İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

3 Şubat 2016 Çarşamba

KUR'AN'I TANIYALIM


2/1*: KUR'AN'IN NİTELİKLERİ;

2/1**: KUR'AN'SAL BAŞ HARFLER (MUKATTA'A HARFLERİ);

*2/1: KUR'AN'SAL BAŞ HARFLER (MUKATTA'A HARFLERİ) HAKKINDA KİŞİSEL BİR YORUM.

**2/1:  BAŞLANGIÇ HARFLERİNİN KUR'AN'ANDAKİ 19 KODU ÜZERİNE KURULU MATEMATİKSEL SİSTEMİN PARÇASI OLDUĞU HAKKINDAKİ GÖRÜŞ VE KABUL.

Ve

2/2*:  YOL GÖSTEREN, DOĞRU / HAK YOLU GÖSTERENLER;

2/2**: KUR'AN’IN, KENDİNİ TANIMLAMASI:

*2/2: KİTAP:

RESUL KUR'AN'IN KUR'AN TEFSİRİ -E KİTAP (MKA):

KURAN'I TANIYOR MUYUZ?

1. KURAN'IN MUHTEVASI:
2. KURAN'IN KILAVUZLUĞU:

Bu yazı, RESUL KUR'AN'IN KUR'AN TEFSİRİ 2-BAKARA SURESİ E-KİTAP (MKA): 2 / Bakara /1-2 AYETLERİ TEFSİRİNDEN ALINTIDIR. M. Kemal Adal







BAKARA SURESİ

Kur'an'ın Nitelikleri: 2/1-2


Y.N. Öztürk
Elif, Lâm, Mîm.

M. Esed
Elif-Lam-Mim.


Dipnot: 2/1*: İtikat: Peygamberlik: Kitaplar: Kur'an: Kur'an'ın nitelikleri. Bak:2/1-2; 3/7, 138; 4/82, 174; 6/92, 55, 105; 7/52, 203-204; 9/124-125; 10/57-58; 11/1-2; 12/2; 13/37; 14/52; 17/9-10, 81, 88-89; 18/1-4, 54; 19/97; 20/1-4, 113; 21/10, 50; 22/16; 24/1, 34, 46; 25/32; 26/198-199; 27/1-3, 76-77; 30/58; 31/1-3; 38/29, 67-68, 87-88; 39/23, 28; 41/1-5, 41-44; 42/17; 43/1-3; 44/1-7, 58-59; 45/11, 20; 46/12; 54/17, 22, 32, 40; 59/21; 56/75-82; 68/52; 69/38-43, 48-52; 74/54-55; 80/13-16; 81/26-28; 86/11-14.



 2/1*: KUR'AN'IN NİTELİKLERİ:

Oysaki o Zikir/Kur'an âlemler için bir öğütten başka şey değildir. 68/52.

Hayır, iş, sandıkları gibi değil! O bir öğüt verici/bir düşündürücüdür. Dileyen düşünür onu, öğüt alır. 74/54-55. 

Ve o, kovulmuş şeytanın sözü değildir. Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz? O, âlemlere bir öğütten başka şey değildir. İçinizden, dosdoğru yürümek isteyen için. 81/25-28. 

Kutsanan bereketli sayfalardadır o. Yüceltilen, tertemiz sayfalarda, Yazıcıların ellerinde; Ak pak, mübarek yazıcıların. 80/13-16. 

Yemin olsun o, dönüşle/döndürümle dolu göğe, Çatlayışlarla/yarılışlarla dolu yere de yemin olsun Ki o, tam bir biçimde ayırt eden bir sözdür; Şaka değildir o. 86/11-14. 

Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?! 54/17,22,32,40. 

Kutsal / bereketli bir Kitap bu; sana indirdik ki onu, ayetlerini derin derin düşünsünler ve öğüt alabilsin temiz özlüler. 38/29. 

De ki: 'Büyük bir haberdir o.' 'Yüz çevirip duruyorsunuz ondan.' 38/67-68.

Bu, âlemler için bir Zikir'den başka şey değildir. Yemin olsun, bir süre sonra onun haberini bileceksiniz. 38/87-88. 

Onlara bir ayet getirmediğinde, 'onu da şurdan burdan derleseydin ya,' diye konuşurlar. De ki: 'Ben sadece Rabbimden bana vahyedilene uyuyorum. Bu, Rabbinizden gelen gönül gözleridir, doğruya kılavuzdur, iman eden bir toplum için rahmettir.' Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size rahmet edilsin. 7/203-204. 

Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o. 7/52. 

İnkâr edenler dediler ki: 'Kur'an ona toptan, bir kerede indirilseydi ya!' Biz böyle yaptık ki, onunla senin kalbini dayanıklı kılalım. Biz onu parça parça/ayet ayet okuduk. 25/32. 

Biz onu; senin dilinle kolaylaştırdık ki, sakınanları onunla müjdeleyesin, inatçı bir kavmi de onunla uyarasın. 19/97. 

Tâ, Hâ. Biz bu Kur'an'ı sana, zahmet çekesin, bedbaht olasın diye indirmedik; Saygıyla ürperene bir hatırlatma / düşündürme / öğüt verme olsun diye indirdik. Yeri ve o yüce mi yüce gökleri yaratandan bir vahiy olarak indirdik. 20/1-4. 

Biz onu işte böyle, Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onun içinde tehditleri türlü ifadelerle sıraladık ki sakınabilsinler yahut da Kur'an onlara yeni bir hatırlatıcı/hatırlatma sunsun. 20/113. 

İş onların sandığı gibi değil! Yıldızların doğup batma, kayıp düşme noktalarına yemin ediyorum. Ve eğer bilirseniz, gerçekten büyük bir yemindir bu. O, kesinlikle şerefli bir Kur'an'dır. Titizlikle saklanan bir Kitap'tadır. Ona, arındırılmışlardan başkası dokunmaz. Âlemlerin Rabbi'nden indirilmiştir. Şimdi siz, bu sözü mü kirletip küçümseyeceksiniz/bu sözle mi alttan alıp gevşek davranacaksınız/bu sözle mi yağcılık edeceksiniz? Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz? 56/75-82. 

Biz onu Arapça konuşmayanlardan birine indirseydik de, O onu onlara okusaydı, yine de ona inanmayacaklardı. 26/198-199.

Tâ, Sîn. İşte bunlar Kur'an'ın ve açık seçik beyanda bulunan Kitap'ın ayetleridir. Müminlere bir kılavuz ve muştudur o. O müminler ki, namazı kılar, zekâtı verirler. Ve âhirete tam bir biçimde inananlar da onlardır. 27/1-3. 

Hiç kuşkunuz olmasın ki bu Kur'an, İsrailoğullarına, ihtilafa düştükleri şeylerin birçoğunu anlatıyor. Ve elbette o, inananlara bir kılavuz ve rahmettir. 27/76-77. 

Ve de ki: 'Hak geldi bâtıl yıkılıp gitti. Bâtıl, yok olmaya zaten mahkûmdu.' 17/81. 

De ki: 'Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler şu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere bir araya toplansalar, birbirlerine de destek olsalar, onun bir benzerini yine de ortaya getiremezler.' Yemin olsun, biz bu Kur'an'da, insanlar için her örnekten nicelerini sıraladık. Ama insanların çoğu inkârdan başka bir şeyde diretmediler. 17/88-89. 

Şüpheniz olmasın ki bu Kur'an en kalıcı, en doğru olana kılavuzlar ve müminlere şu yolda müjde verir: Hayra ve barışa yönelik işler yapanlar için büyük bir ödül vardır. Âhirete inanmayanlar var ya, onlar için biz korkunç bir azap hazırlamışızdır. 17/9-10. 

Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, inananlara bir kılavuz ve bir rahmet geldi. De ki: 'Allah'ın lütfuyla, O'nun rahmetiyle, sadece onunla sevinip ferahlasınlar! O, onların toplayıp yığdıklarından hayırlıdır.' 10/57-58. 

Elif, Lâm, Râ. Hakîm ve Habîr olandan bir kitaptır ki bu, ayetleri önce muhkem kılınmış, sonra ayrıntılı hale getirilmiştir. Ki başkasına değil, yalnız Allah'a ibadet edesiniz! Kuşkusuz, ben size O'ndan gelen bir uyarıcı ve müjdeciyim. 11/1-2. 

Biz onu sana, aklınızı çalıştırasınız diye, Arapça bir Kur'an olarak indirdik. 12/2. 

Ayetleri bu şekilde, çeşitli başlıklarla veriyoruz ki, 'Sen ders aldın!' desinler, biz de ilimden nasiplenen bir toplum için onu iyice açıklayalım. 6/105.

İşte biz, ayetlerimizi bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, günaha sapmışların yolu açık-seçik ortaya çıksın/günaha sapmışların yolunu açık-seçik göresin! 6/55. 

Bu da bizim, kentlerin/medeniyetlerin anasını uyarman için indirdiğimiz bir Kitap. Kutsal-bereketli, kendinden öncekini doğrulayıcı. Âhirete inananlar, ona da inanırlar ve onlar namazlarına devam ederler. 6/92. 

Elif, Lâm, Mîm. İşte sana, o hikmetlerle dolu Kitap'ın ayetleri. İyilik ve güzellik sergileyenlere bir rahmet ve bir kılavuz olarak; 31/1-3. 

Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir. Sonra da hem derileri hem de kalpleri, Allah'ın Zikri/Kur'an'ı karşısında yumuşar. Bu, Allah'ın kılavuzudur ki, onunla dilediğini/dileyeni hidayete erdirir. Allah'ın saptırdığına gelince, ona kılavuzluk edecek yoktur. 39/23. 

Bunu, eğri büğrüsü olmayan Arapça bir Kur'an olarak indirdik ki, korunup sakınabilsinler. 39/28.

Hâ, Mîm. Rahman ve Rahîm'den indirilmedir bu... Bilgi ile donanmış bir toplum için ayetleri, Arapça bir Kur'an halinde ayrıntılı kılınmış bir kitaptır bu. Muştulayıcı ve uyarıcı olarak. Onların pek çoğu yüz çevirdi; kulak verip dinlemezler onlar. Dediler ki: 'Bizi çağırdığı o şeye karşı kalplerimiz kılıflar içinde; kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda da bir perde var. O halde, sen işini yap, muhakkak biz de işimizi yapacağız.' 41/1-5.

Onlar, o zikiri / Kur'an'ı kendilerine geldiğinde inkâr ettiler. Halbuki o, eşsiz yücelikte bir Kitap'tır. Bâtıl ona, ne önünden gelebilir ne de arkasından. Hakîm ve Hamîd Allah'tan bir indirmedir o. Senin için söylenen, senden önceki resuller için söylenenden başka şey değildir. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin hem çok affedicidir hem de acıklı bir azabın sahibidir. Eğer biz onu yabancı dilde bir Kur'an yapsaydık, elbette şöyle diyeceklerdi: 'Ayetleri ayrıntılı kılınmalı değil miydi?/Arap'a yabancı dil mi?/ister yabancı dilde, ister Arapça!' De ki: 'O, iman edenler için bir kılavuz, bir şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur'an, onlar için bir körlüktür. Böylelerine, çok uzak bir mekândan seslenilmektedir.' 41/41-44. 

Gerçeğe ilişkin Kitap'ı ve adalet ölçüsünü indiren o Allah'tır. Nereden bileceksin, belki de kıyamet saati çok yakındır. 42/17. 

Hâ, Mîm. O ayan beyan konuşan Kitap'a yemin olsun ki, Biz onu akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an yaptık. 43/1-3.

Hâ, Mîm. O ayan beyan gösteren Kitap'a yemin olsun ki, Biz onu kutlu/bereketli bir gecede indirdik. Hiç kuşkusuz, biz uyarıcılarız. Hikmetlerle dolu her iş ve oluş o gecede ayırt edilir, Katımızdan bir emir olarak. Hiç kuşkusuz biz, resuller göndeririz, Senin Rabbinden bir rahmet olarak. Hiç kuşkusuz O, gereğince duyan, gereğince bilendir. Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin Rabbidir O, eğer görürcesine biliyor iseniz. 44/1-7. 

Biz o Kur'an'ı senin dilinle/senin diline kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alabilsinler. Artık, beklemeye geç! Çünkü onlar da beklemekteler. 44/58-59. 

İyiye ve güzele bir kılavuzdur bu! Rablerinin ayetlerini inkâr edenler için, korkunç bir pislik azabı öngörülmüştür. 45/11. 

Bu Kur'an, insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o. 45/20. 

Halbuki ondan önce, bir önder ve bir rahmet olarak Mûsa'nın kitabı var! Bu Kur'an da öncekileri tasdikleyen bir kitaptır. Zulmedenleri uyarsın, güzel davrananlara müjde olsun diye Arap dilindedir. 46/12. 

Hamd o Allah'a ki, kuluna Kitap'ı, kendisinde hiçbir eğiklik ve çelişme yapmaksızın indirdi. Katından dosdoğru gelen açık bir söz olarak indirdi onu. Ki, zorlu bir iş ve oluş konusunda uyarsın ve barışa yönelik hayırlı ameller sergileyen müminlere, kendileri için güzel bir ödül öngörüldüğünü muştulasın... Onlar, o hal üzere sonsuza dek kalıcıdırlar. Ve 'Allah bir çocuk edindi' diyenleri uyarsın diye indirdi onu. 18/1-4.
Yemin olsun, biz, bu Kur'an'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır. 18/54. 

İşte bu, onunla uyarılsınlar, Allah'tan başka ilah olmadığını bilsinler, aklı ve gönlü işleyenler de ibret alsınlar diye, insanlara yöneltilmiş bir tebliğdir. 14/52. 

Yemin olsun, size bir Kitap gönderdik ki, öğüt ve uyarınız/zikriniz/şerefiniz yalnız ondadır. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız? 21/10. 

Bu, bereketli bir Zikir'dir ki, onu indirdik. Yoksa siz onu inkâr mı ediyorsunuz? 21/50. 

Hayır, sandıkları gibi değil! Yemin ederim gördüklerinize, Ve görmediklerinize! Ki o, çok soylu bir elçinin sözüdür. Bir şairin sözü değildir o. Ne kadar da az inanıyorsunuz? Bir kâhinin sözü de değildir o. Ne kadar da az araştırıp düşünüyorsunuz? Âlemlerin Rabbi'nden bir indiriştir o. 69. sure (HÂKKA) 38-43. ayet (Resmi: 69/İniş:78/Alfabetik:34) 

Gerçek şu ki o, sakınanlar için tam bir uyarıcı ve düşündürücüdür. Ve biz, içinizden onu yalanlayanların bulunduğunu kesinlikle biliyoruz. Ve o, küfre sapanlar için tam bir hasrettir. Ve o, kesin bilginin tam gerçeğidir. Hadi artık, yüce Rabbinin adını tespih et! 69/48-52. 

Yemin olsun ki, biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü örneği verdik. Sen onlara bir mucize getirsen, o inkâr edenler mutlaka şöyle diyeceklerdir: 'Siz, eskiyi hükümsüz kılanlardan başkası değilsiniz.' 30/58. 

Elif, Lâm, Mîm. İşte sana o Kitap! Kuşku,çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, korunup sakınanlar için. 2/1-2. 

Bu, insanlara bir açıklama, korunup sakınanlara da bir öğüt ve kılavuzdur. 3/138. 

Kitap'ı sana indiren O'dur: Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar Kitap'ın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşâbihlerdir. Şu var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk bulunanlar, fitne aramak, onun yorumuna öncelik tanımak için Kitap'ın sadece müteşâbih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar. Bunlar, 'Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır.' derler. Gönül ve akıl sahiplerinden başkası gereğince düşünemez. 3/7. 

Ey insanlar! Size Rabbinizden apaçık, çok parlak ve güçlü bir kanıt gelmiştir. Biz size, her şeyi açık seçik gösteren bir ışık gönderdik. 4/174. 

Kur'an'ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başka birinin katından gelseydi, elbette ki onun içinde birçok ihtilaf bulacaklardı. 4/82.

İşte biz o Kur'an'ı Arapça bir hüküm kaynağı olarak indirdik. Eğer sana gelen ilimden sonra onların keyiflerine uyarsan, Allah'tan sana ne bir dost nasip olur ne de bir koruyucu. 13/37. 

Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, her halde sen onu huşû ile boynunu bükmüş, çatlayıp yarılmış görürdün. Biz bu örnekleri insanlara hep veriyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler. 59/21. 

Bir suredir, indirdik onu; farz kıldık onu... Ve içinde açık seçik ayetler indirdik ki, düşünüp ders alabilesiniz. 24/1. 

Yemin olsun ki, size, gerçeği açık seçik anlatan ayetler, sizden önce gelip geçmiş olanlardan örnekler, korunanlar için de bir öğüt indirdik. 24/34. 

Yemin olsun, biz açık seçik bilgiler veren ayetler indirdik. Allah, dilediğini/dileyeni dosdoğru yola iletiyor. 24/46. 

Biz onu, böylece açık seçik ayetler halinde indirdik. Kuşkusuz, Allah, dilediğine/dileyene kılavuzluk eder. 22/16. 

Ne zaman bir sure indirilse içlerinden biri, 'Bu hanginizin imanını artırdı?' diye konuşur. İmanı olanların imanını artırmıştır. İşte sevinip duruyorlar! Kalplerinde maraz olanlara gelince, inen sure onların pisliğine pislik ekler. Kâfir olarak ölüp gittiler onlar. 9/124-125.

MKA.



2/1**: Kur'an'sal baş harfler (mukatta'a harfleri). Bak: 3/1; 7/1; 10/1; 11/1; 12/1; 13/1; 14/1; 15/1; 19/1; 20/1; 27/1; 28/1, 29/1, 30/1; 31/1; 32/1; 36/1; 38/1; 40/1; 41/1-2; 43/1; 44/1; 45/1; 46/1; 50/1; 68/1.



 2/1**: KUR'AN'SAL BAŞ HARFLER (MUKATTA'A HARFLERİ):

Elif, Lâm, Mîm. 2/1. 

Elif, Lâm, Mîm. 3/1. 

Elif, Lam, Mim, Sad. 7/1. 

Elif, Lâm, Râ. İşte sana hikmetlerle dolu Kitap'ın ayetleri. 10/1. 

Elif, Lâm, Râ. Hakîm ve Habîr olandan bir kitaptır ki bu, ayetleri önce muhkem kılınmış, sonra ayrıntılı hale getirilmiştir. 11/1. 

Elif, Lâm, Râ. O apaçık, apaydınlık Kitap'ın ayetleridir bunlar. 12/1. 

Elif, Lâm, Mîm, Râ. O Kitap'ın ayetleridir bunlar. Ve sana Rabbinden indirilen, haktır. Ne var ki, insanların çokları iman etmezler. 13/1. 

Elif, Lâm, Râ. Bir kitaptır bu. Ki indirdik sana, çıkarasın diye insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan nura; Hamîd, Azîz olanın yoluna... 14/1. 

Elif, Lâm, Râ. İşte sana o Kitap'ın ve açık anlatımlı Kur'an'ın ayetleri. 15/1. 

Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd. 19/1.

Tâ, Hâ. 20/1. 

Tâ, Sîn, Mîm. 26/1. 

Tâ, Sîn. İşte bunlar Kur'an'ın ve açık seçik beyanda bulunan Kitap'ın ayetleridir. 27/1.

Tâ, Sîn, Mîm. 28/1. 

Elif, Lâm, Mîm. 29/1. 

Elif, Lâm, Mîm. 30/1. 

Elif, Lâm, Mîm. 31/1. 

Elif, Lâm, Mîm. 32/1. 

Yâ, Sîn. 36/1. 

Sâd. Zikir/öğüt/uyarı dolu Kur'an'a yemin olsun ki, 38/1. 

Hâ, Mîm. 40/1. 

Hâ, Mîm. Rahman ve Rahîm'den indirilmedir bu... 41/1-2. 

Hâ, Mîm. 43/1. 

Hâ, Mîm. 44/1. 

Hâ, Mîm. 45/1. 

Hâ, Mîm. 46/1. 

Kaf. Şanı yüce, ilahî cömertlikle dolu Kur'an'a yemin olsun ki, 50/1. 

Nûn! Yemin olsun kaleme ve satır satır yazdıklarına 68/1.

MKA.



*2/1: Kur'an'sal baş harfler (mukatta'a harfleri) hakkında kişisel bir yorum.



 Kur'an'sal baş harfler (mukatta'a harfleri) / Başlangıç harfleri, Allah Katında ve Levh-i Mahfuz'da' (85/21-22 = İş onların iddialarının aksinedir! O, çok yüce bir Kur'an'dır. Korunmuş bir levhada / Levh-i Mahfûz'dadır. ) olan Asl-ı Kitap (El Kitap)'ın (43/4 = Ve o, bizim katımızdaki ana Kitap'ta çok yüce, çok hikmetlidir.) içindeki, indirilen Kur'an surelerinin orjinalinin bulunduğu bölümlerine ve veya içerdiği konulara bir işaret de olabilir.

Gerçeği Allah bilir.

MKA.



**2/1:  Başlangıç harflerinin Kur'an'andaki 19 kodu üzerine kurulu matematiksel sistemin parçası olduğu hakkındaki görüş ve kabul.


 **2/1: Bu başlangıç harfleri, 14 yüzyıl, Allah tarafından korunan bir sır olarak kaldı. Binlerce müslüman ve oryantalist bilgin onların anlamını çözmek için boşuna çaba harcadı. Yüce Allah, bu harflerin gizeminin deşifresini belli bir yere, belli bir zamana ve belli bir kişiye sakladı. 

 Şimdi biz bu başlangıç harflerini, 74. Surede sözü edilen 19 kodu üzerine kurulu matematiksel yapının önemli bir parçası olarak tanıyoruz. Bu ve daha birçok gizemin açığa çıkması, Kuran'da vadedilen yepyeni bir çağın başladığını ve İslam'da reformun gerçekleşeceğini göstermektedir.

 19 kodu üzerine kurulu matematiksel sistemin deşifre edildiği tarih ilginçtir. 19 sayısının yanına bu sayının söz edildiği surenin numarası olan 74'ü koyduğunuz vakit 1974 sayısını elde edersiniz. Bu sayı, Dr. Reşad Halife tarafından matematiksel mucizenin keşfedildiği yıldır. 

19 sayısını 74 ile çarptığınızda elde edeceğiniz 1406 sayısı ise Kuran'ın indiği tarih ile mucizenin keşfedildiği tarih arasındaki kameri yılların sayısına denktir. 

Başlangıç harflerinin, matematiksel yapı içindeki olağanüstü rolü üzerinde düşünülürse, yedi surenin ilk ayetlerinde yer alan 'Bunlar bu hikmetli Kitab'ın mucizeleridir' ifadesinin sürekli Başlangıç Harflerinden sonra gelmesinin anlamı rahatlıkla anlaşılır. 

A.L.M. harflerinin amacı 2. ayette bildirilir. Bu üç harf 3, 29, 30, 31 ve 32. surelerin başında da bulunur ve başlarında bulundukları surelerdeki tekrar sayılarıyla Kuran'daki matematiksel sistemin bir parçasıdır. 

Bu harflerin ikinci anlamları için 15/87 (=Yemin olsun ki, biz sana ikişerlerden / ikililerden / iç içe kıvrımlar halindeki çift mânalılardan yedi taneyi ve şu büyük Kur'an'ı verdik.) ayetine bakınız.

 74/30: 'Üzerinde ondokuz vardır onun.'

Edip Yüksel - MESAJ Kuran Çevirisi Dipnotlarından Alıntılanmıştır.

2/2


Y.N. Öztürk
İşte sana o Kitap! Kuşku, çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, korunup sakınanlar için.

M. Esed
Üzerinde hiçbir şüpheye yer olmayan bu ilahi kelam Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlara bir rehber (olarak indirilmiş)tir,


Dipnot: 2/2*: Yol Gösteren (kılavuz /rehber): Doğru / Hak yolu gösterenler. Bak: 3/96; 4/174; 5/15; 6/154; 12/111; 16/102; 17/2; 21/48; 26/227; 31/3; 33/46; 42/52; 45/11.



 2/2*: YOL GÖSTEREN, DOĞRU / HAK YOLU GÖSTERENLER:

İşte sana o Kitap! Kuşku, çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, korunup sakınanlar için. 2/2. 

Şu bir gerçek ki, âlemlere bir bereket kaynağı ve yol gösterici halinde insanlar için kurulan ilk ev Mekke'dekidir. 3/96. 

Ey insanlar! Size Rabbinizden apaçık, çok parlak ve güçlü bir kanıt gelmiştir. Biz size, her şeyi açık seçik gösteren bir ışık gönderdik. 4/174. 

Ey Ehlikitap! Resulümüz size geldi. Kitap'tan saklamış olduklarınızın çoğunu size ayan-beyan açıklıyor; çoğundan da geçiyor. Şu bir gerçek ki, size Allah'tan bir ışık ve apaçık bir Kitap gelmiştir. 5/15. 

Sonra, güzel davrananlara nimetimizi tamamlamak, her şeyi ayrıntılı kılmak, bir kılavuz ve rahmet olmak üzere Mûsa'ya o Kitap'ı verdik ki onlar Rablerine kavuşacaklarına inanabilsinler. 6/154. 

Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur'an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir. 12/111. 

De ki: 'İman edenleri güçlendirip kökleştirmek için ve Müslümanlara bir müjde ve kılavuz olarak, Ruhulkudüs onu, senin Rabbinden indirdi. 16/102. 

Mûsa'ya Kitap'ı verdik ve onu, 'benden başka bir vekil tutmayın' buyruğuyla Beniisrail'e bir kılavuz kıldık. 17/2. 

Yemin olsun, biz, Mûsa'ya ve Hârun'a hak ile bâtılı ayıran, korunanlar için bir ışık ve öğüt olan furkanı verdik. 21/48. 

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar, Allah'ı çok ananlar ve zulme uğratıldıktan sonra başarıya ulaşanlar böyle değillerdir. Zulmedenler, hangi devrime uğrayıp başaşağı döneceklerini yakında bilecekler. 26/227. 

İyilik ve güzellik sergileyenlere bir rahmet ve bir kılavuz olarak; 31/3. 

Ve Allah'ın izniyle bir davetçi, ışık saçan bir kandil olarak... 33/46. 

İşte böylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle kılavuzladığımız bir nur yaptık. Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yola kılavuzluk etmektesin. 42/52
.
İyiye ve güzele bir kılavuzdur bu! Rablerinin ayetlerini inkâr edenler için, korkunç bir pislik azabı öngörülmüştür. 45/11.

MKA.



2/2**: Kur'an, tanımlanması. Bak: 2/99, 147, 151; 3/58, 138; 5/15-16, 64; 6/69; 7/52, 157, 203-204; 10/57-58; 11/1,20; 12/1-3, 111; 13/37; 14/1, 52; 16/64, 89; 17/85, 89;18/1-4; 19/97; 20/2-4; 24/46; 25/1; 26/195-200; 27/6, 76; 28/86; 29/51; 31/2-3, 27; 32/2-3; 36/1-6, 69-70; 38/29; 39/23; 41/1-4, 41-44, 53; 42/17, 24, 52; 43/2-4; 44/2-6; 45/6; 46/2, 7-8; 50/1; 53/4-5, 56; 56/7, 75-82; 59/51; 61/8-9; 64/8; 65/11; 69/40-51; 73/19; 74/54-56; 76/29; 77/50; 80/11-16; 81/15-27; 85/21-22; 86/11-14; 94/4.



 2/2**: KUR'AN, KENDİNİ TANIMLAMASI:

'İşte sana o Kitap! Kuşku, çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, korunup sakınanlar için.' 2/2.

'And olsun, biz sana açık-seçik ayetler indirdik. Onları, pislik ve sapıklığa bulaşmış olanlardan başkası inkâr etmez.' 2/99. 

'Gerçek, Rabb'inden gelir. O halde sakın kuşkuya düşenlerden olma.' 2/147. 

'Nitekim size aranızdan bir resul göndermişiz; size ayetlerimizi okuyor, sizi temizleyip arıtıyor, size Kitap'ı ve hikmeti öğretiyor, size, daha önce bilmediklerinizi belletiyor.' 2/151. 

'İşte bu sana ayetlerden ve hikmetlerle dolu Zikir'den okuduğumuzdur.' 3/58. 

'Bu, insanlara bir açıklama, korunup sakınanlara da bir öğüt ve kılavuzdur.' 3/138. 

'Ey Ehlikitap! Resulümüz size geldi. Kitap'tan saklamış olduklarınızın çoğunu size ayan-beyan açıklıyor; çoğundan da geçiyor. Şu bir gerçek ki, size Allah'tan bir ışık ve apaçık bir Kitap gelmiştir. Allah, rızasına uyanları o Kitap'la esenlik ve barış yollarına iletir ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarıp şaşmayan ve sapmayan dosdoğru yola kılavuzlar. ' 5/15-16. 

'Yahudiler dediler ki: 'Allah'ın eli bağlıdır.' Kendi elleri bağlandı/elleri bağlanasıcalar! Söylemiş oldukları yüzünden lanetlendiler. Söylediklerinin aksine, Allah'ın iki eli de alabildiğine açıktır; dilediği gibi bağışta bulunur. İnan olsun ki, Rabbinden sana indirilen, küfür ve taşkınlık yönünden onları iyice azdıracaktır. Onların arasına, ta kıyamet gününe kadar düşmanlık ve nefret atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür de onlar yeryüzünde yine bozgunculuğa koşarlar. Ama Allah, bozguncuları sevmez.' 5/64. 

'Allah'tan korkanlara onların hesabından bir şey yoktur ama yine de bir hatırlatma olmalı. Belki sakınırlar.' 6/69. 

'Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o.' 7/52. 

'Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları ümmi peygambere uyarlar; o onlara iyiliği emreder, kötü ve çirkinden onları alıkoyar. Güzel şeyleri onlara helal kılar, pis şeyleri onlara yasaklar. Sırtlarından ağırlıklarını indirir, üzerlerindeki zincirleri, bağları söküp atar. Ona inanan, onu destekleyen, ona yardım eden, onunla indirilen ışığa uyan kişiler, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.' 7/157. 

'Onlara bir ayet getirmediğinde, 'onu da şurdan burdan derleseydin ya,' diye konuşurlar. De ki: 'Ben sadece Rabbimden bana vahyedilene uyuyorum. Bu, Rabbinizden gelen gönül gözleridir, doğruya kılavuzdur, iman eden bir toplum için rahmettir.' 7/203. 

'Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size rahmet edilsin.' 7/204. 

'Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, inananlara bir kılavuz ve bir rahmet geldi. De ki: 'Allah'ın lütfuyla, O'nun rahmetiyle, sadece onunla sevinip ferahlasınlar! O, onların toplayıp yığdıklarından hayırlıdır.' 10/57-58. 

'Elif, Lâm, Râ. Hakîm ve Habîr olandan bir kitaptır ki bu, ayetleri önce muhkem kılınmış, sonra ayrıntılı hale getirilmiştir.' 11/1. 

'Resullerin haberlerinden, kendisiyle kalbini destekleyip sağlamlaştıracağımız her şeyi sana anlatıyoruz. Bunun içinde sana hak gelmiştir. Bunda, inananlar için bir öğüt ve hatırlatma da vardır.' 11/120. 

'Elif, Lâm, Râ. O apaçık, apaydınlık Kitap'ın ayetleridir bunlar. Biz onu sana, aklınızı çalıştırasınız diye, Arapça bir Kur'an olarak indirdik. Biz bu Kur'an'ı sana vahyederek, hikâyelerin en güzelini anlatıyoruz. Oysaki sen, bundan önce bunlardan tamamen habersiz olanlardandın.' 12/1-3. 

'Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur'an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir.' 12/111. 

'İşte biz o Kur'an'ı Arapça bir hüküm kaynağı olarak indirdik. Eğer sana gelen ilimden sonra onların keyiflerine uyarsan, Allah'tan sana ne bir dost nasip olur ne de bir koruyucu.' 13/37. 

'Elif, Lâm, Râ. Bir kitaptır bu. Ki indirdik sana, çıkarasın diye insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan nura; Hamîd, Azîz olanın yoluna...' 14/1. 

'İşte bu, onunla uyarılsınlar, Allah'tan başka ilah olmadığını bilsinler, aklı ve gönlü işleyenler de ibret alsınlar diye, insanlara yöneltilmiş bir tebliğdir.' 14/52. 

'Bu Kitap'ı sana yalnız şunun için indirdik: Hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara iyice açıklayasın ve Kitap, iman eden bir topluluk için kılavuz ve rahmet olsun.' 16/64. 

'Gün olur, her ümmet için kendi aleyhlerine kendi içlerinden bir tanık çıkarırız. Seni de şu insanlar hakkında tanık olarak getireceğiz. Sana bu Kitap'ı indirdik ki her şey için ayrıntılı bir açıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir müjde olsun.' 16/89. 

'Ve sana ruhtan sorarlar. De ki: 'Ruh, Rabbimin emrindendir. Ve size, ilimden sadece az bir şey verilmiştir.' 17/85. 

'Yemin olsun, biz bu Kur'an'da, insanlar için her örnekten nicelerini sıraladık. Ama insanların çoğu inkârdan başka bir şeyde diretmediler.' 17/89. 

'Hamd o Allah'a ki, kuluna Kitap'ı, kendisinde hiçbir eğiklik ve çelişme yapmaksızın indirdi. Katından dosdoğru gelen açık bir söz olarak indirdi onu. Ki, zorlu bir iş ve oluş konusunda uyarsın ve barışa yönelik hayırlı ameller sergileyen müminlere, kendileri için güzel bir ödül öngörüldüğünü muştulasın... Onlar, o hal üzere sonsuza dek kalıcıdırlar. Ve 'Allah bir çocuk edindi' diyenleri uyarsın diye indirdi onu.' 18/1-4. 

'Biz onu; senin dilinle kolaylaştırdık ki, sakınanları onunla müjdeleyesin, inatçı bir kavmi de onunla uyarasın.' 19/97.

'Biz bu Kur'an'ı sana, zahmet çekesin, bedbaht olasın diye indirmedik; Saygıyla ürperene bir hatırlatma/düşündürme/öğüt verme olsun diye indirdik. Yeri ve o yüce mi yüce gökleri yaratandan bir vahiy olarak indirdik.' 20/2-4. 

'Yemin olsun, biz açık seçik bilgiler veren ayetler indirdik. Allah, dilediğini / dileyeni dosdoğru yola iletiyor.' 24/46. 

'Şanı yücedir o kudretin ki, hakla bâtılı ayıran o Furkan'ı, bütün âlemler için bir uyarıcı olsun diye kuluna indirdi.' 25/1. 

'Açık seçik Arapça bir dille indirdi. O, elbette ki öncekilerin kitaplarında da var. Beni İsrail bilginlerinin de onu bilmesi bunlar için bir belirti / kanıt değil mi? Biz onu Arapça konuşmayanlardan birine indirseydik de, O onu onlara okusaydı, yine de ona inanmayacaklardı. Biz onu suçluların kalplerine işte böyle yolladık.' 26/195-200. 

'Emin ol ki, sen bu Kur'an'a Hakîm ve Alîm bir kudret tarafından muhatap kılınıyorsun.' 27/6. 

'Hiç kuşkunuz olmasın ki bu Kur'an, İsrailoğullarına, ihtilafa düştükleri şeylerin birçoğunu anlatıyor.' 27/76. 

'Sen bu Kitap'ın sana indirileceği ummuyordun; Rabbinden bir rahmet olarak geldi. O halde küfre sapanlara sakın destekçi olma.' 28/86. 

'Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.' 29/51. 

'İşte sana, o hikmetlerle dolu Kitap'ın ayetleri. İyilik ve güzellik sergileyenlere bir rahmet ve bir kılavuz olarak;' 31/2-3. 

'Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa, deniz de arkasında yedi deniz daha katılarak yardımcı olsa, Allah'ın kelimeleri tükenmez. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.' 31/27. 

'Kitap'ın indirilişidir bu. Kuşku, çelişme yok bunda. Âlemlerin Rabbi'ndendir bu. Yoksa 'Onu uydurdu' mu diyorlar? Hayır, haktır o; senin Rabbindendir; senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman içindir. Umulur ki, doğruya ve güzele kılavuzlanırlar.' 32/2-3. 

'Yâ, Sîn. Yemin olsun o hikmetlerle dolu Kur'an'a ki, Hiç kuşkusuz, sen, gönderilen elçilerdensin; Dosdoğru bir yol üzerindesin. Azîz ve Rahîm'in indirdiği üzeresin. Babaları uyarılmamış, tam gaflet içinde bir toplumu uyarman için gönderildin.' 36/1-6. 

'Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/layık olamaz da. Ona vahyedilen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değildir; Diri olanı uyarsın ve inkârcılar üzerine söz hak olsun diye indirilmiştir.' 36/69-70. 

'Kutsal / bereketli bir Kitap bu; sana indirdik ki onu, ayetlerini derin derin düşünsünler ve öğüt alabilsin temiz özlüler.' 38/29. 

'Allah, sözün en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir. Sonra da hem derileri hem de kalpleri, Allah'ın Zikri/Kur'an'ı karşısında yumuşar. Bu, Allah'ın kılavuzudur ki, onunla dilediğini/dileyeni hidayete erdirir. Allah'ın saptırdığına gelince, ona kılavuzluk edecek yoktur.' 39/23. 

'Hâ, Mîm. Rahman ve Rahîm'den indirilmedir bu... Bilgi ile donanmış bir toplum için ayetleri, Arapça bir Kur'an halinde ayrıntılı kılınmış bir kitaptır bu. Muştulayıcı ve uyarıcı olarak. Onların pek çoğu yüz çevirdi; kulak verip dinlemezler onlar.' 41/1-4. 

'Onlar, o zikiri / Kur'an'ı kendilerine geldiğinde inkâr ettiler. Halbuki o, eşsiz yücelikte bir Kitap'tır. Bâtıl ona, ne önünden gelebilir ne de arkasından. Hakîm ve Hamîd Allah'tan bir indirmedir o. Senin için söylenen, senden önceki resuller için söylenenden başka şey değildir. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin hem çok affedicidir hem de acıklı bir azabın sahibidir. Eğer biz onu yabancı dilde bir Kur'an yapsaydık, elbette şöyle diyeceklerdi: 'Ayetleri ayrıntılı kılınmalı değil miydi?/Arap'a yabancı dil mi?/ister yabancı dilde, ister Arapça!' De ki: 'O, iman edenler için bir kılavuz, bir şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur'an, onlar için bir körlüktür. Böylelerine, çok uzak bir mekândan seslenilmektedir.' 41/41-44. 

'Onlara ayetlerimizi ufuklarda ve öz benliklerinin içinde göstereceğiz. Ta ki, onun hak olduğu kendilerine ayan beyan belli olsun. Kendisinin her şey üzerinde bir tanık oluşu, senin Rabbine yetmez mi?' 41/53. 

'Gerçeğe ilişkin Kitap'ı ve adalet ölçüsünü indiren o Allah'tır. Nereden bileceksin, belki de kıyamet saati çok yakındır.' 42/17. 

'Yoksa, 'yalan düzüp Allah'a iftira etti' mi diyorlar? Allah dilerse senin kalbini mühürler; bâtılı mahveder ve hakkı kendi sözleriyle gerçekleştirir. Kuşkusuz O, göğüslerin özündekini çok iyi bilir.' 42/24. 

'İşte böylece sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle kılavuzladığımız bir nur yaptık. Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yola kılavuzluk etmektesin. ' 42/52. 

'O ayan beyan konuşan Kitap'a yemin olsun ki, Biz onu akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an yaptık. Ve o, bizim katımızdaki ana Kitap'ta çok yüce, çok hikmetlidir.' 43/2-4.

'O ayan beyan gösteren Kitap'a yemin olsun ki, Biz onu kutlu/bereketli bir gecede indirdik. Hiç kuşkusuz, biz uyarıcılarız. Hikmetlerle dolu her iş ve oluş o gecede ayırt edilir, Katımızdan bir emir olarak. Hiç kuşkusuz biz, resuller göndeririz, Senin Rabbinden bir rahmet olarak. Hiç kuşkusuz O, gereğince duyan, gereğince bilendir.' 44/2-6. 

'İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah'tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar?!' 45/6.

'Hikmeti sınırsız, kudreti sonsuz Allah'tan, Kitap'ın indirilişidir bu...' 46/2. 

'Her şeyi ayan beyan gösteren ayetlerimiz onlara okunduğunda, kendilerine gelmiş olan hakkı inkâr edenler şöyle derler: 'Açık bir büyüdür bu!' Yahut da şöyle diyorlar: 'Uyduruyor onu!' De ki: 'Eğer uydursaydım onu, hiçbir şeye sahip olamazdınız Allah'tan kurtarmak için beni. İçine gömüldüğünüz yaygarayı en iyi bilen O'dur. Benimle sizin aranızda tanık olarak O yeter. Çok affedici, çok merhametlidir O.' 46/7-8. 

'Kaf. Şanı yüce, ilahî cömertlikle dolu Kur'an'a yemin olsun ki, 50/1. 

'İndirilmiş bir vahiyden başkası değildir o. Kuvvetleri çok müthiş olan belletip öğretti onu ona.' 53/4-5. 

'Bu da ilk uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır.' 53/56.

'Ve sizler, üç çift/sınıf oluvermişsinizdir.' 56/7. 

'İş onların sandığı gibi değil! Yıldızların doğup batma, kayıp düşme noktalarına yemin ediyorum. Ve eğer bilirseniz, gerçekten büyük bir yemindir bu. O, kesinlikle şerefli bir Kur'an'dır. Titizlikle saklanan bir Kitap'tadır. Ona, arındırılmışlardan başkası dokunmaz. Âlemlerin Rabbi'nden indirilmiştir. Şimdi siz, bu sözü mü kirletip küçümseyeceksiniz / bu sözle mi alttan alıp gevşek davranacaksınız / bu sözle mi yağcılık edeceksiniz? Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz?' 56/75-82. 

'Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, her halde sen onu huşû ile boynunu bükmüş, çatlayıp yarılmış görürdün. Biz bu örnekleri insanlara hep veriyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler. 59/21.
'İstiyorlar ki, ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürsünler. Ama Allah, küfre batanlar hoş görmeseler de nurunu tamamlayacaktır. Resulünü hidayet ve hak dini getirmek üzere o gönderdi ki, ortak koşanlar hoşlanmasa bile, onu tüm dinlerden üstün kılsın.' 61/8-9. 

'Artık Allah'a, onun resulüne ve size indirdiğimiz nura inanın. Allah, yapmakta olduklarınızı iyiden iyiye haber almaktadır.' 64/8. 

'Bir elçi indirmiştir ki, iman edip hayra ve barışa yönelik işler sergileyenleri, karanlıklardan nura çıkarmak için Allah'ın ayetlerini açık seçik okur. Allah'a inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanları Allah, altlarından ırmaklar akan cennetlere / bahçelere koyacaktır. Onlar orada sonsuza dek kalıcıdır. Allah böylesi için rızkı gerçekten güzelleştirmiştir.' 65/11. 

'Ki o, çok soylu bir elçinin sözüdür. Bir şairin sözü değildir o. Ne kadar da az inanıyorsunuz? Bir kâhinin sözü de değildir o. Ne kadar da az araştırıp düşünüyorsunuz? Âlemlerin Rabbi'nden bir indiriştir o. Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi, Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık. Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik. Sizin hiçbiriniz ona siper de olamazdınız. Gerçek şu ki o, sakınanlar için tam bir uyarıcı ve düşündürücüdür. Ve biz, içinizden onu yalanlayanların bulunduğunu kesinlikle biliyoruz. Ve o, küfre sapanlar için tam bir hasrettir. Ve o, kesin bilginin tam gerçeğidir.' 69/40-51. 

'Bu, bir öğüt verici, düşündürücüdür. Dileyen, Rabbine doğru, bir yol edinir.' 73/19. 

'Hayır, iş, sandıkları gibi değil! O bir öğüt verici/bir düşündürücüdür. Dileyen düşünür onu, öğüt alır. Ve onlar, Allah'ın dilediği dışında, öğüt alamazlar. Sakındırmaya ve affetmeye ehil olan O'dur.' 74/54-56. 

'İşte bu, bir hatırlatıcı ve düşündürücüdür. Dileyen, Rabbine doğru, bir yol edinir.' 76/29. 

'Artık bundan sonra hangi hadise/söze iman edecekler?' 77/50. 

'Hayır, hiç de öyle değil! O, bir düşündürücüdür. Dileyen onu düşünüp öğüt alır. Kutsanan bereketli sayfalardadır o. Yüceltilen, tertemiz sayfalarda, Yazıcıların ellerinde; Ak pak, mübarek yazıcıların.' 80/11-16. 

'Hayır, iş onların sandığı gibi değil! Yemin olsun o sinip gizlenenlere, Akıp akıp giderek yuvasına girenlere, Beriye geldiği ve geriye döndüğü zaman geceye, Ve soluyarak açıldığı zaman sabaha, Ki o, çok değerli bir elçinin sözüdür. Çok güçlüdür o elçi, Arş sahibinin katında saygındır. İtaat edilir orada kendisine, emindir. Ve arkadaşınız bir cin çarpmış değildir. Yemin olsun ki, onu apaçık ufukta gördü. O, gayb konusunda cimri değildir. Ve o, kovulmuş şeytanın sözü değildir. Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz? O, âlemlere bir öğütten başka şey değildir.' 81/15-27. 

'İş onların iddialarının aksinedir! O, çok yüce bir Kur'an'dır. Korunmuş bir levhada/Levh-i Mahfûz'dadır.' 85/21-22. 

'Yemin olsun o, dönüşle / döndürümle dolu göğe, Çatlayışlarla / yarılışlarla dolu yere de yemin olsun, Ki o, tam bir biçimde ayırt eden bir sözdür; Şaka değildir o.' 86/11-14. 

Ve yüceltmedik mi senin şanını! 94/4. s

MKA.



2/2***: İtikat: Peygamberlik: Elçiler (Resuller): Resullerin Durumu, Konumu: + Kitaplar: Kur'an: Kuşku, çelişme, tutarsızlık yoktur, korunup sakınanlar için kılavuzdur. Bak: 5/15; 6/38; 7/52; 10/32; 11/1.



 2/2***: KUR'AN'DA KUŞKU, ÇELİŞME, TUTARSIZLIK YOKTUR, KORUNUP SAKINANLAR İÇİN KILAVUZDUR:

İşte sana o Kitap! Kuşku, çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, korunup sakınanlar için. 2/2. 

Ey Ehlikitap! Resulümüz size geldi. Kitap'tan saklamış olduklarınızın çoğunu size ayan-beyan açıklıyor; çoğundan da geçiyor. Şu bir gerçek ki, size Allah'tan bir ışık ve apaçık bir Kitap gelmiştir. 5/15. 

Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu Kitap'ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler. 6/38. 

Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o. 7/52.

Elif, Lâm, Râ. Hakîm ve Habîr olandan bir kitaptır ki bu, ayetleri önce muhkem kılınmış, sonra ayrıntılı hale getirilmiştir. 11/1.

MKA.




*2/2: KİTAP:

 Kendisi de ayetler topluluğu ve inananlar için bir kılavuz olan Kuran, içinde kuşku ve çelişkinin olmadığı 'Kitap' tır. (2/2) 

 Diğer peygamberlere gelen Zebur, Tevrat, İncil ve İlâhi vahiylerin genel adı da 'Kitap' tır.

 İnananlar için bizatihi kendisi kılavuz olan 'Vahiy Kitabı' Kuran, aynı zamanda, Allah'ın insanın önüne 'oku' ması için koyduğu 'Kâinat Kitabı' ile 'İnsan Kitabı' nın gereğince okunup değerlendirilmesini kolaylaştıran bir ışıktır, nurdur:

'Göklerin ve yerin melekûtuna (Kâinat ve insan kitaplarındaki ayetlere), Allah'ın yarattığı herhangi bir şeye bakmadılar mı; ecellerinin gerçekten yaklaşmış olabileceğini düşünmediler mi? Peki, bu Kur'an'dan sonra hangi hadise/söze iman ediyorlar?' (7/185) 

'Onlara ayetlerimizi ufuklarda (kâinat kitabı) ve öz benliklerinin içinde (insan kitabı) göstereceğiz. Ta ki, onun hak olduğu kendilerine ayan beyan belli olsun. Kendisinin her şey üzerinde bir tanık oluşu, senin Rabbine yetmez mi?' (41/53)

MKA.


1. RESUL KUR'AN'IN KUR'AN TEFSİRİ -E KİTAP (MKA):


a.
 Kur'an'daki İslam'ın bir algılanış yorumudur. 

b. 
Aynı zamanda içeriliği itibariyle; Günümüzün Din (İslam) uygulamalarına bakarak, İnsanların anlayış, seçim ve tercihleri sonucu oluşturduğu 'batıl / yanlış / kötü' sonuç, gidiş ve eylemlerinin faturasını Kur'an'a çıkaranlara bir cevaptır.

c. 
Kur'an'da olmayan, Kuran'ın öngörmediği, Kur'an'ın öğütlemediği, Kur'an'ın onaylamadığı 'İnanç, tutum ve davranışları,' Kur'an'a atıf / gönderme yaparak ve Kur'an'a yükleyerek 'İslam'ı algılayanlara bir reddiyedir.

d.
 Kur'an'ı 'gereğince okumayan' tüm kişilerin, Kur'an'daki Din ve uydurulan din hakkında, tutum ve eleştirilerine ait, tatminkâr cevapları bulabilecekleri Resul Kur'an'ın (Kur'an'ın anadile çevirilerinin) Kur'an'ı tefsir ettiği / açıklayıp, anlattığı ve ilave dipnotlardaki değişik / farklı kişisel not ve yazılar ile de 'uydurulan dinin' çürütülüp yıkıldığı ana başvuru kaynağıdır. 

2. 
 Kur'an'daki İslam'ı, önyargısız, dikkat ve özenle değerlendirenlerin, 'gerçek' ile kendi 'doğru'su arasında fark gördüğünde, İnananlardan (Mümin) ise kendi 'doğru' sunu 'gerçek' ile örtüştürecek şekilde, tutum ve davranış değişikliğine gitmesi icap eder. Çünkü: Kur'an'a göre Mümin'in özelliği, Özü sözü bir ve davranışlarıyla uyumlu olmasıdır.

3. 
 Günümüz toplumunda uzlaşma ve barışın sağlanması amacıyla, Din'e yamanan 'afyon' ve 'gericilik' nitelemelinin çürütülmesi ve Din'e konulan çekince ve engellemelerin kalkması ve Din'in kendi mecrasına döndürülebilmesi için, fert ve toplum olarak, Kur'an'ın ve 'Kur'an yeter' ifadesinin 'gerçek' anlamının, 'doğru' anlaşılması, kesinlikle gereklidir. 

Bu, öncelikli olarak giderilmesi icap eden sosyolojik (toplum bilimsel) bir ihtiyaçtır.

Kitabın, Allah'ın izniyle, bu ihtiyacın karşılanmasında bir nebze katkı sağlaması umuduyla


Dilediğini / dileyeni, dilediğince nasiplendirmesi niyazımla, Âlemlerin rabbi Allah'a Hamd olsun.

M. Kemal Adal




KURAN'I TANIYOR MUYUZ?

'İşte sana o Kitap! Kuşku, çelişme, tutarsızlık yok onda. Bir kılavuzdur o, korunup sakınanlar için. ' (2/Bakara/2)

 Samimi mütedeyyin (Dinini hiç bir sapma ve değişik bir amaç için kullanmayan ve sadece din olarak gören ve yaşayan; dini yasakları hayatına sokmamaya çalışan, hak hukuk tanıyan, kendi dinine ve başkalarının dinine saygılı, kendi dinini içinde özümsemiş, dinci değil dindar) Müslümanları kılavuzlayan, yolunu gösteren, rehber olan o 'vahiy kitabı' dır Kuran


1. KURAN'IN MUHTEVASI:


Diyanet İşleri Başkanlığınca yayımlanan İlmihal de aşağıdaki gibi tasniflenmiştir.


 'İnsanları hem bu dünyada hem de âhirette mutluluğa kavuşturmak için gönderilmiş bulunan Kur'ân-ı Kerîm başlıca şu konuları kapsamaktadır:

1.
 İtikad. Başta Allah'a iman olmak üzere peygamberlere, meleklere, kitaplara, kazâ ve kadere, âhirete ait önemli konular ve inançla ilgili çeşitli meseleler, Kur'an'ın kapsadığı konuların başında gelir.

2.
 İbadetler. Kur'an'da müslümanların yapmakla yükümlü bulundukları namaz, oruç, hac, zekât vb. ibadetlere dair âyetler vardır.

3.
 Muâmelât. Kur'an bir toplumun devamını sağlayan ve toplum fertlerinin aralarındaki ilişkileri düzenleyen birtakım hükümleri kapsar. Kur'an'da alışveriş, emanet, bağış, vasiyet, miras, aile hayatı, nikâh ve boşanma gibi kişiyi ve toplumu ilgilendiren konulara dair açıklamalar ve hükümler vardır.

4. 
Ukubat. İslâm toplumunun mutluluğa erişebilmesi, bu toplum fertlerinin, İslâm'ın koyduğu kurallara aynen uymasıyla mümkün olur. Toplumun düzenini bozan, insan haklarını ve yasakları çiğneyen kimseler cezayı hak edecekleri için Kur'an bunlarla ilgili hükümleri de kapsamaktadır.

5. 
Ahlâk. Kur'an, kişilerin dünya ve âhiret mutluluğunun sağlamasına yardımcı olmak üzere, ana babaya hürmet, insanlarla iyi geçinme, iyiliği emretme, kötülükten sakındırma, adalet, doğruluk, alçak gönüllülük, merhamet, sevgi... gibi ahlâkî hükümleri de kapsamına almaktadır.

6. 
Nasihat ve Tavsiyeler. İnsanlara emir ve yasaklar konusunda duyarlı olmalarını, nefislerine esir düşmemelerini, dünyayı âhirete tercih etmemelerini, dünyada imtihana çekildiklerini hatırlatan, çeşitli tehlikelerden koruyan nasihat ve tavsiyeler de Kur'an'ın içerdiği konular arasındadır.

7. 
Va`d ve Vaîd. Allah'ın emirlerine boyun eğip yasaklarından kaçınanların cennetle mükâfatlandırılacaklarına, buyruklarını terk edip yasaklarını çiğneyenlerin cehennemle cezalandırılacaklarına dair Kur'an'da pek çok âyet bulunmaktadır.

8. 
İlmî Gerçekler. Kur'an, insanlığa gerekli olan ilmî gerçeklerin ve tabiat kanunlarının ilham kaynağını teşkil eden âyetleri de kapsamaktadır. Kur'an, bu ilmî gerçeklerden bir pozitif bilim kitabı gibi bahsetmek yerine insanları, âlemin yaratıcısının kudret ve büyüklüğünü düşünmeye, Allah'ın nimetlerini anarak O'nu yüceltmeye teşvik eder.

9. 
Kıssalar. Kur'ân-ı Kerîm önceki ümmetlerle, peygamberlerin hayatından da söz eder. Ancak bunları bir tarih kitabı gibi değil, insanların ibret alacakları bir üslûp ile anlatır.

10.
 Dualar. İnsan yapacağı işlerde sürekli Allah'ın yardımına muhtaç olduğu için Kur'an'da çeşitli dualar da yer almıştır.' (TDV.Yayınları - İMİHAL I, Sh:103-104)


2. KURAN'IN KILAVUZLUĞU:

 Kuran'ın kimlere kılavuz olduğunu, gene Kuran şöyle söylüyor:

 'Ki onlar, gayba inananlar, namazı kılanlardır. Ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden, başkalarına pay çıkaranlardır.

Hem sana vahyedilene hem de senden önce vahyedilene inananlardır onlar. Âhıreti gereğince kavrayıp anlayanlar da onlardır.

İşte bunlardır Rablerinden bir hidayet üzere olanlar, işte bunlardır gerçek anlamda kurtuluşu bulanlar.' (2/Bakara/3-5)


'Gerçek anlamda kurtuluşu bulmak isteyenler' ve / veya 'Kuran'daki İslam'ı kaynağından öğrenmek isteyenler için o başvuru 'Kitap'ı dır Kuran

'Dinde Zorlama', 'Dinde Aşırıya Gitmek' ve 'Din İstismarı' yaparak, bilerek veya gaflete düşerek Dini Saptıran kişilerin, Dini ve İnsanları kendi amaçlarına alet etmelerini engellemenin doğru yolu, Kuran'ı tanıyıp, bilmekten geçer.

Şüphesiz ki 'Gerçek' ler değişmez. Değişik ve değişebilir olan insanların 'Gerçek'leri algılayış, anlayış ve kavrayış şeklidir; 'Gerçek'lerden anladıklarıdır. Bundan hareketle, Dini saptıranların etkilerinden arındırabilmek niyet ve maksadıyla, 'Kuran' sadece 'Kuran Ayetleri'yle tanınmaya çalışılmalıdır.

Kuran'ın tanıttığı Kuran ile kişilerin kendilerinin önceden bildiği Kuran'ı karşılaştırıp tekrar değerlendirmek; Gördüğü 'Ayetleri kendi akıl ve gönülleri / kalpleri ile yorumlamak, insanların kendi kişisel seçim, tercih ve sorumluluğundadır.

Ancak, Bu bağlamda, Kuran'ın anlaşılmasında, ayetlerin lafzı kadar, Kuran'ın bütüncül anlatımının, ilke ve hedeflerinin, (ana mesajın) ayrı ayrı önem taşıdığı unutulmamalıdır.

Şahısların kendi kişisel yorum ve tercihlerinin, Kuran'la irtibatlandırıp onları Kuran'ın mutlak hükmü olarak algılanıp, açıklanması ve bunlarda dayatılması, neticede birden fazla çelişik görüşün hepsinin 'gerçek' olarak Kuran'a dayandırılması yanlışlığını ortaya çıkarır. Bu sebeple: 'Kuran'a nispet ettiğimiz sınırlı anlayışımız veya Kuran'dan anladığımız, Kuran'ın mutlak manası ve mutlak hükmü olarak gösterilemez.' kuralı unutulmamalı ve Kuran'ın kılavuzluğunda konular Kuran'dan öğrenirken devamlı dikkate alınmalıdır. 

Her mümin kendine müçtehittir ve içtihadı da sadece kendini bağlar.

M. Kemal Adal.





RESUL KUR'AN'IN KUR'AN MESAJLARI - M. Kemal Adal

Selam...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder