size. 6. sure (EN'ÂM) 153. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları ayetlerimden uzak tutacağım: Onlar hangi mucizeyi görseler ona inanmazlar. Doğruya varan yolu görseler, onu yol edinmezler. Ama azgınlık yolunu görseler onu yol edinirler. Bu böyledir. Çünkü onlar ayetlerimizi yalanladılar ve onlara karşı kayıtsız kaldılar. 7. sure (A'RAF) 146. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Peşlerine lanet takılmıştır: Hem burada hem kıyamet gününde ne kötü destektir o arkalarına takılmış olan! 11. sure (HÛD) 99. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o iğrenç bir iştir; yol olarak da çok kötüdür. 17. sure (İSRÂ) 32. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Allah'tan başka tapınmış olduklarını. Sürün onları cehennemin yoluna. 37. sure (SÂFFÂT) 23. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

18.               Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir. Bu, Allah'ın (Doğru / Hak yolu gösteren) kılavuzudur ki, onunla dilediğini / dileyeni hidayete erdirir



Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir. Sonra da hem derileri hem de kalpleri, Allah'ın Zikri/Kur'an'ı karşısında yumuşar. Bu, Allah'ın kılavuzudur ki, onunla dilediğini / dileyeni hidayete erdirir. Allah'ın saptırdığına gelince, ona kılavuzluk edecek yoktur. 39. sure (ZÜMER) 23. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)


19.              Allah'ın Doğru / hak yolunda gayret gösteren kurtuluşa erer



Yaptıkları zulümler ve birçok insanı Allah yolundan alıkoymaları yüzünden daha önce kendilerine helal kılınmış tertemiz şeyleri, Yahudilere haram kıldık. 4. sure (NİSA) 160. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Ey iman edenler! Allah'ın buyruğuna ters düşmekten sakının; O'na varmaya vesîle arayın. O'nun yolunda gayret gösterin ki, kurtuluşa erebilesiniz. 5. sure (MÂİDE) 35. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

De ki: "İşte benim yolum budur. Ben, Allah'a basîret üzere çağırırım / dua ederim. Beni izleyenler de... Şanı yücedir Allah'ın! Ben müşriklerden değilim." 12. sure (YÛSUF) 108. ayet (Resmi: 12/İniş:53/ Alfabetik:110)

Yeminlerinizi aranızda hile ve aldatma aracı yapmayın; aksi halde, ayak sağlam bastıktan sonra kayar ve Allah yolundan alıkoyduğunuz için acıyı tadarsınız. Üstelik büyük bir azaba da uğrarsınız. 16. sure (NAHL) 94. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

"Babacığım, bana ilimden, sana ulaşmayan bir nasip geldi. O halde bana uy ki, seni düzgün bir yola ileteyim." 19. sure (MERYEM) 43. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Allah, bir adamın göğüs boşluğunda iki kalp yaratmamıştır. Zıhar yaptığınız eşlerinizi sizin anneniz yapmamıştır, evlatlıklarınızı da sizin oğullarınız kılmamıştır. Bu konularda söylediğiniz sözler, ağızlarınızın bir lakırdısıdır. Allah, hakkı söyler ve O, gerçek yola kılavuzlar. 33. sure (AHZÂB) 4. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

Davûd'un yanına girmişlerdi de onlardan korkmuştu. "Korkma!" dediler, "biz iki davacıyız. Birimiz ötekinin hakkını çiğnedi. Şimdi sen, aramızda hak ile hükmet, adaletsizlik etme. Bizi yolun denge noktasına ilet.!" 38. sure (SÂD) 22. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

20.               Allah'ın Dünyada yarattığı Yollar



Sizi çalkayıp sarsar diye yerküreye ağır dağlar, ırmaklar, yollar koydu. İyiye ve doğruya ulaşmanız umulmaktadır. 16. sure (NAHL) 15. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Yeryüzünü size beşik yapan, onda sizin için yollar açan, gökten su indiren O'dur. Biz o suyla çeşitli bitkilerden çiftler çıkardık. 20. sure (TÂHÂ) 53. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Yemin olsun, Mûsa'ya şöyle vahyetmiştik: "Kullarımı geceleyin yürüt! Denizde onlar için kuru bir yol aç! Size yetişecekler diye korkma, endişelenme.!" 20. sure (TÂHÂ) 77. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Yerküreye, onları çalkalamasın diye bir takım dağlar diktik. Ve orada geniş geniş yollar açtık ki, doğru gidebilsinler. 21. sure (ENBİYÂ) 31. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

O, yerküreyi size bir beşik yaptı. Ve onda sizler için yollar oluşturdu ki, varacağınız yere varabilesiniz. 43. sure (ZUHRUF) 10. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

Ki ondan geniş yollar edinip de yürüyesiniz." 71. sure (NÛH) 20. ayet (Resmi: 71/İniş:71/Alfabetik:83)

SÜNNETULLAH E KİTAP (MKA) DAN ALINTIDIR - M. Kemal Adal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder