İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

3. TABİATIN İNSAN HİZMETİNE VERİLMESİ



a) Kavram Olarak,Tabiatın İnsan Hizmetine Verilmesi


Benimle, yarattığım kişiyi baş başa bırak! Hesapsız bir mal verdim ona. Göz doyurucu oğullar verdim. Alabildiğine imkânlar döşedim onun için. 74. sure (MÜDDESSİR) 11-14. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)
Hayır, hayır! O, O'nun kendisine emrettiğini hiç yerine getirmedi. Hadi, bakıversin insan, kendi yiyeceğine! Biz suyu döktük de döktük. Sonra yeryüzünü yardık da yardık. Ardından orada dâneler bitirdik. Üzümler, yoncalar, Zeytinlikler, hurmalıklar, Gür çimenli, bol ağaçlı bahçeler, Meyve, otlak/sebze. Sizin ve hayvanlarınızın yararına. 80. sure (ABESE) 23-32. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)
Yeri, bir toplanma zemini yapmadık mı? Diriler bakımından da ölüler bakımından da. Orada oturaklı, başını yücelere kaldırmış dağlar oluşturduk. Ve size tatlı bir su içirdik. 77. sure (MÜRSELÂT) 25-27. ayet (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik:73)
Andolsun, sizi yeryüzünde yerleştirdik ve sizin için orada, geçiminize yarayacak nimet ve imkanlara vücut verdik. Ne de az şükrediyorsunuz! 7. sure (A'RAF) 10. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik: 9)
Ey ademoğulları! Size, çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve süs kıyafeti indirdik. Ama takva giysisi en hayırlısıdır. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Düşünüp öğüt almaları umuluyor.
7. sure (A'RAF) 26. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Görmediler mi, ellerimizin yapıp ettiklerinden, kendileri için nice hayvanlar yarattık da onlar, bu hayvanlara sahip oluyorlar. O hayvanları bunlara boyun eğdirdik. Onlardan binekleri vardır ve onlardan bir kısmını da yiyorlar. O hayvanlarda bunlar için birçok yararlar var, içecekler var. Hâlâ şükretmiyorlar mı? 36. sure (YÂSÎN) 71-73. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)
 Görmedin mi Rabbini, nasıl uzatmıştır gölgeyi? Eğer dileseydi, onu elbette hareketsiz kılardı. Sonra nasıl Güneş'i ona delil yapmışız! Sonra nasıl tutup onu ağır ağır kendimize çekmişiz! O'dur sizin için geceyi elbise, uykuyu dinlence yapan. Gündüzü, dağılıp yayılma zamanı yapan da O'dur. O gönderdi rüzgârı bir müjde olarak rahmetinin önünden. Biz indirdik gökten tertemiz bir su. Ki onunla ölü bir beldeyi diriltelim ve onunla, yarattıklarımızdan bir takım hayvanları ve birçok insanları suvaralım. Yemin olsun, onu aralarında çeşitli biçimlerde ifade ettik ki öğüt alabilsinler. Ama insanların çoğu sadece nankörlükte ısrar etmektedir. 25. sure (FURKÂN) 45-50. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

İki deniz birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu giderir, içimi hoş ve rahattır; şu tuzludur, acıdır. Ama hepsinden de taze et yersiniz; giyip takınacağınız bir süs çıkarırsınız. Allah'ın lütfundan nasip aramanız ve şükredebilmeniz için, gemilerin denizi yara yara gittiğini görürsün. 35. sure (FATIR) 12. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

"Onlara ilişkin bilgi, Rabbim katında bir Kitap'tadır. Rabbim ne şaşırır ne de unutur." Yeryüzünü size beşik yapan, onda sizin için yollar açan, gökten su indiren O'dur. Biz o suyla çeşitli bitkilerden çiftler çıkardık. Yiyin, hayvanlarınızı yayıp otlatın. Kuşkusuz bunda, aklı başında insanlar için ibretler vardır. Sizi yerden yarattık. Tekrar oraya göndereceğiz. Ve oradan sizi bir kez daha çıkaracağız. 20. sure (TÂHÂ) 52-55. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)
Görmedin mi; biz geceyi, içinde dinlensinler diye, gündüzü de gösterici bir ışık olsun diye oluşturduk. İşte bunda, inanan bir topluluk için elbette ibretler vardır. 27. sure (NEML) 86. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
 
Rahmetinin bir eseri olarak geceyi ve gündüzü sizin için oluşturdu ki, onda sükûnet bulasınız, O'nun lütfundan bir şeyler dileyesiniz ve şükredebilesiniz. 28. sure (KASAS) 73. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

Biz, geceyi ve gündüzü iki ayet yaptık; sonra gecenin ayetini silip gündüzün ayetini gösterici yaptık ki, Rabbinizden bir lütuf isteyesiniz, yılların sayısını ve hesabı bilesiniz. Biz her şeyi ayrıntılı bir biçimde açıkladık. 17. sure (İSRÂ) 12. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Rabbiniz odur ki, lütfundan nasip arayasınız diye sizin için denizde gemiler yürütüyor. O, size karşı gerçekten çok merhametlidir. 17. sure (İSRÂ) 66. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Yemin olsun, biz, âdemoğullarını onur ve üstünlükle donattık, onları karada ve denizde binitlerle yükledik. Onları, güzel ve temiz rızıklarla besledik. Ve onları, yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık. 17. sure (İSRÂ) 70. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Güneş'i ısı ve ışık kaynağı; Ay'ı, hesabı ve yılların sayısını bilesiniz diye bir nur yapıp ona evreler takdir eden O'dur. Allah bütün bunları rastgele değil, şaşmaz ölçülere bağlı olarak yaratmıştır. Bilgiyle donanmış bir topluluk için ayetleri ayrıntılı kılıyor. 10. sure (YÛNUS) 5. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

O, odur ki, içinde durup dinlenesiniz diye sizin için geceye vücut verdi, gündüzü de aydınlık kıldı. Hiç kuşkusuz, bunda, dinleyecek bir topluluk için ibretler vardır. 10. sure (YÛNUS) 67. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Yemin olsun, biz gökte burçlar oluşturduk ve onu/onları, seyredenler için süsledik. Ve onu/onları, her kovulup taşlanmış şeytandan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı eden olur; onun peşine de parlak bir ateş alevi düşer. Yeri yayıp döşedik, ona kuvvetli dağlar diktik ve içinde ölçülü/ahenkli her şeyden bitirdik. Orada sizin için ve rızıklandırıcısı siz olmadığınız kimse için geçimlikler yarattık. Çünkü hiçbir şey yoktur ki, kaynağı Bizim katımızda olmasın; ve Biz hiçbir şey indirmeyiz ki, kusursuzca belirlenmiş bir ölçüye, bir uyuma dayanmasın. Rüzgârları dölleyiciler olarak gönderdik; gökten bir su indirdik de onunla sizi suvardık. Onun depolayıcıları siz değilsiniz. Biziz, elbette biziz o hayat vermekte olan, o öldürmekte olan. Ve biziz sonunda mirasçı kalan. 15. sure (HİCR) 16-23. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
Size gökten su indiren de O'dur! Biz o suyla her şeyin bitkisini çıkardık. Ondan da bir yeşillik çıkardık. O yeşillikten birbiri üzerine binmiş dâneler çıkardık. Hurma ağacının da tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzümlerden bağlar, zeytin, nar çıkardık. Birbirine benzeyeni var, benzemeyeni var. Meyve verdiğinde ve meyveler olgunlaştığında bir bakın onun ürününe! Bu size gösterilenlerde, iman eden bir topluluk için, çok ibret vardır! 6. sure (EN'ÂM) 99. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Görmediniz mi, Allah, göklerde ve yerde bulunan şeyleri sizin emrinize verdi ve görünür görünmez nimetlerini üstünüze saçtı. İnsanlardan öylesi var ki, Allah uğrunda ilimsiz, kılavuzsuz ve aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın mücadele eder. 31. sure (LOKMAN) 20. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Allah, içinde dinlenesiniz diye sizin için geceyi yarattı. Gündüzü de aydınlık kıldı. Şu bir gerçek ki, Allah, insanlara her halde lütufkâr davranıyor fakat insanların çokları şükretmezler.
40. sure (MÜ'MİN) 61. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

Allah odur ki, yeryüzünü sizin için durulacak yer, göğü bir bina yaptı; sizi yaratıp donattı ve görünüşünüzü güzel yaptı, sizi temiz ve güzel nimetlerle rızıklandırdı. İşte bu Allah'tır sizin Rabbiniz! Âlemlerin Rabbi olan Allah ne kadar yücedir! 40. sure (MÜ'MİN) 64. ayet (Resmi: 40/ İniş:60/ Alfabetik:69)

Bir kısmından binek edinesiniz, bir kısmından yiyesiniz diye sizin için hayvanları yaratan, O Allah'tır. O hayvanlarda sizin için daha nice faydalar vardır. Onları binek yaparak, gönüllerinizdeki arzuya ulaşırsınız. Hem onlar üzerinde hem gemiler üzerinde taşınırsınız. 40. sure (MÜ'MİN) 79-80. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
O, yerküreyi size bir beşik yaptı. Ve onda sizler için yollar oluşturdu ki, varacağınız yere varabilesiniz. Gökten bir ölçüye bağlı olarak/bir kaderle su indirmiştir O. O suyla biz ölü bir beldeyi hayata kavuşturduk. İşte siz de böyle çıkarılacaksınız. Tüm çiftleri de yaratan O'dur. Ve O, sizin için gemilerden ve hayvanlardan binmekte olduğunuz şeylere de vücut verdi; Ki onların sırtlarına kurulasınız, sonra oraya kurulduğunuzda, Rabbinizin nimetini hatırlayıp da şöyle diyesiniz: "Adı ve kudreti yücedir bunu bizim emrimize verenin! Yoksa biz bunu kendimize yanaştıramazdık." "Ve gerçekten biz, halden hale geçerek Rabbimize mutlaka döneceğiz." 43. sure (ZUHRUF) 10-14. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)
Allah size denizi boyun eğdirdi ki, içinde gemiler O'nun emriyle akıp gitsin, lütfundan istekte bulunasınız ve şükredebilesiniz. Göklerde ne var, yerde ne varsa tümünü, O'ndan bir lütuf olarak size boyun eğdirmiştir. Bunda, derin derin düşünen bir topluluk için elbette ibretler vardır. 45. sure (CÂSİYE) 12-13. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)
Davarları da O yaratmıştır. Onlarda sizin için bir ısıtıcı, koruyucu ve nice nice yararlar vardır. Onlardan bazı şeyleri/onlardan bazılarını yersiniz. Bir güzellik de vardır onlarda sizin için: Sabah saldığınız sırada, akşam topladığınız sırada. Ve ağırlıklarınızı yüklenir, canlarınızın yarısını tüketmeden varamayacağınız beldelere kadar taşırlar. Hiç kuşkusuz, Rabbiniz gerçekten Raûf'tur, çok acıyıp esirger; Rahîm'dir, sınırsızca merhamet eder. Hem binesiniz diye hem de bir süs olarak atları, katırları, eşekleri de yarattı. Ve bilemeyeceğiniz daha neler yaratır O... Yolu doğrultup denge noktasını bulmak Allah'ın işidir. Ondan sapan da var. Allah dileseydi, sizi toptan hidayete erdirirdi. O sizin için gökten bir su indirdi; ondan bir içecek var. Kendisinden hayvanlarınıza yedirdiğiniz ağaç da ondan oluşmaktadır. O suyla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve her çeşitten meyvalar bitirir. Hiç kuşkusuz, bunda, derin derin düşünen bir toplum için gerçek bir mucize vardır. Geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı sizin emrinize vermiştir. Yıldızlar da O'nun emriyle bir hizmete boyun eğmiştir. Bütün bunlarda, aklını çalıştıran bir topluluk için elbette ibretler vardır. Ve sizin için yeryüzünde, çeşit çeşit renklerde başka şeylere de vücut vermiştir. Bütün bunlarda, düşünüp ibret alacak bir toplum için elbette bir mucize vardır. Ve O'dur ki, içinden taze bir et yemeniz ve kuşanacağınız bir süs çıkarmanız için denizi emrinize vermiştir. Gemileri onda yara yara gider görürsün. Böyle yapmıştır ki, O'nun kereminden nasip arayasınız ve şükredebilesiniz. Sizi çalkayıp sarsar diye yerküreye ağır dağlar, ırmaklar, yollar koydu. İyiye ve doğruya ulaşmanız umulmaktadır. Ve nice işaretler! Yıldızla da onlar, yol ve yön doğrulturlar. Yaratan, yaratmayana benzer mi? Hiç düşünmüyor musunuz? Allah'ın nimetlerini saymaya kalkarsanız, onların sonunu getiremezsiniz. Allah, gerçekten Gafûr ve Rahîm'dir. 16. sure (NAHL) 5-18. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Allah size, evlerinizden huzur ve sükûn yeri yaptı. Hayvan derilerinden size, gerek göç gününüzde gerek konduğunuz sırada rahatça taşıyacağınız evler yaptı. Ayrıca, hayvanların; yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından belli bir süreye kadar kullanabileceğiniz giyimlikler, döşemelikler ve kullanım eşyası verdi. Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler oluşturdu. Dağlardan sizin için sığınak evler yaptı. Sizin için, sıcaktan koruyacak elbiselerle savaşta koruyacak elbiseler de yaptı. İşte nimetini üzerinizde böyle tamamlıyor ki, O'na teslim olup esenliğe ulaşabilesiniz. 16. sure (NAHL) 80-81. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
Allah odur ki, gökleri ve yeri yarattı. Gökten bir su indirdi de onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkardı. Emriyle denizde akıp gitmeleri için gemileri hizmetinize verdi. Irmakları da emrinize verdi. Görevlerini şaşmadan yapmak üzere Güneş'i ve Ay'ı da size boyun eğdirdi. Geceyi ve gündüzü de hizmetinize verdi. Kendisinden istediğiniz her şeyden size bir parça verdi. Allah'ın nimetini saymaya kalksanız, sayıp bitiremezsiniz. Doğrusu şu ki insan, gerçekten çok zalim, çok nankördür. 14. sure (İBRÂHİM) 32-34. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
Yerküreye, onları çalkalamasın diye bir takım dağlar diktik. Ve orada geniş geniş yollar açtık ki, doğru gidebilsinler. 21. sure (ENBİYÂ) 31. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)
 
Gökten bir kaderle/belli ölçüde bir su indirdik de onu yeryüzünde durdurduk. Elbette ki biz, onu gidermeye de gücü yetenleriz! Onunla size hurmalardan ve üzümlerden bahçeler yetiştirdik, onlarda sizin için birçok meyveler vardır; onlardan yiyorsunuz. Ve bir ağaç da yetiştirdik ki, Tûr-i Sina'dan çıkar, yağlı olarak biter; yiyenlere katıktır. Davarlarda da sizin için elbette bir ibret vardır! Onların karınlarındakilerden size içiriyoruz. Onlarda sizin için birçok yarar var. Onlardan yiyorsunuz da. Hem onlar üzerinde hem de gemiler üzerinde taşınıyorsunuz. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 18-22. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Görmediler mi ki biz, çorak toprağa suyu salıyoruz da onunla ekinler çıkarıyoruz; hem hayvanları yiyor ondan hem kendileri. Hâlâ görmüyorlar mı? 32. sure (SECDE) 27. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)

O, yeri sizin için boyun eğer yaptı. Haydi, onun omuzlarında yürüyün ve Allah'ın rızıklarından yiyin. Dönüş O'nadır. 67. sure (MÜLK) 15. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)

Biz bu yeryüzünü bir beşik yapmadık mı? Dağları birer kazık yapmadık mı? Sizleri çiftler olarak yarattık. Sizin uykunuzu bir dinlenme/bir rahatlama/bir tür ölüm yaptık. Geceyi bir giysi yaptık. Gündüzü, geçim için çalışma zamanı yaptık. Üstünüzde yedi sağlam/aşınmaz kurduk. Bir de parıl parıl parlayan kandil yerleştirdik. Sıkarak su çıkaranlardan şarıl şarıl bir su indirdik, Ki çıkaralım onlardan dâneler ve otlar; Ve iç içe girmiş bağlar/bahçeler. 78. sure (NEBE) 6-16. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)
Siz mi daha zorsunuz yaratılışça, gök mü? Onu O yapıp kurdu. Onun boyunu yükseltti; ardından ona ahenk ve düzen verdi. Gecesini kararttı, kuşluğunu ortaya çıkardı. Bundan sonra da yeri yayıp deve kuşu yumurtası biçiminde yuvarlattı. Ondan suyunu, otlağını çıkardı. Dağları, demir atmış gibi oturttu; Sizin için ve hayvanlarınız için bir geçim aracı olarak. 79. sure (NÂZİÂT) 27-33. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)
O Allah'tır ki, rüzgârları gönderir de onlar, bulutu savurur. Sonra Allah o bulutu gökte dilediği gibi yayıp döşer, onu parça parça eder. Nihayet sen onun arasından yağmurun çıktığını görürsün. Sonra onu kullarından dilediğine ulaştırdığında onlar, müjde almış gibi sevinirler. Oysaki onlar, yağmur kendilerine indirilmeden önce iyice suskun ve ümitsiz idiler. 30. sure (RÛM) 48-49. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)
Sana, doğan aylardan sorarlar. De ki: "Onlar, insanların çeşitli yararları ve bir de hac için vakit ölçüleridir." Hayra ulaşmak evlere arkalarından girmeniz değildir. Hayra ulaşan o kişidir ki, takvaya sarılıp korunur. Evlere kapılarından girin. Allah'tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz. 2. sure (BAKARA) 189. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

O Rab ki, yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Ve gökten bir su indirdi de onunla sizin için meyvelerden / ürünlerden bir rızk çıkardı. Artık bilip durduğunuz halde Allah'a ortaklar koşmayın. 2. sure (BAKARA) 22. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

O Allah'tır ki, yeryüzündekilerin tümünü sizin için yarattı. Sonra göğe saltanat kurdu da onları yedi gök halinde düzenledi. O Alîm'dir, her şeyi çok iyi bilir. 2. sure (BAKARA) 29. ayet (Resmi: 2/ İniş:92/Alfabetik:11)
 
Ve yerküre. Koydu onu toprakta yaşayacak yaratıklar için. Bir meyve var onda. Ve salkımlarla donatılmış hurma ağaçları. Çimli ve samanlı dâne ve hoş kokulu otlar vardır. Bu böyle iken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz? 55. sure (RAHMÂN) 10-13. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)  
Görmedin mi, Allah gökten bir su indirdi de, onun sayesinde yer, yemyeşil hale geliyor. Allah Latîf'tir, Habîr'dir. 22. sure (HAC) 63. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

b) Rüzgârlar


(1) Rüzgârlar, Genel

Şu bir gerçek ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanların yararı için denizde yüzüp giden gemilerde, Allah'ın gökten suyu indirip onunla, ölümünden sonra toprağı dirilterek üzerine tüm canlılardan yaymasında, rüzgarların bir düzen içinde yönden yöne çevrilmesinde, gök ve yer arasında bir hizmete memur edilen bulutlarda, aklını işleten bir topluluk için sayısız izler-işaretler-ibretler vardır. 2. sure (BAKARA) 164. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Bu dünya hayatında harcamakta olduklarının durumu, bir rüzgâr örneğine benzer: Onda kavurucu bir soğuk vardır. Öz benliklerine zulmetmiş bir topluluğun ekinine değmiş de onu mahvetmiştir. Allah onlara zulmetmedi, onlar kendilerine zulmediyorlardı. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 117. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Rüzgarları, rahmetinin önünden müjdeci gönderen O'dur. Nihayet onlar, yüklerle ağırlaşmış bulutları yüklenince onu ölü bir beldeye göndeririz; onunla su indiririz de o suyla her türlü meyveyi çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle çıkarırız. Düşünüp ibret almanız umuluyor. 7. sure (A'RAF) 57. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

O yürütüyor sizi karada ve denizde. Diyelim, gemidesiniz: Gemiler, içindekileri latîf bir rüzgârla götürüyorlar. İçerdekiler ferah ve sevinç duymaktalar. Birden korkunç bir kasırga geliverdi. Her taraftan dalgalar üzerlerine çullandı. Çepeçevre kuşatıldıklarını düşünüp dini yalnız Allah'a özgüleyerek duaya koyuldular: "Eğer bizi şu durumdan kurtarırsan, yemin olsun, sana şükredenlerden olacağız." 10. sure (YÛNUS) 22. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Rablerine nankörlük edenlerin amelleri, fırtınalı bir günde rüzgârın tarumar ettiği küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. İşte bu, dönüşü olmayan sapıklığın ta kendisidir.
14. sure (İBRÂHİM) 18. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Rüzgârları dölleyiciler olarak gönderdik; gökten bir su indirdik de onunla sizi suvardık. Onun depolayıcıları siz değilsiniz. 15. sure (HİCR) 22. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

Dünya hayatının şu su örneği gibi olduğunu onlara anlat: "O suyu gökten indirdik. Yerin bitkisi onunla karıştı. Derken o bitki, rüzgârların savurup döllediği parçacıklara dönüştü. Allah her şey üzerinde Muktedir'dir, gücü her şeye yeter. 18. sure (KEHF) 45. ayet (Resmi: 18/İniş:69/ Alfabetik:54)  
Ve Süleyman'a kasırgayı boyun eğdirdik. İçini bereketlerle doldurduğumuz toprağa doğru onun emriyle akıp giderdi. Her şeyi bilenleriz biz. 21. sure (ENBİYÂ) 81. ayet (Resmi: 21/İniş:73/ Alfabetik:21)
Allah'a ortak koşmadan, hanîfler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgâr onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir. 22. sure (HAC) 31. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

O gönderdi rüzgârı bir müjde olarak rahmetinin önünden. Biz indirdik gökten tertemiz bir su.
25. sure (FURKÂN) 48. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Yoksa size karanın ve denizin karanlıkları içinde yol gösteren ve rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci gönderen mi hayırlı? Allah'ın beraberinde bir ilah daha mı var? Allah, onların ortak tuttuklarından uzaktır, arınmıştır. 27. sure (NEML) 63. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Her birini kendi günahı ile yakaladık. Bazılarının üstüne taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Bir kısmını, o korkunç titreşimli ses yakaladı. Onlardan, yere batırdıklarımız da oldu. Bazılarını da boğduk. Allah onlara zulmedecek değildi. Fakat onlar kendi benliklerine zulmediyorlardı. 29. sure (ANKEBÛT) 40. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

O'nun ayetlerindendir ki, size rahmetinden tattırsın; gemiler, buyruğu ile akıp gitsin. Lütfundan nasip arayasınız ve şükredebilesiniz diye, rüzgârları müjdeciler olarak gönderir.
30. sure (RÛM) 46. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

O Allah'tır ki, rüzgârları gönderir de onlar, bulutu savurur. Sonra Allah o bulutu gökte dilediği gibi yayıp döşer, onu parça parça eder. Nihayet sen onun arasından yağmurun çıktığını görürsün. Sonra onu kullarından dilediğine ulaştırdığında onlar, müjde almış gibi sevinirler.
30. sure (RÛM) 48. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Ey iman edenler, Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın! Hani, üstünüze ordular gelmişti de biz onların üzerine bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular salmıştık. Allah, yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir. 33. sure (AHZÂB) 9. ayet (Resmi: 33/İniş:97/Alfabetik:4)

Süleyman için de sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay olan rüzgârı görevlendirdik. Onun için erimiş katran/bakır kaynağını sel gibi akıttık. Cinlerden öylesi vardı ki, Rabbinin izniyle onun önünde iş yapardı. Onlardan hangisi buyruğumuzdan yan çizse, alevli ateş azabını kendisine tattırdık. 34. sure (SEBE') 12. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Allah odur ki, rüzgârları gönderdi. Rüzgârlar bir bulut kaldırır. Derken onu ölü bir beldeye sevk ettik de ölümünden sonra toprağa onunla hayat verdik. İşte ölümünden sonra dirilme de böyledir. 35. sure (FATIR) 9. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Bunun üzerine, rüzgârı onun emrine verdik; onun emriyle onun istediği yere uysal uysal/tatlı tatlı akıp giderdi. 38. sure (SÂD) 36. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o uğursuz günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Âhiretin azabı elbette ki daha rezil edicidir. Üstelik onlar hiçbir yardım da görmeyeceklerdir. 41. sure (FUSSİLET) 16. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Dilerse rüzgârı durdurur da o akıp giden gemiler denizin sırtında donmuş gibi kalırlar. Gereğince sabreden, gereğince şükreden herkes için bütün bunlarda elbette ki ibretler vardır.
42. sure (ŞÛRÂ) 33. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, Allah'ın gökten bir rızık indirip de onunla yerküreyi ölümünden sonra hayata kavuşturmasında, rüzgârların herbir yana sevkedilişinde de aklını çalıştıran bir topluluk için izler, işaretler vardır. 45. sure (CÂSİYE) 5. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

Nihayet onu, vadilerine doğru gelen geniş bir bulut halinde görünce: "Ha, dediler, bu bize yağmur getirecek bir bulut!" Hayır, o, aceleden istediğiniz şeyin ta kendisi. Bir rüzgâr ki, içinde acıklı bir azap var. 46. sure (AHKAF) 24. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

O tozutup savuranlara/o kırıp un ufak edenlere, 51. sure (ZÂRİYÂT) 1. ayet (Resmi: 51/İniş:67/ Alfabetik:111)

Âd kavminde de bir ibret var. Onlar üzerine, her şeyi yerinden söken rüzgârı göndermiştik.
51. sure (ZÂRİYÂT) 41. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)

"Allah bize lütufta bulundu ve bizi o iliklere işleyen azaptan korudu." 52. sure (TÛR) 27. ayet (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106)

Biz onların üzerine uğursuzluğu kesiksiz bir günde, dondurucu/uğultulu bir kasırga gönderdik. 54. sure (KAMER) 19. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)

Bilin ki, şu iğreti dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden, bir süsten, aranızda bir övünmeden, mallarda ve evlatlarda çoğalma yarışından başka şey değildir. Bir yağmur misali ki, çıkardığı bitkiler çiftçilerin hoşuna gider. Ama biraz sonra o ot kurur, sapsarı kesildiğini görürsün. Nihayet bir ot ufantısı haline gelir. Âhirette şiddetli bir azap var, Allah'tan bir af ve hoşnutluk da var. Dünya hayatı bir aldanış/gurur aracından başka şey değildir. 57. sure (HADÎD) 20. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)

O göktekinin, çakıl taşları taşıyan bir rüzgârı üzerinize salmayacağından emin misiniz? O zaman bileceksiniz nasılmış uyarım! 67. sure (MÜLK) 17. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)

Âd ise gürleyen sesle gelen rüzgârlı bir fırtınayla mahvedildi. 69. sure (HÂKKA) 6. ayet (Resmi: 69/İniş:78/Alfabetik:34)

Esip de büküp devirenlere, 77. sure (MÜRSELÂT) 2. ayet (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik:73)

 (2) Rüzgârlar, Aşılayıcı
 
Rüzgârları dölleyiciler olarak gönderdik; gökten bir su indirdik de onunla sizi suvardık. Onun depolayıcıları siz değilsiniz. 15. sure (HİCR) 22. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

c) Su


(1) Suyu Gökten Allah İndirir, Diri Olan Her Şey Sudan Yaratılmıştır.

Size gökten su indiren de O'dur! Biz o suyla her şeyin bitkisini çıkardık. Ondan da bir yeşillik çıkardık. O yeşillikten birbiri üzerine binmiş dâneler çıkardık. Hurma ağacının da tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzümlerden bağlar, zeytin, nar çıkardık. Birbirine benzeyeni var, benzemeyeni var. Meyve verdiğinde ve meyveler olgunlaştığında bir bakın onun ürününe! Bu size gösterilenlerde, iman eden bir topluluk için, çok ibret vardır! 6. sure (EN'ÂM) 99. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

O, odur ki, gökleri ve yeri altı günde yaratmıştır. O'nun arşı da su üzerinde idi. Böyle yapması, iş ve davranış yönünden hanginizin daha güzel olduğunu belirlemek için sizi denemeye yöneliktir. Sen, "Kuşkusuz, sizler ölümden sonra diriltileceksiniz!" dediğinde, küfre batanlar hemen ve kesinlikle şöyle derler: "Bu apaçık bir büyüden başka şey değildir."
11. sure (HÛD) 7. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

O küfre sapanlar görmediler mi ki gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık. Her canlı şeyi sudan oluşturduk. Hâlâ iman etmeyecekler mi? 21. sure (ENBİYÂ) 30. ayet (Resmi: 21/İniş:73/ Alfabetik: 21)

Allah, tüm canlıları sudan yarattı. Onlardan kimileri karnı üzerinde yürür, kimileri iki ayak üstünde yürür, kimileri de dört ayak üstünde... Allah dilediğini yaratıyor, Allah her şeye kadirdir. 24. sure (NÛR) 45. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)
Sudan bir insan yaratıp, onu nesep ve sıhriyet akrabaları halinde oluşturan O'dur. Rabbin çok güçlüdür. 25. sure (FURKÂN) 54. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Salmıştır iki denizi; buluşup kucaklaşıyorlar. 55. sure (RAHMÂN) 19. ayet (Resmi: 55/İniş:89/ Alfabetik:86)
(2)Suda Deliller, İzler, İşaretler, İbretler Vardır.

O Rab ki, yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Ve gökten bir su indirdi de onunla sizin için meyvelerden / ürünlerden bir rızk çıkardı. Artık bilip durduğunuz halde Allah'a ortaklar koşmayın. 2. sure (BAKARA) 22. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Bir zamanlar Mûsa, toplumu için su istemişti de biz, "Değneğinle şu taşa vur!" demiştik. Taştan hemen oniki göze fışkırmıştı. Her bölük insan kendilerine özgü su kaynağını bilmişti. "Allah'ın rızkından yiyin, için; yeryüzünde bozgunculuk yaparak şuna buna saldırmayın." demiştik. 2. sure (BAKARA) 60. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Şu bir gerçek ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanların yararı için denizde yüzüp giden gemilerde, Allah'ın gökten suyu indirip onunla, ölümünden sonra toprağı dirilterek üzerine tüm canlılardan yaymasında, rüzgarların bir düzen içinde yönden yöne çevrilmesinde, gök ve yer arasında bir hizmete memur edilen bulutlarda, aklını işleten bir topluluk için sayısız izler-işaretler-ibretler vardır. 2. sure (BAKARA) 164. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Size gökten su indiren de O'dur! Biz o suyla her şeyin bitkisini çıkardık. Ondan da bir yeşillik çıkardık. O yeşillikten birbiri üzerine binmiş dâneler çıkardık. Hurma ağacının da tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzümlerden bağlar, zeytin, nar çıkardık. Birbirine benzeyeni var, benzemeyeni var. Meyve verdiğinde ve meyveler olgunlaştığında bir bakın onun ürününe! Bu size gösterilenlerde, iman eden bir topluluk için, çok ibret vardır! 6. sure (EN'ÂM) 99. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Rüzgarları, rahmetinin önünden müjdeci gönderen O'dur. Nihayet onlar, yüklerle ağırlaşmış bulutları yüklenince onu ölü bir beldeye göndeririz; onunla su indiririz de o suyla her türlü meyveyi çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle çıkarırız. Düşünüp ibret almanız umuluyor.
7. sure (A'RAF) 57. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

O zaman sizi, Allah'tan bir güven olmak üzere hafif bir uyku bürüyordu; sizi onunla temizlemek, şeytanın pisliğini sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak, ayaklarınızı sağlam bastırmak için üzerinize gökten bir su indiriyordu. 8. sure (ENFÂL) 11. ayet (Resmi: 8/İniş:93/Alfabetik:22)

Şu iğreti hayatın durumu gökten indirdiğimiz bir suya benzer: İnsanların ve davarların yedikleri yeryüzü bitkisi onunla karışmıştır. Nihayet toprak, takılarını kuşanmış, süslenmiştir. Toprağın sahipleri onun üzerinde egemen olduklarını sanmaktadırlar. Tam bu sırada emrimiz ona gece veya gündüz ulaşmıştır. Ve onu, sanki dün yerinde yokmuş gibi biçip atmışızdır. Derin derin düşünen bir topluluk için ayetleri böyle ayrıntılı olarak veriyoruz. 10. sure (YÛNUS) 24. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Gökten bir su indirdi de vadiler, kendi ölçülerince/kaderlerine göre sel oldu, ardından da sel, üste çıkan köpüğü taşır hale geldi. Bir süs eşyası veya âlet yapmak isteğiyle ateşte körükledikleri şeylerde de benzeri bir köpük vardır. Allah hakla bâtılı işte böyle örneklendiriyor: Köpük, atılır gider; insanlara yararlı olansa toprakta kalır. Allah, işte bu şekilde örnekler verir. 13. sure (RA'D) 17. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Allah odur ki, gökleri ve yeri yarattı. Gökten bir su indirdi de onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkardı. Emriyle denizde akıp gitmeleri için gemileri hizmetinize verdi. Irmakları da emrinize verdi. 14. sure (İBRÂHİM) 32. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Rüzgârları dölleyiciler olarak gönderdik; gökten bir su indirdik de onunla sizi suvardık. Onun depolayıcıları siz değilsiniz. 15. sure (HİCR) 22. ayet (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)

O sizin için gökten bir su indirdi; ondan bir içecek var. Kendisinden hayvanlarınıza yedirdiğiniz ağaç da ondan oluşmaktadır. 16. sure (NAHL) 10. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Allah, gökten bir su indirdi de onunla, ölümünden sonra yeryüzüne hayat verdi. Kuşkusuz, bunda kulak verip dinleyen bir topluluk için mutlaka bir mucize vardır. 16. sure (NAHL) 65. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Yeryüzünü size beşik yapan, onda sizin için yollar açan, gökten su indiren O'dur. Biz o suyla çeşitli bitkilerden çiftler çıkardık. 20. sure (TÂHÂ) 53. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Görmedin mi, Allah gökten bir su indirdi de, onun sayesinde yer, yemyeşil hale geliyor. Allah Latîf'tir, Habîr'dir. 22. sure (HAC) 63. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Gökten bir kaderle/belli ölçüde bir su indirdik de onu yeryüzünde durdurduk. Elbette ki biz, onu gidermeye de gücü yetenleriz! 23. sure (MÜ'MİNÛN) 18. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

O gönderdi rüzgârı bir müjde olarak rahmetinin önünden. Biz indirdik gökten tertemiz bir su. Ki onunla ölü bir beldeyi diriltelim ve onunla, yarattıklarımızdan bir takım hayvanları ve birçok insanları suvaralım. 25. sure (FURKÂN) 48-49. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)
Yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten size bir su indiren mi hayırlı? Biz o suyla sizin için gözler gönüller açan bahçeler bitirdik. Sizin, onların bir tek ağacını bitirmeniz mümkün değildi. Allah'ın yanında bir ilah mı var? Hayır! Ama onlar döneklik eden bir topluluktur.
27. sure (NEML) 60. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Onlara, "Gökten suyu kim indirdi de onunla toprağı ölümünden sonra canlandırdı?" diye sorsan, mutlaka "Allah!" derler. De ki: "Hamd Allah'adır. Fakat onların çokları akletmiyorlar." 29. sure (ANKEBÛT) 63. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

Yine O'nun ayetlerindendir ki O size, korku ve ümit olmak üzere şimşeği gösteriyor; gökten bir su indiriyor da ölümünden sonra toprağı onunla canlandırıyor. Bunda, aklını işleten bir topluluk için elbette mucizeler vardır. 30. sure (RÛM) 24. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Gökleri direksiz, desteksiz yarattı; görüyorsunuz onları. Ve yeryüzüne, sizi çalkalayıp sendeletmesin diye ağırlıklar, dayanaklar bıraktı ve orada her çeşit hayvanı yaydı. Gökten bir su indirdik de orada her türlü cömert ve bereketli çifti filizlendirdik. 31. sure (LOKMAN) 10. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)
 
Görmediler mi ki biz, çorak toprağa suyu salıyoruz da onunla ekinler çıkarıyoruz; hem hayvanları yiyor ondan hem kendileri. Hâlâ görmüyorlar mı? 32. sure (SECDE) 27. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)

Görmedin mi, Allah, gökten bir su indirdi. Onunla, renkleri çeşit çeşit meyveler çıkardık. Dağlardan da yollar var; beyaz, kırmızı, değişik renklerde. Ve simsiyah yollar da var. 35. sure (FATIR) 27. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Görmedin mi, Allah gökten bir su indirdi de onu toprak içindeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla çeşitli renklerde ekinler çıkarıyor. Sonra ekin kurur da sen onu sararmış görürsün. Sonra da onu kuru ufantı haline getirir. İşte bunda, akıl ve gönül sahipleri için mutlak bir ibret var. 39. sure (ZÜMER) 21. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Sen, toprağı huşû halinde boynu bükük görüyorsun ya, işte o da Allah'ın ayetlerindendir. Onun üzerine suyu indirdiğimizde, o titrer ve kabarır. Hiç kuşkusuz, onu dirilten Muhyî ölüleri de mutlaka diriltecektir. O, her şey üzerinde güç sahibidir. 41. sure (FUSSİLET) 39. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Gökten bir ölçüye bağlı olarak/bir kaderle su indirmiştir O. O suyla biz ölü bir beldeyi hayata kavuşturduk. İşte siz de böyle çıkarılacaksınız. 43. sure (ZUHRUF) 11. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik: 113)

Gökten, kutlu ve bereketli bir su indirdik de onunla bahçeler yeşerttik, hasatlanacak daneler yetiştirdik. 50. sure (KAF) 9. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

Şu içmekte olduğunuz suya baktınız mı? Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indirenler bizler miyiz? Dileseydik, onu tuzlu yapıverirdik. Peki şükretmeniz gerekmez mi? 56. sure (VÂKIA) 68-70. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)

Sıkarak su çıkaranlardan şarıl şarıl bir su indirdik, 78. sure (NEBE) 14. ayet (Resmi: 78/İniş:80/ Alfabetik:79)

Yemin olsun o, dönüşle/döndürümle dolu göğe, 86. sure (TÂRIK) 11. ayet (Resmi: 86/İniş:36/Alfabetik:99)
 (3) Su Çekilirse, Allah’tan Başka Veren Olmaz

Yahut suyu dibe çekilir de bir daha onu isteyemezsin bile." 18. sure (KEHF) 41. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Şunu da söyle: "Bir sabah suyunuz çekiliverse, kim getirecek fışkırıp akan bir su size?"
67. sure (MÜLK) 30. ayet (Resmi: 67/İniş:77/Alfabetik:68)
 (4) Su, Hz. Nuh ve Kavmi

Bunun üzerine biz, Nûh'a şöyle vahyettik: "Gözlerimizin önünde ve vahyimize uygun olarak gemiyi yap. Emrimiz gelip tandır kaynayınca, ailenle birlikte her türden iki çifti gemiye sok. İçlerinden, haklarında daha önce hüküm verilmiş olanları dışta bırak. Zulmetmiş olanlar hakkında bana yakarıp durma. Onlar kesinlikle boğulacaklardır." Sen, yanındakilerle birlikte geminin üzerine çıktığında şöyle de: "Zalimler topluluğundan bizi kurtaran Allah'a Hamd olsun!" 23. sure (MÜ'MİNÛN) 27-28. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Ve taşıdık onu levhalar ve çivilerden oluşturulan şey üstünde. 54. sure (KAMER) 13. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)

d) Dünya Pınarları


Bir zamanlar Mûsa, toplumu için su istemişti de biz, "Değneğinle şu taşa vur!" demiştik. Taştan hemen oniki göze fışkırmıştı. Her bölük insan kendilerine özgü su kaynağını bilmişti. "Allah'ın rızkından yiyin, için; yeryüzünde bozgunculuk yaparak şuna buna saldırmayın." demiştik. 2. sure (BAKARA) 60. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Biz onları, on iki torun kabileye ayırdık. Toplumu kendisinden su istediğinde de Musa'ya, "asanı taşa vur" diye vahyettik. Taştan, on iki göze fışkırdı. Her oymak, su içeceği yeri belledi. Onların üzerlerine bulutları gölgelik yaptık, kendilerine kudret helvası ve bıldırcın indirdik. "Yiyiniz size verdiğimiz rızıkların temizlerinden!" onlar bize zulmetmediler, ama öz benliklerine zulmediyorlardı. 7. sure (A'RAF) 160. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Dediler ki: "Bizim için yerden bir pınar fışkırtmadığın sürece sana asla inanmayacağız!"
17. sure (İSRÂ) 90. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Bunun üzerine biz onları bahçelerinden, pınarlarından çıkardık. 26. sure (ŞUARA) 57. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

Bahçeler, pınarlar." 26. sure (ŞUARA) 134. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

"Bahçelerde, pınarlarda." 26. sure (ŞUARA) 147. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

Onda hurmalardan, üzümlerden bahçeler oluşturduk, ondan pınarlar fışkırttık; 36. sure (YÂSÎN) 34. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

"Ayağını yere vur! İşte yıkanacak bir yer, işte içilecek soğuk bir su!..." dedik. 38. sure (SÂD) 42. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

Geriye nice bahçeler, nice pınarlar bıraktılar. 44. sure (DUHÂN) 25. ayet (Resmi: 44/İniş:64/Alfabetik:19)

Şu da bir gerçek ki, sakınıp korunanlar bahçelerde ve pınar başlarındadır;   51. sure (ZÂRİYÂT) 15. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)

Ve yardık/fışkırttık yeryüzünü pınar pınar. Sonunda kesin ölçülere bağlanmış bir oluş üzere birleşti sular. 54. sure (KAMER) 12. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)

Ateşimsi bir kaynaktan sulanırlar. 88. sure (ĞÂŞİYE) 5. ayet (Resmi: 88/İniş:68/Alfabetik:31)

e) Bulut ve Yağmur


 
(1) Bulut

Ve bulutu üstünüze gölgelik yaptık ve size kudret helvasıyla bıldırcın indirdik: "rızk olarak size verdiklerimizin, en temizlerinden yiyin." dedik. Onlar zulmü bize yapmadılar, onlar kendi benliklerine zulmetmekteydiler. 2. sure (BAKARA) 57. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Şu bir gerçek ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanların yararı için denizde yüzüp giden gemilerde, Allah'ın gökten suyu indirip onunla, ölümünden sonra toprağı dirilterek üzerine tüm canlılardan yaymasında, rüzgarların bir düzen içinde yönden yöne çevrilmesinde, gök ve yer arasında bir hizmete memur edilen bulutlarda, aklını işleten bir topluluk için sayısız izler-işaretler-ibretler vardır. 2. sure (BAKARA) 164. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
 
Onlar, Allah'ın ve meleklerin buluttan gölgeler içinde kendilerine gelmesini ve işin bitirilmesini mi bekliyorlar? Bütün iş ve oluşlar sonunda Allah'a döndürülür. 2. sure (BAKARA) 210. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Rüzgarları, rahmetinin önünden müjdeci gönderen O'dur. Nihayet onlar, yüklerle ağırlaşmış bulutları yüklenince onu ölü bir beldeye göndeririz; onunla su indiririz de o suyla her türlü meyveyi çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle çıkarırız. Düşünüp ibret almanız umuluyor. 7. sure (A'RAF) 57. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Biz onları, on iki torun kabileye ayırdık. Toplumu kendisinden su istediğinde de Musa'ya, "asanı taşa vur" diye vahyettik. Taştan, on iki göze fışkırdı. Her oymak, su içeceği yeri belledi. Onların üzerlerine bulutları gölgelik yaptık, kendilerine kudret helvası ve bıldırcın indirdik. "Yiyiniz size verdiğimiz rızıkların temizlerinden!" onlar bize zulmetmediler, ama öz benliklerine zulmediyorlardı. 7. sure (A'RAF) 160. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Size, hem korku hem ümit olsun diye şimşeği gösteren O'dur. Yüklü yüklü bulutları da O oluşturuyor. 13. sure (RA'D) 12. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Onların amelleri, engin denizdeki karanlıklara da benzer. Üst üste dalgaların kapladığı bir deniz. Daha üstünde de bulutlar var. Birbiri üstüne karanlıklar... Elini çıkarsa göremeyecek halde. Allah'ın ışık vermediği kişiye hiçbir ışık bulunamaz. 24. sure (NÛR) 40. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

Görmedin mi, Allah, bulutları sürüyor, sonra onları kaynaştırıp iç içe sokuyor, sonra onları birbiri üstüne yığıyor. Nihayet, onların arasından yağmurun çıktığını görüyorsun. Gökten, ondaki dağlardan bir dolu indiriyor da onunla dilediğini çarpıyor, dilediğinden de onu yan geçiriyor. Onun şimşeğinin parıltısı, neredeyse gözleri alıp götürecek. 24. sure (NÛR) 43. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

Gün olur, gök, bulutlarla yarılır ve melekler ardarda indirilir. 25. sure (FURKÂN) 25. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Sen dağlara bakar da onları donuk, durgun görürsün. Oysaki onlar, bulutların dolaştığı gibi dolaşmaktadır. Her şeyi güzel ve mükemmel yapan Allah'ın sanatıdır bu. Yaptıklarınızdan gereğince haberdardır O. 27. sure (NEML) 88. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

O Allah'tır ki, rüzgârları gönderir de onlar, bulutu savurur. Sonra Allah o bulutu gökte dilediği gibi yayıp döşer, onu parça parça eder. Nihayet sen onun arasından yağmurun çıktığını görürsün. Sonra onu kullarından dilediğine ulaştırdığında onlar, müjde almış gibi sevinirler.
30. sure (RÛM) 48. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Allah odur ki, rüzgârları gönderdi. Rüzgârlar bir bulut kaldırır. Derken onu ölü bir beldeye sevk ettik de ölümünden sonra toprağa onunla hayat verdik. İşte ölümünden sonra dirilme de böyledir. 35. sure (FATIR) 9. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

O ağırlık taşıyanlara, 51. sure (ZÂRİYÂT) 2. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)

Gökten bir parçanın düştüğünü görseler şöyle derler: "Üst üste yığılmış bulutlar!" 52. sure (TÛR) 44. ayet (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106)

Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indirenler bizler miyiz? 56. sure (VÂKIA) 69. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)

Dağıtıp yayanlara/diriltip harekete getirenlere, 77. sure (MÜRSELÂT) 3. ayet (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik: 73)

Sıkarak su çıkaranlardan şarıl şarıl bir su indirdik, 78. sure (NEBE) 14. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik: 79)

İş, sandıkları gibi değil! Yemin ederim akşamın kızıllığına, 84. sure (İNŞIKAK) 16. ayet (Resmi: 84/İniş:83/Alfabetik:44)
 (2) Yağmur

Yahut gökten boşalan bir yağmur haline benzer ki onda karanlıklar var, bir gök gürlemesi var, bir şimşek var. Yıldırımlar yüzünden ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Allah Muhît'dir, küfre sapanları çepeçevre kuşatmıştır. 2. sure (BAKARA) 19. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik: 11)

Ey iman sahipleri! Allah'a ve âhıret gününe inanmadığı halde, insanlara riya için malını infak eden kişi gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve eza etmek suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak varken tepesine şiddetli bir yağmur inip kendisini cascavlak bırakmış yalçın bir kayanın haline benzer. Böyleleri, kazandıklarından hiç bir şey elde edemezler. Allah, küfre sapan bir topluluğu doğruya ve güzele kılavuzlamaz. Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak ve öz benliklerindekini kökleştirmek için infakta bulunanlara gelince, onların durumu kendisine bol yağmur isabet edip de ürününü iki kat veren bir bahçenin durumuna benzer. Böyle bir bahçeye bol yağmur düşmese de bir çisenti, bir nem bile yetişir. Allah, yapmakta olduklarınızı tam bir biçimde görmektedir. 2. sure (BAKARA) 264-265. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış olan diğer grup gelip seninle birlikte kılsınlar. Dikkatli olsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler isterler ki, silahlarınızdan ve teçhizatınızdan habersiz olasınız da üstünüze bir çullanışla çullanıversinler. Eğer yağmurdan gelen bir sıkıntı varsa yahut hasta-yaralı iseniz silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Ama tedbirinizi alın, dikkatli olun. Allah, kâfirler için rezil edici bir azap hazırlamıştır. 4. sure (NİSA) 102. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)
Dünya hayatının şu su örneği gibi olduğunu onlara anlat: "O suyu gökten indirdik. Yerin bitkisi onunla karıştı. Derken o bitki, rüzgârların savurup döllediği parçacıklara dönüştü. Allah her şey üzerinde Muktedir'dir, gücü her şeye yeter. 18. sure (KEHF) 45. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Görmedin mi, Allah, bulutları sürüyor, sonra onları kaynaştırıp iç içe sokuyor, sonra onları birbiri üstüne yığıyor. Nihayet, onların arasından yağmurun çıktığını görüyorsun. Gökten, ondaki dağlardan bir dolu indiriyor da onunla dilediğini çarpıyor, dilediğinden de onu yan geçiriyor. Onun şimşeğinin parıltısı, neredeyse gözleri alıp götürecek. 24. sure (NÛR) 43. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

O Allah'tır ki, rüzgârları gönderir de onlar, bulutu savurur. Sonra Allah o bulutu gökte dilediği gibi yayıp döşer, onu parça parça eder. Nihayet sen onun arasından yağmurun çıktığını görürsün. Sonra onu kullarından dilediğine ulaştırdığında onlar, müjde almış gibi sevinirler. 30. sure (RÛM) 48. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

O kıyamet saatine ilişkin bilgi Allah katındadır. Yağmuru O yağdırır. O, rahimlerde olanı da bilir. Hiçbir benlik yarın ne kazanacağını bilmez. Ve hiçbir kimse hangi yerde öleceğini bilmez. Allah Alîm'dir, Habîr'dir. 31. sure (LOKMAN) 34. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Bunun üzerine, rüzgârı onun emrine verdik; onun emriyle onun istediği yere uysal uysal/tatlı tatlı akıp giderdi. 38. sure (SÂD) 36. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

O odur ki, kulları umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini yayar. Velî'dir O, Hamîd'dir. 42. sure (ŞÛRÂ) 28. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Nihayet onu, vadilerine doğru gelen geniş bir bulut halinde görünce: "Ha, dediler, bu bize yağmur getirecek bir bulut!" Hayır, o, aceleden istediğiniz şeyin ta kendisi. Bir rüzgâr ki, içinde acıklı bir azap var. 46. sure (AHKAF) 24. ayet (Resmi: 46/İniş:66/Alfabetik:3)

O ağırlık taşıyanlara, 51. sure (ZÂRİYÂT) 2. ayet (Resmi: 51/İniş:67/Alfabetik:111)

Bilin ki, şu iğreti dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden, bir süsten, aranızda bir övünmeden, mallarda ve evlatlarda çoğalma yarışından başka şey değildir. Bir yağmur misali ki, çıkardığı bitkiler çiftçilerin hoşuna gider. Ama biraz sonra o ot kurur, sapsarı kesildiğini görürsün. Nihayet bir ot ufantısı haline gelir. Âhirette şiddetli bir azap var, Allah'tan bir af ve hoşnutluk da var. Dünya hayatı bir aldanış/gurur aracından başka şey değildir. 57. sure (HADÎD) 20. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)

"Göğü üzerinize bol bol yağmur taşıyıcı olarak gönderir." 71. sure (NÛH) 11. ayet (Resmi: 71/ İniş:71/Alfabetik:83)

Gerektiği şekilde ayıranlara, 77. sure (MÜRSELÂT) 4. ayet (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik:73)

f) Bitki


(1) Bitki, Genel

Size gökten su indiren de O'dur! Biz o suyla her şeyin bitkisini çıkardık. Ondan da bir yeşillik çıkardık. O yeşillikten birbiri üzerine binmiş dâneler çıkardık. Hurma ağacının da tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzümlerden bağlar, zeytin, nar çıkardık. Birbirine benzeyeni var, benzemeyeni var. Meyve verdiğinde ve meyveler olgunlaştığında bir bakın onun ürününe! Bu size gösterilenlerde, iman eden bir topluluk için, çok ibret vardır! 6. sure (EN'ÂM) 99. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Onun yalnız tevilini gözetirler. Onun tevili geldiği gün, daha önce onu unutanlar şöyle derler: "İnan olsun, Rabbimizin resulleri gerçeği getirmişler. Acaba bizim için şefaatçılar var mı ki, bize şefaat etsinler; yahut daha önce yaptıklarımızdan başkasını yapalım diye geri gönderilebilir miyiz?" Öz benliklerini hüsrana ittiler. İftiralarına alet ettikleri, onlardan uzaklaşıp kayboldu. 7. sure (A'RAF) 53. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Şu iğreti hayatın durumu gökten indirdiğimiz bir suya benzer: İnsanların ve davarların yedikleri yeryüzü bitkisi onunla karışmıştır. Nihayet toprak, takılarını kuşanmış, süslenmiştir. Toprağın sahipleri onun üzerinde egemen olduklarını sanmaktadırlar. Tam bu sırada emrimiz ona gece veya gündüz ulaşmıştır. Ve onu, sanki dün yerinde yokmuş gibi biçip atmışızdır. Derin derin düşünen bir topluluk için ayetleri böyle ayrıntılı olarak veriyoruz. 10. sure (YÛNUS) 24. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

O sizin için gökten bir su indirdi; ondan bir içecek var. Kendisinden hayvanlarınıza yedirdiğiniz ağaç da ondan oluşmaktadır. 16. sure (NAHL) 10. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Dünya hayatının şu su örneği gibi olduğunu onlara anlat: "O suyu gökten indirdik. Yerin bitkisi onunla karıştı. Derken o bitki, rüzgârların savurup döllediği parçacıklara dönüştü. Allah her şey üzerinde Muktedir'dir, gücü her şeye yeter. 18. sure (KEHF) 45. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Yeryüzünü size beşik yapan, onda sizin için yollar açan, gökten su indiren O'dur. Biz o suyla çeşitli bitkilerden çiftler çıkardık. 20. sure (TÂHÂ) 53. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Ey insanlar! Ölümden sonra dirilme konusunda kuşku içinde olabilirsiniz. Ama şu bir gerçek ki, biz sizi bir topraktan, sonra bir spermden, sonra bir embriyodan/döllenmiş bir karışımdan, sonra ne olduğu kısmen belirli, kısmen belirsiz bir et parçasından yarattık ki, size açık seçik beyanda bulunalım. Ve sizi rahimlerde, belirlenen bir süreye kadar dilediğimiz şekilde bekletiyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz. Daha sonra da tam kuvvetinize ulaşmanızı sağlıyoruz. Bununla birlikte içinizden bir kısmı öldürülüyor, yine içinizden bir kısmı ilimden sonra bir şey bilmesin diye ömrün en basit ve düşük noktasına geri gönderiliyor. Yeryüzünü de sönmüş kül halinde görürsün. Nihayet onun üzerine suyu indirdiğimizde titrer, kabarır ve her güzel/bereketli çiftten bir şeyler bitirir. 22. sure (HAC) 5. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Bakmadılar mı yere, neler fışkırtmışız onda cömert ve bereketli her çiftten. 26. sure (ŞUARA) 7. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

Gökleri direksiz, desteksiz yarattı; görüyorsunuz onları. Ve yeryüzüne, sizi çalkalayıp sendeletmesin diye ağırlıklar, dayanaklar bıraktı ve orada her çeşit hayvanı yaydı. Gökten bir su indirdik de orada her türlü cömert ve bereketli çifti filizlendirdik. 31. sure (LOKMAN) 10. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Görmediler mi ki biz, çorak toprağa suyu salıyoruz da onunla ekinler çıkarıyoruz; hem hayvanları yiyor ondan hem kendileri. Hâlâ görmüyorlar mı? 32. sure (SECDE) 27. ayet (Resmi: 32/İniş:75/Alfabetik:92)

Ne var ki onlar yüz çevirdiler; biz de üzerlerine Arim selini gönderdik. Onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı, birazcık da sedir ağacı bulunan iki bahçeye çevirdik. 34. sure (SEBE') 16. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Şanı yücedir o Allah'ın ki toprağın bitirdiklerinden, onların öz benliklerinden ve nice bilmediklerinden bütün çiftleri yaratmıştır. 36. sure (YÂSÎN) 36. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Görmedin mi, Allah gökten bir su indirdi de onu toprak içindeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla çeşitli renklerde ekinler çıkarıyor. Sonra ekin kurur da sen onu sararmış görürsün. Sonra da onu kuru ufantı haline getirir. İşte bunda, akıl ve gönül sahipleri için mutlak bir ibret var. 39. sure (ZÜMER) 21. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

Muhammed, Allah'ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok merhametlidirler. Sen onları rükû eder, secdeye kapanır halde görürsün. Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar. Görünüşlerine gelince, yüzlerinde secde eseri/izi vardır. Bu onların Tevrat'taki nitelikleri. İncil'deki nitelikleri de şöyle: Tıpkı bir ekin ki filizini çıkarmış, o filizi kuvvetlendirmiş. Filiz kalınlaştı, gövdesi üzerine dikildi. Ziraatçıları da imrendirir/hayran bırakır bu ekin. Allah böyle yapar ki, onlar sayesinde, inkâr edenleri öfkelendirsin. Allah onlardan iman edip hayra ve barışa yönelik işlen yapanlara bir bağışlanma ve büyük bir ödül vaat etmiştir. 48. sure (FETİH) 29. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)

Yeryüzünü de biz uzatıp yaydık; denge noktaları yerleştirdik ona ve bitirdik onda, bakanları hayran bırakan her türlü çifti. 50. sure (KAF) 7. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

Bilin ki, şu iğreti dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden, bir süsten, aranızda bir övünmeden, mallarda ve evlatlarda çoğalma yarışından başka şey değildir. Bir yağmur misali ki, çıkardığı bitkiler çiftçilerin hoşuna gider. Ama biraz sonra o ot kurur, sapsarı kesildiğini görürsün. Nihayet bir ot ufantısı haline gelir. Âhirette şiddetli bir azap var, Allah'tan bir af ve hoşnutluk da var. Dünya hayatı bir aldanış/gurur aracından başka şey değildir. 57. sure (HADÎD) 20. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)

"Ve Allah sizi bir bitki olarak yerden bitirdi." 71. sure (NÛH) 17. ayet (Resmi: 71/İniş:71/Alfabetik:83)

Ki çıkaralım onlardan dâneler ve otlar; 78. sure (NEBE) 15. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)

(2) Bitkiyi Alemlerde Oluşturan Allah'tır. Bitkilerde İbretler Vardır.

Size gökten su indiren de O'dur! Biz o suyla her şeyin bitkisini çıkardık. Ondan da bir yeşillik çıkardık. O yeşillikten birbiri üzerine binmiş dâneler çıkardık. Hurma ağacının da tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzümlerden bağlar, zeytin, nar çıkardık. Birbirine benzeyeni var, benzemeyeni var. Meyve verdiğinde ve meyveler olgunlaştığında bir bakın onun ürününe! Bu size gösterilenlerde, iman eden bir topluluk için, çok ibret vardır! 6. sure (EN'ÂM) 99. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, sebzeleri, zeytinleri, narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde oluşturan O'dur. Her birinin meyvesinden, olgunlaştığı zaman yiyin ve hasat gününde onun hakkını da verin. İsraf etmeyin, Allah israf edenleri sevmez. 6. sure (EN'ÂM) 141. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

İkisi de çeşit çeşit ağaçlarla/bitkilerle doludur. 55. sure (RAHMÂN) 48. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik: 86)

Ki çıkaralım onlardan dâneler ve otlar; 78. sure (NEBE) 15. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)

g) Dünya Bahçeleri


Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak ve öz benliklerindekini kökleştirmek için infakta bulunanlara gelince, onların durumu kendisine bol yağmur isabet edip de ürününü iki kat veren bir bahçenin durumuna benzer. Böyle bir bahçeye bol yağmur düşmese de bir çisenti, bir nem bile yetişir. Allah, yapmakta olduklarınızı tam bir biçimde görmektedir. Herhangi biriniz ister mi ki; altından ırmaklar akan, içinde her tür meyvası olan, hurmalardan, üzümlerden oluşmuş bir bahçesi bulunsun, kendisinin güçsüz-çaresiz yavruları da olsun ve bu haldeyken üstüne ihtiyarlık çöksün, tam bu sırada o bahçeye alevli bir bora isabet etsin de bahçe, baştan başa yansın. Allah size ayetleri işte bu şekilde açıklıyor ki, inceden inceye ve derinden derine düşünebilesiniz. 2. sure (BAKARA) 265-266. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Size gökten su indiren de O'dur! Biz o suyla her şeyin bitkisini çıkardık. Ondan da bir yeşillik çıkardık. O yeşillikten birbiri üzerine binmiş dâneler çıkardık. Hurma ağacının da tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzümlerden bağlar, zeytin, nar çıkardık. Birbirine benzeyeni var, benzemeyeni var. Meyve verdiğinde ve meyveler olgunlaştığında bir bakın onun ürününe! Bu size gösterilenlerde, iman eden bir topluluk için, çok ibret vardır! 6. sure (EN'ÂM) 99. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, sebzeleri, zeytinleri, narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde oluşturan O'dur. Her birinin meyvesinden, olgunlaştığı zaman yiyin ve hasat gününde onun hakkını da verin. İsraf etmeyin, Allah israf edenleri sevmez. 6. sure (EN'ÂM) 141. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Yeryüzünde birbirine sırt vermiş komşu kıtalar, üzümlerden bahçeler, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki, bir tek suyla sulanırlar. Biz bunların, yemişlerde bir kısmını diğer bir kısmına üstün kıldık. Bütün bunlarda aklını çalıştıran bir topluluk için elbette ki ibretler vardır. 13. sure (RA'D) 4. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

"Yahut senin, hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı. Onların aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın." 17. sure (İSRÂ) 91. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Onlara örnek olarak şu iki adamı ver: Bunlardan birine, üzümlerden oluşan iki bağlık vermiş, bağların çevresini hurmalarla donatmış, aralarına da ekinler serpiştirmiştik. İki bağ da yemişlerini vermiş o adamdan hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. İkisinin ortasından bir de nehir fışkırtmışız. Adamın başka bir geliri de vardı. Bu yüzden, arkadaşlarıyla konuştuğu bir sırada ona şöyle demişti: "Ben, malca senden zengin, insan unsuru bakımından da güçlü ve onurluyum." Ve böylece, öz benliğine zulüm ede ede bağlığına girdi. Şöyle konuştu: "Bunun sonsuza değin yok olacağını sanmıyorum." "Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Ama eğer Rabbime döndürülüp götürülürsem, bundan daha iyisini bulacağımdan eminim." Kendisiyle konuşan arkadaşı ona dedi ki: "Sen, seni topraktan, sonra meniden yaratıp sonra da bir adam olarak biçimlendiren kudrete nankörlük mü ettin?" "Lâkin, o Allah benim Rabbimdir. Ve ben, Rabbime hiç kimseyi ortak koşmam." "Bağına girdiğinde, 'Mâşallah, kuvvet yalnız Allah'tandır!' desen olmaz mıydı? Gerçi sen beni, malca ve evlatça senden basit görüyorsun ama, Olabilir ki, Rabbim bana senin bağından daha değerlisini verir; seninkinin üzerine de gökten bir âfet gönderir de bağlığın yalçın bir toprak kesilir." Yahut suyu dibe çekilir de bir daha onu isteyemezsin bile." Derken bütün ürününe el kondu. Bağ sahibi, çardakları üzerine çökmüş bulunan bağ için harcadıklarına vahlanarak avuçlarını ovuşturuyor ve şöyle diyordu: "Ne olurdu, Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım!" 18. sure (KEHF) 32-42. ayet (Resmi: 18/ İniş:69/Alfabetik:54)
Bunun üzerine biz onları bahçelerinden, pınarlarından çıkardık. 26. sure (ŞUARA) 57. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

Bahçeler, pınarlar." 26. sure (ŞUARA) 134. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

"Bahçelerde, pınarlarda." 26. sure (ŞUARA) 147. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

Yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten size bir su indiren mi hayırlı? Biz o suyla sizin için gözler gönüller açan bahçeler bitirdik. Sizin, onların bir tek ağacını bitirmeniz mümkün değildi. Allah'ın yanında bir ilah mı var? Hayır! Ama onlar döneklik eden bir topluluktur.
27. sure (NEML) 60. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Yemin olsun, Sebe' için kendi meskenlerinde bir ibret vardı. Sağ ve soldan iki bahçe. Rabbinizin rızkından yiyin de O'na şükredin. Tertemiz bir belde ve affeden bir Rab...
34. sure (SEBE') 15. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Ne var ki onlar yüz çevirdiler; biz de üzerlerine Arim selini gönderdik. Onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı, birazcık da sedir ağacı bulunan iki bahçeye çevirdik. 34. sure (SEBE') 16. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Onda hurmalardan, üzümlerden bahçeler oluşturduk, ondan pınarlar fışkırttık; 36. sure (YÂSÎN) 34. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Geriye nice bahçeler, nice pınarlar bıraktılar. 44. sure (DUHÂN) 25. ayet (Resmi: 44/İniş:64/Alfabetik:19)

Gökten, kutlu ve bereketli bir su indirdik de onunla bahçeler yeşerttik, hasatlanacak daneler yetiştirdik. 50. sure (KAF) 9. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

Biz onları, o bahçe sahiplerini belalandırdığımız gibi belalandırdık. Hani, onlar sabaha çıktıklarında, bahçeyi mutlaka kesip biçeceklerine yemin etmişlerdi. 68. sure (KALEM) 17. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)

"Sizi, mallar ve oğullarla güçlendirir, size yeşil bahçeler lütfeder. Ve sizin için nehirler akıtır."
71. sure (NÛH) 12. ayet (Resmi: 71/İniş:71/Alfabetik:83)

Ve iç içe girmiş bağlar/bahçeler. 78. sure (NEBE) 16. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)

h) Meyve Bahçesi


(1) Ürünlerin İyileri ve Kötüleri Vardır,

Yeryüzünde birbirine sırt vermiş komşu kıtalar, üzümlerden bahçeler, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki, bir tek suyla sulanırlar. Biz bunların, yemişlerde bir kısmını diğer bir kısmına üstün kıldık. Bütün bunlarda aklını çalıştıran bir topluluk için elbette ki ibretler vardır. 13. sure (RA'D) 4. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Onlara örnek olarak şu iki adamı ver: Bunlardan birine, üzümlerden oluşan iki bağlık vermiş, bağların çevresini hurmalarla donatmış, aralarına da ekinler serpiştirmiştik. İki bağ da yemişlerini vermiş o adamdan hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. İkisinin ortasından bir de nehir fışkırtmışız. Adamın başka bir geliri de vardı. Bu yüzden, arkadaşlarıyla konuştuğu bir sırada ona şöyle demişti: "Ben, malca senden zengin, insan unsuru bakımından da güçlü ve onurluyum." Ve böylece, öz benliğine zulüm ede ede bağlığına girdi. Şöyle konuştu: "Bunun sonsuza değin yok olacağını sanmıyorum." "Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Ama eğer Rabbime döndürülüp götürülürsem, bundan daha iyisini bulacağımdan eminim." Kendisiyle konuşan arkadaşı ona dedi ki: "Sen, seni topraktan, sonra meniden yaratıp sonra da bir adam olarak biçimlendiren kudrete nankörlük mü ettin?" "Lâkin, o Allah benim Rabbimdir. Ve ben, Rabbime hiç kimseyi ortak koşmam." "Bağına girdiğinde, 'Mâşallah, kuvvet yalnız Allah'tandır!' desen olmaz mıydı? Gerçi sen beni, malca ve evlatça senden basit görüyorsun ama, Olabilir ki, Rabbim bana senin bağından daha değerlisini verir; seninkinin üzerine de gökten bir âfet gönderir de bağlığın yalçın bir toprak kesilir." Yahut suyu dibe çekilir de bir daha onu isteyemezsin bile." Derken bütün ürününe el kondu. Bağ sahibi, çardakları üzerine çökmüş bulunan bağ için harcadıklarına vahlanarak avuçlarını ovuşturuyor ve şöyle diyordu: "Ne olurdu, Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım!" 18. sure (KEHF) 32-42. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Onunla size hurmalardan ve üzümlerden bahçeler yetiştirdik, onlarda sizin için birçok meyveler vardır; onlardan yiyorsunuz. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 19. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

"Yahut ona bir hazine gönderilmeli, yahut ürününden yediği bir bahçesi olmalı değil miydi?" O zalimler şunu da söylediler: "Sizler büyülenmiş bir adamdan başkasının ardı sıra gitmiyorsunuz." 25. sure (FURKÂN) 8. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Dikensiz kirazlar, 56. sure (VÂKIA) 28. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)

"Sizi, mallar ve oğullarla güçlendirir, size yeşil bahçeler lütfeder. Ve sizin için nehirler akıtır." 71. sure (NÛH) 12. ayet (Resmi: 71/İniş:71/Alfabetik:83)

Ve iç içe girmiş bağlar/bahçeler. 78. sure (NEBE) 16. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)

Sulak bahçeler, bağlar, üzümler, 78. sure (NEBE) 32. ayet (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79)

Gür çimenli, bol ağaçlı bahçeler, 80. sure (ABESE) 30. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)
(2) İbretler Vardır

O Rab ki, yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Ve gökten bir su indirdi de onunla sizin için meyvelerden / ürünlerden bir rızk çıkardı. Artık bilip durduğunuz halde Allah'a ortaklar koşmayın. 2. sure (BAKARA) 22. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Size gökten su indiren de O'dur! Biz o suyla her şeyin bitkisini çıkardık. Ondan da bir yeşillik çıkardık. O yeşillikten birbiri üzerine binmiş dâneler çıkardık. Hurma ağacının da tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzümlerden bağlar, zeytin, nar çıkardık. Birbirine benzeyeni var, benzemeyeni var. Meyve verdiğinde ve meyveler olgunlaştığında bir bakın onun ürününe! Bu size gösterilenlerde, iman eden bir topluluk için, çok ibret vardır! 6. sure (EN'ÂM) 99. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, sebzeleri, zeytinleri, narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde oluşturan O'dur. Her birinin meyvesinden, olgunlaştığı zaman yiyin ve hasat gününde onun hakkını da verin. İsraf etmeyin, Allah israf edenleri sevmez. 6. sure (EN'ÂM) 141. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Rüzgarları, rahmetinin önünden müjdeci gönderen O'dur. Nihayet onlar, yüklerle ağırlaşmış bulutları yüklenince onu ölü bir beldeye göndeririz; onunla su indiririz de o suyla her türlü meyveyi çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle çıkarırız. Düşünüp ibret almanız umuluyor. 7. sure (A'RAF) 57. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Yeri uzatıp döşeyen ve onda oturaklı dağlar ve nehirler vücuda getiren O'dur. Bütün meyvalardan kendi içlerinde ikişer çift yaratmıştır O. Geceyi gündüze sarıp bürümektedir O. Bütün bunlarda derin derin düşünecek bir topluluk için elbette ayetler vardır. 13. sure (RA'D) 3. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Allah odur ki, gökleri ve yeri yarattı. Gökten bir su indirdi de onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkardı. Emriyle denizde akıp gitmeleri için gemileri hizmetinize verdi. Irmakları da emrinize verdi. 14. sure (İBRÂHİM) 32. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

"Ey Rabbimiz! Ben, çocuklarımdan bir kısmını senin kutsal evinin yanındaki, ziraata elverişsiz vadiye yerleştirdim ki, namazı kılsınlar, ey Rabbimiz! Sen de insanlardan bazı gönülleri, onlardan hoşlanır yap. Çeşitli meyvelerle onları rızıklandır ki, şükredebilsinler!"
14. sure (İBRÂHİM) 37. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

O suyla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve her çeşitten meyvalar bitirir. Hiç kuşkusuz, bunda, derin derin düşünen bir toplum için gerçek bir mucize vardır. 16. sure (NAHL) 11. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Hurmalıkların meyvalarından, üzümlerden de sarhoş edici bir içecek ve güzel bir rızık elde edersiniz. İşte bunda, aklını işleten bir topluluk için kesin bir mucize vardır. 16. sure (NAHL) 67. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

"Sonra, meyvaların her türünden ye de boyun bükerek Rabbinin yollarına koyul." Onun karıncıklarından, renkleri çeşit çeşit bir içecek çıkar ki, insanlar için onda şifa vardır. Derin derin düşünen bir topluluk için, bunda kesin bir mucize var. 16. sure (NAHL) 69. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Onunla size hurmalardan ve üzümlerden bahçeler yetiştirdik, onlarda sizin için birçok meyveler vardır; onlardan yiyorsunuz. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 19. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

"Ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar içinde." 26. sure (ŞUARA) 148. ayet (Resmi: 26/İniş:47/ Alfabetik:94)

Ne var ki onlar yüz çevirdiler; biz de üzerlerine Arim selini gönderdik. Onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı, birazcık da sedir ağacı bulunan iki bahçeye çevirdik. 34. sure (SEBE') 16. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Görmedin mi, Allah, gökten bir su indirdi. Onunla, renkleri çeşit çeşit meyveler çıkardık. Dağlardan da yollar var; beyaz, kırmızı, değişik renklerde. Ve simsiyah yollar da var. 35. sure (FATIR) 27. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Ki onun ürününden ve ellerinin yapıp ettiğinden yesinler. Hâlâ şükretmiyorlar mı? 36. sure (YÂSÎN) 35. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik. 37. sure (SÂFFÂT) 146. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Kıyamet saatine ilişkin bilgi, Allah'a bırakılır. Onun ilmi dışında ne meyveler kabuğundan çıkar ne de bir dişi gebe kalır veya doğurur. "Ortaklarım nerede?" diye seslendiği gün, şöyle diyeceklerdir: "Bizden hiçbir tanık olmadığını sana arz ederiz." 41. sure (FUSSİLET) 47. ayet (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30)

Yüksek yüksek hurma ağaçları büyüttük. Birbirine girmiş kümeler halinde tomurcukları vardır onların. 50. sure (KAF) 10. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

Bir meyve var onda. Ve salkımlarla donatılmış hurma ağaçları. 55. sure (RAHMÂN) 11. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)

Meyve, otlak/sebze. 80. sure (ABESE) 31. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)

(3) Ahirette Yalnız İnananlara Var.

İman edip hayra ve barışa yönelik değerler üretenlere şunu müjdele: Kendileri için, altlarından ırmaklar akan cennetler olacaktır. Onlardaki herhangi bir meyveden bir rızk olarak her nasiplendirildiklerinde, şöyle diyeceklerdir: "İşte bu, daha önce rızıklandırıldığımız şey!" Bu rızk onlara buna benzer şekilde verilmişti. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Ve onlar orada sürekli kalacaklardır. 2. sure (BAKARA) 25. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Orada kendileri için meyveler var. İstedikleri her şey kendilerinin olacak. 36. sure (YÂSÎN) 57. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Çeşit çeşit meyveler vardır. İkramla karşılanan kişilerdir onlar. 37. sure (SÂFFÂT) 42. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Orada, yaslanmış olarak birçok meyve ve içecek isterler. 38. sure (SÂD) 51. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

Orada sizin için pek çok meyve var. Onlardan yiyeceksiniz. 43. sure (ZUHRUF) 73. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

Orada, güvenli bir biçimde her türlü meyveyi isterler. 44. sure (DUHÂN) 55. ayet (Resmi: 44/İniş:64/ Alfabetik:19)

Sakınanlara vaat olunan cennetin durumu şöyledir: Orada, bozulmayan sudan ırmaklar; tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere lezzet sunan bir şaraptan nehirler, süzme bir baldan oluşan nehirler var. Ve orada kendileri için her türlü meyvenin yanında, Rablerinden bir de bağışlanma var. Bu nimetler içindeki ile, sürekli ateşte olup da içirildiği sıcak su tarafından bağırsakları parçalanan kimse aynı olur mu? 47. sure (MUHAMMED) 15. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik: 64)

Biz onlara canlarının çektiği meyveden ve etten ikram ettik. 52. sure (TÛR) 22. ayet (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106)

O cennetlerde iki çift var her meyveden. 55. sure (RAHMÂN) 52. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)

Astarları atlastan döşeklere yaslanırlar. İki cennetin meyveleri elle alınacak kadar yakındır.
55. sure (RAHMÂN) 54. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)

İkisinde de meyve, hurma ve nar var. 55. sure (RAHMÂN) 68. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)

Ve meyveler, gönüllerince seçtiklerinden. 56. sure (VÂKIA) 20. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)

Meyve dizili muz ağaçları, 56. sure (VÂKIA) 29. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)

Birçok meyveler arasındadırlar. 56. sure (VÂKIA) 32. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)

Devşirilmesi kolaydır onun. 69. sure (HÂKKA) 23. ayet (Resmi: 69/İniş:78/Alfabetik:34)

Bahçenin gölgeleri üzerlerine eğilmiştir. Ve bahçenin meyveleri iyice yaklaştırılmıştır.
76. sure (İNSÂN) 14. ayet (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43)

Canlarının çektiği meyvelerle yan yanadırlar. 77. sure (MÜRSELÂT) 42. ayet (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik: 73)

(4) Dünya’da Herkes için var

İbrahim şöyle yakarmıştı: "Rabb'im! Şu kenti güvenli bir kent yap, halkının Allah'a ve âhıret gününe inananlarını çeşitli ürünlerle rızıklandır." Rab dedi ki: "Küfre sapanları bile rızıklandırırım. Ama az bir nimetle rızıklandırır, sonra da ateş azabına itiveririm. Ne kötü bir dönüş yeridir o..." 2. sure (BAKARA) 126. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Dediler ki: "Eğer seninle birlikte yol alırsak, yerimizden, yurdumuzdan oluruz." Biz onları, katımızdan rızık olarak gelen tüm ürünlerin derlenip toplandığı güvenli, saygıdeğer bir mekâna yerleştirmedik mi? Ama onların çokları bilmiyorlar. 28. sure (KASAS) 57. ayet (Resmi: 28/İniş:49/Alfabetik:53)

i) Ağaçlar, Otlak ve Çiçekler


(1) Ağaçlar

Ve Âdem'e şöyle buyurmuştuk: "Ey Âdem, sen ve eşin cennete yerleşin ve ondan dilediğiniz yerde, bol bol yiyin. Ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zulme sapanlardan olursunuz." 2. sure (BAKARA) 35. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Size gökten su indiren de O'dur! Biz o suyla her şeyin bitkisini çıkardık. Ondan da bir yeşillik çıkardık. O yeşillikten birbiri üzerine binmiş dâneler çıkardık. Hurma ağacının da tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzümlerden bağlar, zeytin, nar çıkardık. Birbirine benzeyeni var, benzemeyeni var. Meyve verdiğinde ve meyveler olgunlaştığında bir bakın onun ürününe! Bu size gösterilenlerde, iman eden bir topluluk için, çok ibret vardır! 6. sure (EN'ÂM) 99. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, sebzeleri, zeytinleri, narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde oluşturan O'dur. Her birinin meyvesinden, olgunlaştığı zaman yiyin ve hasat gününde onun hakkını da verin. İsraf etmeyin, Allah israf edenleri sevmez. 6. sure (EN'ÂM) 141. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

"Ey Adem! Sen ve eşin cennette oturun, dilediğiniz yerden yiyin ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikiniz de zalimlerden olursunuz." Derken, şeytan, kendilerinden gizlenmiş çirkin yerlerini onlara açmak için ikisine de vesvese verdi. Dedi: "Rabbinizin sizi şu ağaçtan uzak tutması, iki melek olmayasınız yahut ölümsüzler arasına katılmayasınız diyedir." Ve onlara, "ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti. Nihayet onları kandırarak aşağı çekti. O ikisi ağaçtan tadınca çirkin yerleri kendilerine açıldı. Bahçenin yapraklarından yamalar yapıp üzerlerine örtmeye başladılar. Rableri onlara seslendi: "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Ben size, şeytan sizin için açık bir düşmandır demedim mi?" 7. sure (A'RAF) 19-22. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)
Yeryüzünde birbirine sırt vermiş komşu kıtalar, üzümlerden bahçeler, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki, bir tek suyla sulanırlar. Biz bunların, yemişlerde bir kısmını diğer bir kısmına üstün kıldık. Bütün bunlarda aklını çalıştıran bir topluluk için elbette ki ibretler vardır. 13. sure (RA'D) 4. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Görmedin mi Allah nasıl bir örnekleme yaptı: Güzel söz; kökü yerde, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzer. 14. sure (İBRÂHİM) 24. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Pis bir söz de gövdesi toprağın üstünde destek bulmuş bir ağaca benzer, dayanağı yoktur onun. 14. sure (İBRÂHİM) 26. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

O sizin için gökten bir su indirdi; ondan bir içecek var. Kendisinden hayvanlarınıza yedirdiğiniz ağaç da ondan oluşmaktadır. 16. sure (NAHL) 10. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Hani, sana: "Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır." demiştik. Sana gösterdiğimiz o rüyayı da Kur'an'da lanetlenmiş bulunan o ağacı/soyu da insanları sınamak dışında bir sebeple göndermedik. Biz onları korkutuyoruz ama bu onların kudurganlığını artırmaktan başka bir katkı sağlamıyor. 17. sure (İSRÂ) 60. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Nihayet doğum sancısı onu, bir hurma ağacının kütüğüne götürdü. "Ah dedi, keşke daha önce ölseydim, keşke unutulup gitseydim." 19. sure (MERYEM) 23. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

"Hurma ağacının kütüğünü kendine doğru salla, üzerine olgun, taze hurma dökülecektir."
19. sure (MERYEM) 25. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Derken, şeytan ona şöyle diyerek vesvese verdi: "Ey Âdem! Sana, sonsuzluk ağacıyla eskimez, çökmez mülk ve saltanatı göstereyim mi?" 20. sure (TÂHÂ) 120. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

Görmedin mi göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, Güneş, Ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyor. Birçoğunun da üzerine azap hak olmuştur. Allah'ın hakir kıldığına ikramda bulunan olmaz. Allah, dilediğini yapar. 22. sure (HAC) 18. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Ve bir ağaç da yetiştirdik ki, Tûr-i Sina'dan çıkar, yağlı olarak biter; yiyenlere katıktır. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 20. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

Allah, göklerin ve yerin Nur'udur. Onun nurunun örneği, içinde çerağ bulunan bir kandile benzer. Kandil, bir sırça içerisindedir. Sırça, inciden bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nispeti olmayan bereketli bir zeytin ağacından yakılır. Bu ağacın yağı, neredeyse ateş dokunmasa bile ışık saçar. Nur üzerine nurdur o. Allah, dilediğini kendi nuruna kılavuzlar. Allah, insanlara örnekler verir. Allah her şeyi bilmektedir. 24. sure (NÛR) 35. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

Yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten size bir su indiren mi hayırlı? Biz o suyla sizin için gözler gönüller açan bahçeler bitirdik. Sizin, onların bir tek ağacını bitirmeniz mümkün değildi. Allah'ın yanında bir ilah mı var? Hayır! Ama onlar döneklik eden bir topluluktur. 27. sure (NEML) 60. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa, deniz de arkasında yedi deniz daha katılarak yardımcı olsa, Allah'ın kelimeleri tükenmez. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir. 31. sure (LOKMAN) 27. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

O size, o yeşil ağaçtan bir ateş oluşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz. 36. sure (YÂSÎN) 80. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Ödül ve ikram olarak, bu mu daha hayırlı yoksa zakkum ağacı mı? 37. sure (SÂFFÂT) 62. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Cehennemin ta dibinden çıkan bir ağaçtır o. 37. sure (SÂFFÂT) 64. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik. 37. sure (SÂFFÂT) 146. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Şu bir gerçek ki zakkum ağacı, 44. sure (DUHÂN) 43. ayet (Resmi: 44/İniş:64/Alfabetik:19)

Yemin olsun, Allah müminlerden, o ağacın altında sana bey'at ettikleri sırada hoşnut olmuştur. Onların gönüllerindekini bilmiş, üzerlerine huzur ve sükûn indirmiş ve kendilerine yakın bir fetih nasip etmiştir. 48. sure (FETİH) 18. ayet (Resmi: 48/İniş:109/Alfabetik:27)

İnsanları, köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu. 54. sure (KAMER) 20. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)

Çimen/yıldız ve ağaç secde ediyorlar. 55. sure (RAHMÂN) 6. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)

Ve siz de ey sapık yalanlayıcılar! Zakkumdan bir ağaçtan mutlaka yiyeceksiniz/yiyecekler.
56. sure (VÂKIA) 51-52. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)

Onun ağacını siz mi yarattınız yoksa yaratıp oluşturan bizler miyiz? 56. sure (VÂKIA) 72. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)

Bir hurma ağacını kestiniz, yahut onu kökleri üzerine dikili bıraktınızsa, bu Allah'ın izniyledir; yoldan çıkmışları rezil etmesi içindir. 59. sure (HAŞR) 5. ayet (Resmi: 59/İniş:95/Alfabetik:35)

(2) Otlak

O sizin için gökten bir su indirdi; ondan bir içecek var. Kendisinden hayvanlarınıza yedirdiğiniz ağaç da ondan oluşmaktadır. 16. sure (NAHL) 10. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Ondan suyunu, otlağını çıkardı. 79. sure (NÂZİÂT) 31. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)

Üzümler, yoncalar, 80. sure (ABESE) 28. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)

O ki otlağı çıkardı, 87. sure (A'LÂ) 4. ayet (Resmi: 87/İniş:8/Alfabetik:5)

3) Çiçekler

Tomurcukları tıpkı şeytanların başlarıdır. 37. sure (SÂFFÂT) 65. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Rahatlık, güzel rızık ve nimetlerle dolu cennet var ona. 56. sure (VÂKIA) 89. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)

j) Hurma


(1) Hurma, Besindir, Rızıktır, Nimettir

O suyla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve her çeşitten meyvalar bitirir. Hiç kuşkusuz, bunda, derin derin düşünen bir toplum için gerçek bir mucize vardır. 16. sure (NAHL) 11. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Hurmalıkların meyvalarından, üzümlerden de sarhoş edici bir içecek ve güzel bir rızık elde edersiniz. İşte bunda, aklını işleten bir topluluk için kesin bir mucize vardır. 16. sure (NAHL) 67. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

"Yahut senin, hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı. Onların aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın." 17. sure (İSRÂ) 91. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Onlara örnek olarak şu iki adamı ver: Bunlardan birine, üzümlerden oluşan iki bağlık vermiş, bağların çevresini hurmalarla donatmış, aralarına da ekinler serpiştirmiştik. 18. sure (KEHF) 32. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
 
"Hurma ağacının kütüğünü kendine doğru salla, üzerine olgun, taze hurma dökülecektir."
19. sure (MERYEM) 25. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Onunla size hurmalardan ve üzümlerden bahçeler yetiştirdik, onlarda sizin için birçok meyveler vardır; onlardan yiyorsunuz. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 19. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

"Ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar içinde." 26. sure (ŞUARA) 148. ayet (Resmi: 26/İniş:47/ Alfabetik:94)

Onda hurmalardan, üzümlerden bahçeler oluşturduk, ondan pınarlar fışkırttık; 36. sure (YÂSÎN) 34. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Yüksek yüksek hurma ağaçları büyüttük. Birbirine girmiş kümeler halinde tomurcukları vardır onların. 50. sure (KAF) 10. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

Bir meyve var onda. Ve salkımlarla donatılmış hurma ağaçları. 55. sure (RAHMÂN) 11. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)

İkisinde de meyve, hurma ve nar var. 55. sure (RAHMÂN) 68. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)
 (2)Hurma, Hepsi Aynı Suyla Sulanan Birbirine Benzeyeni Var Benzemeyeni Var, İyisi Var Kötüsü Var, Kimisi Kimisine Üstün Kılındı.

Herhangi biriniz ister mi ki; altından ırmaklar akan, içinde her tür meyvası olan, hurmalardan,üzümlerden oluşmuş bir bahçesi bulunsun, kendisinin güçsüz-çaresiz yavruları da olsun ve bu haldeyken üstüne ihtiyarlık çöksün, tam bu sırada o bahçeye alevli bir bora isabet etsin de bahçe, baştan başa yansın. Allah size ayetleri işte bu şekilde açıklıyor ki, inceden inceye ve derinden derine düşünebilesiniz. 2. sure (BAKARA) 266. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Size gökten su indiren de O'dur! Biz o suyla her şeyin bitkisini çıkardık. Ondan da bir yeşillik çıkardık. O yeşillikten birbiri üzerine binmiş dâneler çıkardık. Hurma ağacının da tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzümlerden bağlar, zeytin, nar çıkardık. Birbirine benzeyeni var, benzemeyeni var. Meyve verdiğinde ve meyveler olgunlaştığında bir bakın onun ürününe! Bu size gösterilenlerde, iman eden bir topluluk için, çok ibret vardır! 6. sure (EN'ÂM) 99. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, sebzeleri, zeytinleri, narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde oluşturan O'dur. Her birinin meyvesinden, olgunlaştığı zaman yiyin ve hasat gününde onun hakkını da verin. İsraf etmeyin, Allah israf edenleri sevmez. 6. sure (EN'ÂM) 141. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Yeryüzünde birbirine sırt vermiş komşu kıtalar, üzümlerden bahçeler, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki, bir tek suyla sulanırlar. Biz bunların, yemişlerde bir kısmını diğer bir kısmına üstün kıldık. Bütün bunlarda aklını çalıştıran bir topluluk için elbette ki ibretler vardır. 13. sure (RA'D) 4. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

O suyla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve her çeşitten meyvalar bitirir. Hiç kuşkusuz, bunda, derin derin düşünen bir toplum için gerçek bir mucize vardır. 16. sure (NAHL) 11. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Hurmalıkların meyvalarından, üzümlerden de sarhoş edici bir içecek ve güzel bir rızık elde edersiniz. İşte bunda, aklını işleten bir topluluk için kesin bir mucize vardır. 16. sure (NAHL) 67. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

"Yahut senin, hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı. Onların aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın." 17. sure (İSRÂ) 91. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Onlara örnek olarak şu iki adamı ver: Bunlardan birine, üzümlerden oluşan iki bağlık vermiş, bağların çevresini hurmalarla donatmış, aralarına da ekinler serpiştirmiştik. 18. sure (KEHF) 32. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

"Ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar içinde." 26. sure (ŞUARA) 148. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)

Onda hurmalardan, üzümlerden bahçeler oluşturduk, ondan pınarlar fışkırttık; 36. sure (YÂSÎN) 34. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Yüksek yüksek hurma ağaçları büyüttük. Birbirine girmiş kümeler halinde tomurcukları vardır onların. 50. sure (KAF) 10. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

Bir meyve var onda. Ve salkımlarla donatılmış hurma ağaçları. 55. sure (RAHMÂN) 11. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)

İkisinde de meyve, hurma ve nar var. 55. sure (RAHMÂN) 68. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)
 (3) Hurma, Deliller, İzler, İşaretler, İbretler Vardır

Herhangi biriniz ister mi ki; altından ırmaklar akan, içinde her tür meyvası olan, hurmalardan,üzümlerden oluşmuş bir bahçesi bulunsun, kendisinin güçsüz-çaresiz yavruları da olsun ve bu haldeyken üstüne ihtiyarlık çöksün, tam bu sırada o bahçeye alevli bir bora isabet etsin de bahçe, baştan başa yansın. Allah size ayetleri işte bu şekilde açıklıyor ki, inceden inceye ve derinden derine düşünebilesiniz. 2. sure (BAKARA) 266. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Size gökten su indiren de O'dur! Biz o suyla her şeyin bitkisini çıkardık. Ondan da bir yeşillik çıkardık. O yeşillikten birbiri üzerine binmiş dâneler çıkardık. Hurma ağacının da tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzümlerden bağlar, zeytin, nar çıkardık. Birbirine benzeyeni var, benzemeyeni var. Meyve verdiğinde ve meyveler olgunlaştığında bir bakın onun ürününe! Bu size gösterilenlerde, iman eden bir topluluk için, çok ibret vardır! 6. sure (EN'ÂM) 99. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, sebzeleri, zeytinleri, narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde oluşturan O'dur. Her birinin meyvesinden, olgunlaştığı zaman yiyin ve hasat gününde onun hakkını da verin. İsraf etmeyin, Allah israf edenleri sevmez. 6. sure (EN'ÂM) 141. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Yeryüzünde birbirine sırt vermiş komşu kıtalar, üzümlerden bahçeler, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki, bir tek suyla sulanırlar. Biz bunların, yemişlerde bir kısmını diğer bir kısmına üstün kıldık. Bütün bunlarda aklını çalıştıran bir topluluk için elbette ki ibretler vardır. 13. sure (RA'D) 4. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
 
O suyla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve her çeşitten meyvalar bitirir. Hiç kuşkusuz, bunda, derin derin düşünen bir toplum için gerçek bir mucize vardır. 16. sure (NAHL) 11. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Hurmalıkların meyvalarından, üzümlerden de sarhoş edici bir içecek ve güzel bir rızık elde edersiniz. İşte bunda, aklını işleten bir topluluk için kesin bir mucize vardır. 16. sure (NAHL) 67. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

"Yahut senin, hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı. Onların aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın." 17. sure (İSRÂ) 91. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Onlara örnek olarak şu iki adamı ver: Bunlardan birine, üzümlerden oluşan iki bağlık vermiş, bağların çevresini hurmalarla donatmış, aralarına da ekinler serpiştirmiştik. 18. sure (KEHF) 32. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Nihayet doğum sancısı onu, bir hurma ağacının kütüğüne götürdü. "Ah dedi, keşke daha önce ölseydim, keşke unutulup gitseydim." 19. sure (MERYEM) 23. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

"Hurma ağacının kütüğünü kendine doğru salla, üzerine olgun, taze hurma dökülecektir."
19. sure (MERYEM) 25. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Onunla size hurmalardan ve üzümlerden bahçeler yetiştirdik, onlarda sizin için birçok meyveler vardır; onlardan yiyorsunuz. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 19. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

"Ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar içinde." 26. sure (ŞUARA) 148. ayet (Resmi: 26/İniş:47/ Alfabetik:94)

Onda hurmalardan, üzümlerden bahçeler oluşturduk, ondan pınarlar fışkırttık; 36. sure (YÂSÎN) 34. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Yüksek yüksek hurma ağaçları büyüttük. Birbirine girmiş kümeler halinde tomurcukları vardır onların. 50. sure (KAF) 10. ayet (Resmi: 50/İniş:34/Alfabetik:49)

İnsanları, köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu. 54. sure (KAMER) 20. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)

Bir meyve var onda. Ve salkımlarla donatılmış hurma ağaçları. 55. sure (RAHMÂN) 11. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)

İkisinde de meyve, hurma ve nar var. 55. sure (RAHMÂN) 68. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)

Onu, onların üzerine yedi gece, sekiz gün hiç ara vermeden saldı. Topluluğu orada yerlere serilmiş görürsün. İçleri boşaltılmış hurma kütükleri gibidirler. 69. sure (HÂKKA) 7. ayet (Resmi: 69/İniş:78/Alfabetik:34)

k) İncir ve Bal


(1) İncir

Yemin olsun incire, zeytine, 95. sure (TÎN) 1. ayet (Resmi: 95/İniş:28/Alfabetik:105)
 (2) Bal

"Sonra, meyvaların her türünden ye de boyun bükerek Rabbinin yollarına koyul." Onun karıncıklarından, renkleri çeşit çeşit bir içecek çıkar ki, insanlar için onda şifa vardır. Derin derin düşünen bir topluluk için, bunda kesin bir mucize var. 16. sure (NAHL) 69. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Sakınanlara vaat olunan cennetin durumu şöyledir: Orada, bozulmayan sudan ırmaklar; tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere lezzet sunan bir şaraptan nehirler, süzme bir baldan oluşan nehirler var. Ve orada kendileri için her türlü meyvenin yanında, Rablerinden bir de bağışlanma var. Bu nimetler içindeki ile, sürekli ateşte olup da içirildiği sıcak su tarafından bağırsakları parçalanan kimse aynı olur mu? 47. sure (MUHAMMED) 15. ayet (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik: 64)

l) Ürün


(1)Ürün, Birbirine Benzeyeni Var Benzemeyeni Var, İyisi Var Kötüsü Var, Kimisi Kimisine Üstün Kılındı, Deliller, İzler, İşaretler, İbretler Vardır

Kendi döllendirip yaydığı ekinden ve hayvanlardan Allah'a bir pay ayırdılar da kendi zanlarınca şöyle dediler: "Bu Allah için, bu da ortaklarımız için." ortakları için olan Allah'a ulaşmaz. Ama Allah için olan, ortaklarına ulaşıyor. Ne kötü hüküm veriyorlar! 6. sure (EN'ÂM) 136. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Kendi kuruntularına uygun olarak şöyle dediler: "Şunlar, dokunulmaz hayvanlar ve ekinlerdir. Bizim dilediğimizden başkası yiyemez bunları." Hayvanlar var, sırtlarına binmek yasaklanmıştır; hayvanlar var, Allah'a iftira yüzünden üzerlerine Allah'ın adını anmıyorlar. Allah onları üretmekte oldukları iftiralar yüzünden cezalandıracaktır. 6. sure (EN'ÂM) 138. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Yeryüzünde birbirine sırt vermiş komşu kıtalar, üzümlerden bahçeler, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki, bir tek suyla sulanırlar. Biz bunların, yemişlerde bir kısmını diğer bir kısmına üstün kıldık. Bütün bunlarda aklını çalıştıran bir topluluk için elbette ki ibretler vardır. 13. sure (RA'D) 4. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)
O ağaç, Rabbinin izniyle yemişlerini her zaman verir. Allah, insanlara böyle örnekler verir ki, düşünüp ibret alabilsinler. 14. sure (İBRÂHİM) 25. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)
O suyla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve her çeşitten meyvalar bitirir. Hiç kuşkusuz, bunda, derin derin düşünen bir toplum için gerçek bir mucize vardır. 16. sure (NAHL) 11. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Ekmekte olduğunuzu gördünüz mü? Siz mi bitiriyorsunuz onu, yoksa bitirenler bizler miyiz? Dileseydik, onu kuru bir çöp haline getirirdik de başlardınız şu şekilde gevelemeye: "Vallahi, kayba uğrayıp borçlandık." "Doğrusu mahrum bırakıldık biz." 56. sure (VÂKIA) 63-67. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)
 (2) Ürün, Sınama/ Deneme Vasıtasıdır:

Yemin olsun ki sizi korku, açlık; mallardan-canlardan-meyvalardan eksiltme türünden bir şeyle mutlaka imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele. 2. sure (BAKARA) 155. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Kadınlara, oğullara, altın ve gümüşten oluşturulmuş yığınlara, salma atlara, davarlara ve ekinlere tutkunlukların sevgisi, insanlar için süslenip püslenmiştir. Tüm bunlar geçici-iğreti hayatın nimetidir. Allah'a gelince, varılacak yerin en güzeli onun yanındadır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 14. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Yemin olsun ki biz, Firavun hanedanını yakalayıp ürün eksikliğiyle senelerce sıktık ki, düşünüp öğüt alabilsinler. 7. sure (A'RAF) 130. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Onlara örnek olarak şu iki adamı ver: Bunlardan birine, üzümlerden oluşan iki bağlık vermiş, bağların çevresini hurmalarla donatmış, aralarına da ekinler serpiştirmiştik. İki bağ da yemişlerini vermiş o adamdan hiçbir şeyi eksik bırakmamıştı. İkisinin ortasından bir de nehir fışkırtmışız. Adamın başka bir geliri de vardı. Bu yüzden, arkadaşlarıyla konuştuğu bir sırada ona şöyle demişti: "Ben, malca senden zengin, insan unsuru bakımından da güçlü ve onurluyum." Ve böylece, öz benliğine zulüm ede ede bağlığına girdi. Şöyle konuştu: "Bunun sonsuza değin yok olacağını sanmıyorum." "Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Ama eğer Rabbime döndürülüp götürülürsem, bundan daha iyisini bulacağımdan eminim." Kendisiyle konuşan arkadaşı ona dedi ki: "Sen, seni topraktan, sonra meniden yaratıp sonra da bir adam olarak biçimlendiren kudrete nankörlük mü ettin?" "Lâkin, o Allah benim Rabbimdir. Ve ben, Rabbime hiç kimseyi ortak koşmam." "Bağına girdiğinde, 'Mâşallah, kuvvet yalnız Allah'tandır!' desen olmaz mıydı? Gerçi sen beni, malca ve evlatça senden basit görüyorsun ama, Olabilir ki, Rabbim bana senin bağından daha değerlisini verir; seninkinin üzerine de gökten bir âfet gönderir de bağlığın yalçın bir toprak kesilir." Yahut suyu dibe çekilir de bir daha onu isteyemezsin bile." Derken bütün ürününe el kondu. Bağ sahibi, çardakları üzerine çökmüş bulunan bağ için harcadıklarına vahlanarak avuçlarını ovuşturuyor ve şöyle diyordu: "Ne olurdu, Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım!" 18. sure (KEHF) 32-42. ayet (Resmi: 18/ İniş:69/Alfabetik:54)

m) Hayvanlar


(1) Hayvanların İnsanlarla Karşılaştırılması, İlişkisi

Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar. 7. sure (A'RAF) 179. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Kendilerine ait bir takım yararlara tanık olsunlar. Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerinde belirli günlerde Allah'ın adını ansınlar. İşte bunlardan yiyin, sıkıntı içindeki fakiri de doyurun. 22. sure (HAC) 28. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Yoksa sen bunların çoğunun işittiğini, akledip düşündüğünü mü sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, hatta yolca, hayvanlardan da şaşkındırlar. 25. sure (FURKÂN) 44. ayet (Resmi: 25/İniş:42/ Alfabetik:29)

Ve sizin yaratılışınızda, her yana yaydığı canlılarda, kesinliği yakalayan bir topluluk için ibretler, işaretler vardır. 45. sure (CÂSİYE) 4. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

(2)Hayvanlar, Davarlar ve İnsanlardan Çeşitli Renklerde Olanları Vardır

Aynı şekilde, insanlardan, hayvanlardan, davarlardan da çeşitli renklerde olanlar var. Kulları içinde Allah'tan ancak bilginler ürperir. Allah Azîz'dir, Gafûr'dur. 35. sure (FATIR) 28. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

(3) Hayvanlar, Hz. Süleyman'ın Ölümünü Değneğini Yiyen Dabbetül Arz/Ağaç Kurtçuğundan Başkası Göstermedi

Sonunda, Süleyman için ölüm hükmünü verdiğimizde, onun ölümünü, değneğini yiyen dâbbetül arzdan/ağaç kurtçuğundan başkası onlara göstermedi. Süleyman yere yığılınca, açıkça anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, o alçaltıcı azap içinde bekleyip durmazlardı. 34. sure (SEBE') 14. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

(4) Hayvanlar, Her Türden İki Çiftin Hz. Nuh'un Gemisine Alınması Vahyedildi

Bunun üzerine biz, Nûh'a şöyle vahyettik: "Gözlerimizin önünde ve vahyimize uygun olarak gemiyi yap. Emrimiz gelip tandır kaynayınca, ailenle birlikte her türden iki çifti gemiye sok. İçlerinden, haklarında daha önce hüküm verilmiş olanları dışta bırak. Zulmetmiş olanlar hakkında bana yakarıp durma. Onlar kesinlikle boğulacaklardır." 23. sure (MÜ'MİNÛN) 27. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

(5) Hayvanlardan Haram Olanlar

Allah size leşi, kanı, domuz etini, Allah'tan başkası adına kesileni haram kılmıştır. Ama zorda kalanın, sınırı aşmadan, şuna-buna haksızlık ve tecavüze gitmeden yemesinde kendisi için günah yoktur. Allah çok affedici, çok merhametlidir. 2. sure (BAKARA) 173. ayet (Resmi: 2/İniş:92/ Alfabetik:11)

Şunlar size haram kılınmıştır: Boğazlanmayarak ölmüş hayvanın eti, kan, domuz eti, üzerine Allah'tan başkasının adı anılmış, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, canı üzerineyken yetişip kestikleriniz müstesna olmak üzere canavar tarafından yırtılmış ve dikili adak taşları üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve bir de fal oklarıyla kısmet paylaşmanız... Bütün bunlar birer sapıştır. Küfre batmış olanlar bugün dininizden ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçtim. Şu da var ki, her kim ciddi bir açlıkla yüz yüze gelir de günaha kaçmak maksadı olmaksızın onlardan yemek zorunda kalırsa, elbette Allah Gafûr ve Rahîm'dir. 5. sure (MÂİDE) 3. ayet (Resmi: 5/İniş:110/ Alfabetik:60)

De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, bu haram dediklerinizi yiyecek birine yasaklanmış bir şey bulamıyorum. Yalnız şunlardan biri olursa başka: leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o bir pisliktir- Allah'tan başkası adına boğazlanmış bir murdar." Iztırar haline düşen, başkasının hakkına dokunmamak, zorunluluk sınırını da aşmamak şartıyla bunlardan yiyebilir. Çünkü senin Rabbin çok bağışlayıcı, çok merhametlidir. 6. sure (EN'ÂM) 145. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik: 20)

O size ancak şunları haram kılmıştır: Ölü, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen hayvan. Bununla birlikte, zorda kalan, başkasının hakkına tecavüz etmemek, sınırı da aşmamak şartıyla bunlardan yerse, Allah bağışlayacak, merhamet edecektir. 16. sure (NAHL) 115. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
(6) Hayvanlar, Yaratan Besleyen Allah'tır

Şu iğreti hayatın durumu gökten indirdiğimiz bir suya benzer: İnsanların ve davarların yedikleri yeryüzü bitkisi onunla karışmıştır. Nihayet toprak, takılarını kuşanmış, süslenmiştir. Toprağın sahipleri onun üzerinde egemen olduklarını sanmaktadırlar. Tam bu sırada emrimiz ona gece veya gündüz ulaşmıştır. Ve onu, sanki dün yerinde yokmuş gibi biçip atmışızdır. Derin derin düşünen bir topluluk için ayetleri böyle ayrıntılı olarak veriyoruz. 10. sure (YÛNUS) 24. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Ki onunla ölü bir beldeyi diriltelim ve onunla, yarattıklarımızdan bir takım hayvanları ve birçok insanları suvaralım. 25. sure (FURKÂN) 49. ayet (Resmi: 25/İniş:42/Alfabetik:29)

Gökleri ve yeri ortaya çıkarandır, Fâtır'dır O. Size, benliklerinizden eşler yapmıştır; davarlardan da çiftler. Bu tarz içinde üretiyor sizi. O'nun benzeri gibi bir şey yoktur. Gereğince işiten, gereğince görendir O. 42. sure (ŞÛRÂ) 11. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Sizin için ve hayvanlarınız için bir geçim aracı olarak. 79. sure (NÂZİÂT) 33. ayet (Resmi: 79/İniş:81/Alfabetik:78)

Sizin ve hayvanlarınızın yararına. 80. sure (ABESE) 32. ayet (Resmi: 80/İniş:24/Alfabetik:1)
 (7) Hayvanlardan Kurbanlar-Kurbanlıklar/Kurban Edilenler:

Mûsa, toplumuna dedi ki: "Allah size, bir inek kesmenizi emrediyor." Dediler ki: "Sen bizimle alay mı ediyorsun?" Dedi ki: "Cahillerden biri olmaktan Allah'a sığınırım." Şöyle konuştular: "Çağır Rabb'ine bizim için, açıklasın bize neymiş o!" Cevap verdi: "O diyor ki, bahsettiğim ne yaşlıdır ne de körpe. İkisi arası bir inektir." Hadi size emredileni yapın! Şöyle dediler: "Çağır Rabb'ine bizim için, neymiş onun rengi açıklasın bize." Cevap verdi: "O diyor ki, bahsettiğim, sarı, rengi parlak bir inektir; seyredenlere mutluluk verir." Şöyle dediler "Dua et Rabb'ine, açıklasın bize neymiş o! Çünkü bu inek, bizim gözümüzde başkalarıyla karıştı. Ve biz, Allah dilerse, doğruya ve güzele elbette kılavuzlanacağız." Cevap verdi Mûsa: "Allah diyor ki, bahsettiğim, boyunduruk yememiş bir inektir; toprağı sürmez, ekini sulamaz. Salma hayvandır. Alaca yoktur onda." Dediler ki: "İşte şimdi gerçeği getirdin." Ve ardından onu boğazladılar, az kalsın yapmayacaklardı. 2. sure (BAKARA) 67-71. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Haccı da umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer engellenirseniz, kolayınıza gelen kurban yeterlidir. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olan yahut başından rahatsızlığı bulunan oruç tutarak, sadaka vererek veya kurban keserek fidye yoluna gitsin. Güvene kavuştuğunuzda, hacca kadar umreden yararlanmak isteyen, kolayına gelen kurban kessin. Bunu bulamayan oruç tutsun. Üç günü hacda, yedi günü döndüğünüzde, tam on gündür bu. Bu, ailesi Mescid-i Haram'da oturmayan kişi içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir. 2. sure (BAKARA) 196. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Ey iman edenler! Allah'ın ibadet, iyilik ve güzellik alâmeti kıldığı şeylere, çarpışmanın yasak olduğu haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklara, Rablerinden bir lütuf ve rıza niyaz ederek Mescid-i Haram'a gelmiş olanlara saygısızlık etmeyin! İhramdan çıktığınız vakit avlanın. Bir topluluğun, sizi Mescid-i Haram'dan uzak tutmak için sergilediği kötülük, sizi saldırganlık ve düşmanlığa sakın itmesin! Hayırda erginlik/dürüstlük ve takva üzere yardımlaşın! Kötülük/çirkinlik, düşmanlık/saldırganlık üzere yardımlaşmayın. Allah'tan sakının! Kuşkunuz olmasın ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir. Şunlar size haram kılınmıştır: Boğazlanmayarak ölmüş hayvanın eti, kan, domuz eti, üzerine Allah'tan başkasının adı anılmış, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, canı üzerineyken yetişip kestikleriniz müstesna olmak üzere canavar tarafından yırtılmış ve dikili adak taşları üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve bir de fal oklarıyla kısmet paylaşmanız... Bütün bunlar birer sapıştır. Küfre batmış olanlar bugün dininizden ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçtim. Şu da var ki, her kim ciddi bir açlıkla yüz yüze gelir de günaha kaçmak maksadı olmaksızın onlardan yemek zorunda kalırsa, elbette Allah Gafûr ve Rahîm'dir. 5. sure (MÂİDE) 2-3. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Ey iman sahipleri! İhramda olduğunuz zaman av öldürmeyin. Sizden kim kasten onu öldürürse cezası şudur: Öldürdüğü hayvana denk deve-sığır, davar cinsinden, Kâbe'ye varacak kurbanlık bir hediye ki, içinizden adalet sahibi iki kişi belirleyecektir. Yahut yoksullara yedirme şeklinde bir keffâret, yahut buna denk oruç. Ta ki yaptığının vebalini tatsın. Allah, geçmişi affetmiştir. Kim bir daha yaparsa, Allah ondan öç alacaktır. Allah çok güçlüdür, öç alıcıdır. 5. sure (MÂİDE) 95. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Biz o büyükbaş hayvanları da sizin için Allah'ın kutsallık nişanları arasına koyduk. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar sıralanmış halde ayakları üzerine dururken, üzerlerine Allah'ın ismini anın. Yanları yere yaslandığı zaman da onlardan yiyin; isteyen yoksulu da istemeyen yoksulu da doyurun. Allah o hayvanları sizin hizmetinize verdi ki, şükredebilesiniz. 22. sure (HAC) 36. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Ve ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik. 37. sure (SÂFFÂT) 107. ayet (Resmi: 37/İniş:56/ Alfabetik:90)
 (8) Hayvanların Her Türü, İnsanlar ve Cinler Gibi Ayrı Bir Ümmettir. Küfre Sapanlar, Hayvanlardan Daha Şaşkın ve Aşağıdır:

Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu Kitap'ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler. 6. sure (EN'ÂM) 38. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar. 7. sure (A'RAF) 179. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Yoksa sen bunların çoğunun işittiğini, akledip düşündüğünü mü sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, hatta yolca, hayvanlardan da şaşkındırlar. 25. sure (FURKÂN) 44. ayet (Resmi: 25/İniş:42/ Alfabetik:29)

Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında, 81. sure (TEKVÎR) 5. ayet (Resmi: 81/İniş:7/Alfabetik:103)

n) Bazı Hayvan ve Böcekler


(1) Arı

Rabbin, balarısına şöyle vahyetti: "Dağlardan evler edin, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan da..." "Sonra, meyvaların her türünden ye de boyun bükerek Rabbinin yollarına koyul." Onun karıncıklarından, renkleri çeşit çeşit bir içecek çıkar ki, insanlar için onda şifa vardır. Derin derin düşünen bir topluluk için, bunda kesin bir mucize var. 16. sure (NAHL) 68-69. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)
(2) Balık

Hem size hem de yolculara bir geçimlik olarak deniz avı yapmak ve onu yemek size helal kılındı. Fakat ihramlı olduğunuz sürece karada avlanmak size haram edilmiştir. Huzurunda haşredileceğiniz Allah'tan korkun. 5. sure (MÂİDE) 96. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Sor onlara o deniz kıyısındaki kentin durumunu. Cumartesi günü azıp sınır tanımazlık ediyorlardı. Sebt yaptıkları gün balıkları onlara akın akın gelirdi; sebt yapmadıklarında ise onlara gelmezdi. Yoldan sapmaları yüzünden onları böyle imtihan ediyorduk. 7. sure (A'RAF) 163. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Bu ikisi, iki denizin birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unuttular. Bunun üzerine balık da denizde bir deliğe doğru yola koyuldu. 18. sure (KEHF) 61. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Genç adam dedi: "Bak sen şu işe, hani kayaya sığınmıştık ya, işte o sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı bana unutturan, şeytandan başkası değildi. Balık, denizin içinde acaip bir biçimde yolunu tuttu." 18. sure (KEHF) 63. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Ve Zünnûn. Hani kızarak gitmişti de ona asla güç yetiremeyeceğimizi/ölçüyü kendisine uygulamayacağımızı sanmıştı. Sonra, karanlıkların bağrında şöyle yakardı: "Senden başka ilah yok, tespih ederim seni. Kuşkusuz, ben zalimlerden oldum." 21. sure (ENBİYÂ) 87. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Derken, kendisini balık yutmuştu. O kendi kendini kınayıp duruyordu. 37. sure (SÂFFÂT) 142. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

Artık Rabbinin hüküm vermesi için sabret! Balığın dostu Yûnus gibi olma! Hani o, hıçkırıktan boğulur bir halde yakarmıştı. 68. sure (KALEM) 48. ayet (Resmi: 68/İniş:2/Alfabetik:51)

(3) İnek

Mûsa, toplumuna dedi ki: "Allah size, bir inek kesmenizi emrediyor." Dediler ki: "Sen bizimle alay mı ediyorsun?" Dedi ki: "Cahillerden biri olmaktan Allah'a sığınırım." Şöyle konuştular: "Çağır Rabb'ine bizim için, açıklasın bize neymiş o!" Cevap verdi: "O diyor ki, bahsettiğim ne yaşlıdır ne de körpe. İkisi arası bir inektir." Hadi size emredileni yapın! Şöyle dediler: "Çağır Rabb'ine bizim için, neymiş onun rengi açıklasın bize." Cevap verdi: "O diyor ki, bahsettiğim, sarı, rengi parlak bir inektir; seyredenlere mutluluk verir." Şöyle dediler "Dua et Rabb'ine, açıklasın bize neymiş o! Çünkü bu inek, bizim gözümüzde başkalarıyla karıştı. Ve biz, Allah dilerse, doğruya ve güzele elbette kılavuzlanacağız." Cevap verdi Mûsa: "Allah diyor ki, bahsettiğim, boyunduruk yememiş bir inektir; toprağı sürmez, ekini sulamaz. Salma hayvandır. Alaca yoktur onda." Dediler ki: "İşte şimdi gerçeği getirdin." Ve ardından onu boğazladılar, az kalsın yapmayacaklardı. 2. sure (BAKARA) 67-71. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
Kral dedi ki: "Düşümde yedi semiz inek görüyorum. Bunları yedi cılız inek yiyor. Ayrıca yedi yeşil başak, yedi de kuru başak görüyorum. Ey bendelerim! Eğer rüya tabir ediyorsanız, bu rüyam hakkında bana bir fetva verin." 12. sure (YÛSUF) 43. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

"Yûsuf, ey özü sözü doğru insan! Şu rüyayı yorumla bize. Yedi semiz inek var, yedi cılız inek bunları yiyor; yedi yeşil başak, bir yedi tane de kuru başak. Umarım buradan insanların yanına giderim, onlar da öğrenirler." 12. sure (YÛSUF) 46. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
 (4) Aslan

Arslandan ürkmüşlerdir. 74. sure (MÜDDESSİR) 51. ayet (Resmi: 74/İniş:4/Alfabetik:67)

(5) Kuşlar

Hani İbrahim de şöyle yakarmıştı: "Rabb'im, göster bana, nasıl diriltiyorsun ölüleri?" "İnanmadın mı?" diye sordu. "İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için..." Allah dedi ki: "Kuşlardan dört tane al, onları kendine ısındır, alıştır. Sonra her dağın üstüne onlardan bir parça koy. Sonra da onları çağır. Koşarak sana geleceklerdir. Bil ki Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.
2. sure (BAKARA) 260. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Onu Beni İsrail'e şöyle konuşan bir resul yapacak: "Şu bir gerçek ki, ben size Rabbinizden bir mucize getirdim: Ben, çamurdan, kuş görünümünde bir şey yapar, ona üflerim de Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ben, körü ve abraşı iyileştirir, ölüleri Allah'ın izniyle diriltirim. Evlerinizde yemekte ve biriktirmekte olduklarınızı size haber veririm. Eğer inananlarsanız, bunda sizin için tam bir mucize vardır." 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 49. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Hani, Allah şöyle demişti: "Ey Meryem'in oğlu İsa! Senin ve annenin üzerindeki nimetimi hatırla. Seni Ruhulkudüs'le desteklemiştim, beşikte iken ve erginlik çağında insanlarla konuşuyordun. Sana Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş görünümünde bir şey yaratıyor, içine üflüyordun da o benim iznimle kuş oluyordu. Doğuştan körü, abraşı benim iznimle iyileştiriyordun. Benim iznimle ölüleri çıkarıyordun. İsrailoğullarını senden uzak tutmuştum. Hani, sen onlara açık-seçik ayetleri getirdiğinde, küfre sapanları şöyle deyivermişti: "Açık bir büyüden başka bir şey değil bu." 5. sure (MÂİDE) 110. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu Kitap'ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler. 6. sure (EN'ÂM) 38. ayet (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20)

Onunla birlikte zindana iki genç daha girmişti. Bir tanesi dedi ki: "Rüyada gördüm, şarap sıkıyordum." Öteki de şöyle dedi: "Ben de gördüm ki, başımın üstünde ekmek taşıyorum, kuşlar ondan yiyor. Bunun yorumunu bize bildir. Biz senin, güzel düşünüp güzel davrananlardan olduğun kanısındayız." 12. sure (YÛSUF) 36. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

"Ey benim zindan arkadaşlarım! Rüyanıza gelince: Bir taneniz rab edindiği kişiye şarap sunacak. Ötekiniz ise asılacak da kuşlar başından yiyecek. Hakkında fetva sorduğunuz iş, böyle hükme bağlanmıştır." 12. sure (YÛSUF) 41. ayet (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)

Gök boşluğunda, bir emre boyun eğdirilmiş olan kuşlara bakmadılar mı? Onları Allah'tan başkası tutmuyor. Bunda, inanan bir topluluk için elbette ki izler, işaretler vardır. 16. sure (NAHL) 79. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Onu Süleyman'a derhal kavrattık. Herbirine hükümdarlık ve bilgi verdik. Dâvud'a dağları boyun eğdirdik. Kuşlarla beraber tespih ediyorlardı. Yapmak isteyince yapanlarız biz.
21. sure (ENBİYÂ) 79. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

Görmedin mi, göklerdeki ve yerdeki şuurlular da bölük bölük olmuş kuşlar da Allah'ı tespih etmektedir. Her biri kendine özgü duasını, kendine özgü tespihini bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını çok iyi bilmektedir. 24. sure (NÛR) 41. ayet (Resmi: 24/İniş:102/Alfabetik:84)

Süleyman, Davûd'a mirasçı oldu ve şöyle dedi: "Ey insanlar, bize kuşların dili öğretildi ve bize her şeyden biraz verildi. Kuşkusuz bu, apaçık lütfun ta kendisidir." 27. sure (NEML) 16. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

"Şu yazımı götürüp onlara at. Sonra onlardan uzaklaş da bak bakalım, nasıl davranacaklar."
27. sure (NEML) 28. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)

Elçi, Süleyman'a geldiğinde, o dedi ki: "Siz bana bir mal ile mi destek veriyorsunuz? Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha kıymetlidir. Sizin hediyenizle, benden çok siz ferahlarsınız." "Seni gönderenlere dön. Vallahi, karşı koyamayacakları ordularla üstlerine gelirim ve onları oradan, başları eğik, aşağılanmış bir halde sürer çıkarırım." 27. sure (NEML) 36-37. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
Yemin olsun, biz, Dâvud'a katımızdan bir lütufta bulunduk. "Ey dağlar, onunla birlikte tespih edin ve ey kuşlar siz de." dedik. Ve onun için demiri yumuşattık.  
34. sure (SEBE') 10. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Kuşlar da toplu halde onunla beraberdi. Hepsi, onun tespih nağmelerine katılırdı. 38. sure (SÂD) 19. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

Ve kuş eti iştahlarınca beğendiklerinden. 56. sure (VÂKIA) 21. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107)

Üstlerinde, kanatlarını açıp kapayarak uçun kuşları hiç görmediler mi? Onları Rahman'dan başkası tutmuyor. Kuşkusuz O, her şeyi görmektedir. 67. sure (MÜLK) 19. ayet (Resmi: 67/İniş:77/ Alfabetik:68)

Gönderdi üzerlerine sürüler halinde kuş, 105. sure (FÎL) 3. ayet (Resmi: 105/İniş:19/Alfabetik:28)
 (6) Maymunlar
 
Yemin olsun, içinizden Cumartesi gününde azgınlık yapanları siz bilirsiniz. Onlara şöyle dedik: "Aşağılık maymunlar oluverin." 2. sure (BAKARA) 65. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

De ki: "Allah katında ceza olarak bundan daha kötüsünü size bildireyim mi? Allah'ın lanetlediği, üzerine gazap indirdiğidir o. Allah böylelerinden maymunlar, domuzlar ve tağut uşakları yapmıştır. İşte bunlardır yer bakımından daha kötü, yolun denge noktasını kaybetme bakımından daha şaşkın olanlar." 5. sure (MÂİDE) 60. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Ne zaman ki, yasaklandıkları şeylerden ötürü öfkelenip başka aşırılıklar yapmaya başladılar, onlara şöyle dedik: "Aşağılık, maskara maymunlar olun!" 7. sure (A'RAF) 166. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik:9)
 (7) Atlar

Kadınlara, oğullara, altın ve gümüşten oluşturulmuş yığınlara, salma atlara, davarlara ve ekinlere tutkunlukların sevgisi, insanlar için süslenip püslenmiştir. Tüm bunlar geçici-iğreti hayatın nimetidir. Allah'a gelince, varılacak yerin en güzeli onun yanındadır. 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 14. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Hem binesiniz diye hem de bir süs olarak atları, katırları, eşekleri de yarattı. Ve bilemeyeceğiniz daha neler yaratır O... 16. sure (NAHL) 8. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

"Onlardan güç yetirdiğini sesinle yerinden oynat. Atlıların ve yayalarınla yaygara çıkarıp üzerlerine çullan. Mallarda, evlatlarda onlara ortak ol, onlara ha bire vaatte bulun." Şeytan onlara bir aldanıştan başka ne vaat eder ki?! 17. sure (İSRÂ) 64. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

Akşam üstü kendisine, üç ayak üzerine basıp bir ayağını tırnak üstüne diken safkan koşu atları sunulmuştu. 38. sure (SÂD) 31. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

Dedi: "Servet sevgisini, Rabbimi anmak için benimsedim." Nihayet Güneş perde ardına çekildi. "Geri getirin bana onları!" dedi. Bacaklarını, boyunlarını sıvazlamaya başladı. 38. sure (SÂD) 32-33. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

(8) Eşekler

Ya şu kişi gibisini görmedin mı? Çatıları çökmüş, duvarları-damları yere inmiş bir kente uğramıştı da şöyle demişti: "Allah şurayı ölümünden sonra nasıl hayata kavuşturacak?" Bunun üzerine Allah, o kişiyi yüz yıllık bir süre için öldürmüş, sonra diriltmişti. "Ne kadar bekledin?" demişti, "Bir gün veya günün bir kısmı kadar bekledim." dedi. "Hayır, dedi, aksine sen, yüz yıl kaldın. Yiyeceğine, içeceğine bak! Henüz bozulmamış. Eşeğine bak! Seni insanlara bir ibret yapalım diyedir bu. Kemiklere bak, nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve sonra et giydiriyoruz onlara." İş kendisi için açıklık kazanınca şöyle dedi o. "Allah'ın her şeye kadir olduğunu biliyorum." 2. sure (BAKARA) 259. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Hem binesiniz diye hem de bir süs olarak atları, katırları, eşekleri de yarattı. Ve bilemeyeceğiniz daha neler yaratır O... 16. sure (NAHL) 8. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

"Yürüyüşünde doğal ol, sesini alçalt. Şu bir gerçek ki, seslerin en çirkini eşeklerin sesidir."
31. sure (LOKMAN) 19. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

Sırtlarına Tevrat yükletilip de sonra onu taşımayanların durumu, kutsal kitap parçaları taşıyan eşeğin durumuna benzer. Allah'ın ayetlerini yalanlayan topluluğun vücut verdiği örnek ne kötüdür! Allah, zulme sapmış bir topluluğu doğruya ve güzele ulaştırmaz. 62. sure (CUMUA) 5. ayet (Resmi: 62/İniş:96/Alfabetik:17)
 (9) Köpekler

Sana soruyorlar, onlar için helal kılınan ne? Şöyle söyle: "Sizin için bütün temiz nimetler helal kılınmıştır. Eğittiğiniz avcı kuşların tuttukları ile eğittiğiniz av köpeklerinin tuttukları da size helal kılındı. Siz bu hayvanlara, Allah'ın size öğrettiklerinden öğretiyorsunuz. O halde onların sizin için tuttuklarından da yiyin ve üzerine Allah'ın adını anın. Allah'tan sakının! Allah gerçekten hesabı çok çabuk görür." 5. sure (MÂİDE) 4. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Dileseydik onu, o ayetlerle yüceltirdik. Ama o, yere saplandı, iğreti arzularına uydu. Onun durumu şu köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan dilini sarkıtarak solur, kendi haline bıraksan dilini sarkıtarak solur. Ayetlerimizi yalanlayan toplumun örneği işte budur. Bu hikayeyi anlat ki düşünüp taşınabilsinler. 7. sure (A'RAF) 176. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Sen onları uyanıktırlar sanırsın; oysaki onlar uykudadırlar. Onları sağ tarafa da sol tarafa da çeviririz. Köpekleri de iki kolunu girişe uzatıp yaymıştır. Onların durumunu görseydin kesinlikle onlardan yüz çevirip kaçırdın. Ve onlardan içinde mutlaka korku doldurulurdu.
18. sure (KEHF) 18. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

"Üç kişiydiler, dördüncüleri köpekleriydi." diyecekler. Şunu da diyecekler: "Beş kişiydiler, altıncıları köpekleriydi." Gaybı taşlamaktır/bilinmeyen şey hakkında atıp tutmaktır bu. Şöyle de derler: "Yedi kişidirler, sekizincileri de köpekleridir." De ki: "Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan, çok azdır." O halde, onlar hakkında yüzeysel bir tartışma dışında hiçbir çekişmeye girme. Onlar hakkında, konuşup duranlardan hiç kimseye bir şey sorma. 18. sure (KEHF) 22. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
 (10) Çekirgeler

Biz de onlar üzerine, açık mucizeler olarak tufan, çekirge, haşerat, kurbağalar ve kan gönderdik; yine de kibre saptılar ve günahkar bir topluluk oluverdiler. 7. sure (A'RAF) 133. ayet (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9)

Kaymış olarak gözleri, çıkarlar kabirlerden. Sanki çekirgelerdir, çıvgın mı çıvgın! 54. sure (KAMER) 7. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)
 (11) Karınca

Karınca vadisine geldiklerinde bir karınca şöyle seslendi: "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin ki, Süleyman ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler." Bunun üzerine Süleyman, karıncanın sözüne güldü ve dedi: "Rabbim, bana ve ebeveynime lütfettiğin nimetine şükretmeme, hoşnut olacağın hayırlı ve barışçıl bir iş yapmama imkân ver. Ve rahmetinle beni iyilik ve barışı seven kullarının arasına sok." 27. sure (NEML) 18-19. ayet (Resmi: 27/İniş:48/Alfabetik:81)
(12) Örümcek

Allah'ın berisinden veliler edinenlerin durumu, bir ev edinen dişi örümceğin durumuna benzer. Ve evlerin en güvensizi/en zayıfı elbette ki dişi örümceğin evidir. Keşke bilselerdi!
29. sure (ANKEBÛT) 41. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

(13) Sivrisinek

Şu bir gerçek ki Allah, bir sivrisineği hatta onun da üstündeki bir varlığı örnek göstermekten sıkılmaz. Böyle bir durumda, inananlar bilirler ki o, Rablerinden bir gerçektir. Küfre sapmışlar ise şöyle derler: "Allah, bunu örnek vermekle ne demek istedi?" Allah onunla birçoğunu saptırır, birçoğunu da onunla doğruya ve güzele kılavuzlar. Allah onunla fâsıklardan başkasını saptırmaz. 2. sure (BAKARA) 26. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

o) Yün, Demir ve Katran


(1) Yün

Allah size, evlerinizden huzur ve sükûn yeri yaptı. Hayvan derilerinden size, gerek göç gününüzde gerek konduğunuz sırada rahatça taşıyacağınız evler yaptı. Ayrıca, hayvanların; yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından belli bir süreye kadar kullanabileceğiniz giyimlikler, döşemelikler ve kullanım eşyası verdi. 16. sure (NAHL) 80. ayet (Resmi: 16/İniş:70/ Alfabetik: 75)

Dağlar, atılmış, renkli yün gibi olur. 70. sure (MEÂRİC) 9. ayet (Resmi: 70/İniş:79/Alfabetik:62)

Dağlar, didilmiş renkli yün gibi olur. 101. sure (KAARİA) 5. ayet (Resmi: 101/İniş:30/Alfabetik:47)
 (2) Demir

De ki: "İster taş olun ister demir!" 17. sure (İSRÂ) 50. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

"Bana demir kütleleri getirin!" İki ucu tam denkleştirince, "Körükleyin!" dedi. Onu ateş haline koyunca da "Getirin bana, üzerine erimiş bakır/katran dökeyim!" diye seslendi. 18. sure (KEHF) 96. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

Bunlar için bir de demirden kamçılar var. 22. sure (HAC) 21. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Yemin olsun, biz, Dâvud'a katımızdan bir lütufta bulunduk. "Ey dağlar, onunla birlikte tespih edin ve ey kuşlar siz de." dedik. Ve onun için demiri yumuşattık. 34. sure (SEBE') 10. ayet (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)

Yemin olsun, biz, resullerimizi açık seçik delillerle gönderdik ve onlarla birlikte Kitap'ı ve ölçüyü de indirdik ki, insanlar adaleti ayakta tutsunlar/adaletle doğrulsunlar. Ve demiri de indirdik. Onda zorlu bir kuvvet ve insanlar için birçok yarar vardır. Allah bu sayede, kendisine ve resullerine, gayba inanarak kimin yardım edeceğini bilecektir. Allah Kavî'dir, Azîz'dir. 57. sure (HADÎD) 25. ayet (Resmi: 57/İniş:112/Alfabetik:33)

 (3) Katran

Y.N. Öztürk
Gömlekleri katrandandır. Yüzlerini ateş bürümüştür. 14. sure (İBRÂHİM) 50. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

"Bana demir kütleleri getirin!" İki ucu tam denkleştirince, "Körükleyin!" dedi. Onu ateş haline koyunca da "Getirin bana, üzerine erimiş bakır/katran dökeyim!" diye seslendi. 18. sure (KEHF) 96. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

p) Gemi


 
(1) Allah'ın Gözetiminde ve Vahyine Göre Yapılan Gemi ve Sandıklar:

Nebileri onlara şöyle söyledi: "Onun mülk ve saltanatının belirtisi o Tâbûtun size gelmesidir. Onun içinde Rabb'inizden bir huzur, Hârun hanedanının, Mûsa hanedanının bıraktığından bir kalıntı vardır, Onu melekler taşır. Eğer iman sahipleri iseniz, bunda sizin için elbette bir ibret vardır." 2. sure (BAKARA) 248. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Onu yalanladılar. Bunun üzerine biz onu beraberindekileri gemi içinde kurtardık, ayetlerimizi yalanlayanları boğduk. Gözleri görmez bir topluluktu onlar. 7. sure (A'RAF) 64. ayet (Resmi: 7/ İniş:39/Alfabetik:9)

Bunun üzerine, onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla beraber bulunanları kurtardık, onları yöneticiler yaptık; ayetlerimizi yalanlayanları da batırıp boğduk. Bak da gör, önceden uyarılanların sonu nice oluyor! 10. sure (YÛNUS) 73. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Vahyimize bağlı olarak gözlerimizin önünde gemiyi yap. Ve zulmedenler hakkında benimle karşılıklı laf edip durma. Onlar, mutlaka boğulacaklardır. Gemiyi yapıyordu. Toplumundan herhangi bir grup yanından geçtikçe onunla alay ediyorlardı. Dedi ki Nûh "Bizimle alay ediyorsanız, biz de sizinle alay edeceğiz. Tıpkı sizin eğlendiğiniz gibi." 11. sure (HÛD) 37-38. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)
İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimet lütfettiği peygamberlerdendir: Âdem'in soyundan, Nûh'la birlikte taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail'in soyundan, kılavuzluk edip seçtiğimiz kimselerden. Kendilerine Rahman'ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdelere kapanırlardı.
19. sure (MERYEM) 58. ayet (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)

Bunun üzerine biz, Nûh'a şöyle vahyettik: "Gözlerimizin önünde ve vahyimize uygun olarak gemiyi yap. Emrimiz gelip tandır kaynayınca, ailenle birlikte her türden iki çifti gemiye sok. İçlerinden, haklarında daha önce hüküm verilmiş olanları dışta bırak. Zulmetmiş olanlar hakkında bana yakarıp durma. Onlar kesinlikle boğulacaklardır." Sen, yanındakilerle birlikte geminin üzerine çıktığında şöyle de: "Zalimler topluluğundan bizi kurtaran Allah'a Hamd olsun!" 23. sure (MÜ'MİNÛN) 27-28. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
Bunun üzerine biz, onu da beraberindekileri de o yüklü gemide kurtardık. 26. sure (ŞUARA) 119. ayet (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94)
Biz, Nûh'u ve gemi halkını kurtardık ve o gemiyi âlemlere ibret yaptık. 29. sure (ANKEBÛT) 15. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)
Zürriyetlerini o dopdolu gemilerde taşımamız da onlar için bir ayettir. 36. sure (YÂSÎN) 41. ayet (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108)

Ve taşıdık onu levhalar ve çivilerden oluşturulan şey üstünde. Akıp gidiyordu gözlerimizin önünde, bir ödül olarak nankörlüğe uğratılan kişi için. Yemin olsun ki, biz onu bir ibret ve işaret olarak arkaya bıraktık. Yok mu araştırıp öğüt alacak? 54. sure (KAMER) 13-15. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)

 (2) Hz. Nuh’un Gemisi

Ve taşıdık onu levhalar ve çivilerden oluşturulan şey üstünde. 54. sure (KAMER) 13. ayet (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52)
(3) Hz. Musa'nın Bebekken İçine Konulup Nil Nehrine Bırakıldığı Sandık/Tabut:


"Onu tabuta koyup ırmağa bırak! Irmak onu sahile götürsün ki, benim de düşmanım, onun da düşmanı olan biri onu alsın. Üzerine kendimden bir sevgi bıraktım ki, gözümün önünde yetiştirilesin." 20. sure (TÂHÂ) 39. ayet (Resmi: 20/İniş:45/Alfabetik:96)

(4) Gemilerden Denizde Dağlar Gibi Dalgalarda ve Dağlar Gibi Akıp Gidenler:

Gemi onları, dağlar gibi dalgalar üstünden yürütüp götürüyordu. Nûh onlardan ayrı bir yerde duran oğluna seslendi: "Oğulcuğum, bizimle beraber bin, kâfirlerle beraber olma." 11. sure (HÛD) 42. ayet (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38)

Denizde o dağlar gibi akıp giden gemiler de O'nun ayetlerindendir. 42. sure (ŞÛRÂ) 32. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Denizde koca dağlar gibi akıp giden o görkemli gemiler de O'nundur. 55. sure (RAHMÂN) 24. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)

(5) Gemilerde, Allah'ın Varlığına ve Birliğine Deliller, İzler, İşaretler, İbretler Vardır

Şu bir gerçek ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanların yararı için denizde yüzüp giden gemilerde, Allah'ın gökten suyu indirip onunla, ölümünden sonra toprağı dirilterek üzerine tüm canlılardan yaymasında, rüzgarların bir düzen içinde yönden yöne çevrilmesinde, gök ve yer arasında bir hizmete memur edilen bulutlarda, aklını işleten bir topluluk için sayısız izler-işaretler-ibretler vardır. 2. sure (BAKARA) 164. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

O yürütüyor sizi karada ve denizde. Diyelim, gemidesiniz: Gemiler, içindekileri latîf bir rüzgârla götürüyorlar. İçerdekiler ferah ve sevinç duymaktalar. Birden korkunç bir kasırga geliverdi. Her taraftan dalgalar üzerlerine çullandı. Çepeçevre kuşatıldıklarını düşünüp dini yalnız Allah'a özgüleyerek duaya koyuldular: "Eğer bizi şu durumdan kurtarırsan, yemin olsun, sana şükredenlerden olacağız." 10. sure (YÛNUS) 22. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

İşte bu Allah'tır sizin Hak Rabbiniz. Hak'tan sonra, sapıklıktan başka ne kalır ki? Peki, nasıl oluyor da yüz geri döndürülüyorsunuz? 10. sure (YÛNUS) 32. ayet (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109)

Ve O'dur ki, içinden taze bir et yemeniz ve kuşanacağınız bir süs çıkarmanız için denizi emrinize vermiştir. Gemileri onda yara yara gider görürsün. Böyle yapmıştır ki, O'nun kereminden nasip arayasınız ve şükredebilesiniz. 16. sure (NAHL) 14. ayet (Resmi: 16/İniş:70/ Alfabetik:75)

Rabbiniz odur ki, lütfundan nasip arayasınız diye sizin için denizde gemiler yürütüyor. O, size karşı gerçekten çok merhametlidir. 17. sure (İSRÂ) 66. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

İkisi birlikte yola koyuldular. Bir süre sonra gemiye bindiklerinde, tuttu gemiyi deliverdi. Mûsa dedi: "İçindekileri boğmak için mi deldin onu? Vallahi korkunç bir iş yaptın!"
18. sure (KEHF) 71. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

"Gemiden başlayayım: O gemi, denizde işçilik yapan bir grup yoksulundu. Ben onu kusurlu hale getirmek istedim. Çünkü biraz ötelerinde bir kral vardı; tüm gemilere zorla el koyuyordu." 18. sure (KEHF) 79. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
Görmedin mi, Allah yeryüzündekileri ve denizde O'nun emriyle akıp giden gemileri sizin hizmetinize verdi. O'nun izni olmaksızın yerkürenin üstüne düşmemesi için göğü O tutuyor. Allah, insanlara karşı elbette Raûf, Rahîm'dir, 22. sure (HAC) 65. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Hem onlar üzerinde hem de gemiler üzerinde taşınıyorsunuz. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 22. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

Gemiye bindiklerinde, dini Allah'a özgüleyerek yalvarıp yakarırlar. Fakat Allah onları kurtarıp karaya çıkardığında, bir bakmışsın ortak koşuyorlar; 29. sure (ANKEBÛT) 65. ayet (Resmi: 29/İniş:85/Alfabetik:8)

O'nun ayetlerindendir ki, size rahmetinden tattırsın; gemiler, buyruğu ile akıp gitsin. Lütfundan nasip arayasınız ve şükredebilesiniz diye, rüzgârları müjdeciler olarak gönderir.
30. sure (RÛM) 46. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Bu böyledir; çünkü Allah, Hakk'ın ta kendisidir. O'nun berisinde yalvarıp yakardıkları ise bâtıldır. Ve Allah Aliyy'dir, yüceliğine sınır yoktur; Kebîr'dir, büyüklüğüne sınır yoktur.
31. sure (LOKMAN) 30. ayet (Resmi: 31/İniş:57/Alfabetik:59)

İki deniz birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu giderir, içimi hoş ve rahattır; şu tuzludur, acıdır. Ama hepsinden de taze et yersiniz; giyip takınacağınız bir süs çıkarırsınız. Allah'ın lütfundan nasip aramanız ve şükredebilmeniz için, gemilerin denizi yara yara gittiğini görürsün. 35. sure (FATIR) 12. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı. 37. sure (SÂFFÂT) 140. ayet (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90)

O hayvanlarda sizin için daha nice faydalar vardır. Onları binek yaparak, gönüllerinizdeki arzuya ulaşırsınız. Hem onlar üzerinde hem gemiler üzerinde taşınırsınız. 40. sure (MÜ'MİN) 80. ayet (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)

Denizde o dağlar gibi akıp giden gemiler de O'nun ayetlerindendir. 42. sure (ŞÛRÂ) 32. ayet (Resmi: 42/İniş:62/Alfabetik:95)

Tüm çiftleri de yaratan O'dur. Ve O, sizin için gemilerden ve hayvanlardan binmekte olduğunuz şeylere de vücut verdi; 43. sure (ZUHRUF) 12. ayet (Resmi: 43/İniş:63/Alfabetik:113)

Allah size denizi boyun eğdirdi ki, içinde gemiler O'nun emriyle akıp gitsin, lütfundan istekte bulunasınız ve şükredebilesiniz. 45. sure (CÂSİYE) 12. ayet (Resmi: 45/İniş:65/Alfabetik:15)

Denizde koca dağlar gibi akıp giden o görkemli gemiler de O'nundur. 55. sure (RAHMÂN) 24. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)

q) Renkler


Ve sizin için yeryüzünde, çeşit çeşit renklerde başka şeylere de vücut vermiştir. Bütün bunlarda, düşünüp ibret alacak bir toplum için elbette bir mucize vardır. 16. sure (NAHL) 13. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

"Sonra, meyvaların her türünden ye de boyun bükerek Rabbinin yollarına koyul." Onun karıncıklarından, renkleri çeşit çeşit bir içecek çıkar ki, insanlar için onda şifa vardır. Derin derin düşünen bir topluluk için, bunda kesin bir mucize var. 16. sure (NAHL) 69. ayet (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75)

Göklerin ve yerin yaratılmasıyla dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O'nun ayetlerindendir. Bunda, ilim sahipleri için elbette ibretler vardır. 30. sure (RÛM) 22. ayet (Resmi: 30/İniş:84/Alfabetik:87)

Görmedin mi, Allah, gökten bir su indirdi. Onunla, renkleri çeşit çeşit meyveler çıkardık. Dağlardan da yollar var; beyaz, kırmızı, değişik renklerde. Ve simsiyah yollar da var. Aynı şekilde, insanlardan, hayvanlardan, davarlardan da çeşitli renklerde olanlar var. Kulları içinde Allah'tan ancak bilginler ürperir. Allah Azîz'dir, Gafûr'dur. 35. sure (FATIR) 27-28. ayet (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24)

Görmedin mi, Allah gökten bir su indirdi de onu toprak içindeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla çeşitli renklerde ekinler çıkarıyor. Sonra ekin kurur da sen onu sararmış görürsün. Sonra da onu kuru ufantı haline getirir. İşte bunda, akıl ve gönül sahipleri için mutlak bir ibret var. 39. sure (ZÜMER) 21. ayet (Resmi: 39/İniş:59/Alfabetik:114)

r) Ateş


(1) Cehennem ateşi-Azap

Allah'ın Kitap'tan indirdiği şeyi gizleyip onu basit bir ücret karşılığı satanlar, karınlarında ateşten başka bir şey yemiş olmazlar, Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacaktır, onları arındırmayacaktır da... Onlar için korkunç bir azap vardır. 2. sure (BAKARA) 174. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Hep birlikte Allah'ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O'nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız.
3. sure (ÂLİ IMRÂN) 103. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Gün olur, cehennem ateşinde onların üzerine lav dökülür de bununla onların alınları, böğürleri, sırtları dağlanır: "İşte egolarınız için yığdıklarınız. Hadi tadın biriktirmiş olduklarınızı!" 9. sure (TEVBE) 35. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Allah, erkek münafıklara da kadın münafıklara da küfre sapanlara da içinde sürekli kalacakları cehennem ateşini vaat etmiştir. O yeter onlara. Allah lanet etmiştir onlara. Sonu gelmez bir azap var onlar için. 9. sure (TEVBE) 68. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Allah'ın resulüne ters düşmek için arkada kalanlar, çöküp oturdukları için sevindiler; Allah yolunda, mallarıyla canlarıyla didinmeyi tiksindirici bulup şöyle dediler: "Bu sıcakta seferber olmayın." De ki: "Hararet bakımından cehennem daha zorludur." Bir anlayabilselerdi! 9. sure (TEVBE) 81. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Peki, binasını Allah'tan gelen bir sakınma duygusu ve hoşnutluk üzerine kuran mı hayırlıdır yoksa binasını sel artıklarının ucundaki yarın kenarına kurup da onunla birlikte cehenneme yuvarlanan mı? Allah, zalimler topluluğuna kılavuzluk etmez. 9. sure (TEVBE) 109. ayet (Resmi: 9/İniş:113/Alfabetik:104)

Gömlekleri katrandandır. Yüzlerini ateş bürümüştür. 14. sure (İBRÂHİM) 50. ayet (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)

Allah kime hidayet verirse doğru olan yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, böyleleri için O'nun dışında dostlar bulamazsın. Kıyamet günü böylelerini kör, dilsiz ve sağır bir halde yüzleri üstüne sürerek haşrederiz. Varacakları yer cehennemdir ki, alevi dindikçe kızgın ateşini körükleyiveririz. 17. sure (İSRÂ) 97. ayet (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)

O inkâr edenler, ne yüzlerinden ne sırtlarından azabı uzak tutamayacakları ve hiçbir yardım da göremeyecekleri zamanı bir bilselerdi! 21. sure (ENBİYÂ) 39. ayet (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)

İşte şu iki hasım, Rableri hakkında çekişip durmuşlardır. Sonuçta küfre sapanlar için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülmektedir. 22. sure (HAC) 19. ayet (Resmi: 22/İniş:88/Alfabetik:32)

Ateş, yüzlerini yalar. Ve onlar da içinde sırıtıp kalacaklar. 23. sure (MÜ'MİNÛN) 104. ayet (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)

Kaynar suyun içine. Sonra da ateşte yakılacaklar. 40. sure (MÜ'MİN) 72. ayet (Resmi: 40/İniş:60/ Alfabetik:69)
"İşte budur yalanlayıp durduğunuz ateş!" 52. sure (TÛR) 14. ayet (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106)

(2) Dünya Ateşi

Onların durumu şu kişinin durumuna benzer: Bir ateş tutuşturmak istedi. Ateş, çevresindekileri aydınlattığında, Allah onların ışığını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı; artık görmezler. 2. sure (BAKARA) 17. ayet (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)

Onlar şöyle demişlerdi: "Allah bize ant verdi, kendisi bize ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir resule inanmayacağız." Söyle onlara: "Size benden önce o dediğinizle birlikte açık deliller getiren resuller gelmişti. Peki, madem doğru sözlülerdiniz neden onları katlettiniz?" 3. sure (ÂLİ IMRÂN) 183. ayet (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)

Şunda kuşkunuz olmasın ki, zulme başvurarak yetimlerin mallarını yiyenler karınlarına doldurmak üzere bir ateş yemekten başka bir şey yapmazlar. Ve onlar yakın bir zamanda, korkunç acılar veren bir azaba dalacaklardır. 4. sure (NİSA) 10. ayet (Resmi: 4/İniş:98/Alfabetik:82)

Yahudiler dediler ki: "Allah'ın eli bağlıdır." Kendi elleri bağlandı/elleri bağlanasıcalar! Söylemiş oldukları yüzünden lanetlendiler. Söylediklerinin aksine, Allah'ın iki eli de alabildiğine açıktır; dilediği gibi bağışta bulunur. İnan olsun ki, Rabbinden sana indirilen, küfür ve taşkınlık yönünden onları iyice azdıracaktır. Onların arasına, ta kıyamet gününe kadar düşmanlık ve nefret atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür de onlar yeryüzünde yine bozgunculuğa koşarlar. Ama Allah, bozguncuları sevmez.
5. sure (MÂİDE) 64. ayet (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)

Allah buyurdu: "Sana emrettiğimde secde etmeni engelleyen neydi?" İblis dedi: "Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın." 7. sure (A'RAF) 12. ayet (Resmi: 7/İniş:39/ Alfabetik:9)

Gökten bir su indirdi de vadiler, kendi ölçülerince/kaderlerine göre sel oldu, ardından da sel, üste çıkan köpüğü taşır hale geldi. Bir süs eşyası veya âlet yapmak isteğiyle ateşte körükledikleri şeylerde de benzeri bir köpük vardır. Allah hakla bâtılı işte böyle örneklendiriyor: Köpük, atılır gider; insanlara yararlı olansa toprakta kalır. Allah, işte bu şekilde örnekler verir. 13. sure (RA'D) 17. ayet (Resmi: 13/İniş:87/Alfabetik:85)

Cini/İblis'i de daha önce kavurucu ateşten yaratmıştık. 15. sure (HİCR) 27. ayet (Resmi: 15/ İniş:54/Alfabetik:36)

"Bana demir kütleleri getirin!" İki ucu tam denkleştirince, "Körükleyin!" dedi. Onu ateş haline koyunca da "Getirin bana, üzerine erimiş bakır/katran dökeyim!" diye seslendi. 18. sure (KEHF) 96. ayet (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)

İblis dedi: "Ben ondan hayırlıyım! Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın."
38. sure (SÂD) 76. ayet (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)

Cini de ateşin dumansızından yarattı. 55. sure (RAHMÂN) 15. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)

İkinizin de üzerine ateşten bir alev ve erimiş bakır/duman gönderilir de başarılı olamazsınız.
55. sure (RAHMÂN) 35. ayet (Resmi: 55/İniş:89/Alfabetik:86)


Çakıp çakıp çıkardığınız o ateşi gördünüz mü? 56. sure (VÂKIA) 71. ayet (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik: 107)



O tutuşturulan ateşin adamları, 85. sure (BÜRÛC) 5. ayet (Resmi: 85/İniş:27/Alfabetik:14) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder