İŞTE ATATÜRK

İŞTE ATATÜRK
Allah Kuran’da: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.” (17/İSRA/36) buyurmuştur. Atatürk de: “Türk Kuran'ın arkasında koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım; arkasında koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın” (Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi 1-5, 1977 /A. Gürtaş, s. 41) demektedir.- "İŞTE ATATÜRK" PORTALINA GİRMEK İSTEDİĞİNİZDE YUKARIDAKİ RESMİ TIKLAYINIZ.

16 Ocak 2016 Cumartesi

KUR'AN VE GERÇEK

                        

A.                GERÇEĞİN BELİRİŞİ


1.                Önceki yazılardan özetlenmiş bir hatırlama ile konumuza girelim:


 Arapça olarak, OKU / DÜŞÜN – ANLA / ANLAT / ÇAĞIR manasında” anla­yarak ‘OKUMAK’ anla­mına gelen KUR’AN, Aklını ve gönlünü işleterek görev ve sorumluluklarını idrak etmek, bilincine varmak şuuru ve iradesiyle, İMAN SAHİBİ OLUNMASI, İMAN SORUMLULUĞUN YÜKLENİLMESİ ve İMANIN GEREĞİNCE YAŞANMASI, TÜM İNSANLARI DA KENDİSİYLE BUNA ÇAĞIRMAK, maksadıyla,  Allah resulünün / elçisinin diliyle, Tüm insanlığa Tebliği /duyurulması için inmiştir.

İnsanların Yaratılış Amacı, ALLAH’A İBADET ETMEK YANİ ALLAH İÇİN İŞ YAPIP DEĞER ÜRETMEKTİR.

İnanç ve eylemleriyle, Dünya’da denenme:  Sınavdır.

Bu sınavda, Hesaba Çekileceğimiz Temel Sorumluluğumuz da: İBADETLERİMİZDİR.  İNANIP, ALLAH’ IN RIZASINI KAZANMAK İÇİN YAPTIĞIMIZ İŞLERDİR.

 “Kitap”ta belirtilmiş öğüt, emir ve yasaklara uyarak, tutum ve davranış olarak, HAKKA İNANIP;      HAKK’A (ALLAH’A)  VE HAKK’IN RIZASI İÇİN HALKA (TOPLUMA) HİZMET (yararlı işler yapmak) İBADETTİR ve aynı zamanda “yalnız ve ancak” ALLAH’A KULLUĞUN AMELİ İFADESİDİR.

 (Bkz: KUR’AN VE SORUMLULUK- MKA)

 

2.                Kâinatın yaratılış sebebi nedir?


 Allah’ Kur’an’da mealen buyuruyor ki:

 Biz gökleri de, yeri de ve bunların arasındakileri de eğlenip eğlendirelim diye, Boşuna yaratmadık; hak olarak, hak üzere ve belirlenmiş bir süreye bağlı olarak, sadece gerçeği göstermek üzere yarattık. Ta ki her benlik, kazancının karşılığıyla, hiç kimse zulme uğratılmaksızın, yüz yüze getirilsin.” (Bkz: 14 / 19 -20; 15 / 85 – 86; 16 / 3; 21 /16 -17; 30 / 7 – 8; 38 / 27; 39 / 5; 44 / 38 / 39; 45 / 22; 46 / 3)

 Bu ayetlerin ışığında görüldüğü gibi, İÇİNDEKİ TÜM VARLIKLARLA BİRLİKTE, KÂİNATIN YARATILIŞ SEBEBİ: Hak üzere ve belirlenmiş bir süreye (kader / ölçü) bağlı olarak, sonuçta her benliğin kazancının karşılığı ile hiç kimse zulme uğratılmaksızın yüz yüze getirilmesi maksadıyla, SADECE GERÇEĞİ GÖSTERMEK İÇİNDİR.

 

3.                Gerçek ve Doğru Nedir?


 Sözlüklerde sinonim (eş anlamlı) olarak açıklansa da,  “Gerçek”  ile “Doğru” arasında anlam farkı vardır.

GERÇEK, Haktır, Hakikattir. Sadece Gerçek, gerçektir ve Gerçek tektir. Gerçek, aynı koşullarda değişmeyen “Mutlak Doğru”dur.

DOĞRU dediğimiz ise, Gerçeği  / Hakkı / Hakikati / Mutlak Doğru’yu algılayışımız ve anlayışımızdır. Kişiye ve aynı algı ve anlayışı (müşterek değer yargılarını) paylaşan toplumlara özgüdür. Zamana ve mekâna göre değişkendir.

4.                Gerçek Nerededir?


  BİZ GÖKLERİ, YERİ VE BUNLAR ARASINDAKİLERİ eğlenmek için yaratmadık. İKİSİNİ DE, SADECE GERÇEĞİ GÖSTERMEK ÜZERE YARATTIK. Ama onların çokları bilmiyorlar.” (44 / 38 – 39) ayetlerinin ışığında, gerçeğin, içindeki tüm varlıklarla birlikte, kâinatta görülebileceği açıktır.
 Bu böyledir, çünkü Allah hakkın ta kendisidir…” (22  / 6, 62)
                   
  Hakkın / Gerçeğin ta kendisi olan Yüce Allah’ın hem “BÂTIN: Gözle görülemeyen, her şeyde kendinden bir güç bulunan”  ve hem de   “ZAHİR: Her şeyde tecelli eden ( Belirme, görünme, ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma hali), Tüm yarattıklarında, kendisinden görünebilir izler, işaretler bulunan) olması, kâinattaki mevcut tüm varlıklarda da, gerçeğin belirmesi, görünmesi, gözükmesi, ortaya çıkması, oluşması demektir.

 KÂİNATTA DELİLLERİYLE GÖSTERİLEN GERÇEK, BİLİMİN KONUSUDUR.


5.                Gerçeği Görebilmenin Yolu Nedir?


 Her türlü  cehaletin sebebi,  anlayamamaktan ziyade sorgulama yetersizliğidir. Sorgulamadan bir yolun / bir kişinin ardına düşmektir. 

Anlayışlar örtüşsün veya örtüşmesin benimsenmeyen bir yorumun / anlatma ifadesinin  “saygı adına” kabullenilmesi yanlıştır, tenkide değer görülmesi  esastır, uygundur.  Lakin bu da ayrıştırıcı / itici olmayan, birleştirici, toparlayıcı bir üslup ile yapılmalıdır.

Hedef (amaç), bir şeyin aslını / gerçeğini anlamak olduğunda; bunu doğru anlamanın yolu (bu amaca götüren ilerleme mihveri) ; GERÇEĞİ,  İŞİTİP, GÖRMEK, OKUYUP DÜŞÜNMEKTİR.

GERÇEK ANCAK İŞİTİP, GÖRMEK, OKUYUP DÜŞÜNMEKLE GÖRÜLEBİLİR.

 İŞİTMEKTEN MAKSAT: Bilip anlamak istediğimiz hakkında söylenenleri,  önyargıdan bağımsız olarak söylenenin maksadını anlamak amacıyla dinlemektir. (Haberdar olmak)

 GÖRMEKTEN MAKSAT: Bilip anlamak istediğimizin, kâinattaki ve kendimiz ile diğer  insanlardaki tecellilerini (ortaya çıkışlarını), tezahürlerini (belirtilerini), önyargıdan bağımsız olarak konuyu doğru anlamamızı delillendirmek amacıyla görmektir. (Olguları tabiatta ve insanda / insanlarda aramak, araştırmak)

 OKUMAKTAN MAKSAT: Bilip anlamak istediğimiz hakkındaki bilgileri, Rab sıfatıyla “Besleyip, terbiye edip eğiten; Yarattıklarını belirlediği bir programa uygun olarak, birtakım hedeflere götüren; Tekâmülü programlayıp yöneten Allah’ın (vahiy kitapları) rehberliğinde, “Kâinat” ve “İnsan” kitaplarında indirip gösterdiklerini, önyargısız öğrenmek amacıyla sorgulayarak okumaktır. (Bilgi sahibi olmak, Anlamak)

 DÜŞÜNMEKTEN MAKSAT:  İşitip, görüp, sorgulayarak okuduğumuzu, akıl ve gönül terazilerimizde tartarak değerlendirmektir. (Özümsemek ve uygulamaya koyacağımız sübjektif doğru bir görüş  sahibi olmak, Tefekkür ile idrak edip, İnanmak)

Kişisel seçim ve tercih, bunların  her birinin öncesinde de vardır ve bunların her birinden sonra da yapılır.

 VAHİY KİTABI OLAN KUR’AN’DAKİ İMAN KONUSUNDAKİ GERÇEK, BİLİMİN KONUSU DEĞİLDİR.


B.                KİTAPTAKİ GERÇEK


1.                Kitap nedir?


 DİN LİTERATÜRÜNDE KİTAP: özellikle, “İçinde  kuşku ve çelişki olmayan” (2 / Bakara / 2) Kuran ve tüm ilahi vahiylerin genel adı olmakla birlikte, genel olarak “Kitap” ile kastedilen: Kuran’a göre insanın önüne okunmak üzere konulan üç temel kitap, yani, “Kainat Kitabı”, “İnsan Kitabı-insanın bizatihi kendisi” ve “Vahiy Kitabı” (Kuran) dır.


 “KİTAP” deyince,  genel ve geniş anlamda:             

a)                “KAİNAT KİTABI”,

b)               “İNSAN KİTABI” ve

c)                “VAHİY KİTABI” (KUR’AN)

 kitaplarının hepsi algılanmalı ve öyle anlaşılmalıdır.


2.                Ayet nedir?

a)              Ayetin tanımı


 AYET: Kelime olarak, belirti, işaret, delil… gibi anlamlara gelen ve “Yaratan” la “yaratılan” arası ilişkide anlamı olan, insanı “Tek ve Mutlak Yaratıcı” (Allah) ya çeviren ve götüren aydınlık, ışık ve işarettir.

b)              Kuran’a göre “Ayet” , sadece Kur’an’ nın belirli parçaları olmayıp, aynı zamanda varlıklar ve olaylar da dâhil olmak üzere, İnsan ve Kâinat kitaplarının da parçalarıdır.


3.                Kur’an ile İnsan ve Kâinat Kitaplarının ilişkisi nedir?



 Vahiy Kitabı Kur’an, İnananlar için bizatihi kendisinin kılavuz olmasının yanında, “Kâinat Kitabı” ile “İnsan Kitabı” nın gereğince okunup, bunlardaki “Ayetlerin” ve “Sünnetullah” ın da anlaşılıp, değerlendirilmesini kolaylaştıran bir ışıktır, nurdur.

 SÜNNETULLAH da, Allah’ın “yol” ve “yasa”sı;  Varlığı yönetmede “Allah’ın Dilemesi”yle dilemedikçe, değişmez, değiştirilemez, yöntemi, tarzıdır.
                                    
 Kuran’da mevcut olan “Allahın emir ve yasakları” ve Allah’ın tüm âlemlerdeki iş ve oluş dâhil tüm yarattıklarının “yaratılış” ve “yönetim” ini düzenleyen “işleyiş” esasları ile insanlarca bilinen ve bilinmeyen, keşfedilmiş veya keşfedilmemiş değişmez, şaşmaz, fiziksel, fizik ötesi, biyolojik, psikolojik, sosyolojik vs. ”Vahiy / Kur’an”,  “Kâinat” ve ”İnsan” kitaplarındaki tüm “Varlık Kanunları”,  “Sünnetullah” kapsamı içindedir.

4.                Kur’an’daki Gerçek nedir?


 Kitap olarak Kur’an’ı bizatihi, gereğince “oku” yamayanlar, söz ile “İnananlardanım / müminim” deseler de, Kur’an’ın kılavuzluğundan mahrum kalırlar ve Onun,Kâinat Kitabı” ile “İnsan Kitabı” nın gereğince okunup, bunlardaki “Ayetlerin – Gerçeğin delilerinin” ve “Sünnetullah” ın (Allah’ın tüm âlemlerdeki iş ve oluş dahil tüm yarattıklarının “yaratılış” ve “yönetim” ini düzenleyen “işleyiş” esasları nın) anlaşılıp, değerlendirilmesini kolaylaştıran ışığından, nurundan da asla yararlanamazlar.

 Kur’an’ı gereğince “oku” mama nedeniyle, onun gösterdiğini ona baksalar da göremeyen ve bu sebeple de “Kâinat Kitabı” ile “İnsan Kitabı”na bakmayı bile akletmeyen ve göremeyen zihinler, baktığı Kitap’ta (Kur’an’da) “her şeyin var olduğunu”, hiçbir şeyin ne eksik ne de fazla bırakıldığını” yanlış anlayıp, değerlendirir ve Kur’an’la üfürenler, muska yapanlar, şifre arayanlar, cifr hesapları vs. yapanların güdümüne girerler. Hem din yozlaşır hem de hurafe, bilimi engeller.

 Halkının çoğu böyle Müslüman olan bir toplum, “Kâinat Kitabı” ile “İnsan Kitabı” nı da okuyup, anlayıp, “BİLİMSEL” ilerleme ve buluş elbette yapamaz.

 KUR’AN’DAKİ GERÇEK, KUR’AN’I GEREĞİNCE OKUMAYANLARIN, ONUN KILAVUZLUĞUNDAN MAHRUM KALACAĞI GİBİ,  ONUN “KÂİNAT KİTABI” İLE “İNSAN KİTABI” NIN GEREĞİNCE OKUNUP DEĞERLENDİRİLMESİNİ KOLAYLAŞTIRAN IŞIĞINDA DA MAHRUM KALACAĞI GERÇEĞİDİR.


5.                “Kur’an Yeter” sözündeki gerçek nedir?


 Kur’an, binlerce (evet binlerce) ayetinde Kâinat ve İnsan Kitaplarına gönderme yaparak, işaret ederek, Sünnetullah çerçevesinde “SEBEP- SONUÇ İLİŞKİSİ” de kurarak, gerçeğe ulaşmanın kendisiyle birlikte, kendisinin ışığında Kâinat ve İnsan Kitaplarının da gereğince “oku”nması gerektiğini vurguluyor.

 Geleneksel tefsirlerde / yorumlarda ve Kur’an fihristlerinde, özellikle Allah’ın varlığının delilleri olarak gösterilen Kur’an Ayetleri, taşıdıkları bu anlamın yanında, Kâinat ve İnsan kitaplarına gönderme yapmakta,  Kâinat ve İnsan kitaplarındaki ayetleri (gerçeğin delillerini) de düşünüp ibret almaya davet etmekte ve “gereğince oku” manın bu olduğunu vurgulamaktadır.

 “KUR’AN YETER” SÖZÜNÜN ANLAMINDAKİ GERÇEK, KUR’AN’I GEREĞİNCE OKUYANLARIN, KUR’AN’IN KENDİSİYLE BERBER, KÂİNAT VE İNSAN KİTAP’LARININ “AYET” LERİNİ DE “GEREĞİNCE” OKUMASI GEREKTİĞİDİR.


6.                Kur’an, Bilime engel midir?



 Dini bilime engel görenlerin değerlendirmedeki temel yanlışıgörüp – bildikleri Din anlayış ve uygulamaları ile “Kur’an’daki Gerçeği “  bir ve aynı kabul edişleridir. 

 “Kur’an Yeter” sözünün anlamındaki gerçeğin, Kur’an’ın kendisiyle beraber Kâinat ve İnsan Kitap’larının da gereğince okunması demek olduğunu,  anlamamaları ve bilmemeleridir. Zannettikleri gibi değildir.

 “Hacettepe Üniversitenin girişinde yıllardır bir taş sembol vardır, üzerinde  Tek kitabı olan insandan korkarım” yazılıdır.
                                                                                                              
Thomas Aquinas’ın sözüdür.

Başka kitap okumayan, bağnaz, tutucu insanlardan korkulması gerektiğini anlatan ünlü bir sözdür.”

İşte bu söz, lafzıyla, “İnsan Kitab” ının gerçeği ifade eden, gereğince okunması gereken bir ayeti, bir İnsanın dosdoğru sözüdür. Ancak manasıyla gerçeğe uygun algılanıp,  yorumlanması şartıyla… Çünkü:

Dikkatinizi çekmek isterim ki: İSLAM DİNİN VAHİY KİTABI OLAN KUR’AN, ANA KAYNAK OLARAK, GÜNÜMÜZ MÜSLÜMANLARI İÇİN, “TEK KİTAPTIR”. AMA O KİTAP (KUR’AN),  ISRARLA KENDİSİYLE BERBER, KÂİNAT VE İNSAN KİTAP’LARININ “AYET” LERİNİN DE “GEREĞİNCE” OKUNMASI GEREKTİĞİNİ VURGULAMAKTADIR.

Kur’an’ı, Bilime engel görenler, İSLAM’IN TEK KİTABI OLAN KUR’AN’IN, BİNLERCE AYETİNDE, KÂİNAT VE İNSAN KİTAPLARININ AYETLERİ OLAN DÜNYADA VE KÂİNATTA MEVCUT BÜTÜN KİTAPLARI,  GEREĞİNCE OKUYUP, DÜŞÜNÜP İBRET ALMAYI ÖĞÜTLEDİĞİNİ, KUR’AN’N TEMEL MESAJLARINDAN BİRİ OLARAK, BUNLARIN HEPSİNE BİRDEN BİR ARADA “KİTAP” DENDİĞİNİ VE BU “KİTAP” A UYULMASINI EMRETTİĞİNİ göremeyenlerdir. Bilemeyenlerdir.

“İlim Çin’de olsa bile arayın, alınsözünün anlamından habersiz olan ve veya tamamı mealen: İLİM ÇİN'DE DE OLSA ONA TÂLİP OLUN. ÇÜNKÜ İLİM HER MÜSLÜMANA FARZDIR.”(Beyhakî, Şuabu’l-İman-Beyrut,1410, 2/253)olan “Hadis” deki İlimi, sadece Din ilmine yoranlar, KUR’AN’I İNDİĞİ COĞRAFYA’DA TEBLİĞ EDEN HZ. PEYGAMBER’İN, TEBLİĞ ETTİĞİ BU DİN’İN İLMİNİ ALMAK İÇİN, İNSANLARI ÇİN’E YÖNLENDİRMEYECEĞİNİ,  İLİMDEN MAKSADIN KÂİNAT VE İNSAN KİTAPLARININ KONUSU OLAN BİLİMİ DE KAPSADIĞINI VE BU BİLİM’İN NEREDE VE KİMDE OLURSA OLSUN ONDAN ALINMASININ HER MÜSLÜMANA İLİM OLARAK FARZ OLDUĞUNU KUR’AN’A UYGUN OLARAK AÇIKLADIĞINI fark edemeyenler, akıllarını işletmeyen Kur’an cahilleridir.


BİLİME ENGEL OLAN, KUR’AN DEĞİLDİR, KUR’AN DAKİ HAK SÖZE, BATIL YORUM GETİRMEKTİR.


YANLIŞ OLAN, Kuran’ı gereğince “oku” mak değildir; Yanlış olan, Kur’an’ı gereğince “oku” mamaktır.

YANLIŞ OLAN, Kur’an’ın, “Kâinat Kitabı” ile “İnsan Kitabı” nın okunup, anlaşılıp, değerlendirilmesini kolaylaştıran ve teşvik eden ışığından, nurundan yararlanamamaktır.

YANLIŞ OLAN, “Kâinat ve İnsan” Kitaplarını da gereğince “oku” mamaktır.

YANLIŞ OLAN, Kur’an’ın “Kâinat ve İnsan”  Kitaplarındaki gerçeği idrak ve alınan ibretle,  sahip olunması istediği İman’ı, Bilime engel görmektir.

YANLIŞ OLAN, Kur’an’ın ayetlerini (gerçeğin delillerini) “Kâinat ve İnsan”  Kitaplarında da göstermesine rağmen, Bilime itibar etmeyip,  İman dışı konularda gerçeği, bilimle değil, imanla açıklamaya çalışmaktır.

 GABYA İMAN, VARLIK ÂLEMİNDEKİ GERÇEĞİ DE AYDINLATIR. 

 KUR’AN, BİLİME ENGEL DEĞİLDİR,  ÜSTELİK BİLİME ÇAĞRIDIR.

7.                Sonuç olarak Kitap’ taki Gerçek nedir?


 Kalbin / gönülün tasdiki olan iman esasları, ispatı ile uğraşılarak, bilimin konusu yapılmaz;   GAYB (AHİRET) ALEMİNE AİT İMAN  GERÇEĞİ, KUR’AN’DA DIR.

 Allah’ın, kâinat ve insan kitaplarına gönderme yaparak,  Sünnetullah gereği olarak,  KUR’AN’IN GÖSTERDİĞİ VARLIK ÂLEMİNE AİT GERÇEK DE, KÂİNATTA VE İNSANDADIR.

Kişinin ahirette hesaba çekileceği “Temel Sorumluluğu”:  Gayb (Ahiret) âlemindeki “GERÇEK” e inanarak /İMAN İLE içinde bulunduğu Varlık Âleminde Allah için iş ve değer üretmek, ÇALIŞMAKTIR.

 Çalışmada verim almanın SÜNNETULLAH’ ta gösterilen yolu, “SEBEPLERE YAPIŞMAK” tır.

ARANAN “GERÇEK”İN BULUNACAĞI ÂLEM NERESİ İSE ONA GÖTÜRECEK “SEBEP” DE ORDADIR.

Sebepler de o sebebin sonucu olan “Gerçek” te “Ayet” lerdedir ve  “AYET” , sadece Kur’an’ nın belirli parçaları olmayıp, aynı zamanda varlıklar ve olaylar da dâhil olmak üzere, İnsan ve Kâinat kitaplarının da parçalarıdır Kuran’a göre...

Sebebi yanlış yerde aramak, o konu ile ilgili olarak cehalet tir / bilgisizliktir.


 SADECE SEBEBİNE YAPIŞANLAR GERÇEĞE ULAŞIR.


 İŞTE,   ÜÇ TEMEL KİTAP’TAKİ GERÇEK BUDUR.


“Allah’a “CENÂB-I HAKK” demişiz…

Ne büyük, ne muhteşem bir söz!

“Cenâb”: Saygınlık, yücelik ve ululuk ifade eden bir deyim.

HAKK”: 1- Gerçek, gerçeğin ta kendisi 2- Doğruluk, hak, adalet…

CENÂB-I HAKK”: Büyük, Saygın, Yüce Gerçek, Doğruluk, Hak, Adalet…”

“CENÂB-I HAKK” tır ki O: Şairin deyişi ile:


“İşit Niyazi sözün
Bir nesne örtmez Hak yüzün,
Hak’tan ayan bir nesne yok,
Gözsüzlere pinhan imiş”


 ÂLEMLERDEKİ GERÇEĞİ GÖREN GÖZ, O ÂLEMLERE AİT “KİTAP” I GEREĞİNCE OKUYAN GÖZDÜR.

 İŞTE SONUÇ OLARAK KİTAP’TAKİ GERÇEK DE BUDUR.

 “YARATAN RABBİNİN ADIYLA OKU / DÜŞÜN-ANLA / ANLAT / ÇAĞIR!” (Alak / 1)

C.                ÜÇ TEMEL KİTAP’TAN GERÇEĞİN OKUNMASI


 Bu üç temel kitap (“Kâinat Kitabı”, “İnsan Kitabı” ve “Vahiy Kitabı” - Kuran), Doğru Bilginin (ilmin ve bilimin) de kaynağıdır. Bu kaynaklardan yararlanmak ancak “Kitap” ta olandan haberdar olup, Çalışan akıl ve gönülle bu bilgi kaynaklarını etkin kullanmakla mümkündür:

 “Yeryüzünde (Kâinat Kitabı) ayetler (gerçeğin delilleri)  vardır görürcesine bilenler için. Benliklerimizin ( İnsan Kitabı ) içinde de. Hâlâ bakıp görmeyecek misiniz?” (51 / 20- 21)

 “De ki: "Göklerde ve yerde (Kâinat ve İnsan Kitaplarında) neler var / neler oluyor, bir bakın!" O ayetler (gerçeğin delilleri) ve uyarılar iman etmeyen (inanmayan) bir toplumun hiçbir işine yaramaz.” (10 / 101)

 “Göklerin ve yerin melekûtuna (Kâinat ve insan kitaplarındaki ayetlere - gerçeğin delileri olan varlık ve oluşlara ), Allah'ın yarattığı herhangi bir şeye bakmadılar mı; ecellerinin gerçekten yaklaşmış olabileceğini düşünmediler mi? Peki, bu Kur'an'dan sonra hangi hadise / söze iman ediyorlar?” (7 / 185) 

 “Onlara ayetlerimizi (gerçeğin delillerini)  ufuklarda (Kâinat Kitabı) ve öz benliklerinin içinde ( İnsan Kitabı ) göstereceğiz. Ta ki, onun hak olduğu kendilerine ayan beyan belli olsun. Kendisinin her şey üzerinde bir tanık oluşu, senin Rabbine yetmez mi?” (41 / 53) 

 Bakınız bu konuda Yaşar Nuri Öztürk ne diyor:

 KÂFİRLER VE ÇİFTE KAVRULMUŞ KÂFİRLER


“Kur’an’ın itham edici kavramlarından biri olan ‘küfür’, ‘gerçeği, ayetleri örtme’ anlamındadır.

Ayetleri tetkik dışına itmek, onlara sırt dönmek açık bir küfürdür; bunu yapanlar da kâfirdir.

Sırt dönülen ayetin Kur’an ayeti olmasıyla madde dünyasına ait olması (örneğin fosiller veya tarih kalıntıları olması) arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü Kur’an’a göre, evren ve insan da ayetlerle dolu birer kitaptır.

Küfür, Kur’an’a dayanılarak, ‘bilimin işlerliğine engel olmak’ anlamında da tanımlanabilir.

Âli İmran suresinin 7. ayeti olan omurga beyyineye göre, Kur’an’ın ayetleri muhkem ve müteşâbih olarak iki ana kısma ayrılır. Muhkemler  az bir kısımdır. Büyük çoğunluk (yüzde 90 civarında) müteşâbih ayetlerdir.

Müteşâbihleri bir Allah bilir, bir de bilimde derinleşen bilginler.

(Bakınız: Kuran ve Anlamı-MKA)  

Müteşâbih ayetleri yani Kur’an’ın yüzde doksanına yakınını işler hale getirip insan hayatına sokmak bilim faaliyeti gerektirmektedir.

(Bakınız: Kuran ve Gerçek: MKA.)

Kur’an ayetlerinin iman ve ibadet konusu olan iki yüz civarındaki muhkemlerini inkâr edenlere kâfir derken, yüzde doksanlık müteşâbih kısmın inkâr veya ihmaline ses çıkarmamak Kur’an’ın onaylayacağı bir tavır değildir.

 Allah’ı, ahireti, namazı, orucu... inkâr insanı nasıl kâfir yaparsa bilimi, düşünceyi, gözlemi, deneyi, tetkik ve tahlili inkâr da aynen öyle kâfir yapar. İkisinin inkârı ise kişiyi, deyim yerinde ise ‘çifte kavrulmuş kâfir’ yapar.

Bu iki dünyada, iki anlamda da kâfir olan ‘çifte kavrulmuşlar’ da vardır.


Gerçek şu ki, sadece Kur’an ayetlerini görmezlikten gelenler değil, evren ve insan kitaplarındaki ayetleri görmezlikten gelenler de kâfirdir. Nüfus kâğıdına ‘Müslüman’ yazdırmış olmak, kâfirlikten kurtarmaz.”



D.               KİTAPTA OLMAYAN “ZAN”DIR:



 Bu üç temel kitaptan (“Kainat Kitabı”, “İnsan Kitabı” ve “Vahiy Kitabı” – Kur’an)  herhangi birinde mevcut olan “Ayetler” ile delillendirilemeyen ve “Sünnetullah” ile açıklanamayan bir şey , gerçeği ifade eden doğru bilgi (ilim ve bilim) değildir, “zan” dır:

 “Neniz var sizin, nasıl hüküm veriyorsunuz? Yoksa sizin bir kitabınız var da ondan ders mi görüyorsunuz? Onda, keyfinize uyan her şeyi rahatça buluyorsunuz. Yoksa sizin lehinize üzerimizde kıyamete kadar uzanacak yeminler mi var da siz ne hükmederseniz oluverecek! Sor onlara: "Böyle bir şeye hangisi kefil?" Yoksa kendilerinin ortakları mı var? Eğer doğru sözlüler iseler, çağırıversinler ortaklarını!” (68 / 36-41)

 “İçlerinde ümmî olanlar da vardır ki Kitap'ı bilmezler, sadece hayal ve kuruntu bilirler. Onlar yalnız sanıya saplanırlar.” (2 / 78)…

 Bkz, Kur’an’ın Işığında ZAN ve AKIL



E.                KUR’AN IŞIĞINDA GERÇEĞE GİDEN YOL


1.                Doğru Yol


 “Hak Rabbindendir  / Gerçek Rabbinden gelir, o halde sakın kuşkuya düşenlerden olma “(2 / 147; 3 / 60), “Kuşkulanmakta isen senden evvel Kitap’ı okuyanlara sor” (10 / 94), “Haberdar olana sor” (25 / 59), “Bilmiyorsan zikir  / Kur’an ehline sor”  (16 / 43; 21 / 7).

“Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.”  (17 / 36)

 “…HER BİLGİ SAHİBİNİN ÜSTÜNDE BİR BAŞKA BİLEN VARDIR.” (12 /76).

 KUR’AN IŞIĞINDA GERÇEĞE GİDEN YOL, “KİTAP” I YANİ VAHİY KİTABI OLARAK KUR’AN’LA BERABER, KÂİNAT VE İNSAN KİTAPLARINI (ÜÇ TEMEL KİTABI), GEREĞİNCE OKUMAK VE HAKKIYLA UYGULAMAKTIR.

2.                “İkra' bismi rabbikellezi halak.


 MÜSLÜMAN KİŞİ VE TOPLUM OLARAK, “YARATAN RABBİNİN ADIYLA OKU / DÜŞÜN-ANLA / ANLAT / ÇAĞIR!” (Alak / 1). BU İLK VAHYİN İLK FARZINI, KUR’AN’DA ALLAH’IN İSTEDİĞİ GİBİ, RIZASINI KAZANACAK ŞEKİLDE, HEM DİNİ HEM BİLİMSEL KONULARDA, LAYIKIYLA YAPANLARDAN OLURUZ,  İNŞALLAH.



M. Kemal ADAL
İZMİR
27 Aralık 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder